Jennifer Pahlka: Coding a better government

Jennifer Pahlka:Daha iyi devlet kurumları programlamak

96,952 views

2012-03-08 ・ TED


New videos

Jennifer Pahlka: Coding a better government

Jennifer Pahlka:Daha iyi devlet kurumları programlamak

96,952 views ・ 2012-03-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gamze Özkan Gözden geçirme: Diba Szamosi
00:15
So a couple of years ago I started a program
0
15260
3000
Bir kaç yıl önce
00:18
to try to get the rockstar tech and design people
1
18260
4000
alanlarında parlak teknoloji ve dizayn insanlarının
00:22
to take a year off
2
22260
2000
bir yıl izin alarak
00:24
and work in the one environment
3
24260
2000
neredeyse nefret etmeleri beklenen herşeyi temsil eden
00:26
that represents pretty much everything they're supposed to hate;
4
26260
3000
bir ortamda çalışmalarını sağlayacak bir program başlattım,
00:29
we have them work in government.
5
29260
3000
onları devlet kurumlarında çalıştırdık.
00:32
The program is called Code for America,
6
32260
2000
Bu programın adı Amerika için Programla,
00:34
and it's a little bit like a Peace Corps for geeks.
7
34260
3000
ve bu biraz teknoloji dahileri barış gücü gibi bir şey.
00:37
We select a few fellows every year
8
37260
3000
Her yıl bir kaç arkadaş seçiyoruz
00:40
and we have them work with city governments.
9
40260
3000
ve onların belediyelerle birlikte çalışmasını sağlıyoruz.
00:43
Instead of sending them off into the Third World,
10
43260
3000
Onları üçüncü dünyaya göndermektense,
00:46
we send them into the wilds of City Hall.
11
46260
2000
belediye binalarının vahşiliğinin içine gönderiyoruz.
00:48
And there they make great apps, they work with city staffers.
12
48260
3000
Ve belediye çalışanları ile birlikte harika uygulamalar yaratıyorlar.
00:51
But really what they're doing is they're showing what's possible
13
51260
3000
Ama aslında yaptıkları şey bugün teknoloji ile
00:54
with technology today.
14
54260
2000
nelerin mümkün olduğunu gösteriyorlar.
00:56
So meet Al.
15
56260
2000
Al ile tanışın.
00:58
Al is a fire hydrant in the city of Boston.
16
58260
2000
Al Boston şehrinde bir yangın musluğu.
01:00
Here it kind of looks like he's looking for a date,
17
60260
3000
Burada Al bir flört arıyormuş gibi görünüyor,
01:03
but what he's really looking for is for someone to shovel him out when he gets snowed in,
18
63260
3000
fakat aslında onun aradığı karla kaplandığında onu küreyip temizleyecek biri,
01:06
because he knows he's not very good at fighting fires
19
66260
2000
çünkü Al biliyor ki üzeri 1 metre karla kaplıyken
01:08
when he's covered in four feet of snow.
20
68260
3000
yangınla mücadelede pek etkili olamıyor.
01:11
Now how did he come to be looking for help
21
71260
2000
Şimdi nasıl oldu da Al bu çok eşsiz yol ile
01:13
in this very unique manner?
22
73260
2000
yardım arama noktasına geldi?
01:15
We had a team of fellows in Boston last year
23
75260
2000
Geçtiğimiz yıl Boston'da
01:17
through the Code for America program.
24
77260
2000
Amerika için Programla girişimi kapsamında çalışan bir takımımız vardı.
01:19
They were there in February, and it snowed a lot in February last year.
25
79260
3000
Şubat ayında oradalardı ve geçtiğimiz Şubat ayında çok kar yağdı
01:22
And they noticed that the city never gets
26
82260
2000
Ve farkına vardılar ki belediye
01:24
to digging out these fire hydrants.
27
84260
2000
bu yangın musluklarını asla kazıp çıkarmıyor.
01:26
But one fellow in particular,
28
86260
2000
Fakat özellikle bir arkadaş,
01:28
a guy named Erik Michaels-Ober,
29
88260
2000
Erik Michaels-Ober isimli biri
01:30
noticed something else,
30
90260
2000
başka bir şeyin daha farkına vardı,
01:32
and that's that citizens are shoveling out sidewalks
31
92260
2000
o da şu ki vatandaşlar bu yangın musluklarının önündeki
01:34
right in front of these things.
