What doctors don't know about the drugs they prescribe | Ben Goldacre

Ben Goldacre: Doktorların reçete yazarken bilmedikleri şeyler

709,469 views

2012-09-27 ・ TED


New videos

What doctors don't know about the drugs they prescribe | Ben Goldacre

Ben Goldacre: Doktorların reçete yazarken bilmedikleri şeyler

709,469 views ・ 2012-09-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Isil Arican Gözden geçirme: Fulya Basoglu
00:15
Hi. So, this chap here,
1
15931
2785
Merhaba. Burada gördüğünüz bu adam,
00:18
he thinks he can tell you the future.
2
18716
2262
geleceği görebildiğini sanıyor.
00:20
His name is Nostradamus, although here the Sun have
3
20978
1979
Her ne kadar Sun gazetesi onu Sean Connery'e
00:22
made him look a little bit like Sean Connery. (Laughter)
4
22957
3670
epey benzetmiş olsa da, adı Nostradamus. (Gülüşmeler)
00:26
And like most of you, I suspect, I don't really believe
5
26627
2903
Ve ben de pek çoğunuz gibi, şüphe duyuyorum
00:29
that people can see into the future.
6
29530
1108
insanların geleceği görebileceklerine inanmıyorum.
00:30
I don't believe in precognition, and every now and then,
7
30638
2704
Önsezi denen şeye inanmıyorum. Siz zaman zaman
00:33
you hear that somebody has been able to predict something that happened in the future,
8
33342
3182
birilerinin, gelecekte olan bir olayı öngörebildiğini duyuyor olabilirsiniz.
00:36
and that's probably because it was a fluke, and we only
9
36524
3059
ama bunun nedeni büyük ihtimalle tamamen rastlantı
00:39
hear about the flukes and about the freaks.
10
39583
2615
ve bizler sadece rastlantısal ve acayip olayları duyarız.
00:42
We don't hear about all the times that people got stuff wrong.
11
42198
4079
İnsanların yanlış tahminlerde bulundukları zamanları ise duymayız bile.
00:46
Now we expect that to happen with silly stories
12
46277
2160
Şimdi, bizler bu durumun önsezi ile ilgili saçma hikayelerde
00:48
about precognition, but the problem is,
13
48437
3139
ortaya çıkmasını bekleriz, ama esas sorun şu,
00:51
we have exactly the same problem in academia
14
51576
3344
bu sorunun aynısı akademik ortamlarda veya
00:54
and in medicine, and in this environment, it costs lives.
15
54920
4501
tıp dünyasında da mevcut ve bu ortamlarda görüldüğünde ölümcül olabiliyor.
00:59
So firstly, thinking just about precognition, as it turns out,
16
59421
3365
Şimdi ilk önce, sadece önsezi konusuna bakacak olursak,
01:02
just last year a researcher called Daryl Bem conducted
17
62786
2529
geçen yıl, Daryl Bem isimli bir araştırmacı
01:05
a piece of research where he found evidence
18
65315
1836
bir araştırma yayınladı. Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin
01:07
of precognitive powers in undergraduate students,
19
67151
3658
önsezi yetisi olduğuna ilişkin kanıtlar bulduğunu iddia etti
01:10
and this was published in a peer-reviewed academic journal
20
70809
2574
ve araştırmasının sonucu hakemli bilimsel dergilerden birinde yayınlandı.
01:13
and most of the people who read this just said, "Okay, well,
21
73383
2281
Bu makaleyi okuyan insnaların çoğu, "Tamam,
01:15
fair enough, but I think that's a fluke, that's a freak, because I know
22
75664
2181
ilginç ama bence bu tamamen rastlantısal, çıkan sonuç tamamen şansa bağlı
01:17
that if I did a study where I found no evidence
23
77845
2834
çünkü ben bir deney yapsam ve üniversite öğrencilerinin
01:20
that undergraduate students had precognitive powers,
24
80679
2512
önsezi yeteneği olmadığını gösteren bir makale yazsam
01:23
it probably wouldn't get published in a journal.
25
83191
3552
bu makale muhtemelen bir dergide yayınlanmazdı.
01:26
And in fact, we know that that's true, because
26
86743
2855
Aslında, bunun tam da böyle olduğunu biliyoruz, çünkü
01:29
several different groups of research scientists tried
27
89598
2529
birkaç farklı bilim insanı, bu önsezi deneyini tekrar etmek
01:32
to replicate the findings of this precognition study,
28
92127
3520
ve bulgularını yayınlamak istediler,
01:35
and when they submitted it to the exact same journal,
29
95647
2635
ancak, yazdıkları makaleleri, daha önceki çalışmayı yayınlayan dergiye ilettiklerinde
01:38
the journal said, "No, we're not interested in publishing
30
98282
3152
dergi "Hayır, biz tekrar edilen çalışmaları yayınlama
01:41
replication. We're not interested in your negative data."
