This is what it's like to go undercover in North Korea | Suki Kim

3,650,150 views ・ 2015-06-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Deniz Akcan Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
In 2011, during the final six months of Kim Jong-Il's life,
0
12555
5664
2011'de, Kim Jong-İl'in hayatının son altı ayı boyunca
00:19
I lived undercover in North Korea.
1
19029
3170
gizli bir şekilde Kuzey Kore'de yaşadım.
00:23
I was born and raised in South Korea, their enemy.
2
23791
3468
Düşmanları olan Güney Kore'de doğdum ve büyüdüm.
00:28
I live in America, their other enemy.
3
28035
2716
Diğer düşmanları olan Amerika'da yaşıyorum.
00:32
Since 2002, I had visited North Korea a few times.
4
32369
3698
2002'den beri Kuzey Kore'yi birkaç kez ziyaret etmiştim.
00:36
And I had come to realize that to write about it with any meaning,
5
36942
4843
Orası hakkında anlamlı bir şey yazabilmek veya
00:42
or to understand the place beyond the regime's propaganda,
6
42339
4278
orayı rejimin propagandasının ötesinde anlayabilmek için tek seçeneğin
00:47
the only option was total immersion.
7
47411
3941
tamamen oralı gibi yaşamak olduğunu fark etmiştim.
00:54
So I posed as a teacher and a missionary
8
54109
4251
Bu yüzden Pyongyang'daki erkeklere özel bir üniversitede
00:58
at an all-male university in Pyongyang.
9
58360
3788
öğretmen ve misyoner olarak görev aldım.
01:06
The Pyongyang University of Science and Technology
10
66239
3762
Pyongyang Bilim ve Teknoloji Üniversitesi
01:10
was founded by Evangelical Christians who cooperate with the regime
11
70001
5933
Kuzey Kore'nin seçkin sınıfının oğullarını eğitmek için rejimle işbirliği yapan
01:15
to educate the sons of the North Korean elite,
12
75958
4470
Evanjelik Hıristiyanlar tarafından kuruldu, ama dinlerini yaymamak koşuluyla;
01:21
without proselytizing, which is a capital crime there.
13
81212
3888
bu orada cezası ölüm olan bir suç.
01:27
The students were 270 young men, expected to be the future leaders
14
87196
6701
Öğrenciler, var olan en soyutlanmış ve en vahşi diktatörlüğün
01:33
of the most isolated and brutal dictatorship in existence.
15
93921
5043
gelecek liderleri olmaları beklenen 270 genç adamdı.
01:40
When I arrived, they became my students.
16
100689
4262
Oraya vardığımda öğrencilerim oldular.
01:47
2011 was a special year,
17
107336
2282
2011 özel bir yıldı.
01:49
marking the 100th anniversary of the birth of North Korea's original Great Leader,
18
109642
6241
Kuzey Kore'nin asıl Büyük Lideri Kim İl-Sung'un doğumunun
01:55
Kim Il-Sung.
19
115908
1458
100. yılıydı.
01:57
To celebrate the occasion, the regime shut down all universities,
20
117869
5492
Rejim bu önemli günü kutlamak için bütün üniversiteleri kapattı ve
02:03
and sent students off to the fields
21
123385
2810
dünyanın en güçlü ve zengin ulusu olarak
02:06
to build the DPRK's much-heralded ideal
22
126220
4133
Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin müjdelediği ideali inşa etmeleri için
02:10
as the world's most powerful and prosperous nation.
23
130378
3641
öğrencileri alanlara yolladı.
02:16
My students were the only ones spared from that fate.
24
136958
2897
Bu kaderden yalnızca benim öğrencilerim kurtuldu.
02:21
North Korea is a gulag posing as a nation.
25
141502
3663
Kuzey Kore, ulus kılığına girmiş bir Sovyet çalışma kampı.
02:26
Everything there is about the Great Leader.
26
146038
2432
Oradaki her şey Büyük Lider'le ilgili.
