Kare Anderson: Be an opportunity maker

141,267 views ・ 2014-11-05

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Öykü Kübra DOĞAN Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:13
I grew up
0
13084
1973
Ben, fobik utangaçlık
00:15
diagnosed as phobically shy,
1
15057
4803
tanısı konulmuş olarak büyüdüm
00:19
and, like at least 20 other people
2
19860
2654
ve bu odanın büyüklüğüne göre
00:22
in a room of this size,
3
22514
2424
en az 20 diğer kişi gibi
00:24
I was a stutterer.
4
24938
1620
kekemeydim.
00:26
Do you dare raise your hand?
5
26558
2660
El kaldırmaya cesaret edebilir misiniz?
00:29
And it sticks with us. It really does stick with us,
6
29218
4056
Ve bu üstümüze yapışıp kalıyor. Gerçekten öyle,
00:33
because when we are treated that way,
7
33274
4852
çünkü bize böyle davranıldığında
00:38
we feel invisible sometimes,
8
38126
3064
bazen kendimizi görünmez
00:41
or talked around and at.
9
41190
2633
ya da kale alınmıyormuş gibi hissediyoruz.
00:43
And as I started to look at people,
10
43823
2825
Ve insanlara baktıkça,
00:46
which is mostly all I did,
11
46648
2746
ki genelde tek yaptığım bu,
00:49
I noticed that some people
12
49394
2238
bazı insanların gerçekten dikkat çekmek ve
00:51
really wanted attention and recognition.
13
51632
5354
itibar görmek istediklerini fark ettim.
00:56
Remember, I was young then.
14
56986
2184
Unutmayın, o zamanlar gençtim.
00:59
So what did they do?
15
59170
1037
Peki, ne yaptılar?
01:00
What we still do perhaps too often.
16
60207
2640
Muhtemelen hâlâ sıklıkla yaptığımız şeyi.
01:02
We talk about ourselves.
17
62847
2733
Kendimiz hakkında konuşmak.
01:05
And yet there are other people I observed
18
65580
2377
Ancak gözlemlediğim diğer insanlar da var
01:07
who had what I called a mutuality mindset.
19
67957
3589
"müşterek zihniyet" dediğime sahip olan.
01:11
In each situation, they found a way to talk about us
20
71546
3596
Her koşulda, kendileriyle ilgili konuşup
01:15
and create that "us" idea.
21
75142
2390
"biz" fikrini yaratmanın yolunu bulurlar.
01:17
So my idea to reimagine the world
22
77532
2095
Benim hayalimdeki yaşam, hepimizin
01:19
is to see it one where we all become
23
79627
2866
diğerleri için, onlarla birlikte daha büyük
01:22
greater opportunity-makers with and for others.
24
82493
4585
fırsat yaratanlar olduğumuzu görmektir.
01:27
There's no greater opportunity
25
87078
2580
Şu an bizim için, en iyi yeteneklerini
01:29
or call for action for us now
26
89658
3316
daha çok çoğunluğun iyiliği için kullanan
01:32
than to become opportunity-makers
27
92974
2366
ve aslında tek başımıza yapamayacağımız
01:35
who use best talents together more often
28
95340
2650
işleri başaran, fırsat yaratanlar
01:37
for the greater good
29
97990
1222
olmak için daha iyi bir fırsat
01:39
and accomplish things we couldn't have done on our own.
30
99212
3079
ya da eylem çağrısı yok.
01:42
And I want to talk to you about that,
31
102291
2474
Sizinle bununla ilgili konuşmak istiyorum.
01:44
because even more than giving,
32
104765
2400
Çünkü vermekten daha fazlası,
01:47
even more than giving,
33
107165
3765
vermekten bile fazlası,
01:50
is the capacity for us to do something smarter
34
110930
3972
çoğunluğun iyiliği için
01:54
together for the greater good
35
114902
3504
karşımızdakiyle birlikte bizi yükseltecek
01:58
that lifts us both up
36
118406
1871
ve tartabilecek olan
02:00
and that can scale.
37
120277
1870
daha zekice bir şey yapmaktır.
02:02
That's why I'm sitting here.
38
122147
1778
Bu yüzden burda oturuyorum.
02:03
But I also want to point something else out:
39
123925
3792
Ayrıca bir şeye daha değinmek istiyorum:
02:07
Each one of you
40
127717
2509
Her biriniz bir şeyde
02:10
is better than anybody else at something.
41
130226
4514
diğerlerinden daha iyi.
