Captain Charles Moore on the seas of plastic

Charles Moore, plastik denizleri hakkında

220,897 views ・ 2009-02-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ümitcan Altuğ Gözden geçirme: Sinan Ünlüsoy
00:12
Let's talk trash.
0
12160
2000
Hadi çöpü konuşalım (kötü konuşalım).
00:14
You know, we had to be taught
1
14160
3000
Biliyorsunuz, Büyük Bunalım'da ve
00:17
to renounce the powerful conservation ethic
2
17160
3000
2. Dünya Savaşı'nda edindiğimiz güçlü saklama
00:20
we developed during the Great Depression and World War II.
3
20160
3000
kültürünü terkedebilmemiz için eğitilmemiz gerekiyordu.
00:23
After the war, we needed to direct our enormous production capacity
4
23160
3000
Savaştan sonra, devasa üretim kapasitemizi barış zamanı ürünleri
00:26
toward creation of products for peacetime.
5
26160
3000
yaratmaya yönlendirmeye ihtiyacımız vardı.
00:29
Life Magazine helped in this effort
6
29160
3000
Life dergisi, bu çabaya ev hanımlarını bulaşık
00:32
by announcing the introduction of throwaways
7
32160
3000
angaryasından kurtaracak kullan-at ürünleri
00:35
that would liberate the housewife from the drudgery of doing dishes.
8
35160
3000
tanıtarak yardımcı oldu.
00:38
Mental note to the liberators:
9
38160
2000
Bu kurtarıcılara önemli bir not:
00:40
throwaway plastics take a lot of space and don't biodegrade.
10
40160
3000
kullan-at plastikler çok fazla yer kaplıyor ve ayrışmıyor.
00:43
Only we humans make waste that nature can't digest.
11
43160
5000
Sadece biz insanlar, doğanın hazmedemeyeceği atıklar yapıyoruz.
00:48
Plastics are also hard to recycle.
12
48160
3000
Plastiklerin de geri dönüşümü zordur.
00:51
A teacher told me how to express the under-five-percent
13
51160
3000
Bir öğretmen bana atık akıntımızdan toplayabildiğimiz plastiklerin,
00:54
of plastics recovered in our waste stream.
14
54160
3000
toplamda %5'in altında kalan oranını nasıl tanımlayabileceğimi öğretti.
00:57
It's diddly-point-squat.
15
57160
3000
Devede kulak oranı.
01:00
That's the percentage we recycle.
16
60160
2000
Bu bizim geri dönüştürdüğümüz orandır.
01:06
Now, melting point has a lot to do with this.
17
66160
3000
Şimdi, erime noktasının bu konuyla çok ilgisi var.
01:09
Plastic is not purified by the re-melting process like glass and metal.
18
69160
3000
Plastik, cam ve metal gibi tekrar eritme işlemi ile arındırılamaz.
01:12
It begins to melt below the boiling point of water
19
72160
3000
Plastik, suyun kaynama noktasının altında erimeye başlar
01:15
and does not drive off the oily contaminants
20
75160
3000
ve bir sünger olduğu için
01:18
for which it is a sponge.
21
78160
3000
yağlı içeriklerinden kurtulamaz.
01:21
Half of each year's 100 billion pounds of thermal plastic pellets
22
81160
3000
Her sene üretilen 100 milyar termal plastik tanesinin yarısı
01:24
will be made into fast-track trash.
23
84160
3000
hızlı yoldan çöpe gidiyor.
01:27
A large, unruly fraction of our trash
24
87160
3000
Çöpümüzün büyük ve kontrolü zor bir oranı
01:30
will flow downriver to the sea.
25
90160
3000
ırmaklardan denize akacak.
01:33
Here is the accumulation at Biona Creek next to the L.A. airport.
26
93160
3000
Bu havaalanının yanındaki Biona Creek'teki toplanma.
01:36
And here is the flotsam near California State University Long Beach
27
96160
5000
İşte bu da California Eyalet Üniversitesi - Long Beach'teki birikme
01:41
and the diesel plant we visited yesterday.
28
101160
2000
ve dün ziyaret ettiğim deniz suyu arıtma tesisi.
01:43
In spite of deposit fees,
29
103160
2000
Depozito ücretlerine rağmen, denize giden
01:45
much of this trash leading out to the sea will be plastic beverage bottles.
30
105160
3000
bu çöpün büyük bir kısmı ise plastik içecek şişeleri oluyor.
01:48
We use two million of them in the United States every five minutes,
31
108160
4000
Amerika Birleşik Devletleri'nde her 5 dakikada 2 milyon tanesini kullanıyoruz,
01:52
here imaged by TED presenter Chris Jordan,
32
112160
3000
burada TED sunumcusu Chris Jordan
01:55
who artfully documents mass consumption and zooms in for more detail.