02:28
Every book, every newspaper article, every song, every TV program --
27
148494
5310
Her kitap, her gazete yazısı, her şarkı, her televizyon programı --
02:33
there is just one subject.
28
153828
1652
yalnızca tek bir konu var.
02:35
The flowers are named after him,
29
155970
1941
Çiçeklere onun adı veriliyor,
02:37
the mountains are carved with his slogans.
30
157935
2872
dağlara onun sloganları yazılıyor.
02:40
Every citizen wears the badge of the Great Leader at all times.
31
160831
4357
Her vatandaş her zaman Büyük Lider'in rozetini takıyor.
02:45
Even their calendar system begins with the birth of Kim Il-Sung.
32
165861
4182
Takvimleri bile Kim İl-Sung'un doğumuyla başlıyor.
02:51
The school was a heavily guarded prison, posing as a campus.
33
171521
4738
Okul, kampüs kılığına girmiş çok sıkı korunan bir hapishaneydi.
02:56
Teachers could only leave on group outings accompanied by an official minder.
34
176751
5622
Öğretmenler grup gezilerine yalnızca resmi bir muhafız eşliğinde gidebiliyordu.
03:03
Even then, our trips were limited to sanctioned national monuments
35
183960
5373
O zaman bile gezilerimiz Büyük Lider'i öven, onaylanmış
03:09
celebrating the Great Leader.
36
189357
1807
ulusal anıtlarla sınırlıydı.
03:12
The students were not allowed to leave the campus,
37
192405
3845
Öğrencilerin kampüsten ayrılması ve
03:16
or communicate with their parents.
38
196274
2638
anne-babalarıyla iletişim kurması yasaktı.
03:20
Their days were meticulously mapped out, and any free time they had
39
200761
4125
Günleri titizlikle planlanmıştı ve tüm boş zamanları
03:24
was devoted to honoring their Great Leader.
40
204911
3391
Büyük Lider'i onurlandırmaya adanmıştı.
03:29
Lesson plans had to meet the approval of North Korean staff,
41
209421
5007
Ders planlarının Kuzey Koreli personel tarafından onaylanması gerekiyordu,
03:34
every class was recorded and reported on, every room was bugged,
42
214452
4205
her ders kaydedilip raporlanıyordu, her odaya gizli kayıt cihazı konulmuştu
03:38
and every conversation, overheard.
43
218681
2698
ve her konuşma dinleniyordu.
03:42
Every blank space was covered with the portraits of Kim Il-Sung and Kim Jong-Il,
44
222743
5670
Her boşluk Kim İl-Sung ve Kim Jong-İl'in portreleriyle doldurulmuştu,
03:48
like everywhere else in North Korea.
45
228413
2635
Kuzey Kore'deki diğer her yer gibi.
03:53
We were never allowed to discuss the outside world.
46
233092
2853
Dış dünya hakkında konuşmamız yasaktı.
03:55
As students of science and technology, many of them were computer majors
47
235969
5010
Bilim ve teknoloji öğrencileri olarak çoğu bilgisayarla ilgili bölümlerde okuyordu,
04:01
but they did not know the existence of the Internet.
48
241003
2609
ama İnternet'in varlığından haberleri yoktu.
04:04
They had never heard of Mark Zuckerberg or Steve Jobs.
49
244555
3858
Ne Mark Zuckerberg'in ne de Steve Jobs'un adını duymuşlardı.
04:09
Facebook, Twitter -- none of those things would have meant a thing.
50
249525
4008
Facebook, Twitter -- bunların hiçbiri bir anlam ifade etmiyordu.
04:14
And I could not tell them.
51
254605
2443
Ben de onlara söyleyemiyordum.
04:18
I went there looking for truth.
52
258861
2350
Oraya gerçeği aradığım için gitmiştim.
