Bonnie Bassler: The secret, social lives of bacteria

Bonnie Bassler: Bakteriler nasıl iletişim kurar?

296,380 views ・ 2009-04-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mithat Can Ayok Gözden geçirme: Ayşe Demirel
Bakteriler, yeryüzünde yaşamakta olan en eski canlılardır.
00:19
Bacteria are the oldest living organisms on the earth.
0
19012
2802
00:21
They've been here for billions of years,
1
21838
2021
Milyarlarca yıldan beri buradalar ve
00:23
and what they are are single-celled microscopic organisms.
2
23883
3953
"tek hücreli mikroskobik canlılar" olarak tanımlanabilirler.
00:27
So they're one cell
3
27860
1296
Tek hücreden oluşurlar ve kendilerine özgü bir özelliğe sahiptirler:
00:29
and they have this special property that they only have one piece of DNA.
4
29180
3672
Yalnızca bir parça DNA'ları vardır.
00:32
So they have very few genes and genetic information
5
32876
2928
Kişisel özelliklerini kodlamak için
oldukça az sayıda gene ve genetik bilgiye sahiptirler.
00:35
to encode all of the traits that they carry out.
6
35828
2998
00:38
And the way bacteria make a living is that they consume nutrients
7
38850
3377
Bakteriler, ortamdaki besinleri tüketerek
boyutlarını iki katına çıkarırlar
00:42
from the environment,
8
42251
1160
00:43
they grow to twice their size,
9
43435
1674
ve sonra ortadan ikiye bölünürler.
00:45
they cut themselves down in the middle,
10
45133
1879
Böylece, bir hücreden iki hücre oluşur ve bu böyle devam eder.
00:47
and one cell becomes two, and so on and so on.
11
47036
2712
00:49
They just grow and divide and grow and divide -- so a kind of boring life,
12
49772
3892
Büyürler ve bölünürler, büyürler ve bölünürler... Oldukça sıkıcı bir hayat gibi duruyor.
00:53
except that what I would argue is that you have an amazing interaction
13
53688
3305
Benim savunacağım şey ise,
bu yaratıklar ile muhteşem bir etkileşim içinde olduğunuz.
00:57
with these critters.
14
57017
1234
00:58
I know you guys think of yourself as humans,
15
58275
2083
Kendinizi insan olarak gördüğünüzü biliyorum, ben ise sizleri yaklaşık olarak şöyle görüyorum.
01:00
and this is sort of how I think of you.
16
60382
1891
Bu figür,
01:02
This man is supposed to represent a generic human being,
17
62297
3237
standart bir insanı temsil ediyor.
01:05
and all of the circles in that man are all the cells that make up your body.
18
65558
4158
Adamın içindeki tüm çemberler ise, vücudunuzu oluşturan hücrelerin tümü.
01:09
There's about a trillion human cells that make each one of us who we are
19
69740
4144
Her birimizde, "bizi biz yapan" ve yaptığımız tüm şeyleri yapabilme yeteneğini borçlu olduğumuz
yaklaşık bir trilyon insan hücresi var.
01:13
and able to do all the things that we do.
20
73908
2070
Ancak, hayatınızın herhangi bir anında
01:16
But you have 10 trillion bacterial cells in you or on you
21
76002
3341
vücudunuzun içinde ya da üzerinde 10 trilyon bakteri hücresi bulunuyor.
01:19
at any moment in your life.
22
79367
1301
01:20
So, 10 times more bacterial cells than human cells on a human being.
23
80692
4614
Yani, bir insandaki bakteri hücrelerinin sayısı
insan hücrelerinin sayısının 10 katı.
01:25
And, of course, it's the DNA that counts,
24
85330
1976
Genetik kodunuzu oluşturan ve
01:27
so here's all the A, T, Gs and Cs that make up your genetic code
25
87330
3410
size o muhteşem özelliklerinizi veren DNA,
yani A, T, G ve C'ler ise burada.
01:30
and give you all your charming characteristics.
26
90764
2216
Yaklaşık 30.000 adet gene sahipsiniz.
01:33
You have about 30,000 genes.
27
93004
1666
01:34
Well, it turns out you have 100 times more bacterial genes
28
94694
3330
Ancak, 100 kat daha fazla bakteri geni
bütün yaşamınız boyunca vücudunuzun içinde ya da üzerinde bir rol oynuyor.
01:38
playing a role in you or on you all of your life.
29
98048
3542
01:41
So at the best, you're 10 percent human; more likely, about one percent human,
30
101614
4840
Hücre sayısını baz alırsak, yani en iyimser haliyle, %10 insansınız.
Ancak gen sayısını referans alacak olursak,
01:46
depending on which of these metrics you like.
31
106478
2408
%1 insansınız.
01:48
I know you think of yourself as human beings,
32
108910
2121
Kendinizi "insan" olarak gördüğünüzü biliyorum,
ancak ben sizi %90 veya %99 bakteri olarak görüyorum.
01:51
but I think of you as 90 or 99 percent bacterial.
33
111055
3251
01:54
(Laughter)
34
114330
1213
(Gülüşmeler)
01:55
And these bacteria are not passive riders.
35
115567
2967
Bu bakteriler, üzerimizde yolculuk yapan pasif yolcular değil.
01:58
These are incredibly important; they keep us alive.
36
118558
3246
Aksine, oldukça önemliler ve hayatta kalmamızı sağlıyorlar.
02:01
They cover us in an invisible body armor
37
121828
2617
Bizi görünmez bir vücut zırhı ile kaplıyorlar ve
02:04
that keeps environmental insults out so that we stay healthy.
38
124469
3837
bu zırh, çevresel etkilerden bizleri koruyarak
sağlıklı kalmamızı sağlıyor.
02:08
They digest our food, they make our vitamins,
39
128330
2479
Besinimizi sindiriyorlar, vitaminlerimizi üretiyorlar ve hatta
02:10
they actually educate your immune system to keep bad microbes out.
40
130833
4198
kötü mikropları dışarıda tutması için
bağışıklık sistemimizi eğitiyorlar.
Bize yardımcı olan ve hayatta kalmamızı sağlayan
02:15
So they do all these amazing things
41
135055
2001
bu müthiş şeyleri yapmalarına rağmen,
02:17
that help us and are vital for keeping us alive,
42
137080
3616
02:20
and they never get any press for that.
43
140720
2110
kimse onlardan övgüyle bahsetmiyor.
02:22
But they get a lot of press because they do a lot of terrible things as well.
44
142854
4202
Ancak oldukça kötü şeylere de neden olabildiklerinde
dikkatimizi çekiyorlar.
