Edith Widder: The weird and wonderful world of bioluminescence

Edith Widder: Biyoluminesansın tuhaf ve harika dünyası

144,820 views

2011-05-19 ・ TED


New videos

Edith Widder: The weird and wonderful world of bioluminescence

Edith Widder: Biyoluminesansın tuhaf ve harika dünyası

144,820 views ・ 2011-05-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Serap Çakıl Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
So I want to take you on a trip
0
15260
2000
Şimdi sizi yabancı bir dünyaya
00:17
to an alien world.
1
17260
2000
götürmek istiyorum.
00:20
And it's not a trip
2
20260
2000
Ve bu ışık yılları
00:22
that requires light-years of travel,
3
22260
3000
sürecek bir yolculuğu gerektirmiyor,
00:25
but it's to a place
4
25260
2000
ama burası
00:27
where it's defined by light.
5
27260
3000
ışıkla tanımlanan bir yer.
00:30
So it's a little-appreciated fact
6
30260
3000
Şimdi, az takdir edilen bir gerçektir,
00:33
that most of the animals in our ocean
7
33260
5000
okyanuslardaki çoğu hayvan
00:38
make light.
8
38260
2000
ışık üretir.
00:40
I've spent most of my career
9
40260
2000
Kariyerimin çoğunu biyoluminesens
00:42
studying this phenomenon called bioluminescence.
10
42260
3000
adı verilen olguyu araştırmakla geçirdim.
00:45
I study it because I think understanding it
11
45260
2000
Bu konuda çalıştım çünkü bunu anlamanın
00:47
is critical to understanding life in the ocean
12
47260
3000
çoğu biyoluminesensin gerçekleştiği okyanuslardaki
00:50
where most bioluminescence occurs.
13
50260
2000
yaşamı anlamada önemli olduğunu düşünüyorum.
00:52
I also use it as a tool
14
52260
2000
Bunu aynı zamanda
00:54
for visualizing and tracking pollution.
15
54260
3000
kirliliği görmek ve takip etmek için de kullanıyorum.
00:57
But mostly I'm entranced by it.
16
57260
3000
Ama çoğunlukla bununla büyülenmiş haldeyim.
01:00
Since my my first dive in a deep-diving submersible,
17
60260
3000
Derin-dalış denizaltısıyla ilk dalışımdan beri,
01:03
when I went down and turned out the lights
18
63260
2000
aşağı indiğimden ve ışıkları yaktığımdan
01:05
and saw the fireworks displays,
19
65260
2000
ve havai fişeklerinin gösterisini izlediğimden beri,
01:07
I've been a bioluminescence junky.
20
67260
3000
bir biyoluminesens müptelası oldum.
01:10
But I would come back from those dives
21
70260
3000
Ama bu dalışlardan dönebilir ve deneyimi
01:13
and try to share the experience with words,
22
73260
3000
sözcüklerle paylaşmayı deneyebilirdim,
01:16
and they were totally inadequate to the task.
23
76260
4000
ve onlar bu amaç için tamamen yetersiz olurlardı.
01:20
I needed some way to share the experience directly.
24
80260
3000
Deneyimi doğrudan paylaşmak için bir yola ihtiyacım vardı.
01:23
And the first time I figured out that way
25
83260
2000
Ve bu yolu ilk kez keşfettiğimde,
01:25
was in this little single-person submersible
26
85260
2000
Deep Rover adı verilen şu küçük tek kişilik
01:27
called Deep Rover.
27
87260
2000
denizaltının içindeydim.
01:29
This next video clip,
28
89260
2000
Bir sonraki video klipte,
01:31
you're going to see how we stimulated the bioluminescence.
29
91260
2000
biyoluminesensi nasıl harekete geçirdiğimizi göreceksiniz.
01:33
And the first thing you're going to see
30
93260
2000
Ve göreceğiniz ilk şey,
01:35
is a transect screen
31
95260
2000
çapraz yaklaşık bir metre
01:37
that is about a meter across.
