Janine di Giovanni: What I saw in the war

Janine di Giovanni: Savaşta gördüklerim

72,504 views ・ 2013-01-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: ibrahim kuru Gözden geçirme: S. Hakan Özgür
00:15
This is how war starts.
1
15963
2812
Savaşlar böyle başlar.
00:18
One day you're living your ordinary life,
2
18775
3266
Bir gün hayatınız sıradan akışındayken,
00:22
you're planning to go to a party,
3
22041
2516
bir partiye gitmeyi planlıyorken,
00:24
you're taking your children to school,
4
24557
2384
çocuğunuzu okula bırakıyorken,
00:26
you're making a dentist appointment.
5
26941
2713
dişçinizden randevu alıyorken.
00:29
The next thing, the telephones go out,
6
29654
3626
Birden telefonlar kesilir,
00:33
the TVs go out, there's armed men on the street,
7
33280
3937
televizyonlar çekmez, sokakta silahlı insanlar vardır,
00:37
there's roadblocks.
8
37217
2316
barikatlar vardır.
00:39
Your life as you know it goes into suspended animation.
9
39533
4477
Hayatınız geçici ölüm durumuna geçer.
00:44
It stops.
10
44010
2205
Ve durur.
00:46
I'm going to steal a story from a friend of mine,
11
46215
2558
Bir arkadaşımın başından geçen bir olayı anlatacağım,
00:48
a Bosnian friend, about what happened to her,
12
48773
2978
çünkü bu Bosnalı arkadaşıma olanlar,
00:51
because I think it will illustrate for you exactly what it feels like.
13
51751
4377
bu anlattıklarımın tam olarak nasıl hissettirdiğini size göstereceğini düşünüyorum.
00:56
She was walking to work one day in April, 1992,
14
56128
4094
Nisan 1992'de bir gün mini eteği ve yüksek topuklu ayakkabılarıyla
01:00
in a miniskirt and high heels. She worked in a bank.
15
60222
3148
işe gitmek üzere yürüyordu. Bir bankada çalışıyordu.
01:03
She was a young mother. She was someone who liked to party.
16
63370
3524
Genç bir anneydi. Partileri severdi.
01:06
Great person.
17
66894
1834
Harika bir insandı.
01:08
And suddenly she sees a tank
18
68728
3307
Ve aniden bir tank gördü
01:12
ambling down the main road of Sarajevo
19
72035
3206
Saraybosna'nın ana caddesinde yavaşça ilerleyen bu tank
01:15
knocking everything out of its path.
20
75241
3552
önüne çıkan her şeyi devirip geçiyordu.
01:18
She thinks she's dreaming, but she's not.
21
78793
4031
Rüya gördüğünü zannetti, fakat rüya değildi.
01:22
And she runs as any of us would have done
22
82824
2745
Ve herkesin yapacağı gibi kaçtı,
01:25
and takes cover, and she hides behind a trash bin,
23
85569
4017
bir çöp kutusunun arkasına gizlenerek siper aldı,
01:29
in her high heels and her miniskirt.
24
89586
2599
yüksek topukları ve mini eteğiyle.
01:32
And as she's hiding there, she's feeling ridiculous,
25
92185
4219
Ve orada saklanırken olanlara anlam veremiyordu,
01:36
but she's seeing this tank go by with soldiers
26
96404
2696
fakat tankın askerler eşliğinde geçtiğini
01:39
and people all over the place and chaos
27
99100
2360
ve her yerde insanların kaos içinde olduğunu görmüştü
01:41
and she thinks, "I feel like Alice in Wonderland
28
101460
4627
ve "Alice Harikalar Diyarında gibi hissettim
01:46
going down the rabbit hole,
29
106087
2335
tavşan deliğinden düşerken
01:48
down, down, down into chaos,
30
108422
3068
derine, derine kaosun en derinine
01:51
and my life will never be the same again."
31
111490
5401
ve hayatım bir daha hiç bir zaman eskisi gibi olmayacak." diye düşündü.
01:56
A few weeks later, my friend was in a crowd of people
32
116891
3787
Birkaç hafta sonra, arkadaşım bir insan kalabalığının içinde
02:00
pushing with her infant son in her arms
33
120678
4950
kucağında küçük oğlu ile ilerlemeye çalışıyordu
02:05
to give him to a stranger on a bus,
34
125628
2536
oğlunu otobüsteki yabancıya verebilmek için.