32
94260
2000
kaldırımları küreyerek temizliyorlardı.
01:36
So he did what any good developer would do,
33
96260
2000
Dolayısıyla iyi bir bilgisayar programcısının yapacağını yaptı,
01:38
he wrote an app.
34
98260
2000
bir uygulama yazdı.
01:40
It's a cute little app where you can adopt a fire hydrant.
35
100260
2000
Bu bir yangın musluğunu evlat edinebileceğiniz küçük, sevimli bir uygulama.
01:42
So you agree to dig it out when it snows.
36
102260
2000
Böylece kar yağdığında bu musluğu kazıp ortaya çıkaracağınızı kabul etmiş oluyorsunuz.
01:44
If you do, you get to name it,
37
104260
2000
Eğer bunu yaparsanız, adını koymaya hak kazanıyorsunuz,
01:46
and he called the first one Al.
38
106260
2000
ve Erik böylece ilk yangın musluguna Al ismini verdi.
01:48
And if you don't, someone can steal it from you.
39
108260
2000
Eğer yapmazsanız, biri onu sizden çalabilir.
01:50
So it's got cute little game dynamics on it.
40
110260
3000
Bu uygulamanın içinde sevimli küçük oyun dinamikleri de var.
01:53
This is a modest little app.
41
113260
2000
Bu mütevazı küçük bir uygulama.
01:55
It's probably the smallest
42
115260
2000
Bu büyük ihtimalle
01:57
of the 21 apps that the fellows wrote last year.
43
117260
2000
geçtiğimiz yıl arkadaşların yazdığı 21 uygulamanın en küçük olanı.
01:59
But it's doing something
44
119260
2000
Fakat bu uygulama hiç bir kurumsal teknolojinin
02:01
that no other government technology does.
45
121260
2000
yapamadığı bir şeyi yapıyor.
02:03
It's spreading virally.
46
123260
3000
İnternet üzerinden yayılıyor.
02:06
There's a guy in the I.T. department of the City of Honolulu
47
126260
3000
Honolulu Belediyesi bilişim bölümünde çalışan biri
02:09
who saw this app and realized
48
129260
2000
bu uygulamayı görüyor ve onu kar için değil ama
02:11
that he could use it, not for snow,
49
131260
2000
şehir sakinlerinin tsunami sirenlerini evlat edinmeleri için
02:13
but to get citizens to adopt tsunami sirens.
50
133260
4000
kullanabileceğinin farkına varıyor.
02:17
It's very important that these tsunami sirens work,
51
137260
2000
Bu tsunami sirenlerinin çalışması çok önemli,
02:19
but people steal the batteries out of them.
52
139260
2000
fakat insanlar sirenlerin bataryalarını çalıyorlar.
02:21
So he's getting citizens to check on them.
53
141260
2000
Böylece bu arkadaş şehir sakinlerinin sirenleri kontrol etmesini sağlamış oluyor.
02:23
And then Seattle decided to use it
54
143260
3000
Ve sonra Seattle da bu uygulamayı kullanmaya karar verdi,
02:26
to get citizens to clear out clogged storm drains.
55
146260
3000
şehir sakinlerinin tıkanmış rögarları temizlemelerini sağlamak için.
02:29
And Chicago just rolled it out
56
149260
2000
Chicago bu uygulamayı henüz uygulamaya koydu,
02:31
to get people to sign up to shovel sidewalks when it snows.
57
151260
3000
sakinlerinin kar yağdığında kaldırımları temizlemek için kayıt olmaları için.
02:34
So we now know of nine cities
58
154260
2000
Bu uygulamayı kullanmayı planlayan
02:36
that are planning to use this.
59
156260
2000
9 şehir daha biliyoruz.
02:38
And this has spread just frictionlessly,
60
158260
2000
Bu uygulama anlaşmazlık olmadan,
02:40
organically, naturally.
61
160260
2000
doğal ve organik olarak yayıldı.
02:42
If you know anything about government technology,
62
162260
2000
Eğer kurumların teknolojileri hakkında her hangi bir şey biliyorsanız,
02:44
you know that this isn't how it normally goes.