32
97260
2000
kesit gösteren bir ekran.
01:39
(Video) Narrator: In front of the sub,
33
99260
2000
(Video) Anlatıcı: Denizaltının önünde,
01:41
a mess screen will come into contact
34
101260
2000
örgü tel elek yumuşak gövdeli derin su
01:43
with the soft-bodied creatures of the deep sea.
35
103260
3000
yaratıklarıyla karşılaşacak.
01:46
With the sub's lights switched off,
36
106260
2000
Denizaltının ışıkları kapalıyken,
01:48
it is possible to see their bioluminescence --
37
108260
3000
biyoluminesenslerini görmek mümkün --
01:51
the light produced when they collide with the mesh.
38
111260
3000
örgü tel ile çarpıştıklarında ürettikleri ışığı.
02:00
This is the first time
39
120260
2000
Bunun ilk kez
02:02
it has ever been recorded.
40
122260
3000
kaydedildiği an bu.
02:16
Edith Widder: So I recorded that with an intensified video camera
41
136260
3000
Edith Widder: Bunu karanlığa tamamen alışmış bir insan gözünün
02:19
that has about the sensitivity
42
139260
2000
hassasiyetine sahip olacak
02:21
of the fully dark-adapted human eye.
43
141260
2000
kadar yoğunlaştırılmış bir kamera ile kaydettim.
02:23
Which means that really is what you would see
44
143260
2000
Bu da bir denizaltı ile dalacak olsanız, gerçekten
02:25
if you took a dive in a submersible.
45
145260
2000
bunu göreceğiniz anlamına geliyor.
02:27
But just to try to prove that fact to you,
46
147260
2000
Ama bu gerçeği size ispatlamak için,
02:29
I've brought along some bioluminescent plankton
47
149260
2000
bazı biyoluminesens planktonlar getirdim,
02:31
in what is undoubtedly a foolhardy attempt
48
151260
2000
ki bunun canlı bir gösteride gözü kara bir
02:33
at a live demonstration.
49
153260
2000
deneme olduğu tartışmasız.
02:35
(Laughter)
50
155260
2000
(Gülüşmeler)
02:37
So, if we could have the lights down
51
157260
2000
Şimdi, ışıkları söndürebilirsek
02:39
and have it as dark in here as possible,
52
159260
3000
ve mümkün olduğunca karanlık yapabilirsek,
02:42
I have a flask
53
162260
2000
içinde biyoluminesens
02:44
that has bioluminescent plankton in it.
54
164260
3000
plankton olan bir şişe var yanımda.
02:47
And you'll note there's no light coming from them right now,
55
167260
3000
Ve görüyorsunuz şu anda onlardan hiç ışık gelmiyor,
02:50
either because they're dead --
56
170260
2000
ya ölü olduklarından --
02:52
(Laughter)
57
172260
2000
(Gülüşmeler)
02:54
or because I need to stir them up in some way
58
174260
3000
ya da onları bir şekilde kışkırtmam gerekiyor ki
02:57
for you to see what bioluminescence really looks like.
59
177260
4000
biyoluminesensin nasıl göründüğünü görebilesiniz.
03:01
(Gasps)
60
181260
3000
(Şaşırma sesleri)
03:05
Oops. Sorry.
61
185260
2000
Özür dilerim.
03:07
(Laughter)
62
187260
9000
(Gülüşmeler)
03:16
I spend most of my time working in the dark; I'm used to that.
63
196260
3000
Zamanımın çoğunu karanlıkta çalışarak geçiriyorum; alışkınım.
03:19
Okay.
64
199260
2000
Tamam.
03:21
So that light
65
201260
2000
Şimdi bu ışık
03:23
was made by a bioluminescent dinoflagellate,
66
203260
3000
biyoluminesens dinoflagellatlar, tek hücreli
03:26
a single-celled alga.
67
206260
2000
bir suyosunu, üretildi.
03:28
So why would a single-celled alga
68
208260
2000
Peki neden tek hücreli bir su yosunu
03:30
need to be able to produce light?