04:22
But where do you even start when an entire nation's ideology,
53
262135
3646
Ama bütün bir ulusun ideolojisi,
04:25
my students' day-to-day realities,
54
265805
1993
öğrencilerimin gündelik gerçeklikleri,
04:27
and even my own position at the universities,
55
267823
3951
hatta üniversitelerdeki kendi pozisyonum tamamen yalanlar üzerine kurulmuşken
04:31
were all built on lies?
56
271798
2851
nereden başlayabilirdim?
04:37
I started with a game.
57
277930
1150
Bir oyunla başladım.
04:39
We played "Truth and Lie."
58
279976
1606
Adı "Gerçek ve Yalan"dı.
04:42
A volunteer would write a sentence on the chalkboard,
59
282689
2643
Bir gönüllü tahtaya bir cümle yazıyordu,
04:45
and the other students had to guess
60
285356
2751
diğer öğrencilerin de bu cümlenin
04:48
whether it was a truth or a lie.
61
288131
3003
gerçek mi yalan mı olduğunu tahmin etmesi gerekiyordu.
04:51
Once a student wrote, "I visited China last year on vacation,"
62
291158
4203
Bir keresinde bir öğrenci "Geçen yıl tatilde Çin'e gittim." yazdı
04:55
and everyone shouted, "Lie!"
63
295385
2608
ve herkes "Yalan!" diye bağırdı.
04:59
They all knew this wasn't possible.
64
299025
2268
Hepsi bunun imkansız olduğunu biliyordu.
05:01
Virtually no North Korean is allowed to leave the country.
65
301317
3956
Hemen hemen hiçbir Kuzey Koreli'nin ülkeden ayrılmaya izni yok.
05:05
Even traveling within their own country requires a travel pass.
66
305297
4321
Kendi ülkelerinde dolaşmak için bile gezi iznine ihtiyaçları var.
05:12
I had hoped that this game would reveal some truth about my students,
67
312569
5277
Bu oyunun öğrencilerimle ilgili bazı gerçekleri açığa çıkarmasını ummuştum,
05:17
because they lie so often and so easily,
68
317870
3063
çünkü gerek Büyük Lider'in efsanevi başarılarıyla ilgili olsun,
05:20
whether about the mythical accomplishments of their Great Leader,
69
320957
4413
gerek beşinci sınıfta tavşan klonladıklarıyla ilgili tuhaf iddia olsun,
05:25
or the strange claim that they cloned a rabbit as fifth graders.
70
325394
4038
o kadar sık ve o kadar rahat yalan söylüyorlar ki!
05:31
The difference between truth and lies seemed at times hazy to them.
71
331482
4917
Gerçek ve yalanlar arasındaki fark onlara bazen bulanık gözüküyordu.
05:36
It took me a while to understand the different types of lies;
72
336423
4091
Farklı yalan türlerini anlamam biraz zaman aldı;
05:40
they lie to shield their system from the world,
73
340538
2976
sistemlerini dünyadan korumak için yalan söylüyorlar
05:43
or they were taught lies, and were just regurgitating them.
74
343538
3855
veya yalnızca onlara öğretilen yalanları tekrar ediyorlardı.
05:47
Or, at moments, they lied out of habit.
75
347417
2618
Bazen de alışkanlıktan yalan söylüyorlardı.
05:52
But if all they have ever known were lies,
76
352314
4111
Ama bildikleri her şey yalanlardan ibaretken
05:56
how could we expect them to be otherwise?
77
356449
2500
farklı olmalarını nasıl bekleyebilirdik?
06:01
Next, I tried to teach them essay writing.
78
361330
2559
Sonra onlara deneme yazmayı öğretmeye çalıştım.
06:04
But that turned out to be nearly impossible.
79
364408
2241
Ama bu neredeyse imkansızdı.
06:07
Essays are about coming up with one's own thesis,
80
367225
3819
Denemeler kişinin kendine ait bir tez bulmasını ve
06:11
and making an evidence-based argument to prove it.
81
371412
3561
bu tezi ispatlamak için kanıtlara dayalı bir sav öne sürmesini gerektirir.
