Tan Le: My immigration story

Tan Le: Göç hikayem

375,008 views ・ 2012-02-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yasemin Bayraktar Gözden geçirme: Zeynep Duygu Tamer
00:15
How can I speak in 10 minutes
0
15950
2231
Üç kuşaktan kadının bağlarını,
00:18
about the bonds of women over three generations,
1
18205
3544
bu bağların şaşırtıcı gücünün 30 yıldan uzun süre önce
00:21
about how the astonishing strength of those bonds
2
21773
3051
Çin Denizindeki küçük bir gemide 5 gün ve gece boyunca
00:24
took hold in the life of a four-year-old girl
3
24848
2886
küçük kız kardeşi,
annesi ve büyükannesi
00:28
huddled with her young sister, her mother and her grandmother
4
28485
4831
ile birlikte sıkışıp kalan 14 yaşındaki
bir kızın hayatında nasıl kök saldığını,
şu an San Francisco'da yaşayan
00:33
for five days and nights in a small boat in the China Sea
5
33340
3826
ve bugün size bir konuşma yapan
o küçük kızın
00:37
more than 30 years ago.
6
37190
1317
00:39
Bonds that took hold in the life of that small girl
7
39733
2554
hayatında kök salan ve
asla koparmadığı
00:42
and never let go --
8
42311
1164
00:44
that small girl now living in San Francisco
9
44767
2598
bağları 10 dakika içinde nasıl
anlatabilirim?
00:47
and speaking to you today.
10
47389
1560
Bu bitmiş bir hikaye değil.
00:50
This is not a finished story.
11
50199
1782
00:52
It is a jigsaw puzzle still being put together.
12
52785
2669
Bu parçaları hala bir araya getirilmekte olan bir yapboz.
Size bu parçaların birkaçını anlatayım.
00:56
Let me tell you about some of the pieces.
13
56377
1989
İlk parçayı hayal edin:
01:00
Imagine the first piece: a man burning his life's work.
14
60216
3856
bir adam hayatının işini yakıp kül ediyor.
01:04
He is a poet, a playwright,
15
64934
3269
O bir şair, bir oyun yazarı,
tüm hayatı ülkesinin birliği
01:08
a man whose whole life
16
68227
1282
01:09
had been balanced on the single hope of his country's unity and freedom.
17
69533
4076
ve özgürlüğü umuduyla
dengelenmiş bir adam.
01:14
Imagine him as the communists enter Saigon --
18
74513
3288
Onu Saigon'a giren bir komunist olarak hayal edin,
01:17
confronting the fact that his life had been a complete waste.
19
77825
3410
hayatının tamamen bir
zaman kaybı olduğu gerçeğiye yüzleşen.
01:21
Words, for so long his friends, now mocked him.
20
81710
2842
Kelimeler, uzun süredir dostu olanlar, artık onunla alay ediyordu.
Sessizliğe gömülmüştü.
01:25
He retreated into silence.
21
85511
1725
01:27
He died broken by history.
22
87987
2151
Tarihin ihaneti yüzünden kahrından ölmüştü.
01:31
He is my grandfather.
23
91702
1534
O adam benim büyükbabam.
Onu tanıma şansım olmadı.
01:34
I never knew him in real life.
24
94347
1767
Ama hayatlarımız anılarımızdan çok daha fazlasıdır.
01:38
But our lives are much more than our memories.
25
98271
2533
01:41
My grandmother never let me forget his life.
26
101670
2566
Büyükannem onun yaşamını unutmama asla izin vermedi.
01:44
My duty was not to allow it to have been in vain,
27
104925
3117
Görevim onun yok olmasına izin vermemekti
ve çıkarmam gereken ders şunu öğrenmekti:
01:48
and my lesson was to learn that, yes, history tried to crush us,
28
108066
4480
evet, tarih bizi yok etmeye çalıştı
01:52
but we endured.
29
112570
1150
ama biz buna göğüs gerdik.