69
210260
2000
ışık üretme ihtiyacı duysun?
03:32
Well, it uses it to defend itself from its predators.
70
212260
3000
Peki, bunu avcılardan korunmak için kullanıyor.
03:35
The flash is like a scream for help.
71
215260
2000
Ani ışık bir yardım çığlığı gibi.
03:37
It's what's known as a bioluminescent burglar alarm,
72
217260
3000
Dirimsel ışıldayan hırsız alarmı diye bilinen şey.
03:40
and just like the alarm on your car or your house,
73
220260
3000
Ve tıpkı arabanızdaki ya da evinizdeki alarm gibi,
03:43
it's meant to cast unwanted attention onto the intruder,
74
223260
3000
davetsiz misafire istenmeyen bir ilgi çekmeyi amaçlar,
03:46
thereby either leading to his capture
75
226260
3000
bu şekilde ya onun yakalanmasını
03:49
or scaring him away.
76
229260
2000
ya da korkup kaçmasını sağlar.
03:51
There's a lot of animals that use this trick,
77
231260
2000
Bu numarayı kullanan birçok hayvan var,
03:53
for example this black dragonfish.
78
233260
2000
mesela bu siyah ejderha balığı.
03:55
It's got a light organ under its eye.
79
235260
2000
Gözünün altında bir ışık organı var.
03:57
It's got a chin barbel.
80
237260
2000
Çenesinde bir keçi sakalı var.
03:59
It's got a lot of other light organs you can't see, but you'll see in here in a minute.
81
239260
3000
Göremediğiniz bir çok diğer ışık organları da var, ama birazdan göreceksiniz.
04:02
So we had to chase this in the submersible for quite sometime,
82
242260
4000
Bunu denizaltıyla bir süre takip etmek zorunda kaldık,
04:06
because the top speed of this fish is one knot,
83
246260
3000
çünkü bu balığın en yüksek hızı 23 deniz mili,
04:09
which was the top speed of the submersible.
84
249260
2000
denizaltının da en yüksek hızıydı.
04:11
But it was worth it,
85
251260
2000
Ama değerdi,
04:13
because we caught it in a special capture device,
86
253260
2000
çünkü onu özel bir yakalama cihazıyla yakaladık,
04:15
brought it up into the lab on the ship,
87
255260
2000
gemideki laboratuara götürdük
04:17
and then everything on this fish lights up.
88
257260
3000
ve sonra balığın üzerindeki her şey ışıldamaya başladı.
04:20
It's unbelievable.
89
260260
2000
İnanılmaz.
04:22
The light organs under the eyes are flashing.
90
262260
2000
Gözlerinin altındaki ışık organları yanıp sönüyor.
04:24
That chin barbel is flashing.
91
264260
2000
Bu keçi sakalı yanıp sönüyor.
04:26
It's got light organs on its belly that are flashing,
92
266260
2000
Göbeğindeki ışık organları yanıp sönüyor,
04:28
fin lights.
93
268260
2000
yüzgeç ışıkları.
04:30
It's a scream for help; it's meant to attract attention.
94
270260
3000
Bu bir yardım çığlığı; dikkat çekmek amacıyla yapılıyor.
04:33
It's phenomenal.
95
273260
2000
Harikulade.
04:35
And you normally don't get to see this
96
275260
2000
Ve normalde bunu göremezsiniz,
04:37
because we've exhausted the luminescence when we bring them up in nets.
97
277260
3000
çünkü onları ağlarla yukarı çektiğimizde ışıldamayı zaten bitirmiştik.
04:41
There's other ways you can defend yourself with light.
98
281260
3000
Kendinizi ışıkla korumanın başka yolları vardır.
04:44
For example, this shrimp
99
284260
2000
Örneğin, bu karides
04:46
releases its bioluminescent chemicals into the water
100
286260
3000
tıpkı bir mürekkep balığı ya da ahtapotun suya bir mürekkep
04:49
just the way a squid or an octopus would release an ink cloud.