Yeryüzünde her çeşit bakteri bulunuyor. Bu bakterilerden bazıları,
02:27
So there's all kinds of bacteria on the earth
45
147080
2408
02:29
that have no business being in you or on you at any time,
46
149512
3475
vücudunuz üzerinde hiçbir göreve sahip değil. Ama vücudunuza girerlerse
sizi oldukça hasta yapabilirler.
02:33
and if they are, they make you incredibly sick.
47
153011
3560
02:36
And so the question for my lab
48
156595
1453
O halde, bakterilerin yaptığı iyi şeyleri mi düşünmek istiyorsunuz?
02:38
is whether you want to think about all the good things that bacteria do
49
158072
3426
Yoksa bakterilerin yaptığı kötü şeyleri mi? Aklımızı kurcalayan ilk soru
02:41
or all the bad things that bacteria do.
50
161522
1927
02:43
The question we had is: How could they do anything at all?
51
163473
2734
bakterilerin nasıl olup da herhangi bir şey yapabildikleri idi.
Demek istediğim, bakteriler o kadar küçük ki,
02:46
I mean, they're incredibly small.
52
166231
1598
02:47
You have to have a microscope to see one.
53
167853
1981
onları görebilmek için mikroskop gerekiyor.
02:49
They live this sort of boring life where they grow and divide,
54
169858
3039
Yalnızca büyümek ve bölünmekten ibaret sıkıcı bir yaşantıları var ve
02:52
and they've always been considered to be these asocial, reclusive organisms.
55
172921
4724
herkes onları asosyal organizmalar olarak tanımlamakta.
02:57
And so it seemed to us that they're just too small
56
177669
2523
Dolayısıyla, çevre üzerinde bir etkiye sahip olabilmek için
03:00
to have an impact on the environment
57
180216
1956
fazla küçük olduklarını
03:02
if they simply act as individuals.
58
182196
2574
düşündük.
03:04
So we wanted to think if there couldn't be a different way that bacteria live.
59
184794
4269
Ve, başka türlü bir bakteri hayatının imkansız olduğunu
varsaydık.
Bunun için gerekli ipucu,
03:09
And the clue to this came from another marine bacterium,
60
189087
3784
03:12
and it's a bacterium called "Vibrio fischeri."
61
192895
2428
Vibrio fischeri adındaki başka bir deniz bakterisinden geldi.
03:15
What you're looking at on this slide is just a person from my lab
62
195347
3552
Bu slaytta, labaratuvarımdaki birisinin deney tüpü içindeki
03:18
holding a flask of a liquid culture of a bacterium,
63
198923
3133
sıvı bakteri kültürünü tutarken görüyorsunuz.
Okyanustan gelen bu zararsız ve güzel bakterinin adı
03:22
a harmless, beautiful bacterium that comes from the ocean,
64
202080
3173
Vibrio fischeri.
03:25
named Vibrio fischeri.
65
205277
1429
03:26
And this bacterium has the special property that it makes light,
66
206730
3326
Bu bakterinin, tıpkı ateşböcekleri gibi,
biyoluminesans yapma,
03:30
so it makes bioluminescence,
67
210080
1393
03:31
like fireflies make light.
68
211497
1824
yani ışık üretebilme yeteneği var.
03:33
We're not doing anything to the cells here,
69
213345
2035
Burada hücrelere hiçbir şey yapmıyoruz.
03:35
we just took the picture by turning the lights off in the room,
70
215404
2990
Yalnızca odadaki ışıkları kapattık ve fotoğraf çektik.
Karşımıza şöyle bir sonuç çıktı.
03:38
and this is what we see.
71
218418
1424
03:39
And what's actually interesting to us was not that the bacteria made light
72
219866
3723
Bize ilginç gelen şey,
bakterilerin ışık üretebilmesi değil,
03:43
but when the bacteria made light.
73
223613
2157
ne zaman ışık ürettikleri idi.
03:45
What we noticed is when the bacteria were alone,
74
225794
2699
Farkına vardık ki, bakteriler yalnız olduğunda
03:48
so when they were in dilute suspension,
75
228517
2155
yani seyreltik süspansiyondayken, ışık üretmediler.
03:50
they made no light.
76
230696
1360
Ancak belli bir hücre sayısına ulaştıklarında,
03:52
But when they grew to a certain cell number,
77
232080
2048
bütün bakteriler aynı anda ışık üretmeye başladılar.
03:54
all the bacteria turned on light simultaneously.
78
234152
3350
03:57
So the question that we had is:
79
237526
1728
Aklımıza gelen soru, bakterilerin, yani bu ilkel organizmaların,
03:59
How can bacteria, these primitive organisms,
80
239278
2714
yalnız oldukları zaman ile
04:02
tell the difference from times when they're alone
81
242016
2328
topluluk içinde oldukları zaman arasındaki farkı nasıl bildikleri
04:04
and times when they're in a community,
82
244368
1891
ve daha sonra nasıl toplu halde bir iş yapabildikleri idi.
04:06
and then all do something together?
83
246283
2127
Bunu yapabilmelerini sağlayan şeyin, bakterilerin birbirleriyle konuşmasına imkan veren
04:09
And what we figured out is that the way they do that is they talk to each other,
84
249024
4101
bir kimyasal dil olduğunu keşfettik.
04:13
and they talk with a chemical language.
85
253149
2170
Bu, benim bakteri hücremi temsil ediyor.
04:15
So this is now supposed to be my bacterial cell.
86
255343
2713
Yalnızken, hiç ışık üretmiyor.
04:18
When it's alone, it doesn't make any light.
87
258080
2498
04:20
But what it does do is to make and secrete small molecules
88
260602
3754
Yaptığı şey, küçük moleküller salgılamak.
04:24
that you can think of like hormones,
89
264380
1878
Bu molekülleri hormonlar gibi de düşünebilirsiniz.
04:26
and these are the red triangles.
90
266282
1699
Bunlar da kırmızı üçgenler. Bakteri yalnızken,
04:28
And when the bacteria are alone, the molecules just float away,
91
268005
3601
bu moleküller serbestçe yüzüyor ve dolayısıyla ışık oluşmuyor.
04:31
and so, no light.
92
271630
1320
04:32
But when the bacteria grow and double
93
272974
1942
Ancak bakteriler büyüyüp bölündüklerinde ve
04:34
and they're all participating in making these molecules,
94
274940
3337
hep beraber bu molekülü üretmeye başladıklarında,
bu molekülün miktarı
04:38
the molecule, the extracellular amount of that molecule,
95
278301
3484
04:41
increases in proportion to cell number.
96
281809
2827
hücre sayısına bağlı olarak artıyor.