06:16
These students, however, were simply told what to think,
82
376044
3917
Ama bu öğrencilere ne düşünmeleri gerektiği doğrudan söyleniyordu,
06:19
and they obeyed.
83
379985
1150
onlar da denileni yapıyordu.
06:21
In their world, critical thinking was not allowed.
84
381800
3363
Onların dünyasında eleştirel düşünmeye izin yoktu.
06:26
I also gave them the weekly assignment of writing a personal letter,
85
386880
4631
Ayrıca onlara her hafta istedikleri birine kişisel bir mektup yazma
06:31
to anybody.
86
391535
1150
ödevi verdim.
06:33
It took a long time, but eventually some of them began to write
87
393310
4174
Uzun sürdü, ama sonunda bazıları
06:37
to their mothers, their friends, their girlfriends.
88
397509
3674
annelerine, arkadaşlarına, kız arkadaşlarına yazmaya başladılar.
06:42
Although those were just homework,
89
402479
2992
Bunlar sadece ödev olsa da
06:45
and would never reach their intended recipients,
90
405496
3555
ve yazıldıkları kişilere asla ulaşamayacak da olsalar
06:49
my students slowly began to reveal their true feelings in them.
91
409076
4069
öğrencilerim yavaş yavaş gerçek duygularını açığa vurmaya başladılar.
06:54
They wrote that they were fed up with the sameness of everything.
92
414376
4146
Her şeyin aynı olmasından bıktıklarını yazdılar.
06:59
They were worried about their future.
93
419435
1944
Gelecekleri için endişeleniyorlardı.
07:01
In those letters, they rarely ever mentioned their Great Leader.
94
421787
4924
O mektuplarda Büyük Lider'den çok az söz ettiler.
07:10
I was spending all of my time with these young men.
95
430806
3016
Bütün zamanımı bu genç adamlarla geçiriyordum.
07:14
We all ate meals together, played basketball together.
96
434558
4486
Birlikte yemek yiyorduk, birlikte basketbol oynuyorduk.
07:19
I often called them gentlemen, which made them giggle.
97
439679
4405
Onlara sık sık "beyefendiler" diyordum, bu da onları güldürüyordu.
07:24
They blushed at the mention of girls.
98
444858
1963
Kızlardan söz edince kızarıyorlardı.
07:28
And I came to adore them.
99
448332
1968
Onları çok sevmeye başladım.
07:30
And watching them open up even in the tiniest of ways,
100
450703
3637
En ufak bir şekilde bile açılmalarını izlemek
07:34
was deeply moving.
101
454364
2070
çok duygulandırıcıydı.
07:37
But something also felt wrong.
102
457967
1914
Yine de yanlış gelen bir şeyler vardı.
07:40
During those months of living in their world,
103
460973
2849
Onların dünyasında yaşadığım o aylarda
07:43
I often wondered if the truth would, in fact, improve their lives.
104
463846
4819
sık sık gerçek, onların yaşamlarını gerçekten iyileştirir mi merak ediyordum.
07:51
I wanted so much to tell them the truth,
105
471759
3091
Onlara ülkelerinin ve dış dünyanın gerçeğini söylemeyi
07:54
of their country and of the outside world,
106
474874
3420
o kadar çok istiyordum ki.
07:58
where Arab youth were turning their rotten regime inside out,
107
478318
3991
Arap gençliği sosyal medyanın gücüyle
kokuşmuş rejimlerini ters yüz ediyordu
08:02
using the power of social media,
108
482333
1795
08:04
where everyone except them was connected through the world wide web,
109
484152
4698
ve o dünya çapındaki ağa kendileri hariç herkes bağlıydı.
08:08
which wasn't worldwide after all.
110
488874
2841
Demek ki pek de dünya çapında değildi.
08:13
But for them, the truth was dangerous.
111
493489
3511
Ama onlar için gerçek tehlikeliydi.
08:18
By encouraging them to run after it, I was putting them at risk --
112
498955
4899
Gerçeğin arkasından koşmaları için onları cesaretlendirmem onları riske atmaktı --
08:23
of persecution,
113
503878
2357
zulüm ve
08:26
of heartbreak.