31
101434
4525
konusunda istekli değiliz. Herhangi bir şey bulmayan makaleleri yayınlamıyoruz." dedi.
01:45
So this is already evidence of how, in the academic
32
105959
2754
İşte bu, akademik yayınlarda, yapılan tüm bilimsel
01:48
literature, we will see a biased sample of the true picture
33
108713
4870
çalışmaların ortak sonucu olan gerçeklerin ne denli
01:53
of all of the scientific studies that have been conducted.
34
113583
3467
saptırılmış ve yanlı olarak gördüğümüzün güzel bir örneği.
01:57
But it doesn't just happen in the dry academic field of psychology.
35
117050
4429
Ancak, bu sadece sıkıcı bir akademik alan olan psikoloji için geçerli değil.
02:01
It also happens in, for example, cancer research.
36
121479
4367
mesela kanser araştırmalarında da bu böyle.
02:05
So in March, 2012, just one month ago, some researchers
37
125846
4077
Mart 2012'de, bundan yaklaşık bir ay önce,
02:09
reported in the journal Nature how they had tried
38
129923
2896
bazı araştırmacılar Nature dergisinde bir makale yayınlayarak,
02:12
to replicate 53 different basic science studies looking at
39
132819
3846
kanser hastalığının potansiyel tedavi hedeflerine ilişkin
02:16
potential treatment targets in cancer,
40
136665
3555
53 adet basit bilimsel çalışmayı tekrar etmeye çalıştıklarını aktardılar.
02:20
and out of those 53 studies, they were only able
41
140220
2638
Bu 53 çalışmadan sadece 6 tanesini başarılı bir şekilde
02:22
to successfully replicate six.
42
142858
3076
tekrar edebildiler.
02:25
Forty-seven out of those 53 were unreplicable.
43
145934
4333
53 çalışmadan 47 tanesi tekrar edilemedi.
02:30
And they say in their discussion that this is very likely
44
150267
3913
Bu durumun, muhtemelen sadece beklenmeyen, anormal bulgu
02:34
because freaks get published.
45
154180
2639
veren çalışmaların yayınlanması ile açıklanabildiğini aktarıyorlar.
02:36
People will do lots and lots and lots of different studies,
46
156819
2096
İnsanlar pek çok farklı araştırmalar yapıyorlar,
02:38
and the occasions when it works they will publish,
47
158915
2120
yaptıkları çalışmadan bir sonuç çıkıyor, işe yarıyorsa yayınlanıyor,
02:41
and the ones where it doesn't work they won't.
48
161035
1679
sonuç çıkmayanlar ise yayınlanmıyor.
02:42
And their first recommendation of how to fix this problem,
49
162714
3941
Bu durumu ne şekilde düzelteceğimize ilişkin önerileri ise,
02:46
because it is a problem, because it sends us all down blind alleys,
50
166655
3289
çünkü bu bir sorun ve bu sorun bizi çıkmaz sokaklara sürüklüyor,
02:49
their first recommendation of how to fix this problem
51
169944
1706
onların bu sorunu çözmek için getirdikleri öneri
02:51
is to make it easier to publish negative results in science,
52
171650
3393
bilim dünyasında negatif sonuç veren çalışmalarının yayınlanmasını kolaylaştırmak,
02:55
and to change the incentives so that scientists are
53
175043
2907
ve bilim adamlarını motive eden dürtüyü değiştirerek
02:57
encouraged to post more of their negative results in public.
54
177950
4352
sonuç vermeyen çalışmalarının da kamuya açıklanmasını sağlamak.
03:02
But it doesn't just happen in the very dry world
55
182302
3852
Ancak bu, sadece kanser araştırmalarının klinik öncesi
03:06
of preclinical basic science cancer research.
56
186154
3851
olan bu sıkıcı türlerinde olan bir durum değil.
03:10
It also happens in the very real, flesh and blood
57
190005
3657
Aynı zamanda, gerçek hayatta, kanlı canlı
03:13
of academic medicine. So in 1980,
58
193662
3591
akademik tıp dünyasında da karşımıza çıkıyor. 1980 yılında
03:17
some researchers did a study on a drug called lorcainide,
59
197253
3008
bir grup araştırmacı, lorcainide isimli bir ilaç üzerinde inceleme yaptı,
03:20
and this was an anti-arrhythmic drug,
60
200261
2331
bu bir anti-aritmi ilacı,
03:22
a drug that suppresses abnormal heart rhythms,
61
202592
2251
yani anormal kalp ritmlerini baskılayan bir ilaç,
03:24
and the idea was, after people have had a heart attack,
62
204858
2228
insanlar kalp krizi geçirdikten sonra sıklıkla,
03:27
they're quite likely to have abnormal heart rhythms,
63
207086
1537
kalplerinde tehlikeli ritm bozuklukları başlayabiliyor,
03:28
so if we give them a drug that suppresses abnormal heart
64
208623
2377
eğer biz bu bozuk ritmleri baskılayan bir ilaç verirsek
03:31
rhythms, this will increase the chances of them surviving.