04:44
And when the molecule hits a certain amount
97
284660
2285
Ve molekül miktarı, bakterilere kaç tane komşuları olduğunu
04:46
that tells the bacteria how many neighbors there are,
98
286969
2540
söyleyebilecek bir seviyeye ulaştığında,
04:49
they recognize that molecule
99
289533
1494
bu molekülü tanıyorlar
04:51
and all of the bacteria turn on light in synchrony.
100
291051
3607
ve hep beraber ışık üretmeye başlıyorlar.
04:54
And so that's how bioluminescence works --
101
294682
2284
Bioluminesans (canlı hücrelerde ışık enerjisi üretimi)
04:56
they're talking with these chemical words.
102
296990
2146
böyle işliyor. Bakteriler, bu kimyasal sözcüklerle konuşuyor.
Vibrio fischeri'nin bunu yapmasının sebebi biyolojiden geliyor.
04:59
The reason Vibrio fischeri is doing that comes from the biology --
103
299160
3470
05:02
again, another plug for the animals in the ocean.
104
302654
3402
İşte, okyanustaki hayvanlar için başka bir elektrik kaynağı.
Vibrio fischeri bu mürekkepbalığının içinde yaşıyor.
05:06
Vibrio fischeri lives in this squid.
105
306080
2276
05:08
What you're looking at is the Hawaiian bobtail squid.
106
308380
2676
Bakmakta olduğunuz şey, bir Hawai Kısakuyruklu Mürekkepbalığı.
Şu anda arkasını dönmüş vaziyette.
05:11
It's been turned on its back,
107
311080
1644
05:12
and what I hope you can see are these two glowing lobes.
108
312748
3199
Umarım, parlamakta olan iki lobu görebiliyorsunuzdur.
05:15
These house the Vibrio fischeri cells.
109
315971
2269
Bu lobların içinde Vibro fischeri hücreleri yaşıyor ve
05:18
They live in there, at high cell number.
110
318264
2004
çok sayıda olduklarından
05:20
That molecule is there, and they're making light.
111
320292
2963
ışık üretiyorlar.
Mürekkepbalığının bu üçkağıtçı bakterilere katlanmasının sebebi,
05:23
And the reason the squid is willing to put up with these shenanigans
112
323279
3261
onların ürettiği ışığa ihtiyaç duyması.
05:26
is because it wants that light.
113
326564
1490
İkisi arasındaki ortak yaşam şöyle işliyor:
05:28
The way that this symbiosis works
114
328078
1978
Bu küçük mürekkepbalığı, Hawai sahilinin çok yakınında,
05:30
is that this little squid lives just off the coast of Hawaii,
115
330080
3399
05:33
just in sort of shallow knee-deep water.
116
333503
2327
dizimizi geçmeyecek sığlıkta bir suda yaşıyor.
05:35
And the squid is nocturnal,
117
335854
1527
Ve mürekkepbalığımız "noktürnal" olduğundan,
05:37
so during the day, it buries itself in the sand and sleeps.
118
337405
3651
yani yalnızca geceleri avlandığından,
gündüzleri kendisini kumun içine gizliyor ve uykuya yatıyor.
05:41
But then at night, it has to come out to hunt.
119
341080
2317
05:43
So on bright nights
120
343421
1244
Mürekkepbalığı oldukça sığ bir suda yaşadığından,
05:44
when there's lots of starlight or moonlight,
121
344689
2103
parlak gecelerde ayın veya yıldızların ışığı,
05:46
that light can penetrate the depth of the water the squid lives in,
122
346816
3197
bu sığ sudan geçerek mürekkepbalığına ulaşabiliyor.
05:50
since it's just in those couple feet of water.
123
350037
2144
Mürekkepbalığı, bir çeşit kepenk geliştirmiş.
05:52
What the squid has developed is a shutter that can open and close
124
352205
3728
Böylece bakterilerin yaşadığı o özel ışık organının üzerini açıp kapayabiliyor.
05:55
over the specialized light organ housing the bacteria.
125
355957
3099
Ayrıca, sırtında da detektörler var.
05:59
And then it has detectors on its back
126
359080
1976
Bu sayede, sırtına ne kadar ayışığı vurduğunu anlayabiliyor.
06:01
so it can sense how much starlight or moonlight is hitting its back.
127
361080
3494
06:04
And it opens and closes the shutter
128
364598
1813
Ve kepengi açıp kapayarak,
06:06
so the amount of light coming out of the bottom,
129
366435
2267
ön tarafında bulunan bakterilerin ürettiği ışığın şiddeti ile,
06:08
which is made by the bacterium,
130
368726
1523
sırtına vuran ışığın şiddetini
06:10
exactly matches how much light hits the squid's back,
131
370273
2668
birbirine eşitliyor ki
06:12
so the squid doesn't make a shadow.
132
372965
1958
gölge oluşmasın.
06:14
So it actually uses the light from the bacteria
133
374947
2544
Yani mürekkepbalığı, bakterilerden gelen ışığı
06:17
to counter-illuminate itself in an antipredation device,
134
377515
3521
kendisinin açığa çıkmasını engelleyen bir korunma mekanizmasında kullanıyor.
Böylece avcılar, mürekkepbalığının gölgesini göremiyor ve
06:21
so predators can't see its shadow,
135
381060
1996
gölgenin geldiği yere bakarak mürekkepbalığını yakalayamıyor.
06:23
calculate its trajectory and eat it.
136
383080
1976
Okyanusun "hayalet uçağı" gibi bir şey yani bu.
06:25
So this is like the stealth bomber of the ocean.
137
385080
2602
06:27
(Laughter)
138
387706
1174
(Gülüşmeler)
06:28
But then if you think about it, this squid has this terrible problem,
139
388904
3257
Ancak, mürekkepbalığının şöyle bir problemi var:
Ölmekte olan ve yoğun bir bakteri kültürü onun üzerinde yaşıyor,
06:32
because it's got this dying, thick culture of bacteria,
140
392185
2713
06:34
and it can't sustain that.
141
394922
1455
mürekkepbalığı sürekli olarak bu durumda kalamaz.
06:36
And so what happens is, every morning when the sun comes up,
142
396401
2895
Bu nedenle mürekkepbalığı her sabah güneş doğduğunda,
kendisini kuma gömerek uykuya dalıyor ve
06:39
the squid goes back to sleep, it buries itself in the sand,
143
399320
2836
sirkadyan(günlük) ritmine bağlı olan bir pompayı kullanarak
06:42
and it's got a pump that's attached to its circadian rhythm.
144
402180
2830
bakterilerin yaklaşık yüzde 95'ini dışarı atıyor.
