Homaro Cantu + Ben Roche: Cooking as alchemy

Homaro Cantu + Ben Roche: Mutfakta simya

96,525 views ・ 2011-12-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep Duygu Tamer Gözden geçirme: Yasemin Bayraktar
00:15
Ben Roche: So I'm Ben, by the way.
0
15260
2000
Ben Roche: Benim adım Ben.
00:17
Homaro Cantu: And I'm Homaro.
1
17260
2000
Homaro Cantu: Benim de Homaro.
00:19
BR: And we're chefs. So when Moto
2
19260
2000
BR: Ve bizler şefiz. Moto 2004'te
00:21
opened in 2004, people didn't really know
3
21260
2000
açıldığında, insanlar ne bekleyeceklerini
00:23
what to expect. A lot of people thought
4
23260
2000
pek bilmiyordu. Birçok insan bir Japon
00:25
that it was a Japanese restaurant, and
5
25260
2000
restoranı olduğunu düşündü, belki
00:27
maybe it was the name, maybe it was
6
27260
2000
isimden dolayı, belki de bir Japon
00:29
the logo, which was like a Japanese
7
29260
2000
harfine benzeyen logodan dolayıydı,
00:31
character, but anyway, we had all these
8
31260
2000
her neyse, Japon yemeği için siparişler
00:33
requests for Japanese food, which is
9
33260
2000
alıyorduk, ama bizim yaptığımız şey
00:35
really not what we did. And after about
10
35260
2000
pek de bu değildi. Ve onbinlerce suşi
00:37
the ten thousandth request for a maki roll,
11
37260
2000
siparişinden sonra,
00:39
we decided to give the people
12
39260
2000
insanlara istediklerini vermeye
00:41
what they wanted. So this picture is
13
41260
2000
karar verdik. Bu resim basılı yemeğin
00:43
an example of printed food, and this was
14
43260
2000
bir örneği, ve bu bizim lezzet dönüşümü
00:45
the first foray into what we like to call
15
45260
2000
olarak adlandırdığımız şeye
00:47
flavor transformation. So this is all
16
47260
2000
ilk atılımımızdı. Bu standart bir suşinin
00:49
the ingredients, all the flavor of, you know,
17
49260
2000
tüm malzemeleri, tüm tatlarının küçük bir
00:51
a standard maki roll, printed onto
18
51260
2000
kağıt parçasına basılmış
00:53
a little piece of paper.
19
53260
2000
hali.
00:55
HC: So our diners started to get bored
20
55260
2000
HC: Müşterilerimiz bu fikirden sıkılmaya
00:57
with this idea, and we decided to give them
21
57260
2000
başladılar, ve biz de onlara aynı tabağı
00:59
the same course twice, so here we actually
22
59260
3000
iki kez vermeye karar verdik, burada aslında
01:02
took an element from the maki roll and
23
62260
2000
suşiden bir parça aldık ve
01:04
and took a picture of a dish and then
24
64260
2000
ve bir yemeğin resmini çektik ve sonra
01:06
basically served that picture with the dish.
25
66260
3000
sadece yemek ile beraber o resmi servis ettik.
01:09
So this dish in particular is basically
26
69260
2000
Özellikle bu yemek deniz mahsüllü
01:11
champagne with seafood.
27
71260
2000
şampanya.
01:13
The champagne grapes that you see are
28
73260
2000
Gördüğünüz şampanya üzümleri aslında
01:15
actually carbonated grapes. A little bit of
29
75260
2000
karbonantlanmış üzüm. Biraz deniz mahsülleri
01:17
seafood and some crème fraiche and the
30
77260
2000
ve ekşi krema ve resmin tadı sahiden
01:19
picture actually tastes exactly like the dish. (Laughter)
31
79260
3000
yemeğin tadıyla tamamen aynı. (Kahkahalar)
01:22
BR: But it's not all just edible pictures.
32
82260
2000
BR: Ama sadece yenilebilir resimler değil.