65
211000
3713
bu, hastaların hayatta kalma ihtimalini arttıracaktır.
03:34
Early on its development, they did a very small trial,
66
214713
3008
İlacın geliştirme sürecinin başında, çok küçük bir deney yapmışlar,
03:37
just under a hundred patients.
67
217721
1644
100 hastadan az katılımla.
03:39
Fifty patients got lorcainide, and of those patients, 10 died.
68
219365
3652
50 hasta lorcainide almış ve bunlardan 10 tanesi ölmüş.
03:43
Another 50 patients got a dummy placebo sugar pill
69
223017
3043
diğer 50 hasta, içinde etken madde olmayan bir şeker tableti,
03:46
with no active ingredient, and only one of them died.
70
226060
2958
bir plasebo ilacı almışlar, sadece bir tane hasta ölmüş.
03:49
So they rightly regarded this drug as a failure,
71
229018
2649
Bu nedenle, haklı olarak bu ilacın bir fiyasko olduğunu düşünmüşler
03:51
and its commercial development was stopped, and because
72
231667
2869
ve ilacın ticari üretimi durdurulmuş, ticari üretimi
03:54
its commercial development was stopped, this trial was never published.
73
234536
4348
durdurulduğu için de bu deney hiç bir yayında çıkmamış.
03:58
Unfortunately, over the course of the next five, 10 years,
74
238884
5397
Ne yazık ki, bunu izleyen 5 - 10 yıl içinde
04:04
other companies had the same idea about drugs that would
75
244281
3825
diğer firmalar da kalp krizi geçiren hastaların kalbinde
04:08
prevent arrhythmias in people who have had heart attacks.
76
248106
2592
meydana gelen ritm bozukluğunu düzeltmek için ilaçlar geliştirmişler.
04:10
These drugs were brought to market. They were prescribed
77
250698
1720
bu ilaçlar piyasaya çıkmış. Çok fazla sayıda hastaya reçete edilmişler,
04:12
very widely because heart attacks are a very common thing,
78
252418
3412
çünkü kalp krizi oldukça yaygın bir hastalıktır.
04:15
and it took so long for us to find out that these drugs
79
255830
3843
Ve bizim bu ilaçların aynı zamanda ölüm oranlarını
04:19
also caused an increased rate of death
80
259673
2911
artırdığını bulmamız o kadar uzun sürdü ki,
04:22
that before we detected that safety signal,
81
262584
2747
bu ilaçların güvenilirliğine ilişkin bu sinyalleri alana dek,
04:25
over 100,000 people died unnecessarily in America
82
265331
6051
Amerika'da, anti-aritmik ilaçlar yüzünden yüz bin kişi yok yere
04:31
from the prescription of anti-arrhythmic drugs.
83
271382
3451
hayatını kaybetti.
04:34
Now actually, in 1993,
84
274833
3598
Şimdi, bu 1980'de yayınlanan makaleyi yazan
04:38
the researchers who did that 1980 study, that early study,
85
278431
3560
bilim insanları, aynı ekip 1993 yılında
04:41
published a mea culpa, an apology to the scientific community,
86
281991
3841
bilimsel camiaya yönelik bir özür yazısı yayınlayarak
04:45
in which they said, "When we carried out our study in 1980,
87
285832
3125
"Biz, 1980 yılında ilk araştırmamızı yayınladığımızda,
04:48
we thought that the increased death rate that occurred
88
288957
1936
lorcainide kullanan hastalarda bulduğumuz artmış ölüm oranının
04:50
in the lorcainide group was an effect of chance."
89
290893
3358
rastlantısal bir bulgu olduğunu düşünmüştük." dediler.
04:54
The development of lorcainide was abandoned for commercial reasons,
90
294251
2032
Lorcainide ilacının geliştirilmesi, ticari nedenlerle durmuştu,
04:56
and this study was never published;
91
296283
1638
bu çalışma hiçbir yerde yayınlanmamıştı;
04:57
it's now a good example of publication bias.
92
297921
2386
Artık bu olay yayınlama sırasında taraf tutma (taraflı yayınlama) için iyi bir örnek teşkil ediyor.
