Why we love, why we cheat | Helen Fisher

Helen Fisher bize neden sevdiğimizi ve aldattığımız anlatıyor.

1,757,355 views

2007-01-16 ・ TED


New videos

Why we love, why we cheat | Helen Fisher

Helen Fisher bize neden sevdiğimizi ve aldattığımız anlatıyor.

1,757,355 views ・ 2007-01-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sinan Özel Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:25
I'd like to talk today about the two biggest social trends
0
25301
5198
Bugün, yüzyılımızın, belki de önümüzdeki on bin yılın, iki en önemli
00:30
in the coming century,
1
30523
1453
00:32
and perhaps in the next 10,000 years.
2
32000
2500
sosyal eğiliminden bahsetmek istiyorum,
00:35
But I want to start with my work on romantic love,
3
35159
3817
Ama en son çalışmam aşk ile ilgili olduğundan
00:39
because that's my most recent work.
4
39000
1865
konuşmama da aşk ile başlayacağım.
00:41
What I and my colleagues did was put 32 people, who were madly in love,
5
41222
4754
Ben ve çalışma arkadaşlarım, kara sevdaya tutulmuş 32 kişiyi
00:46
into a functional MRI brain scanner.
6
46000
1976
alıp MRI tarayıcısına yerleştirdik.
00:48
17 who were madly in love and their love was accepted;
7
48368
2849
17 kara sevdalı, aşklarına cevap bulmuşlardı,
00:51
and 15 who were madly in love and they had just been dumped.
8
51241
2950
kalan 15'ini de, aşkları yeni terketmişti.
Önce bu deneyin sonuçlarını anlatmak istiyorum,
00:55
And so I want to tell you about that first,
9
55032
2318
00:57
and then go on into where I think love is going.
10
57374
2865
sonra da aşkın nereye gittiğine geçmeyi düşünüyorum.
01:01
(Laughter)
11
61689
1000
01:03
"What 'tis to love?" Shakespeare said.
12
63483
2976
"Nedir bu aşk denen?" demiş Shakespeare.
01:07
I think our ancestors --
13
67538
1918
Sanıyorum atalarımız - insanoğlu bir milyon yıl önce kamp ateşi etrafında
01:09
I think human beings have been wondering about this question
14
69480
3898
oturdukları zamandan beri bu sorunun cevabını merak ediyorlar.
01:13
since they sat around their campfires
15
73402
1776
01:15
or lay and watched the stars a million years ago.
16
75202
2691
01:19
I started out by trying to figure out what romantic love was
17
79928
3231
Ben de son 45 yılın araştırmalarına bakarak aşkın ne olduğunu
01:23
by looking at the last 45 years of the psychological research
18
83183
5483
çözmeye çalıştım - sadece psikolojik çalışmalar.
01:28
and as it turns out,
19
88690
1307
Bu çalışmalar gösteriyor ki, aşık olduğunda belirli şeyler gerçekleşiyor.
01:30
there's a very specific group of things that happen when you fall in love.
20
90021
3954
01:34
The first thing that happens is,
21
94568
2408
İlk olan şey, aşık olunan kişinin "özel bir anlam" kazanması.
01:37
a person begins to take on what I call, "special meaning."
22
97000
2976
Buna "özel bir anlam" adını veriyorum.
01:40
As a truck driver once said to me,
23
100553
1642
Bir zamanlar bir kamyon şoförünün söylediği gibi:
01:42
"The world had a new center, and that center was Mary Anne."
24
102219
3781
"Dünyanın yeni bir merkezi olmuştu, bu merkez de Mary Anne'di."
01:46
George Bernard Shaw said it differently.
25
106801
1960
George Bernard Shaw biraz daha farklı ifade etmiş:
01:48
"Love consists of overestimating the differences
26
108785
2468
"Aşk, bir kadınla öteki arasındaki farklara fazla önem vermektir."
01:51
between one woman and another."
27
111277
2008
Gerçekten de bunu yaparız. (Kahkaha)
01:53
And indeed, that's what we do.
28
113309
2262
01:55
(Laughter)
29
115595
3254
01:58
And then you just focus on this person.
30
118873
2596
Bir kişi üzerine odaklanırız.
02:01
You can list what you don't like about them,
31
121493
2817
Onun hakkında sevdiklerinizi ve sevmediklerinizi listeleseniz bile,
02:04
but then you sweep that aside and focus on what you do.
32
124334
3564
bu listeye bakmayıp sadece sevdiğiniz özelliklerine odaklanırsınız.
02:07
As Chaucer said, "Love is blind."
33
127922
1999
Chaucer'ın dediği gibi "Aşk kördür."
02:11
In trying to understand romantic love,
34
131530
2161
Aşkı anlamaya çalışırken,
02:13
I decided I would read poetry from all over the world,
35
133715
2977
dünyanın her tarafından şiirler okumaya karar verdim.
02:16
and I just want to give you one very short poem
36
136716
2652
Size 8. yüzyılda Çin'de yazılmış çok kısa bir şiiri okumak istiyorum.
02:19
from eighth-century China,
37
139392
1247
02:20
because it's an almost perfect example
38
140663
2209
Bu şiir, tümüyle belirli bir kadın üzerine odaklanmış bir adamı gösteren mükemmel bir örnek.
02:22
of a man who is focused totally on a particular woman.
39
142896
3364
02:26
It's a little bit like when you are madly in love with somebody
40
146824
3040
Birine çılgınca aşık olduğunuz zaman,
02:29
and you walk into a parking lot --
41
149888
1638
bir park yerine gittiğinizde
02:31
their car is different from every other car in the parking lot.
42
151550
3380
onun arabası park yerindeki bütün diğer arabalardan farklı olur.
02:34
Their wine glass at dinner
43
154954
1506
Bardağı, misafirlikte bütün diğer bardaklardan farklıdır.
02:36
is different from every other wine glass at the dinner party.
44
156484
3492
02:40
And in this case, a man got hooked on a bamboo sleeping mat.
45
160000
3764
Bu şiirde de, adam bir bambu yer yatağına takılmış.
02:44
And it goes like this.
46
164312
1199
Şairin adı Yuan Çen; şiir de şöyle:
02:45
It's by a guy called Yuan Zhen.
47
165535
1491
"Bambu yer yatağını kaldırmaya kıyamıyorum.
02:48
"I cannot bear to put away the bamboo sleeping mat.
48
168423
2553
02:51
The night I brought you home, I watched you roll it out."
49
171637
3005
Seni evime getirdiğim ilk gece sererken seni izlemiştim."
02:55
He became hooked on a sleeping mat,
50
175468
2357
Yer yatağına takılıp kalmasının sebebi
02:57
probably because of elevated activity of dopamine in his brain,
51
177849
2976
büyük ihtimalle zihnindeki yoğun dopamin aktivitesi.
03:00
just like with you and me.
52
180849
1421
Bizim durum da aynen bu.
03:02
But anyway, not only does this person take on special meaning,
53
182294
3165
Neyse, sadece bu kişi özel bir anlam kazanmakla kalmıyor,
03:05
you focus your attention on them.
54
185483
2446
bir de o kişinin üzerine titremeye başlıyoruz.
03:07
You aggrandize them.