114
506259
1351
hayal kırıklığı riskine.
08:30
When you're not allowed to express anything in the open,
115
510755
2658
Bir şeyi açıkça ifade etmenize izin verilmediği zaman
08:33
you become good at reading what is unspoken.
116
513437
2881
söylenmeyeni anlama yeteneğiniz gelişir.
08:37
In one of their personal letters to me, a student wrote that he understood
117
517736
5024
Bir öğrenci bana olan bir mektubunda onlara neden beyefendiler dediğimi
08:42
why I always called them gentlemen.
118
522784
2842
anladığını yazmış:
08:46
It was because I was wishing them to be gentle in life, he said.
119
526630
4803
Bir beyefendi gibi kibar yaşamalarını dilediğim için.
08:54
On my last day in December of 2011,
120
534767
2777
2011'in Aralık ayındaki son günümde,
08:57
the day Kim Jong-Il's death was announced,
121
537568
2750
yani Kim Jong-İl'in ölümünün duyurulduğu günde,
09:00
their world shattered.
122
540342
1648
dünyaları paramparça oldu.
09:04
I had to leave without a proper goodbye.
123
544798
2582
Düzgün bir veda edemeden ayrılmak zorunda kaldım.
09:08
But I think they knew how sad I was for them.
124
548667
2538
Ama bence onlar için ne kadar üzüldüğümü biliyorlardı.
09:12
Once, toward the end of my stay, a student said to me,
125
552340
3905
Bir keresinde, oradaki süremin sonuna doğru, bir öğrenci bana dedi ki:
09:16
"Professor, we never think of you as being different from us.
126
556269
5474
"Profesör, sizin bizden farklı olduğunuzu düşünmüyoruz.
09:21
Our circumstances are different, but you're the same as us.
127
561767
6107
Şartlarımız farklı, ama siz bizimle aynısınız.
09:27
We want you to know that we truly think of you as being the same."
128
567898
4118
Sizi gerçekten kendimizle aynı gördüğümüzü bilmenizi istiyoruz."
09:37
Today, if I could respond to my students with a letter of my own,
129
577999
3807
Elbette bu imkansız ama, bugün öğrencilerime kendim bir mektup yazıp
09:41
which is of course impossible,
130
581830
2476
cevap verebilecek olsaydım
09:44
I would tell them this:
131
584330
1599
onlara şöyle derdim:
09:49
"My dear gentlemen,
132
589876
2649
"Sevgili beyefendilerim,
09:52
It's been a bit over three years since I last saw you.
133
592550
2974
sizi son gördüğümden beri 3 yıldan biraz fazla zaman geçti.
09:55
And now, you must be 22 -- maybe even as old as 23.
134
595549
4246
Şimdi 22, hatta belki de 23 yaşlarındasınız.
10:00
At our final class, I asked you if there was anything you wanted.
135
600565
3600
Son dersimizde size istediğiniz bir şey olup olmadığını sordum.
10:05
The only wish you expressed, the only thing you ever asked of me
136
605822
3419
Tek dileğiniz, orada geçirdiğim bütün o zaman boyunca
10:09
in all those months we spent together,
137
609265
3418
benden istediğiniz tek şey
10:12
was for me to speak to you in Korean.
138
612707
1926
sizinle Korece konuşmamdı.
10:15
Just once.
139
615160
1150
Sadece bir kere.
10:17
I was there to teach you English;
140
617084
2476
Size İngilizce öğretmek için oradaydım;
10:19
you knew it wasn't allowed.
141
619584
1517
bunun yasak olduğunu biliyordunuz.
10:22
But I understood then, you wanted to share that bond of our mother tongue.
142
622144
5731
Ama o zaman anladım, ana dilimiz olan o bağı paylaşmak istiyordunuz.