05:00
That's the technical term for the phenomenon where
93
300307
1891
"Taraflı yayınlama", çok dikkati çekmeyen, ilginç olmayan
05:02
unflattering data gets lost, gets unpublished, is left
94
302198
4238
verilerin kaybolması, yayınlanmaması anlamına gelen
05:06
missing in action, and they say the results described here
95
306436
3371
teknik bir terim. Bu makalede, daha önce açıklanan sonuçlar
05:09
"might have provided an early warning of trouble ahead."
96
309807
4808
"ileride ortaya çıkacak ciddi sorunların bir habercisi olabilirdi" deniyor.
05:14
Now these are stories from basic science.
97
314615
3213
Şimdi, bu hikayeler, temel bilimlerle ilgili hikayeler.
05:17
These are stories from 20, 30 years ago.
98
317828
4787
Yaklaşık 20-30 yıl önceden gelen olaylar.
05:22
The academic publishing environment is very different now.
99
322615
3147
Artık, akademik yayın dünyası bundan epey farklı.
05:25
There are academic journals like "Trials," the open access journal,
100
325762
3995
Artık herkese açık akademik yayınlar var. Mesela "Trials" bunlardan biri.
05:29
which will publish any trial conducted in humans
101
329757
2655
Bu yayın, çıkan sonucun pozitif ya da negatif olduğuna bakmaksızın
05:32
regardless of whether it has a positive or a negative result.
102
332412
3303
insanlar üzernde yapılan tüm çalışmaları yayınlıyor.
05:35
But this problem of negative results that go missing in action
103
335715
3969
Ama bu önlemlere rağmen, ortadan kaybolan bu negatif sonuç veren
05:39
is still very prevalent. In fact it's so prevalent
104
339684
3559
çalışmaların neden olduğu sorunlar hala mevcut. Hatta o denli
05:43
that it cuts to the core of evidence-based medicine.
105
343243
5851
yaygın ki, kanıta dayalı tıp uygulamalarına ciddi zarar veriyor.
05:49
So this is a drug called reboxetine, and this is a drug
106
349094
3015
Mesela bu ilaç, reboxetine, ki bu benim de reçete ettiğim
05:52
that I myself have prescribed. It's an antidepressant.
107
352109
2535
bir ilaç. Bu bir depresyon ilacı.
05:54
And I'm a very nerdy doctor, so I read all of the studies
108
354644
2536
Ben biraz tuhaf bir doktor olduğum için, bu ilaçla ilgili
05:57
that I could on this drug. I read the one study that was published
109
357180
3052
tüm çalışmaları okudum. Okuduğum çalışmalardan biri
06:00
that showed that reboxetine was better than placebo,
110
360232
2947
reboxetine'in plasebodan daha etkili olduğunu gösteriyordu,
06:03
and I read the other three studies that were published
111
363179
1864
ayrıca yayınlanan üç ayı makaleyi daha okudum, ki bunlar da
06:05
that showed that reboxetine was just as good as any other antidepressant,
112
365043
3571
reboxetine ilacının en az diğer depresyon ilaçları kadar etkili olduğunu gösteriyordu.
06:08
and because this patient hadn't done well on those other antidepressants,
113
368614
2187
Bana gelen hasta diğer depresyon ilaçlarını denemiş ve faydasını görmemişti,
06:10
I thought, well, reboxetine is just as good. It's one to try.
114
370801
2466
ben de reboxetine de aynı derecede etkili, bir de onu deneyeyim diye düşündüm.
06:13
But it turned out that I was misled. In fact,
115
373267
3392
Ama sonradan yanlış yönlendirildiğim ortaya çıktı.
06:16
seven trials were conducted comparing reboxetine
116
376659
2449
Aslında, reboxetine'i işe yaramayan, şekerden imal edilmiş
06:19
against a dummy placebo sugar pill. One of them
117
379108
2712
plasebo tabletlerle karşılaştıran yedi tane çalışma yapılmış.
06:21
was positive and that was published, but six of them
118
381820
2312
Bunlardan biri olumlu sonuç vermiş ve yayınlanmış, ama
06:24
were negative and they were left unpublished.
119
384132
4048
kalan altı tanesinin sonuçları negatifmiş ve yayınlanmamışlar.
06:28
Three trials were published comparing reboxetine
120
388180
1739
Reboxetine'i diğer antidepresan ilaçlarla karşılaştıran
06:29
against other antidepressants in which reboxetine
121
389919
2226
üç çalışma da pozitif sonuç vermiş ve yayınlanmış,
06:32
was just as good, and they were published,
122
392145
1793
ama aslında yayınlanan makaledekilerin
06:33
but three times as many patients' worth of data was collected
123
393938
4389
üç katı kadar hasta üzerinde çalışma yapılmış ve veri toplanmış,
06:38
which showed that reboxetine was worse than
124
398327
1871
ki bu veriler reboxetine'in diğer tedavi yöntemlerinden
06:40
those other treatments, and those trials were not published.