101
289260
3000
bulutu saldığı gibi dirimsel ışıldayan kimyasalları suya salar.
04:52
This blinds or distracts the predator.
102
292260
3000
Bu avcıyı kör eder ya da dikkatini dağıtır.
04:55
This little squid is called the fire shooter
103
295260
3000
Bu küçük mürekkep balığı ateş atan diye bilinir,
04:58
because of its ability to do this.
104
298260
2000
bunu yapabildiği için.
05:00
Now it may look like a tasty morsel,
105
300260
3000
Şimdi bu nefis bir lokma gibi görülebilir
05:03
or a pig's head with wings --
106
303260
2000
ya da kanatları olan bir domuzun başı --
05:05
(Laughter)
107
305260
3000
(Gülüşmeler)
05:08
but if it's attacked,
108
308260
3000
ama eğer saldırılırsa,
05:11
it puts out a barrage of light --
109
311260
3000
bir ışık barajı üretir --
05:14
in fact, a barrage of photon torpedoes.
110
314260
3000
aslında, bir foton torpidoları barajı.
05:18
I just barely got the lights out in time
111
318260
2000
Işıkları zar zor zamanında söndürdüm
05:20
for you to be able to see those gobs of light
112
320260
2000
ki siz şu örgü tel ekranına vuran ve sonra
05:22
hitting the transect screen
113
322260
2000
sadece parlayan ışık kütlelerini
05:24
and then just glowing.
114
324260
2000
görebilesiniz.
05:26
It's phenomenal.
115
326260
2000
Harikulade.
05:30
So there's a lot of animals in the open ocean --
116
330260
2000
Açık okyanusta bir çok hayvan var --
05:32
most of them that make light.
117
332260
2000
birçoğu ışık yapabiliyorlar.
05:34
And we have a pretty good idea, for most of them, why.
118
334260
2000
Ve birçoğu için neden ürettiklerine dair iyi bir fikrimiz var.
05:36
They use it for finding food, for attracting mates,
119
336260
3000
Işığı yemek bulmak, eş bulmak, avcılara karşı
05:39
for defending against predators.
120
339260
2000
kendilerini korumak için kullanıyorlar.
05:41
But when you get down to the bottom of the ocean,
121
341260
2000
Ama okyanusun dibine indiğinizde,
05:43
that's where things get really strange.
122
343260
3000
işler işte orada gerçekten tuhaflaşıyor.
05:46
And some of these animals
123
346260
2000
Ve bu hayvanların bazıları
05:48
are probably inspiration for the things you saw in "Avatar,"
124
348260
3000
muhtemelen 'Avatar'da gördüğünüz şeyler için ilham kaynağıdırlar,
05:51
but you don't have to travel to Pandora to see them.
125
351260
3000
ama onları görmek için Pandora'ya gitmenize gerek yok.
05:54
They're things like this.
126
354260
2000
Onlar şöyle şeyler.
05:56
This is a golden coral, a bush.
127
356260
2000
Bu altın bir mercan yatağı.
05:58
It grows very slowly.
128
358260
2000
Çok yavaş bir şekilde büyür.
06:00
In fact, it's thought that some of these
129
360260
2000
Aslında, bunların bazılarının en az
06:02
are as much as 3,000 years old,
130
362260
2000
3000 yaşında olduğu düşünülüyor,
06:04
which is one reason that bottom trawling should not be allowed.
131
364260
4000
bu da derin trol avına izin verilmemesi için nedenlerden biri.
06:08
The other reason is this amazing bush glows.
132
368260
4000
Diğer bir neden ise bu inanılmaz yatağın parıldaması.
06:12
So if you brush up against it,
133
372260
2000
Eğer ona çarpacak olursanız,
06:14
any place you brushed against it,
134
374260
2000
herhangi bir noktasına çarptığınızda,
06:16
you get this twinkling blue-green light
135
376260
3000
şu göz kırpan mavi-yeşil ışığı elde edersiniz,
06:19
that's just breathtaking.
136
379260
3000
tek kelimeyle nefes kesici.
