Janet Echelman: Taking imagination seriously

Janet Echelman: Hayalgücünü Ciddiye Almak

187,131 views ・ 2011-06-08

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gunperi Sisman Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
This story
0
15260
2000
Bu hikaye
00:17
is about taking imagination seriously.
1
17260
3000
hayalgücünü ciddiye almakla ilgili.
00:20
Fourteen years ago,
2
20260
2000
14 yıl önce,
00:22
I first encountered this ordinary material, fishnet,
3
22260
3000
yüzyıllardır aynı şekilde kullanılmakta olan
00:25
used the same way for centuries.
4
25260
3000
sıradan bir materyal olan balık ağıyla tanıştım.
00:28
Today, I'm using it to create
5
28260
2000
Bugün, bunu,
00:30
permanent, billowing, voluptuous forms
6
30260
3000
dünyanın çeşitli şehirlerinde,
00:33
the scale of hard-edged buildings
7
33260
2000
kalıcı, dalgalanan, şehvetli yükselenler boyunda
00:35
in cities around the world.
8
35260
3000
şekiller yaratmak için kullanıyorum.
00:38
I was an unlikely person to be doing this.
9
38260
3000
Bunu yapacak en son kişi bendim.
00:41
I never studied sculpture,
10
41260
2000
Hiç heykelcilik,
00:43
engineering or architecture.
11
43260
2000
mühendislik veya mimarlık okumadım.
00:45
In fact, after college
12
45260
2000
Doğrusu, üniversiteden sonra
00:47
I applied to seven art schools
13
47260
2000
yedi sanat okuluna başvurdum,
00:49
and was rejected by all seven.
14
49260
3000
ve tümünden de reddedildim.
00:53
I went off on my own to become an artist,
15
53260
2000
Kendi kendime sanatçı olmaya karar verdim,
00:55
and I painted for 10 years,
16
55260
4000
ve 10 yıl boyunca resim yaptım,
00:59
when I was offered a Fulbright to India.
17
59260
3000
sonra da Hindistan'a gitmek için Fulbright Bursu aldım.
01:02
Promising to give exhibitions of paintings,
18
62260
3000
Sergilerde resimler göstermek için söz verip
01:05
I shipped my paints and arrived in Mahabalipuram.
19
65260
2000
resimlerimi gemiye yükledim, ve Mahabalipuram'a vardılar.
01:07
The deadline for the show arrived --
20
67260
3000
Sergi günü gelip çatmış,
01:10
my paints didn't.
21
70260
2000
ama resimlerim gelmemişti.
01:12
I had to do something.
22
72260
2000
Bişeyler yapmalıydım.
01:14
This fishing village was famous for sculpture.
23
74260
2000
Balıkçı köyü heykelleriyle ünlüydü.
01:16
So I tried bronze casting.
24
76260
3000
Ve ben de Bronz dökümlemeyi denedim.
01:19
But to make large forms was too heavy and expensive.
25
79260
3000
Ama büyük şekiller yapmak çok ağır ve pahalıydı.
01:22
I went for a walk on the beach,
26
82260
2000
Sahilde yürüyüşe çıktım,
01:24
watching the fishermen
27
84260
2000
balıkçıların kumların üstünde
01:26
bundle their nets into mounds on the sand.
28
86260
2000
ağlarını tümseklere bağlamalırını izledim.
01:28
I'd seen it every day,
29
88260
2000
Bunu hergün görüyordum,
01:30
but this time I saw it differently --
30
90260
2000
ama bu sefer olanları farklı gördüm ---
01:32
a new approach to sculpture,
31
92260
2000
heykelciliğe farklı bir yaklaşım,
01:34
a way to make volumetric form
32
94260
3000
dolgun şekilleri katı maddeler kullanmadan
01:37
without heavy solid materials.
33
97260
3000
yeni şekiller yapabilmenin bir yol.
01:40
My first satisfying sculpture
34
100260
2000
Benim ilk tatmin edici heykelimi,
01:42
was made in collaboration with these fishermen.
35
102260
3000
bu balıkçılarla ortak çalışarak yaptım.
01:45
It's a self-portrait
36
105260
2000
Bu bir kişisel portre
01:47
titled "Wide Hips."