33
115160
4000
sanat dolu bir şekilde bu dev tüketimi görüntülemiş ve detay için yakınlaşıyor.
02:01
Here is a remote island repository for bottles
34
121160
4000
Burada ise Baja Kaliforniya açıklarındaki bir adanın
02:05
off the coast of Baja California.
35
125160
3000
şişe ambarı bulunuyor.
02:08
Isla San Roque is an uninhabited bird rookery
36
128160
2000
San Roque adası bölgenin seyrek yerleşim olan merkez kıyısından uzak
02:10
off Baja's sparsely populated central coast.
37
130160
2000
yerleşim olmayan bir kuş üreme alanı.
02:12
Notice that the bottles here have caps on them.
38
132160
3000
Dikkat edin, buradaki şişelerin kapakları üzerinde duruyor.
02:15
Bottles made of polyethylene terephthalate, PET,
39
135160
4000
PET (Poli-Etilen Tereftalat) şişeler, (kapaksız olsalar)
02:19
will sink in seawater and not make it this far from civilization.
40
139160
3000
denizde batacak ve medeniyetten bu kadar uzaklaştırmayacaklar.
02:22
Also, the caps are produced in separate factories
41
142160
3000
Üstelik, kapaklar ise başka fabrikalarda
02:25
from a different plastic, polypropylene.
42
145160
3000
farklı bir plastikten üretiliyor, polipropilenden.
02:28
They will float in seawater,
43
148160
2000
Bunlar deniz üstünde yüzüyorlar fakat
02:30
but unfortunately do not get recycled under the bottle bills.
44
150160
3000
ne yazık ki depozito yasası altında geri döndürülemiyorlar.
02:34
Let's trace the journey of the millions of caps
45
154160
3000
Gelin sadece denize giden milyonlarca
02:37
that make it to sea solo.
46
157160
2000
kapağın yolculuğunu izleyelim.
02:39
After a year the ones from Japan are heading straight across the Pacific,
47
159160
3000
Bir sene sonra Japonya'dan yola çıkan kapaklar Pasifik okyanusunda yol alırken
02:42
while ours get caught in the California current
48
162160
3000
bizimkiler Kaliforniya akıntısına yakalanıyor ve önce
02:45
and first head down to the latitude of Cabo San Lucas.
49
165160
3000
San Lucas Burnu'nun altına yöneliyorlar.
02:48
After ten years, a lot of the Japanese caps
50
168160
3000
10 yıl sonra, Japon kapaklarının bir çoğu artık
02:51
are in what we call the Eastern Garbage Patch,
51
171160
2000
bizim Doğu Çöplüğü dediğimiz yeri,
02:53
while ours litter the Philippines.
52
173160
2000
bizimkiler ise Filipinler'i kirletiyor.
02:55
After 20 years, we see emerging the debris accumulation zone
53
175160
3000
20 sene sonra ise Kuzey Pasifik Dönüş'ünde büyüyen
02:58
of the North Pacific Gyre.
54
178160
3000
bir enkaz toplanma alanı görüyoruz.
03:01
It so happens that millions of albatross
55
181160
2000
Kuzeybatı Hawaii Adaları Ulusal Anıtı'ndaki
03:03
nesting on Kure and Midway atolls
56
183160
2000
Kure ve Midway atollarında yuva yapan
03:05
in the Northwest Hawaiian Islands National Monument
57
185160
3000
milyonlarca albatros burada yemek arıyor ve
03:08
forage here and scavenge whatever they can find
58
188160
3000
bulabildiği tüm atıkları yavrularını
03:11
for regurgitation to their chicks.
59
191160
2000
beslemek için yiyorlar.
03:13
A four-month old Laysan Albatross chick
60
193160
3000
4 aylık bir Laysan albatros yavrusu
03:16
died with this in its stomach.
61
196160
3000
midesinde bunlarla öldü.
03:19
Hundreds of thousands of the goose-sized chicks are dying
62
199160
5000
Yüzbinlerce orta boylu yavru, mideleri şişe kapağı
03:24
with stomachs full of bottle caps and other rubbish,
63
204160
3000
ve çakmak gibi çeşitli
03:27
like cigarette lighters ...
64
207160
3000
çöplerle ölüyorlar.
03:30
but, mostly bottle caps.
65
210160
3000
Ama çoğunlukla kapaklarla...
03:33
Sadly, their parents mistake bottle caps for food
66
213160
3000
Ne yazık ki, anneleri okyanusun yüzeyinde yuvarlanan
03:36
tossing about in the ocean surface.
