Boyd Varty: What I learned from Nelson Mandela

Boyd Varty: Nelson Mandela'dan öğrendiklerim

233,463 views ・ 2013-12-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Yusuf Paşa ÖZDEDE
00:12
I'm a man who's trying to live from his heart,
0
12581
3708
Ben kalpten yaşamaya çalışan bir adamım
00:16
and so just before I get going,
1
16289
3065
ve başlamadan hemen önce
00:19
I wanted to tell you as a South African
2
19354
2571
size bir Güney Afrikalı olarak söylemek istediğim şey
00:21
that one of the men who has inspired me most
3
21925
2984
bana en çok ilham veren kişilerden birinin
birkaç saat önce vefat ettiğidir.
00:24
passed away a few hours ago.
4
24909
3066
00:27
Nelson Mandela has come to the end
5
27975
2690
Nelson Mandela özgürlüğe olan
00:30
of his long walk to freedom.
6
30665
2680
uzun yürüyüşünün sonuna geldi.
00:33
And so this talk is going to be for him.
7
33345
4935
Bunun için bu konuşma onun için olacak.
00:40
I grew up in wonder.
8
40544
2810
Merak içinde büyüdüm.
00:43
I grew up amongst those animals.
9
43354
4115
Bu hayvanların arasında büyüdüm.
00:47
I grew up in the wild eastern part of South Africa
10
47469
4391
Güney Afrika'nın vahşi doğu kısmı olan
00:51
at a place called Londolozi Game Reserve.
11
51860
2898
Londolozi Safari Parkı denilen bir yerde büyüdüm.
00:54
It's a place where my family has been
12
54758
2772
Burası ailemin dört nesildir
00:57
in the safari business for four generations.
13
57530
4195
safari işiyle uğraştığı yerdir.
01:01
Now for as long as I can remember,
14
61725
2237
Evet, hatırlayabildiğim kadarıyla hep yaptığım
01:03
my job has been to take people out into nature,
15
63962
4737
iş insanları tabiata götürmek olmuştu
01:08
and so I think it's a lovely twist of fate today
16
68699
2911
ve bu yüzden doğadaki bazı deneyimlerimi
01:11
to have the opportunity
17
71610
1820
bu buluşmaya
01:13
to bring some of my experiences out in nature
18
73430
2881
getirme fırsatı bulmak
01:16
in to this gathering.
19
76311
2140
kaderin güzel bir cilvesi.
01:18
Africa is a place
20
78451
1879
Afrika,
01:20
where people still sit under starlit skies
21
80330
3384
insanların hâlâ yıldızlı gökyüzünün ve kamp ateşlerinin
01:23
and around campfires and tell stories,
22
83714
3410
altında oturdukları ve hikâyeler anlatıkları bir yerdir
01:27
and so what I have to share with you today
23
87124
2691
ve bu yüzden sizinle bugün paylaşacağım şey
01:29
is the simple medicine of a few campfire stories,
24
89815
4419
birkaç kamp ateşi hikâyesinin basit ilacı olacak,
01:34
stories about heroes of heart.
25
94234
3138
yürekli kahramanların hikâyeleri.
01:37
Now my stories are not the stories
26
97372
2120
Şimdi benim anlatacağım hikâyeler
01:39
that you'll hear on the news,
27
99492
1698
haberlerde duyabileceğiniz hikâyeler değil
01:41
and while it's true that Africa is a harsh place,
28
101190
2973
ve Afrika'nın sert bir yer olduğu doğru olmakla beraber,
01:44
I also know it to be a place
29
104163
1937
ben orayı insanların, hayvanların ve eko-sistemlerin
01:46
where people, animals and ecosystems
30
106100
4266
bize birbirine daha bağlı bir dünyayı öğrettiği
01:50
teach us about a more interconnected world.
31
110366
4387
bir yer olarak biliyorum.
01:54
When I was nine years old,
32
114753
1978
Dokuz yaşındayken
01:56
President Mandela came to stay with my family.
33
116731
3234
Cumhurbaşkanı Mandela ailemle kalmaya geldi.
01:59
He had just been released from his 27 years of incarceration,
34
119965
3424
27 yıllık tutsaklığından yeni kurtulmuştu
02:03
and was in a period of readjustment
35
123389
2627
ve birdenbire olan küresel simge statüsüne
02:06
to his sudden global icon status.
36
126016
2659
alışma dönemindeydi.