Yapbozun diğer parçası
01:55
The next piece of the jigsaw is of a boat in the early dawn
30
115276
3515
şafak vakti açık denizde
01:58
slipping silently out to sea.
31
118815
1986
sessizce süzülen bir gemiye ait.
Annem, Mai, babası
02:02
My mother, Mai, was 18 when her father died --
32
122091
2773
öldüğünde 18 yaşındaydı --
02:05
already in an arranged marriage,
33
125582
2182
çoktan görücü usulü ile evlenmiş
02:07
already with two small girls.
34
127788
1965
ve iki kız çocuğu dünyaya getirmişti.
02:10
For her, life had distilled itself into one task:
35
130781
3102
Onun için, hayat tek bir görevden ibaretti:
ailesinin kaçışı ve
02:14
the escape of her family and a new life in Australia.
36
134486
3129
Avustralya'da yeni bir yaşam.
02:18
It was inconceivable to her that she would not succeed.
37
138750
3081
Başaramayacak olması onun için
akıl almaz birşeydi.
02:22
So after a four-year saga that defies fiction,
38
142934
2902
Hayale karşı koyan dört yıllık bir efsaneden sonra,
02:25
a boat slipped out to sea disguised as a fishing vessel.
39
145860
3225
balıkçı teknesi süsü verilmiş
bir gemi denize açıldı.
02:30
All the adults knew the risks.
40
150673
1817
Tüm yetişkinler risklerin farkındaydı.
02:33
The greatest fear was of pirates, rape and death.
41
153618
3142
En büyük korku korsanlar,
tecavüz ve ölümdü.
Gemideki bir çok yetişkin gibi,
02:38
Like most adults on the boat,
42
158256
1892
annem de yanında küçük bir şişe zehir taşırdı.
02:40
my mother carried a small bottle of poison.
43
160172
2272
02:43
If we were captured, first my sister and I,
44
163731
3271
Yakalansaydık, önce kız kardeşim ve ben
sonra o ve büyükannem içecekti.
02:47
then she and my grandmother would drink.
45
167026
2126
02:50
My first memories are from the boat --
46
170727
2068
İlk anılarım gemide geçirdiğim zamandan --
motorun sabit ritmi,
02:53
the steady beat of the engine,
47
173533
1785
her dalgaya çarpan pruva,
02:55
the bow dipping into each wave,
48
175342
2263
uçsuz bucaksız ufuk.
02:58
the vast and empty horizon.
49
178177
2059
Defalarca saldıran ama gemideki
03:01
I don't remember the pirates who came many times,
50
181305
2503
03:03
but were bluffed by the bravado of the men on our boat,
51
183832
3061
adamların meydan okumasıyla
püskürtülen korsanları ya da
03:07
or the engine dying and failing to start for six hours.
52
187894
3408
motorun bozulduğunu
ve altı saat boyunca çalışmadığını hatırlamıyorum.
03:12
But I do remember the lights on the oil rig off the Malaysian coast
53
192509
3899
Malezya sahili açıklarındaki petrol kulesinin
ışıklarını ve denize düşüp
ölen genç adamı hatırlıyorum,
03:17
and the young man who collapsed and died,
54
197043
2734
03:19
the journey's end too much for him,
55
199801
2193
yolculuk onun için sona ermişti,
ve yediğim ilk elmayı hatırlıyorum,
03:23
and the first apple I tasted, given to me by the men on the rig.
56
203339
3626
kuledeki adamlar vermişti.
03:27
No apple has ever tasted the same.
57
207846
2449
Hiçbir elmanın tadı birbirine benzemiyordu.
Mülteci kampındaki üç aydan sonra,
03:33
After three months in a refugee camp, we landed in Melbourne.
58
213445
3681
Melbourne'de karaya çıktık.
Yapbozun diğer parçası ise
03:37
And the next piece of the jigsaw is about four women
59
217507
2520
üç kuşaktan dört kadının birlikte yeni bir hayat
03:40
across three generations shaping a new life together.
60
220051
3498
kurması hakkında.
