How to make hard choices | Ruth Chang

Ruth Chang: Zor seçimler nasıl yapılır

1,891,225 views ・ 2014-06-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Demet Kayabaşı Gözden geçirme: ilker gül
00:12
Think of a hard choice you'll face in the near future.
0
12817
3214
Gelecekte karşı karşıya kalacağınız zor bir seçimi düşünün.
00:16
It might be between two careers --
1
16391
1821
Bu, iki kariyer arasında olabilir --
sanatçı veya muhasebeci --
00:18
artist and accountant --
2
18236
1447
00:20
or places to live -- the city or the country --
3
20286
2448
ya da yaşanacak yerler -- şehir veya kırsal --
hatta iki kişi arasından evlenilecek kişi seçmek bile olabilir --
00:23
or even between two people to marry --
4
23123
1874
Betty'yle evlenebilirsiniz ya da Lolita'yla.
00:25
you could marry Betty or you could marry Lolita.
5
25021
2948
00:28
Or it might be a choice about whether to have children,
6
28572
2993
Ya da bu, çocuk yapıp yapmamak arasında bir seçim olabilir
00:31
to have an ailing parent move in with you,
7
31589
2347
ya da hasta bir ebeveynin yanınıza taşınması kararı,
00:33
to raise your child in a religion that your partner lives by
8
33960
3217
çocuklarınızı bir dine göre yetiştirme kararı,
partnerinizin inandığı
ama sizin ilginizi çekmeyen bir din.
00:37
but leaves you cold.
9
37201
1392
Ya da hayatınız boyunca yaptığınız birikimleri hayır kurumlarına bağışlama kararı.
00:39
Or whether to donate your life savings to charity.
10
39236
2837
00:42
Chances are, the hard choice you thought of was something big,
11
42622
2914
Büyük ihtimalle, hakkında düşündüğünüz zor seçim
büyük bir şeydi, mühim bir şeydi,
00:45
something momentous, something that matters to you.
12
45560
2504
sizin için önemli olan bir şeydi.
00:48
Hard choices seem to be occasions
13
48763
2266
Zor seçimler acı verici,
sıkıntılı, diş gıcırtatılacak kadar zorlu
00:51
for agonizing, hand-wringing, the gnashing of teeth.
14
51053
3510
durumlar yaratıyor gibi görünüyor.
Ama bence zor seçimleri ve hayatımızda oynadıkları rolü
00:56
But I think we've misunderstood hard choices
15
56073
2065
yanlış anlamışız.
00:58
and the role they play in our lives.
16
58162
2067
01:00
Understanding hard choices
17
60253
1878
Zor seçimleri anlamak
her birimizin sahip olduğu
01:02
uncovers a hidden power each of us possesses.
18
62155
3483
gizli bir gücü açığa çıkarıyor.
01:06
What makes a choice hard is the way the alternatives relate.
19
66972
3349
Bir seçimi zor yapan şey,
alternatiflerin ne olduğudur.
01:10
In any easy choice,
20
70909
1450
Kolay bir seçimde
01:12
one alternative is better than the other.
21
72383
2138
bir alternatif diğerinden daha iyidir.
01:14
In a hard choice,
22
74910
1469
Zor bir seçimde ise
01:16
one alternative is better in some ways,
23
76403
2528
bir alternatif bazı yönlerden daha iyidir,
01:18
the other alternative is better in other ways,
24
78955
2201
diğer alternatif başka yönlerden daha iyidir
01:21
and neither is better than the other overall.
25
81180
2671
ve etraflıca düşünüldüğünde hiçbir alternatif diğerinden daha iyi değildir.
01:24
You agonize over whether to stay in your current job in the city
26
84732
4247
Şehirde şu anki işinizde kalmak veya
kırsalda daha iddialı bir iş için
hayatınızı kökünden değiştirmek
01:29
or uproot your life for more challenging work in the country,
27
89003
4349
arasında kıvranır durursunuz.
çünkü kalmak bazı yönlerden iyidir,
01:33
because staying is better in some ways,
28
93479
2202
01:35
moving is better in others,
29
95705
1600
taşınmak başka yönlerden
01:37
and neither is better than the other overall.
30
97329
2738
ve ikisi de birbirinden daha iyi seçimler değildir.
01:41
We shouldn't think that all hard choices are big.
31
101368
3282
Bütün zorlu seçimlerin büyük seçimler olduğunu düşünmemeliyiz.
Varsayalım ki kahvaltıda ne yiyeceğinize karar vermeye çalışıyorsunuz.
01:45
Let's say you're deciding what to have for breakfast.
32
105023
2607
01:47
You could have high fiber bran cereal
33
107654
2856
Bolca lif içeren kepekli mısır gevreğini yiyebilirsiniz
veya çikolatalı donut.
01:50
or a chocolate donut.
34
110534
1352
Sanırım bu seçimde önemli olan
01:52
Suppose what matters in the choice is tastiness and healthfulness.
35
112199
3570
tat ve sağlık açısından uygunluk.