02:14
That disproves that popular notion
42
134740
2984
Bu, eğer odadaki en zeki insansan
02:17
that if you're the smartest person in the room,
43
137724
2936
yanlış odada olduğun
02:20
you're in the wrong room.
44
140660
2024
genel olgusunu çürütüyor.
02:22
(Laughter)
45
142684
2217
(Gülüşmeler)
02:24
So let me tell you about
46
144901
2210
Size bir kaç sene önce gittiğim
02:27
a Hollywood party I went to a couple years back,
47
147111
2638
bir Hollywood partisinden bahsedeyim.
02:29
and I met this up-and-coming actress,
48
149749
2361
Şu gelecek vaadeden oyuncuyla tanıştım ve
02:32
and we were soon talking about something
49
152110
1690
akabinde ikimizin de tutkulu olduğu bir
02:33
that we both felt passionately about: public art.
50
153800
3841
konudan konuşmaya başladık: Kamu sanatı.
02:37
And she had the fervent belief
51
157641
1391
Ve Los Angeles'daki
02:39
that every new building in Los Angeles
52
159032
3586
yeni binaların her birinde kamu sanatının bulunması gerektiğine dair
02:42
should have public art in it.
53
162618
1332
tutkulu bir fikri vardı.
02:43
She wanted a regulation for it,
54
163950
1748
Bunun için bir düzenleme istiyordu
02:45
and she fervently started —
55
165698
1555
ve tutkulu bir şekilde
02:47
who is here from Chicago? —
56
167253
1902
-burda Chicago'lu kim var?-
02:49
she fervently started talking about
57
169155
2324
tutkulu bir şekilde Millenium Park'taki
02:51
these bean-shaped reflective sculptures
58
171479
2985
yansıtıcı yüzeyli, fasulye şeklinde olan
02:54
in Millennium Park,
59
174464
1663
heykellerden konuşmaya başladı.
02:56
and people would walk up to it
60
176127
2233
İnsanlar o heykele yanaşıp
02:58
and they'd smile in the reflection of it,
61
178360
2291
yüzeydeki yansımalara gülümseyip
03:00
and they'd pose and they'd vamp
62
180651
1609
ve poz verip, doğaçlama yapıp
03:02
and they'd take selfies together,
63
182260
2442
birlikte selfie çekilir
03:04
and they'd laugh.
64
184702
3378
ve gülerlerdi.
03:08
And as she was talking, a thought came to my mind.
65
188080
2684
Ve o konuşurken aklıma bir fikir geldi.
03:10
I said, "I know someone you ought to meet.
66
190764
3019
"Tanışman gereken birini tanıyorum." dedim
03:13
He's getting out of San Quentin in a couple of weeks" —
67
193783
2515
"Bir kaç hafta içinde hapisten çıkacak."
03:16
(Laughter) —
68
196298
1980
(Kahkahalar)
03:18
"and he shares your fervent desire
69
198278
2462
"Senin tutkunu o da paylaşıyor:
03:20
that art should engage and enable people to connect."
70
200740
3196
Sanat, insanların bağ kurmalarına olanak sağlamalı."
03:23
He spent five years in solitary,
71
203936
4134
Hücrede beş yıl geçirdi.
03:28
and I met him because I gave a speech at San Quentin,
72
208070
3010
Onu tanıyorum çünkü orada konuşma yaptım.
03:31
and he's articulate
73
211080
2530
Telaffuzu net olan ve göze oldukça hoş
03:33
and he's rather easy on the eyes because he's buff.
74
213610
3288
gelen bir adam çünkü yapılı biri.
03:36
He had workout regime he did every day.
75
216898
2584
Her gün uyguladığı bir idman düzeni vardı.
03:39
(Laughter)
76
219482
2037
(Kahkahalar)
03:41
I think she was following me at that point.
77
221519
1877
Sanırım o noktada beni anlamıştı.
03:43
I said, "He'd be an unexpected ally."
78
223396
2543
"Umulmadık bir dost olurdu." dedim.
03:45
And not just that. There's James. He's an architect
79
225939
2845
Sadece bu da değil, James de var.
Mimar ve profesör, ayrıca mekan tasarlamayı sever,
03:48
and he's a professor, and he loves place-making,
80
228784
3476
03:52
and place-making is when you have
81
232260
1203
şu sanatla bezenmiş
03:53
those mini-plazas and those urban walkways
82
233463
3594
küçük plazaların ve şehir içi yürüme yollarının olduğu,
03:57
and where they're dotted with art,
83
237057
2200
insanların resimler çizip bazen bir araya
03:59
where people draw and come up and talk sometimes.
