Tracy Chevalier: Finding the story inside the painting

Tracy Chevalier: Tabloda gizli hikayeyi bulmak

264,566 views ・ 2012-07-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Thu-Huong Ha Reviewer: Youna Jung
0
0
7000
Çeviri: Elifnaz Tuna Gözden geçirme: Meric Aydonat
00:15
I'm going to tell you about an affliction I suffer from.
1
15776
4107
Size çektiğim bir ızdırabımdan bahsedeceğim.
00:19
And I have a funny feeling that quite a few of you
2
19883
2504
Ve içimde bir çoğunuzun aynı ızdırabı çektiğine
00:22
suffer from it as well.
3
22387
1920
dair komik bir his var.
00:24
When I'm walking around an art gallery,
4
24307
2097
Bir sanat galerisi geziyor,
00:26
rooms and rooms full of paintings,
5
26404
2103
odalar dolusu tablolara bakıyorken,
00:28
after about 15 or 20 minutes,
6
28507
4517
bir 15-20 dakika sonrasında
00:33
I realize I'm not thinking about the paintings.
7
33024
1891
resimler hakkında düşünmediğimi fark ediyorum.
00:34
I'm not connecting to them.
8
34915
1608
Onlarla bağlantı kurmuyorum.
00:36
Instead, I'm thinking about that cup of coffee
9
36523
2504
Onun yerine, beni uyandırmasına son derece
00:39
I desperately need to wake me up.
10
39027
3000
ihtiyaç duyduğum bir fincan kahveyi düşünüyorum.
00:42
I'm suffering from gallery fatigue.
11
42027
3184
Galeri yorgunluğundan muzdaribim.
00:45
How many of you out there suffer from --
12
45211
2376
Aranızdan kaç kişi --
00:47
yes. Ha ha, ha ha!
13
47587
2005
evet. Ha ha, ha ha!
00:49
Now, sometimes you might last longer
14
49592
2150
Şimdi, belki 20 dakikadan daha fazla dayanabilirsiniz,
00:51
than 20 minutes, or even shorter,
15
51742
2094
ya da belki daha az, ama hepimizin
00:53
but I think we all suffer from it. And do you have
16
53836
2214
bunu yaşadığını düşünüyorum. Peki bununla birlikte
00:56
the accompanying guilt?
17
56050
2081
gelen bir suçluluk hissediyor musunuz?
00:58
For me, I look at the paintings on the wall
18
58131
2987
Benim için, duvardaki resimlere bakıyorum,
01:01
and I think, somebody has decided to put them there,
19
61118
3015
ve onları oraya koymaya karar veren kişinin,
01:04
thinks they're good enough to be on that wall,
20
64133
2528
onların o duvarı hakedecek kadar iyi olduklarını düşündüğünü düşünüyorum
01:06
but I don't always see it.
21
66661
1358
ama onu her zaman göremiyorum.
01:08
In fact, most of the time I don't see it.
22
68019
2664
Doğrusu, çoğu zaman görmüyorum.
01:10
And I leave feeling actually unhappy.
23
70683
3774
Ve oradan gerçekten mutsuz ayrılıyorum.
01:14
I feel guilty and unhappy with myself,
24
74457
3467
Resimde yanlış bir şey olduğuna inanmaktansa,
01:17
rather than thinking there's something wrong with the painting,
25
77924
2063
bende bir hata olduğuna inanarak, kendimi
01:19
I think there's something wrong with me.
26
79987
1457
suçlu ve mutsuz hissediyorum.
01:21
And that's not a good experience, to leave a gallery like that.
27
81444
2908
Ve bu iyi bir tecrübe değil, yani bir sergiyi mutsuz terketmek.
01:24
(Laughter)
28
84352
1271
(Gülüşmeler)
01:25
The thing is, I think we should give ourselves a break.
29
85623
2309
Bence kendimize bu kadar yüklenmeyi bırakmalıyız.
01:27
If you think about going into a restaurant,
30
87932
2460
Bir restorana gitmeyi düşündüğümüzde,
01:30
when you look at the menu, are you expected to order
31
90392
3687
menüye bakarken, sizden menüdeki her şeyi
01:34
every single thing on the menu?
32
94079
2183
sipariş etmeniz beklenir mi?
01:36
No! You select.
33
96262
1882
Hayır! Seçersiniz.
01:38
If you go into a department store to buy a shirt,
34
98144
3175
Tişört almak icin bir alışveriş merkezine gittiğinizde
01:41
are you going to try on every single shirt
35
101319
2977
bütün tişörtleri dener, ya da
01:44
and want every single shirt?
36
104296
1328
hepsini ister misiniz?