02:08
which was one of the last buses leaving Sarajevo
35
128164
3024
Saraybosna'dan ayrılacak son otobüslerden biri olan
02:11
to take children out so they could be safe.
36
131188
3165
bu otobüsün çocuğunu güvende olacağı bir yere götürecekti.
02:14
And she remembers struggling with her mother to the front,
37
134353
4110
Ve annesi ile birlikte önlere doğru çırpınışını hatırlıyor,
02:18
crowds and crowds of people, "Take my child! Take my child!"
38
138463
3426
mahşeri insan kalabalığı arasında "Çocuğumu al! Çocuğumu al!"
02:21
and passing her son to someone through a window.
39
141889
6053
ve oğlunu pencereden birisine verişini.
02:27
And she didn't see him for years.
40
147942
2868
Ve onu yıllarca göremedi.
02:30
The siege went on for three and a half years,
41
150810
3719
Kuşatma üç buçuk yıl sürdü
02:34
and it was a siege without water,
42
154529
2289
ve suyun olmadığı bir kuşatmaydı,
02:36
without power, without electricity, without heat, without food,
43
156818
5289
güç yoktu, elektrik yoktu, ısınma yoktu, yiyecek yoktu,
02:42
in the middle of Europe, in the middle of the 20th century.
44
162107
5355
Avrupa'nın ortasında, 20. yüzyılın ortasında.
02:47
I had the honor of being one of those reporters
45
167462
3802
Ben bu kuşatmayı yaşan muhabirlerden
02:51
that lived through that siege,
46
171264
2419
biri olma şerefine eriştim
02:53
and I say I have the honor and the privilege of being there
47
173683
3038
ve orada olmanın ayrıcalığını yaşadım
02:56
because it's taught me everything,
48
176721
2190
çünkü bu bana her şeyi öğretti,
02:58
not just about being a reporter, but about being a human being.
49
178911
4129
sadece bir muhabir olmayı değil, bir insan olmayı,
03:03
I learned about compassion.
50
183040
2355
şefkati öğrendim.
03:05
I learned about ordinary people who could be heroes.
51
185395
3811
Sıradan insanların kahraman olabildiklerini öğrendim.
03:09
I learned about sharing. I learned about camaraderie.
52
189206
4371
Paylaşmayı öğrendim. Dostluğu öğrendim.
03:13
Most of all, I learned about love.
53
193577
2911
Hepsinden öte, sevgiyi öğrendim.
03:16
Even in the midst of terrible destruction and death and chaos,
54
196488
5279
En korkunç yıkım ve ölüm ve kaosun ortasında dahi
03:21
I learned how ordinary people could help their neighbors,
55
201767
3136
sıradan insanların nasıl komşularına yardım edebildiklerini öğrendim
03:24
share food, raise their children,
56
204903
2644
yiyeceklerini paylaştıklarını, çocuklarını büyüttüklerini,
03:27
drag someone who's being sniped at from the middle of the road
57
207547
3252
yolun ortasında vurulmuş bir insanı çekip aldıklarını
03:30
even though you yourself were endangering your life,
58
210799
2857
kendi hayatlarını tehlikeye atma pahasına olsa bile,
03:33
helping people get into taxis who were injured
59
213656
3251
yaralanmış insanların taksiye binmelerine yardım ettiklerini
03:36
to try to take them to hospitals.
60
216907
2621
onları hastaneye götürmeye çalıştıklarını.
03:39
I learned so much about myself.
61
219528
3219
Kendimle ilgili çok şey öğrendim.
03:42
Martha Gellhorn, who's one of my heroes, once said,
62
222747
3025
Kahramanlarımdan biri olan Martha Gellhorn şöyle demişti,
03:45
"You can only love one war. The rest is responsibility."
63
225772
5198
"Sadece bir savaşı sevebilirsiniz. Gerisi sorumluluktur."
03:50
I went on to cover many, many, many wars after that,
64
230970
3536
Bundan sonra çok, çok, çok savaşlar gördüm,
03:54
so many that I lost count,
65
234506
2629
o kadar çok ki sayısını unuttum,
03:57
but there was nothing like Sarajevo.
66
237135
3083
fakat hiç biri Saraybosna gibi değildi.
04:00
Last April, I went back to a very strange --
67
240218
3955
Geçen Nisan, oldukça tuhaf bir yere gittim.
04:04
what I called a deranged high school reunion.