37
107260
2000
adı da '' Geniş Kalçalar''
01:49
(Laughter)
38
109260
3000
(Alkışlar)
01:53
We hoisted them on poles to photograph.
39
113260
3000
Direklerin üstüne fotoğraflarını çekmek için astık.
01:56
I discovered
40
116260
2000
Ben keşfettim ki
01:58
their soft surfaces
41
118260
2000
yumuşak yüzeyleri
02:00
revealed every ripple of wind
42
120260
2000
rüzgarın her esintisini
02:02
in constantly changing patterns.
43
122260
2000
farklı şekillere girerek ortaya çıkarttı.
02:04
I was mesmerized.
44
124260
3000
Hipnoz olmuştum.
02:07
I continued studying craft traditions
45
127260
3000
El işleri geleneklerini çalışmaya,
02:10
and collaborating with artisans,
46
130260
2000
ve zanaatkarlarla ortak çalışmaya
02:12
next in Lithuania with lace makers.
47
132260
2000
Litvanya,da dantel yapanlarla devam ettim.
02:14
I liked the fine detail
48
134260
2000
İşlerime kattıkları ince detayları
02:16
it gave my work,
49
136260
2000
sevdim,
02:18
but I wanted to make them larger --
50
138260
2000
ama onları daha büyük yapmak istedim ---
02:20
to shift from being an object you look at
51
140260
2000
ki sadece baktığınız bir objeden
02:22
to something you could get lost in.
52
142260
3000
baktığınızda kaybolabileceğiniz bir hale getirmek için.
02:25
Returning to India to work with those fishermen,
53
145260
3000
Hindistan'a balıkçılarla çalışmak için tekrar döndüğümde
02:28
we made a net
54
148260
2000
bir buçuk milyon elde örülmüş düğümden oluşan
02:30
of a million and a half hand-tied knots --
55
150260
3000
bir ağ yaptık ---
02:35
installed briefly in Madrid.
56
155260
3000
kısa bir süreliğine Madrid'te sergilendi.
02:38
Thousands of people saw it,
57
158260
2000
Binlerce kişi gördü
02:40
and one of them was the urbanist
58
160260
2000
ve aralarında
02:42
Manual Sola-Morales
59
162260
2000
Portekiz'de Porto limanını yeniden dizayn eden
02:44
who was redesigning the waterfront
60
164260
2000
şehir-planlamacı
02:46
in Porto, Portugal.
61
166260
3000
Manuel Sola-Morales de vardı.
02:49
He asked if I could build this
62
169260
2000
Bana bunu
02:51
as a permanent piece for the city.
63
171260
2000
şehir için kalıcı bir eser olarak yapabileceğimi sordu,
02:53
I didn't know if I could do that
64
173260
2000
Bunu yapıp
02:55
and preserve my art.
65
175260
2000
eserimi kalıcı yapıp yapamayacağımı bilmiyordum.
02:57
Durable, engineered, permanent --
66
177260
3000
Sağlam inşa edilmiş, kalıcı --
03:00
those are in opposition
67
180260
2000
bunlar tamamen
03:02
to idiosyncratic, delicate and ephemeral.
68
182260
3000
kendine özgü, nazik ve geçiciydiler.
03:06
For two years, I searched for a fiber
69
186260
3000
Tam iki yıl boyunca, ultra viole ışınlarına
03:09
that could survive ultraviolet rays,
70
189260
2000
kirliliğe dayanikli
03:11
salt, air, pollution,
71
191260
3000
Ve aynı zamanda ruzgarda
03:14
and at the same time remain soft enough
72
194260
2000
Akıcı bir sekilde hareket edebilecek
03:16
to move fluidly in the wind.
73
196260
3000
derecede yumuşak bir fiber aradım.
03:19
We needed something to hold the net up
74
199260
2000
Ağı trafik çemberiinin tam ortasında
03:21
out there in the middle of the traffic circle.
75
201260
2000
havada tutmak için bişeye ihtiyacımız vardı.
03:23
So we raised this 45,000-pound steel ring.
76
203260
5000
Sonunda 20,000 kiloluk çelik bir çemberi kaldırdık.
03:28
We had to engineer it
77
208260
2000
Öyle bir dizayn etmeliydik ki,
03:30
to move gracefully in an average breeze
78
210260
2000
ortalama bir esintide bile zerafetle haraket edebilip,
03:32
and survive in hurricane winds.