01:45
Of course not, you can be selective. It's expected.
37
105624
4127
Tabi ki de hayır, seçici olabilirsiniz. Bu beklenir.
01:49
How come, then, it's not so expected
38
109751
2621
Peki nasıl oluyor da, bir sanat galerisine gittiğimizde
01:52
to be selective when we go to an art gallery?
39
112372
2573
seçici olmamız o kadar da beklenmiyor?
01:54
Why are we supposed to have a connection with every single painting?
40
114945
3295
Neden her bir tabloyla bir bağ kurmamız gerekiyor?
01:58
Well I'm trying to take a different approach.
41
118240
2704
Ben farklı bir şekilde yaklaşmaya çalışıyorum.
02:00
And there's two things I do:
42
120944
1618
Ve yaptığım iki şey var:
02:02
When I go into a gallery, first of all, I go quite fast,
43
122562
4494
Bir galeriye gittiğimde, her şeyden önce, oldukça hızlı
02:07
and I look at everything, and I pinpoint the ones
44
127056
4235
hareket eder, her şeye bakarım ve bir şekilde
02:11
that make me slow down for some reason or other.
45
131291
3054
beni yavaşlatanları kafamda işaretlerim.
02:14
I don't even know why they make me slow down, but something
46
134345
2801
Beni neden yavaşlattıkklarını bile bilmem; ama bir şey
02:17
pulls me like a magnet
47
137146
2057
beni bir mıknatıs gibi kendine çeker
02:19
and then I ignore all the others, and I just go to that painting.
48
139203
3118
ve onun dışındaki hepsini yok sayar, sadece o tabloya giderim.
02:22
So it's the first thing I do is, I do my own curation.
49
142321
2464
Evet yaptığım ilk şey bu: kendi küratörüm olurum.
02:24
I choose a painting. It might just be one painting in 50.
50
144785
3296
Bir tablo seçerim. Bu 50 tanenin için de bir tane de olabilir.
02:28
And then the second thing I do is I stand in front of that painting,
51
148081
3690
Ve sonra, yaptığım diğer şey, tablonun önünde durup
02:31
and I tell myself a story about it.
52
151771
3077
kendime onunla ilgili bir hikaye anlatmak olur.
02:34
Why a story? Well, I think that we are wired,
53
154848
3598
Neden hikaye? Bence bu konuda hevesli yaratıklarız,
02:38
our DNA tells us to tell stories.
54
158446
3891
DNA'mız bize hikaye anlatmamızı söyler.
02:42
We tell stories all the time about everything,
55
162337
2369
Her zaman her şeyle ilgili hikayeler anlatırız
02:44
and I think we do it because the world is kind of a crazy, chaotic place,
56
164706
5111
ve bence bunu, dünya bir tür çılgın, kaotik bir yer olduğu için yapıyoruz,
02:49
and sometimes stories, we're trying to make sense of the world a little bit,
57
169817
3951
dünyayı az da olsa anlamaya ve,
02:53
trying to bring some order to it.
58
173768
2169
ona biraz düzen getirmeye çalışıyoruz.
02:55
Why not apply that to our looking at paintings?
59
175937
3991
Bunu neden resimlere bakışımıza uygulanmayalım ki?
02:59
So I now have this sort of restaurant menu
60
179928
3715
Şu anda elimde bir tür şu sanat galerisi ziyareti -
03:03
visiting of art galleries.
61
183643
3223
restoran menülerinden var.
03:06
There are three paintings I'm going to show you now
62
186866
3208
Size göstermek istediğim, beni devam etmekten alıkoyan
03:10
that are paintings that made me stop in my tracks
63
190074
3064
üç adet tablo var. Ve size bu tablolara ilgili
03:13
and want to tell stories about them.
64
193138
2546
hikayeler anlatmak istiyorum.
03:15
The first one needs little introduction --
65
195684
3551
İlkinin biraz takdime ihtiyacı var --
03:19
"Girl with a Pearl Earring" by Johannes Vermeer,
66
199235
3031
17. Yüzyıl Hollandalı ressam Johannes Vermeer'den
03:22
17th-century Dutch painter.
67
202266
2156
"İnci Küpeli Kız".
03:24
This is the most glorious painting.
68
204422
2500
Bu gelmiş geçmiş en ihtişamlı tablo.
03:26
I first saw it when I was 19,
69
206922
2144
Onu ilk 19 yaşındayken gördüm
03:29
and I immediately went out and got a poster of it,
70
209066
2280
ve anında çıkıp bir posterini aldım,
03:31
and in fact I still have that poster. 30 years later it's hanging in my house.