55
187953
1601
Onu yüceleştiriyoruz. Öte yandan, yoğun enerji birikiyor.
03:09
But you have intense energy.
56
189578
1761
03:11
As one Polynesian said, "I felt like jumping in the sky."
57
191363
3495
Bir Polinezya yerlisi şöyle dedi: "Gökyüzüne zıplamak istiyorum."
03:15
You're up all night. You're walking till dawn.
58
195406
3197
Bütün gece uyanık kalırsınız. Gün doğana dek yürürsünüz.
03:18
You feel intense elation when things are going well;
59
198627
2959
İşler iyi gittiğinde büyük haz duyarsınız,
03:21
mood swings into horrible despair when things are going poorly.
60
201610
3549
ama işler bozulduğunda korkunç umutsuzluğun içine düşürseniz.
Bu kişiye gerçek bir bağımlılık.
03:25
Real dependence on this person.
61
205183
2454
03:27
As one businessman in New York said to me,
62
207661
2399
New York'tan bir işadamı bana şöyle dedi: "Sevdiği her şeyi ben de sevdim."
03:30
"Anything she liked, I liked."
63
210084
1861
03:32
Simple. Romantic love is very simple.
64
212524
1961
Basit. Aşk çok basittir.
03:35
You become extremely sexually possessive.
65
215793
2183
Cinsel anlamda aşırı sahiplenirsiniz.
03:38
You know, if you're just sleeping with somebody casually,
66
218000
2731
Eğer biriyle sadece sevişiyorsanız, başkasıyla
03:40
you don't really care if they're sleeping with somebody else.
67
220755
2870
yatmasına çok da aldırmazsınız.
03:43
But the moment you fall in love,
68
223649
1554
Ama aşık olduğunuz vakit,
03:45
you become extremely sexually possessive of them.
69
225227
2296
onu cinsel anlamda aşırı derecede sahiplenirsiniz.
03:47
I think there's a Darwinian purpose to this.
70
227547
3429
Bunun Darwinci - bunun arkasında Darwinsel bir amaç olduğunu düşünüyorum.
03:51
The whole point of this is to pull two people together
71
231000
2633
Bütün amaç, iki kişiyi, bebeklerini beraberce büyüttürecek
03:53
strongly enough to begin to rear babies as a team.
72
233657
3306
kadar güçlü bir şekilde yakınlaştırmak.
03:58
But the main characteristics of romantic love are craving:
73
238000
2976
Ama aşkın ana özelliği, yoksunluk çekmek:
04:01
an intense craving to be with a particular person,
74
241000
3422
Bir kişinin beraberliğinin - sadece cinsel değil, duygusal da - yoğun yoksunluğu.
04:04
not just sexually, but emotionally.
75
244446
2223
04:06
It would be nice to go to bed with them,
76
246693
3728
Tabii istersiniz - onunla seks yapmak içinizden gelir.
04:10
but you want them to call you on the telephone, to invite you out, etc.,
77
250445
4232
Ama daha çok, onun sizi aramasını, sizi davet etmesini, vs... istersiniz.
04:14
to tell you that they love you.
78
254701
1856
Sizi sevdiğini söylemesini istersiniz.
04:17
The other main characteristic is motivation.
79
257460
4722
Öteki ana özellik de dürtü:
04:22
The motor in the brain begins to crank, and you want this person.
80
262206
3365
Beyninizdeki motor çalışmaya başlar, bu kişiyi arzularsınız.
04:26
And last but not least, it is an obsession.
81
266000
2864
Son olarak, bu bir takıntı olur:
04:29
Before I put these people in the MRI machine,
82
269174
3802
Bu kişileri makineye - MRI makinesine - sokmadan önce
04:33
I would ask them all kinds of questions.
83
273000
1976
her türlü soruyu sordum.
04:35
But my most important question was always the same.
84
275000
3165
Ama hepsine sorduğum en önemli soru şuydu:
04:38
It was: "What percentage of the day and night do you think about this person?"
85
278189
4787
"Günün ve gecenin yüzde kaçında bu kişiyi düşünüyorsunuz?"
Gerçekten de, "Bütün gün. Bütün gece. Onu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum" dediler.
04:43
And indeed, they would say,
86
283000
1890
04:44
"All day. All night.
87
284914
2157
04:47
I can never stop thinking about him or her."
88
287095
2341
04:50
And then, the very last question --
89
290000
1810
En sonunda da bir soru daha sordum -
04:51
I would always have to work myself up to this question,
90
291834
2599
her seferinde kendimi bu soruya hazırlamam gerekti,
04:54
because I'm not a psychologist.
91
294457
1567
ben psikolog değilim,
04:56
I don't work with people in any kind of traumatic situation.
92
296048
2976
travmatik durumdaki insanlarla uğraşmıyorum.
04:59
My final question was always the same.
93
299394
1905
En son sorum hep aynıydı:
05:01
I would say, "Would you die for him or her?"
94
301323
2653
Hepsine "Onun için ölür müsün?" diye sordum.
05:04
And, indeed, these people would say "Yes!"
95
304465
2071
Gerçekten de, bu insanlar, sanki
05:06
as if I had asked them to pass the salt.
96
306560
2111
tuzu uzatmalarını istemişim gibi "evet" dediler.
05:08
I was just staggered by it.
97
308695
2694
Bu her seferinde kafamı karıştırdı.
05:12
So we scanned their brains,
98
312634
2586
Beyin taramalarını iki koşulda yaptık: Önce aşklarının resmine bakarken, sonra da nötr bir fotoğrafa bakarken.
05:15
looking at a photograph of their sweetheart
99
315244
2110
05:17
and looking at a neutral photograph,
100
317378
1768
Araya da dikkat dağıtıcı bir eylem yerleştirdik.
05:19
with a distraction task in between.
101
319170
1834
Bu şekilde aradaki farkı - bu şekilde aynı beyne yoğunlaşmış haldeyken
05:21
So we could look at the same brain when it was in that heightened state
102
321028
4948
05:26
and when it was in a resting state.
103
326000
2297
ve dinlenme halindeyken bakabildik.
05:28
And we found activity in a lot of brain regions.
104
328869
2271
Beynin bir çok bölümünde aktivite gördük.
Hatta, en önemlisi, aynı zamanda kokain alınca
05:31
In fact, one of the most important was a brain region
105
331164
2658
05:33
that becomes active when you feel the rush of cocaine.
106
333846
3208
harekete geçen bir bölgeydi.
05:37
And indeed, that's exactly what happens.
107
337657
2343
Gerçekten de aşk bu:
05:40
I began to realize that romantic love is not an emotion.
108
340650
4619
Aşkın, bir duygu olmadığını farketmeye başladım.
Zaten hep bir "duygu silsilesi" olduğunu düşünmüştüm,
05:45
In fact, I had always thought it was a series of emotions,
109
345293
2856
bazıları çok yoğun, bazıları daha hafif.
05:48
from very high to very low.
110
348173
1706
05:49
But actually, it's a drive.
111
349903
1706
Ama aslında bu bir dürtü. Zihnin motorundan, zihnin
05:51
It comes from the motor of the mind,
112
351633
2135
05:53
the wanting part of the mind, the craving part of the mind.
113
353792
3665
"isteyen" parçasından, yoksunluk hisseden parçasından geliyor.