Footscray'ye yerleştik,
03:45
We settled in Footscray,
61
225375
2023
demografisi göçmen tabakasından
03:47
a working-class suburb whose demographic is layers of immigrants.
62
227422
3813
oluşan bir işçi sınıfı banliyösüydü.
03:51
Unlike the settled middle-class suburbs, whose existence I was oblivious of,
63
231771
4301
Varlığından bihaber olduğum
yerleşik orta sınıf banliyölerinin aksine
Footscray'de hak sahibi olmak diye bir şey yoktu.
03:56
there was no sense of entitlement in Footscray.
64
236096
2574
Dükkan kapılarından yayılan kokular dünyanın geri kalanından geliyordu.
03:59
The smells from shop doors were from the rest of the world.
65
239163
3182
Ve çat pat söylenen İngilizce kelimeler
04:02
And the snippets of halting English
66
242369
1684
tek ortak noktaları hayata tekrar
04:04
were exchanged between people who had one thing in common:
67
244077
3232
başlamak olan insanların
04:07
They were starting again.
68
247744
1349
arasında değiş tokuş ediliyordu.
04:10
My mother worked on farms,
69
250713
1835
Annem çiftliklerde çalıştı,
04:12
then on a car assembly line,
70
252572
1638
sonra da altı gün, çift vardiyalı
04:14
working six days, double shifts.
71
254234
2317
araba montaj hattında.
Bir şekilde İngilizce çalışmaya zaman buldu
04:17
Somehow, she found time to study English
72
257394
2108
04:19
and gain IT qualifications.
73
259526
1971
ve bilgi teknolojilerinde yeterlilik kazandı.
Fakirdik.
04:22
We were poor.
74
262514
1150
Tüm dolarlar bir kenara ayrılmıştı
04:24
All the dollars were allocated
75
264624
1752
ve eksik olan şeylere bakılmaksızın bütçemiz
04:26
and extra tuition in English and mathematics was budgeted for
76
266400
3398
ek İngizce ve matematik
04:29
regardless of what missed out,
77
269822
1752
derslerine göre ayarlanmıştı,
04:32
which was usually new clothes;
78
272869
1929
bu eksikler genelde yeni kıyafetlerdi,
her zaman ikinci el giyerdik.
04:35
they were always secondhand.
79
275370
1843
Okulda giymek için herbiri diğerindeki
04:37
Two pairs of stockings for school,
80
277601
1986
04:39
each to hide the holes in the other.
81
279611
1980
delikleri saklamaya yarayan iki çift çorap.
Bileklere kadar inen bir okul forması,
04:42
A school uniform down to the ankles, because it had to last for six years.
82
282234
4012
çünkü altı yıl boyunca giymeliydik.
Ve çok nadiren de olsa "çekik gözlü"
04:48
And there were rare but searing chants of "slit-eye"
83
288016
3961
nidaları ve
ara sıra da duvar yazıları vardı:
04:52
and the occasional graffiti:
84
292001
1730
04:53
"Asian, go home."
85
293755
1270
"Asyalı, evine git."
04:55
Go home to where?
86
295946
1290
Neredeki eve?
İçimde birşey pekişiyordu.
04:58
Something stiffened inside me.
87
298229
1817
05:00
There was a gathering of resolve and a quiet voice saying,
88
300660
2991
Bir karar yığını vardı ve kısık bir ses
şöyle diyordu: "Seni görmezden geleceğim."
05:04
"I will bypass you."
89
304061
1336
Annem, kız kardeşim ve ben
05:07
My mother, my sister and I slept in the same bed.
90
307244
3503
aynı yatakta uyurduk.
05:11
My mother was exhausted each night,
91
311911
2237
Annem her gece çok yorgun olurdu ama yine de
birbirimize günümüzün nasıl geçtiğini anlatır,
05:14
but we told one another about our day
92
314172
2057
büyükannemin evde dolaşırken
05:16
and listened to the movements of my grandmother around the house.
93
316253
3590
çıkardığı sesleri dinlerdik.