71
211346
4157
o poster hala duruyor. 30 yıl geçti, evimde asılı.
03:35
It's accompanied me everywhere I've gone,
72
215503
3150
Gittiğim her yerde bana eşlik etti,
03:38
I never tire of looking at her.
73
218653
2344
O kıza bakmaktan hiç bir zaman yorulmuyorum.
03:40
What made me stop in my tracks about her to begin with
74
220997
3779
Onunla ilgili, beni devam etmekten alıkoyan şey,
03:44
was just the gorgeous colors he uses
75
224776
2557
her şeyden önce ressamın kullandığı muhteşem renkler
03:47
and the light falling on her face.
76
227333
1944
ve kızın yüzüne düşen ışık.
03:49
But I think what's kept me still coming back
77
229277
2784
Ama bence yıllar sonra bile beni ondan koparamayan
03:52
year after year is another thing, and that is
78
232061
3056
daha başka bir şey, o da şu:
03:55
the look on her face, the conflicted look on her face.
79
235117
3694
kızın yüzündeki bakış, yüzündeki çelişkili bakış.
03:58
I can't tell if she's happy or sad,
80
238811
2418
Mutlu mü, üzgün mü olduğunu anlayamıyorum
04:01
and I change my mind all the time.
81
241229
2967
ve sürekli fikrim değişiyor.
04:04
So that keeps me coming back.
82
244196
3599
Beni sürekli geri döndüren işte bu.
04:07
One day, 16 years after I had this poster on my wall,
83
247795
4009
Bir gün, bu posteri duvarıma asmamdan 16 yıl sonra,
04:11
I lay in bed and looked at her,
84
251804
2682
yatağımda yattım ve kıza baktım,
04:14
and I suddenly thought, I wonder what
85
254486
2579
birden bire ressamın kıza, öyle bakmasın sağlayacak
04:17
the painter did to her to make her look like that.
86
257065
3918
ne yapmış olabileceğini merak ettigimi düşündüm.
04:20
And it was the first time I'd ever thought that
87
260983
2944
İşte o an ilk defa kızın yüzündeki ifadenin,
04:23
the expression on her face is actually reflecting
88
263927
2800
kendisinin aslında ressama karşı hissettiklerini
04:26
how she feels about him.
89
266727
2139
yansıttığını düşündüm.
04:28
Always before I'd thought of it as a portrait of a girl.
90
268866
3156
Önceden bunun sadece bir kızın portresi olduğunu düşündürdüm.
04:32
Now I began to think of it as a portrait of a relationship.
91
272022
4769
Oysa şimdi bir ilişkinin portresi olduğunu düşünmeye başlamıştım.
04:36
And I thought, well, what is that relationship?
92
276791
2832
Ve düşündüm, evet, nedir bu ilişki?
04:39
So I went to find out. I did some research and discovered,
93
279623
3208
Ve bulmaya gittim. Bazı araştırmalar yaptım ve kızın kim olduğu
04:42
we have no idea who she is.
94
282831
2325
hakkında en ufak fikrimizin olmadığını keşfettim.
04:45
In fact, we don't know who any of the models
95
285156
2347
Aslinda Vermeer'in eserlerindeki hiç bir modelin
04:47
in any of Vermeer's paintings are,
96
287503
2360
kim olduğunu bilmiyoruz;
04:49
and we know very little about Vermeer himself.
97
289863
2127
Vermeer'in kendisiyle alakalı da çok az şey biliyoruz.
04:51
Which made me go, "Yippee!"
98
291990
2774
Bunun üzerinei kendi kendime "Yippi!" dedim.
04:54
I can do whatever I want, I can come up with whatever story I want to.
99
294764
4659
İstediğimi yapabilir, dilediğim hikayeyi yazabilirdim.
04:59
So here's how I came up with the story.
100
299423
2596
Evet, işte hikayeyi böyle oluşturdum.
05:02
First of all, I thought,
101
302019
1877
Her şeyden önce kızı eve getirmem
05:03
I've got to get her into the house.
102
303896
2092
gerektiğini düşündüm.
05:05
How does Vermeer know her?
103
305988
2488
Vermeer onu nereden tanıyor?
05:08
Well, there've been suggestions that
104
308476
1544
Yani, kızın onun 12 yaşındaki çocuğu
05:10
she is his 12-year-old daughter.
105
310020
4423
olduguna dair önermeler vardı.
05:14
The daughter at the time was 12 when he painted the painting.
106
314443
2225
Vermeer o tabloyu çizdiğinde kızı 12 yaşındaydı.
