What it was like to grow up under China's one-child policy | Nanfu Wang

1,015,037 views ・ 2019-09-10

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Osman Özer Gözden geçirme: Gözde Alpçetin
00:13
My name is Nanfu.
0
13000
1690
Benim adım Nanfu.
00:15
In Chinese, "nan" means "man."
1
15365
2875
Çincede "nan" "erkek" demek.
00:18
And "fu" means "pillar."
2
18952
1817
"Fu" da "direk" demek.
00:21
My family had hoped for a boy,
3
21579
2113
Ailem bir erkek çocuk istemişti,
00:23
who would grow up to be the pillar of the family.
4
23716
3333
büyüyecek ve evin direği olacaktı.
00:27
And when I turned out to be a girl,
5
27692
2239
Ben kız olunca da
00:29
they named me Nanfu anyway.
6
29955
1856
yine de adıma Nanfu koydular.
00:31
(Laughter)
7
31835
1425
(Gülüşmeler)
00:33
I was born in 1985,
8
33284
2428
1985 yılında doğdum,
00:35
six years before China announced its one-child policy.
9
35736
3667
Çin'in tek çocuk politikasını ilan etmesinden altı yıl önce.
00:40
Right after I was born,
10
40958
2246
Ben doğduktan hemen sonra da
00:43
the local officials came and ordered my mom to be sterilized.
11
43228
4055
yerel yetkililer gelmiş ve annemin kısırlaştırılması emrini vermişlerdi.
00:48
My grandpa stood up to the officials,
12
48767
2333
Büyük babam yetkililere karşı çıkmıştı
00:51
because he wanted a grandson to carry on the family name.
13
51124
3386
çünkü o ailenin adını taşıyacak erkek bir torun istiyordu.
00:55
Eventually, my parents were allowed to have a second child,
14
55982
4171
Sonunda ailem ikinci bir çocuk sahibi olma hakkını elde ettiler
01:00
but they had to wait for five years
15
60177
2072
ama beş yıl beklemeleri
01:02
and pay a substantial fine.
16
62273
1800
ve yüklü miktarda para ödemeleri gerekti.
01:05
Growing up, my brother and I
17
65638
2897
Kardeşim ve ben büyürken
01:08
were surrounded by children from one-child families.
18
68559
3128
etrafımız tek çocuklu ailelerle çevriliydi.
01:13
I remember feeling a sense of shame
19
73004
3038
Utanma duygusunu hissettiğimi hatırlıyorum
01:16
because I had a younger brother.
20
76066
1755
çünkü küçük bir erkek kardeşim vardı.
01:19
I felt like our family did something wrong for having two children.
21
79067
3658
İki çocuk sahibi olarak ailemin yanlış bir şey yaptığını hissederdim.
01:24
At the time, I didn't question
22
84315
1485
O zamanlar bu utancın ve suçluluğun nereden geldiğini sorgulamadım.
01:25
where this sense of shame and guilt came from.
23
85824
2838
01:31
A year and a half ago, I had my own first child.
24
91062
3294
Bir buçuk yıl önce kendi ilk çocuğum oldu.
01:34
It was the best thing that ever happened in my life.
25
94991
2928
Hayatımda meydana gelen en iyi şeydi.
01:38
Becoming a mother
26
98538
1301
Anne olmak
01:39
gave me a totally new perspective on my own childhood,
27
99863
4079
çocukluğuma tamamen yeni bir bakış açısı sağladı
01:43
and it brought back my memories of early life in China.
28
103966
4500
ve Çin'deki çocukluk yıllarımdaki anılarımı geri getirdi.
01:49
For the past three decades,
29
109490
2127
Geçen otuz yılda
01:51
everyone in my family had to apply for a permission from the government
30
111641
4722
ailemdeki herkes çocuk yapmak için hükümetten izin almak zorundaydı.
01:56
to have a child.
31
116387
1150
01:58
And I wondered
32
118369
1349
Ben de şunu merak ettim:
01:59
what it was like for people who lived under the one-child policy.