63
164260
4000
normalde işlerin böyle yürümediğini bilirsiniz.
02:48
Procuring software usually takes a couple of years.
64
168260
3000
Bir yazılımın temin edilmesi genellikle bir kaç yıl alır.
02:51
We had a team that worked on a project in Boston last year
65
171260
3000
Geçtiğimiz yıl bir ekibimiz Boston'da, üç kişinin yaklaşık
02:54
that took three people about two and a half months.
66
174260
3000
2.5 ayını alan bir projede çalıştı.
02:57
It was a way that parents could figure out
67
177260
2000
Bu ebebeynlerin hangi devlet okulunun çocukları için
02:59
which were the right public schools for their kids.
68
179260
2000
uygun olduğuna karar vermelerine yardım edecek bir yoldu.
03:01
We were told afterward that if that had gone through normal channels,
69
181260
3000
Daha sonra bize söylendi ki bu proje her zamanki yollardan yapılsaydı
03:04
it would have taken at least two years
70
184260
3000
en azından iki yıl
03:07
and it would have cost about two million dollars.
71
187260
3000
ve iki milyon dolara mal olacaktı.
03:10
And that's nothing.
72
190260
2000
Ve bu hiç bir şey.
03:12
There is one project in the California court system right now
73
192260
2000
Şu anda Kaliforniya mahkeme sistemleri ile ilgili bir proje var,
03:14
that so far cost taxpayers
74
194260
2000
vergi mükelleflerine şimdiye kadar
03:16
two billion dollars,
75
196260
2000
2 milyon dolara mal oldu
03:18
and it doesn't work.
76
198260
2000
ve çalışmadı.
03:20
And there are projects like this
77
200260
2000
Ve bunun benzeri projeler,
03:22
at every level of government.
78
202260
2000
devlet kurumlarının her basamağında var.
03:24
So an app that takes a couple of days to write
79
204260
4000
Bundan dolayı, yazılması bir kaç gün süren
03:28
and then spreads virally,
80
208260
2000
ve internet üzerinden yayılan bu uygulama
03:30
that's sort of a shot across the bow
81
210260
2000
kurumların yerleşmiş geleneğine
03:32
to the institution of government.
82
212260
2000
bir çeşit uyarı atışı gibi.
03:34
It suggests how government could work better --
83
214260
2000
Kurumların nasıl daha iyi çalışabileceğini ortaya koyuyor--
03:36
not more like a private company,
84
216260
2000
bir çok insanın düşündüğü gibi
03:38
as many people think it should.
85
218260
2000
daha da çok özel şirketler gibi değil.
03:40
And not even like a tech company,
86
220260
2000
Üstelik teknoloji şirketi gibi de hiç değil,
03:42
but more like the Internet itself.
87
222260
3000
ama daha çok internetin kendisi gibi.
03:45
And that means permissionless,
88
225260
2000
Bu izne gerek olmaksızın demek,
03:47
it means open, it means generative.
89
227260
3000
bu açık demek, bu üretken demek.
03:51
And that's important.
90
231260
2000
Ve bu çok önemli.
03:53
But what's more important about this app
91
233260
2000
Bu uygulama ile ilgili daha da önemli olan şu ki
03:55
is that it represents how a new generation
92
235260
2000
bu yeni neslin, kurumların problemlerini
03:57
is tackling the problem of government --
93
237260
3000
nasıl ele aldığını gösteriyor --
04:00
not as the problem of an ossified institution,
94
240260
3000
kemikleşmiş kurumsal geleneğin problemi olarak değil,
04:03
but as a problem of collective action.
95
243260
2000
ama ortak amacın problemi olarak.
04:05
And that's great news,
96
245260
2000
Bu çok iyi bir haber çünkü,
04:07
because, it turns out, we're very good at collective action
97
247260
3000
o çıkıyor ki, dijital teknoloji ile
04:10
with digital technology.
98
250260
2000
ortaklaşa eylemlerde çok iyiyiz.
04:12
Now there's a very large community of people
99
252260
2000
Şimdi çok geniş bir grup insan
04:14
that are building the tools that we need
100
254260
2000
birlikte verimli çalışabilmemiz için
04:16
to do things together effectively.
101
256260
2000
gerekli araçları geliştiriyorlar.
