The family I lost in North Korea. And the family I gained | Joseph Kim

Joseph Kim: Kuzey Kore'de kaybettiğim aile. Ve kazandığım aile.

1,711,511 views

2013-06-19 ・ TED


New videos

The family I lost in North Korea. And the family I gained | Joseph Kim

Joseph Kim: Kuzey Kore'de kaybettiğim aile. Ve kazandığım aile.

1,711,511 views ・ 2013-06-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Elif Şahin Gözden geçirme: Tugrul Uzel
00:12
I was born and raised in North Korea.
1
12965
3503
Kuzey Kore'de doğdum ve orada büyüdüm.
00:16
Although my family constantly struggled against poverty,
2
16468
4800
Ailem sürekli fakirlik içerisinde olmasına rağmen
00:21
I was always loved and cared for first,
3
21268
3528
beni daima sevdiler ve hep ilk önemsenen oldum
00:24
because I was the only son
4
24796
2151
çünkü ilk oğullarıydım
00:26
and the youngest of two in the family.
5
26947
3170
ve ailede iki çocuğun en küçüğüydüm.
00:30
But then the great famine began in 1994.
6
30117
3607
Ama sonra 1994'te büyük kıtlık başladı.
00:33
I was four years old.
7
33724
2459
Dört yaşındaydım.
00:36
My sister and I would go searching for firewood
8
36183
3797
Ablam ve ben sabah saat 5'ten sonra
00:39
starting at 5 in the morning
9
39980
1976
yakacak odun aramaya giderdik
00:41
and come back after midnight.
10
41956
2806
ve geceyarısından sonra dönerdik.
00:44
I would wander the streets searching for food,
11
44762
3888
Sokaklarda yiyecek bulmak için gezinirdim,
00:48
and I remember seeing a small child
12
48650
2173
ve küçük bir çocuğu gördüğümü hatırlıyorum
00:50
tied to a mother's back eating chips,
13
50823
2822
annesinin sırtına bağlanmış cips yiyordu
00:53
and wanting to steal them from him.
14
53645
3224
ve cipsleri ondan çalmak istedim.
00:56
Hunger is humiliation. Hunger is hopelessness.
15
56869
4833
Açlık utandırıcıdır. Açlık umutsuzluktur.
01:01
For a hungry child, politics and freedom
16
61702
3203
Aç bir çocuk için politika, özgürlük
01:04
are not even thought of.
17
64905
2752
düşünülemez bile.
01:07
On my ninth birthday, my parents
18
67657
2688
Dokuzuncu yaş günümde
01:10
couldn't give me any food to eat.
19
70345
3429
ailem bana yiyecek bir şey bile verememişti.
01:13
But even as a child, I could feel the heaviness
20
73774
3944
Ama bir çocuk olarak bile,
01:17
in their hearts.
21
77718
3035
bunun yüreklerine ne kadar ağır geldiğini hissedebiliyordum.
01:20
Over a million North Koreans died of starvation in that time,
22
80753
5200
O zamanlar bir milyonu aşkın Kuzey Koreli açlıktan öldü,
01:25
and in 2003, when I was 13 years old,
23
85968
3696
ve 2003'te, ben 13 yaşımdayken,
01:29
my father became one of them.
24
89664
2913
babamda açlıktan ölen insanlardan biri oldu.
01:32
I saw my father wither away and die.
25
92577
3888
Babamın zayıflayıp solduğunu ve öldüğünü gördüm.
01:36
In the same year, my mother disappeared one day,
26
96465
4132
Aynı yıl içerisinde, bir gün annem kayboluverdi,
01:40
and then my sister told me
27
100597
1805
ve ablam bana
01:42
that she was going to China to earn money,
28
102402
2601
onun Çin'e para kazanmaya gittiğini,
01:45
but that she would return with money and food soon.
29
105003
4195
ama yakında para ve yiyecekle geri geleceğini söyledi.
01:49
Since we had never been separated,
30
109198
2951
O zamana kadar hiç ayrılmamış olduğumuzdan,
01:52
and I thought we would be together forever,
31
112149
2970
ve hep beraber olacağımızı düşündüğümden,
01:55
I didn't even give her a hug when she left.
32
115119
3873
annem gittiğinde ona sarılmadım bile.
01:58
It was the biggest mistake I have ever made in my life.
