Bahia Shehab: A thousand times no

Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast

Çeviri: Ilgar Gokhan Gözden geçirme: Diba Szamosi

Two years ago, I was invited as an artist

İki yıl önce, Avrupa'daki İslami sanatın

to participate in an exhibition commemorating

100. yılını kutlamak için

100 years of Islamic art in Europe.

bir sanatçı olarak davet edildim.

The curator had only one condition:

Küratörün tek bir şartı vardı:

I had to use the Arabic script for my artwork.

Sanat eserim için Arapça yazı kullanmalıydım.

Now, as an artist, a woman, an Arab,

Şimdi, bir sanatçı, bir kadın, bir Arap

or a human being living in the world in 2010,

veya 2010 yılında yaşayan bir insan olarak,

I only had one thing to say:

Söylecek sadece tek bir şeyim vardı:

I wanted to say no.

Hayır demek istedim.

And in Arabic, to say "no," we say "no,

Ve Arapça'da 'hayır' demek için biz 'hayır

and a thousand times no."

ve bin kere hayır' diyoruz.

So I decided to look for a thousand different noes.

Ben de bin farklı 'hayır'lara bakmaya karar verdim.

on everything ever produced

1400 yıldır,

under Islamic or Arab patronage in the past 1,400 years,

İslami ve Arap himayesi altında kalan yapılmış her şeye,

from Spain to the borders of China.

İspanya'dan Çin sınırlarına kadar.

I collected my findings in a book,

Bulduklarımı bir kitapta topladım,

placed them chronologically, stating the name,

kronolojik olarak sıraladım, adlarını,

the patron, the medium and the date.

sahibini, yayın çeşidini ve tarihini.

Now, the book sat on a small shelf next to the installation,

Şimdi, kitap enstalasyonun yanında ufak bir rafta duruyordu.

which stood three by seven meters, in Munich, Germany,

Üçe yedi metre boyunda, Münih, Almanya'da,

in September of 2010.

Eylül 2010'da.

Now, in January, 2011, the revolution started,

Şimdi, Ocak'ta, 2011'de, devrim başladı

and life stopped for 18 days,

ve hayat 18 gün boyunca durdu

and on the 12th of February,

ve 12 Şubat gününde,

we naively celebrated on the streets of Cairo,

saf bir şekilde Kahire sokaklarında bunu kutladık.

believing that the revolution had succeeded.

Devrimin başarılı olduğuna inanarak.

Nine months later I found myself spraying messages

Dokuz ay sonra kendimi Tahrir Meydanı'nda

in Tahrir Square. The reason for this act

mesajlar spreylerken buldum. Bu hareketin nedeni

was this image that I saw in my newsfeed.

haber listemde gördüğüm bu resimdi.

I did not feel that I could live in a city

Ben insanların öldürülüp,

where people were being killed

çöp gibi sokağa atıldığı

and thrown like garbage on the street.

bir şehirde yaşayabilecek gibi hissetmiyordum.

So I took one "no" off a tombstone from

Bu yüzden, bir mezartaşından bir 'hayır' aldım,

the Islamic Museum in Cairo, and I added a message to it:

Kahire'deki İslam Müzesinden, ve ona bir mesaj ekledim:

"no to military rule."

'ordu yönetimine hayır.'

And I started spraying that on the streets in Cairo.

Ve bunu Kahire sokaklarına spreylemeye başladım.

But that led to a series of no, coming out of the book

Ama bu, kitaptan çıkan bir 'hayır' serisine öncülük etti.

like ammunition, and adding messages to them,

Cephane gibi, onlara mesajlar ekleyerek

and I started spraying them on the walls.

duvarlara spreylemeye başladım.

So I'll be sharing some of these noes with you.

Sizinle bu 'hayır'lardan bazılarını paylaşacağım.

No to a new Pharaoh, because whoever comes next

Yeni bir firavuna hayır, çünkü ardından gelen

should understand that we will never be ruled by another dictator.

bizim bir daha asla bir diktatör tarafından yönetilmeyeceğimizi anlamalı.

No to violence: Ramy Essam came to Tahrir

Şiddete hayır: Ramy Essam

on the second day of the revolution,

devrimin ikinci gününde Tahrir'e geldi

and he sat there with this guitar, singing.

ve gitarıyla oturup, şarkı söyledi.

One month after Mubarak stepped down, this was his reward.

Mubarak'ın istifasından bir ay sonra, bu onun ödülüydü.

No to blinding heroes. Ahmed Harara lost his right eye

Kahramanların kör edilmesine hayır. Ahmed Harara sağ gözünü kaybetti,

on the 28th of January,

28 Ocak gününde

and he lost his left eye on the 19th of November,

ve sol gözünü kaybetti, 19 Kasım gününde,

by two different snipers.

iki ayrı keskin nişancı tarafından.