84
239257
3893
gelip sohbet ettikleri mekanları.
04:03
I think they'd make good allies.
85
243150
2395
Bence birbirlerine iyi dostluk yaparlardı.
04:05
And indeed they were.
86
245545
3151
Ve aslında öyle de oldu.
04:08
They met together. They prepared.
87
248696
2170
Bir araya geldiler, bir şeyler hazırladılar
04:10
They spoke in front of the Los Angeles City Council.
88
250866
3644
Los Angeles Belediye Meclisi'nin önünde konuşma yaptılar.
04:14
And the council members not only passed the regulation,
89
254510
2715
Ve meclis üyeleri düzenlemeyi kabul etmekle kalmayıp
04:17
half of them came down and asked to pose with them afterwards.
90
257225
4083
onlarla fotoğraf çektirmek istediler.
04:21
They were startling, compelling and credible.
91
261308
5456
Onlar korkutucu, zorlu ve güvenilirdi.
04:26
You can't buy that.
92
266764
3442
Bunu parayla satın alamazsınız.
04:30
What I'm asking you to consider
93
270206
2070
Sizden ne tür fırsat-yaratanlar
04:32
is what kind of opportunity- makers we might become,
94
272276
2697
olabileceğimizi değerlendirmenizi istiyorum.
04:34
because more than wealth
95
274973
2847
Çünkü servetten ya da süslü ünvanlardan
04:37
or fancy titles
96
277820
4049
ya da çok fazla insan tanımaktan daha fazlası,
04:41
or a lot of contacts, it's our capacity to connect
97
281869
4040
birbirimizin iyi yönlerini farkedip,
04:45
around each other's better side and bring it out.
98
285909
2340
onları ortaya çıkarmaktır.
04:48
And I'm not saying this is easy,
99
288249
2302
Bunun kolay olduğunu söylemiyorum
04:50
and I'm sure many of you have made the wrong moves too
100
290551
2555
ve eminim ki çoğunuz kiminle iletişime geçmek
04:53
about who you wanted to connect with,
101
293106
2874
istediğinizle ilgili yanlış adımlar attınız,
04:55
but what I want to suggest is,
102
295980
2594
ama size önermek istediğim;
04:58
this is an opportunity.
103
298574
3346
bu bir fırsat.
05:01
I started thinking about it
104
301920
2224
Bununla ilgili düşünmeye Avrupa'da
05:04
way back when I was a Wall Street Journal reporter
105
304144
2542
Wall Street Journal'da muhabirlik yaparken,
05:06
and I was in Europe and I was supposed to cover trends
106
306686
2418
ticareti, politikayı, yaşam tarzını etkileyen akımlarla ilgili
05:09
and trends that transcended business
107
309104
2543
yazılar yazdığım zamanlarda
05:11
or politics or lifestyle.
108
311647
2294
düşünmeye başladım.
05:13
So I had to have contacts
109
313941
2374
Yani benimkinden çok farklı dünyalardan
05:16
in different worlds very different than mine,
110
316315
1968
iletişime geçtiğim insanlar olmak zorundaydı,
05:18
because otherwise you couldn't spot the trends.
111
318283
2374
yoksa yeni akımları takip edemezdim.
05:20
And third, I had to write the story
112
320657
2970
Ve üçüncüsü, kendimi okuyucunun yerine koyarak
05:23
in a way stepping into the reader's shoes,
113
323627
2037
hikayeyi yazmalıydım ki, böylece onlar bu akımların
05:25
so they could see how these trends could affect their lives.
114
325664
4090
hayatlarını nasıl etkileyeceğinizi görebilsin.
05:29
That's what opportunity-makers do.
115
329754
3520
Bu fırsat-yaratanların yaptığı şeydir.
05:33
And here's a strange thing:
116
333274
3429
Ve şöyle garip bir şey var ki:
05:36
Unlike an increasing number of Americans
117
336703
3216
Aynen kendileri gibi olduklarını
05:39
who are working and living and playing with people
118
339919
3446
düşündükleri insanlarla çalışan,
05:43
who think exactly like them
119
343365
2269
onlarla yaşayan ve oynayan, çünkü
05:45
because we then become more rigid and extreme,
120
345634
2672
sonrasında daha sert
05:48
opportunity-makers are actively seeking situations
121
348306
3700
ve aşırı hale geliyoruz,
05:52
with people unlike them,
122
352006
2257
sayısı artan Amerikanların aksine,
05:54
and they're building relationships,
123
354263
1843
fırsat-yaratanlar aktif olarak,
05:56
and because they do that,
124
356106
2228
kendilerinden farklı kişilerle muhatap olup
05:58
they have trusted relationships
125
358334
1878
onlarla bağlantı kuruyorlar ve böyle yaptıkları için
06:00
where they can bring the right team in
126
360212
2151
doğru takımı kurdukları, problemleri daha iyi yoldan
06:02
and recruit them to solve a problem better and faster
127
362363
3817
çözmeye hazırladıkları ve daha fazla fırsat
elde edebildikleri sağlam ilişkiler kuruyorlar.
