Jacqueline Novogratz on an escape from poverty

Jacqueline Novogratz yoksulluktan kurtuluş üzerine

113,133 views ・ 2009-03-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Oktay Simsek Gözden geçirme: Ramazan Gurer
00:12
I've been working on issues of poverty for more than 20 years,
0
12160
4000
20 yıldan daha fazla yoksulluk meseleleri ile uğraşıyorum,
00:16
and so it's ironic that the problem that and question that I most grapple with
1
16160
5000
ve dolayısıyla bu en fazla uğraştığım sorun ve sorunun
00:21
is how you actually define poverty. What does it mean?
2
21160
3000
yoksulluğu gerçekte nasıl tanımlamanız olması ironikdir. Bu ne anlama geliyor?
00:24
So often, we look at dollar terms --
3
24160
2000
Çok sık, dolar terimlerine bakarız --
00:26
people making less than a dollar or two or three a day.
4
26160
2000
günde bir veya iki veya üç dolardan daha az kazanan insanlar.
00:28
And yet the complexity of poverty really has to look at
5
28160
5000
Ve yine yoksulluğun kompleksliği gerçekte
00:33
income as only one variable.
6
33160
2000
sadece ve sadece bir değişken olarak gelire bakmak zorundadır
00:35
Because really, it's a condition about choice,
7
35160
2000
Çünkü gerçekte, bu seçimle ilgili bir durum,
00:37
and the lack of freedom.
8
37160
2000
ve özgürlükten yoksunluktur.
00:39
And I had an experience that really deepened and elucidated for me
9
39160
3000
Ve gerçekten sahip olduğum anlayışı derinleştiren ve aydınlatan
00:42
the understanding that I have.
10
42160
2000
bir tecrübe yaşadım.
00:44
It was in Kenya, and I want to share it with you.
11
44160
2000
Bu Kenya'daydı ve sizinle onu paylaşmak istiyorum.
00:46
I was with my friend Susan Meiselas, the photographer,
12
46160
2000
Fotoğrafçı arkadaşım Susan Meiselas ile beraberdim,
00:48
in the Mathare Valley slums.
13
48160
2000
Mathare Vadisi kenar mahallelerinde.
00:50
Now, Mathare Valley is one of the oldest slums in Africa.
14
50160
3000
Şimdi. Mathare Vallet Afrika'daki en eski gecekondu mahalllerinden birisidir.
00:53
It's about three miles out of Nairobi,
15
53160
2000
Burası Nairobi'nin yaklaşık üç mil dışında yer alıyor,
00:55
and it's a mile long and about two-tenths of a mile wide,
16
55160
3000
ve burası bir mil uzunluğunda ve bir milin yaklaşık onda biri genişliğindedir,
00:58
where over half a million people
17
58160
2000
burada yarım milyonu aşan insan
01:00
live crammed in these little tin shacks,
18
60160
2000
bu küçük teneke barakalarda üst üste yaşıyor,
01:02
generation after generation, renting them,
19
62160
3000
nesilden nesile, kiralayarak,
01:05
often eight or 10 people to a room.
20
65160
2000
sıklıkla sekiz veya 10 kişi bir odaya tıkanarak.
01:07
And it's known for prostitution, violence, drugs:
21
67160
6000
Ve burası fuhuş, şiddet, uyuşturucu ile biliniyor.
01:13
a hard place to grow up.
22
73160
2000
Yetişmek için zor bir yer.
01:15
And when we were walking through the narrow alleys,
23
75160
2000
Ve dar yollar arasında yürüyorken,
01:17
it was literally impossible not to step in the
24
77160
3000
kelimenin tam manasıyla imkansızdı.
01:20
raw sewage and the garbage alongside the little homes.
25
80160
4000
lağım pisliğine ve küçük evler boyunca uzanan çöplere basmak.
01:24
But at the same time it was also
26
84160
2000
Fakat aynı zamanda ayrıca
01:26
impossible not to see the human vitality,
27
86160
3000
orada yaşayan insanların insan canlılığını
01:29
the aspiration and the ambition of the people who live there:
28
89160
3000
arzusunu ve tutkusunu görmek imkansızdı.
01:32
women washing their babies, washing their clothes, hanging them out to dry.