79
212260
3000
kasırgalara dayanıklı olsun.
03:35
But there was no engineering software
80
215260
3000
Ama böyle hareket edebilen gözenekli
03:38
to model something porous and moving.
81
218260
4000
bir şeyi dizayn edebilecek bir mühendis programı yoktu.
03:42
I found a brilliant aeronautical engineer
82
222260
3000
Amerika'nın yat yarışlarına yelken hazırlayan
03:45
who designs sails for America's Cup racing yachts
83
225260
3000
Peter Heppel diye
03:48
named Peter Heppel.
84
228260
3000
bir hava mühendisi buldum.
03:51
He helped me tackle the twin challenges
85
231260
2000
Bana sorunum olan iki şeyi çözmemi sağladı:
03:53
of precise shape
86
233260
2000
kesin şekil
03:55
and gentle movement.
87
235260
3000
ve nazik hareket.
03:58
I couldn't build this the way I knew
88
238260
2000
Bunu kendi bildiğim şekilde inşa edemiyordum,
04:00
because hand-tied knots
89
240260
2000
çünkü el yapımı düğümler
04:02
weren't going to withstand a hurricane.
90
242260
2000
kasırgalara dayanıklı olmayacaktı.
04:04
So I developed a relationship
91
244260
2000
Böylelikle, bir balık ağı yapan
04:06
with an industrial fishnet factory,
92
246260
2000
endüstriyel bir fabrikayla
04:08
learned the variables of their machines,
93
248260
2000
ilişkilerimi geliştirdim ve makinelerinin
04:10
and figured out a way
94
250260
2000
özelliklerini öğrenip onlarla dantel yapmanın
04:12
to make lace with them.
95
252260
3000
bir yolunu buldum.
04:15
There was no language
96
255260
2000
Bu eski, kendine özgü el işini
04:17
to translate this ancient, idiosyncratic handcraft
97
257260
4000
makinelerin yapabileceği bir şekle sokabilmenin
04:21
into something machine operators could produce.
98
261260
3000
dilimize tercüme etmek mümkün değil.
04:24
So we had to create one.
99
264260
3000
Bu yüzden yeni bir dil yarattık.
04:27
Three years and two children later,
100
267260
4000
Üç yıl ve iki çocuğumdan sonra,
04:31
we raised this 50,000-square-foot lace net.
101
271260
3000
15,240 metre karelik dantel bir net hazırladık.
04:34
It was hard to believe
102
274260
2000
Hayal ettiğimin
04:36
that what I had imagined
103
276260
2000
şimdi gerçek ve kalıcı olduğunu
04:38
was now built, permanent
104
278260
3000
ve hayalimden farksız olduğuna
04:41
and had lost nothing in translation.
105
281260
3000
inanmak çok zordu.
04:44
(Applause)
106
284260
5000
(Alkışlar)
04:49
This intersection had been bland and anonymous.
107
289260
3000
Bu kesişim mülayim ve anonim bir şekilde oldu.
04:52
Now it had a sense of place.
108
292260
3000
Şimdi bir yere aitti.
04:55
I walked underneath it
109
295260
2000
Altından ilk defa
04:57
for the first time.
110
297260
2000
yürüdüm
04:59
As I watched the wind's choreography unfold,
111
299260
3000
Rüzgarın kareografisini izlerken,
05:02
I felt sheltered
112
302260
2000
kendimi hem korunaklı
05:04
and, at the same time,
113
304260
2000
hem de
05:06
connected to limitless sky.
114
306260
2000
limitsiz gökyüzüyle bağlantılı hisettim.
05:08
My life was not going to be the same.
115
308260
3000
Hayatım asla aynı olmayacaktı.
05:19
I want to create these oases of sculpture
116
319260
3000
Bu vaha'i heykelleri
05:22
in spaces of cities around the world.
117
322260
3000
dünyadaki her şehirlere yapmak istiyorum.
05:25
I'm going to share two directions
118
325260
2000
Yapıtlarımda yeni olan iki yönü
05:27
that are new in my work.
119
327260
3000
sizinle paylaşacağım.
05:30
Historic Philadelphia City Hall:
120
330260
2000
Tarihi Philedelphia Şehir Merkezi:
05:32
its plaza, I felt, needed a material for sculpture
121
332260
4000
Plazanın balık ağından daha
05:36
that was lighter than netting.