10:30
I called you my gentlemen,
143
630052
3230
Size beyefendilerim diye sesleniyordum,
10:33
but I don't know if being gentle in Kim Jong-Un's merciless North Korea
144
633306
4421
ama Kim Jong-Un'un acımasız Kuzey Kore'sinde kibar olmak
10:37
is a good thing.
145
637751
1182
iyi bir şey mi ki?
10:39
I don't want you to lead a revolution --
146
639717
2327
Sizden bir devrimi yönetmenizi istemiyorum --
10:42
let some other young person do it.
147
642068
2004
bırakın onu başka bir genç yapsın.
10:45
The rest of the world might casually encourage or even expect
148
645035
3546
Dünyanın geri kalanı bir çeşit Kuzey Kore Baharı'nı çok da umursamadan
10:48
some sort of North Korean Spring,
149
648605
2350
cesaretlendirebilir, hatta bekleyebilir,
10:50
but I don't want you to do anything risky,
150
650979
2522
ama ben sizin riskli bir şey yapmanızı istemiyorum.
10:53
because I know in your world, someone is always watching.
151
653525
3844
Çünkü sizin dünyanızda birinin her zaman izlediğini biliyorum.
10:59
I don't want to imagine what might happen to you.
152
659027
2484
Size ne olabileceğini hayal etmek istemiyorum.
11:02
If my attempts to reach you have inspired something new in you,
153
662225
4942
Size ulaşma denemelerim içinizde yeni bir şeyler uyandırdıysa
11:07
I would rather you forget me.
154
667191
1550
beni unutmanızı tercih ederim.
11:09
Become soldiers of your Great Leader, and live long, safe lives.
155
669646
4339
Büyük Lider'inizin askerleri olun ve uzun, güvenli hayatlar yaşayın.
11:16
You once asked me if I thought your city of Pyongyang was beautiful,
156
676361
4699
Bir keresinde şehriniz Pyongyang'ı güzel bulup bulmadığımı sormuştunuz.
11:21
and I could not answer truthfully then.
157
681084
2692
O zaman size dürüst bir yanıt verememiştim,
11:25
But I know why you asked.
158
685609
1381
ama neden sorduğunuzu biliyorum.
11:27
I know that it was important for you to hear that I, your teacher,
159
687493
4531
Biliyorum ki gitmenizin yasak olduğu dış dünyayı görmüş öğretmeniniz olarak
11:32
the one who has seen the world that you are forbidden from,
160
692048
3861
şehrinizin en güzel şehir olduğunu söylediğimi duymanız
11:35
declare your city as the most beautiful.
161
695933
3327
sizin için önemliydi.
11:41
I know hearing that would make your lives there a bit more bearable,
162
701793
5155
Biliyorum ki bunu duymak hayatlarınızı biraz daha katlanılabilir kılardı,
11:46
but no, I don't find your capital beautiful.
163
706972
3367
ama hayır, başkentinizi güzel bulmuyorum.
11:50
Not because it's monotone and concrete,
164
710900
2629
Tekdüze ve beton olduğu için değil,
11:53
but because of what it symbolizes:
165
713553
1863
simgelediği şey yüzünden:
11:55
a monster that feeds off the rest of the country,
166
715440
4833
Vatandaşları asker ve köle olan
12:00
where citizens are soldiers and slaves.
167
720297
2873
ülkenin geri kalanından beslenen bir canavar.
12:05
All I see there is darkness.
168
725734
1608
Orada tek gördüğüm şey karanlık.
12:09
But it's your home, so I cannot hate it.
169
729932
2448
Ama orası sizin eviniz, o yüzden oradan nefret edemem.
12:13
And I hope instead that you, my lovely young gentlemen,
170
733623
5037
Onun yerine sizlerin, sevgili genç beyefendilerim,
12:18
will one day help make it beautiful.
171
738684
2494
bir gün orayı güzelleştirmeye yardım edeceğinizi umuyorum.
12:22
Thank you.
172
742970
1188
Teşekkür ederim.
12:24
(Applause)
173
744183
5165
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7