125
400198
4701
daha kötü olduğunu gösteriyormuş, ama bu çalışmalar yayınlanmamış.
06:44
I felt misled.
126
404899
3759
Kendimi kandırılmış hissettim.
06:48
Now you might say, well, that's an extremely unusual example,
127
408658
2130
Şimdi, bu oldukça sıradışı bir örnek diye düşünebilirsiniz,
06:50
and I wouldn't want to be guilty of the same kind of
128
410788
2008
ben de diğer insanları suçladığım türde bir cımbızlama
06:52
cherry-picking and selective referencing
129
412796
2981
ve işime gelen veriyi seçme durumunda kalmış gibi
06:55
that I'm accusing other people of.
130
415777
1791
görünmek istemem doğrusu.
06:57
But it turns out that this phenomenon of publication bias
131
417568
1884
Ancak, görünen o ki, "taraflı yayınlama" olgusu
06:59
has actually been very, very well studied.
132
419452
2127
oldukça kapsamlı olarak incelenmiş.
07:01
So here is one example of how you approach it.
133
421579
2218
Bu konuyu nasıl irdeleyeceğiniz konusunda bir örnek vereyim.
07:03
The classic model is, you get a bunch of studies where
134
423797
2440
Klasik uygulamada, yapıldığını ve tamamlandığını
07:06
you know that they've been conducted and completed,
135
426237
2185
bildiğiniz bir grup çalışmayı alırsınız ve bunların
07:08
and then you go and see if they've been published anywhere
136
428422
2321
akademik yayın dünyasında herhangi bir yerde
07:10
in the academic literature. So this took all of the trials
137
430743
2863
yayınlanıp yayınlanmadığına bakarsınız. Bu gördüğünüz
07:13
that had ever been conducted on antidepressants
138
433606
2154
15 yıllık süreçte FDA tarafından onaylanmış anti-depresanlar
07:15
that were approved over a 15-year period by the FDA.
139
435760
3642
üzerinde yapılan tüm çalışmaları içeriyor.
07:19
They took all of the trials which were submitted to the FDA as part of the approval package.
140
439402
3756
Yani, ilacın onaylanma sürecine ait FDA onay paketi kapsamında bildirilmesi gereken tüm çalışmaları almışlar.
07:23
So that's not all of the trials that were ever conducted on these drugs,
141
443158
3200
Aslında bu gördükleriniz, bu ilaçlarla ilgili yapılan tüm çalışmaları içermiyor
07:26
because we can never know if we have those,
142
446358
2098
çünkü diğerlerine ulaşmamıza imkan yok,
07:28
but it is the ones that were conducted in order to get the marketing authorization.
143
448456
3494
sadece ilaçların satışa sürülebilmesi için yapılması zorunlu olan çalışmalar bunlar.
07:31
And then they went to see if these trials had been published
144
451950
2349
Daha sonra, bu çalışmaların kaç tanesinin hakem kurulu olan
07:34
in the peer-reviewed academic literature. And this is what they found.
145
454299
2572
akademik dergilerde yayınlandığına bakmışlar. Buldukları ise bu gördüğünüz.
07:36
It was pretty much a 50-50 split. Half of these trials
146
456871
3169
Neredeyse yarı yarıya. Gerçekte, bu çalışmaların yaklaşık yarısı olumlu,
07:40
were positive, half of them were negative, in reality.
147
460040
3597
diğer yarısı da olumsuz sonuç vermiş.
07:43
But when they went to look for these trials in the peer-reviewed academic literature,
148
463637
4741
Ancak bu çalışmaların hakem kurulu olan akademik dergilerdeki yayınlanma oranına
07:48
what they found was a very different picture.
149
468378
2234
baktıklarında çok farklı bir tabloyla karşılaşmışlar.
07:50
Only three of the negative trials were published,
150
470612
4372
Negatif sonuç veren çalışmalardan sadece üç tanesi yayınlanmış,
07:54
but all but one of the positive trials were published.
151
474984
4642
pozitif (ilacın işe yaradığını gösteren) çalışmalardan ise sadece bir tanesi yayınlanmamış.
07:59
Now if we just flick back and forth between those two,
152
479626
3761
Şimdi iki tabloyu karşılaştırmalı olarak incelersek,
08:03
you can see what a staggering difference there was
153
483387
2594
aralarındaki farkın ne kadar çarpıcı olduğunu görebilirsiniz
08:05
between reality and what doctors, patients,
154
485981
3450
Bu, doktorların, hastaların, sağlık sektöründe
08:09
commissioners of health services, and academics
155
489431
2622
çalışan diğer kişilerin ve akademisyenlerin
08:12
were able to see in the peer-reviewed academic literature.