04:18
It's not just Code for America fellows,
102
258260
2000
Sadece America için Programla grubundaki arkadaşlar değil,
04:20
there are hundreds of people all over the country
103
260260
2000
ülkenin her yerinden yüzlerce insan
04:22
that are standing and writing civic apps
104
262260
2000
kendi toplulukları için
04:24
every day in their own communities.
105
264260
4000
kentsel uygulamalar yazıyorlar.
04:28
They haven't given up on government.
106
268260
2000
Onlar kurumlarından umutlarını kesmiyorlar.
04:30
They are frustrated as hell with it,
107
270260
2000
Onlar tabii ki hayal kırıklığına da uğramışlar,
04:32
but they're not complaining about it,
108
272260
2000
ama şikayet etmiyorlar,
04:34
they're fixing it.
109
274260
2000
düzeltiyorlar.
04:36
And these folks know something
110
276260
2000
Ve bu arkadaşlar bizim gözden kaçırdığımız
04:38
that we've lost sight of.
111
278260
2000
bir şeyi biliyorlar.
04:40
And that's that when you strip away all your feelings
112
280260
2000
O da şu ki; siyaset, kurumlardaki uzayıp giden kuyruklar
04:42
about politics and the line at the DMV
113
282260
2000
ve bizi gerçekten çileden çıkaran
04:44
and all those other things
114
284260
2000
diğer tüm şeyler hakkındaki
04:46
that we're really mad about,
115
286260
2000
duygularımızdan arınacak olursak
04:48
government is, at its core,
116
288260
3000
Tim O'Reilly'nin deyişi ile
04:51
in the words of Tim O'Reilly,
117
291260
2000
kurumlar özünde
04:53
"What we do together that we can't do alone."
118
293260
3000
"Yalnız yapamayacağımız şeyleri beraber yapmamızdır"
04:58
Now a lot of people have given up on government.
119
298260
2000
Bir çok insan kurumlardan ümidini kesti.
05:00
And if you're one of those people,
120
300260
2000
Eğer siz de o insanlardan biriyseniz,
05:02
I would ask that you reconsider,
121
302260
3000
sizden yeniden düşünmenizi rica ederim,
05:05
because things are changing.
122
305260
2000
çünkü bir şeyler değişiyor.
05:07
Politics is not changing;
123
307260
3000
Siyaset değişmiyor;
05:10
government is changing.
124
310260
2000
kurumlar değişiyor.
05:12
And because government
125
312260
2000
Kurumlar esasında
05:14
ultimately derives its power from us --
126
314260
2000
güçlerini bizlerden alıyorlar --
05:16
remember "We the people?" --
127
316260
2000
hatırlayın "Biz insanlar?"
05:18
how we think about it
128
318260
2000
bizim kurumlar hakkında nasıl düşündüğümüz
05:20
is going to effect how that change happens.
129
320260
3000
bu değişimin nasıl olacağını etkileyecek.
05:23
Now I didn't know very much about government when I started this program.
130
323260
3000
Bu programı baslattığımda kurumlar hakkında çok fazla şey bilmiyordum.
05:26
And like a lot of people,
131
326260
2000
Ve bir çok insan gibi,
05:28
I thought government was basically about getting people elected to office.
132
328260
3000
kurumların temelde birilerini makamlara seçmekle ilgili olduğunu düşünüyordum.
05:31
Well after two years, I've come to the conclusion
133
331260
2000
İki yıl sonrasında şu sonuca ulaştım ki
05:33
that, especially local government,
134
333260
2000
özellikle de yerel yönetimler
05:35
is about opossums.
135
335260
3000
keseli sıçanlarla ilgili.
05:38
This is the call center for the services and information line.
136
338260
3000
Bu bir bilgi ve danışma hattı çağrı merkezi.
05:41
It's generally where you will get
137
341260
2000
Bu genelde şehrinizdeki ilgili servis numarasını aradığınızda
05:43
if you call 311 in your city.
138
343260
2000
ulaştığınız yer.