68
244173
3774
delirmiş lise mezunlar toplantısı diye isimlendiriyorum.
04:07
What it was, was the 20th anniversary of the siege,
69
247947
4343
Kuşatmanın 20. yıl dönümü idi,
04:12
the beginning of the siege of Sarajevo,
70
252290
2472
Saraybosna kuşatmasının başlamasının
04:14
and I don't like the word "anniversary," because it sounds like a party,
71
254762
4440
ve "yıl dönümü" kelimesini sevmiyorum çünkü kulağa bir parti gibi geliyor
04:19
and this was not a party.
72
259202
1403
ve bu bir parti değildi.
04:20
It was a very somber gathering of the reporters
73
260605
3988
Bu, savaş boyunca orada çalışmış gazetecilerin
04:24
that worked there during the war, humanitarian aid workers,
74
264593
3391
ve insani yardım çalışanlarının oldukça hüzünlü bir buluşması idi
04:27
and of course the brave and courageous people of Sarajevo themselves.
75
267984
4469
ve tabii ki cesur ve korkusuz Saraybosna halkının kendisinin
04:32
And the thing that struck me the most,
76
272453
2419
Ve bunlar içerisinde beni en çok sarsan
04:34
that broke my heart,
77
274872
1741
ve kalbimi kıran,
04:36
was walking down the main street of Sarajevo,
78
276613
2170
Saraybosna'nın ana caddesinde yürümek oldu
04:38
where my friend Aida saw the tank coming 20 years ago,
79
278783
4075
20 yıl önce arkadaşım Aida'nın tankın geldiğini gördüğü
04:42
and in that road were more than 12,000 red chairs,
80
282858
6697
bu yolda 12.000 den fazla kırmızı sandalye vardı,
04:49
empty,
81
289555
1626
boş
04:51
and every single one of them symbolized
82
291181
2269
ve bunların her biri
04:53
a person who had died during the siege,
83
293450
3717
kuşatma esnasında ölen bir kişiyi temsil ediyordu
04:57
just in Sarajevo, not in all of Bosnia,
84
297167
4287
sadece Saraybosna'da, tüm Bosna'da değil
05:01
and it stretched from one end of the city
85
301454
2587
ve şehrin bir ucundan
05:04
to a large part of it,
86
304041
2274
büyük bir bölümüne kadar uzanıyordu
05:06
and the saddest for me were the tiny little chairs
87
306315
3503
ve benim için en acısı çocuklar için koyulan
05:09
for the children.
88
309818
2856
minik ufacık sandalyelerdi.
05:12
I now cover Syria,
89
312674
3127
Şu sıralar Suriye'de muhabirlik yapıyorum
05:15
and I started reporting it because I believed that
90
315801
3190
ve haber yapmaya başladım
05:18
it needs to be done.
91
318991
2256
çünkü yapılması gerektiğine inanıyorum.
05:21
I believe a story there has to be told.
92
321247
3005
Orada anlatılması gereken bir hikaye olduğuna inanıyorum.
05:24
I see, again, a template of the war in Bosnia.
93
324252
3970
Bosna'daki savaşın bir taslağını tekrar görüyorum.
05:28
And when I first arrived in Damascus,
94
328222
2229
Ve Şam'a ilk vardığımda,
05:30
I saw this strange moment where people
95
330451
2402
İnsanların savaşın patlayacağına
05:32
didn't seem to believe that war was going to descend,
96
332853
3560
hiç de inanıyor görünmedikleri o tuhaf anı farkettim.
05:36
and it was exactly the same in Bosnia
97
336413
1935
Ve Bosna'da da aynen böyleydi
05:38
and nearly every other country I've seen where war comes.
98
338348
2814
ve neredeyse savaşın geldiği bütün ülkelerde de.
05:41
People don't want to believe it's coming,
99
341162
2543
İnsanlar savaşın geleceğine inanmak istemiyorlar,
05:43
so they don't leave, they don't leave before they can.
100
343705
3467
bu yüzden terketmiyorlar, ayrılabilecekken ayrılmıyorlar.
05:47
They don't get their money out.
101
347172
1670
Paralarını çekmiyorlar.
05:48
They stay because you want to stay in your home.
102
348842
3895
Kalıyorlar çünkü herkes evinde kalmak ister.
05:52
And then war and chaos descend.
103
352737
4039
Ve ardından savaş ve kaos çöküyor.
05:56
Rwanda is a place that haunts me a lot.