05:16
And I thought, no, it's a very intimate look,
107
316668
2696
Ve düşündüm, hayır, bu cok yakın bir bakış,
05:19
but it's not a look a daughter gives her father.
108
319364
2184
ama bir kızın babasına vereceği cinsten degil, dedim.
05:21
For one thing, in Dutch painting of the time,
109
321548
1840
Bir kere, zamanın Hollanda resminde,
05:23
if a woman's mouth was open, it was indicating sexual availability.
110
323388
3592
bir kadının ağzının açık olması cinsel uygunluğa işaret ediyordu.
05:26
It would have been inappropriate for Vermeer
111
326980
1888
Vermeer için kızını o sekilde çizmek
05:28
to paint his daughter like that.
112
328868
1896
uygunsuz kaçardı.
05:30
So it's not his daughter, but it's somebody
113
330764
1880
Yani, kızı degil, ama ona yakın olan biri,
05:32
close to him, physically close to him.
114
332644
2250
ona fiziksel olarak yakın olan biri.
05:34
Well, who else would be in the house?
115
334894
2264
Peki evin içinde başka kim olabilirdi?
05:37
A servant, a lovely servant.
116
337158
3383
Bir hizmetçi, sevimli bir hizmetçi.
05:40
So, she's in the house.
117
340541
1561
Evet, kız evde.
05:42
How do we get her into the studio?
118
342102
2661
Peki onu nasıl stüdyoya getireceğiz?
05:44
We don't know very much about Vermeer,
119
344763
2134
Vermeer hakkında cok şey bilmiyoruz, fakat
05:46
but the little bits that we do know, one thing we know
120
346897
2139
bildiğimiz bazı şeyler, kendisinin katolik bir kadınla
05:49
is that he married a Catholic woman, they lived with her mother
121
349036
2991
evli olduğu, eşinin annesiyle birlikte, kendine ait
05:52
in a house where he had his own room
122
352027
2273
bir odasının - bir stüdyosunun olduğu bir
05:54
where he -- his studio. He also had 11 children.
123
354300
4283
evde yaşadıkları. Bir de 11 çocuğu vardı.
05:58
It would have been a chaotic, noisy household.
124
358583
3077
Ev kaotik, gürültülü bir ev olsa gerek.
06:01
And if you've seen Vermeer's paintings before,
125
361660
2944
Ve daha önce Vermeer'in çizimlerini gördüyseniz,
06:04
you know that they're incredibly calm and quiet.
126
364604
3864
inanılmaz sessiz ve sakin olduklarını bilirsiniz.
06:08
How does a painter paint such calm, quiet paintings with 11 kids around?
127
368468
3896
Bir ressam etrafında 11 çocukla nasıl bu kadar sakin, sessiz resimler yapabilir?
06:12
Well, he compartmentalizes his life.
128
372364
2296
Hayatını bölümlere ayırarak...
06:14
He gets to his studio, and he says, "Nobody comes in here.
129
374660
3680
Stüdyosuna gider ve "Buraya kimse gelmeyecek.
06:18
Not the wife, not the kids. Okay, the maid can come in and clean."
130
378340
4728
Ne eş, ne çocuklar. Tamam, hizmetçi gelip temizlik yapabilir." der.
06:23
She's in the studio. He's got her in the studio, they're together.
131
383068
7051
Artık stüdyodadır. Vermeer onu stüdyoya almıştır, birliktelerdir.
06:30
And he decides to paint her.
132
390119
2080
Ve Vermeer onu çizmeye karar verir.
06:32
He has her wear very plain clothes.
133
392199
2268
Kıza sade kıyafetler giydirir.
06:34
Now, all of the women, or most of the women in Vermeer's other paintings
134
394467
3371
Şimdi, Vermeer'in çizdiği bütün kadınlar, ya da çoğu kadın
06:37
wore velvet, silk, fur, very sumptuous materials.
135
397838
5966
kadife, ipek, kürk, çok şaşaalı materyaller giyerdi.
06:43
This is very plain; the only thing that isn't plain
136
403804
2520
Bu çok sade; sade olmayan tek şey
06:46
is her pearl earring.
137
406324
2040
kızın inci küpesi.
06:48
Now, if she's a servant, there is no way she could afford
138
408364
3447
Şimdi, kız eğer bir hizmetçiye, bir çift inci küpeye gücünün
06:51
a pair of pearl earrings.
139
411811
2207
yetmesinin imkanı yok.
06:54
So those are not her pearl earrings. Whose are they?
140
414018
3262
Yani bunlar onun küpeleri degil. Kimin peki?
06:57
We happen to know, there's a list of Catharina, the wife's clothes.