Annem geceleri gemiyle ilgili
05:20
My mother suffered from nightmares, all about the boat.
94
320415
2787
kabuslar görürdü.
05:24
And my job was to stay awake until her nightmares came
95
324748
3014
Ve benim işim o kabuslar görmeye başladığında uyandırmak için
05:27
so I could wake her.
96
327786
1171
uyanık kalmaktı.
Bir bilgisayar dükkanı açtı sonra da
05:31
She opened a computer store,
97
331301
1812
güzellik uzmanı olmak için eğitim aldı
05:33
then studied to be a beautician and opened another business.
98
333137
2829
ve başka bir kurdu.
05:36
And the women came with their stories
99
336739
1779
Ve kadınlar beraberlerinde hikayelerini de getirdi,
05:38
about men who could not make the transition,
100
338542
2636
uyum sağlamayı başaramadıkları için kızgın ve
inatçı olan erkeklerin
05:41
angry and inflexible,
101
341202
1754
05:42
and troubled children caught between two worlds.
102
342980
2825
ve iki dünya arasında kalan sorunlu çocukların hikayelerini.
Yardımlar ve sponsorlar arandı.
05:46
Grants and sponsors were sought.
103
346424
2013
05:48
Centers were established.
104
348461
1506
Merkezler kuruldu.
Paralel dünyalarda yaşadım.
05:51
I lived in parallel worlds.
105
351200
1751
Birinde, kendinden beklentilerinde acımasız
05:53
In one, I was the classic Asian student,
106
353340
3038
05:56
relentless in the demands that I made on myself.
107
356402
2517
olan Asyalı klasik bir öğrenciydim.
05:59
In the other, I was enmeshed in lives that were precarious,
108
359830
3095
Diğerindeyse, vahşetin, uyuşturucunun ve dışlanmanın
06:02
tragically scarred by violence, drug abuse and isolation.
109
362949
3729
trajik bir şekilde iz bıraktığı
hayatların ağına düşmüştüm.
06:07
But so many over the years were helped.
110
367979
2038
Ama yıllar boyunca çoğuna yardım edildi.
Ve bu iş sayesinde, hukuk öğrenciliğimin son yılında,
06:10
And for that work, when I was a final-year law student,
111
370041
2912
06:12
I was chosen as the Young Australian of the Year.
112
372977
2561
yılın genç Avustralyalısı olarak seçildim.
06:15
And I was catapulted from one piece of the jigsaw to another,
113
375562
3928
Ve yapbozun bir parçasından
diğerine fırlatıldım ve parçaların kenarları
06:19
and their edges didn't fit.
114
379514
1722
birbirine uymadı.
İsimsiz Footscray sakini Tan Le artık
06:22
Tan Le, anonymous Footscray resident,
115
382073
2247
mülteci ve sosyal eylemci olan, konuşma yapmak için
06:24
was now Tan Le, refugee and social activist,
116
384344
3329
06:27
invited to speak in venues she had never heard of
117
387697
3421
daha önce adını hiç duymadığı yerlere ve
varlığını tahmin bile edemeyeceği
06:31
and into homes whose existence she could never have imagined.
118
391142
3494
evlere davet edilen Tan Le idi.
Protokolleri bilmiyordum.
06:35
I didn't know the protocols.
119
395573
1656
Çatal bıçak kullanmayı bilmiyordum.
06:37
I didn't know how to use the cutlery.
120
397665
1780
Şarap hakkında nasıl konuşulur bilmiyordum.
06:40
I didn't know how to talk about wine.
121
400374
2366
06:42
I didn't know how to talk about anything.
122
402764
2710
Hiçbir şey hakkında nasıl konuşulduğunu bilmiyordum.