05:45
If you should ever have the chance
139
345260
2000
Eğer herhangi bir şekilde şehrinizdeki
05:47
to staff your city's call center,
140
347260
2000
çağrı merkezinde çalışma şansınız olursa,
05:49
as our fellow Scott Silverman did as part of the program --
141
349260
2000
bizim ekibimizden Scott Silverman'in program kapsamında yaptığı gibi --
05:51
in fact, they all do that --
142
351260
2000
aslında tüm ekip bunu yaptı --
05:53
you will find that people call government
143
353260
3000
şunu anlayabilirsiniz ki insanlar kurumları
05:56
with a very wide range of issues,
144
356260
2000
evlerinde kapana kısılmış bir keseli sıçanla ilgili bile olabilecek
05:58
including having an opossum stuck in your house.
145
358260
3000
çok geniş bir sorunlar yelpazesi ile arıyor.
06:01
So Scott gets this call.
146
361260
2000
Scott bu çağrıyı cevaplar.
06:03
He types "Opossum" into this official knowledge base.
147
363260
2000
Resmi bilgi tabanına "keseli sıçan" yazar.
06:05
He doesn't really come up with anything. He starts with animal control.
148
365260
3000
Pek bir şey bulamaz. Hayvan kontrolü ile yeniden başlar.
06:08
And finally, he says, "Look, can you just open all the doors to your house
149
368260
3000
Ve en sonunda, şunu söyler " Bakın, evinizin tüm kapılarını açıp
06:11
and play music really loud
150
371260
2000
çok yüksek sesle müzik çalarak
06:13
and see if the thing leaves?"
151
373260
2000
o şeyin çıkıp çıkmayacağını dener misiniz? "
06:15
So that worked. So booya for Scott.
152
375260
3000
Ve bu yöntem çalıştı. Scott'a aferin.
06:18
But that wasn't the end of the opossums.
153
378260
2000
Fakat bu keseli sıçanların sonu değildi.
06:20
Boston doesn't just have a call center.
154
380260
2000
Boston'in sadece bir çağrı merkezi yok.
06:22
It has an app, a Web and mobile app,
155
382260
2000
Bir uygulaması var, web üzerinden ve mobil bir uygulama,
06:24
called Citizens Connect.
156
384260
2000
ismi "Vatandaşların Bağlantısı"
06:26
Now we didn't write this app.
157
386260
2000
Bu uygulamayı biz yazmadık.
06:28
This is the work of the very smart people
158
388260
2000
Boston yeni kentsel mekanikler ofisinden
06:30
at the Office of New Urban Mechanics in Boston.
159
390260
2000
çok zeki insanların bir çalışması.
06:32
So one day -- this is an actual report -- this came in:
160
392260
3000
Bir gün -- gerçek bir rapor -- bu geldi:
06:35
"Opossum in my trashcan. Can't tell if it's dead.
161
395260
3000
"Keseli sıçan benim çöp kovamda. Ölü olup olmadığını bilemiyorum.
06:38
How do I get this removed?"
162
398260
3000
Onu nasıl buradan çıkarabilirim?"
06:41
But what happens with Citizens Connect is different.
163
401260
2000
Vatandaşların Bağlantısı uygulaması ile neler olduğu biraz değişik
06:43
So Scott was speaking person-to-person.
164
403260
3000
Scott direk kişi ile konuşuyordu.
06:46
But on Citizens Connect everything is public,
165
406260
2000
Fakat Vatandaşların Bağlantısında her şey halka açık,
06:48
so everybody can see this.
166
408260
2000
böylece herkes görebiliyor.
06:50
And in this case, a neighbor saw it.
167
410260
2000
Ve bu olayda, bir komşu bunu gördü.
06:52
And the next report we got said,
168
412260
2000
Aldığımız bir sonraki rapor şunu söylüyordu,
06:54
"I walked over to this location,
169
414260
2000
"Bu mevkiiye yürüdüm,
06:56
found the trashcan behind the house.
170
416260
2000
çöp kovasını evin arkasında buldum.
06:58
Opossum? Check. Living? Yep.
171
418260
3000
Keseli Sıçan? Kontrol. Yaşıyor mu? Evet.
07:01
Turned trashcan on its side. Walked home.
172
421260
2000
Çöp kovasını yan yatırdım. Eve geri yürüdüm.
07:03
Goodnight sweet opossum."
173
423260
2000
İyi geceler tatlı keseli sıçan."
07:05
(Laughter)
174
425260
2000
(Kahkahalar)
07:07
Pretty simple.