05:57
The kind of part of the mind
114
357481
1495
Zihnin - zihnin, çikolataya uzanırken,
05:59
when you're reaching for that piece of chocolate,
115
359000
2640
işinizde ilerlemeyi isterken
06:01
when you want to win that promotion at work.
116
361664
3838
çalışan kısmından geliyor.
06:05
The motor of the brain.
117
365906
1539
Beynin motoru. Bu bir dürtü.
06:07
It's a drive.
118
367469
1204
06:08
And in fact, I think it's more powerful than the sex drive.
119
368697
3103
Gerçekten de, seks güdüsünden de güçlü olduğunu düşünüyorum.
Eğer gidip de birisinden sizinle yatmasını isterseniz ve "Hayır, almayayım" derse
06:12
You know, if you ask somebody to go to bed with you,
120
372166
2483
06:14
and they say, "No, thank you,"
121
374673
1437
kesinlikle gidip de kendinizi ölürmezsiniz, klinik depresyon da geçirmezsiniz.
06:16
you certainly don't kill yourself or slip into a clinical depression.
122
376134
3517
06:19
But certainly, around the world,
123
379675
3193
Ama dünyanın etrafında aşkı reddedilen insanlar, bu sebeple cinayet işler.
06:22
people who are rejected in love will kill for it.
124
382892
3957
06:27
People live for love.
125
387349
1135
İnsanlar aşk için yaşar. Aşk için öldürür. Aşk için ölür.
06:28
They kill for love.
126
388508
1260
06:29
They die for love.
127
389792
1031
06:31
They have songs, poems, novels,
128
391277
3578
Aşkla ilgili şarkıları, şiirleri, romanları, heykelleri, resimleri, mitleri ve efsaneleri vardır.
06:34
sculptures, paintings, myths, legends.
129
394879
3944
06:38
In over 175 societies,
130
398847
2149
175'in üzerinde toplumda, bu güçlü beyinsel sistemin kanıtlarını bulabiliriz.
06:41
people have left their evidence of this powerful brain system.
131
401020
4784
06:45
I have come to think
132
405828
1023
Bunun dünya üzerinden en güçlü beyinsel sistemlerinden biri olduğuna kanaat getirdim -
06:46
it's one of the most powerful brain systems on Earth
133
406875
2588
06:49
for both great joy and great sorrow.
134
409487
2577
- iyisiyle de, kötüsüyle de.
06:52
And I've also come to think
135
412659
1437
Aşk gibi iki beyinsel sistem daha olduğunu düşünüyorum;
06:54
that it's one of three basically different brain systems
136
414121
3482
bu sistemler de çiftleşme ve çoğalmadan evrimleşti.
06:57
that evolved from mating and reproduction.
137
417628
2047
07:00
One is the sex drive: the craving for sexual gratification.
138
420072
3055
Biri seks dürtüsü: Cinsel tatmin arzusu.
07:03
W.H. Auden called it an "intolerable neural itch,"
139
423555
3421
W. H. Auden, "dayanılmaz sinirsel kaşıntı" diye ifade etmiş.
07:07
and indeed, that's what it is.
140
427000
1975
Bu gerçekten de doğru.
Sizi sürekli bir nebze rahatsız eder, aç kalmak gibi.
07:10
It keeps bothering you a little bit, like being hungry.
141
430142
2580
07:13
The second of these three brain systems is romantic love:
142
433904
2946
Diğer bir beyinsel sistem de aşk:
07:16
that elation, obsession of early love.
143
436874
2102
Aşkın başlangıcındaki sevinç, saplantı.
07:19
And the third brain system is attachment:
144
439000
2356
Üçüncü beyinsel sistem de bağlılık:
07:21
that sense of calm and security you can feel for a long-term partner.
145
441380
3953
Uzun süreli bir ilişkinin getirdiği huzur ve güvenlik duygusu.
07:25
And I think that the sex drive evolved to get you out there,
146
445698
2812
Seks dürtüsünün, etrafta gezinip değişik değişik
07:28
looking for a whole range of partners.
147
448534
2555
eşler aramak için evrimleştiğini düşünüyorum.
07:31
You can feel it when you're just driving along in your car.
148
451113
2785
Yani, arabanızı sürerken bile seks dürtüsünü hissedebilirsiniz.
07:33
It can be focused on nobody.
149
453922
1372
Kimseye odaklanmayabilir.
07:35
I think romantic love evolved to enable you to focus your mating energy
150
455318
3658
Aşkın da, çiftleşme enerjinizi tek bir eşe odaklayarak,
07:39
on just one individual at a time,
151
459000
1976
çiftleşme süresi ve enerjisinden tasarruf etmek
07:41
thereby conserving mating time and energy.
152
461000
2832
için evrimleştiğini düşünüyorum.
07:43
And I think that attachment, the third brain system,
153
463856
2730
Üçüncü beyin sistemi olan "bağlılığın" da,
07:46
evolved to enable you to tolerate this human being
154
466610
3542
bu insana, çocuklarınızı büyütebileceğiniz süre boyunca
07:50
at least long enough to raise a child together as a team.
155
470176
4053
tahammül edebilmeniz için evrimleştiğini düşünüyorum. (Kahkaha)
07:56
So with that preamble,
156
476000
1498
Bu başlangıcın ardından, iki çok önemli sosyal eğilimi tartışmak istiyorum.
07:57
I want to go into discussing the two most profound social trends.
157
477522
6031
08:04
One of the last 10,000 years
158
484000
2283
Biri son on bin yıla ait bir eğilim, öteki de en az son 25 yılın eğilimi.
08:06
and the other, certainly of the last 25 years,
159
486307
4697
08:11
that are going to have an impact on these three different brain systems:
160
491028
4252
İki eğilim de bu değişik beyin sistemlerin üzerinde ciddi bir etki yaratacak:
08:15
lust, romantic love and deep attachment to a partner.
161
495304
3553
Şehvet, aşk ve bir eşe karşı derin bağlılık.
08:19
The first is women working, moving into the workforce.
162
499262
4461
İlki, kadınların çalışması, kadınların işgücüne katılımı.
Birleşmiş Milletler'in yıllıklarında 150... 130 toplumun demografik yapısına baktım.
08:26
I've looked at 130 societies
163
506333
2891
08:29
through the demographic yearbooks of the United Nations.
164
509248
2641
08:31
Everywhere in the world, 129 out of 130 of them,
165
511913
4732
Dünyanın her tarafında, 130'un 129'unda, kadınlar sadece işgücüne katılmakla kalmıyor -
08:36
women are not only moving into the job market --
166
516669
2307
08:39
sometimes very, very slowly, but they are moving into the job market --
167
519000
3976
- bazen çok, çok yavaş ama yine de işgücüne katılıyorlar -
08:43
and they are very slowly closing that gap between men and women
168
523000
3854
ve erkek-kadın arasındaki ekonomik güç, sağlık ve eğitim
08:46
in terms of economic power, health and education.
169
526878
3797
farklarını yavaş yavaş kapatıyorlar.
08:50
It's very slow.
170
530699
1136
Çok yavaş bir eğilim.
08:51
For every trend on this planet, there's a counter-trend.
171
531859
3117
Bu gezegendeki her bir eğilim için bir de karşı-eğilim var.