141
417280
5041
Catharina'nın, Vermeer'in eşinin kıyafetlerinin bir listesi olduğunu biliyoruz.
07:02
Amongst them a yellow coat with white fur,
142
422321
3616
Beyaz kürklü sarı bir ceket,
07:05
a yellow and black bodice,
143
425937
1747
bir sarı ve bir siyah korsaj
07:07
and you see these clothes on lots of other paintings,
144
427684
3694
ve bu kıyafetleri birçok başka tabloda görürsünüz,
07:11
different women in the paintings, Vermeer's paintings.
145
431378
3114
Vermeer'in tablolarındaki başka kadınlarda.
07:14
So clearly, her clothes were lent to various different women.
146
434492
4478
Yani açıkça, kıyafetleri bir çok farklı kadına ödünç verilmişti.
07:18
It's not such a leap of faith to take
147
438970
2519
Bu noktada inci küpenin Vermeer'in eşine ait olduğunu
07:21
that that pearl earring actually belongs to his wife.
148
441489
3584
kabul etmek, o kadar da absürd kaçmaz herhalde.
07:25
So we've got all the elements for our story.
149
445073
3177
İşte, hikayemiz için gereken bütün elementlere sahibiz.
07:28
She's in the studio with him for a long time.
150
448250
2430
Kız çok uzun süredir Vermeer'le birlikte stüdyoda.
07:30
These paintings took a long time to make.
151
450680
2043
Bu tabloları yapmak cok zaman alır.
07:32
They would have spent the time alone, all that time.
152
452723
2871
O zamanı yalnız geçirmiş olsalar gerek, onca zamanı.
07:35
She's wearing his wife's pearl earring.
153
455594
2000
Kız Vermeer'in eşinin küpelerini takıyor.
07:37
She's gorgeous. She obviously loves him. She's conflicted.
154
457594
2815
Kız mükemmel ve açıkça Vermeer'i seviyor. İç çatışması var.
07:40
And does the wife know? Maybe not.
155
460409
2792
Peki Vermeer'in eşi biliyor mü? Belki hayır.
07:43
And if she doesn't, well --
156
463201
3378
Ve eğer bilmiyorsa, işte --
07:46
that's the story.
157
466579
1855
hikaye bu.
07:48
(Laughter)
158
468434
2177
(Gülüşmeler)
07:50
The next painting I'm going to talk about
159
470611
2590
Hakkında konuşacağım bir sonraki tablo
07:53
is called "Boy Building a House of Cards" by Chardin.
160
473201
3247
Chardin'den "İskambil Kağıtlarından Ev".
07:56
He's an 18th-century French painter best known for his still lifes,
161
476448
4376
Kendisi en çok natürmortlarıyla bilinen 18. Yüzyıl Fransız ressamı,
08:00
but he did occasionally paint people.
162
480824
2593
ama arada sırada insan portreleri de çizerdi.
08:03
And in fact, he painted four versions of this painting,
163
483417
3967
Hatta kendisi bu tablonun dört farklı versiyonunu çizmiş,
08:07
different boys building houses of cards, all concentrated.
164
487384
3960
iskambil kağıtlarından ev yapan farklı cocuklar, her biri konsantre olmuş.
08:11
I like this version the best, because some of the boys
165
491344
3464
Ben en çok bu versiyonu seviyorum, çünkü bazı çocuklar
08:14
are older and some are younger, and to me, this one,
166
494808
3393
daha büyük, bazıları daha küçük ve bana göre bu
08:18
like Goldilocks's porridge, is just right.
167
498201
2952
tıpkı Goldilocks'un yulaf lapası gibi, tam olması gerektiği gibi.
08:21
He's not quite a child, and he's not quite a man.
168
501153
3991
Tam anlamıyla bir çocuk da değil, yetişkin de.
08:25
He's absolutely balanced between innocence and experience,
169
505144
4793
Masumiyetle deneyim arasında mükemmel bir dengede duruyor
08:29
and that made me stop in my tracks in front of this painting.
170
509937
4483
ve işte bu beni tablonun önünde durdurup, yürümeye devam etmekten alıkoydu.
08:34
And I looked at his face. It's like a Vermeer painting a bit.
171
514420
3717
Gencin yüzüne baktım. Biraz Vermeer'in eserlerini andırıyor.
08:38
The light comes in from the left, his face is bathed
172
518137
2623
Işık soldan geliyor ve gencin yüzü bu parlayan ışıkta
08:40
in this glowing light. It's right in the center of the painting,
173
520760
2224
yıkanıyor. Tablonun tam da ortasında duruyor ve ona
08:42
and you look at it, and I found that when I was looking at it,
174
522984
3012
bakıyorsunuz. Farkettim ki tabloya baktığımda,
08:45
I was standing there going,
175
525996
1207
orda kendi kendime "Bana bak.