156
492053
3281
hakem kurulu olan dergilerde gördükleri ile gerçek hayat arasındaki fark.
08:15
We were misled, and this is a systematic flaw
157
495334
4454
Yanlış yönlendiriliyoruz ve bu tıp biliminin kalbinde
08:19
in the core of medicine.
158
499788
3330
yer alan temel bir kusur.
08:23
In fact, there have been so many studies conducted on
159
503118
2663
Aslında, "taraflı yayınlama" ile ilgili o kadar çok çalışma yapılmış ki,
08:25
publication bias now, over a hundred, that they've been
160
505781
3384
yüzden fazlası bir araya getirilip, 2010 yılında bir
08:29
collected in a systematic review, published in 2010,
161
509165
3194
sistematik inceleme olarak yayınlanmış.
08:32
that took every single study on publication bias
162
512359
2766
Yazarlar, bulabildikleri taraflı yayın ile ilgili her makaleyi
08:35
that they could find.
163
515125
1299
birleştirerek analiz etmişler.
08:36
Publication bias affects every field of medicine.
164
516424
2852
Taraflı yayın, tıbbın her dalını etkileyen bir durum.
08:39
About half of all trials, on average, go missing in action,
165
519276
4313
Yapılan deneme çalışmalarının yaklaşık yarısı ortadan kayboluyor
08:43
and we know that positive findings are around twice as likely
166
523589
3058
ve olumlu sonuç veren çalışmaların yayınlanma ihtimalinin
08:46
to be published as negative findings.
167
526647
3054
olumsuz olanların iki katı olduğunu biliyoruz.
08:49
This is a cancer at the core of evidence-based medicine.
168
529701
4061
Bu, kanıta dayalı tıbbın kabinde oturan bir kanser.
08:53
If I flipped a coin 100 times but then
169
533762
3871
Eğer, 100 defa yazı tura atsam ve
08:57
withheld the results from you from half of those tosses,
170
537633
3259
bu 100 atışın yarısının sonuçlarını sizden saklasam
09:00
I could make it look as if I had a coin that always came up heads.
171
540892
3400
elimdeki paranın her zaman tura geldiğine sizi ikna edebilirim.
09:04
But that wouldn't mean that I had a two-headed coin.
172
544292
1806
Ama bu elimdeki paranın iki yüzünün de tura olduğu anlamına gelmez.
09:06
That would mean that I was a chancer
173
546113
1712
Bu, benim fırsatçının biri olduğumu,
09:07
and you were an idiot for letting me get away with it. (Laughter)
174
547825
3114
sizin de buna izin verdiğiniz için ahmağın biri olduğunuzu gösterir. (Gülüşmeler)
09:10
But this is exactly what we blindly tolerate
175
550939
3637
Kanıta dayalı tıp alanında olmasına göz yumduğumuz
09:14
in the whole of evidence-based medicine.
176
554576
3789
şey bunun bire bir aynısı.
09:18
And to me, this is research misconduct.
177
558365
4432
Ve bu, bence bir araştırma sahtekarlığı.
09:22
If I conducted one study and I withheld
178
562797
2743
Eğer bir çalışma yapsam ve bu araştırmada
09:25
half of the data points from that one study,
179
565540
3000
ortaya çıkan sonuçların yarısını saklasam,
09:28
you would rightly accuse me, essentially, of research fraud.
180
568540
4707
haklı olarak beni yaptığım araştırmaya hile karıştırmakla suçlardınız.
09:33
And yet, for some reason, if somebody conducts
181
573247
2783
Ama, ne tuhaftır ki, eğer biri 10 ayrı araştırma yapıp,
09:36
10 studies but only publishes the five that give the result that they want,
182
576030
4558
bunlardan sadece istedikleri sonucu gösteren beş tanesini yayınlarsa
09:40
we don't consider that to be research misconduct.
183
580588
2788
bunu araştırmaya hile karıştırmak olarak algılamıyoruz.
09:43
And when that responsibility is diffused between
184
583376
2567
Çünkü o zaman bunun sorumluluğu çok sayıda insana dağılıyor,
09:45
a whole network of researchers, academics,
185
585943
3161
bir sürü araştırmacı, akademisyen, endüstri sponsorları,
09:49
industry sponsors, journal editors, for some reason
186
589104
3528
dergi editörleri. Bir şekilde bunu
09:52
we find it more acceptable,
187
592632
1453
daha kabul edilebilir hale getiriyoruz,
09:54
but the effect on patients is damning.
188
594085
3675
ama bu durumun hastalar üzerindeki etkisi korkunç.
09:57
And this is happening right now, today.
189
597760
5018
Ve bu, şu anda biz konuşurken dahi devam ediyor.