01:56
The cereal is better for you,
36
116563
2242
Mısır gevreği sizin için daha iyi,
01:58
the donut tastes way better,
37
118829
2157
donut'un tadı çok daha iyi,
ama işin sonunda hiçbiri diğerinden daha iyi değil,
02:01
but neither is better than the other overall,
38
121010
2202
02:03
a hard choice.
39
123236
1414
zor bir seçim.
02:05
Realizing that small choices can also be hard,
40
125348
4000
Küçük seçimlerin de
oldukça zor olabileceğinin farkına varmak
02:09
may make big hard choices seem less intractable.
41
129372
3326
büyük ve zor seçimleri daha az çetin göstermeye yarayabilir.
02:13
After all, we manage to figure out what to have for breakfast,
42
133563
2906
Sonuç olarak, kahvaltıda ne yiyeceğimize karar vermeyi başarabiliyoruz,
02:16
so maybe we can figure out whether to stay in the city
43
136493
3131
yani belki de
şehirde mi kalacağımıza
02:19
or uproot for the new job in the country.
44
139648
2277
yoksa kırsaldaki yeni iş için hayatımızı mı değiştireceğimize karar verebiliriz.
02:23
We also shouldn't think that hard choices are hard
45
143789
4552
Ayrıca zor seçimlerin
02:28
because we are stupid.
46
148365
1577
aptal olduğumuz için zor olduğunu düşünmemeliyiz.
02:30
When I graduated from college,
47
150692
1916
Ben üniversiteden mezun olduğumda,
02:32
I couldn't decide between two careers, philosophy and law.
48
152632
3502
iki kariyer arasında kararsız kaldım,
felsefe ve hukuk.
Felsefeyi gerçekten seviyordum.
02:36
I really loved philosophy.
49
156158
2665
02:39
There are amazing things you can learn as a philosopher,
50
159600
2952
Bir filozof olarak
öğrenebileceğiniz muazzam şeyler var
02:42
and all from the comfort of an armchair.
51
162576
2475
ve hepsini rahat bir sandalyeden yapabilirsiniz.
Ama mütevazi göçmen bir aileden geliyordum,
02:46
But I came from a modest immigrant family
52
166106
2878
02:49
where my idea of luxury
53
169008
1449
okula götürdüğüm öğle yemeğinde
02:50
was having a pork tongue and jelly sandwich
54
170481
2485
domuz dili ve reçelli sandviç olması fikri
02:52
in my school lunchbox,
55
172990
1543
benim için lükstü
02:55
so the thought of spending my whole life
56
175232
2365
bu nedenle bütün hayatımı
02:57
sitting around in armchairs just thinking ...
57
177621
2959
bir sandalyede düşünerek geçirme fikri
yani, bana savurganlığın ve ciddiyetsizliğin zirvesi gibi gelmişti.
03:01
Well, that struck me as the height of extravagance and frivolity.
58
181335
3181
Sarı not defterimi çıkardım,
03:05
So I got out my yellow pad,
59
185357
1746
03:07
I drew a line down the middle,
60
187127
1883
ortaya bir çizgi çizdim
03:09
and I tried my best to think of the reasons
61
189034
2397
ve her alternatif için
03:11
for and against each alternative.
62
191455
2673
olumlu ve olumsuz nedenler bulmak için elimden geleni yaptım.
Kendi kendime,
03:15
I remember thinking to myself,
63
195199
2190
03:17
if only I knew what my life in each career would be like.
64
197413
4412
keşke her iki kariyerde de
hayatımın nasıl olacağını bilebilsem diye düşündüğümü hatırlıyorum.
03:22
If only God or Netflix would send me a DVD of my two possible future careers,
65
202428
5987
Keşke Tanrı veya Netflix bana iki olası kariyerimin olduğu
bir DVD gönderseydi, memnun olurdum.
03:28
I'd be set.
66
208439
1172
03:29
I'd compare them side by side,
67
209635
1902
İkisini yan yana karşılaştırırdım,
03:31
I'd see that one was better,
68
211561
1907
birinin diğerinden daha iyi olduğunu görürdüm
03:33
and the choice would be easy.
69
213492
1788
ve seçmek kolay olurdu.
03:35
But I got no DVD,
70
215867
1609
Ama DVD'm yoktu,
03:37
and because I couldn't figure out which was better,
71
217976
2843
ve hangisinin daha iyi olduğuna karar veremediğim için,
03:40
I did what many of us do in hard choices:
72
220843
2713
çoğumuzun zor seçimler karşısında yaptığı şeyi yaptım:
03:43
I took the safest option.
73
223580
1989
En güvenli seçeneği seçtim.
03:46
Fear of being an unemployed philosopher led me to become a lawyer,
74
226466
4265
İşsiz bir filozof olma korkusu
beni avukat olmaya yönlendirdi
ve kendimi keşfettikçe gördüm ki
03:52
and as I discovered, lawyering didn't quite fit.
75
232256
3330
avukatlık bana uygun değildi.
03:55
It wasn't who I was.
76
235610
1629
Olduğum kişiyle uyuşmuyordu.