02:08
Members of the African National Congress
37
128675
2500
Afrika Ulusal Kongresi üyeleri doğada
02:11
thought that in the bush
38
131175
1991
gözden uzakta bir yerde dinlenebileceğini ve eski
02:13
he would have time to rest and recuperate
39
133166
2234
sağlığına tekrar kavuşabileceğini
02:15
away from the public eye,
40
135400
1761
düşündüler
02:17
and it's true that lions tend to be
41
137161
3379
ve aslanların basın ve paparazzi için
02:20
a very good deterrent to press and paparazzi.
42
140540
4231
iyi bir caydırıcı olduğu da doğrudur.
02:24
(Laughter)
43
144771
2129
(Gülüşmeler)
02:26
But it was a defining time for me as a young boy.
44
146900
2546
Ama bu küçük bir çocuk olarak benim için bir dönüm noktasıydı bu.
02:29
I would take him breakfast in bed,
45
149446
2061
Yatağına kahvaltı götürürdüm
02:31
and then, in an old track suit and slippers,
46
151507
2368
ve daha sonra eski bir eşofman ve terlikle
02:33
he would go for a walk around the garden.
47
153875
2605
bahçede yürüyüşe çıkardı.
02:36
At night, I would sit with my family
48
156480
1678
Geceleyin, karıncalı ve çubuk antenli televizyonun
02:38
around the snowy, bunny-eared TV,
49
158158
2501
başında ailemle otururdum
02:40
and watch images of that same
50
160659
2418
ve bahçedeki o aynı sessiz adamın
02:43
quiet man from the garden
51
163077
1934
her yanı yüzlerce, binlerce kişi tarafından sarılı
02:45
surrounded by hundreds and thousands of people
52
165011
3050
görüntülerini izlerdim,
02:48
as scenes from his release were broadcast nightly.
53
168061
3259
çünkü tahliyesinin görüntüleri geceleri yayınlanıyordu.
02:51
He was bringing peace
54
171320
1952
İnanılmaz bir insanlık anlayışına sahip bir adam,
02:53
to a divided and violent South Africa,
55
173272
2882
bölünmüş ve şiddet dolu Güney Afrika'ya
02:56
one man with an unbelievable sense of his humanity.
56
176154
5229
barış getiriyordu.
03:01
Mandela said often that the gift of prison
57
181383
2764
Mandela sıklıkla hapishanenin hediyesinin,
03:04
was the ability to go within and to think,
58
184147
2960
kendini dinleme ve Güney Afrika için en çok istediği
03:07
to create in himself
59
187107
1729
şeyleri düşünme ve kendinde keşfetme yeteneği
03:08
the things he most wanted for South Africa:
60
188836
2879
olduğunu söylerdi:
03:11
peace, reconciliation, harmony.
61
191715
3345
Barış, uzlaşma, uyum.
03:15
Through this act of immense open-heartedness,
62
195060
2855
Bu engin açık yüreklilik ile,
03:17
he was to become the embodiment
63
197915
2232
bizim Güney Afrika'da "ubuntu" dediğimiz
03:20
of what in South Africa we call "ubuntu."
64
200147
3539
şeyin vücut bulmuş haline gelecekti.
03:23
Ubuntu: I am because of you.
65
203686
2849
Ubuntu: Ben senin sayende olduğum kişiyim
03:26
Or, people are not people
66
206535
2663
ya da insanlar diğer insanlar olmadan
03:29
without other people.
67
209198
2725
insan değildir.
03:31
It's not a new idea or value
68
211923
1846
Bu, yeni bir düşünce ya da değer değil,
03:33
but it's one that I certainly think at these times
69
213769
1855
ama bu benim bu günlerde kesinlikle
03:35
is worth building on.
70
215624
1749
geliştirmeye değer olduğunu düşündüğüm bir şey.
03:37
In fact, it is said that in the collective consciousness of Africa,
71
217373
3164
Aslında, Afrika'nın ortak hafızasında
03:40
we get to experience the deepest parts
72
220537
2039
kendi insaniyetimizin en derin bölümlerini
03:42
of our own humanity
73
222576
1305
başkaları ile olan etkileşimlerimiz sayesinde
03:43
through our interactions with others.
74
223881
2784
deneyimlediğimiz söylenir.
03:46
Ubuntu is at play right now.
75
226665
2112
Ubuntu şu an sahnede.
03:48
You are holding a space for me
76
228777
2000
Siz bana kim olduğum gerçeğini
03:50
to express the deepest truth of who I am.
77
230777
3392
en derin şekilde gözler önüne sermem için şans tanıyorsunuz.
03:54
Without you, I'm just a guy talking to an empty room,
78
234169
2260
Sizler olmayınca ben boş bir odayla konuşan bir adamım sadece,
03:56
and I spent a lot of time last week doing that,
79
236429
3078
zaten geçen haftanın çoğunu böyle geçirdim
03:59
and it's not the same as this.