67
216160
3000
bu şişe kapaklarını yiyecek zannediyorlar.
03:39
The retainer rings for the caps
68
219160
2000
Kapakların altındaki halkalar da
03:41
also have consequences for aquatic animals.
69
221160
3000
deniz canlıları için kötü sonuçlar doğuruyor.
03:44
This is Mae West,
70
224160
2000
Bu gördüğünüz Mae West,
03:46
still alive at a zookeeper's home in New Orleans.
71
226160
3000
New Orleans'ta bir hayvanat bahçesi görevlisinin evinde hala hayatta.
03:49
I wanted to see what my home town of Long Beach was contributing to the problem,
72
229160
4000
Benim doğum yerim olan Long Beach'in bu soruna nasıl katkı yaptığını görmek istedim,
03:53
so on Coastal Clean-Up Day in 2005
73
233160
3000
bu yüzden 2005 Sahil Temizleme Günü'nde
03:56
I went to the Long Beach Peninsula, at the east end of our long beach.
74
236160
3000
plajın doğu ucunda yer alan Long Beach yarımadasına gittim.
03:59
We cleaned up the swaths of beach shown.
75
239160
3000
Görünen plajın yaralarını temizledik.
04:02
I offered five cents each for bottle caps.
76
242160
3000
Getirilecek her şişe kapağı için 5 sent teklif ettim.
04:05
I got plenty of takers.
77
245160
2000
Birçok kabul eden oldu.
04:07
Here are the 1,100 bottle caps they collected.
78
247160
3000
İşte onların topladığı 1100 şişe kapağı.
04:10
I thought I would spend 20 bucks.
79
250160
3000
20 dolar harcayacağımı zannediyordum.
04:13
That day I ended up spending nearly 60.
80
253160
3000
O gün sonunda 60 dolara yakın para harcadım.
04:16
I separated them by color
81
256160
2000
Onları renk renk ayırdım ve
04:18
and put them on display the next Earth Day
82
258160
2000
San Pedro Cabrillo Deniz Akvaryumu'ndaki
04:20
at Cabrillo Marine Aquarium in San Pedro.
83
260160
2000
bir sonraki Dünya Günü'nde sergiledim.
04:22
Governor Schwarzenegger and his wife Maria stopped by to discuss the display.
84
262160
4000
Vali Schwarzenegger ve eşi Maria bu sergiyi tartışmak için durdular.
04:26
In spite of my "girly man" hat, crocheted from plastic shopping bags,
85
266160
3000
Plastik alışveriş torbalarından yapılmış "efemine" şapkama rağmen
04:29
they shook my hand. (Laughter)
86
269160
2000
elimi sıktılar.
04:33
I showed him and Maria a zooplankton trawl
87
273160
3000
Ona ve Maria'ya Hawaii'nin kuzeyindeki dönüşten
04:36
from the gyre north of Hawaii
88
276160
3000
bir zooplankton taraması gösterdim.
04:39
with more plastic than plankton.
89
279160
2000
Planktondandan çok plastik vardı.
04:41
Here's what our trawl samples from the plastic soup our ocean has become look like.
90
281160
5000
İşte bizim tarama örneklerimiz ve okyanusumuzun benzediği plastik çorba.
04:46
Trawling a zooplankton net on the surface for a mile
91
286160
3000
Bir zooplankton ağını bir millik bir alanda taramak aşağıdaki
04:49
produces samples like this.
92
289160
3000
örnekleri ortaya çıkartıyor.
04:52
And this.
93
292160
3000
Ve bunu.
04:55
Now, when the debris washes up on the beaches of Hawaii
94
295160
3000
Şimdi bu enkaz Hawaii plajlarını yıkadığı zaman
04:58
it looks like this.
95
298160
2000
buna benziyor.
05:00
And this particular beach is Kailua Beach,
96
300160
2000
Bu görünen plaj Kailua Plajı,
05:02
the beach where our president and his family vacationed before moving to Washington.
97
302160
3000
başkanımız ve ailesi Washington'a taşınmadan önce pu plajda tatillerini yapmışlardı.
05:05
Now, how do we analyze samples like this one
98
305160
3000
Şimdi bu tip planktondan çok plastik kapsayan
05:08
that contain more plastic than plankton?
99
308160
3000
örnekleri nasıl analiz ediyoruz?
05:11
We sort the plastic fragments into different size classes,
100
311160
3000
Plastik parçaları 0,33 milimetreden 5 milimetreye kadar
05:14
from five millimeters to one-third of a millimeter.
101
314160
3000
farklı boyutlarda sınıflandırıyoruz.