33
118992
4213
Bu hayatımda yaptığım en büyük hataydı.
02:03
But again, I didn't know
34
123205
1711
Ama bunun
02:04
it was going to be a long goodbye.
35
124916
3488
uzun bir elvada olacağını bilmiyordum.
02:08
I have not seen my mom or my sister since then.
36
128404
4937
O zamandan beri annemi ve ablamı hiç görmedim.
02:13
Suddenly, I became an orphan and homeless.
37
133341
4219
Birdenbire yetim ve evsiz biri olmuştum.
02:17
My daily life became very hard,
38
137560
3089
Günlük yaşamım oldukça zor
02:20
but very simple.
39
140649
2052
ama bir o kadar basit olmuştu.
02:22
My goal was to find a dusty piece of bread in the trash.
40
142701
4023
Amacım çöpte tozlu bir ekmek parçası bulmaktı.
02:26
But that is no way to survive.
41
146724
2907
Ama bu yaşamak değildi.
02:29
I started to realize, begging would not be the solution.
42
149631
4718
Artık yalvarmanın çözüm olmadığını anlamaya başladım.
02:34
So I started to steal from food carts in illegal markets.
43
154349
5326
Bu yüzden yasal olmayan marketlerde yiyecek arabalarından çalmaya başladım
02:39
Sometimes, I found small jobs
44
159675
2965
Bazen yiyecek karşılığında
02:42
in exchange for food.
45
162640
2330
küçük işler buldum.
02:44
Once, I even spent two months in the winter
46
164970
3146
Bir keresinde kışın iki ay boyunca
02:48
working in a coal mine,
47
168116
1743
kömür madeninde bile çalıştım,
02:49
33 meters underground without any protection
48
169859
5775
yerin 33 metre aşağısında hiç bir koruma önlemi olmadan
02:55
for up to 16 hours a day.
49
175634
3433
günde 16 saate kadar.
02:59
I was not uncommon.
50
179067
2364
Nadir bulunan biri değildim.
03:01
Many other orphans survived this way, or worse.
51
181431
7561
Başka yetimler de bu şekilde yaşıyorlardı, hatta daha kötü bir şekilde.
03:08
When I could not fall asleep from bitter cold
52
188992
4136
Acı soğuktan uyuyamadığım zamanlarda
03:13
or hunger pains,
53
193128
1467
ya da açlıktan,
03:14
I hoped that, the next morning,
54
194595
2848
ertesi sabah ablamın
03:17
my sister would come back to wake me up
55
197443
2563
gelip beni en sevdiğim yiyecekle
03:20
with my favorite food.
56
200006
2270
uyandırmasını ümit ederdim.
03:22
That hope kept me alive.
57
202276
3150
Bu umut beni hayatta tuttu.
03:25
I don't mean big, grand hope.
58
205426
2798
Büyük şeyler istemiyordum.
03:28
I mean the kind of hope that made me believe
59
208224
3122
Yani bir sonraki çöp kutusunda ekmek olabileceğine
03:31
that the next trash can had bread,
60
211346
2463
beni inandıran bir umuttu benimkisi,
03:33
even though it usually didn't.
61
213809
3133
çoğu zaman içinde ekmek olmazdı oysaki.
03:36
But if I didn't believe it, I wouldn't even try,
62
216942
3443
Ama eğer inanmasaydım buna, çabalamazdım bile,
03:40
and then I would die.
63
220385
2093
ve ölürdüm.
03:42
Hope kept me alive.
64
222478
3938
Umuttu beni yaşatan.
03:46
Every day, I told myself,
65
226416
2760
Hergün kendime şunu söyledim,
03:49
no matter how hard things got,
66
229176
2728
ne kadar zor olursa olsun
03:51
still I must live.
67
231904
3902
yaşamalıyım.
03:55
After three years of waiting for my sister's return,
68
235806
4130
Ablamın dönüşünü üç yıl bekledikten sonra
03:59
I decided to go to China to look for her myself.
69
239936
4352
Çin'e gidip onu aramaya karar verdim.
04:04
I realized
70
244288
2860
Farkettim ki
04:07
I couldn't survive much longer this way.
71
247148
3650
böyle daha fazla yaşayamazdım.
04:10
I knew the journey would be risky,
72
250798
2805
Yolculuğun tehlikelli olabileceğini biliyordum,
04:13
but I would be risking my life either way.