175
427260
2000
Oldukça basit.
07:09
So this is great. This is the digital meeting the physical.
176
429260
3000
Bu harika. Bu dijitalin fiziksel hayatla buluşması.
07:12
And it's also a great example
177
432260
2000
Ve ayrıca kurumların bazı işleri
07:14
of government getting in on the crowd-sourcing game.
178
434260
3000
halka delege etmeye başlamasının da güzel bir örneği.
07:17
But it's also a great example of government as a platform.
179
437260
3000
Kurumların bir platform haline gelmesinin de güzel bir örneği.
07:20
And I don't mean necessarily
180
440260
2000
Teknolojik anlamı ile
07:22
a technological definition of platform here.
181
442260
2000
platformları kastetmiyorum burada.
07:24
I'm just talking about a platform for people
182
444260
2000
İnsanların kendilerine ve diğerlerine
07:26
to help themselves and to help others.
183
446260
3000
yardım etmek için oluşturduğu bir platformdan bahsediyorum.
07:30
So one citizen helped another citizen,
184
450260
2000
Bir vatandaş öbür vatandaşa yardım etti,
07:32
but government played a key role here.
185
452260
2000
ve kurumlar da burada kilit bir rol oynadı.
07:34
It connected those two people.
186
454260
3000
Bu iki insanı bir araya getirdi,
07:37
And it could have connected them with government services if they'd been needed,
187
457260
3000
Eğer ihtiyaçları olsaydı kurumsal servislerle de
07:40
but a neighbor is a far better and cheaper alternative
188
460260
3000
bir araya getirebilirdi ama kurumsal servislere göre
07:43
to government services.
189
463260
2000
komşu hem daha iyi hem de daha ucuz bir alternatif.
07:45
When one neighbor helps another,
190
465260
2000
Bir komşu diğerine yardım ettiğinde,
07:47
we strengthen our communities.
191
467260
2000
toplumumuzu da güçlendirmiş oluyoruz.
07:49
We call animal control, it just costs a lot of money.
192
469260
3000
Hayvan denetim birimini arasak, bir sürü paraya mal olur.
07:54
Now one of the important things we need to think about government
193
474260
2000
Kurumlarla ilgili düşünmemiz gereken en önemli şeylerden biri de
07:56
is that it's not the same thing as politics.
194
476260
3000
siyaset ile kurumların aynı şey olmadığıdır.
07:59
And most people get that,
195
479260
2000
Bir çok insan bunu anlar,
08:01
but they think that one is the input to the other.
196
481260
3000
ama birini diğerinin girdisi olarak görür.
08:04
That our input to the system of government
197
484260
2000
Bizim kurumlar sistemine girdimiz de
08:06
is voting.
198
486260
2000
kullandığımız oyumuzdur.
08:08
Now how many times have we elected a political leader --
199
488260
2000
Kaç defa bir politik lider seçtik --
08:10
and sometimes we spend a lot of energy
200
490260
2000
ve bazen bir sürü enerjimizi de
08:12
getting a new political leader elected --
201
492260
3000
yerine yeni bir politik lider seçmek için harcadık --
08:15
and then we sit back and we expect government
202
495260
2000
ve sonra da oturup, kurumların bizim ihtiyaçlarımızı,
08:17
to reflect our values and meet our needs,
203
497260
4000
bizim değerlerimizi yansıtmasını bekliyoruz,
08:21
and then not that much changes?
204
501260
4000
ve kesinlikle çok fazla değişimleri değil?
08:25
That's because government is like a vast ocean
205
505260
3000
Bu şu yüzdendir ki kurumlar kocaman bir okyanus gibidir
08:28
and politics is the six-inch layer on top.
206
508260
4000
ve siyaset onun 20 cmlik en üst yüzeyi gibidir.
08:32
And what's under that
207
512260
2000
Ve bu yüzeyin altındakine
08:34
is what we call bureaucracy.
208
514260
2000
biz bürokrasi diyoruz.
08:36
And we say that word with such contempt.
209
516260
3000
Bu kelimeyi nasıl bir nefret ile söylüyoruz.