06:22
And you see things like this.
137
382260
2000
Ve bu tarz şeyler görürsünüz.
06:24
This looks like something out of a Dr. Seuss book --
138
384260
2000
Bu bir Dr. Seuss kitabından fırlamış gibi görünüyor --
06:26
just all manner of creatures all over this thing.
139
386260
4000
tüm bu şeyin üzerindeki yaratıkların hareketleri.
06:30
And these are flytrap anemones.
140
390260
3000
Ve bunlar sinekkapan anemonlar.
06:33
Now if you poke it, it pulls in its tentacles.
141
393260
3000
Eğer dürterseniz, dokunaçlarını içeri çeker.
06:36
But if you keep poking it,
142
396260
2000
Ama eğer dürtmeye devam ederseniz,
06:38
it starts to produce light.
143
398260
3000
ışık üretmeye başlar.
06:41
And it actually ends up looking like a galaxy.
144
401260
4000
Ve aslında sonunda bir galaksi gibi görünmeye başlar.
06:45
It produces these strings of light,
145
405260
2000
Bu ışık tellerini üretir,
06:47
presumably as some form of defense.
146
407260
3000
muhtemelen bir tür savunma olarak.
06:50
There are starfish that can make light.
147
410260
3000
Işık üreten deniz yıldızları vardır.
06:53
And there are brittle stars that produce bands of light
148
413260
3000
Ve kolları boyunca dans eden ışık bantları üreten
06:56
that dance along their arms.
149
416260
3000
yılanyıldızları vardır.
06:59
This looks like a plant,
150
419260
2000
Bu bir bitkiye benziyor,
07:01
but it's actually an animal.
151
421260
2000
ama aslında bir hayvan.
07:03
And it anchors itself in the sand
152
423260
2000
Ve kendini gövdesinin sonunda
07:05
by blowing up a balloon on the end of its stock.
153
425260
3000
bir balon şişirmek yoluyla kuma saplıyor.
07:08
So it can actually hold itself in very strong currents,
154
428260
2000
Böylece kendini aslında çok güçlü dalgalarda bile tutabiliyor,
07:10
as you see here.
155
430260
2000
burada gördüğünüz gibi.
07:12
But if we collect it very gently, and we bring it up into the lab
156
432260
3000
Ama eğer nazik bir şekilde onu alırsanız ve laboratuara götürürseniz
07:15
and just squeeze it at the base of the stock,
157
435260
3000
ve gövdesini altındaki düz yerden sadece sıkarsanız,
07:18
it produces this light
158
438260
2000
dibinden ucuna kadar
07:20
that propagates from stem to the plume,
159
440260
2000
çoğalarak ilerleyen bu ışığı üretir,
07:22
changing color as it goes,
160
442260
3000
ilerlerken rengi değişen bir ışık,
07:25
from green to blue.
161
445260
3000
yeşilden maviye.
07:28
Colorization and sound effects
162
448260
2000
Renklendirme ve ses efektleri
07:30
added for you viewing pleasure.
163
450260
2000
görüş keyfiniz için eklenmiştir.
07:32
(Laughter)
164
452260
3000
(Gülüşmeler)
07:35
But we have no idea why it does that.
165
455260
2000
Ama neden bunu yaptığına dair bir fikrimiz yok.
07:37
Here's another one. This is also a sea pen.
166
457260
2000
Bu da bir diğeri. Bu da bir deniz teleği.
07:39
It's got a brittle star hitching a ride.
167
459260
3000
Otostop çeken bir yılanyıldızı da var.
07:42
It's a green saber of light.
168
462260
2000
Yeşil bir ışık kılıcı.
07:44
And like the one you just saw,
169
464260
2000
Ve tıpkı az önce gördüğünüz gibi,
07:46
it can produce these as bands of light.
170
466260
2000
bu ışık bantlarını üretebilir.
07:48
So if I squeeze the base,
171
468260
2000
Yani eğer dibini sıkacak olursam,
07:50
the bands go from base to tip.
172
470260
3000
bantlar dibinden ucuna gidiyor.