06:45
And when the sun comes up, it pumps out, like, 95 percent of the bacteria.
145
405034
4591
06:49
So now the bacteria are dilute,
146
409649
1652
Böylece bakteriler seyreltik haline geliyor, yani o küçük hormon molekülü yok oluyor
06:51
that little hormone molecule is gone, so they're not making light.
147
411325
3152
ve ışık üretemiyorlar; ancak bu durum,
06:54
But, of course, the squid doesn't care, it's asleep in the sand.
148
414501
3033
mürekkepbalığının umrunda değil. Çünkü kumun içinde uyuyor.
Gün içinde, geriye kalan bakteriler bölünerek
06:57
And as the day goes by, the bacteria double,
149
417558
2054
molekülü serbest bırakıyorlar ve geceleri, yani mürekkepbalığının
06:59
they release the molecule, and then light comes on at night,
150
419636
2825
ihtiyacı olduğunda, ışık geri geliyor.
07:02
exactly when the squid wants it.
151
422485
2109
07:04
So first, we figured out how this bacterium does this,
152
424618
3347
Önce, bakterilerin bunu nasıl yaptığını çözdük,
07:07
but then we brought the tools of molecular biology to this
153
427989
2746
daha sonra ise gerçek mekanizmanın ne olduğunu kavrayabilmek için
07:10
to figure out, really, what's the mechanism.
154
430759
2152
moleküler biyolojinin araçlarını kullandık.
07:12
And what we found -- so this is now supposed to be my bacterial cell --
155
432935
4024
Ve bakın ne bulduk: -Bu şekil, yine, bakteri hücremi temsil ediyor.-
07:16
is that Vibrio fischeri has a protein.
156
436983
1921
Vibrio fischeri'ın bir proteini var.
07:18
That's the red box --
157
438928
1189
Kırmızı kutu ile gösterilen bu protein, şu kırmızı üçgenleri,
07:20
it's an enzyme that makes that little hormone molecule,
158
440141
2974
yani küçük hormon moleküllerini üreten bir enzim.
07:23
the red triangle.
159
443139
1167
07:24
And then as the cells grow,
160
444330
1310
Ve hücreler büyüdükçe, hep beraber o hormon molekülünü ortama
07:25
they're all releasing that molecule into the environment,
161
445664
2706
serbest bırakıyorlar, böylece o molekülün miktarı artıyor.
07:28
so there's lots of molecule there.
162
448394
1662
Bakterilerin hücre yüzeyinde bir de reseptör var. Bu reseptör,
07:30
And the bacteria also have a receptor on their cell surface
163
450080
3881
07:33
that fits like a lock and key with that molecule.
164
453985
2529
o molekül ile anahtar ve kilit gibi uyum içersinde ve
07:36
These are just like the receptors on the surfaces of your cells.
165
456538
3590
tıpkı sizin hücrelerinizin yüzeyindeki reseptörlere benziyor.
Molekül miktarı belirli bir seviyeye ulaştığında bu durum,
07:40
So when the molecule increases to a certain amount,
166
460152
2423
07:42
which says something about the number of cells,
167
462599
2247
hücre sayısı hakkında bir bilgi veriyor,
07:44
it locks down into that receptor
168
464870
1749
ve molekül, o reseptöre kitleniyor
07:46
and information comes into the cells
169
466643
2377
böylece hücrelere "ışığı açmalarını" söyleyen
bilgi iletiliyor ve
07:49
that tells the cells to turn on this collective behavior of making light.
170
469044
4859
ışık üretmeleri sağlanıyor.
07:53
Why this is interesting is because in the past decade,
171
473927
2696
Bunun ilginç olmasının sebebi ise, geçen 10 yılda
07:56
we have found that this is not just some anomaly
172
476647
2243
bu durumun karanlıkta ışık üreten tuhaf bir bakteri çeşidine ait olmadığını,
07:58
of this ridiculous, glow-in-the-dark bacterium that lives in the ocean --
173
478914
3467
bütün bakterilerin buna benzer sistemlere sahip olduğunu
keşfetmiş olmamız.
08:02
all bacteria have systems like this.
174
482405
1857
08:04
So now what we understand is that all bacteria can talk to each other.
175
484286
3633
Şunu anlıyoruz ki, bütün bakteriler birbiriyle konuşabiliyor.
08:07
They make chemical words, they recognize those words,
176
487943
2802
Kimyasal sözcükler üretiyorlar ve bu sözcükleri tanıyorlar,
08:10
and they turn on group behaviors
177
490769
2006
ve yalnızca bütün hücreler
08:12
that are only successful when all of the cells participate in unison.
178
492799
4598
uyum içinde hareket ettiğinde amacına ulaşan grup davranışları sergiliyorlar.
08:17
So now we have a fancy name for this: we call it "quorum sensing."
179
497421
3412
Bu olay için havalı bir ismimiz var: "Quorum sensing." (çoğunluk algılama)
08:20
They vote with these chemical votes,
180
500857
2016
Kimyasal zarflarla oy kullanıyorlar,
08:22
the vote gets counted, and then everybody responds to the vote.
181
502897
3944
daha sonra oylar sayılıyor ve herkes sonuca bir tepki veriyor.
08:26
What's important for today's talk is we know there are hundreds of behaviors
182
506865
3836
Bugünün konuşması için önemli olan şey,
bakterilerin bu tarz kollektif şekillerde gerçekleştirdiği
08:30
that bacteria carry out in these collective fashions.
183
510725
2928
yüzlerce davranışın mevcut olması.
08:33
But the one that's probably the most important to you is virulence.
184
513677
3503
Ama belki de sizin için en önemli olanı virulans, yani zehirlilik.
Birkaç tane bakterinin vücudunuza girmesi
08:37
It's not like a couple bacteria get in you and start secreting some toxins --
185
517204
4247
ve bazı toksinler üretmesiyle olacak bir şey değil bu.
08:41
you're enormous; that would have no effect on you, you're huge.
186
521475
3732
Çok büyüksünüz, bunun sizin üzerinizde hiçbir etkisi olmaz.
Anlıyoruz ki bakterilerin yaptığı şey,
08:45
But what they do, we now understand,
187
525231
2139
08:47
is they get in you, they wait, they start growing,
188
527394
2962
vücudunuza girmek, beklemek ve büyümek.
08:50
they count themselves with these little molecules,
189
530380
2372
Daha sonra bu küçük moleküller yardımıyla kendi sayılarını ölçüyorlar
08:52
and they recognize when they have the right cell number
190
532776
2635
ve yeterli sayıya ulaştıklarını anladıkları zaman,
hep beraber zehir salgılamaya başlıyorlar ve böylece
08:55
that if all of the bacteria launch their virulence attack together,
191
535435
3221
08:58
they're going to be successful at overcoming an enormous host.