104
356776
3803
Rwanda hiç aklımdan çıkmayan bir yer.
06:00
In 1994, I briefly left Sarajevo to go report the genocide in Rwanda.
105
360579
6154
1994'de Rwanda'daki soykırımın haberini yapmak için kısa süreliğine Saraybosna'dan ayrıldım.
06:06
Between April and August, 1994,
106
366733
4849
1994 Nisan ve Ağustos arasında,
06:11
one million people were slaughtered.
107
371582
4201
bir milyon insan katledildi.
06:15
Now if those 12,000 chairs freaked me out
108
375783
5227
Eğer o 12.000 sandalye beni deliye döndürdüyse
06:21
with the sheer number,
109
381010
2072
ve delice sayısıyla,
06:23
I want you just for a second to think of a million people.
110
383082
3631
sadece bir saniyeliğine bir milyon insanı düşünmenizi istiyorum.
06:26
And to give you some example, I remember
111
386713
2537
Ve size bir örnek verebilmek için,
06:29
standing and looking down a road as far as I could see,
112
389250
5081
görebildiğim kadar uzaklara uzanan en az bir buçuk kilometrelik bir yolda durup,
06:34
at least a mile, and there were bodies piled twice my height
113
394331
6089
boyumun iki katı kadar ölü bedenlerin yığıldığını
06:40
of the dead.
114
400420
1724
gördüğümü hatırlıyorum.
06:42
And that was just a small percentage of the dead.
115
402144
3335
Ve bu ölenlerin sadece küçük bir kısmıydı.
06:45
And there were mothers holding their children
116
405479
1969
Ve anneler vardı, kucaklarında
06:47
who had been caught in their last death throes.
117
407448
3341
son anlarını yaşayan çocuklarını tutan anneler vardı.
06:50
So we learn a lot from war,
118
410789
3330
Savaştan birçok şey öğrendik
06:54
and I mention Rwanda
119
414119
2352
ve Rwanda'yı anlattım
06:56
because it is one place, like South Africa,
120
416471
4118
çünkü Güney Afrika gibi
07:00
where nearly 20 years on, there is healing.
121
420589
3982
yaklaşık 20 yıldır, iyileşme var.
07:04
Fifty-six percent of the parliamentarians are women,
122
424571
3468
Milletvekillerinin yüzde ellialtı'sı kadın,
07:08
which is fantastic,
123
428039
2452
ki bu olağanüstü
07:10
and there's also within the national constitution now,
124
430491
4026
ve ayrıca ulusal anayasada
07:14
you're actually not allowed to say Hutu or Tutsi.
125
434517
3173
Hutu ya da Tutsi olduğunu belirtmek yasak.
07:17
You're not allowed to identify anyone by ethnicity,
126
437690
3869
Kişileri etnik kökeni ile tanımlamak yasak,
07:21
which is, of course, what started the slaughter in the first place.
127
441559
4546
ki bu, soykırımı ilk olarak başlatan şeydi.
07:26
And an aid worker friend of mine told me the most beautiful story,
128
446105
3107
İnsani yardımda çalışan arkadaşlarımdan birinin anlattığı en güzel hikaye,
07:29
or I find it beautiful.
129
449212
1483
daha doğrusu güzel bulduğum.
07:30
There was a group of children, mixed Hutus and Tutsis,
130
450695
4917
Hutu ve Tutsilerin karışık olarak bulunduğu bir grup çocuk vardı
07:35
and a group of women who were adopting them,
131
455612
2714
ve bir grup kadın onları evlatlık ediniyorlardı,
07:38
and they lined up and one was just given to the next.
132
458326
3934
sıraya giriyorlar ve sıradakine bir çocuk veriliyordu.
07:42
There was no kind of compensation for, you're a Tutsi,
133
462260
3166
Hiçbir şekilde ödün yok, Tutsisin,
07:45
you're a Hutu, you might have killed my mother,
134
465426
2915
Hutu'sun, annemi öldürmüş olabilirsin,
07:48
you might have killed my father.
135
468341
1846
babamı öldürmüş olabilirsin.
07:50
They were just brought together in this kind of reconciliation,
136
470187
5306
Bu şekilde bir araya getirilip barıştırılıyorlar
07:55
and I find this remarkable.
137
475493
3584
ve bu oldukça dikkate değerdi.