07:54
If I squeeze the tip, they go from tip to base.
173
474260
3000
Eğer ucunu sıkarsam, ucundan dibine gidiyor.
08:00
So what do you think happens if you squeeze it in the middle?
174
480260
3000
Peki eğer ortadan sıkarsanız ne olur dersiniz?
08:04
(Gasps)
175
484260
3000
(Şaşırma sesleri)
08:07
I'd be very interested in your theories about what that's about.
176
487260
3000
Bunun ne demek olduğuna dair teorileriniz varsa duymak isterim.
08:10
(Laughter)
177
490260
2000
(Gülüşmeler)
08:12
So there's a language of light in the deep ocean,
178
492260
2000
Yani derin okyanusta bir ışık lisanı var
08:14
and we're just beginning to understand it,
179
494260
3000
ve biz sadece yeni anlamaya başladık bunu.
08:17
and one way we're going about that
180
497260
2000
Ve buna yapmaya başladığımız bir yöntem
08:19
is we're imitating a lot of these displays.
181
499260
2000
bu görüntülerin çoğunu taklit etmek.
08:21
This is an optical lure that I've used.
182
501260
2000
Bu benim kullandığım optik bir yem.
08:23
We call it the electronic jellyfish.
183
503260
2000
Ona elektronik denizanası diyoruz.
08:25
It's just 16 blue LEDs
184
505260
2000
Farklı tipte görüntüyü
08:27
that we can program to do different types of displays.
185
507260
2000
gösterebilecek şekilde programladığımız 16 mavi LED ışığı sadece.
08:29
And we view it with a camera system I developed called Eye-in-the-Sea
186
509260
3000
Ve onu benim geliştirdiğim ve Denizdeki-Göz olarak adlandırdığım,
08:32
that uses far red light that's invisible to most animals,
187
512260
2000
çoğu hayvana görünmeyen kızıl ötesi ışığı kullanan, bu nedenle
08:34
so it's unobtrusive.
188
514260
2000
dikkat çekmeyen bir kamera sistemiyle izledim.
08:36
So I just want to show you
189
516260
2000
Şimdi size derin denizdeki
08:38
some of the responses we've elicited
190
518260
2000
hayvanlardan çıkardığımız bazı
08:40
from animals in the deep sea.
191
520260
2000
cevapları göstermek istiyorum sadece.
08:42
So the camera's black and white.
192
522260
2000
Kamera siyah beyaz.
08:44
It's not high-resolution.
193
524260
2000
Yüksek çözünürlüklü değil.
08:46
And what you're seeing here is a bait box
194
526260
2000
Ve burada gördüğünüz bir yem kutusu
08:48
with a bunch of -- like the cockroaches of the ocean --
195
528260
3000
bir parça - denizin hamamböcekleri olan - balık kenesi ile
08:51
there are isopods all over it.
196
531260
2000
her yerinde balık kenesi var.
08:53
And right in the front
197
533260
2000
Ve tam önünde
08:55
is the electronic jellyfish.
198
535260
2000
elektronik denizanası.
08:57
And when it starts flashing,
199
537260
2000
Ve yanıp sönmeye başladığında
08:59
it's just going to be one of the LEDs that's flashing very fast.
200
539260
3000
şu çok hızlı yanıp sönen LED'lerden biri olacak sadece.
09:02
But as soon as it starts to flash --
201
542260
2000
Ama yanıp sönmeye başlar başlamaz --
09:04
and it's going to look big, because it blooms on the camera --
202
544260
2000
ve büyük görünecek, çünkü kameraya doğru çakıyor --
09:06
I want you to look right here.
203
546260
2000
tam şuraya bakmanızı istiyorum.
09:08
There's something small there that responds.
204
548260
3000
Şurada cevap veren küçük bir şey var.
09:11
We're talking to something.
205
551260
2000
Bir şeyle konuşuyoruz.
09:13
It looks like a little of string pearls basically --
206
553260
4000
basitçe bir dizi inci gibi görünüyor,
09:17
in fact, three strings of pearls.