01:24
We decided to do something
33
84260
2000
Biraz farklı birşey yapmaya
01:26
a little bit different and transform flavors
34
86260
2000
ve çok aşina olduğumuz lezzetleri
01:28
that were very familiar -- so in this case,
35
88260
3000
dönüştürmeye karar verdik -- bu durumda,
01:31
we have carrot cake.
36
91260
2000
havuçlu kekimiz var.
01:33
So we take a carrot cake, put it
37
93260
2000
Havuçlu bir keki alıyoruz, bir blendera
01:35
in a blender, and we have kind of like
38
95260
2000
koyuyoruz, ve havuçlu kek suyu gibi
01:37
a carrot cake juice, and then that went into
39
97260
2000
birşey ortaya çıkıyor, ve sonra o su
01:39
a balloon frozen in liquid nitrogen to create
40
99260
2000
havuçlu kek dondurmasının bu boş kabuğunu
01:41
this hollow shell of carrot cake
41
101260
3000
yaratmak için sıvı nitrojende
01:44
ice cream, I guess, and it comes off
42
104260
2000
dondurulmuş bir balona gidiyor, ve sonucunda
01:46
looking like, you know,
43
106260
2000
tabağınızda Jüpiter
01:48
Jupiter's floating around your plate.
44
108260
2000
süzülüyormuş gibi gözüküyor.
01:50
So yeah, we're transforming things into
45
110260
2000
Yani evet, yemekleri, daha önce kesinlikle hiç
01:52
something that you have absolutely
46
112260
2000
karşılaşmadığınız birşeye
01:54
no reference for.
47
114260
2000
dönüştürüyoruz.
01:56
HC: And here's something we have no
48
116260
2000
HC: Ve burada daha önce hiç yemediğimiz
01:58
reference to eat. This is a cigar, and
49
118260
2000
birşey var. Bu bir puro, ve aslında
02:00
basically it's a Cuban cigar made out of
50
120260
2000
Küba usülü domuz etli bir sandviçten yapılmış
02:02
a Cuban pork sandwich, so we take these
51
122260
2000
bir Küba purosu, domuz omzuna katılan
02:04
spices that go into the pork shoulder,
52
124260
2000
bu baharatları alıyoruz ve kül şeklini
02:06
we fashion that into ash. We take
53
126260
2000
veriyoruz. Sandviçi alıyoruz ve
02:08
the sandwich and wrap it up in
54
128260
2000
karalahana ile sarıyoruz,
02:10
a collard green, put an edible label
55
130260
2000
bir Cohiba puro etiketi ile hiçbir
02:12
that bears no similarity to
56
132260
2000
benzerlik taşımayan yenebilir
02:14
a Cohiba cigar label, and we put it
57
134260
2000
bir etiket koyuyoruz, ve 1.99 dolarlık
02:16
in a dollar ninety-nine ashtray and charge
58
136260
2000
bir küllüğe koyuyoruz ve yirmi dolar ücretle
02:18
you about twenty bucks for it. (Laughter)
59
138260
3000
size satıyoruz. (Kahkahalar)
02:21
HC: Delicious.
60
141260
2000
HC: Lezzetli.
02:23
BR: That's not it, though.
61
143260
2000
BR: Bu kadarla kalmıyor, tabi.
02:25
Instead of making foods that
62
145260
2000
Yemekleri, yemek istemeyeceğiniz
02:27
look like things that you wouldn't eat,
63
147260
2000
şeylere benzetmek yerine,
02:29
we decided to make ingredients
64
149260
2000
malzemeleri, bildiğiniz yemekler
02:31
look like dishes that you know.
65
151260
2000
gibi göstermeye karar verdik.
02:33
So this is a plate of nachos.
66
153260
2000
Bu bir tabak nachos.
02:35
The difference between our nachos
67
155260
2000
Bizim yaptığımız nachos ile öteki adamın
02:37
and the other guy's nachos,
68
157260
2000
yaptığı nachos arasındaki fark
02:39
is that this is actually a dessert.