08:55
We all know of them, but nevertheless --
172
535000
2313
Böyle olduğunu biliyoruz, ama yine de - eski bir Arap sözü var.
08:57
the Arabs say, "The dogs may bark, but the caravan moves on."
173
537337
6396
Araplar der ki: "İt ürür, kervan yürür."
09:03
And, indeed, that caravan is moving on.
174
543757
2327
Gerçekten de kervan yürüyor.
09:06
Women are moving back into the job market.
175
546108
2687
Kadınlar işgücüne yeniden katılıyor.
09:08
And I say back into the job market, because this is not new.
176
548819
3157
"Yeniden" dememin sebebi var, çünkü bu yeni bir eğilim değil.
09:12
For millions of years, on the grasslands of Africa,
177
552323
3666
Milyonlarca yıl boyunca, Afrika'nın yaylalarında,
Kadınlar sebze toplamak için işe gidip geldi.
09:16
women commuted to work to gather their vegetables.
178
556013
3150
09:19
They came home with 60 to 80 percent of the evening meal.
179
559187
3660
Akşam yemeğinin yüzde 60 - 80 kadarını kadınlar getirdiler.
09:22
The double income family was the standard.
180
562871
2888
Çift gelirli aile yapısı toplumun kabul ettiği normdu.
09:25
And women were regarded as just as economically,
181
565783
3430
Kadınlar, ekonomik, sosyal ve cinsel yönden erkekler kadar güçlü kabul ediliyordu.
09:29
socially and sexually powerful as men.
182
569237
3739
09:33
In short, we're really moving forward to the past.
183
573000
3803
Özetle, geçmişe doğru ileri gidiyoruz.
09:37
Then, women's worst invention was the plow.
184
577223
5293
Derken, kadının en kötü icadı olan "saban" ortaya çıktı.
09:42
With the beginning of plow agriculture, men's roles became extremely powerful.
185
582540
3674
Saban ile tarımın başlamasıyla, erkeklerin rolü aşırı güç kazandı.
09:46
Women lost their ancient jobs as collectors,
186
586238
4436
Kadınlar toplayıcı olan eski işlerini yitirdiler,
ama sanayi devrimi ve sanayi-sonrası devrim sayesinde
09:50
but then with the industrial revolution and the post-industrial revolution
187
590698
3679
09:54
they're moving back into the job market.
188
594401
1943
işgücüne geri geliyorlar.
09:56
In short, they are acquiring the status that they had a million years ago,
189
596368
5127
Özetle, bir milyon yıl önceki, on bin yıl önceki, yüz bin yıl önceki
10:01
10,000 years ago, 100,000 years ago.
190
601519
3224
statülerine geri kavuşuyorlar.
10:04
We are seeing now one of the most remarkable traditions
191
604767
4571
Şimdi, insan denen hayvanın tarihindeki en önemli geleneklerden birini görüyoruz.
10:09
in the history of the human animal.
192
609362
2333
Bunun bir etkisi olacak.
10:13
And it's going to have an impact.
193
613666
1596
10:15
I generally give a whole lecture
194
615286
1533
Genelde iş hayatında kadınların etkisi üzerine bütün bir ders saati dolduracak kadar konuşurum.
10:16
on the impact of women on the business community.
195
616843
2304
10:19
I'll say just a couple of things, and then go on to sex and love.
196
619171
3057
Şimdi ise sadece bir kaç şey söyleyip sonra seks ve aşka döneceğim.
10:22
There's a lot of gender differences;
197
622252
1857
Cinsiyetler arasında çok fark var;
10:24
anybody who thinks men and women are alike
198
624133
2176
Sadece hiç çocuk büyütmemiş birileri kadın ve erkeğin aynı olduğunu iddia edebilir.
10:26
simply never had a boy and a girl child.
199
626333
1942
10:28
I don't know why they want to think that men and women are alike.
200
628299
3193
Neden kadın ve erkeğin benzer olduğunu düşünmek isterler bilemiyorum.
10:31
There's much we have in common,
201
631516
1523
Ortak yanlarımız çok, ama farklı olduğumuz yanlarımız --
10:33
but there's a whole lot that we do not have in common.
202
633063
2913
ortak olmadığımız bir süre konu var.
10:36
We are -- in the words of Ted Hughes,
203
636000
1976
Ted Hughes'ün dediği gibi,
10:38
"I think that we are like two feet. We need each other to get ahead."
204
638000
5104
"Zannederim böyle yaratılmışız - bir çift ayak gibi. İlerlemek için birbirimize ihtiyacımız var."
10:43
But we did not evolve to have the same brain.
205
643128
2848
Ama beyinlerimiz farklı evrimleşti.
10:46
And we're finding more and more gender differences in the brain.
206
646000
3449
Gittikçe, beyinde daha fazla cinsiyet farkı keşfediyoruz.
10:49
I'll only just use a couple and then move on to sex and love.
207
649473
3127
Sadece bir kaçını söyleyip sonra seks ve aşka döneceğim.
10:52
One of them is women's verbal ability.
208
652624
2107
Birisi, kadınların ifade yeteneği. Kadınlar konuşmasını bilir.
10:54
Women can talk.
209
654755
1221
10:56
Women's ability to find the right word rapidly, basic articulation
210
656000
3976
Âdet dönemlerinde, östrojen seviyesi yüksekken,
11:00
goes up in the middle of the menstrual cycle,
211
660000
2378
kadınların doğru kelimeyi hızla bulma yeteneği, temel ifade becerisi artar.
11:02
when estrogen levels peak.
212
662402
1571
11:03
But even at menstruation, they're better than the average man.
213
663997
3618
Ama âdet görmüyorken bile ortalama erkekten daha iyidirler.
11:08
Women can talk.
214
668099
1048
Kadınlar konuşmasını bilir.
11:09
They've been doing it for a million years; words were women's tools.
215
669655
3321
Milyon yıldır yaptıkları şey bu, kelimeler hep kadının araçları oldu.
11:13
They held that baby in front of their face,
216
673000
2087
Bebeği yüzlerinin önünde tutup,
11:15
cajoling it, reprimanding it, educating it with words.
217
675111
3809
sevdiler, kızdılar, kelimelerle eğittiler.
11:18
And, indeed, they're becoming a very powerful force.
218
678944
3032
Gerçekten de çok güçlü bir kuvvete dönüşüyorlar.
11:22
Even in places like India and Japan,
219
682000
5237
Kadınların işgücüne hızla katılmadıkları
11:27
where women are not moving rapidly into the regular job market,
220
687261
3397
Hindistan ve Japonya gibi yerlerde bile,
11:30
they're moving into journalism.
221
690682
1833
gazeteciliğe giriyorlar.
11:32
And I think that the television is like the global campfire.
222
692539
4437
Televizyonun, küresel bir kamp ateşi olduğunu düşünüyorum.
11:37
We sit around it and it shapes our minds.
223
697000
3976
Etrafında oturuyoruz ve zihnimizi biçimlendiriyor.
11:41
Almost always, when I'm on TV, the producer who calls me,
224
701000
4084
Televizyona her çıktığımda, beni çağırıp neler konuşacağımı
11:45
who negotiates what we're going to say,
225
705108
2143
konuştuğum prodüktörler kadın oluyor.