29
92160
3000
Bebeklerini yıkayan, elbiselerini yıkayan ve onları kurumaları için asan kadınlar.
01:35
I met this woman, Mama Rose,
30
95160
2000
Bu kadın, Mama Rose ile tanıştım,
01:37
who has rented that little tin shack for 32 years,
31
97160
3000
kendisi 32 yıldır şu küçük teneke barakayı kiralamış,
01:40
where she lives with her seven children.
32
100160
2000
orada yedi çocuğu ile yaşamakta.
01:42
Four sleep in one twin bed,
33
102160
2000
Dördü bir ikiz yatakta uyuyor,
01:44
and three sleep on the mud and linoleum floor.
34
104160
3000
ve üçü çamur üzerinde ve muşamba yerde uyuyorlar.
01:47
And she keeps them all in school by selling water from that kiosk,
35
107160
4000
Ve şu kulübeden su satarak onların okula gitmelerini sağlıyor
01:51
and from selling soap and bread from the little store inside.
36
111160
4000
ve içerideki küçük dükkandan sabun ve ekmek satmak suretiyle.
01:55
It was also the day after the inauguration,
37
115160
2000
Açılıştan sonraki gündü,
01:57
and I was reminded how Mathare is still connected to the globe.
38
117160
4000
ve Mathare'nin hala nasıl dünyaya bağlı olduğunu hatırlıyordum.
02:01
And I would see kids on the street corners,
39
121160
2000
Ve sokak köşelerinde çocuklar görürdüm,
02:03
and they'd say "Obama, he's our brother!"
40
123160
2000
ve "Obama, o bizim kardeşimizdir!" derlerdi.
02:05
And I'd say "Well, Obama's my brother, so that makes you my brother too."
41
125160
3000
Ve derdim ki "Obama benim kardeşim, bu sizi de benim kardeşim yapar."
02:08
And they would look quizzically, and then be like, "High five!"
42
128160
4000
Muzip bir tavırla bakıyorlardı, ve sonra, "Çak bir beşlik!"
02:12
And it was here that I met Jane.
43
132160
3000
Ve burada Jane'le tanıştım.
02:15
I was struck immediately by the kindness and the gentleness in her face,
44
135160
3000
Yüzündeki nazik ve zarif ifadeden hemen çok etkilendim.
02:18
and I asked her to tell me her story.
45
138160
3000
ve ondan hikayesini anlatmasını istedim.
02:21
She started off by telling me her dream. She said, "I had two.
46
141160
3000
hayalini bana anlatmaya başladı. Dedi ki iki hayalim vardı.
02:24
My first dream was to be a doctor,
47
144160
2000
İlk hayalim bir doktor olmaktı,
02:26
and the second was to marry a good man
48
146160
2000
ve ikincisi iyi bir adamla evlenmekdi
02:28
who would stay with me and my family,
49
148160
2000
benimle ve ailemle kalacak.
02:30
because my mother was a single mom,
50
150160
2000
Annem kocası olmayan bir anneydi,
02:32
and couldn't afford to pay for school fees.
51
152160
2000
ve okul ücretlerini karşılayamıyordu.
02:34
So I had to give up the first dream, and I focused on the second."
52
154160
4000
Bu nedenle ilk hayalimi bırakmak zorunda kaldım, ve ikincisi üzerine odaklandım."
02:38
She got married when she was 18, had a baby right away.
53
158160
3000
18 yaşında evlendi, hemen bir bebeği oldu.
02:41
And when she turned 20, found herself pregnant with a second child,
54
161160
4000
Ve 20 yaşını bitirdiğinde, kendini ikinci çocuğa hamile olarak buldu.
02:45
her mom died and her husband left her -- married another woman.
55
165160
4000
annesi öldü ve babası onu terk etti - başka bir kadınla evlenerek.
02:49
So she was again in Mathare, with no income, no skill set, no money.
56
169160
4000
Bu nedenle tekrar Mathare'ya döndü, hiç geliri, becerisi, parası olmaksızın.
02:53
And so she ultimately turned to prostitution.
57
173160
3000
Ve böylece nihayetinde hayat kadınlığına başladı.
02:56
It wasn't organized in the way we often think of it.