69
159260
2000
bunun aslında bir tatlı olması.
02:41
So the chips are candied,
70
161260
2000
Cipsler şekerden yapıldı,
02:43
the ground beef is made from chocolate,
71
163260
2000
kıyma çikolatadan yapıldı,
02:45
and the cheese is made from a shredded
72
165260
2000
ve peynir, öyle görünmesi için sıvı nitrojen
02:47
mango sorbet that gets shredded
73
167260
2000
içine rendelenmiş mango püresinden
02:49
into liquid nitrogen to look like cheese.
74
169260
2000
yapıldı.
02:51
And after doing all of this
75
171260
2000
Ve bütün bunları yaptıktan sonra,
02:53
dematerialization and reconfiguring
76
173260
3000
bu malzemeleri maddesel olmaktan çıkarmak
02:56
of this, of these ingredients, we realized
77
176260
3000
ve yeniden yapılandırtıktan sonra,
02:59
that it was pretty cool,
78
179260
2000
bunun çok harika olduğunu farkettik,
03:01
because as we served it, we learned that
79
181260
2000
çünkü servis ettiğimizde, yemeğin
03:03
the dish actually behaves like the real thing,
80
183260
2000
hakikaten gerçeği gibi davrandığını öğrendik,
03:05
where the cheese begins to melt.
81
185260
2000
peynir gerçekten de erimeye başladı.
03:07
So when you're looking at this thing
82
187260
2000
Yemek odasında bu şeye baktığınızda,
03:09
in the dining room, you have this sensation
83
189260
2000
bunun gerçekten bir nachos tabağı olduğu
03:11
that this is actually a plate of nachos,
84
191260
2000
hissine kapılıyorsunuz,
03:13
and it's not really until you begin tasting it
85
193260
2000
ve ancak tatmaya başladığınız zaman
03:15
that you realize this is a dessert, and
86
195260
2000
bunun bir tatlı olduğunu farkediyorsunuz, ve
03:17
it's just kind of like a mind-ripper.
87
197260
3000
bu aklınızı başınızdan alacak birşey.
03:20
(Laughter)
88
200260
2000
(Kahkahalar)
03:22
HC: So we had been creating
89
202260
2000
HC: Bütün bu yemekleri
03:24
all of these dishes out of a
90
204260
2000
bir mutfaktan çok tamirci
03:26
kitchen that was more like
91
206260
2000
dükkanına benzeyen bir mutfakta
03:28
a mechanic's shop than a kitchen, and
92
208260
2000
oluşturuyorduk ve bizim için
03:30
the next logical step for us was to install
93
210260
2000
bir sonraki mantıklı adım en son teknoloji
03:32
a state-of-the-art laboratory,
94
212260
2000
ürünü bir laboratuvar kurmaktı,
03:34
and that's what we have here.
95
214260
2000
ve işte sahip olduğumuz şey burada.
03:36
So we put this in the basement, and we
96
216260
2000
Bunu bodruma koyduk ve yemek
03:38
got really serious about food, like
97
218260
2000
hakkında gerçekten ciddileştik,
03:40
serious experimentation.
98
220260
2000
ciddi deneyler falan yaptık.
03:42
BR: One of the really cool things about
99
222260
2000
BR: Laboratuvara dair harika şeylerden
03:44
the lab, besides that we have a new
100
224260
2000
biri, mutfakta yeni bir bilim laboratuvarımız
03:46
science lab in the kitchen, is that,
101
226260
2000
olmasının yanısıra, bilirsiniz, bu yeni
03:48
you know, with this new equipment, and
102
228260
2000
teçhizatla, ve bu yeni yaklaşımla
03:50
this new approach, all these
103
230260
2000
varolduğunu hiç bilmediğimiz
03:52
different doors to creativity that we never
104
232260
2000
yaratıcılığa açılan bu çeşitli kapılar açılmaya
03:54
knew were there began to open, and so the
105
234260
2000
başladı, ve böylece yarattığımız deneyler
03:56
experiments and the food and the dishes
106
236260
2000
ve yiyecekler ve yemekler giderek daha
03:58
that we created, they just kept going
107
238260
3000
öteye gitmeye
04:01
further and further out there.