11:47
is a woman.
226
707275
1055
11:48
In fact, Solzhenitsyn once said,
227
708354
2658
Solzhenitsyn bir keresinde şöyle demiş:
"Büyük bir yazarının olması, ikinci bir hükümetin olması demektir."
11:51
"To have a great writer is to have another government."
228
711036
3154
11:54
Today 54 percent of people who are writers in America are women.
229
714682
4587
Bugün Amerika'daki yazarların % 54'ü kadın.
Bu, kadınların işgücüne getirdikleri çok, bir çok
12:00
It's one of many, many characteristics that women have
230
720158
2673
12:02
that they will bring into the job market.
231
722855
2280
özellikten bir tanesi.
12:05
They've got incredible people skills, negotiating skills.
232
725159
4127
İnanılmaz insan becerileri, uzlaşma becerileri var.
12:09
They're highly imaginative.
233
729310
1666
Hayalgüçleri çok üstün.
12:11
We now know the brain circuitry of imagination, of long-term planning.
234
731000
4579
Artık hayalgücünün ve uzun vadeli planlamanın beyin devrelerini biliyoruz.
12:15
They tend to be web thinkers.
235
735603
2120
Ağlarla düşünüyorlar.
12:17
Because the female parts of the brain are better connected,
236
737747
2785
Kadınların beyinlerinin parçaları daha iyi bağlantılı olduğundan,
12:20
they tend to collect more pieces of data when they think,
237
740556
3174
düşünürken daha fazla veri topluyorlar,
12:23
put them into more complex patterns, see more options and outcomes.
238
743754
4703
karmaşık yapılara çeviriyorlar, daha fazla seçenek ve sonuç görüyorlar.
12:28
They tend to be contextual, holistic thinkers,
239
748481
3706
Bağlamsal, bütünsel düşünüyorlar - buna "ağlarla düşünmek" diyorum.
12:32
what I call web thinkers.
240
752211
1540
12:33
Men tend to -- and these are averages --
241
753775
2005
Erkekler daha ziyade - ortalamadan bahsediyorum - fazlalık gördükleri şeyleri atmaya,
12:35
tend to get rid of what they regard as extraneous,
242
755804
2659
12:38
focus on what they do,
243
758487
1385
önlerindekine odaklanmaya ve daha adım-be-adım düşünme şekilleriyle hareket ediyorlar.
12:39
and move in a more step-by-step thinking pattern.
244
759896
5926
12:46
They're both perfectly good ways of thinking.
245
766171
2102
Her ikisi de geçerli düşünme şekilleri.
12:48
We need both of them to get ahead.
246
768297
2232
İlerlemek için her ikisine de ihtiyacımız var.
12:50
In fact, there's many more male geniuses in the world.
247
770553
3423
Gerçekten de, erkek dahilerin sayısı çok daha fazla.
12:54
And there's also many more male idiots in the world.
248
774000
2721
Öte yandan, erkek salakların sayısı da çok daha fazla. (Kahkaha)
12:56
(Laughter)
249
776745
1726
12:58
When the male brain works well, it works extremely well.
250
778495
3182
Erkek beyni çalıştığında, çok iyi çalışıyor.
13:01
And what I really think that we're doing is,
251
781701
3334
Ben de - benim kanaatim o ki, daha ortaklaşa bir topluma doğru ilerliyoruz;
13:05
we're moving towards a collaborative society,
252
785059
2286
13:07
a society in which the talents of both men and women
253
787369
2802
hem kadınların, hem de erkeklerin yeteneklerinin daha iyi anlaşıldığı, değer
13:10
are becoming understood and valued and employed.
254
790195
3781
verildiği ve kullanıldığı bir topluma doğru.
13:14
But in fact, women moving into the job market
255
794000
2763
Ama öte yanda, kadınların işgücüne geçmeleri, seks, romantizm ve aile yaşantısı
13:16
is having a huge impact on sex and romance and family life.
256
796787
5110
üzerine müthiş bir etki yaratıyor.
13:22
Foremost, women are starting to express their sexuality.
257
802608
5084
Öncelikle, kadınlar cinselliklerini ifade etmeye başlıyorlar.
13:27
I'm always astonished when people come to me and say,
258
807716
2626
İnsanlar gelip de bana "erkekler niye bu kadar aldatıyor?"
13:30
"Why is it that men are so adulterous?"
259
810366
2318
diye sorduklarında çok şaşırıyorum.
13:32
"Why do you think more men are adulterous than women?"
260
812708
2713
"Neden erkeklerin kadınlardan daha fazla aldattığını düşünüyorsunuz?" diye soruyorum.
13:35
"Well, men are more adulterous!"
261
815445
1571
"Yani işte - erkekler daha fazla aldatıyor!"
Ben de diyorum ki: "Bu erkeklerin kiminle yattığını düşünüyorsunuz?"
13:37
And I say, "Who do you think these men are sleeping with?"
262
817040
2938
Ve - temel matematik! (Kahkaha)
13:40
(Laughter)
263
820002
1404
13:41
And -- basic math!
264
821430
1728
13:43
Anyway.
265
823182
1174
Neyse.
13:44
In the Western world,
266
824380
3596
Batı dünyasında, küçük kızlar daha -
13:48
women start sooner at sex, have more partners,
267
828000
2976
kadınların sekse daha erken başlayıp, daha fazla eş deniyorlar,
13:51
express less remorse for the partners that they do,
268
831000
2885
eşleri ile ilgili daha az pişmanlık yaşıyorlar,
13:53
marry later, have fewer children,
269
833909
2682
geç evleniyorlar, daha az çocuk sahibi oluyorlar, iyi evlilik için kötü evlilikleri bırakıyorlar.
13:56
leave bad marriages in order to get good ones.
270
836615
2905
13:59
We are seeing the rise of female sexual expression.
271
839544
3979
Kadının cinsel ifadesinin yükselişini görüyoruz.
14:03
And, indeed, once again we're moving forward to the kind of sexual expression
272
843547
4721
Gerçekten de, bir milyon yıl önce Afrika yaylalarında görüldüğünü tahmin ettiğimiz
14:08
that we probably saw on the grasslands of Africa a million years ago,
273
848292
3684
türden bir cinsel ifadeye doğru ilerliyoruz.
14:12
because this is the kind of sexual expression that we see
274
852000
2976
Aynı cinsel ifadeyi, bugünkü avcı-toplayıcı topluluklarda
14:15
in hunting and gathering societies today.
275
855000
2258
gözlemleyerek eskiler hakkında çıkarım yapıyoruz.
14:17
We're also returning to an ancient form of marriage equality.
276
857865
3976
Evlilikte eşitlik konusunda da eski bir forma dönüş yapıyoruz.
14:22
They're now saying that the 21st century
277
862420
4556
21. yüzyılın "simetrik evlilik" denen şeyin
14:27
is going to be the century of what they call the "symmetrical marriage,"
278
867000
3976
yüzyılı olacağını söylüyorlar.
14:31
or the "pure marriage," or the "companionate marriage."
279
871000
5384
Diğer adıyla, "saf evlilik" veya "ortaklık evliliği"
14:36
This is a marriage between equals,
280
876408
3568
Bu şekilde, eşitler arasında bir evlilik,
14:40
moving forward to a pattern
281
880000
2443
eski insan ruhu ile çok uyumlu bir şekle doğru ilerliyor.