08:47
"Look at me. Please look at me."
176
527203
2953
Lütfen bana bak." dediğimi farkettim.
08:50
And he didn't look at me. He was still looking at his cards,
177
530156
2736
Bana bakmadı. Hala kartlarına bakıyordu
08:52
and that's one of the seductive elements of this painting is,
178
532892
2752
ve işte bu tablonun baştan çıkarcı unsurlarından biri de bu,
08:55
he's so focused on what he's doing that he doesn't look at us.
179
535644
4490
genç yaptığı şeye o kadar odaklanmış ki, bize bakmıyor.
09:00
And that is, to me, the sign of a masterpiece,
180
540134
3893
Ve bana göre bir tablodaki çözümsüzlük
09:04
of a painting when there's a lack of resolution.
181
544027
3977
onun bir başyapıt olduğunun işareti.
09:08
He's never going to look at me.
182
548004
1521
Genç bana asla bakmayacak.
09:09
So I was thinking of a story where,
183
549525
1679
Ben de bunun üzerine ben de bir hikaye bulmaya
09:11
if I'm in this position, who could be there looking at him?
184
551204
3216
çalışıyordum: ben bu durumdaysam ona kim bakıyor olabilirdi?
09:14
Not the painter, I don't want to think about the painter.
185
554420
2202
Ressam değil, ressamı düşünmek istemiyorum.
09:16
I'm thinking of an older version of himself.
186
556622
2526
Gencin daha yaşlı bir versiyonunu düşünüyorum.
09:19
He's a man, a servant, an older servant looking at this younger servant,
187
559148
5945
Bir adam, bir uşak, daha yaşlı olan uşak, genç olana bakıyor
09:25
saying, "Look at me. I want to warn you about
188
565093
2471
ve "Bana bak. Yaşamak üzere olduğun şeyle ilgili
09:27
what you're about to go through. Please look at me."
189
567564
2450
seni uyarmak istiyorum. Lütfen bana bak." diyor.
09:30
And he never does.
190
570014
1526
Ve genç bakmıyor.
09:31
And that lack of resolution, the lack of resolution in "Girl with a Pearl Earring" --
191
571540
3803
Ve bu çözümsüzlük, " İnci Küpeli Kız"daki çözümsüzlük --
09:35
we don't know if she's happy or sad.
192
575343
2044
mutlu mu üzgün mü olduğunu bilmiyoruz.
09:37
I've written an entire novel about her,
193
577387
1649
O kızla ilgili koca bir roman yazdım
09:39
and I still don't know if she's happy or sad.
194
579036
2000
ve hala, mutlu mu üzgün mü bilmiyorum.
09:41
Again and again, back to the painting,
195
581036
2104
Tekrar tekrar resme geri dönüyor,
09:43
looking for the answer, looking for the story to fill in that gap.
196
583140
4681
cevabı ve boşluğu dolduracak o hikayeyi arıyorum.
09:47
And we may make a story, and it satisfies us momentarily,
197
587821
3447
Belki bir hikaye bulabiliriz ve o hikaye bizi bir an için tatmin
09:51
but not really, and we come back again and again.
198
591268
5815
edebilir, ama gerçekten değil ve sürekli geri doneriz.
09:57
The last painting I'm going to talk about
199
597083
2538
Hakkında konuşmak istediğim son tablo
09:59
is called "Anonymous" by anonymous. (Laughter)
200
599621
4864
anonimden "Anonim" (Gülüşmeler)
10:04
This is a Tudor portrait bought by the National Portrait Gallery.
201
604485
3051
Bu Ulusal Portre Galerisi tarafından alınmış bir Tudor portresi.
10:07
They thought it was a man named Sir Thomas Overbury,
202
607536
2613
Onun Sör Thomas Overbury adında bir adam olduğunu
10:10
and then they discovered that it wasn't him,
203
610149
2664
düşünmüşlerdi ama sonra o olmadığını keşfettiler
10:12
and they have no idea who it is.
204
612813
1600
ve kim olduğu hakkında hiç bir fikirleri yok.
10:14
Now, in the National Portrait Gallery,
205
614413
2143
Şimdi, Ulusal Portre Galerisinde,
10:16
if you don't know the biography of the painting,
206
616556
1769
tablonun biyografisini bilmiyorsanız,
10:18
it's kind of useless to you.
207
618325
1624
o tablo size bir şey ifade etmez.
10:19
They can't hang it on the wall, because they don't know who he is.