07:59
So when people ask me how I continue to cover war,
138
479077
2842
İnsanlar bana nasıl savaş haberleri yapmaya devam ettiğimi
08:01
and why I continue to do it,
139
481919
2212
ve bunu yapmaya neden devam ettiğimi sorduklarında,
08:04
this is why.
140
484131
1469
işte nedeni bu.
08:05
When I go back to Syria, next week in fact,
141
485600
3391
Önümüzdeki hafta Suriye'ye geri döndüğümde
08:08
what I see is incredibly heroic people,
142
488991
3961
gördüğüm inanılmaz kahraman insanlar,
08:12
some of them fighting for democracy,
143
492952
2273
bazıları demokrasi için savaşıyorlar,
08:15
for things we take for granted every single day.
144
495225
4017
her bir gün bizim garanti saydığımız şeyler için savaşıyorlar.
08:19
And that's pretty much why I do it.
145
499242
3238
Ve bu aşağı yukarı bunu yapmamın nedenidir.
08:22
In 2004, I had a little baby boy,
146
502480
4468
2004'de küçük bir oğlum oldu
08:26
and I call him my miracle child,
147
506948
3195
ve ben ona mucize çocuk diyorum,
08:30
because after seeing so much death
148
510143
3046
çünkü bu kadar fazla ölümü gördükten sonra
08:33
and destruction and chaos and darkness in my life,
149
513189
4177
bu kadar yıkım ve kaos ve karanlığın ardından,
08:37
this ray of hope was born.
150
517366
3859
hayatımda bu umut ışığı doğdu.
08:41
And I called him Luca, which means "The bringer of light,"
151
521225
4197
Ve O'na "ışığı getiren" anlamına gelen Luca diyorum,
08:45
because he does bring light to my life.
152
525422
4923
çünkü o benim hayatıma ışığı getirdi.
08:50
But I'm talking about him because when he was four months old,
153
530345
3451
Onun hakkında konuşuyorum çünkü dört aylıkken
08:53
my foreign editor forced me to go back to Baghdad
154
533796
4672
yurtdışı editörüm beni Bağdat'a geri dönmeye zorladı,
08:58
where I had been reporting all throughout the Saddam regime
155
538468
3332
Saddam rejimi boyunca, düşerken ve sonrasında da
09:01
and during the fall of Baghdad and afterwards,
156
541800
2879
muhabirlik yaptığım Bağdat.
09:04
and I remember getting on the plane in tears,
157
544679
3094
Gözyaşları içerisinde uçağa bindiğimi hatırlıyorum,
09:07
crying to be separated from my son,
158
547773
2986
oğlumdan ayrılacağım için ağlıyordum
09:10
and while I was there,
159
550759
2233
ve oradayken,
09:12
a quite famous Iraqi politician who was a friend of mine
160
552992
2735
epey ünlü Irak'lı bir siyasetçi arkadaşım
09:15
said to me, "What are you doing here?
161
555727
2474
"Burada ne yapıyorsun?..
09:18
Why aren't you home with Luca?"
162
558201
1841
Neden evde Luca ile birlikte değilsin?" diye sorduğunda
09:20
And I said, "Well, I have to see." It was 2004
163
560042
3785
"Görmeliydim" dedim. Sene 2004'tü
09:23
which was the beginning of the incredibly bloody time in Iraq,
164
563827
4387
Irak'ta akıl almaz derecede kanlı bir zamanın başlangıcıydı,
09:28
"I have to see, I have to see what is happening here.
165
568214
3240
"Görmeliyim, orada neler olduğunu görmeliyim.
09:31
I have to report it."
166
571454
865
ve haberini yapmalıyım" dedim.
09:32
And he said, "Go home,
167
572319
3564
"Eve dön" dedi,
09:35
because if you miss his first tooth,
168
575883
3286
"Çünkü ilk dişini kaçırırsan,
09:39
if you miss his first step, you'll never forgive yourself.
169
579169
2998
ilk adımlarını kaçırırsan, kendini hiçbir zaman affetmezsin.
09:42
But there will always be another war."
170
582167
3863
Fakat her zaman başka bir savaş olacaktır"
09:46
And there, sadly, will always be wars.
171
586030
4341
Ve ne yazık ki, her zaman başka bir savaş olacak.
09:50
And I am deluding myself if I think, as a journalist,
172
590371
3854
Ve bir gazeteci olarak, bir muhabir,
09:54
as a reporter, as a writer,
173
594225
1766
bir yazar olarak, yaptıklarımın savaşı durdurabileceğini düşünürsem
09:55
what I do can stop them. I can't.