14:42
that is highly compatible with the ancient human spirit.
282
882467
3134
14:46
We're also seeing a rise of romantic love.
283
886775
2539
Aşkın yükselişini de görüyoruz.
14:49
91 percent of American women and 86 percent of American men
284
889786
4226
Amerikalı kadınların % 91'i, Amerikalı erkeklerin de % 86'sı
14:54
would not marry somebody who had every single quality
285
894036
4603
eğer aşık değillerse, aradıkları özelliklerin her birine sahip olan biriyle
14:58
they were looking for in a partner,
286
898663
1816
15:00
if they were not in love with that person.
287
900503
2763
evlenmeyeceklerini söylüyor.
15:03
People around the world, in a study of 37 societies,
288
903290
3519
37 toplumu kapsayan bir çalışmaya göre,
15:06
want to be in love with the person that they marry.
289
906833
3637
dünyanın değişik yerlerinde insanlar, aşık oldukları insanla evlenmek istiyorlar.
15:10
Indeed, arranged marriages are on their way off this braid of human life.
290
910946
6054
Gerçekten de görücü usülü ve beşik kertmesi gibi tasarlanmış evlilikler ortadan kalkma yolunda ilerliyor.
15:20
I even think that marriages might even become more stable
291
920618
2794
İkinci büyük eğilim yüzünden,
15:23
because of the second great world trend.
292
923436
3754
evliliklerin daha dayanıklı olacaklarını bile düşünüyorum.
15:27
The first one being women moving into the job market,
293
927214
2762
İlk eğilim, kadınların işgücüne katılmalarıydı,
15:30
the second one being the aging world population.
294
930000
2850
ikincisi de yaşlanan insan nüfusu.
15:32
They're now saying that in America,
295
932874
2427
Gittikçe, Amerika'da orta yaş sınırının
15:35
that middle age should be regarded as up to age 85.
296
935325
3651
85'e kadar çekilmesi gerektiği söyleniyor.
15:39
Because in that highest age category of 76 to 85,
297
939642
4879
Çünkü şu anda en yüksek kategori sayılan 76 - 85 arasında
15:44
as much as 40 percent of people have nothing really wrong with them.
298
944545
3431
insanların % 40'ının sağlığı tamamen yerinde.
15:48
So we're seeing there's a real extension of middle age.
299
948000
3382
Dolayısıyla orta yaşın gerçekten uzadığını görüyoruz.
15:51
For one of my books, I looked at divorce data in 58 societies.
300
951714
5262
Kitaplarımdan birisi için çalışma yaparken, 58 değişik toplumdaki boşanma
15:57
And as it turns out, the older you get, the less likely you are to divorce.
301
957000
4231
verillerine baktım. Öyle görünüyor ki, yaşlandıkça boşanma oranı azalıyor.
16:01
So the divorce rate right now is stable in America,
302
961596
3601
Sonuç olarak boşanma oranı Amerika'da artık dengeye oturdu
16:05
and it's actually beginning to decline.
303
965221
2334
ve azalmaya başladı.
16:07
It may decline some more.
304
967579
1602
Daha da azabilir.
Hatta, Viagra, östrojen replasmanları, kalça protezleri ve
16:12
I would even say that with Viagra,
305
972133
3999
16:16
estrogen replacement, hip replacements
306
976156
3815
16:19
and the incredibly interesting women
307
979995
1981
inanılmaz ilginç kadınlar arttıkça
16:22
-- women have never been as interesting as they are now.
308
982000
3105
- kadınlar hiç bugünkü kadar ilginç olmamıştı.
16:25
Not at any time on this planet have women been so educated,
309
985129
3458
Bu gezegenin tarihinde, kadınlar hiç bu kadar eğitimli, bu kadar ilginç, bu kadar muktedir olmamışlardı.
16:28
so interesting, so capable.
310
988611
1947
16:30
And so I honestly think that if there really was ever a time in human evolution
311
990962
5379
Dolayısıyla, insan evrimi boyunca iyi evlilik yapma fırsatının
16:36
when we have the opportunity to make good marriages, that time is now.
312
996365
3865
en fazla olduğu zamanın bu zaman olduğunu düşünüyorum.
16:41
However, there's always kinds of complications in this.
313
1001516
3201
Ama, karmaşa yaratan bir kaç unsur var.
16:44
These three brain systems -- lust, romantic love and attachment --
314
1004741
4717
Bu üç beyinsel sistem, şehvet, aşk ve bağlılık -
16:49
don't always go together.
315
1009482
1354
her zaman birlikte tezahür etmiyorlar.
16:50
They can go together, by the way.
316
1010860
1699
Birlikte de olabilirler.
16:52
That's why casual sex isn't so casual.
317
1012583
1952
Bu yüzden tesadüfi seks o kadar da tesadüfi olmuyor.
16:54
With orgasm you get a spike of dopamine.
318
1014559
2269
Orgazm sırasında, dopamin seviyesi zirveye ulaşır.
16:56
Dopamine's associated with romantic love,
319
1016852
2096
Dopaminin aynı zamanda aşk ile de bağlantısı var,
16:58
and you can just fall in love with somebody
320
1018972
2023
sadece tesadüfi olarak seks yaptığınız birine de aşık olabilirsiniz.
17:01
who you're just having casual sex with.
321
1021019
1863
17:02
With orgasm, then you get a real rush of oxytocin and vasopressin --
322
1022906
3436
Orgazm sırasında, heyecan ile ilişkili olan Oksitosin ve Vasopresin salgılanır.
17:06
those are associated with attachment.
323
1026366
2031
Bunlar da, uzun süreli bağlılık ile ilişkili.
17:08
This is why you can feel such a sense of cosmic union with somebody
324
1028421
3959
Bu nedenle biriyle seviştikten ardından ona karşı bu kadar güçlü bir
17:12
after you've made love to them.
325
1032404
1849
kozmik birliktelik duygusu hissedersiniz.
17:14
But these three brain systems: lust, romantic love and attachment,
326
1034277
4699
Ama bu üç beyinsel sistem, şehvet, aşk ve bağlılık
17:19
aren't always connected to each other.
327
1039000
2481
her zaman birbirlerine bağlı değildir.
17:22
You can feel deep attachment to a long-term partner
328
1042000
3251
Uzun süreli bir eşe karşı yoğun bağlılık hissederken
17:25
while you feel intense romantic love for somebody else,
329
1045275
4092
bir yandan da başka birine karşı aşk hissebilirsiniz,
17:29
while you feel the sex drive for people unrelated to these other partners.
330
1049391
5453
hatta bu ikisi dışında birilerine karşı da seks dürtüsü hissedebilirsiniz.
17:35
In short, we're capable of loving more than one person at a time.
331
1055312
5029
Özetle, aynı anda birden fazla kişiye sevebiliyoruz.
17:40
In fact, you can lie in bed at night
332
1060714
1992
Hatta, yatakta yatarken bir gece içinde bile
17:42
and swing from deep feelings of attachment for one person
333
1062730
3246
bir kişi için yoğun bağlılık duygusundan
17:46
to deep feelings of romantic love for somebody else.