58
176160
2000
Bizim alışık olarak düşündüğümüz organize birşey değildi.
02:58
She would go into the city at night with about 20 girls,
59
178160
3000
Yaklaşık 20 kızla geceleyin şehire gidiyor,
03:01
look for work, and sometimes come back with a few shillings,
60
181160
3000
iş bakıyor ve bazen bir kaç kuruşla eve dönüyordu,
03:04
or sometimes with nothing.
61
184160
2000
bazense hiç birşey olmaksızın.
03:06
And she said, "You know, the poverty wasn't so bad. It was the humiliation
62
186160
3000
Dedi ki "bilirsiniz, yoksulluk o kadar kötü değildi. Kötü olan bütünüyle küçük düşmüş
03:09
and the embarrassment of it all."
63
189160
2000
ve utanmış olmaktı."
03:11
In 2001, her life changed.
64
191160
4000
2001'de hayatı değişti.
03:15
She had a girlfriend who had heard about this organization, Jamii Bora,
65
195160
4000
Jamii Bora adında kız arkadaşı bu organizasyonu işitmişti,
03:19
that would lend money to people no matter how poor you were,
66
199160
3000
bu organizayon ne kadar yoksul olurlarsa olsunlar insanlara ödünç para veriyordu,
03:22
as long as you provided a commensurate amount in savings.
67
202160
4000
tasarruflarınızla orantılı bir tutar sağladığınız kadarı ile.
03:26
And so she spent a year to save 50 dollars,
68
206160
3000
Ve 50 dolar biriktirmek için bir yıl geçirdi,
03:29
and started borrowing, and over time she was able to buy a sewing machine.
69
209160
5000
ve ödünç almaya başladı, ve zamanla bir dikiş makinesi alabildi.
03:34
She started tailoring.
70
214160
1000
Terziliğe başladı.
03:35
And that turned into what she does now,
71
215160
3000
Ve bu şimdi yaptığı işe dönüştü,
03:38
which is to go into the secondhand clothing markets,
72
218160
2000
yani ikinci el giyisi pazarına gidiyor,
03:40
and for about three dollars and 25 cents she buys an old ball gown.
73
220160
4000
ve yaklaşık 3 dolar 25 sente eski bir elbisesi alıyor.
03:44
Some of them might be ones you gave.
74
224160
2000
Onların bazıları sizin verdiklerinizden olabilir.
03:46
And she repurposes them with frills and ribbons,
75
226160
4000
Ve bu elbiseleri süslerle ve kurdelalarla yeniden şekillendiriyordu,
03:50
and makes these frothy confections that she sells to women
76
230160
4000
ve bu baloncuklu giyisileri yapıyor ve
03:54
for their daughter's Sweet 16 or first Holy Communion --
77
234160
4000
kadınlara kızlarının tatlı 16'sı, bir başka deyişle her sosyal sınıftan insanın hayatlarında bir kez kutlamak istedikleri dönüm noktası --
03:58
those milestones in a life that people want to celebrate
78
238160
3000
ilk Kutsal Komünyon için
04:01
all along the economic spectrum.
79
241160
2000
onları satıyordu.
04:03
And she does really good business. In fact, I watched her
80
243160
3000
Ve gerçekten iyi iş yapıyordu. Aslında, onu
04:06
walk through the streets hawking. And before you knew it,
81
246160
2000
caddelerde satış yaparken seyrettim. Ve siz tanımadan önce,
04:08
there was a crowd of women around her, buying these dresses.
82
248160
4000
etrafında bu elbiseleri satın alan bir kadınlar kalabalığı vardı.
04:12
And I reflected, as I was watching her sell the dresses,
83
252160
3000
Yaptığı elbise ve ayrıca süs takılarını satışını yaparken
04:15
and also the jewelry that she makes,
84
255160
2000
düşündüm.
04:17
that now Jane makes more than four dollars a day.
85
257160
3000
Şimdi Jane günde 4 dolardan daha fazla kazanıyor.
04:20
And by many definitions she is no longer poor.
86
260160
3000
Ve tanım gereği artık o yoksul değil.
04:23
But she still lives in Mathare Valley.
87
263160
2000
Fakat hala Mathare Vadisinde yaşıyor.
04:25
And so she can't move out.