06:06
and seize more opportunities.
128
366180
1575
06:07
They're not affronted by differences,
129
367755
7619
Farklılıklardan gücenmeyip
06:15
they're fascinated by them,
130
375374
2233
onlara hayran kalıyorlar,
06:17
and that is a huge shift in mindset,
131
377607
2906
bu büyük bir zihniyet değişimi
06:20
and once you feel it, you want it to happen a lot more.
132
380513
2902
ve bunu hissedince daha fazla olmasını istiyorsun.
06:23
This world is calling out for us to have a collective mindset,
133
383415
5054
Bu dünya bize toplu bir zihniyet oluşturmamız için sesleniyor ve
06:28
and I believe in doing that.
134
388469
2382
ben bunu yapmamız gerektiğine inanıyorum.
06:30
It's especially important now.
135
390851
2305
Özellikle şu anda çok önemli.
06:33
Why is it important now?
136
393156
2812
Neden şu anda önemli?
06:35
Because things can be devised like drones
137
395968
4547
Çünkü bazı şeyler; insansız uçaklar, ilaçlar ve veri toplamları gibi
06:40
and drugs and data collection,
138
400515
4014
daha çok insan tarafından ve
06:44
and they can be devised by more people
139
404529
2115
daha faydalı amaçlar için icat edilebilir ve
06:46
and cheaper ways for beneficial purposes
140
406644
3993
sonrasında her gün haberlerde
06:50
and then, as we know from the news every day,
141
410637
2340
gördüğümüz gibi tehlikeli
06:52
they can be used for dangerous ones.
142
412977
2147
olanlar için kullanılabilir.
06:55
It calls on us, each of us,
143
415124
3344
Bizi çağırıyor, her birimizi
06:58
to a higher calling.
144
418468
2736
daha büyük bir çağrıya.
07:01
But here's the icing on the cake:
145
421204
2756
Ama şu da cabası:
07:03
It's not just the first opportunity
146
423960
2256
Büyük ihtimalle bireysel
07:06
that you do with somebody else
147
426216
2151
ya da kurumsal olarak biriyle
07:08
that's probably your greatest,
148
428367
1756
gerçekleştirdiğiniz ilk fırsat
07:10
as an institution or an individual.
149
430123
2644
sizin yapacağınızın en iyisi değil.
07:12
It's after you've had that experience
150
432767
2192
Bu fırsat tecrübe edindikten ve
07:14
and you trust each other.
151
434959
1945
birbirinize güvendikten sonra gelir.
07:16
It's the unexpected things
152
436904
1811
Bu daha önceden hiç
07:18
that you devise later on
153
438715
1824
tahmin edemeyeceğiniz şeyleri
07:20
you never could have predicted.
154
440539
2194
akıl ettiğinizdedir.
07:22
For example, Marty is the husband of that actress I mentioned,
155
442733
5610
Mesela, şu bahsettiğim oyuncunun kocası olan Marty
07:28
and he watched them when they were practicing,
156
448343
2330
onları alıştırma yaparlarken izledi
07:30
and he was soon talking to Wally,
157
450673
1519
ve sonrasında sabıkalı olan arkadaşım
07:32
my friend the ex-con,
158
452192
1394
Wally ile
07:33
about that exercise regime.
159
453586
2462
şu idman düzeni hakkında konuşuyorlardı.
07:36
And he thought,
160
456048
1308
Ve düşündü ki;
07:37
I have a set of racquetball courts.
161
457356
2180
bir set raketbol saham var.
07:39
That guy could teach it.
162
459536
1324
Bu adam bize öğretebilir.
07:40
A lot of people who work there are members at my courts.
163
460860
3453
Orada çalışan bir çok insan benim sahama üyeler.
07:44
They're frequent travelers.
164
464313
1669
Sıkça seyahate çıkarlar.
07:45
They could practice in their hotel room,
165
465982
1852
Hiçbir teçhizat gerekmeden
07:47
no equipment provided.