No to killing, in this case no to killing men of religion,

Öldürmeye hayır, bu durumda din adamlarını öldürmeye hayır,

because Sheikh Ahmed Adina Refaat was shot

çünkü Şeyh Ahmed Adina Refaat vuruldu

on December 16th, during a demonstration,

16 Aralık'ta, bir eylem sırasında,

leaving behind three orphans and a widow.

arkasında üç yetim ve bir dul bıraktı.

No to burning books. The Institute of Egypt was burned

Kitap yakmaya hayır. Mısır Enstitüsü yandı

on December 17th, a huge cultural loss.

17 Aralık'ta, kocaman kültürel bir kayıp.

No to stripping the people,

İnsanları soymaya hayır,

and the blue bra is to remind us of our shame

ve mavi sütyen bizim ayıbımızı hatırlatacaktır,

as a nation when we allow a veiled woman to be stripped

başörtülü bir kadının soyulmasına ve sokakta dövülmesine

and beaten on the street, and the footprint reads,

izin verdigimizi için. Ve ayak izi şöyle diyor,

"Long live a peaceful revolution,"

'Yaşasın barışçıl devrim,'

because we will never retaliate with violence.

çünkü asla şiddetle karşılık vermeyeceğiz.

No to barrier walls. On February 5th,

Bariyer duvarlara hayır. 5 Şubat gününde,

concrete roadblocks were set up in Cairo

Kahire'ye beton yol barikatları kuruldu,

to protect the Ministry of Defense from protesters.

Savunma Bakanlığı'nı protestoculardan korumak için.

Now, speaking of walls, I want to share with you the story

Şimdi, duvarlardan bahsetmişken, sizinle Kahire'deki

of one wall in Cairo.

bir duvarın hikayesini paylaşmak istiyorum.

A group of artists decided to paint a life-size tank

Bir grup sanatçı duvarın üstüne, gerçek boyutlarda

on a wall. It's one to one.

bir tank çizmeye karar verdi. Bire bir ölçüde.

In front of this tank there's a man on a bicycle

Bu tankın önünde biseklete binen bir adam var

with a breadbasket on his head. To any passerby,

ve kafasının üstüne bir ekmek sepeti. Herhangi yoldan geçen birine

there's no problem with this visual.

bu görüntü bir sorun yaratmıyor.

After acts of violence, another artist came,

Şiddet olaylarından sonra, başka bir sanatçı geldi,

painted blood, protesters being run over by the tank,

kan resmetti, protestocuların bir tank tarafından ezilmesi,

demonstrators, and a message that read,

göstericilerin ve şöyle bir mesaj,

"Starting tomorrow, I wear the new face,

'Yarından itibaren, yeni bir yüz giyeceğim,

the face of every martyr. I exist."

bugüne kadarki bütün şehitlerin yüzü. Varım.'

Authority comes, paints the wall white,

Otorite gelir, duvarı beyaza boyar,

leaves the tank and adds a message:

tankı ve şöyle bir mesajı geride bırakır:

"Army and people, one hand. Egypt for Egyptians."

'Ordu ve insanlar tek bir el. Mısırlılar için Mısır.'

Another artist comes, paints the head of the military

Başka bir sanatçı gelir, ordunun başını,

as a monster eating a maiden in a river of blood

tankın önünde, bir kan nehri içinde bir bakireyi yiyen

in front of the tank.

bir canavar olarak resmeder.

Authority comes, paints the wall white, leaves the tank,

Otorite gelir, duvarı beyaza boyar,

leaves the suit, and throws a bucket of black paint

tankı, takım elbiseyi geride bırakır ve

just to hide the face of the monster.

canavarın yüzünü kapamak için bir kova siyah boya atar.

So I come with my stencils, and I spray them on the suit,

Sonra, kalıplarımla ben geldim, takim elbiseyi spreyledim,

on the tank, and on the whole wall,

tankı spreyledim ve bütün duvarı.

and this is how it stands today

Ve bugün bu şekilde duruyor.

until further notice. (Laughter)

İkinci bir emre kadar. (Kahkahalar)

Now, I want to leave you with a final no.

Şimdi, sizi son bir 'hayır'la bırakmak istiyorum.

I found Neruda scribbled on a piece of paper

Neruda'nın bir kağıt parçasına yaptığı çizimleri buldum,

in a field hospital in Tahrir, and I decided to take a no of

Tahrir'de bir sahra hastanesinde ve Kahire'deki Mamluk anıtmezarından

Mamluk Mausoleum in Cairo.

bir 'hayır' almaya karar verdim.

The message reads,

Mesaj şöyle diyor,

[Arabic]

[Arapça]

"You can crush the flowers, but you can't delay spring."

'Çiçekleri ezebilirsiniz, ama baharı erteleyemezsiniz.'

Thank you. (Applause)

Teşekkürler. (Alkışlar)

(Applause)

(Alkışlar)

Thank you. Shukran. (Applause)

Teşekkürler. Şükran. (Alkışlar)