174
595991
4838
kendimi kandırmış olurum. Durduramam.
10:00
I'm not Kofi Annan. He can't stop a war.
175
600829
2547
Kofi Annan değilim. O da bir savaşı durduramaz.
10:03
He tried to negotiate Syria and couldn't do it.
176
603376
2977
Suriye ile müzakerede bulunmaya çalıştı fakat yapamadı.
10:06
I'm not a U.N. conflict resolution person.
177
606353
3996
Birleşmiş Milletler uyuşmazlık çözücüsü değilim.
10:10
I'm not even a humanitarian aid doctor,
178
610349
2283
Bir insani yardım doktoru bile değilim
10:12
and I can't tell you the times of how helpless I've felt
179
612632
2826
ve kendimi çaresiz hissettiğim zamanları anlatamam
10:15
to have people dying in front of me, and I couldn't save them.
180
615458
3271
gözlerimin önünde can veren insanlara yardım edemediğim zamanları anlatamam.
10:18
All I am is a witness.
181
618729
3835
Sedece bir şahidim.
10:22
My role is to bring a voice to people who are voiceless.
182
622564
5054
Görevim sesi olmayan insanların sesi olmak.
10:27
A colleague of mine described it as to shine a light
183
627618
3233
Bir meslektaşım bunu dünyanın karanlık köşelerinde
10:30
in the darkest corners of the world.
184
630851
2762
bir ışık yakmak olarak nitelendirdi.
10:33
And that's what I try to do.
185
633613
2647
Ve bu tam olarak yapmaya çalıştığım şey.
10:36
I'm not always successful,
186
636260
3036
Her zaman başarılı değilim
10:39
and sometimes it's incredibly frustrating,
187
639296
2541
ve bazen inanılmaz hayal kırıcı olabiliyor,
10:41
because you feel like you're writing into a void,
188
641837
2206
çünkü boşluğa yazıyormuş hissine kapılıyorsunuz
10:44
or you feel like no one cares.
189
644043
2329
veya hiç kimsenin umursamadığını düşünüyorsunuz.
10:46
Who cares about Syria? Who cares about Bosnia?
190
646372
2249
Suriye kimin umurunda? Bosna kimin umurunda?
10:48
Who cares about the Congo,
191
648621
2013
Kongo kimin umurunda,
10:50
the Ivory Coast, Liberia, Sierra Leone,
192
650634
2274
Fildişi Sahilleri, Liberya, Sierra Leon,
10:52
all of these strings of places that
193
652908
2115
tüm bu yerleri
10:55
I will remember for the rest of my life?
194
655023
3973
hayatım boyunca hatırlayağım.
10:58
But my métier is to bear witness
195
658996
3253
Fakat benim görevim şahitlik etmek
11:02
and that is the crux, the heart of the matter,
196
662249
3182
ve bu düğüm noktası, işin özü,
11:05
for us reporters who do this.
197
665431
2541
bizim gibi bunu yapan gazeteciler için.
11:07
And all I can really do is hope,
198
667972
3591
Ve gerçekten tüm yapabildiğim umut etmek,
11:11
not to policymakers or politicians,
199
671563
2608
politikaya yön verenler ve siyasetcilere değil
11:14
because as much as I'd like to have faith
200
674171
2397
çünkü her ne kadar inanmayı çok istesem de
11:16
that they read my words and do something,
201
676568
2465
beni okuyup, bir şeyler yapacaklarına inanmıyorum.
11:19
I don't delude myself.
202
679033
3160
Kendimi kandırmıyorum.
11:22
But what I do hope is that if you remember anything I said
203
682193
4217
Umut ettiğim, söylediğim herhangi bir şeyi hatırlarsanız
11:26
or any of my stories tomorrow morning over breakfast,
204
686410
3553
veya hikayelerimden herhangi birisini sabah kahvaltı sonrasında hatırlarsanız
11:29
if you can remember the story of Sarajevo,
205
689963
2682
eğer Saraybosna'nın hikayesini hatırlarsanız,
11:32
or the story of Rwanda,
206
692645
3491
veya Rwanda'nın
11:36
then I've done my job.
207
696136
2573
işimi yapmışım demektir.
11:38
Thank you very much.
208
698709
2038
Çok teşekkür ederim.
11:40
(Applause)
209
700747
7230
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7