80
239507
3323
ve bununla aynı değildi.
04:02
(Laughter)
81
242830
2426
(Gülüşmeler)
04:05
If Mandela was the national and international embodiment,
82
245256
3448
Mandela ulusal ve uluslararası bir simgeyse,
04:08
then the man who taught me the most
83
248704
1594
o zaman kişisel olarak
04:10
about this value personally was this man,
84
250298
2603
bana bu değeri en çok öğreten adam
04:12
Solly Mhlongo.
85
252901
1358
Solly Mhlongo'ydu.
04:14
Solly was born under a tree
86
254259
1808
Solly, benim Mozambik'te büyüdüğüm yerin
04:16
60 kilometers from where I grew up in Mozambique.
87
256067
2786
60 kilometre uzağındaki bir ağacın altında dünyaya geldi.
04:18
He would never have a lot of money,
88
258853
1500
Hiç öyle çok fazla parası olmazdı,
04:20
but he was to be
89
260353
1422
ancak hayatta tanıdığım
04:21
one of the richest men I would ever meet.
90
261775
2629
en zengin adamlardan biri olacaktı.
04:24
Solly grew up tending to his father's cattle.
91
264404
2719
Solly babasının sığırlarına bakarak büyüdü.
04:27
Now, I can tell you, I don't know what it is about people who grow up looking after cattle,
92
267123
4182
Şimdi cidden, niye öyle bilmiyorum ama,
04:31
but it makes for über-resourcefulness.
93
271305
3022
sığırlara bakarak büyümüş insanlar aşırı becerikli oluyorlar.
04:34
The first job that he ever got in the safari business
94
274327
2474
Safari işindeki ilk işi
04:36
was fixing the safari trucks.
95
276801
2216
safari kamyonlarını tamir etmekti.
04:39
Where he had learned to do that out in the bush
96
279017
2654
Ormanın ortasında bunu yapmayı nereden öğrendi
04:41
I have no idea, but he could do it.
97
281671
2129
hiç bilmiyorum, ama yapardı.
04:43
He then moved across into what we called
98
283800
1927
Sonra habitat grubu dediğimiz şeyin
04:45
the habitat team.
99
285727
1387
içine girdi.
04:47
These were the people on the reserve
100
287114
1886
Parktaki bu insanlar habitatın
04:49
who were responsible for its well-being.
101
289000
2357
iyiliğinden sorumluydu.
04:51
He fixed roads, he mended wetlands,
102
291357
2284
Yolları tamir etti, sulak alanları düzenledi,
04:53
he did some anti-poaching.
103
293641
1818
biraz da yasadışı avlananlarla uğraştı.
04:55
And then one day we were out together,
104
295459
2126
Bir gün beraber dışarıdaydık
04:57
and he came across the tracks of where a female leopard had walked.
105
297585
3531
ve bir dişi leoparın üzerinden geçtiği bir ize rastladık.
05:01
And it was an old track,
106
301116
1774
Eski de bir izdi,
05:02
but for fun he turned and he began to follow it,
107
302890
2441
ama eğlencesine dönüp takip etmeye başladı
05:05
and I tell you, I could tell by the speed
108
305331
1575
ve size o pati izlerini izleme hızından
05:06
at which he moved on those pad marks
109
306906
1697
söyleyebilirim ki,
05:08
that this man was a Ph.D.-level tracker.
110
308603
3974
bu adam doktora seviyesinde iz sürücüydü.
05:12
If you drove past Solly
111
312577
1774
Solly'yi doğanın ortasında
05:14
somewhere out on the reserve,
112
314351
1678
arabanızla geçip de
05:16
you look up in your rearview mirror,
113
316029
1649
dikiz aynanıza baksaydınız,
05:17
you'd see he'd stopped the car
114
317678
1845
arabasını yolun 20-50 metre ilerisinde
05:19
20, 50 meters down the road
115
319523
2046
sırf bir şeye ihtiyacınız olur diye
05:21
just in case you need help with something.
116
321569
3013
durdurduğunu görürdünüz.
05:24
The only accusation I ever heard leveled at him
117
324582
2753
Ona yapıldığını duyduğum tek suçlama
05:27
was when one of our clients said,
118
327335
1395
bir müşterimizin
05:28
"Solly, you are pathologically helpful."
119
328730
3217
"Solly, gereksiz derecede yardımseversin" demesiydi.
05:31
(Laughter)
120
331947
2447
(Gülüşmeler)
05:34
When I started professionally guiding people
121
334394
2891
İnsanları bu tabiatta
05:37
out into this environment,
122
337285
1657
profesyonel olarak gezdirmeye başladığım zaman,
05:38
Solly was my tracker.