06:46
I wanted to retreat to the routines and comfort
123
406696
2917
Bilinmeyen bir banliyödeki hayatın rutinine
06:49
of life in an unsung suburb --
124
409637
2598
ve rahatlığına dönmek istedim --
06:52
a grandmother, a mother and two daughters
125
412745
2622
hergünü neredeyse 20 yıldır aynı şekilde
06:55
ending each day as they had for almost 20 years,
126
415391
3689
birbirimize günümüzün nasıl geçtiğini anlatıp,
uykuya dalarak bitiren bir büyükanne, bir anne
06:59
telling one another the story of their day
127
419104
2452
ve iki kızın hayatına,
07:01
and falling asleep, the three of us still in the same bed.
128
421580
3540
üçümüzün hala aynı yatakta uyuduğu hayata.
Anneme bunu yapamayacağımı söyledim.
07:07
I told my mother I couldn't do it.
129
427398
2020
07:10
She reminded me that I was now the same age she had been
130
430974
3448
Bana onun gemiye bindiğimiz zamankiyle aynı yaşta
olduğumu hatırlattı.
07:14
when we boarded the boat.
131
434446
1444
07:16
"No" had never been an option.
132
436808
1780
"Hayır" hiçbir zaman bir seçenek olmamıştı.
"Sadece yap" dedi,
07:20
"Just do it," she said,
133
440139
1327
07:21
"and don't be what you're not."
134
441490
1678
"ve olduğundan başka biri gibi olma."
07:24
So I spoke out on youth unemployment and education
135
444397
3224
Böylece gençlerin işsizliği ile eğitimi ve ötekileştirilmişlerin
07:27
and the neglect of the marginalized and disenfranchised.
136
447645
3078
ve haklarını kaybetmişlerin göz ardı edilmesini dile getirdim.
Ve ben daha içten konuştukça,
07:31
And the more candidly I spoke, the more I was asked to speak.
137
451136
3365
daha çok konuşma yapmam istendi.
Her kesimden insanla tanıştım,
07:36
I met people from all walks of life,
138
456517
2072
07:38
so many of them doing the thing they loved,
139
458613
2550
büyük kısmı sevdikleri işi yapıyordu,
ihtimallerle dolu bir hayatları vardı.
07:41
living on the frontiers of possibility.
140
461187
2049
07:43
And even though I finished my degree,
141
463834
2402
Ve okulu dereceyle bitirmeme rağmen
07:46
I realized I could not settle into a career in law.
142
466260
3297
hukuk alanında bir kariyer istemediğimi farkettim.
07:49
There had to be another piece of the jigsaw.
143
469937
2299
Yapbozun başka bir parçası olması gerekiyordu.
Ve aynı zamanda yabancı olmanın,
07:53
And I realized, at the same time,
144
473206
2332
07:55
that it is OK to be an outsider,
145
475562
2648
yeni gelmiş olmanın,
sahneye yeni çıkmış olmanın
07:58
a recent arrival,
146
478234
1738
07:59
new on the scene --
147
479996
1240
iyi birşey olduğunu farkettim --
08:01
and not just OK,
148
481885
1728
ve sadece iyi de değil,
08:03
but something to be thankful for,
149
483637
2270
aynı zamanda müteşekkir olunması gereken birşey,
08:05
perhaps a gift from the boat.
150
485931
1688
belki de gemiden gelen bir hediye.
08:08
Because being an insider can so easily mean collapsing the horizons,
151
488552
4574
Çünkü içerden biri olmak
kolayca ufku daraltmak anlamına gelebilir,
uzmanlık alanınızın
08:13
can so easily mean accepting the presumptions of your province.
152
493150
3580
ihtimallerini kolayca kabul etmek anlamına gelebilir.
Güvenli bölgemden şunu bilecek kadar dışarı çıktım:
08:18
I have stepped outside my comfort zone enough now
153
498228
2407
08:20
to know that, yes, the world does fall apart,
154
500659
2720
evet, dünya birbirinden ayrılıyor
ama korkuğunuz şekilde değil.
08:23
but not in the way that you fear.
155
503403
1833
08:25
Possibilities that would not have been allowed
156
505813
2280
İzin verilmeyecek olan ihtimaller olağandışı bir şekilde
cesaretlendiriliyordu.
08:28
were outrageously encouraged.