108
241260
2000
başladı.
04:03
HC: Let's talk about flavor transformation,
109
243260
2000
HC: Lezzet dönüşümünden bahsedelim,
04:05
and let's actually make some cool stuff.
110
245260
2000
ve biraz gerçekten harika şeyler yapalım.
04:07
You see a cow with its tongue hanging out.
111
247260
2000
Dili dışarı sarkmış bir inek görüyorsunuz.
04:09
What I see is a cow about to eat something
112
249260
2000
Benim gördüğüm lezzetli birşey yemek üzere
04:11
delicious. What is that cow eating?
113
251260
3000
olan bir inek. O inek ne yiyiyor?
04:14
And why is it delicious?
114
254260
2000
Ve o neden lezzetli?
04:16
So the cow, basically, eats three basic
115
256260
2000
İnek, esasında, üç temel şey yer:
04:18
things in their feed: corn, beets, and barley,
116
258260
4000
mısır, pancar ve arpa,
04:22
and so what I do is I actually
117
262260
2000
ve benim yaptığım şey de
04:24
challenge my staff with these crazy,
118
264260
2000
personelime bu çılgın, uçuk fikirlerle
04:26
wild ideas. Can we take what the cow
119
266260
3000
meydan okumak. İneğin yediğini alıp,
04:29
eats, remove the cow, and then make
120
269260
2000
ineği çıkartıp, ve sonra ondan
04:31
some hamburgers out of that?
121
271260
2000
hamburger yapabilir miyiz?
04:33
And basically the reaction tends to be
122
273260
2000
Ve temel olarak tepki genellikle
04:35
kind of like this. (Laughter)
123
275260
2000
şöyle birşey oluyor. (Kahkahalar)
04:37
BR: Yeah, that's our chef de cuisine,
124
277260
2000
BR: Evet, o şef aşçımız, Chris Jones.
04:39
Chris Jones. This is not the only guy
125
279260
2000
O çılgınca bir görev verdiğimizde
04:41
that just flips out when we assign
126
281260
2000
kelimenin tam anlamıyla zıvanadan çıkan
04:43
a ridiculous task, but a lot of these ideas,
127
283260
3000
tek adam değil, ama bu fikirlerin birçoğu
04:46
they're hard to understand.
128
286260
2000
anlaşılması güç.
04:48
They're hard to just get automatically.
129
288260
2000
Otomatik olarak anlamak zor.
04:50
There's a lot of research and a lot of
130
290260
3000
Her bir yemek üzerinde yapılan
04:53
failure, trial and error -- I guess, more error --
131
293260
3000
o kadar araştırma, başarısızlık, deneme
04:56
that goes into each and every dish,
132
296260
2000
ve yanılma -- sanırım daha çok yanılma --
04:58
so we don't always get it right, and it takes
133
298260
2000
her zaman sonuç başarılı olmuyor, ve insanlara
05:00
a while for us to be able to explain that
134
300260
2000
bunu açıklamak bizim için biraz zaman
05:02
to people.
135
302260
2000
alıyor.
05:04
HC: So, after about a day of Chris and I
136
304260
2000
HC: Chris ve benim birbirimize boş boş
05:06
staring at each other, we came up with
137
306260
2000
baktığımız yaklaşık bir günden sonra
05:08
something that was pretty close
138
308260
2000
hamburger köftesine çok yakın
05:10
to the hamburger patty, and as you can
139
310260
2000
birşey ortaya çıkardık, ve gördüğünüz gibi
05:12
see it basically forms like hamburger meat.
140
312260
2000
şekli tıpkı hamburger etine benziyor.