10:02
This is a drug called Tamiflu. Tamiflu is a drug
190
602778
2711
Bu, Tamiflu denen bir ilaç. Dünyanın dört bir yanındaki
10:05
which governments around the world have spent billions
191
605489
2596
devletler milyarlarca dolar harcayarak Tamiflu ilacını
10:08
and billions of dollars on stockpiling,
192
608085
2572
stokladılar ve biz de panikle Tamiflu stokladık
10:10
and we've stockpiled Tamiflu in panic,
193
610657
3148
çünkü bu ilacın gribe bağlı
10:13
in the belief that it will reduce the rate of complications of influenza.
194
613805
3949
görülen ciddi komplikasyonları önleyeceğine inanılıyordu.
10:17
Complications is a medical euphemism for pneumonia
195
617754
2684
Burada komplikasyon, zatürre ve ölüm kavramlarının
10:20
and death. (Laughter)
196
620438
4814
tıbbi terminolojideki karşılığı (Gülüşmeler)
10:25
Now when the Cochrane systematic reviewers
197
625252
3208
Cochrane Sistematik İnceleme grubu,
10:28
were trying to collect together all of the data from all
198
628460
2525
Tamiflu ile ilgili yapılmış tüm deneyleri toplayarak
10:30
of the trials that had ever been conducted on whether Tamiflu actually did this or not,
199
630985
3648
bu ilacın gerçekten böyle bir etkisi olup olmadığını anlamaya çalıştı
10:34
they found that several of those trials were unpublished.
200
634633
2951
ve bu deneylerin bazılarının yayınlanmadığını buldular.
10:37
The results were unavailable to them.
201
637584
1842
Yayınlanmamış çalışmaların sonuçlarına ulaşamadılar.
10:39
And when they started obtaining the writeups of those trials through various different means,
202
639426
3964
Sonuçları bilinmeyen bu deneylere başka yollarla ulaşmayı denediler
10:43
through Freedom of Information Act requests, through
203
643390
1682
Bilgi Alma Kanunu kapsamında bu çalışmaların sonuçlarını talep ettiler,
10:45
harassing various different organizations, what they found was inconsistent.
204
645072
4809
farklı organizasyonlara başvurdular, onları taciz ettiler ve sonunda buldukları sonuçlar tutarsızdı.
10:49
And when they tried to get a hold of the clinical study reports,
205
649881
2466
Klinik çalışmalara ilişkin raporları elde etmeye çalıştılar,
10:52
the 10,000-page long documents that have
206
652347
3046
aradıkları bilgileri içeren onbinlerce sayfa dokümana
10:55
the best possible rendition of the information,
207
655393
3600
ulaşmaya çalıştıklarında, bu dokümanlara
10:58
they were told they weren't allowed to have them.
208
658993
2888
ulaşma hakları olmadıkları söylendi onlara.
11:01
And if you want to read the full correspondence
209
661881
2683
Eğer bu konuda yapılmış tüm yazışmaları görmek ve
11:04
and the excuses and the explanations given by the drug company,
210
664564
3290
ilaç firması tarafından bu çalışmaları ibraz etmemek için gösterilen bahane ve gerekçeleri görmek isterseniz
11:07
you can see that written up in this week's edition
211
667854
2717
hepsi PLoS Medicine dergisinin bu haftaki
11:10
of PLOS Medicine.
212
670571
4367
sayısında mevcut.
11:14
And the most staggering thing of all of this, to me,
213
674938
3859
Bütün bunlar içinde, benim için en çarpıcı olanı,
11:18
is that not only is this a problem, not only do we recognize
214
678797
3299
bunun sadece büyük bir sorun olması, bizim bu sorunun
11:22
that this is a problem, but we've had to suffer fake fixes.
215
682096
4195
farkında olmamızın yanısıra, uyduruktan çözümlerle avunuyor olmamız.
11:26
We've had people pretend that this is a problem that's been fixed.
216
686291
3058
Aramızda, bu sorunun çözümlendiğine kendini inandırmış insanlar var.
11:29
First of all, we had trials registers, and everybody said,
217
689349
2188
Mesela, araştırma kayıtları var. Herkes dedi ki:
11:31
oh, it's okay. We'll get everyone to register their trials, they'll post the protocol,
218
691537
3603
"Tamam, herkesin yapacağı araştırmayı kaydetmesini sağlayalım,
11:35
they'll say what they're going to do before they do it,
219
695140
2024
araştırma yapmak isteyenler, daha başlamadan ne yapacaklarını bildirmek zorunda olsunlar.
11:37
and then afterwards we'll be able to check and see if all the trials which
220
697164
2121
Böylece, daha sonra geri dönüp hangi araştırmaların gerçekleştiğini,
11:39
have been conducted and completed have been published.