157
508117
1761
Orada bir enerji vardı,
08:30
There was an energy there,
158
510296
1475
08:31
an implacable optimism,
159
511795
1441
yatıştırılamaz bir iyimselik,
08:33
a strange mixture of humility and daring.
160
513874
2672
tevazu ve gözüpekliğin garip bir karışımı vardı.
Ve iç güdülerimi takip ettim.
08:37
So I followed my hunches.
161
517566
1425
"Başarılabilir" sözünü karşı konulamaz bir
08:39
I gathered around me a small team of people
162
519337
2486
08:41
for whom the label "It can't be done" was an irresistible challenge.
163
521847
3645
oluşan küçük bir takım oluşturdum.
oluşan küçük bir takım oluşturdum.
08:46
For a year, we were penniless.
164
526635
1601
Bir yıl boyunca hiç para kazanamadık.
08:48
At the end of each day, I made a huge pot of soup
165
528672
2342
Her günün sonunda, hepimizin paylaştığı koca bir
kase çorba yapardım.
08:51
which we all shared.
166
531038
1373
Her gece geç saate kadar çalışırdık.
08:53
We worked well into each night.
167
533207
1887
08:55
Most of our ideas were crazy,
168
535588
1647
Fikirlerimizin çoğu çılgıncaydı
08:57
but a few were brilliant,
169
537873
1363
ama ufak bir kısmı ise dahiceydi
08:59
and we broke through.
170
539705
1333
ve büyük çıkışımızı yaptık.
09:02
I made the decision to move to the US after only one trip.
171
542809
3305
Tek bir geziden sonra A.B.D'ye taşınma
kararı aldım.
09:06
My hunches again.
172
546980
1256
Yine içgüdülerimi dinledim.
09:08
Three months later, I had relocated, and the adventure has continued.
173
548926
3843
Üç ay sonra taşınmıştım ve
macera devam ediyordu.
Bitirmeden önce size
09:14
Before I close, though, let me tell you about my grandmother.
174
554917
3059
büyükannemden bahsedeyim.
Konfüçyüsçülüğün
09:19
She grew up at a time when Confucianism was the social norm
175
559278
3623
sosyal norm ve önemli olan kişinin
09:22
and the local mandarin was the person who mattered.
176
562925
2571
Mandarin(Çin'de yüksek memur) olduğu zamanda büyümüştü.
Hayat yüzyıllardır değişmemişti.
09:26
Life hadn't changed for centuries.
177
566207
2029
Babası o doğduktan kısa süre sonra ölmüştü.
09:29
Her father died soon after she was born.
178
569309
2691
09:32
Her mother raised her alone.
179
572936
1754
Annesi onu tek başına büyütmüştü.
09:35
At 17, she became the second wife of a mandarin whose mother beat her.
180
575952
4690
17 yaşında bir Mandarin'in ikinci eşi olmuştu,
kocasının annesi ona şiddet uygulamıştı.
09:41
With no support from her husband,
181
581991
1994
Kocasından hiç destek görmediği için,
onu mahkemeye vererek ve kendi davasını
09:44
she caused a sensation by taking him to court
182
584009
2706
09:46
and prosecuting her own case,
183
586739
2232
savunarak bir sansasyon yarattı
09:48
and a far greater sensation when she won.
184
588995
2727
ve kazandığında ise daha büyük bir sansasyon yarattı.
09:51
(Laughter)
185
591746
1490
(Kahkaha)
09:53
(Applause)
186
593260
5047
(Alkış)
"Başarılamaz" sözünün yanlış olduğu ortaya çıktı.
09:58
"It can't be done" was shown to be wrong.
187
598331
2389
10:03
I was taking a shower in a hotel room in Sydney
188
603885
3028
600 mil uzakta Melbourne'de hayata gözlerini yumduğunda
10:06
the moment she died,
189
606937
1559
ben Sydney'deki bir
10:08
600 miles away, in Melbourne.
190
608520
2508
otel odasında duş alıyordum.