05:14
This is made from three ingredients:
141
314260
3000
Üç malzemeden yapıldı:
05:17
beets, barley, corn, and so it
142
317260
2000
pancar, arpa, mısır ve sahiden
05:19
actually cooks up like hamburger meat,
143
319260
2000
hamburger eti gibi pişiyor,
05:21
looks and tastes like hamburger meat,
144
321260
2000
görüntüsü ve tadı aynı hamburger eti gibi,
05:23
and not only that, but it's basically
145
323260
3000
ve sırf onunla kalmayıp, temel olarak
05:26
removing the cow from the equation.
146
326260
2000
ineği denklemden çıkarıyor.
05:28
So replicating food, taking it into that
147
328260
3000
Yani yemeği kopyalamak, bir sonraki
05:31
next level is where we're going.
148
331260
2000
seviyeye çıkarmak bizim ilerlediğimiz yol.
05:33
(Applause)
149
333260
3000
(Alkışlar)
05:36
BR: And it's definitely the world's first
150
336260
2000
BR: Ve kesinlikle dünyanın ilk kanayan
05:38
bleeding veggie burger,
151
338260
2000
sebze köftesi, ve bu da
05:40
which is a cool side effect.
152
340260
3000
harika bir yan etki.
05:43
And a miracle berry, if you're not familiar
153
343260
2000
Ve bir mucize meyvesi, aşina değilseniz,
05:45
with it, is a natural ingredient, and it
154
345260
2000
doğal bir malzeme ve özel bir niteliğe
05:47
contains a special property.
155
347260
2000
sahip.
05:49
It's a glycoprotein called miraculin,
156
349260
2000
Miraculin adlı bir glikoprotein,
05:51
a naturally occurring thing. It still freaks
157
351260
2000
doğal olarak oluşan birşey. Hala her yediğimde
05:53
me out every time I eat it, but it has a
158
353260
2000
beni aşırı heyecanlandırıyor, ama
05:55
unique ability to mask certain taste
159
355260
2000
diliniz üzerindeki belirli tat reseptörlerini
05:57
receptors on your tongue, so that primarily
160
357260
2000
maskeleme gibi eşsiz bir yeteneğe sahip,
05:59
sour taste receptors, so normally things
161
359260
2000
ekşi tat reseptörlerini maskeliyor, böylece
06:01
that would taste very sour or tart,
162
361260
2000
normalde çok ekşi ya da mayhoş
06:03
somehow begin to taste very sweet.
163
363260
3000
tatlı şeyler her nedense çok tatlı oluyor.
06:06
HC: You're about to eat a lemon,
164
366260
2000
HC: Bir limon yemek üzeresiniz,
06:08
and now it tastes like lemonade.
165
368260
2000
ve şimdi tadı limonata gibi.
06:10
Let's just stop and think about the
166
370260
2000
Biraz duralım ve bu gibi birşeyin
06:12
economic benefits of something like that.
167
372260
2000
ekonomik faydalarını düşünelim.
06:14
We could eliminate sugar across the board
168
374260
2000
Tüm şekerli ürünler ve gazlı içeceklerdeki
06:16
for all confectionary products and sodas,
169
376260
2000
şekeri çıkarabiliriz ve yerine
06:18
and we can replace it with
170
378260
2000
tamamen doğal taze meyve
06:20
all-natural fresh fruit.
171
380260
2000
koyabiliriz.
06:22
BR: So you see us here cutting up
172
382260
2000
BR: Burada bizi karpuz keserken
06:24
some watermelon. The idea with this
173
384260
2000
görüyorsunuz. Amaçladığımız şey
06:26
is that we're going to eliminate tons of
174
386260
2000
yiyecek millerini, israf edilen
06:28
food miles, wasted energy,
175
388260
3000
enerjiyi ve ton balığının
06:31
and overfishing of tuna by creating tuna,
176
391260
3000
aşırı avlanmasını azaltmak, yerel, organik ürünle
06:34
or any exotic produce or item
177
394260
3000
ton balığı ya da çok uzak bir
06:37
from a very far-away place,
178
397260
3000
yerden gelen herhangi bir
06:40
with local, organic produce;
179
400260
3000
egzotik ürünü yaratmak;
06:43
so we have a watermelon from Wisconsin.