73
253603
2897
ama her halukarda hayatım tehlikedeydi.
04:16
I could die of starvation like my father in North Korea,
74
256500
4186
Kuzey Kore'de tıpkı babam gibi açlıktan ölebilirdim,
04:20
or at least I could try for a better life
75
260686
3458
ya da Çin'e kaçarak en azından
04:24
by escaping to China.
76
264144
3236
daha iyi bir hayat için deneyebilirdim.
04:27
I had learned that many people tried to cross
77
267380
3230
İnsanların yakalanmamak için gece olunca
04:30
the border to China in the nighttime to avoid being seen.
78
270610
4787
Çin sınırını geçtiklerini öğrendim.
04:35
North Korean border guards often shoot and kill people
79
275397
3958
Kuzey Koreli sınır bekçileri genellikle
04:39
trying to cross the border without permission.
80
279355
3373
izinsiz sınırı geçenleri vurup öldürür.
04:42
Chinese soldiers will catch
81
282728
2651
Çinli askerler onları yakalar
04:45
and send back North Koreans,
82
285379
1854
ve Kuzey Koreye, şiddetli cezalarla karşılaştıları yere
04:47
where they face severe punishment.
83
287233
4340
geri gönderir.
04:51
I decided to cross during the day,
84
291573
3081
Ben gündüz geçmeye karar verdim, çünkü
04:54
first because I was still a kid and scared of the dark,
85
294654
5433
birincisi hala çocuktum ve karanlıktan korkuyordum,
05:00
second because I knew I was already taking a risk,
86
300087
4649
ikincisi zaten kendimi çoktan tehlikeye atmış olduğumu biliyordum,
05:04
and since not many people tried to cross during the day,
87
304736
3415
ve birçok insan gündüz vakti sınırı geçmeyi denemediğinden
05:08
I thought I might be able to cross
88
308151
1690
ben kimseye görünmeden
05:09
without being seen by anyone.
89
309841
3425
geçebilirim diye düşündüm.
05:13
I made it to China on February 15, 2006.
90
313266
3908
Çin'e 15 Şubat 2006'da ulaştım.
05:17
I was 16 years old.
91
317174
2228
16 yaşındaydım.
05:19
I thought things in China would be easier,
92
319402
2920
Çin'de her şeyin daha kolay olacağını düşünüyordum
05:22
since there was more food.
93
322322
3273
çünkü orada daha fazla yiyecek vardı.
05:25
I thought more people would help me.
94
325595
3056
Daha fazla insanın bana yardım edeceğini düşündüm.
05:28
But it was harder than living in North Korea,
95
328651
4013
Aslında Kuzey Kore'de yaşamaktan daha zordu
05:32
because I was not free.
96
332664
1695
çünkü özgür değildim.
05:34
I was always worried about being caught
97
334359
2745
Daima yakalanma ve geri gönderilme korkusu
05:37
and sent back.
98
337104
2795
vardı içimde.
05:39
By a miracle, some months later,
99
339899
3271
Bir mucize eseri, birkaç ay sonra
05:43
I met someone who was running
100
343170
1443
Kuzey Koreliler için
05:44
an underground shelter for North Koreans,
101
344613
3342
barınak işleten biriyle tanıştım,
05:47
and was allowed to live there
102
347955
2608
ve orada yaşamama izin verdi
05:50
and eat regular meals for the first time in many years.
103
350563
5352
uzun yıllar sonrasında ilk defa düzenli yemek yiyordum.
05:55
Later that year, an activist helped me escape China
104
355915
4481
Sonraki yıl, bir militan Çin'den kaçmam için bana yardım etti
06:00
and go to the United States as a refugee.
105
360396
4221
ve ABD'ye mülteci olarak gittim.
06:04
I went to America without knowing a word of English,
106
364617
3300
Amerika'ya tek bir kelime İngilizce bilmeden gittim,
06:07
yet my social worker told me that I had to go to high school.
107
367917
4379
yinede sosyal yardım uzmanım bana liseye gitmem gerektiğini söyledi.
06:12
Even in North Korea, I was an F student.
108
372296
4199
Kuzey Kore'de bile başarısız bir öğrenciydim.
06:16
(Laughter)
109
376495
1384
(Kahkaha)
06:17
And I barely finished elementary school.