208
619949
2424
Kim olduğunu bilmedikleri için onu duvara asamazlar.
10:22
So unfortunately, this orphan spends most of his time in storage,
209
622373
4904
Ve ne yazık ki bu yetim zamanım çoğunu,
10:27
along with quite a number of other orphans,
210
627277
2144
içlerinden bazıları güzel tablolar olan
10:29
some of them some beautiful paintings.
211
629421
2511
diğer yetimlerin arasında, depoda geçirir.
10:31
This painting made me stop in my tracks for three reasons:
212
631932
5003
Bu tablo beni üç sebepten devam etmekten alıkoydu:
10:36
One is the disconnection between his mouth
213
636935
2877
Birincisi, gülümseyen ağzıyla hüzünlü bakan
10:39
that's smiling and his eyes that are wistful.
214
639812
2705
gözleri arasındaki kopukluk.
10:42
He's not happy, and why isn't he happy?
215
642517
3007
O mutlu değil, peki neden mutlu değil?
10:45
The second thing that really attracted me
216
645524
3717
Beni gerçekten cezbeden bir diğer şey
10:49
were his bright red cheeks.
217
649241
1716
canlı, kırmızı yanaklarıydı.
10:50
He is blushing. He's blushing for his portrait being made!
218
650957
3607
Yüzü kızarıyor. Resmi yapığı için yüzü kızarıyor!
10:54
This must be a guy who blushes all the time.
219
654564
3034
Bu sürekli kızaran bir çocuk olmalı.
10:57
What is he thinking about that's making him blush?
220
657598
2142
yüzünü kızaracak ne düşünüyor olabilir?
10:59
The third thing that made me stop in my tracks
221
659740
3776
Beni devam etmekten alıkoyan üçüncü şey ise
11:03
is his absolutely gorgeous doublet.
222
663516
2800
giydiği tam anlamıyla mükemmel yeleği.
11:06
Silk, gray, those beautiful buttons.
223
666316
3568
İpek, gri, o güzel düğmeler.
11:09
And you know what it makes me think of,
224
669884
1632
Ve bana ne düşündürüyor biliyor musunuz,
11:11
is it's sort of snug and puffy; it's like a duvet spread over a bed.
225
671516
4792
biraz rahat ve pofuduk gibi; bir yatağın üstüne serilmiş yorgan gibi.
11:16
I kept thinking of beds and red cheeks,
226
676308
2656
Yatakları ve kırmızı yanakları düşünmeye devam ettim
11:18
and of course I kept thinking of sex when I looked at him,
227
678964
2760
ve tabii ki ona bakınca seksi düşünmeye de devam ettim,
11:21
and I thought, is that what he's thinking about?
228
681724
2608
sonra düşündüm, onun da düşündüğü şey bu mu?
11:24
And I thought, if I'm going to make a story,
229
684332
2272
Dedim ki, eğer bir hikaye yazacaksam,
11:26
what's the last thing I'm going to put in there?
230
686604
1984
ona en son ekleyeceğim şey ne olurdu?
11:28
Well, what would a Tudor gentleman be preoccupied with?
231
688588
3630
Yani, bir Tudor beyefendisi neyle meşgul olurdu?
11:32
And I thought, well, Henry VIII, okay.
232
692218
1930
VIII Henry dedim, tamam.
11:34
He'd be preoccupied with his inheritance, with his heir.
233
694148
4144
Mirasıyla, mirasçısıyla meşgul olurdu.
11:38
Who is going to inherit his name and his fortune?
234
698292
3649
İsmi ve serveti kime miras kalacaktı?
11:41
You put all those together, and you've got your story
235
701941
3880
Bunların hepsini bir araya getiriyorsunuz ve işte, sizi sürekli
11:45
to fill in that gap that makes you keep coming back.
236
705821
3354
sürekli o boşluğu doldurmak için geri döndüren hikayeniz hazır.
11:49
Now, here's the story.
237
709175
4721
İşte hikaye.
11:53
It's short.
238
713896
2930
Kısa.
11:56
"Rosy"
239
716826
2731
"Rosy"
11:59
I am still wearing the white brocade doublet Caroline gave me.
240
719557
4050
Hala Caroline'ın verdiği sırmalı ipek yeleği giyiyorum.
12:03
It has a plain high collar, detachable sleeves
241
723607
4311
Sade yüksek bir yakası, çıkarılabilir kolları,
12:07
and intricate buttons of twisted silk thread,
242
727918
3176
burma ipek ipliklerin karışık düğmeleri vardı
12:11
set close together so that the fit is snug.
243
731094
2926
ve tam da üzerime oturacak gibi dikilmişti.