180
403260
2000
elimizde Wisconsin'dan gelen bir karpuz var.
06:45
HC: So if miracle berries take sour things
181
405260
2000
HC: Eğer mucize meyveleri ekşi şeyleri alıp,
06:47
and turn them into sweet things,
182
407260
2000
onları tatlı bir hale getiriyorsa,
06:49
we have this other pixie dust
183
409260
2000
karpuza koyduğumuz başka bir
06:51
that we put on the watermelon, and it
184
411260
2000
peri tozumuz var ve onu tatlıdan
06:53
makes it go from sweet to savory.
185
413260
3000
tuzluya dönüştürüyor.
06:56
So after we do that, we put it into
186
416260
2000
Bunu yaptıktan sonra, bir vakum
06:58
a vacuum bag, add a little bit of seaweed,
187
418260
2000
torbasına koyuyoruz, biraz deniz yosunu,
07:00
some spices, and we roll it, and this
188
420260
3000
biraz baharat ekliyoruz ve sarıyoruz ve
07:03
starts taking on the appearance of tuna.
189
423260
2000
ton balığı görümünü almaya başlıyor.
07:05
So the key now is to make it
190
425260
2000
Şimdi kilit nokta onun ton balığı
07:07
behave like tuna.
191
427260
2000
gibi davranmasını sağlamak.
07:09
BR: And then after a quick dip into some
192
429260
2000
BR: Ve sonra o mükemmel kabuğu oluşturmak için
07:11
liquid nitrogen to get that perfect sear,
193
431260
3000
sıvı nitrojene hızlı bir şekilde batırdıktan sonra,
07:14
we really have something that looks,
194
434260
2000
görüntü, tat ve yapı bakımından gerçeği ile
07:16
tastes and behaves like the real thing.
195
436260
3000
aynı olan birşeye sahip oluyoruz.
07:19
HC: So the key thing to remember here is,
196
439260
3000
HC: Burada hatırlamak gereken kilit nokta,
07:22
we don't really care
197
442260
3000
bu ton balığının gerçekten
07:25
what this tuna really is.
198
445260
2000
ne olduğu umrumuzda değil.
07:27
As long as it's good for you and good for
199
447260
2000
Sizin için ve çevre için iyi olduğu sürece
07:29
the environment, it doesn't matter.
200
449260
2000
gerisi hiç önemli değil.
07:31
But where is this going?
201
451260
2000
Ama bu nereye gidiyor?
07:33
How can we take this idea of tricking your
202
453260
2000
Damak tadınızı kandırma fikrini alıp,
07:35
tastebuds and leapfrog it into something
203
455260
2000
nasıl bugün yenilikçi bir yiyecek
07:37
that we can do today that could be
204
457260
2000
teknolojisi olabilecek birşeye
07:39
a disruptive food technology?
205
459260
2000
dönüştürebiliriz?
07:41
So here's the next challenge.
206
461260
2000
İşte bir sonraki görev.
07:43
I told the staff, let's just take a bunch
207
463260
2000
Personele bir sürü yabani ot alalım ve
07:45
of wild plants, think of them as
208
465260
2000
onları yemek malzemesi olarak
07:47
food ingredients. As long as they're
209
467260
2000
düşünelim dedim. İnsan vücudu için
07:49
non-poisonous to the human body,
210
469260
2000
zehirli olmadıkları sürece,
07:51
go out around Chicago sidewalks,
211
471260
2000
Şikago kaldırımlarında dolaşın,
07:53
take it, blend it, cook it and then
212
473260
2000
alın, karıştırın, pişirin ve sonra
07:55
have everybody flavor-trip on it at Moto.
213
475260
3000
Moto'da herkesin lezzet yolculuğu yapmasını sağlayın.