110
377879
3707
Ve ilkokulu bile zar zor bitirdim.
06:21
And I remember I fought in school more than once a day.
111
381586
3304
Okulda günde birden fazla kavga ettiğimi hatırlıyorum.
06:24
Textbooks and the library were not my playground.
112
384890
3938
Kitaplar ve kütüphane benim için değildi.
06:28
My father tried very hard to motivate me into studying,
113
388828
3745
Babam sürekli beni ders çalışmaya motive etti,
06:32
but it didn't work.
114
392573
2551
ama bu bir işe yaramadı.
06:35
At one point, my father gave up on me.
115
395124
3143
Artık bir noktada babam benden umudunu kesti.
06:38
He said, "You're not my son anymore."
116
398267
3969
" Sen artık benim oğlum değilsin." dedi.
06:42
I was only 11 or 12, but it hurt me deeply.
117
402236
4752
Henüz 11 ya da 12 yaşımda olmama rağmen, beni derinden sarstı.
06:46
But nevertheless, my level of motivation
118
406988
2661
Ama yinede motivasyon seviyem
06:49
still didn't change before he died.
119
409649
4707
ölümünden öncesiyle aynıydı.
06:54
So in America, it was kind of ridiculous
120
414356
2805
İşte bu yüzden bana Amerika'da
06:57
that they said I should go to high school.
121
417161
3027
liseye gitmemi söylemeleri saçmalıktı.
07:00
I didn't even go to middle school.
122
420188
2424
Orta okula bile gitmedim ben.
07:02
I decided to go, just because they told me to,
123
422612
3384
Okula, sadece bana gitmemi söyledikleri için gitmeye karar verdim,
07:05
without trying much.
124
425996
2408
çok da çabalamadan.
07:08
But one day, I came home and my foster mother
125
428404
3413
Bir gün, eve geldim ve manevi annem
07:11
had made chicken wings for dinner.
126
431817
3209
akşam yemeği için tavuk kanadı kızartmıştı.
07:15
And during dinner, I wanted to have one more wing,
127
435026
3254
Ve yemek sırasında, daha fazla kanat yemek istedim,
07:18
but I realized there were not enough for everyone,
128
438280
3196
ama fark ettim ki herkes için yeterince yoktu,
07:21
so I decided against it.
129
441476
3497
bu yüzden itiraz etmeye karar verdim.
07:24
When I looked down at my plate,
130
444973
2325
Tabağıma baktığımda
07:27
I saw the last chicken wing, that my foster father had given me his.
131
447298
5136
manevi babamın kalan son kanadı bana verdiğini gördüm.
07:32
I was so happy.
132
452434
2318
Çok mutluydum.
07:34
I looked at him sitting next to me.
133
454752
2263
Ona baktım,
07:37
He just looked back at me very warmly,
134
457015
3316
bana sadece çok içten bakıyordu,
07:40
but said no words.
135
460331
2672
ama tek kelime söylemedi.
07:43
Suddenly I remembered my biological father.
136
463003
4844
Birdenbire, biyolojik babamı hatırladım.
07:47
My foster father's small act of love
137
467847
2973
Manevi babamın küçük sevgi gösterisi
07:50
reminded me of my father,
138
470820
2221
bana asıl babamı,
07:53
who would love to share his food with me
139
473041
3000
aç olduğunda, hatta açlıktan öldüğünde bile
07:56
when he was hungry, even if he was starving.
140
476041
4637
benimle yiyeceğini severek paylaşan adamı hatırlattı.
08:00
I felt so suffocated that I had so much food in America,
141
480678
4332
O kadar çok yiyecek vardı ki Amerika'da, tıkandığımı hissettim,
08:05
yet my father died of starvation.
142
485010
3467
gene de babam açlıktan ölmüştü.
08:08
My only wish that night was to cook a meal for him,
143
488477
4203
O gece tek isteğim onun için yemek pişirmekti,
08:12
and that night I also thought of what else I could do
144
492680
3491
ve o gece onu gururlandırmak için daha ne yapabilirim
08:16
to honor him.
145
496171
2216
diye düşündüm.
08:18
And my answer was to promise to myself
146
498387
2734
Ve kendime söz verdim,
08:21
that I would study hard and get the best education
147
501121
3430
çok çalışıp Amerika'daki en iyi eğitimi,
08:24
in America to honor his sacrifice.