221
699285
2468
tamamlandığını ve yayınlandığını takip edebiliriz."
11:41
But people didn't bother to use those registers.
222
701753
2196
Ama insanlar bu kayıt kütüklerini kullanmadılar.
11:43
And so then the International Committee of Medical Journal Editors came along,
223
703949
2619
Ardından Uluslararası Tıbbi Dergi Editörleri Birliği (ICMJE) geldi ve dedi ki
11:46
and they said, oh, well, we will hold the line.
224
706568
1543
"Tamam, bu işe yaramadı. O zaman biz araştırmacıları zorlayalım.
11:48
We won't publish any journals, we won't publish any trials,
225
708111
2633
Daha araştırmaya başlamadan kütüğe kaydedilmeyen
11:50
unless they've been registered before they began.
226
710744
2682
makaleleri, deneyleri yayınlamayalım."
11:53
But they didn't hold the line. In 2008, a study was conducted
227
713426
3531
Ama dediklerini tutamadılar. 2008 yılında yayınlanan bir çalışma,
11:56
which showed that half of all of trials published by journals
228
716957
3015
şunu gösterdi ki, ICMJE üyeleri tarafından editörlüğü yapılan
11:59
edited by members of the ICMJE
229
719972
2667
dergilerde yayınlanan makalelerin yarısı
12:02
weren't properly registered, and a quarter of them weren't registered at all.
230
722639
4813
düzgün bir şekilde kütüğe kayıt yaptırmamıştı, dörtte birinin ise hiç kaydı yoktu.
12:07
And then finally, the FDA Amendment Act was passed
231
727452
2801
Sonra FDA İyileştirme Yasası kabul edildi,
12:10
a couple of years ago saying that everybody who conducts
232
730253
2349
bu yasa, herhangi bir araştırma yapan kişilerin/ekibin
12:12
a trial must post the results of that trial within one year.
233
732602
3443
araştırmanın bittiği yıl içinde vardığı sonuçları bildirmesini zorunlu tutuyordu.
12:16
And in the BMJ, in the first edition of January, 2012,
234
736045
4096
BMJ'nin Ocak 2012 sayısında, insanların
12:20
you can see a study which looks to see if people kept
235
740141
2704
bu yasaya uyup uymadıklarını inceleyen bir makale mevcut.
12:22
to that ruling, and it turns out that only one in five
236
742845
3719
Buna göre, yapılan araştırmaların sadece beşte biri
12:26
have done so.
237
746564
2864
bu yasaya uygun davranmış durumda.
12:29
This is a disaster.
238
749428
3283
Bu tam bir facia.
12:32
We cannot know the true effects of the medicines
239
752711
3564
Eğer, tüm bilgiler elimizin altında olmazsa,
12:36
that we prescribe if we do not have access
240
756275
3216
reçete ettiğimiz ilaçların gerçek etkilerini
12:39
to all of the information.
241
759491
3180
bilemeyiz.
12:42
And this is not a difficult problem to fix.
242
762671
3959
ve bu aslında ortadan kaldırması zor bir sorun da değil.
12:46
We need to force people to publish all trials
243
766630
5128
yapılan tüm çalışmaların yayınlanmasını sağlamalıyız.
12:51
conducted in humans, including the older trials,
244
771758
2971
İnsanlarda yapılan tüm çalışmaları, eski çalışmalar da dahil,
12:54
because the FDA Amendment Act only asks that you publish the trials conducted after 2008,
245
774729
3945
zira FDA iyileştirme Yasası sadece 2008 yılından sonra yapılan çalışmaların bildirimin zorunlu kılıyor.
12:58
and I don't know what world it is in which we're only
246
778674
2613
Bunu neye dayanarak belirledikleri konusunda hiçbir fikrim yok,
13:01
practicing medicine on the basis of trials that completed in the past two years.
247
781287
4456
son iki yılda yapılan çalışmalara bakarak tıp bilimini uygulayamayız.
13:05
We need to publish all trials in humans,
248
785743
2105
İnsanlar üzerinde yapılan tüm çalışmaları ve sonuçlarını yayınlamalıyız,
13:07
including the older trials, for all drugs in current use,
249
787848
3074
hala kullanılan ilaçlara yönelik yapılmış eski çalışmalar da dahil.
13:10
and you need to tell everyone you know
250
790922
2916
ve siz de tanıdığınız herkese bunun çok ciddi bir sorun olduğunu
13:13
that this is a problem and that it has not been fixed.
251
793838
3442
bu ciddi sorunun hala net bir çözümü olmadığını anlatmalısınız.
13:17
Thank you very much. (Applause)
252
797280
2951
Teşekkürler. ( Alkışlar)
13:20
(Applause)
253
800231
3273
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7