207
557260
3000
aslında, üç dizi inci gibi.
09:20
And this was very consistent.
208
560260
2000
Ve bu çok istikrarlı.
09:22
This was in the Bahamas at about 2,000 feet.
209
562260
2000
Bu Bahamalar'da yaklaşık 610 metrede.
09:24
We basically have a chat room going on here,
210
564260
3000
Esasen burada bir sohbet odamız var,
09:27
because once it gets started, everybody's talking.
211
567260
3000
çünkü bir kez başladı mı, herkes konuşuyor.
09:30
And I think this is actually a shrimp
212
570260
2000
Ve sanırım bu aslında biyoluminesens
09:32
that's releasing its bioluminescent chemicals into the water.
213
572260
3000
kimyasallarını suya salan bir karides.
09:35
But the cool thing is, we're talking to it.
214
575260
2000
Ama harika olan, onunla konuşuyoruz.
09:37
We don't know what we're saying.
215
577260
3000
Ne dediğimizi bilmiyoruz.
09:40
Personally, I think it's something sexy.
216
580260
2000
Benim fikrime göre, sanırım seksi bir şey.
09:42
(Laughter)
217
582260
2000
(Gülüşmeler)
09:44
And then finally,
218
584260
2000
Ve sonra sonunda,
09:46
I want to show you some responses that we recorded
219
586260
2000
size geçtiğimiz yıl Monterey Kanyonuna yerleştirdiğimiz
09:48
with the world's first deep-sea webcam,
220
588260
3000
dünyanın ilk derin deniz web kamerasıyla
09:51
which we had installed in Monterey Canyon last year.
221
591260
2000
kaydettiğimiz bazı yanıtları göstermek istiyorum.
09:53
We've only just begun to analyze all of this data.
222
593260
3000
Tüm bu datayı yeni analiz etmeye başladık.
09:56
This is going to be a glowing source first,
223
596260
3000
Bu önce ışıldayan bir kaynak olacak,
09:59
which is like bioluminescent bacteria.
224
599260
2000
bir biyoluminesens bakteri gibi.
10:01
And it is an optical cue
225
601260
2000
Ve bu optik bir ipucu,
10:03
that there's carrion on the bottom of the ocean.
226
603260
3000
okyanusun dibinde leş yiyen olduğuna dair ipucu.
10:06
So this scavenger comes in,
227
606260
3000
Peki bu leş yiyen geliyor,
10:09
which is a giant sixgill shark.
228
609260
2000
ki bu dev bir camgöz köpekbalığı.
10:11
And I can't claim for sure
229
611260
2000
Ve kesin olarak optik kaynağın
10:13
that the optical source brought it in, because there's bait right there.
230
613260
3000
onu çağırdığını iddia edemem, çünkü tuzak tam oradaydı.
10:16
But if it had been following the odor plume,
231
616260
2000
Ama eğer koku ödülünü takip ediyor olsaydı,
10:18
it would have come in from the other direction.
232
618260
2000
diğer yönden geliyor olacaktı.
10:20
And it does actually seem to be trying
233
620260
2000
Ve aslında elektronik denizanasını
10:22
to eat the electronic jellyfish.
234
622260
3000
yemeye çalışıyor görünüyor.
10:25
That's a 12-foot-long giant sixgill shark.
235
625260
4000
Bu 4 metre uzunluğunda dev camgöz köpekbalığı.
10:29
Okay, so this next one is from the webcam,
236
629260
3000
Pekala, bir sonraki bir web kamerasından,
10:32
and it's going to be this pinwheel display.
237
632260
3000
ve bu çarkıfelek gösterisi olacak.
10:35
And this is a burglar alarm.
238
635260
3000
Ve bu bir hırsız alarmı.
10:38
And that was a Humboldt squid,
239
638260
2000
Ve bu da bir Humboldt mürekkep balığı,
10:40
a juvenile Humboldt squid, about three feet long.
240
640260
3000
genç bir Humboldt mürekkep balığı, yaklaşık bir metre.