08:39
But it's that contempt
210
519260
2000
Ve bu nefret
08:41
that keeps this thing that we own
211
521260
3000
bizim sahip olduğumuz,
08:44
and we pay for
212
524260
2000
bedelini ödediğimiz bu şeyi
08:46
as something that's working against us, this other thing,
213
526260
3000
bize karşı çalışan bir şeye dönüştürüyor, bu diğer şey,
08:49
and then we're disempowering ourselves.
214
529260
3000
ve ondan sonra kendimizi yetkisizleştiriyoruz.
08:52
People seem to think politics is sexy.
215
532260
3000
İnsanlar politikanın çekici olduğunu düşünüyor gibi görünüyor.
08:55
If we want this institution to work for us,
216
535260
3000
Eğer bu kurumun bizim için çalışmasını istiyorsak,
08:58
we're going to have to make bureaucracy sexy.
217
538260
3000
bürokrasiyi çekici hale getirmek zorundayız.
09:01
Because that's where the real work of government happens.
218
541260
4000
Çünkü orası devlet kurumlarının gerçek işlerinin yürütüldüğü yerdir.
09:05
We have to engage with the machinery of government.
219
545260
3000
Devlet kurumlarının mekanizmalarını birbirine bağlamalıyız.
09:08
So that's OccupytheSEC movement has done.
220
548260
2000
Ve bu OccupytheSEC hareketinin yaptığı şey.
09:10
Have you seen these guys?
221
550260
2000
Bu arkadaşları gördünüz mü?
09:12
It's a group of concerned citizens
222
552260
2000
Bu bir grup sorumlu vatandaş
09:14
that have written a very detailed
223
554260
2000
çok detaylı tam 325 sayfalık
09:16
325-page report
224
556260
2000
bir rapor yazdılar,
09:18
that's a response to the SEC's request for comment
225
558260
2000
bu rapor SEC'in Finansal Reform yasa tasarısını yorumlama
09:20
on the Financial Reform Bill.
226
560260
2000
talebine cevap niteliğindeydi.
09:22
That's not being politically active,
227
562260
2000
Bu politik olarak aktif olmak değil,
09:24
that's being bureaucratically active.
228
564260
3000
bu bürokratik olarak aktif olmak.
09:28
Now for those of us who've given up on government,
229
568260
3000
Şimdi, devlet kurumlarından umudunu kesmiş olanlarımızın
09:31
it's time that we asked ourselves
230
571260
2000
çocuklarımıza bırakmak istediğimiz dünya ile ilgili
09:33
about the world that we want to leave for our children.
231
573260
3000
kendimize sormasının zamanıdır.
09:36
You have to see the enormous challenges
232
576260
2000
Karşılaşacakları o çok büyük
09:38
that they're going to face.
233
578260
3000
zorluklarını görmemiz lazım.
09:41
Do we really think we're going to get where we need to go
234
581260
3000
Ulaşmamız gereken o noktaya
09:44
without fixing the one institution
235
584260
2000
bizim adımıza hareket eden bu kurumu
09:46
that can act on behalf of all of us?
236
586260
2000
düzeltmeden ulaşabileceğimize gerçekten inanıyor muyuz?
09:48
We can't do without government,
237
588260
2000
Kurumlar olmadan yapamayız,
09:50
but we do need it
238
590260
2000
fakat kurumların da
09:52
to be more effective.
239
592260
2000
daha etkili olmasına ihtiyacımız var.
09:54
The good news is that technology is making it possible
240
594260
2000
İyi haber şu ki, teknoloji
09:56
to fundamentally reframe
241
596260
2000
devlet kurumlarının fonksiyonlarını
09:58
the function of government
242
598260
2000
temelde yeniden çerçeveye koymayı
10:00
in a way that can actually scale
243
600260
3000
sivil toplumu güçlendirerek ölçeklendirecek bir yolla yapmayı
10:03
by strengthening civil society.
244
603260
2000
imkanlı hale getiriyor.
10:05
And there's a generation out there that's grown up on the Internet,
245
605260
3000
Dışarıda internet ile büyümüş bir nesil var
10:08
and they know that it's not that hard
246
608260
2000
ve onlar beraber bir şeyler yapmanın
10:10
to do things together,
247
610260
2000
o kadar da zor olmadığını,
10:12
you just have to architect the systems the right way.
248
612260
4000
sadece sistemleri doğru tasarlamak gerektiğini biliyorlar.