148
504551
3564
onun fedakarlığını onurlandırmak uğruna kazanmaya karar verdim.
08:28
I took school seriously,
149
508115
2536
Okul işini ciddiye aldım,
08:30
and for the first time ever in my life,
150
510651
2800
ve hayatımda ilk defa
08:33
I received an academic award for excellence,
151
513451
3897
bir akademik ödül aldım
08:37
and made dean's list from the first semester in high school.
152
517348
5614
ve lisenin ilk döneminde en başarılı öğrencilerden biri oldum.
08:42
(Applause)
153
522962
7632
(Alkış)
08:50
That chicken wing changed my life.
154
530594
2730
O tavuk kanadı hayatımı değiştirdi.
08:53
(Laughter)
155
533324
4057
(Kahkaha)
08:57
Hope is personal. Hope is something
156
537381
3592
Umut kişesel bir şeydir. Onu kimse
09:00
that no one can give to you.
157
540973
2509
size veremez.
09:03
You have to choose to believe in hope.
158
543482
2920
Umuda inanmayı seçmek zorundasınız.
09:06
You have to make it yourself.
159
546402
3167
Bunu kendi başınıza yapmalısınız.
09:09
In North Korea, I made it myself.
160
549569
3240
Kuzey Kore'de bunu kendim başardım.
09:12
Hope brought me to America.
161
552809
2713
Umut beni Amerika'ya getirdi.
09:15
But in America, I didn't know what to do,
162
555522
3000
Ama Amerika'da ne yapacağımı bilemedim,
09:18
because I had this overwhelming freedom.
163
558522
5032
çünkü bu özgürlük bana fazla gelmişti.
09:23
My foster father at that dinner gave me a direction,
164
563554
4051
O akşam yemekte manevi babam bana yol gösterdi,
09:27
and he motivated me and gave me a purpose
165
567605
3526
ve beni motive edip Amerika'da yaşamak için
09:31
to live in America.
166
571131
3927
bana bir amaç verdi.
09:35
I did not come here by myself.
167
575058
3120
Buraya tek başıma gelmedim.
09:38
I had hope, but hope by itself is not enough.
168
578178
4954
Umudum vardı,ama tek başına umut hiçbir şeydir.
09:43
Many people helped me along the way to get here.
169
583132
4154
Birçok insan buraya gelmeme vesile oldu.
09:47
North Koreans are fighting hard to survive.
170
587286
3988
Kuzey Koreliler yaşamak için savaşırlar.
09:51
They have to force themselves to survive,
171
591274
2789
Hayatta kalmak için mücadele etmek zorundadırlar,
09:54
have hope to survive,
172
594063
2755
hayatta kalmak için umutları vardır,
09:56
but they cannot make it without help.
173
596818
4761
ama bunu tek başlarına yapamazlar.
10:01
This is my message to you.
174
601579
2346
Size mesajım şudur.
10:03
Have hope for yourself,
175
603925
2709
Kendinize dair umudunuz olsun,
10:06
but also help each other.
176
606634
3112
ama aynı zamanda birbirinize yardım edin.
10:09
Life can be hard for everyone, wherever you live.
177
609746
6582
Nerede yaşarsanız yaşayın, hayat herkes için zor olabilir.
10:16
My foster father didn't intend to change my life.
178
616328
3786
Manevi babam benim hayatımı değiştirmeye çalışmadı.
10:20
In the same way, you may also change someone's life
179
620114
4372
Aynı şekilde, küçük bir sevgi gösterisiyle bile
10:24
with even the smallest act of love.
180
624486
4520
birinin hayatını değiştirebilirsiniz.
10:29
A piece of bread can satisfy your hunger,
181
629006
5118
Bir ekmek parçası açlığınızı yatıştırabilir,
10:34
and having the hope will bring you bread
182
634124
3101
ve umut etmek sizi hayatta tutacak
10:37
to keep you alive.
183
637225
2285
ekmeği getirebilir.
10:39
But I confidently believe that
184
639510
3217
Ama ben eminim ve inanıyorum ki
10:42
your act of love and caring
185
642727
3458
sevginiz ve önemsemeniz
10:46
can also save another Joseph's life
186
646185
3404
başka bir Joseph'in hayatını kurtarabilir
10:49
and change thousands of other Josephs
187
649589
5442
ve hala umudu olan
10:55
who are still having hope to survive.