33
119742
4196
Tek çocuk politikası altında yaşayan insanlar için nasıl bir şeydi?
02:04
So I decided to make a documentary about it.
34
124361
3000
Ben de bununla ilgili bir belgesel yapmaya karar verdim.
02:08
One of the people I interviewed
35
128964
1905
Röportaj yaptığım insanlardan birisi
02:10
was the midwife who delivered all of the babies born in my village,
36
130893
5158
ben de dahil olmak üzere köyümde doğan bütün bebekleri doğurtan ebeydi.
02:16
including myself.
37
136075
1150
02:18
She was 84 years old when I interviewed her.
38
138456
3164
Röportajı yaptığım zaman 84 yaşındaydı.
02:22
I asked her,
39
142294
1724
Ona şöyle sordum:
02:24
"Do you remember how many babies you delivered throughout your career?"
40
144042
3666
“Kariyerin boyunca kaç bebek doğurttuğunu hatırlıyor musun?”
02:28
She didn't have a number for deliveries.
41
148399
2234
Tam bir sayı veremedi.
02:31
She said she had performed
42
151561
3251
60.000 tane zorunlu kürtaj ve kısırlaştırma operasyonu
02:34
60,000 forced abortions and sterilizations.
43
154836
4575
gerçekleştirdiğini söyledi.
02:40
Sometimes, she said,
44
160855
2310
Dedi ki bazen geç dönem fetüs kürtajdan kurtulurmuş
02:43
a late-term fetus would survive an abortion,
45
163189
3087
02:46
and she would kill the baby after delivering it.
46
166300
2709
ve bebeği doğduktan sonra öldürürmüş.
02:49
She remembered how her hands would tremble
47
169489
3731
Bu işi yaparken ellerinin nasıl da titrediğini hatırladı.
02:53
as she did the work.
48
173244
1333
02:55
Her story shocked me.
49
175815
1400
Hikâyesi beni şoka uğrattı.
02:57
When I set out to make the film,
50
177934
2207
Filmi yapmak için yola çıktığımda
03:00
I expected it would be a simple story of perpetrators and victims.
51
180165
4417
faillerin ve mağdurların basit bir hikayesi olacağını umuyordum.
03:04
People who carried out the policy
52
184606
1928
Politikayı uygulayan kişilerin
03:06
and people who are living with the consequences.
53
186558
2584
ve sonuçlarıyla yaşayan insanların hikayeleri.
03:09
But that wasn't what I saw.
54
189701
1800
Ancak benim gördüğüm bu değildi.
03:12
As I was finishing my interview with the midwife,
55
192082
3204
Ebemle röportajımı bitirdikten sonra
03:15
I noticed an area in her house
56
195310
2231
evindeki bir bölümü fark ettim,
03:17
that was decorated with elaborate homemade flags.
57
197565
4268
özenle elde hazırlanmış bayraklarla süslenmişti.
03:21
And each flag has a picture of a baby on it.
58
201857
3070
Her bayrağın üzerinde de bir bebeğin fotoğrafı vardı.
03:26
These were flags that were sent by families
59
206157
3142
Bu bayraklar kısırlık problemlerine yardım ettiği aileler tarafından gönderilmişti.
03:29
whom she helped treat their infertility problems.
60
209323
3881
03:33
She explained that she had had enough
61
213657
2333
O, yeterince kürtaj ve kısırlaştırma operasyonu yaptığını,
03:36
of performing abortions and sterilizations --
62
216014
2936
03:38
that the only work she did now was to help families have babies.
63
218974
4616
şimdi yaptığı tek işin de
ailelerin bebek yapmalarına yardım etmek olduğunu açıkladı.
03:44
She said she was full of guilt
64
224839
2444
Tek çocuk politikasını uyguladığı için suçlulukla doluydu
03:47
for carrying out the one-child policy,
65
227307
2895
03:50
and she hoped that by helping families have babies,
66
230226
3244
ve ailelere çocuk sahibi olmalarında yardımcı olarak
03:53
she could counteract what she did in the past.