192
538680
3676
oldukça büyük bir konağın bile üstesinden gelebiliyorlar.
09:02
So bacteria always control pathogenicity with quorum sensing.
193
542380
4836
Bakteriler, hastalık yapma yetilerini daima çoğunluk algılama(quorum sensing) yöntemi ile kontrol ediyor.
Bu mekanizmanın işleyiş şekli böyle.
09:07
So that's how it works.
194
547732
1324
Bu moleküllerin, yani kırmızı üçgenler ile betimlediklerimizin,
09:09
We also then went to look at what are these molecules.
195
549080
2649
09:11
These were the red triangles on my slides before.
196
551753
2584
ne olduklarını da araştırdık.
09:14
This is the Vibrio fischeri molecule.
197
554361
2292
Bu, Vibrio fischeri molekülü.
09:16
This is the word that it talks with.
198
556677
1758
Bu ise Vibrio fischeri'ın konuşurken kullandığı sözcük.
09:18
And then we started to look at other bacteria,
199
558459
2148
Daha sonra diğer bakterilere bakmaya başladık.
09:20
and these are just a smattering of the molecules that we've discovered.
200
560631
3406
Bunlar, keşfettiğimiz moleküllerden yalnızca birkaçı.
Umarım, moleküllerin birbirine
09:24
What I hope you can see is that the molecules are related.
201
564061
3240
benzediğini fark edebiliyorsunuz.
09:27
The left-hand part of the molecule is identical
202
567325
2444
Molekülün sol kısmı, bütün bakteri türleri için
09:29
in every single species of bacteria.
203
569793
2603
tıpatıp aynı.
09:32
But the right-hand part of the molecule is a little bit different
204
572420
3086
Ancak molekülün sağ tarafı, her bakteri türünde biraz değişik.
09:35
in every single species.
205
575530
1486
Bu durum, her bakteri türünün
09:37
What that does is to confer exquisite species specificities to these languages.
206
577040
5499
kendilerine özgü bir dile sahip olmalarını sağlıyor.
09:42
So each molecule fits into its partner receptor
207
582563
3242
Her molekül yalnızca ve yalnızca kendi partneri ile uyum sağlayabiliyor.
09:45
and no other.
208
585829
1157
Yani bu konuşmalar, özel ve gizli konuşmalar.
09:47
So these are private, secret conversations.
209
587010
2858
09:49
These conversations are for intraspecies communication.
210
589892
3815
Bu konuşmalar, yalnızca tür içi iletişim için kullanılıyor.
09:53
Each bacteria uses a particular molecule that's its language
211
593731
4192
Her bakteri, kendi dili olan özel bir molekül kullanıyor
09:57
that allows it to count its own siblings.
212
597947
3210
ve böylece etrafta kendi türünden kaç tane bakteri olduğunu sayabiliyor.
Bu kısma kadar geldiğimizde,
10:02
Once we got that far,
213
602189
1220
10:03
we thought we were starting to understand that bacteria have these social behaviors.
214
603433
3972
bakterilerin bu sosyal davranışlara sahip olmasını anlamaya başladığımızı düşündük.
Ancak çoğu zaman aklımıza takılan şey,
10:07
But what we were really thinking about is that most of the time,
215
607429
3055
bakterilerin tek başlarına değil, yüzlerce farklı türden bakteri ile birlikte
10:10
bacteria don't live by themselves, they live in incredible mixtures,
216
610508
3251
devasa bir karışım içinde yaşıyor olduklarıydı.
10:13
with hundreds or thousands of other species of bacteria.
217
613783
2805
10:16
And that's depicted on this slide.
218
616612
1709
Slaytta gösterilen şey de o. Bu, sizin cildiniz.
10:18
This is your skin.
219
618345
1156
10:19
So this is just a picture -- a micrograph of your skin.
220
619525
3018
Cildinizin mikroskop ile çekilmiş bir fotoğrafı bu şekilde.
10:22
Anywhere on your body, it looks pretty much like this.
221
622567
2564
Vücudunuzun tamamı, buna benzer bir yapıda.
Umarım ki resimde her türden bakterinin bulunduğunu görebiliyorsunuz.
10:25
What I hope you can see
222
625155
1242
10:26
is that there's all kinds of bacteria there.
223
626421
2115
10:28
And so we started to think, if this really is about communication in bacteria,
224
628560
4127
Düşünmeye başladık ki, eğer bu olay gerçekten bakteriler arası iletişim ve
10:32
and it's about counting your neighbors,
225
632711
1920
komşularınızın sayısını öğrenmek ile ilgiliyse,
10:34
it's not enough to be able to only talk within your species.
226
634655
3618
yalnızca kendi türünüzdekilerle konuşabilmek yeterli olamaz.
Popülasyon içindeki diğer türden bakterilerin sayısını
10:38
There has to be a way to take a census
227
638297
2204
öğrenmenin de bir yolu olmalı.
10:40
of the rest of the bacteria in the population.
228
640525
2456
Böylece, moleküler biyolojiye geri döndük ve
10:43
So we went back to molecular biology
229
643005
2051
farklı bakterileri incelemeye başladık.
10:45
and started studying different bacteria.
230
645080
1949
Ve öğrendik ki
10:47
And what we've found now is that, in fact, bacteria are multilingual.
231
647053
4003
aslında, bakteriler birden fazla dil konuşabiliyor.
Hepsinin kendi türlerine özgü bir sistemleri,
10:51
They all have a species-specific system,
232
651080
2976
yani "o benim" diyen bir molekülleri var.
10:54
they have a molecule that says "me."
233
654080
1822
10:55
But then running in parallel to that is a second system
234
655926
2770
Ancak keşfettik ki, buna parelel olan bir ikinci sistem daha var,
10:58
that we've discovered, that's generic.
235
658720
2071
ve bu sistem tüm bakterilerde ortak.
11:00
So they have a second enzyme that makes a second signal,
236
660815
3061
Bakterilerin, ikinci bir sinyal üreten ikinci bir enzimleri daha var
11:03
and it has its own receptor,
237
663900
1679
ve bu enzimin kendi ayrı reseptörü mevcut.
11:05
and this molecule is the trade language of bacteria.
238
665603
3453
Yani bu molekül, bakterilerin ortak dili.
Bütün bakteriler tarafından kullanılan bu dil,
11:09
It's used by all different bacteria,
239
669080
1976
türler arası iletişimin aracı.