Duşakabinden dışarı bakıtığımda
10:12
I looked through the shower screen and saw her standing on the other side.
191
612363
4131
onu diğer tarafta dururken gördüm.
10:16
I knew she had come to say goodbye.
192
616518
1975
Veda etmek için geldiğini biliyordum.
Dakikalar sonra annem aradı.
10:19
My mother phoned minutes later.
193
619215
1848
Birkaç gün sonra,
10:22
A few days later,
194
622576
1290
10:23
we went to a Buddhist temple in Footscray and sat around her casket.
195
623890
3345
Footscary'deki bir Budist tapınağına gittik
ve tabutunun çevresine oturduk.
Hikayelerini anlattık
10:28
We told her stories and assured her that we were still with her.
196
628236
3419
ve onun hala bizimle beraber olduğundan emin olmasını istedik.
10:32
At midnight, the monk came and told us he had to close the casket.
197
632985
4696
Gece yarısı keşiş gelip
tabutu kapatması gerektiğini söyledi.
10:38
My mother asked us to feel her hand.
198
638658
2394
Annem büyükannemin elini tutmamızı istedi.
10:41
She asked the monk,
199
641814
1422
Keşişe,
10:43
"Why is it that her hand is so warm and the rest of her is so cold?"
200
643260
4441
"Neden geri kalanı bu kadar soğukken
eli çok sıcak?" diye sordu.
10:48
"Because you have been holding it since this morning," he said.
201
648938
3298
"Sabahtan beri tuttuğunuz için," dedi,
10:52
"You have not let it go."
202
652939
1539
"Gitmesine izin vermediniz."
10:57
If there is a sinew in our family, it runs through the women.
203
657502
3809
Eğer ailemizde bir enerji varsa,
bu kadınlar arasında geçiş yapar.
Kim olduğumuzu ve hayatın bizi nasıl şekillendirdiğini bildiğimiz için,
11:02
Given who we were and how life had shaped us,
204
662360
2953
hayatlarımıza
11:05
we can now see that the men that might have come into our lives
205
665337
3342
girmiş olabilecek erkelerin bizi engelleyeceklerini
11:08
would have thwarted us.
206
668703
1316
artık görebiliyorduk.
11:10
Defeat would have come too easily.
207
670626
1980
Çok kolay bir şekilde yenilecektik.
11:13
Now I would like to have my own children, and I wonder about the boat.
208
673850
3925
Şimdi kendi çocuklarım olsun istiyorum
ve gemiyi düşünüyorum.
Kim çocukları için böyle birşeyi ister ki?
11:19
Who could ever wish it on their own?
209
679052
2071
Yine de ayrıcalıktan,
11:22
Yet I am afraid of privilege,
210
682197
2146
serbestlikten,
11:24
of ease,
211
684367
1206
11:25
of entitlement.
212
685597
1236
yardımdan korkuyorum.
11:27
Can I give them a bow in their lives, dipping bravely into each wave,
213
687717
4013
Hayatlarında her dalgaya cesurca
dalabilecekleri bir pruvayı, motorun
11:32
the unperturbed and steady beat of the engine,
214
692778
2458
hiç değişmeyen ritmini ve hiçbir şey garanti etmeyen
geniş bir ufku
11:36
the vast horizon that guarantees nothing?
215
696149
2747
verebilir miyim?
Bilemiyorum.
11:40
I don't know.
216
700699
1197
Ama bunu verip
11:42
But if I could give it
217
702492
1397
11:43
and still see them safely through,
218
703913
2314
yine de güvende olacakları görseydim,
yapardım.
11:46
I would.
219
706251
1150
11:48
(Applause)
220
708585
7000
(Alkış)
Trevor Neilson: Ve ayrıca, Tan'ın annesi şu an aramızda
12:01
Trevor Neilson: And also, Tan's mother is here today,
221
721354
3264
dördüncü ya da beşinci sırada.
12:04
in the fourth or fifth row.
222
724642
1594
12:06
(Applause)
223
726260
4792
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7