188
655031
4002
binlerce Josephlerin hayatlarını da kurtarabilir.
10:59
Thank you.
189
659033
1307
Teşekkürler.
11:00
(Applause)
190
660340
9098
(Alkış)
11:36
Adrian Hong: Joseph, thank you for sharing
191
696561
2825
Adrian Hong: Joseph, bu çok kişisel ve özel hikayeni
11:39
that very personal and special story with us.
192
699386
3182
bizimle paylaştığın için teşekkür ederiz.
11:42
I know you haven't seen your sister for, you said,
193
702568
3225
Söylediğine göre kız kardeşini
11:45
it was almost exactly a decade,
194
705793
2460
yaklaşık on senedir görmemişsin,
11:48
and in the off chance that she may be able to see this,
195
708253
2417
ve belki o bu videoyu bir ihtimal görebilir,
11:50
we wanted to give you an opportunity
196
710670
1827
senden kız kardeşinin sana mesaj gönderebilmesi için
11:52
to send her a message.
197
712497
2228
ona bir şans vermeni istiyoruz.
11:54
Joseph Kim: In Korean?
198
714725
1136
Joseph Kim: Korece mi?
11:55
AH: You can do English, then Korean as well.
199
715861
2608
AH: İngilizce olarak söyleyebilirsin, sonra da Korece.
11:58
(Laughter)
200
718469
3908
(Kahkaha)
12:02
JK: Okay, I'm not going to make it any longer in Korean
201
722377
2341
JK: Tamam, bunu Korece yapabileceğimi sanmıyorum artık,
12:04
because I don't think I can make it
202
724718
2741
çünkü bunu ağlamadan becerebileceğimi
12:07
without tearing up.
203
727459
3656
sanmıyorum.
12:11
Nuna, it has been already 10 years
204
731115
4721
Nuna, seni görmeyeli
12:15
that I haven’t seen you.
205
735836
6521
on sene oldu.
12:22
I just wanted to say
206
742357
3392
sadece şunu söylemek istiyorum
12:25
that I miss you, and I love you,
207
745749
4184
seni çok özledim, ve seni seviyorum,
12:29
and please come back to me and stay alive.
208
749933
4343
ve lütfen geri dön ve hayatta kal.
12:34
And I -- oh, gosh.
209
754276
4886
ve ben-- ah tanrım.
12:39
I still haven't given up my hope to see you.
210
759162
4320
Ben hala seni görebilme umudunu kaybetmedim.
12:45
I will live my life happily
211
765591
4662
Hayatımı mutlu bir şekilde yaşayacağım
12:50
and study hard
212
770253
3319
ve çok çalışacağım
12:53
until I see you,
213
773572
2077
seni görene kadar,
12:55
and I promise I will not cry again.
214
775649
4579
ve söz veriyorum bir daha ağlamayacağım.
13:00
(Laughter)
215
780228
1557
(Kahkaha)
13:01
Yes, I'm just looking forward to seeing you,
216
781785
2588
Evet, seni görmek için can atıyorum,
13:04
and if you can't find me,
217
784373
2271
ve eğer beni bulamazsan,
13:06
I will also look for you,
218
786644
3072
ben de seni arıyor olacağım,
13:09
and I hope to see you one day.
219
789716
2736
ve umarım seni bir gün görürüm.
13:12
And can I also make a small message to my mom?
220
792452
3336
Ayrıca annem için de küçük bir mesaj iletebilir miyim?
13:15
AH: Sure, please.
221
795788
1651
AH: Tabiki, lütfen.
13:17
JK: I haven't spent much time with you,
222
797439
2789
JK: Seninle çok zaman vakit geçirmedim,
13:20
but I know that you still love me,
223
800228
1912
ama biliyorum ki yine de beni seviyorsun,
13:22
and you probably still pray for me
224
802140
2944
ve muhtemelen hala benim için dua ediyorsundur
13:25
and think about me.
225
805084
3120
ve beni düşünüyorsundur.
13:28
I just wanted to say thank you
226
808204
2152
Beni bu dünyaya getirdiğin için,
13:30
for letting me be in this world.
227
810356
3534
sana teşekkür etmek istiyorum.
13:33
Thank you.
228
813890
1469
Teşekkürler.
13:35
(Applause)
229
815359
5324
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7