88
265160
3000
Ve taşınamıyor.
04:28
She lives with all of that insecurity,
89
268160
2000
Bütün bu emniyetsizlikle yaşıyor.
04:30
and in fact, in January, during the ethnic riots,
90
270160
3000
ve aslında, Ocak ayında, etnik ayaklanma sırasında,
04:33
she was chased from her home and had to find a new shack
91
273160
2000
evinden takip edildi ve yaşayacağı yeni bir baraka
04:35
in which she would live.
92
275160
2000
bulmak zorunda kaldı.
04:37
Jamii Bora understands that and understands
93
277160
2000
Jamii Bora bunu anlıyor. Ve
04:39
that when we're talking about poverty,
94
279160
2000
yoksulluk hakkında konuştuğumuz zaman
04:41
we've got to look at people all along the economic spectrum.
95
281160
3000
her sosyal sınıftan insanlara bakmak zorunda olduğumuzu anlıyor.
04:44
And so with patient capital from Acumen and other organizations,
96
284160
3000
Ve böylece Acumen ve diğer organizasyonlardan uzun vadeli sermaye ile,
04:47
loans and investments that will go the long term with them,
97
287160
3000
yani onlara uzun vadeli olacak borç ve yatırımlar ile,
04:50
they built a low-cost housing development,
98
290160
4000
bu organizasyonlar düşük maliyetli konutlar inşaa ettiler,
04:54
about an hour outside Nairobi central.
99
294160
4000
Nairobi şehir merkezine yaklaşık bir saat dışarda.
04:58
And they designed it from the perspective of
100
298160
2000
Ve bu konutlandırmayı Jane gibi
05:00
customers like Jane herself,
101
300160
2000
müşterilerin perspektiflerini dikkate alarak tasarladılar,
05:02
insisting on responsibility and accountability.
102
302160
2000
sorumluluk ve mesuliyet üzerinde ısrarla durarak.
05:04
So she has to give 10 percent of the mortgage --
103
304160
4000
Böylece mortgage'nin -- toplam değerinin -- yüzde 10'nu
05:08
of the total value, or about 400 dollars in savings.
104
308160
4000
veya tasarruflarından 400 dolarını vermek zorunda.
05:12
And then they match her mortgage to what she paid in rent for her little shanty.
105
312160
5000
Ve daha sonra mortgage'inin küçük kiralık gecekondusu için ödediği şeye denkleştiriyor.
05:17
And in the next couple of weeks, she's going to be
106
317160
2000
ve gelecek iki haftada,
05:19
among the first 200 families to move into this development.
107
319160
3000
bu konutlara taşınacak ilk 200 aile arasında olacak.
05:22
When I asked her if she feared anything,
108
322160
4000
Ona herhangi birşeyden korkup korkmadığını sorduğumda,
05:26
or whether she would miss anything from Mathare,
109
326160
2000
ve Mathare'den herhangi birşeyi özleyip özlemeyeceğini sorduğumda,
05:28
she said, "What would I fear
110
328160
2000
dedi ki "neden korkacağım ki
05:30
that I haven't confronted already?
111
330160
2000
hala karşı karşıya gelmemiş olduğum birşeyden?
05:32
I'm HIV positive. I've dealt with it all."
112
332160
4000
Ben HIV pozitifim. Hepsinin üstesinden geldim."
05:36
And she said, "What would I miss?
113
336160
3000
Ve dedi ki, " neyi özleyeceğim ki?
05:39
You think I will miss the violence or the drugs? The lack of privacy?
114
339160
3000
Şiddeti ve uyuşturucuyu mu özleyeceğimi sanıyorsun? Mahremiyetten yoksun olmayı mı?
05:42
Do you think I'll miss not knowing if my children are going to come home
115
342160
2000
çocuklarımın günün sonunda eve geri dönüp dönmeyeceklerini bilmemeyi mi özleyeceğimi
05:44
at the end of the day?" She said "If you gave me 10 minutes
116
344160
2000
düşünüyorsun? Dedi ki "bana 10 dakika versen
05:46
my bags would be packed."
117
346160
2000
çantalarımı hemen toplardım."
05:48
I said, "Well what about your dreams?"
118
348160
3000
"Peki hayallerine ne oldu?" dedim.