123
338942
1560
Solly benim iz sürücümdü.
05:40
We worked together as a team.
124
340502
1819
Takım olarak beraber çalıştık.
05:42
And the first guests we ever got
125
342321
2026
İlk misafirlerimiz
05:44
were a philanthropy group from your East Coast,
126
344347
2847
sizin Doğu yakanızdan hayırsever bir gruptu
05:47
and they said to Solly, on the side, they said,
127
347194
2354
ve Solly'ye ayrıca sordular, dediler ki,
05:49
"Before we even go out to see lions and leopards,
128
349548
2641
"Aslanlarla leoparları görmeden önce
05:52
we want to see where you live."
129
352189
2062
senin nerede yaşadığını görmek istiyoruz."
05:54
So we took them up to his house,
130
354251
1465
Öyle olunca Solly'nin evine götürdük onları
05:55
and this visit of the philanthropist to his house
131
355716
2872
ve bu ziyaret
05:58
coincided with a time when Solly's wife,
132
358588
2681
Solly'nin İngilizce öğrenen karısının
06:01
who was learning English,
133
361269
1600
kapıyı "Merhaba, seni seviyorum.
06:02
was going through a phase where she would open the door
134
362869
2184
Hoşgeldin, seni seviyorum."
06:05
by saying, "Hello, I love you.
135
365053
2664
diyerek açtığı bir döneme rastlamıştı.
06:07
Welcome, I love you." (Laughter)
136
367717
2215
(Gülüşmeler)
06:09
And there was something so beautifully African
137
369932
2549
Bu küçük evdeki o kocaman mutluluk
06:12
about it to me, this small house
138
372481
1845
bende Afrika'ya özgü muazzam güzellikte
06:14
with a huge heart in it.
139
374326
2585
hisler uyandırıyordu.
06:16
Now on the day that Solly saved my life,
140
376911
6575
Solly'nin hayatımı kurtardığı gün,
06:23
he was already my hero.
141
383486
2011
zaten benim kahramanımdı.
06:25
It was a hot day,
142
385497
1581
Sıcak bir gündü,
06:27
and we found ourselves down by the river.
143
387078
1974
kendimizi nehrin dibinde buluverdik.
06:29
Because of the heat, I took my shoes off,
144
389052
2836
Sıcaktan, ayakkabılarımı çıkardım
06:31
and I rolled up my pants,
145
391888
1703
ve pantolonumu sıyırıp
06:33
and I walked into the water.
146
393591
2241
suya girdim.
06:35
Solly remained on the bank.
147
395832
1562
Solly nehrin kıyısında kaldı.
06:37
The water was clear running over sand,
148
397394
3023
Su kumun üstünde berrak bir şekilde akıyordu,
06:40
and we turned and we began to make our way upstream.
149
400417
3314
sonra döndük ve akıntıya karşı yürümeye başladık.
06:43
And a few meters ahead of us,
150
403731
1820
Birkaç metre ötemizde
06:45
there was a place where a tree had fallen out of the bank,
151
405551
2985
nehir kıyısından nehrin içine düşmüş,
06:48
and its branches were touching the water,
152
408536
2771
dallarının suya girdiği, gölgeli
06:51
and it was shadowy.
153
411307
1597
bir ağaç vardı.
06:52
And if had been a horror movie,
154
412904
2458
Korku filminde olsaydı bu,
06:55
people in the audience would have started saying,
155
415362
2236
izleyiciler "Oraya gitme. Oraya gitme."
06:57
"Don't go in there. Don't go in there." (Laughter)
156
417598
3453
demeye başlarlardı. (Gülüşmeler)
07:01
And of course, the crocodile was in the shadows.
157
421051
3757
Tabii ki, timsah o gölgelerin arasındaydı.
07:04
Now the first thing that you notice when a crocodile hits you
158
424808
2115
Bir timsah size saldırdığında ilk hissedeceğiniz şey,
07:06
is the ferocity of the bite.
159
426923
1600
o ısırığın şiddeti olur.
07:08
Wham! It hits me by my right leg.
160
428523
1973
Küt! Sağ bacağımdan yakaladı beni.
07:10
It pulls me. It turns. I throw my hand up. I'm able to grab a branch.
161
430496
3903
Çekiyor beni. Dönüyor. Elimi yukarıya kaldırıyorum. Bir dal yakalıyorum.
07:14
It's shaking me violently.
162
434399
1738
Beni deli gibi sallıyor.
07:16
It's a very strange sensation
163
436137
1714
Başka bir canlının sizi yemeye çalışması
07:17
having another creature try and eat you,
164
437851
1946
çok garip bir his
07:19
and there are few things that promote vegetarianism like that.