334
1066000
3432
başka biri için aşka kayabilirsiniz.
17:49
It's as if there's a committee meeting going on in your head
335
1069456
2881
Sanki zihninizde bir komite toplantısı varmış da,
17:52
as you are trying to decide what to do.
336
1072361
3127
karar vermeye çalışıyormuş gibi.
17:55
So I don't think, honestly,
337
1075512
1635
Dolayısıyla, aslında, mutlu olmak için yaratılmış bir hayvan olmadığımızı düşünüyorum;
17:57
we're an animal that was built to be happy;
338
1077171
2015
17:59
we are an animal that was built to reproduce.
339
1079210
2268
daha ziyade çiftleşmek için yaratılmış bir hayvanız.
18:01
I think the happiness we find, we make.
340
1081502
2935
Mutluluğu ancak kendimiz yarattığımızda bulduğumuza inanıyorum.
18:04
And I think, however,
341
1084461
3482
Birbirimizle iyi ilişkiler kurabileceğimize inanıyorum.
18:07
we can make good relationships with each other.
342
1087967
2667
18:11
So I want to conclude with two things.
343
1091000
2105
İki şeyle bitirmek istiyorum.
Bir endişemi aktarmak istiyorum.
18:13
I want to conclude with a worry,
344
1093129
2047
Bir endişem ve ilgili bir öyküm var.
18:15
and with a wonderful story.
345
1095200
2929
Endişem depresyon ilaçlarıyla ilgili.
18:19
The worry is about antidepressants.
346
1099287
2689
Birleşik Devletler'de yılda 100 milyonun üzerinde depresyon ilacı yazılıyor.
18:23
Over 100 million prescriptions of antidepressants
347
1103631
5132
18:28
are written every year in the United States.
348
1108787
2821
18:32
And these drugs are going generic.
349
1112100
2565
Bu ilaçlar gitgide sıradan hale geliyorlar.
18:34
They are seeping around the world.
350
1114689
2483
Dünyanın etrafına sızıyorlar.
18:37
I know one girl who's been on these antidepressants,
351
1117743
5233
Tanıdığım bir kız 13 yaşından beri depresyon ilacı kullanıyor
18:43
SSRIs, serotonin-enhancing antidepressants -- since she was 13.
352
1123000
3976
serotonin arttırıcı, yani SSRI, depresyon ilaçları.
18:47
She's 23. She's been on them ever since she was 13.
353
1127000
2976
Şimdi 23 yaşında. 13 yaşından beri sürekli kullandı.
18:50
I've got nothing against people who take them short term,
354
1130000
3516
Gerçekten korkunç bir olayı atlatmaya çalışıp da
18:53
when they're going through something horrible.
355
1133540
2223
kısa süre boyunca kullanan insanlara diyecek sözüm yok
18:55
They want to commit suicide or kill somebody else.
356
1135787
2355
Kendilerini ya da başlarını öldürmek istiyebiliyorlar.
18:58
I would recommend it.
357
1138166
1068
Şahsen ben önerirdim.
18:59
But more and more people in the United States
358
1139258
2459
Ama Birleşik Devletler'de gitgide daha fazla insan kullanıyor.
19:01
are taking them long term.
359
1141741
2384
Bu ilaçlar, vücutta serotonin seviyesini arttırıyor.
19:04
And indeed, what these drugs do is raise levels of serotonin.
360
1144149
5365
19:09
And by raising levels of serotonin, you suppress the dopamine circuit.
361
1149974
4821
Ama serotonin seviyesini arttırdıkça, dopamin devresini kesiyorsunuz.
19:14
Everybody knows that.
362
1154819
1562
Bunu herkes bilir.
19:16
Dopamine is associated with romantic love.
363
1156944
2895
Dopamin, aşk ile ilintili.
19:21
Not only do they suppress the dopamine circuit,
364
1161627
3150
Dopamin devresini kestikleri gibi, seks dürtüsünü de öldürüyor.
19:24
but they kill the sex drive.
365
1164801
1867
19:27
And when you kill the sex drive, you kill orgasm.
366
1167316
3824
Seks dürtüsünü öldürdüğünde, orgazmı da öldürüyorsun.
19:31
And when you kill orgasm,
367
1171164
1191
Orgazmı öldürdüğünde, bağlılığa yol açan maddelerin salgısını öldürüyorsun.
19:32
you kill that flood of drugs associated with attachment.
368
1172379
3867
19:36
The things are connected in the brain.
369
1176712
2264
Bunlar beyinde birleşiyor.
19:39
And when you tamper with one brain system,
370
1179000
2656
Bir beyinsel sistemle uğraştığınız zaman,
19:41
you're going to tamper with another.
371
1181680
1945
diğerini de etkilersiniz.
19:44
I'm just simply saying that a world without love is a deadly place.
372
1184000
4754
Sadece, aşksız bir dünyanın çok ölümcül olacağını söylüyorum.
19:49
So now --
373
1189738
1002
19:50
(Applause)
374
1190764
4212
Şimdi de - (Alkış) - teşekkürler.
19:55
Thank you.
375
1195000
1703
Bir öyküyle bitirmek istiyorum, ardından da sadece bir yorum.
19:56
I want to end with a story.
376
1196727
1485
19:58
And then, just a comment.
377
1198839
1300
20:01
I've been studying romantic love and sex and attachment for 30 years.
378
1201741
4779
Aşk ve sekse ve bağlılığı 30 yıldır araştırıyorum.
Tek yumurta ikiziyim; niye hepimizin benzer olduğumuzla ilgileniyorum.
20:08
I'm an identical twin; I am interested in why we're all alike.
379
1208774
3516
20:12
Why you and I are alike, why the Iraqis and the Japanese
380
1212925
3051
Niye siz ve ben benzeriz, niye Iraklılar ve Japonlar ve
20:16
and the Australian Aborigines and the people of the Amazon River
381
1216000
3000
Avusturalya yerlileri ve Amazon Nehri sakinleri birbirlerine benzer.
20:19
are all alike.
382
1219024
1000
20:20
And about a year ago,
383
1220777
2309
Yaklaşık bir sene önce, Match.com adında bir İnternet'te arkadaş bulma servisi
20:23
an Internet dating service, Match.com, came to me
384
1223110
2985
20:26
and asked me if I would design a new dating site for them.
385
1226119
3652
bana gelip, onlar için yeni bir arkadaş bulma sitesi tasarlamamı istedi.
20:29
I said, "I don't know anything about personality. You know?
386
1229795
2802
Dedim ki, "Ben kişilikle ilgili hiç bir şey bilmiyorum. Anlıyor musunuz?
20:32
I don't know. Do you think you've got the right person?"
387
1232621
2720
Bilemiyorum. Acaba doğru kişiden yardım istediğinizden emin misiniz?"
20:35
They said, "Yes."
388
1235365
1040
"Evet" diye cevap verdiler.
20:36
It got me thinking about why it is that you fall in love
389
1236429
3023
Bu yüzden, insanı birine aşık eden şeyin ne olduğunu merak etmeye başladım.
20:39
with one person rather than another.
390
1239476
1732
20:41
That's my current project; it will be my next book.
391
1241232
3443
Şimdi devam ettiğim proje bu; sonraki kitabım bununla ilgili olacak.