10:16
Now the average age of our fellows is 28,
249
616260
3000
Bizim arkadaşların ortalama yaşı 28,
10:19
so I am, begrudgingly,
250
619260
2000
ve ben, kıskanarak,
10:21
almost a generation older than most of them.
251
621260
3000
onlardan neredeyse bir nesil yaşlıyım.
10:24
This is a generation
252
624260
2000
Bu yeni nesil
10:26
that's grown up taking their voices pretty much for granted.
253
626260
3000
kendi seslerini çıkarmak konusunda oldukça imtiyazlılar.
10:29
They're not fighting that battle that we're all fighting
254
629260
2000
Onlar, bizlerin verdiği o kim konuşacak
10:31
about who gets to speak;
255
631260
2000
mücadelesini vermiyorlar;
10:33
they all get to speak.
256
633260
2000
onlar hepsi konuşuyorlar.
10:35
They can express their opinion
257
635260
2000
Onlar düşüncelerini her kanaldan,
10:37
on any channel at any time,
258
637260
2000
her zaman açıklayabiliyorlar,
10:39
and they do.
259
639260
2000
ve bunu yapıyorlar da.
10:41
So when they're faced with the problem of government,
260
641260
3000
Yani devlet kurumları ile ilgili bir problemle karşılaştıklarında,
10:44
they don't care as much
261
644260
2000
seslerini çıkarmayı
10:46
about using their voices.
262
646260
2000
çok da umursamıyorlar.
10:48
They're using their hands.
263
648260
2000
Onlar ellerini kullanıyorlar.
10:50
They're using their hands
264
650260
2000
Onlar ellerini devlet kurumlarının daha iyi çalışmasını
10:52
to write applications that make government work better.
265
652260
3000
sağlayacak uygulamaları yazmak için kullanıyorlar.
10:55
And those applications let us use our hands
266
655260
3000
Ve bu uygulamalar bize ellerimizi
10:58
to make our communities better.
267
658260
3000
toplumlarımızı daha iyi yapmak için kullanma fırsatı veriyor.
11:01
That could be shoveling out a hydrant, pulling a weed,
268
661260
3000
Bu bir yangın musluğunu küremek, yabani otları temizlemek,
11:04
turning over a garbage can with an opossum in it.
269
664260
4000
içinde sıçan olan bir çöp kutusunu yan çevirmek olabilir.
11:08
And certainly, we could have been shoveling out those fire hydrants all along,
270
668260
3000
Muhakkak, biz o yangın musluklarını öteden beri kürüyor olabiliriz,
11:11
and many people do.
271
671260
2000
bir çok insan yapar.
11:13
But these apps are like little digital reminders
272
673260
3000
Fakat bu uygulamalar
11:16
that we're not just consumers,
273
676260
2000
sadece tüketiciler olmadığımızın,
11:18
and we're not just consumers of government,
274
678260
2000
devlet kurumlarının vergi ödeyip ve hizmet alan tüketicileri olmadığımızın
11:20
putting in our taxes and getting back services.
275
680260
3000
dijital hatırlatıcıları gibiler.
11:23
We're more than that,
276
683260
2000
Bundan daha fazlasıyız,
11:25
we're citizens.
277
685260
2000
biz vatandaşlarız.
11:27
And we're not going to fix government
278
687260
3000
Ve vatandaşlık kavramını düzeltmeden,
11:30
until we fix citizenship.
279
690260
3000
devlet kurumlarını düzeltemeyecegiz.
11:33
So the question I have for all of you here:
280
693260
4000
Yani buradaki herkes için sorum şu:
11:37
When it comes to the big, important things
281
697260
2000
Birlikte yapmamız gereken,
11:39
that we need to do together,
282
699260
2000
hep birlikte,
11:41
all of us together,
283
701260
2000
o büyük, önemli şeylere gelince,
11:43
are we just going to be a crowd of voices,
284
703260
3000
sadece sesler kalabalığımı olacağız,
11:46
or are we also going to be
285
706260
2000
yoksa aynı zamanda
11:48
a crowd of hands?
286
708260
2000
eller kalabalığı da olacak mıyız?
11:50
Thank you.
287
710260
2000
Teşekkürler.
11:52
(Applause)
288
712260
12000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7