165
439797
3451
ve işte bunun gibi vejetaryenliği teşvik etmenin pek az yolu var.
07:23
(Laughter)
166
443248
1595
(Gülüşmeler)
07:24
Solly on the bank sees that I'm in trouble.
167
444843
2285
Kıyıdaki Solly başımın belada olduğunu görür
07:27
He turns. He begins to make his way to me.
168
447128
2047
ve döner. Bana doğru gelir.
07:29
The croc again continues to shake me.
169
449175
1951
Timsah hâlâ beni sallamaya devam ediyor o arada.
07:31
It goes to bite me a second time.
170
451126
1917
Beni bir daha ısırıyor.
07:33
I notice a slick of blood in the water around me
171
453043
2189
Etrafımdaki suyun üzerinde akıntıyla birlikte
07:35
that gets washed downstream.
172
455232
1604
akan kan tabakasını fark ediyorum.
07:36
As it bites the second time, I kick.
173
456836
2173
Beni ikince kere ısırınca, tekme atıyorum.
07:39
My foot goes down its throat. It spits me out.
174
459009
2733
Ayağım boğazına giriyor, beni tükürüyor.
07:41
I pull myself up into the branches,
175
461742
2131
Kendimi dallara doğru yukarı çekiyorum,
07:43
and as I come out of the water, I look over my shoulder.
176
463873
3483
sudan çıkarken, omzumdan aşağı bakıyorum.
07:47
My leg from the knee down
177
467356
1920
Dizimin aşağısı
07:49
is mangled beyond description.
178
469276
1928
korkunç bir şekilde ezilmiş.
07:51
The bone is cracked.
179
471204
1395
Kemik kırılmış.
07:52
The meat is torn up.
180
472599
1830
Et yarılmış.
07:54
I make an instant decision that I'll never look at that again.
181
474429
4600
O anda bir daha bakmamak üzere ani bir karar veriyorum.
07:59
As I come out of the water,
182
479029
2384
Ben sudan çıkarken,
08:01
Solly arrives at a deep section,
183
481413
2617
Solly derin bir kesitten geliyor,
08:04
a channel between us.
184
484030
1625
aramızdaki bir kanaldan.
08:05
He knows, he sees the state of my leg,
185
485655
2138
Biliyor, bacağımın durumunu görüyor,
08:07
he knows that between him and I
186
487793
1846
aramızda bir timsah olduğunun da farkında,
08:09
there is a crocodile,
187
489639
1212
ama bakın, bu adam
08:10
and I can tell you this man doesn't slow down for one second.
188
490851
2492
bir saniyeliğine bile olsun yavaşlamıyor.
08:13
He comes straight into the channel.
189
493343
1806
Kanaldan dosdoğru geliyor.
08:15
He wades in to above his waist.
190
495149
1935
Belden yukarısı bata çıka yürüyor.
08:17
He gets to me. He grabs me.
191
497084
1463
Bana geliyor, kapıyor.
08:18
I'm still in a vulnerable position.
192
498547
1672
Ben hâlâ savunmasız bir durumdayım.
08:20
He picks me and puts me on his shoulder.
193
500219
1725
Beni kaldırıyor ve omzuna koyuyor.
08:21
This is the other thing about Solly, he's freakishly strong.
194
501944
2419
Solly'nin başka bir özelliği de bu, korkunç derecede güçlüdür.
08:24
He turns. He walks me up the bank.
195
504363
2463
Dönüyor, beni kıyıya götürüyor.
08:26
He lays me down. He pulls his shirt off.
196
506826
2054
Beni yatırıyor, tişörtünü çıkarıyor.
08:28
He wraps it around my leg,
197
508880
1784
Bacağıma sarıyor,
08:30
picks me up a second time,
198
510664
1291
beni tekrardan kaldırıp
08:31
walks me to a vehicle,
199
511955
1906
araca götürüyor,
08:33
and he's able to get me to medical attention.
200
513861
3424
sonra da tıbbi yardım almamı sağlıyor.
08:37
And I survive.
201
517285
3223
Böylece hayatta kalıyorum.
08:40
Now — (Applause)
202
520508
4261
Bakın - (Alkış)
08:44
Now I don't know how many people you know
203
524769
2710
Bakın, şimdi aranızdan kaç kişi
08:47
that go into a deep channel of water
204
527479
2216
içinde timsah olduğunu bildiği derin bir kanala
08:49
that they know has a crocodile in it
205
529695
2260
size yardım etmek için gelebilecek birini tanıyor
08:51
to come and help you,
206
531955
1343
bilmiyorum,
08:53
but for Solly, it was as natural as breathing.