20:45
There's all kinds of reasons
392
1245262
1539
Başkasına değil de o kişiye aşık olmanızı sağlayan bir çok şey var.
20:46
that you fall in love with one person rather than another.
393
1246825
2753
20:49
Timing is important. Proximity is important.
394
1249602
3286
Zamanlama önemli. Yakınlık önemli.
20:52
Mystery is important.
395
1252912
1380
Gizem önemli. Bir parça esrarengiz insanlara aşık olursunuz, bunun
20:54
You fall in love with somebody who's somewhat mysterious,
396
1254316
2729
sebebi biraz da gizemin beyinde dopamini arttırması,
20:57
in part because mystery elevates dopamine in the brain,
397
1257069
2678
20:59
probably pushes you over that threshold to fall in love.
398
1259771
2766
sınırı geçip aşık olmanızı sağlıyor olabilir.
21:02
You fall in love with somebody
399
1262561
1429
Çocuklukta bilinçsiz bir şekilde listelendirdiğiniz özelliklere uyan insanlara
21:04
who fits within what I call your "love map,"
400
1264014
2095
21:06
an unconscious list of traits
401
1266133
2147
aşık olursunuz, ben buna "aşk haritası" diyorum.
21:08
that you build in childhood as you grow up.
402
1268304
2314
21:10
And I also think that you gravitate to certain people,
403
1270642
3042
Ayrıca bir de -
bir takım insanlara doğru çekilirsiniz, aslında bunlar, nispeten tamamlayıcı beyin sistemleri olan insanlardır.
21:13
actually, with somewhat complementary brain systems.
404
1273708
3268
21:17
And that's what I'm now contributing to this.
405
1277000
2287
Benim bu siteye katkım da bu olacak.
21:19
But I want to tell you a story, to illustrate.
406
1279311
3665
Ama size bir öykü anlatmak isterim.
21:23
I've been carrying on here about the biology of love.
407
1283000
2976
Sürekli aşkın biyolojisini anlattım.
21:26
I wanted to show you a little bit about the culture of it, too,
408
1286709
3687
Size biraz da kültürünü göstermek istiyorum -
21:30
the magic of it.
409
1290420
1167
büyüsünü.
21:33
It's a story that was told to me
410
1293000
3349
Bu öyküyü bana ilk elden duymuş biri anlattı -
21:36
by somebody who had heard it just from one --
411
1296373
2461
21:38
probably a true story.
412
1298858
1118
herhalde gerçek bir öyküdür.
Bu bahsedeceğim öğrenci, New York Eyalet Üniversitesi'nde - ben ve iki çalışma arkadaşım Rutgers Üniversitesi'ndeniz.
21:41
It was a graduate student -- I'm at Rutgers and my two colleagues --
413
1301508
3468
21:45
Art Aron is at SUNY Stony Brook.
414
1305000
1976
Art Aaron da New York Eyalet Üniversitesi Stonybrook'ta.
21:47
That's where we put our people in the MRI machine.
415
1307000
2371
MRI makinalı deneyimizi burada gerçekleştirdik.
21:50
And this graduate student was madly in love with another graduate student,
416
1310000
4563
Bu lisansüstü öğrencisi, başka bir lisansüstü öğrencisine deli gibi aşıkmış,
21:54
and she was not in love with him.
417
1314587
2373
ama aşkına karşılık bulamıyormuş.
21:58
And they were all at a conference in Beijing.
418
1318206
2255
Pekin'de konferansa katılmışlar.
Araştırmamızı okuduğu için, birisiyle yepyeni bir faaliyet yapınca
22:01
And he knew from our work
419
1321485
3034
22:04
that if you go and do something very novel with somebody,
420
1324543
4408
22:08
you can drive up the dopamine in the brain,
421
1328975
2001
beyinde dopamin seviyesini arttırabileceğini biliyordu.
22:11
and perhaps trigger this brain system for romantic love.
422
1331000
3693
Bu da belki aşk sistematiğini tetikleyebilirdi. (Kahkaha)
22:14
(Laughter)
423
1334717
2157
Dolayısıyla, bilimi, pratiğe geçirmeye karar verdi;
22:16
So he decided he'd put science to work.
424
1336898
3886
ve bu kızı kendisiyle çekçek yolcuğuna davet etti. (Ç.N. Çin'de insanın çektiği iki tekerli araba)
22:21
And he invited this girl to go off on a rickshaw ride with him.
425
1341624
3334
22:25
And sure enough -- I've never been in one,
426
1345809
2069
Gerçekten de - ben hiç binmedim,
22:27
but apparently they go all around the buses and the trucks
427
1347902
2738
ama otobüslerin ve kamyonların arasından hızla geçtiği söyleniyor
22:30
and it's crazy and it's noisy and it's exciting.
428
1350664
2818
çok deli, çok gürültülü ve çok heyecanlıymış.
22:33
He figured that this would drive up the dopamine,
429
1353506
2286
Çocuk, bunun dopamin seviyesini arttırıp,
22:35
and she'd fall in love with him.
430
1355816
1532
kızı kendine aşık edebileceğini düşünmüş.
22:37
So off they go and she's squealing and squeezing him
431
1357372
4974
Yola çıkmışlar, kız çığlıklar atıp çocuğa sarılıyormuş
kahkaha atıyormuş, eğleniyormuş.
22:42
and laughing and having a wonderful time.
432
1362370
2517
22:44
An hour later they get down off of the rickshaw,
433
1364911
3539
Bir saat sonra çekçekten inmişler,
22:48
and she throws her hands up and she says,
434
1368474
3580
kız kollarını sallayarak demiş ki: "Çok şahaneydi, değil mi?"
22:52
"Wasn't that wonderful?"
435
1372078
2312
22:54
And, "Wasn't that rickshaw driver handsome!"
436
1374414
3414
ardından "Çekçek sürücüsü de ne kadar yakışıklıydı!"
22:57
(Laughter)
437
1377852
3069
(Kahkaha) (Alkış)
23:00
(Applause)
438
1380945
6031
23:07
There's magic to love!
439
1387000
1162
İşte aşkın büyüsü!
23:08
(Applause)
440
1388186
1611
23:09
But I will end by saying that millions of years ago,
441
1389821
3620
Bitirirken şunu söylemek istiyorum: Milyonlarca yıl önce, üç temel dürtümüz evrimleşti:
23:13
we evolved three basic drives:
442
1393465
2332
23:15
the sex drive, romantic love
443
1395821
2519
Seks dürtüsü, aşk ve uzun süreli eşe bağlılık.
23:18
and attachment to a long-term partner.
444
1398364
2340
Bu devreler insan beyninde derinlere yerleşmişler.
23:20
These circuits are deeply embedded in the human brain.
445
1400728
3079
23:24
They're going to survive as long as our species survives
446
1404203
4403
Türümüz varoldukça, Shakespeare'in "bu ölümlü hengame"
23:28
on what Shakespeare called "this mortal coil."
447
1408630
2708
diye adlandırdığı vücudumuzda varolacak.
23:31
Thank you.
448
1411362
1006
Teşekkürler. (Alkış)
23:32
Chris Anderson: Helen Fisher!
449
1412392
1425
23:33
(Applause)
450
1413841
1063
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7