12:14
The doublet makes me think of a coverlet on the vast bed.
244
734020
3563
Yelek bana kocaman bir yatağın üzerine serilmiş bir örtüyü hatırlatıyordu.
12:17
Perhaps that was the intention.
245
737583
3750
Belki de niyet buydu.
12:21
I first wore it at an elaborate dinner her parents held in our honor.
246
741333
4918
Onu ilk defa, ailesinin bizim şerefimize verdiği özel bir yemekte giymiştim.
12:26
I knew even before I stood up to speak
247
746251
1826
Konuşmak için ayağa kalkmadan önce bile
12:28
that my cheeks were inflamed.
248
748077
2569
yanaklarımın alev alev olduklarını biliyordum.
12:30
I have always flushed easily, from physical exertion,
249
750646
3701
Hep kolay kızarırım; fiziksel efordan,
12:34
from wine, from high emotion.
250
754347
2355
şaraptan, kuvvetli duygulanmalardan.
12:36
As a boy, I was teased by my sisters and by schoolboys,
251
756702
4465
Çocukken, kız kardeşlerim ve arkadaşlarım benimle dalga geçerlerdi,
12:41
but not by George.
252
761167
2447
George değil.
12:43
Only George could call me Rosy.
253
763614
3074
Sadece George bana Rosy diyebilirdi.
12:46
I would not allow anyone else.
254
766688
2159
Başkalarına izin vermezdim.
12:48
He managed to make the word tender.
255
768847
4224
O bu kelimeyi şefkatli bir hale getirmeyi başarmıştı.
12:53
When I made the announcement, George did not
256
773071
2799
Duyuruyu yaptığımda George kızarmadı,
12:55
turn rosy, but went pale as my doublet.
257
775870
3064
aksine yeleğim gibi solgunlaşıverdi.
12:58
He should not have been surprised.
258
778934
1904
Şaşırmamış olmalıydı.
13:00
It has been a common assumption
259
780838
1672
Bir gün kuzeniyle evleneceğim
13:02
that I would one day marry his cousin.
260
782510
3848
yaygın bir varsayımdı.
13:06
But it is difficult to hear the words aloud.
261
786358
2584
Ama bunu bizzat duymak zor olsa gerek.
13:08
I know, I could barely utter them.
262
788942
3301
Biliyorum, zar zor söyleyebiliyordum.
13:12
Afterwards, I found George on the terrace overlooking the kitchen garden.
263
792243
4402
Sonradan, George'u terasta, mutfak bahçesine bakarken buldum.
13:16
Despite drinking steadily all afternoon, he was still pale.
264
796645
5257
Bütün öğleden sonra durmadan içmiş olmasına rağmen, hala solgundu.
13:21
We stood together and watched the maids cut lettuces.
265
801902
4225
Yan yana durup, hizmetçilerin marul kesmelerini izledik.
13:26
"What do you think of my doublet?" I asked.
266
806127
2262
"Yeleğimi nasıl buldun?" diye sordum.
13:28
He glanced at me. "That collar looks to be strangling you."
267
808389
5444
Bana baktı. "Yakası seni boğuyor gibi görünüyor."
13:33
"We will still see each other," I insisted.
268
813833
2004
"Birbirimizi görmeye devam edeceğiz" diye ısrar ettim.
13:35
"We can still hunt and play cards and attend court.
269
815837
3288
"Hala avlanabilir, kart oynayabilir, oturumlara katılabiliriz.
13:39
Nothing need change."
270
819125
1736
Hiçbir şeyin değişmesine gerek yok."
13:40
George did not speak.
271
820861
3717
George konuşmadı.
13:44
"I am 23 years old. It is time for me to marry
272
824578
3394
"Ben 23 yaşındayım. Evlenmem ve bir varis
13:47
and produce an heir. It is expected of me."
273
827972
4105
dünyaya getirmem gerekiyor. Bu benden bekleniyor."
13:52
George drained another glass of claret and turned to me.
274
832077
3581
George bir bardak şarap daha koydu ve bana döndü.
13:55
"Congratulations on your upcoming nuptials, James.
275
835658
4083
"Yaklaşan nikahını tebrik ederim, James.
13:59
I'm sure you'll be content together."
276
839741
4836
Eminim birlikte mutlu olacaksınız."
14:04
He never used my nickname again.
277
844577
3317
Takma adımı bir daha asla kullanmadı.
14:07
Thank you.
278
847894
1759
Teşekkürler.
14:09
(Applause)
279
849653
3382
(Alkış)
14:13
Thank you.
280
853035
1182
Teşekkürler.
14:14
(Applause)
281
854217
1547
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7