122
336260
2000
hafif olan bir materyalden bir heykele ihtiyacı var diye hissettim.
05:38
So we experimented
123
338260
2000
Böylece
05:40
with tiny atomized water particles
124
340260
2000
küçük atomize su parçacıklarıyla
05:42
to create a dry mist
125
342260
2000
kuru bir sis yaratıp
05:44
that is shaped by the wind
126
344260
2000
rüzgarın şekil vermesini sağladık.
05:46
and in testing, discovered
127
346260
2000
Test ederken keşfettik ki
05:48
that it can be shaped by people
128
348260
2000
şekil insanlar tafından da
05:50
who can interact and move through it without getting wet.
129
350260
3000
içinde hareket ederek ve ıslanmadan da verilebiliyordu.
05:53
I'm using this sculpture material
130
353260
3000
Bu heykel materyalini
05:56
to trace the paths of subway trains above ground
131
356260
4000
yer üstünde, metro trenlerinin gerçek zamanlı
06:00
in real time --
132
360260
3000
yollarını çizmek için kullanıyorum --
06:03
like an X-ray of the city's circulatory system unfolding.
133
363260
4000
yani şehirin kan dolaşımının röntgenini çeker gibi.
06:11
Next challenge,
134
371260
2000
Sonraki zorlu aşama,
06:13
the Biennial of the Americas in Denver
135
373260
2000
Denver'deki Americas Biennial'de
06:15
asked, could I represent
136
375260
2000
Batı yarım küredeki 35 milletin
06:17
the 35 nations of the Western hemisphere and their interconnectedness
137
377260
3000
bağlılığını simgeleyen bir
06:20
in a sculpture?
138
380260
2000
heykel yapıp yapamacağım soruldu.
06:22
(Laughter)
139
382260
3000
(kahkahalar)
06:25
I didn't know where to begin,
140
385260
2000
Nerden başlayacağımı bilemedim,
06:27
but I said yes.
141
387260
2000
ama evet dedim.
06:29
I read about the recent earthquake in Chile
142
389260
3000
Şili'deki depremi okudum
06:32
and the tsunami that rippled across
143
392260
2000
ve tüm Pasifik okyanusunu etkileyen tsunami
06:34
the entire Pacific Ocean.
144
394260
2000
dalgaları hakkında okudum.
06:36
It shifted the Earth's tectonic plates,
145
396260
3000
Bu deprem Dünya'nın tektonik hatlarını değiştirdi
06:39
sped up the planet's rotation
146
399260
2000
ve gezegenimizin kendi ekseni etrafında
06:41
and literally shortened the length of the day.
147
401260
3000
dönüşünğ hızlandırıp, günlerimizi kısalttı.
06:44
So I contacted NOAA,
148
404260
3000
Ve böylelikle NOAA'ya başvurdum,
06:47
and I asked if they'd share their data on the tsunami,
149
407260
3000
ve tsunami hakkındaki verilerini benimle paylaşablirler mi diye sordum.
06:50
and translated it into this.
150
410260
3000
Sonunda bu ortaya çıktı.
06:55
Its title: "1.26"
151
415260
3000
Adı: '' 1.26''
06:58
refers to the number of microseconds
152
418260
2000
bu, dünyada bir günün
07:00
that the Earth's day was shortened.
153
420260
3000
mikrosaniye olarak ne kadar kısaldığını gösteriyor.
07:03
I couldn't build this with a steel ring, the way I knew.
154
423260
3000
Bunu bildiğim demir bir çemberle inşa edemedim.
07:06
Its shape was too complex now.
155
426260
3000
Şekli çok karışıktı.
07:09
So I replaced the metal armature
156
429260
2000
Ve metal armatürü
07:11
with a soft, fine mesh
157
431260
2000
yumuşak, ince ağlı
07:13
of a fiber 15 times stronger than steel.
158
433260
4000
çelikten 15 kat daha sağlam bir fiber kabloyla değiştim.
07:17
The sculpture could now be entirely soft,
159
437260
4000
Heykel şimdi tamamıyle yumuşak oldu
07:21
which made it so light
160
441260
2000
bu da onu çok hafif yaptı.