11:11
and it's the language of interspecies communication.
240
671080
3443
11:14
What happens is that bacteria are able to count
241
674547
3509
Bu sayede bakteriler, kendi türlerinden kaç tane olduğunu
ve diğer türlerden kaç tane olduğunu sayabiliyor.
11:18
how many of "me" and how many of "you."
242
678080
2098
11:20
And they take that information inside,
243
680202
2068
Daha sonra bu bilgiyi kullanıyorlar ve
11:22
and they decide what tasks to carry out
244
682294
2762
kimin azınlık ve kimin çoğunluk olduğuna bağlı olarak,
hangi görevleri yapmaları gerektiğine
11:25
depending on who's in the minority and who's in the majority
245
685080
3019
11:28
of any given population.
246
688123
1944
karar veriyorlar.
11:30
Then, again, we turned to chemistry,
247
690853
2105
Tekrar kimyaya dönüyoruz.
11:32
and we figured out what this generic molecule is --
248
692982
2479
Bu ortak molekülün ne olduğunu bulduk,
11:35
that was the pink ovals on my last slide, this is it.
249
695485
3152
son slaytımdaki pembe yuvarlaklar, o ortak moleküllerdi.
11:38
It's a very small, five-carbon molecule.
250
698661
2728
Beş karbonlu oldukça küçük bir molekül bu.
Önemli bir şey öğrendik ki,
11:41
And what the important thing is that we learned
251
701413
2260
11:43
is that every bacterium has exactly the same enzyme
252
703697
2809
her bakteride tıpatıp aynı molekülü yapan
11:46
and makes exactly the same molecule.
253
706530
2187
tıpatıp aynı enzim var.
11:48
So they're all using this molecule for interspecies communication.
254
708741
3790
Yani, bakterilerin tamamı
türler arası iletişim için bu molekülü kullanıyor.
11:52
This is the bacterial Esperanto.
255
712555
2680
Yani bu, bakterilerin Esperanto'su.
11:55
(Laughter)
256
715259
1423
(Gülüşmeler)
11:56
So once we got that far,
257
716706
1384
Buraya geldiğimizde, bakterilerin bu kimyasal dil
11:58
we started to learn that bacteria can talk to each other
258
718114
2634
yardımıyla birbirleriyle konuşabildiğini öğrenmeye başladık.
12:00
with this chemical language.
259
720772
1350
Ancak bu noktada aklmıza gelen şey,
12:02
But we started to think
260
722146
1150
12:03
that maybe there is something practical that we can do here as well.
261
723320
3354
belki de bu durumu lehimize kullanabilecek olmamızdı.
Bakterilerin tüm bu sosyal davranışlara sahip olduğunu
12:06
I've told you that bacteria have all these social behaviors,
262
726698
2857
ve bu moleküller yardımıyla iletişim kurduğunu anlattım.
12:09
that they communicate with these molecules.
263
729579
2062
12:11
Of course, I've also told you that one of the important things they do
264
731665
3331
Bakterilerin yaptığını önemli işlerden birisinin de çoğunluk algılamayı
kullanarak zehir salgılamaya başlamaları olduğunu da anlatmıştım.
12:15
is to initiate pathogenicity using quorum sensing.
265
735020
3036
Düşündük ki, bu bakterileri sağır ve dilsiz
12:18
So we thought:
266
738080
1153
12:19
What if we made these bacteria so they can't talk or they can't hear?
267
739257
3728
hale getirirsek ne olur?
Bu, yeni bir çeşit antibiyotik olamaz mı?
12:23
Couldn't these be new kinds of antibiotics?
268
743009
2649
12:25
And of course, you've just heard and you already know
269
745682
2477
Hepinizin bildiği üzere,
elimizdeki işe yarayan antibiyotiklerin sayısı azalıyor.
12:28
that we're running out of antibiotics.
270
748183
1849
Bakteriler ilaçlara karşı artık oldukça dirençliler; bunun nedeni de
12:30
Bacteria are incredibly multi-drug-resistant right now,
271
750056
2708
12:32
and that's because all of the antibiotics that we use kill bacteria.
272
752788
3977
kullandığımız antibiyotiklerin tamamının bakterileri öldürüyor olması.
12:36
They either pop the bacterial membrane,
273
756789
2110
Ya bakteri zarını patlatıyorlar,
12:38
they make the bacterium so it can't replicate its DNA.
274
758923
2903
ya da bakteriyi, DNA'sını kopyalayamaz hale getiriyorlar.
12:41
We kill bacteria with traditional antibiotics,
275
761850
2394
Bakterileri geleneksel antibiyotiklerle öldürüyoruz ve bu durum
12:44
and that selects for resistant mutants.
276
764268
2526
dirençli mutantların seçilmesine neden oluyor.
12:46
And so now, of course, we have this global problem
277
766818
2749
Dolayısıyla, bulaşıcı hastalıkların tedavisinde
12:49
in infectious diseases.
278
769591
1658
küresel bir kriz ile karşı karşıyayız.
12:51
So we thought, what if we could sort of do behavior modifications,
279
771273
3372
Düşündük ki, bu bakterileri konuşamaz ve sayamaz hale getirecek
12:54
just make these bacteria so they can't talk, they can't count,
280
774669
3388
birtakım davranışsal modifikasyonlar yaparak
ne zaman zehir salgılayacaklarını bilmelerini engellersek ne olur?
12:58
and they don't know to launch virulence?
281
778081
2401
13:00
So that's exactly what we've done,
282
780506
1681
Tam olayarak yaptığımız şey de buydu. İki farklı strateji izledik.
13:02
and we've sort of taken two strategies.
283
782211
1908
İlkinde, türler içi iletişim sistemini
13:04
The first one is, we've targeted the intraspecies communication system.
284
784143
4189
hedef aldık.
13:08
So we made molecules that look kind of like the real molecules, which you saw,
285
788356
4225
Gerçek moleküller gibi görünen, ama biraz farklı olan
moleküller ürettik.
13:12
but they're a little bit different.
286
792605
1710
Böylece ürettiğimiz moleküller, reseptörlere kitlendi
13:14
And so they lock into those receptors,
287
794339
1855
ve bakterinin çevresinde gerçekten ne olup bittiğini öğrenmesini engelledi.
13:16
and they jam recognition of the real thing.
288
796218
2746
13:18
So by targeting the red system,
289
798988
1929
Kırmızı sistemi hedef alarak,
13:20
what we are able to do is make species-specific, or disease-specific,
290
800941
4946
türe özgü ya da hastalığa özgü,
anti-çoğunluk algılama molekülleri üretebilme imkânı bulduk.