67
233494
2976
geçmişte yaptıklarına karşı koyabileceğini düşünmüştü.
03:57
It became clear to me she, too, was a victim of the policy.
68
237034
4796
Anladım ki o da politikanın kurbanı olmuştu.
04:02
Every voice was telling her
69
242973
2691
Her ses ona yaptığı şeyin Çin'in kurtuluşu için
04:05
that what she did was right and necessary for China's survival.
70
245688
3467
doğru ve gerekli olduğunu söylüyordu.
04:10
And she did what she thought was right for her country.
71
250108
2934
Ülkesi için doğru olduğunu düşündüğü şeyi yapmıştı.
04:14
I know how strong that message was.
72
254265
2468
Bu mesajın ne kadar kuvvetli olduğunu biliyordum.
04:17
It was everywhere around myself when I grew up.
73
257273
3008
Ben büyürken etrafımızda her yerdeydi.
04:20
It was printed on matches,
74
260305
2724
Kibrit kutularında,
04:23
playing cards,
75
263053
1636
oyun kartlarında,
04:24
textbooks, posters.
76
264713
2062
ders kitaplarına, posterlere basılmıştı.
04:27
The propaganda praising the one-child policy
77
267180
2063
Tek çocuk politikasını yücelten propaganda her tarafımızdaydı.
04:29
was everywhere around us.
78
269267
1682
04:30
[Anyone who refuses to sterilize will be arrested.]
79
270973
2548
[Kısırlaştırmaya karşı çıkan herkes tutuklanacaktır.]
04:33
And so were the threats against disobeying it.
80
273545
2334
Buna uymayanlar için de tehditler vardı.
04:35
The message seeped into our minds
81
275903
2436
Bu mesaj zihnimizde kök salmıştı.
04:38
so much so that I grew up feeling embarrassed
82
278363
3205
O kadar ki büyüdüğümde kardeşimin olmasından utanmıştım.
04:41
for having a younger brother.
83
281592
1788
04:45
With each person I filmed,
84
285625
2834
Filme aldığım her insanla birlikte
04:49
I saw how their minds and hearts can be influenced by the propaganda,
85
289530
6360
zihinlerinin ve kalplerinin propagandadan nasıl etkilendiğini
04:55
and how their willingness to make sacrifices for the greater good
86
295914
4095
ve diğerlerinin iyiliği için fedakarlık yapma istekliliğinin
05:00
can be twisted into something very dark and tragic.
87
300033
3467
nasıl çok karanlık ve trajik bir şeye dönüştürülebileceğini gördüm.
05:04
China is not the only place where this happens.
88
304466
3952
Bunun yaşandığı tek yer Çin değil.
05:08
There is no country on earth where propaganda isn't present.
89
308442
5190
Yeryüzünde propagandanın bulunmadığı ülke yoktur.
05:14
And in societies that are supposed to be more open and free than China,
90
314180
4635
Çin'den daha açık ve özgür olması gereken toplumlarda
05:18
it can be even harder to recognize what propaganda looks like.
91
318839
4160
propagandanın neye benzediğini bilmek daha da zor olabilir.
05:23
It hides in plain sight as news reports,
92
323728
3635
Haberlerde, TV reklamlarında, siyasi kampanyalarda
05:27
TV commercials, political campaigning
93
327387
4037
ve sosyal medyalarımızda gizlenir.
05:31
and in our social media feeds.
94
331448
1806
05:34
It works to change our minds without our knowledge.
95
334347
3785
Bilgimiz olmadan düşüncelerimizi değiştirmek için çalışır.
05:40
Every society is vulnerable to accepting propaganda as truth,
96
340300
5103
Her topluluk propagandaları gerçek olarak kabul etmeye açıktır
05:45
and no society where propaganda replaces the truth
97
345427
2808
ve propagandanın gerçeği değiştirdiği hiçbir toplum
05:48
can be truly free.
98
348259
1762
gerçek anlamda özgür olamaz.
05:50
Thank you.
99
350349
1158
Teşekkür ederim.
05:51
(Applause)
100
351531
4016
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7