207
533298
3444
ama Solly için bu nefes almak kadar doğaldı.
08:56
And he is one amazing example
208
536742
2456
Ve o tüm Afrikada'da yaşadıklarımın
08:59
of what I have experienced all over Africa.
209
539198
3445
çok güzel bir örneğiydi.
09:02
In a more collective society,
210
542643
2131
Daha kolektif toplumlarda
09:04
we realize from the inside
211
544774
2848
biliyoruz ki,
09:07
that our own well-being is deeply tied
212
547622
3133
kendi iyiliğimiz
09:10
to the well-being of others.
213
550755
3238
diğerlerinin iyiliğine oldukça bağlıdır.
09:13
Danger is shared. Pain is shared.
214
553993
3269
Tehlike paylaşılır. Acı paylaşılır.
09:17
Joy is shared. Achievement is shared.
215
557262
2925
Neşe paylaşılır. Başarı paylaşılır.
09:20
Houses are shared. Food is shared.
216
560187
4530
Evler paylaşılır. Yemek paylaşılır.
09:24
Ubuntu asks us to open our hearts
217
564717
3196
Ubuntu bizi kalplerimizi açıp
09:27
and to share,
218
567913
1414
paylaşmaya davet eder
09:29
and what Solly taught me that day
219
569327
1952
ve o gün Solly'nin bana öğrettiği şey
09:31
is the essence of this value,
220
571279
2003
bu değerin özüydü,
09:33
his animated, empathetic action
221
573282
2758
onun her an neşeli ve empati dolu
09:36
in every moment.
222
576040
2045
hareketleri.
09:38
Now although the root word is about people,
223
578085
3507
Kök kelime insanlarla ilgili olsa da,
09:41
I thought that maybe ubuntu was only about people.
224
581592
3374
ubuntu'nun sadece insanlara özgü olduğunu sanırdım.
09:44
And then I met this young lady.
225
584966
3274
Sonra genç bir kadınla tanıştım.
09:48
Her name was Elvis.
226
588240
1694
Adı Elvis'ti.
09:49
In fact, Solly gave her the name Elvis
227
589934
1771
Aslında, Solly ona Elvis adını vermişti,
09:51
because he said she walked like she was doing
228
591705
2857
çünkü Elvis
09:54
the Elvis the pelvis dance.
229
594562
2665
dansı yapar gibi yürüyormuş.
09:57
She was born with very badly deformed back legs and pelvis.
230
597227
4366
Bacakları ve leğen kemiği doğuştan bozuktu.
10:01
She arrived at our reserve from a reserve
231
601593
2264
Bizim doğal parkımıza göç ettiği yol üstünde,
10:03
east of us on her migratory route.
232
603857
2056
bizim doğumuzdaki bir doğal parktan gelmişti.
10:05
When I first saw her,
233
605913
1779
Onu ilk gördüğümde,
10:07
I thought she would be dead in a matter of days.
234
607692
2468
birkaç güne kadar ölür sanmıştım.
10:10
And yet, for the next five years
235
610160
2928
Ancak, önümüzdeki beş sene boyunca
10:13
she returned in the winter months.
236
613088
2530
kış aylarında bizi yeniden ziyarete geldi.
10:15
And we would be so excited to be out in the bush
237
615618
2377
Bizse doğada bu alışılmamış izle
10:17
and to come across this unusual track.
238
617995
2396
karşılaşmak için çok heyecanlanır dururduk.
10:20
It looked like an inverted bracket,
239
620391
1495
Ters bir paranteze benziyordu,
10:21
and we would drop whatever we were doing and we would follow,
240
621886
2449
o an ne yapıyorsak bırakır ve onu takip ederdik,
10:24
and then we would come around the corner,
241
624335
1671
sonra çok geçmeden varıp,
10:26
and there she would be with her herd.
242
626006
2086
orada sürüsüyle beraber olduğunu görürdük.
10:28
And that outpouring of emotion
243
628092
2895
Ve onu gördüklerinde safari kamyonundaki
10:30
from people on our safari trucks
244
630987
1714
insanların duygusal tepkileri
10:32
as they saw her, it was this sense of kinship.
245
632701
3242
bir yakınlık hissiydi.
10:35
And it reminded me
246
635943
1485
Ve bu bana şehirlerde büyüyen insanların
10:37
that even people who grow up in cities
247
637428
1931
dahi doğal yaşam ve hayvanlara karşı
10:39
feel a natural connection
248
639359
3585
doğal bir bağ hissettiğini
10:42
with the natural world and with animals.
249
642944
2271
hatırlatırdı.
10:45
And yet still I remained amazed that she was surviving.