13:25
anti-quorum-sensing molecules.
291
805911
1835
13:27
We've also done the same thing with the pink system.
292
807770
2589
Aynı şeyi pembe sistem için de yaptık.
13:30
We've taken that universal molecule and turned it around a little bit
293
810383
3430
Ortak molekülü alarak üzerinde biraz oynadık ve böylece
13:33
so that we've made antagonists of the interspecies communication system.
294
813837
4219
türler arası iletişim sisteminin işlevini
bozacak moleküller ürettik.
Amaç, bunların bakterilere karşı geniş spektrumlu antibiyotikler
13:38
The hope is that these will be used as broad-spectrum antibiotics
295
818080
4227
13:42
that work against all bacteria.
296
822331
1966
olarak kullanılmaları.
13:44
And so to finish, I'll show you the strategy.
297
824321
2760
Son olarak, size yalnızca stratejiyi göstereyim.
13:47
In this one, I'm just using the interspecies molecule,
298
827105
2662
Burada, yalnızca türler arası molekülü kullanıyorum
13:49
but the logic is exactly the same.
299
829791
2119
ancak mantık tamamen aynı.
13:51
So what you know is that when that bacterium gets into the animal --
300
831934
3253
Bildiğiniz üzere, bakteriler bir hayvana yerleştiğinde,
-örneğimizdeki hayvan, bir fare-
13:55
in this case, a mouse --
301
835211
1169
13:56
it doesn't initiate virulence right away.
302
836404
2395
zehir üretmeye hemen başlamıyor.
13:58
It gets in, it starts growing,
303
838823
1715
İçeri girdikten sonra büyümeye ve çoğunluk algılama
14:00
it starts secreting its quorum-sensing molecules.
304
840562
2846
moleküllerini salgılamaya başlıyor.
14:03
It recognizes when it has enough bacteria
305
843432
2374
Yeterli sayıda bakteri olduğunun farkına vardığında ise
14:05
that now they're going to launch their attack,
306
845830
2164
saldırıya başlayacaklar ve
hayvan ölecek.
14:08
and the animal dies.
307
848018
1303
14:09
And so what we've been able to do is to give these virulent infections,
308
849345
3543
Bu zehirli enfeksiyonları,
14:12
but we give them in conjunction with our anti-quorum-sensing molecules.
309
852912
3843
tıpkı gerçek moleküller gibi görünen, ancak bu slaytta da gösteriğim üzere biraz farklı olan,
14:16
So these are molecules that look kind of like the real thing,
310
856779
2858
anti-çoğunluk algılama molekülleri ile
birlikte enjekte etmeyi başardık.
14:19
but they're a little different, which I've depicted on this slide.
311
859661
3113
Şimdi biliyoruz ki, eğer hayvana
14:22
What we now know is that if we treat the animal with a pathogenic bacterium --
312
862798
3725
ilaçlara karşı dirençli bir zehirli bakteri ile birlikte
14:26
a multi-drug-resistant pathogenic bacterium --
313
866547
2277
14:28
in the same time we give our anti-quorum-sensing molecule,
314
868848
4024
üretmiş olduğumuz anti-çoğunluk algılama moleküllerini enjekte edersek,
14:32
in fact, the animal lives.
315
872896
1879
hayvan hayatta kalıyor.
14:34
And so we think that this is the next generation of antibiotics,
316
874799
3228
Bunun, yeni nesil bir antibiyotik olduğunu ve
14:38
and it's going to get us around, at least initially,
317
878051
2489
en azından başlangıçta, direnç problemini
14:40
this big problem of resistance.
318
880564
2174
çözmemizi sağlayacağını düşünüyoruz.
14:42
What I hope you think is that bacteria can talk to each other,
319
882762
3233
Umuyorum ki, bakterilerin birbirleriyle konuştuğunu,
kimyasal sözcükler kullandıklarını,
14:46
they use chemicals as their words,
320
886019
2150
14:48
they have an incredibly complicated chemical lexicon
321
888193
3086
ve yeni yeni öğrenmeye başladığımız üzere, oldukça karmaşık bir
14:51
that we're just now starting to learn about.
322
891303
2733
kimyasal sözlüğe sahip olduklarını düşünüyorsunuzdur.
Elbette bu durum, bakteriye
14:54
Of course, what that allows bacteria to do is to be multicellular.
323
894060
4828
çok hücreli olma yeteneği kazandırıyor.
14:58
So in the spirit of TED,
324
898912
1805
Yani, TED ruhuyla, işleri birlikte yapıyorlar çünkü
15:00
they're doing things together because it makes a difference.
325
900741
3876
işbirliği fark yaratıyor.
Böylece bakteriler, tek başlarına olsalar asla yapamayacakları
15:04
What happens is that bacteria have these collective behaviors,
326
904641
3282
15:07
and they can carry out tasks
327
907947
1789
görevlerin üstesinden
15:09
that they could never accomplish if they simply acted as individuals.
328
909760
4160
işbirliği yardımıyla
gelebiliyorlar.
15:13
What I would hope that I could further argue to you
329
913944
3201
Umuyorum ki, bu durumun çok hücreli yaşamın başlangıcı olduğuna
sizleri de ikna edebilirim.
15:17
is that this is the invention of multicellularity.
330
917169
2600
15:19
Bacteria have been on the earth for billions of years;
331
919793
3600
Bakteriler, milyarlarca yıldan beri dünya üzerindeler.
15:23
humans, couple hundred thousand.
332
923417
2043
İnsanlar ise yalnızca birkaç yüz bin yıldan beri.
15:25
So we think bacteria made the rules for how multicellular organization works.
333
925484
5509
Bakterilerin, çok hücreli organizasyon
yapısının kurallarını belirlediğini düşünüyoruz.
Düşünüyoruz ki, bakteriler üzerinde çalışma yaparak,
15:31
And we think by studying bacteria,
334
931017
2393
15:33
we're going to be able to have insight about multicellularity in the human body.
335
933434
4117
insan vücundaki çok hücresellik ile ilgili çeşitli şeyler öğrenebiliriz.
15:37
So we know that the principles and the rules,
336
937575
2148
Prensipleri ve kuralları biliyoruz.
15:39
if we can figure them out in these sort of primitive organisms,
337
939747
3022
Eğer onların işleyişini bu tarz ilkel canlılarda anlayabilirsek,
umut ediyoruz ki bu bilgilerimiz
15:42
the hope is that they will be applied
338
942793
1792
diğer insan hastalıkları ve insan davranışlarını anlamamıza da yardımcı olacaktır.
15:44
to other human diseases and human behaviors as well.