10:43
This is at 3,000 feet in Monterey Canyon.
241
643260
3000
Bu Monterey Kanyonu'nda 915 metrede.
10:46
But if it's a burglar alarm, you wouldn't expect it to attack the jellyfish directly.
242
646260
3000
Ama eğer bir hırsız alarmıysa, denizanasına direk olarak saldırmasını beklemezsiniz.
10:49
It's supposed to be attacking what's attacking the jellyfish.
243
649260
3000
Denizanasına saldırana saldırıyor olması beklenir.
10:52
But we did see a bunch of responses like this.
244
652260
3000
Ama buna benzer bağlamda bir çok tepki gördük.
10:55
This guy is a little more contemplative.
245
655260
3000
Ama bu biraz daha fazla dalgın.
10:58
"Hey, wait a minute.
246
658260
2000
'Hey, bir dakika.
11:00
There's supposed to be something else there."
247
660260
2000
Burada bir şey olması gerekiyordu.'
11:02
He's thinking about it.
248
662260
3000
Onu düşünüyor.
11:05
But he's persistent.
249
665260
2000
Ama ısrarcı.
11:07
He keeps coming back.
250
667260
2000
Tekrar geri gelip duruyor.
11:09
And then he goes away for a few seconds
251
669260
2000
Ve sonra birkaç saniye başka bir şey
11:11
to think about it some more,
252
671260
2000
düşünmek için uzaklaşıyor
11:13
and thinks,
253
673260
2000
ve düşünüyor,
11:15
"Maybe if I come in from a different angle."
254
675260
3000
'Belki, farklı bir açıdan yaklaşırsam.'
11:19
(Laughter)
255
679260
3000
(Gülüşmeler)
11:22
Nope.
256
682260
2000
Hayır.
11:24
So we are starting to get a handle on this,
257
684260
3000
Böylece biz duruma hakim olmaya başlıyoruz,
11:27
but only just the beginnings.
258
687260
2000
ama sadece başlangıçlar.
11:29
We need more eyes on the process.
259
689260
2000
Süreçte daha fazla göze ihtiyacımız var.
11:31
So if any of you ever get a chance to take a dive in a submersible,
260
691260
3000
Yani eğer hiç bir denizaltıyla dalma şansınız olursa,
11:34
by all means, climb in and take the plunge.
261
694260
3000
şüphesiz, içine girin ve riski göze alıp dalın.
11:37
This is something that should be on everybody's bucket list,
262
697260
3000
Bu herkesin yapılacaklar listesinde olması gereken bir şey,
11:40
because we live on an ocean planet.
263
700260
4000
çünkü bir okyanus gezegeninde yaşıyoruz.
11:44
More than 90 percent, 99 percent,
264
704260
2000
Dünya üzerindeki yaşama alanının
11:46
of the living space on our planet
265
706260
3000
yüzde 90'dan fazlası, yüzde 99'u
11:49
is ocean.
266
709260
2000
okyanus.
11:52
It's a magical place
267
712260
3000
Nefes kesici ışık gösterileriyle
11:55
filled with breathtaking light shows
268
715260
3000
ve tuhaf ve harika yaratıklarla,
12:03
and bizarre and wondrous creatures,
269
723260
4000
görmek için başka bir gezegene
12:07
alien life forms
270
727260
2000
gitmenizi gerektirmeyen
12:09
that you don't have to travel to another planet to see.
271
729260
3000
yabancı yaşam formlarıyla dolu büyülü bir yer.
12:12
But if you do take the plunge,
272
732260
3000
Ama eğer risk alır ve harekete geçerseniz,
12:15
please remember to turn out the lights.
273
735260
3000
lütfen ışıkları kapamayı unutmayın.
12:18
But I warn you,
274
738260
3000
Ama sizi uyarıyorum,
12:21
it's addictive.
275
741260
3000
bağımlılık yapar.
12:30
Thank you.
276
750260
2000
Teşekkürler.
12:32
(Applause)
277
752260
7000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7