07:58
Let's charge them a boatload of cash for this
214
478260
2000
Fiyatları yüksek tutalım ve ne düşündüklerine
08:00
and see what they think. (Laughter)
215
480260
4000
bakalım. (Kahkahalar)
08:04
BR: Yeah, so you can imagine, a task
216
484260
2000
BR: Evet, sandığınız gibi, bunun gibi bir görev
08:06
like this -- this is another one of those
217
486260
2000
-- mutfak personelinin bizden nefret
08:08
assignments that the kitchen staff
218
488260
2000
etmesine neden olan görevlerden
08:10
hated us for. But we really had to almost
219
490260
2000
bir başkası bu. Ama gerçekten yemek yapmayı
08:12
relearn how to cook in general,
220
492260
3000
neredeyse silbaştan öğrenmek zorunda kaldık,
08:15
because these are ingredients, you know,
221
495260
2000
çünkü bu malzemeler, biliyorsunuz,
08:17
plant life that we're, one, unfamiliar with,
222
497260
2000
birincisi aşina olmadığımız bitkiler,
08:19
and two, we have no reference for how
223
499260
2000
ve ikincisi, nasıl pişiriceğimize dair hiçbir
08:21
to cook these things because
224
501260
2000
önbilgimiz yok çünkü insanlar
08:23
people don't eat them.
225
503260
2000
onları yemiyor.
08:25
So we really had to think about new, creative ways
226
505260
2000
Tat vermek için yeni, yaratıcı yöntemler,
08:27
to flavor, new ways to cook
227
507260
2000
pişirmek ve dokuyu değiştimek için
08:29
and to change texture -- and that was
228
509260
2000
yeni yollar hakkında düşünmemiz gerekiyordu --
08:31
the main issue with this challenge.
229
511260
2000
ve esas sorun buydu.
08:33
HC: So this is where we step into the future
230
513260
3000
HC: Geleceğe adım attığımız ve ileriye yürüdüğümüz
08:36
and we leapfrog ahead.
231
516260
2000
nokta burası.
08:38
So developing nations
232
518260
2000
Gelişen ülkelerde,
08:40
and first-world nations,
233
520260
2000
ve gelişmiş ülkelerde,
08:42
imagine if you could take these wild plants
234
522260
2000
bu yabani bitkileri aldığınızı ve tükettiğinizi
08:44
and consume them, food miles would
235
524260
2000
düşünün, biyo-bölgeselcilik
08:46
basically turn into food feet.
236
526260
2000
kilometrelerden metrelere düşer.
08:48
This disruptive mentality of what food is
237
528260
2000
Yiyeceğin ne olduğu hakkındaki bu
08:50
would essentially open up the encyclopedia
238
530260
3000
yenilikçi zihniyet taze malzemeler hakkındaki
08:53
of what raw ingredients are, even if we just
239
533260
2000
ansiklopediyi açıp, un yerine bunlardan
08:55
swapped out, say, one of these for flour,
240
535260
2000
birini kullansak bile,
08:57
that would eliminate so much energy
241
537260
3000
enerji ve israfı
09:00
and so much waste.
242
540260
2000
yok eder.
09:02
And to give you a simple example here as to
243
542260
2000
Ve sizlere müşterilere aslında ne yedirdiğimize
09:04
what we actually fed these customers,
244
544260
2000
dair basit bir örnek vermek gerekirse,
09:06
there's a bale of hay there
245
546260
2000
burada bir saman balyası ve
09:08
and some crab apples.
246
548260
2000
biraz yaban elması var.
09:10
And basically we took hay and crab apples
247
550260
2000
Ve saman ve yaban elmalarını aldık ve
09:12
and made barbecue sauce out of those two ingredients.
248
552260
2000
o iki malzemeden barbekü sosu yaptık.
09:14
People swore they were eating
249
554260
2000
İnsanlar barbekü sosu yediklerinden
09:16
barbecue sauce, and this is free food.
250
556260
3000
emindi, ve bu yiyecek bedava.
09:19
BR: Thanks, guys.
251
559260
3000
BR: Herkese teşekkürler.
09:22
(Applause)
252
562260
6000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7