339
944609
2804
Bakterilerin, kendi türleri ile diğer türler
15:48
I hope that what you've learned
340
948245
1526
15:49
is that bacteria can distinguish self from other.
341
949795
2347
arasındaki farkı ayırt edebildiğini öğrendiniz umarım.
15:52
So by using these two molecules,
342
952166
1530
Bakteriler, bu iki molekülü kullanarak "ben" ve "sen" diyebiliyorlar.
15:53
they can say "me" and they can say "you."
343
953720
2259
Bu, tıpkı bizlerin
15:56
And again, of course, that's what we do,
344
956003
1977
hem moleküler olarak
15:58
both in a molecular way, and also in an outward way,
345
958004
3462
hem de dışarıdan iletişim kurmamıza benziyor.
16:01
but I think about the molecular stuff.
346
961490
1929
Ben, moleküler iletişim kısmıyla ilgileniyorum.
16:03
This is exactly what happens in your body.
347
963443
2018
Vücudunuzda tam olarak olan şey bu.
16:05
It's not like your heart cells and kidney cells get all mixed up every day,
348
965485
3595
Kalp hücreleriniz ile böbrek hücreleriniz her gün birbirine karışmaz.
Bunun sebebi de, hücre gruplarının kim olduğunu ve
16:09
and that's because there's all of this chemistry going on,
349
969104
2751
16:11
these molecules that say who each of these groups of cells is
350
971879
3177
görevlerinin ne olduğunu söyleyen bu moleküllerin
işleyişinin arkasındaki kimyasal süreçlerdir.
16:15
and what their tasks should be.
351
975080
1874
16:16
So again, we think bacteria invented that,
352
976978
3078
Tekrar etmek gerekirse, bu yöntemi bakteriler icat etti.
Siz ise yalnızca fazladan birkaç zil sesi ve ıslık evrimleştirdiniz.
16:20
and you've just evolved a few more bells and whistles,
353
980080
2535
16:22
but all of the ideas are in these simple systems that we can study.
354
982639
4321
Ancak tüm bu fikirler, inceleyebileceğimiz basit sistemler içersinde yer alıyor.
16:26
And the final thing is, just to reiterate that there's this practical part,
355
986984
3700
Son olarak tekrar etmek gerekirse, bu keşfin bizlere pratik yarar sağlayan bir tarafı var.
16:30
and so we've made these anti-quorum-sensing molecules
356
990708
3038
Yeni bir ilaç türü olan anti-çoğunluk algılama moleküllerini de
16:33
that are being developed as new kinds of therapeutics.
357
993770
2586
bu sayede ürettik.
16:36
But then, to finish with a plug for all the good and miraculous bacteria
358
996380
3470
Ayrıca, bizlere faydalı olan bakteriler için
16:39
that live on the earth,
359
999874
1524
çoğunluk algılamayı geliştiren moleküller de
16:41
we've also made pro-quorum-sensing molecules.
360
1001422
2539
ürettik.
16:43
So we've targeted those systems to make the molecules work better.
361
1003985
3231
Yani, moleküllerin daha iyi çalışması için o sistemleri hedef aldık.
Vücudunuzun içinde ya da üzerinde 10 kat daha fazla bakteri hücresi
16:47
So remember, you have these 10 times or more bacterial cells
362
1007240
3505
16:50
in you or on you, keeping you healthy.
363
1010769
2048
olduğunu ve onların sizi koruduğunu hatırlayın.
16:52
What we're also trying to do is to beef up the conversation
364
1012841
3303
Yapmaya çalıştığımız başka bir şey de,
bizlerle mutualist biçimde yaşayan
16:56
of the bacteria that live as mutualists with you,
365
1016168
2736
16:58
in the hopes of making you more healthy,
366
1018928
2048
ve daha sağlıklı olmanızı sağlayan bakteriler ile
aramızdaki diyaloğu güçlendirerek
17:01
making those conversations better,
367
1021000
1741
17:02
so bacteria can do things that we want them to do
368
1022765
2885
bakterilere bu soylu görevlerinde
17:05
better than they would be on their own.
369
1025674
2775
yardımcı olmak.
17:08
Finally, I wanted to show you --
370
1028897
2071
Son olarak sizlere, Princeton, New Jersey'deki
17:10
this is my gang at Princeton, New Jersey.
371
1030992
2184
takım arkadaşlarımı göstermek istiyorum.
Sizlere anlatmış olduğum her şey, bu resimdeki biri tarafından keşfedildi.
17:13
Everything I told you about was discovered by someone in that picture.
372
1033200
3841
Umuyorum ki yeni bir şeyler öğrendiğinizde,
17:17
And I hope when you learn things, like about how the natural world works --
373
1037065
3544
-doğal yaşamın nasıl işlediği mesela-
17:20
I just want to say that whenever you read something in the newspaper
374
1040633
3211
gazetede bir şeyler okuduğunuzda,
17:23
or you hear some talk about something ridiculous in the natural world,
375
1043868
3370
ya da birilerini doğal yaşam hakkında gülünç şeyler söylerken duyduğunuzda,
o keşfin bir çocuk tarafından yapıldığını aklınıza getirirsiniz.
17:27
it was done by a child.
376
1047262
1499
17:28
So science is done by that demographic.
377
1048785
2314
Bilim, bu yaş grubu tarafından yapılıyor.
Tüm bu insanlar 20-30 yaş arasındalar ve
17:31
All of those people are between 20 and 30 years old,
378
1051123
3373
17:34
and they are the engine that drives scientific discovery in this country.
379
1054520
4537
bu ülkedeki bilimsel keşiflerin arkasındaki esas gücü oluşturuyorlar.
Onlarla çalıştığım için kendimi oldukça şanslı hissediyorum.
17:39
And it's a really lucky demographic to work with.
380
1059081
2355
17:41
(Applause)
381
1061460
1002
Ben sürekli yaşlanıyorum ancak onlar hep aynı yaştalar.
17:42
I keep getting older and older, and they're always the same age.
382
1062486
3002
Ve bu yaptığım gerçekten çılgınca eğlenceli bir iş.
17:45
And it's just a crazy, delightful job.
383
1065512
2170
17:47
And I want to thank you for inviting me here,
384
1067706
2195
Beni buraya davet ettiğiniz için sizlere teşekkür etmek istiyorum.
17:49
it's a big treat for me to get to come to this conference.
385
1069925
3019
Bu konferansa katılmak benim için büyük bir ayrıcalık.
17:52
(Applause)
386
1072968
2260
(Alkış)
17:57
Thanks.
387
1077724
1198
Teşekkürler.
17:58
(Applause)
388
1078946
2900
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7