05:51
And she said, "Well, you know,
119
351160
2000
ve dedi ki,"peki, biliyorsun,
05:53
my dreams don't look exactly like I thought they would when I was a little girl.
120
353160
4000
hayallerim ben küçük bir kızken olduklarını düşündüğüm gibi aynı görünmüyor.
05:57
But if I think about it, I thought I wanted a husband,
121
357160
4000
Ama, eğer hakkında düşünsem, bir kocam olmasını isterdim,
06:01
but what I really wanted was a family
122
361160
3000
ama gerçekte istediğim şey şefkatli bir aile.
06:04
that was loving. And I fiercely love my children, and they love me back."
123
364160
4000
Ve ateşli bir şekilde çocuklarımı seviyorum, ve onlar da beni seviyorlar."
06:08
She said, "I thought that I wanted to be a doctor,
124
368160
3000
Dedi ki, "bir doktor olmayı istemiştim,
06:11
but what I really wanted to be was somebody
125
371160
2000
fakat gerçekten olmak istediğim şey
06:13
who served and healed and cured.
126
373160
3000
hizmet eden ve iyileştiren ve tedavi eden birisi olmakdı.
06:16
And so I feel so blessed with everything that I have,
127
376160
3000
ve sahip olduğum herşeyle o kadar kutsanmış hissediyorum ki,
06:19
that two days a week I go and I counsel HIV patients.
128
379160
4000
haftada iki gün gidip HIV hastalarına danışmanlık yapıyorum.
06:23
And I say, 'Look at me. You are not dead.
129
383160
3000
Ve diyorum ki, "Bana bak. Sen ölü değilsin.
06:26
You are still alive. And if you are still alive you have to serve.'"
130
386160
3000
Hala hayattasın. Hayatta isen, hizmet etmek zorundasın."
06:29
And she said, "I'm not a doctor who gives out pills.
131
389160
4000
Ve dedi ki, ilaçlar yazan bir doktor değilim.
06:33
But maybe me, I give out something better
132
393160
2000
Ama belki ben daha iyi bir şey veriyorum
06:35
because I give them hope."
133
395160
2000
çünkü onlara umut veriyorum."
06:37
And in the middle of this economic crisis,
134
397160
4000
Ve bu ekonomik krizin ortasında,
06:41
where so many of us are inclined to pull in
135
401160
3000
ki bir çoğumuzun korku içinde onun içine çekilmeye eğiliminde olduğumuz bir ortam,
06:44
with fear, I think we're well suited to
136
404160
4000
sanırım Jane'den almamız ve ulaşmamız gereken
06:48
take a cue from Jane and reach out,
137
408160
3000
bir ipucumuz var.
06:51
recognizing that being poor doesn't mean being ordinary.
138
411160
4000
yoksul olmanın sıradan olmak anlamanı gelmediğini bilmek.
06:55
Because when systems are broken,
139
415160
2000
Çünkü sistemler bozulduğunda,
06:57
like the ones that we're seeing around the world,
140
417160
2000
dünyada görüyor olduklarımız gibi,
06:59
it's an opportunity for invention and for innovation.
141
419160
3000
yeniliki ve yaratıcılık için fırsat vardır.
07:02
It's an opportunity to truly build a world
142
422160
3000
gerçekten bir dünya inşaa etmek için bir fırsat vardır.
07:05
where we can extend services and products
143
425160
3000
tüm insanlara hizmetlerimizi ve ürünlerimizi götürebileceğimiz dünya
07:08
to all human beings, so that they can
144
428160
3000
ki insanlar orada
07:11
make decisions and choices for themselves.
145
431160
2000
kendileri için kararlar alabilsinler ve seçimler yapabilsinler.
07:13
I truly believe it's where dignity starts.
146
433160
2000
Onurluluğun burada başladığına gönülden inanıyorum.
07:15
We owe it to the Janes of the world.
147
435160
3000
Biz onu bu dünyadaki Jane'lere borçluyuz.
07:18
And just as important, we owe it to ourselves.
148
438160
3000
Ve onun kadar önemli olarak, onu kendimize borçluyuz.
07:21
Thank you.
149
441160
2000
Teşekkürler.
07:23
(Applause)
150
443160
1000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7