250
645215
3584
Ve hâlâ onun yaşadığına çok şaşırırım.
10:48
And then one day we came across them at this small water hole.
251
648799
2961
Sonra onlarla küçük bir su birikintisinde karşılaştık.
10:51
It was sort of a hollow in the ground.
252
651760
1852
Yerde bir oyuk gibiydi.
10:53
And I watched as the matriarch drank,
253
653612
2454
Ve dişi liderin su içtiğini gördüm
10:56
and then she turned in that beautiful slow motion of elephants,
254
656066
3274
ve sonra fillerin o güzel yavaş hareketleriyle kıvrıldı,
10:59
looks like the arm in motion,
255
659341
1769
hareket hâlindeki bir kola benziyordu
11:01
and she began to make her way up the steep bank.
256
661110
3006
ve sarp kıyıdan yukarı yürümeye başladı.
11:04
The rest of the herd turned and began to follow.
257
664116
4644
Sürünün geri kalanı dönüp onu takip etmeye başladı.
11:08
And I watched young Elvis
258
668760
1784
Ve genç Elvis'in heyecanlı bir şekilde
11:10
begin to psych herself up for the hill.
259
670544
3356
tepeye doğru tırmanmayı istediğini gördüm.
11:13
She got visibly -- ears came forward,
260
673900
3355
Bu gözle görülüyordu, kulakları öne doğru geldi,
11:17
she had a full go of it and halfway up,
261
677255
2149
bütün gücüyle öne doğru gayret etti ve yarı yolda
11:19
her legs gave way, and she fell backwards.
262
679404
2277
bacakları tutmadı ve arkaya doğru düştü.
11:21
She attempted it a second time,
263
681681
1819
İkinci kez denedi,
11:23
and again, halfway up, she fell backwards.
264
683500
3175
ve tekrar yarı yolda geriye doğru düştü.
11:26
And on the third attempt,
265
686675
1857
Ve üçüncü denemesinde,
11:28
an amazing thing happened.
266
688532
2457
harika bir şey oldu.
11:30
Halfway up the bank,
267
690989
1737
Kıyının yarısında,
11:32
a young teenage elephant came in behind her,
268
692726
3073
genç bir fil arkasından geldi
11:35
and he propped his trunk underneath her,
269
695799
2203
ve hortumunu onun altına doğru getirdi,
11:38
and he began to shovel her up the bank.
270
698002
3337
onu kıyıdan yukarıya doğru itmeye başladı.
11:41
And it occurred to me
271
701339
1388
Ve sürünün aslında bu genç file
11:42
that the rest of the herd
272
702727
1556
göz kulak olduğunu
11:44
was in fact looking after this young elephant.
273
704283
2675
anladım.
11:46
The next day I watched again
274
706958
2524
Ertesi gün dişi liderin
11:49
as the matriarch broke a branch
275
709482
2170
bir dal kırıp
11:51
and she would put it in her mouth,
276
711652
1841
ağzına koyduğunu
11:53
and then she would break a second one
277
713493
1957
ve sonra ikinci bir tane daha kırıp
11:55
and drop it on the ground.
278
715450
2707
yere attığını seyrettim.
11:58
And a consensus developed between all of us
279
718157
2372
Ve o alanda insanlara rehberlik yapan
12:00
who were guiding people in that area
280
720529
1849
kişiler arasında, sürünün aslında o filin
12:02
that that herd was in fact moving slower
281
722378
3149
uyum sağlaması için daha yavaş
12:05
to accommodate that elephant.
282
725527
4056
hareket ettiğine dair bir fikir birliği doğdu.
12:09
What Elvis and the herd taught me
283
729583
2091
Elvis ve sürünün bana öğrettiği şey,
12:11
caused me to expand my definition of ubuntu,
284
731674
3324
ubuntu'nun tanımını genişletmeme neden oldu
12:14
and I believe that in the cathedral of the wild,
285
734998
2616
ve vahşi doğanın katedralinde
12:17
we get to see the most beautiful parts of ourselves
286
737614
2211
bize ait en güzel şeylerin
12:19
reflected back at us.
287
739825
1757
tekrar bize yansıdığını görüyoruz.
12:21
And it is not only through other people
288
741582
3640
İnsanlığımızı sadece diğer insanlar
12:25
that we get to experience our humanity
289
745222
2920
aracılığıyla deneyimlemiyoruz,
12:28
but through all the creatures that live on this planet.
290
748142
3926
aynı zamanda bu gezegende yaşayan diğer varlıklarla da deneyimliyoruz.
12:32
If Africa has a gift to share,
291
752068
2814
Eğer Afrika'nın vereceği bir hediye varsa,
12:34
it's a gift of a more collective society.