05:17
Small bits of plastic concentrate persistent organic pollutants
102
317160
4000
Deniz suyundaki küçük plastik parçalarının konsantrasyonu organik çöplerin
05:21
up to a million times their levels in the surrounding seawater.
103
321160
3000
seviyesinin milyonlarca katına ulaşıyor.
05:25
We wanted to see if the most common fish in the deep ocean,
104
325160
3000
Derin okyanustaki en yaygın balığın yani
05:28
at the base of the food chain,
105
328160
2000
besin zincirinin en altındakinin
05:30
was ingesting these poison pills.
106
330160
2000
bu zehirli hapları yutup yutmadığını öğrenmek istedik.
05:32
We did hundreds of necropsies,
107
332160
3000
Yüzlerce nekropsi yaptık ve
05:35
and over a third had polluted plastic fragments in their stomachs.
108
335160
3000
üçte birinden fazlasının midesi plastik parçalar ile kirlenmişti.
05:38
The record-holder, only two-and-a-half inches long,
109
338160
3000
Rekor sahibi sadece 6 santimetre boyundaydı ve
05:41
had 84 pieces in its tiny stomach.
110
341160
3000
küçük midesinde 84 parça bulunuyordu.
05:44
Now, you can buy certified organic produce.
111
344160
3000
Şimdi sertifikalı organik ürünler alabilirsiniz.
05:47
But no fishmonger on Earth
112
347160
3000
Ama hiç bir balık satıcısı size
05:50
can sell you a certified organic wild-caught fish.
113
350160
5000
sertifikalı organik avlanmış deniz balığı satamaz.
05:55
This is the legacy we are leaving to future generations.
114
355160
5000
İşte bu, bizim gelecek nesillere bırakacağımız miras.
06:00
The throwaway society cannot be contained --
115
360160
3000
Kullan-at toplumunun artık önüne geçilemez,
06:03
it has gone global.
116
363160
3000
tüm dünyaya hakim oldu.
06:06
We simply cannot store and maintain or recycle all our stuff.
117
366160
3000
Basitçe söylersek tüm atıklarımızı saklayıp geri dönüştüremeyiz.
06:09
We have to throw it away.
118
369160
2000
Onları atmamız gerekiyor.
06:11
Now, the market can do a lot for us,
119
371160
3000
Piyasa bizim için çok şey yapabilir,
06:14
but it can't fix the natural system in the ocean we've broken.
120
374160
3000
ama piyasa okyanusta bozduğumuz doğal ortamı onaramaz.
06:17
All the king's horses and all the king's men ...
121
377160
3000
Cümbür cemaat, hiç kimse...
06:20
will never gather up all the plastic and put the ocean back together again.
122
380160
4000
artık asla tüm plastiği toplayıp okyanusu eski haline getiremez.
06:26
Narrator (Video): The levels are increasing,
123
386160
2000
Seviyeler artıyor,
06:28
the amount of packaging is increasing,
124
388160
2000
paketleme miktarları artıyor.
06:30
the "throwaway" concept of living is proliferating,
125
390160
3000
kullan-at yaşam tarzı hızla gelişiyor ve
06:33
and it's showing up in the ocean.
126
393160
3000
kendini okyanusta belli ediyor.
06:36
Anchor: He offers no hope of cleaning it up.
127
396160
3000
O temizlemek için hiçbir umut vaad etmiyor.
06:39
Straining the ocean for plastic
128
399160
3000
Okyanusu plastikten temizlemek
06:42
would be beyond the budget of any country
129
402160
3000
her ülkenin bütçesini aşabilir
06:45
and it might kill untold amounts of sea life in the process.
130
405160
3000
ve tahmin edilemez miktardaki deniz yaşamını bu süreç içerisinde yok edebilir.
06:48
The solution, Moore says, is to stop the plastic at its source:
131
408160
3000
Moore diyor ki, çözüm plastiği kaynağında durdurmak:
06:51
stop it on land before it falls in the ocean.
132
411160
4000
okyanusa düşmeden önce karada durdurmakta yatıyor.
06:58
And in a plastic-wrapped and packaged world,
133
418160
3000
Ve plastikle sarmalanmış, paketlenmiş bir dünyada,
07:01
he doesn't hold out much hope for that, either.
134
421160
3000
onun bu çözümden de fazla umudu yok.
07:04
This is Brian Rooney for Nightline,
135
424160
2000
Long Beach Kaliforniya'dan
07:06
in Long Beach, California.
136
426160
2000
Gece Hattı programı adına ben Brian Rooney.
07:12
Charles Moore: Thank you.
137
432160
2000
Teşekkürler...
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7