07:23
it could tie in to existing buildings --
161
443260
3000
Varolan binalarla iç içe geçebiliyor
07:26
literally becoming part of the fabric of the city.
162
446260
3000
ve tamamen şehrin bir parçası olabiliyor.
07:29
There was no software
163
449260
2000
Hiç bir bilgisayar programı
07:31
that could extrude these complex net forms
164
451260
3000
böyle karmaşık ağ formlarını
07:34
and model them with gravity.
165
454260
2000
yer çekimiyle birlikte dizayn edemezdi.
07:36
So we had to create it.
166
456260
3000
Yani, bunu kendimiz yaratmak zorundaydık.
07:39
Then I got a call from New York City
167
459260
3000
Sonra, New York City'den bir telefon aldım
07:42
asking if I could adapt these concepts
168
462260
3000
Times meydanında veya
07:45
to Times Square
169
465260
2000
Highline'a bazı konseptleri adapte
07:47
or the High Line.
170
467260
2000
edip edemeyeceğimi sordular.
07:49
This new soft structural method
171
469260
3000
Bu yeni yumuşak yapı metodu
07:52
enables me to model these
172
472260
2000
benim bu heykelleri dizayn etmemi
07:54
and build these sculptures
173
474260
2000
ve yükselenler boyunda
07:56
at the scale of skyscrapers.
174
476260
3000
inşa etmemi sağlıyor.
07:59
They don't have funding yet,
175
479260
2000
Henüz bir finansmanları yok
08:01
but I dream now
176
481260
2000
ama bunları dünyanın her yerindeki
08:03
of bringing these to cities around the world
177
483260
3000
ihtiyacı olan şehirlere
08:06
where they're most needed.
178
486260
3000
götürmeyi hayal ediyorum.
08:09
Fourteen years ago,
179
489260
3000
14 yıl önce
08:12
I searched for beauty
180
492260
3000
geleneklerde ve
08:15
in the traditional things,
181
495260
2000
el işlerinde güzelliği
08:17
in craft forms.
182
497260
3000
aradım.
08:22
Now I combine them with hi-tech materials and engineering
183
502260
4000
Şimdi her ikisini de yüksek teknolojili materyal ve mühendislikle
08:26
to create voluptuous, billowing forms
184
506260
3000
dolgun, ve şehvetle dalgalanan
08:29
the scale of buildings.
185
509260
3000
yükselenler boyunda formlar yaratmak için kullanıyorum.
08:32
My artistic horizons continue to grow.
186
512260
3000
Artistik ufkum genişlemeye devam ediyor.
08:35
I'll leave you with this story.
187
515260
3000
Sizi bu hikayeyle bırakacağım.
08:38
I got a call from a friend in Phoenix.
188
518260
3000
Phoenix'deki bir arkadaşımdan bir telefon geldi.
08:41
An attorney in the office
189
521260
2000
Ofisindeki bir avukat
08:43
who'd never been interested in art,
190
523260
2000
sanata hiç igisi olmayan
08:45
never visited the local art museum,
191
525260
3000
hiç sanat müzesine gitmemiş birisi,
08:48
dragged everyone she could from the building
192
528260
3000
binadaki herkesi toplamış
08:51
and got them outside to lie down underneath the sculpture.
193
531260
3000
ve dışardaki heykelin altında uzanmalarını söylemiş.
08:54
There they were in their business suits,
194
534260
2000
İş kıyafetleri içinde,
08:56
laying in the grass,
195
536260
2000
çimenlerin üstüne uzanıp,
08:58
noticing the changing patterns of wind
196
538260
2000
rüzgarın değişen şekillerini fark edip
09:00
beside people they didn't know,
197
540260
2000
hiç tanımadıkları kişilerin yanında,
09:02
sharing the rediscovery of wonder.
198
542260
3000
hayal etmeyi yeniden keşf ettiler.
09:06
Thank you.
199
546260
2000
Teşekkürler.
09:08
(Applause)
200
548260
3000
(Alkışlar)
09:11
Thank you. Thank you.
201
551260
2000
Teşekkürler. Teşekkürler.
09:13
Thank you.
202
553260
2000
Teşekkürler.
09:15
Thank you. Thank you.
203
555260
3000
Teşekkürler. Teşekkürler.
09:18
(Applause)
204
558260
2000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7