292
754882
3827
bu daha kolektif bir toplumun hediyesidir.
12:38
And while it's true that ubuntu is an African idea,
293
758709
4248
Ve ubuntu'nun Afrika'ya ait bir düşünce olduğu doğru olsa da,
12:42
what I see is the essence of that value
294
762957
4411
o değerin özünün burada
12:47
being invented here.
295
767368
2362
keşfedildiğini görüyorum.
12:49
Thank you.
296
769730
2115
Teşekkürler.
12:51
(Applause)
297
771845
4853
(Alkış)
13:16
Pat Mitchell: So Boyd,
298
796082
1797
Pat Mitchell: Evet Boyd,
13:17
we know that you knew President Mandela
299
797879
5041
Cumhurbaşkanı Mandela'yı çocukluğunun
13:22
from early childhood
300
802920
1977
ilk dönemlerinden beri tanıdığını biliyorum
13:24
and that you heard the news as we all did today,
301
804897
2899
ve hepimizin duyduğu gibi sen de bugün haberi duydun
13:27
and deeply distraught
302
807796
2440
ve çok üzüldün,
13:30
and know the tragic loss that it is to the world.
303
810236
4431
dünya için acı bir kayıp olduğunu biliyorsun.
13:34
But I just wondered if you wanted
304
814667
2082
Ancak ek bir şeyler paylaşmak isteyip
13:36
to share any additional thoughts,
305
816749
1891
istemediğini merak ettim,
13:38
because we know that you heard that news
306
818655
2074
çünkü bu haberi bu konuşmayı yapmaya
13:40
just before coming in to do this session.
307
820729
3380
gelmeden hemen önce aldığını biliyoruz.
13:44
Boyd Varty: Well thanks, Pat.
308
824109
1696
Boyd Varty: Evet, teşekkürler Pat.
13:45
I'm so happy because it was time for him to pass on.
309
825805
3183
Mutluyum, çünkü onun için ayrılma zamanı gelmişti.
13:48
He was suffering.
310
828988
1771
Acı çekiyordu.
13:50
And so of course there's the mixed emotions.
311
830759
2398
Elbette karışık duygular içindeyim.
13:53
But I just think of so many occurrences
312
833157
1984
Ancak olan birçok olayı düşünüyorum,
13:55
like the time he went on the Oprah show
313
835141
2407
Oprah'ın şovuna gittiğinde, şovun neyle
13:57
and asked her what the show would be about.
314
837548
2856
ilgili olduğunu sorması gibi.
14:00
(Laughter)
315
840404
1478
(Gülüşmeler)
14:01
And she was like, "Well, it'll be about you."
316
841882
3298
O da şöyle demişti, "Aslında seninle ilgili olacak."
14:05
I mean, that's just incredible humility.
317
845180
2748
Bakın, bu inanılmaz bir alçak gönüllülüktür.
14:07
(Laughter)
318
847928
3663
(Gülüşmeler)
14:11
He was the father of our nation
319
851591
3162
O bizim ulusumuzun babasıydı
14:14
and we've got a road to walk in South Africa.
320
854753
6448
ve Güney Afrika'da yürüyecek bir yolumuz var.
14:21
And everything, they used to call it Madiba magic.
321
861201
3410
Ve her şeyi, Madiba sihri olarak adlandırırlardı.
14:24
You know, he used to go to a rugby match and we would win.
322
864611
2783
Şöyle ki, bir ragbi maçına giderdi ve kazanırdık.
14:27
Anywhere he went, things went well.
323
867394
3461
Nereye giderse gitsin, işler yolunda giderdi.
14:30
But I think that magic will be with us,
324
870855
2381
Ancak o sihrin bizimle olacağını düşünüyorum
14:33
and the important thing is that we carry
325
873236
3561
ve önemli olan şey, savunucusu olduğu
14:36
what he stood for.
326
876797
1525
fikri biz de taşıyoruz.
14:38
And so that's what I'm going to try and do,
327
878322
3487
İşte benim yapmaya çalışacağım şey bu
14:41
and that's what people all over South Africa are trying to do.
328
881809
2892
ve Güney Afrika'nın her tarafındaki insanların yapmaya çalıştıkları şey bu.
14:44
PM: And that's what you've done today. BV: Oh, thank you.
329
884701
2226
PM: Ve bugün yaptığın şey bu. BV: Ah, teşekkürler.
14:46
PM: Thank you. BV: Thank you. Thanks very much.
330
886927
3139
PM: Teşekkürler. BV: Teşekkürler. Çok teşekkürler.
14:50
(Applause)
331
890066
4222
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7