166
467834
2116
otel odasında pratik yapabilirler.
07:49
That's how Wally got hired.
167
469950
2597
Wally bu şekilde iş buldu.
07:52
Not only that, years later
168
472547
1389
Sadece bu da değil, yıllar sonra
07:53
he was also teaching racquetball.
169
473936
2229
raketbol oynamasını da öğretiyordu.
07:56
Years after that,
170
476165
1411
Bundan yıllar sonra da,
07:57
he was teaching the racquetball teachers.
171
477576
3081
raketbol hocalarını eğitiyordu.
08:00
What I'm suggesting is, when you connect with people
172
480657
4955
Bana göre, insanlarla ortak bir ilgi alanı ya da
08:05
around a shared interest and action,
173
485612
4107
ortak bir eylem üzerine iletişime geçtiğiniz zaman,
08:09
you're accustomed to serendipitous
174
489719
2340
gelecekte tesadüfen keşfedilecek olan
08:12
things happening into the future,
175
492059
2374
şeylere alışkın oluyorsunuz.
08:14
and I think that's what we're looking at.
176
494433
2284
Ve sanırım baktığımız şey de bu.
08:16
We open ourselves up to those opportunities,
177
496717
2644
Kendimizi bu fırsatlara açıyoruz,
08:19
and in this room are key players in technology,
178
499361
3847
ve bu odada kilit rol oynayanlar ve teknoloji var,
08:23
key players who are uniquely positioned to do this,
179
503208
3088
bunu yapmak için eşsiz şekilde konumlandırılmış kilit roldekiler,
08:26
to scale systems and projects together.
180
506296
3783
sistemleri ölçeklendirmek ve birlikte yansıtmak için.
08:30
So here's what I'm calling for you to do.
181
510079
2493
Yani sizi yapmaya çağırdığım şey şu:
08:32
Remember the three traits of opportunity-makers.
182
512572
3356
Fırsat-yaratanların üç özelliğini hatırlayın.
08:35
Opportunity-makers keep honing their top strength
183
515928
4889
Fırsat-yaratanlar en güçlü özelliklerini bilemeye devam eder
08:40
and they become pattern seekers.
184
520817
3724
ve örnek arayan insanlar olurlar.
08:44
They get involved in different worlds than their worlds
185
524541
4342
Kendilerininkinden başka dünyalara dahil olurlar
08:48
so they're trusted and they can see those patterns,
186
528883
2602
böylece güvenilirler ve bu örnekleri görebilirler
08:51
and they communicate to connect
187
531485
1909
ve ortak ilginin en etkili noktasının etrafında
08:53
around sweet spots of shared interest.
188
533394
3146
bağlantı kurmak için iletişime geçerler.
08:56
So what I'm asking you is,
189
536540
2816
Yani size sorduğum,
08:59
the world is hungry.
190
539356
1822
dünya aç.
09:01
I truly believe, in my firsthand experience,
191
541178
2767
Kendi tecrübelerimden hareketle inanıyorum ki,
09:03
the world is hungry for us
192
543945
2711
dünya fırsat-yaratanlar haline gelerek
09:06
to unite together as opportunity-makers
193
546656
2656
bu davranışları özendirmemiz
09:09
and to emulate those behaviors
194
549312
2004
için bize aç.
09:11
as so many of you already do —
195
551316
1606
Birçoğunuzun çoktan yaptığı gibi
09:12
I know that firsthand —
196
552922
3026
-Kendimden biliyorum bunu-
09:15
and to reimagine a world
197
555948
1822
ve yeni bir dünya hayal etmek için,
09:17
where we use our best talents together
198
557770
2194
tek başımıza yapabileceğimizden daha iyisini yapmak
09:19
more often to accomplish greater things together
199
559964
3314
daha güzel işler başarmak için
09:23
than we could on our own.
200
563278
3716
hep birlikte en iyi yeteneklerimizi kullanmalıyız.
09:26
Just remember,
201
566994
2310
Şunu hatırlayın,
09:29
as Dave Liniger once said,
202
569304
2696
Dave Liniger'ın bir zamanlar söylediği gibi,
09:32
"You can't succeed
203
572000
2429
"Grup yemeğine sadece bir çatalla gelerek
09:34
coming to the potluck with only a fork."
204
574429
3139
başarılı olamazsın."
09:37
(Laughter)
205
577568
1957
(Kahkahalar)
09:39
Thank you very much.
206
579525
1571
Çok teşekkürler.
09:41
Thank you. (Applause)
207
581096
4135
Teşekkürler. (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7