03:57
So now I'm a philosopher,
77
237889
1614
Şimdi bir filozofum
03:59
and I study hard choices,
78
239527
1938
ve zor seçimler üzerine çalışıyorum
04:01
and I can tell you, that fear of the unknown,
79
241489
3325
ve size şunu söyleyebilirim ki bilinmeyenden korkmak,
04:04
while a common motivational default in dealing with hard choices,
80
244838
4426
zor kararlarla baş etmede
genel bir motivasyon hatası,
04:09
rests on a misconception of them.
81
249958
2053
bu kararlar hakkında bir yanılgı oluşturuyor.
04:12
It's a mistake to think that in hard choices,
82
252505
2930
Zor kararlarda
04:15
one alternative really is better than the other,
83
255459
2994
bir alternatifim diğerinden daha iyi olduğun
04:18
but we're too stupid to know which,
84
258477
1959
ama hangisinin daha iyi olduğunu bilemeyecek kadar aptal olduğumuzu düşünmek
04:20
and since we don't know which,
85
260460
1443
ve hangisinin daha iyi olduğunu bilmediğimiz için
04:21
we might as well take the least risky option.
86
261927
2476
en az riskli seçeneği seçmek bir hata.
04:24
Even taking two alternatives side by side
87
264825
2358
Her iki alternatifi kapsamlı bilgilerle
04:27
with full information, a choice can still be hard.
88
267207
3647
yan yana getirsek bile seçim yine de zor olabilir.
Zor seçimler zordur,
04:32
Hard choices are hard not because of us or our ignorance;
89
272099
4056
bizim yüzümüzden veya cehaletimizden değil
04:36
they're hard because there is no best option.
90
276179
3242
zordurlar çünkü en iyi seçenek diye bir şey yoktur.
Şimdi, eğer en iyi seçenek diye bir şey yoksa,
04:41
Now, if there's no best option,
91
281231
1924
eğer tartı bir alternatife
04:43
if the scales don't tip in favor of one alternative over another,
92
283179
4421
diğerine göre daha ağır basmıyorsa
o zaman gerçekten her iki alternatif de eşit derecede iyi olmalı.
04:48
then surely the alternatives must be equally good.
93
288060
2686
04:51
So maybe the right thing to say in hard choices
94
291797
2271
Yani belki de zor seçimler yaparken
iki eşit derecede seçenek arasında olduğumuzu söylemek daha doğru.
04:54
is that they're between equally good options.
95
294092
2223
04:56
But that can't be right.
96
296770
1161
Bu doğru olamaz.
04:57
If alternatives are equally good, you should just flip a coin between them,
97
297955
3554
Eğer alternatifler eşit derecede iyiyse,
seçmek izin yazı tura atmalısınız
05:01
and it seems a mistake to think,
98
301898
2411
ve iki kariyer arasında karar verirken
veya yaşayacak yer, evlenilecek kişi seçerken
05:04
here's how you should decide between careers,
99
304333
2550
05:06
places to live, people to marry:
100
306907
1570
böyle yapmak hata gibi görünüyor: yazı tura at.
05:08
Flip a coin.
101
308501
1179
Zor seçimlerin
05:11
There's another reason for thinking
102
311156
1711
05:12
that hard choices aren't choices between equally good options.
103
312891
4087
eşit derecede iyi seçenekler arasında olmadığını
düşünmek için bir neden daha var.
Varsayalım ki iki iş arasında bir seçim yapmalısınız:
05:18
Suppose you have a choice between two jobs:
104
318063
3132
05:21
you could be an investment banker
105
321744
2551
bir yatırım bankeri
05:24
or a graphic artist.
106
324708
1853
veya grafik sanatçısı olabilirsiniz.
Böyle bir seçimde önemli olan pek çok şey vardır,
05:27
There are a variety of things that matter in such a choice,
107
327220
2792
işin verdiği heyecan gibi,
05:30
like the excitement of the work,
108
330036
2555
05:32
achieving financial security,
109
332615
1737
veya ekonomik güvenceye ulaşmak gibi
05:34
having time to raise a family, and so on.
110
334376
2350
ya da aileye ayıracak zaman bulabilmek gibi.
05:36
Maybe the artist's career puts you on the cutting edge
111
336750
4435
Belki sanat kariyeri size
görsel ifade adına
05:41
of new forms of pictorial expression.
112
341209
2276
yepyeni bir bakış açısı sağlıyor.
Belki bankacılık kariyeri
05:44
Maybe the banking career puts you on the cutting edge
113
344049
2796
size finansal idare konusunda
05:46
of new forms of financial manipulation.
114
346869
3012
yeni formlar sağlıyor.
05:50
(Laughter)
115
350012
1452
05:51
Imagine the two jobs however you like,
116
351620
2940
Her iki işi de tam istediğiniz gibi hayal edin,
05:54
so that neither is better than the other.
117
354584
1961
ikisi de birbirinden daha iyi değil.
05:57
Now suppose we improve one of them, a bit.
118
357696
2953
Şimdi birini biraz geliştirmemiz gerekecek.
06:00
Suppose the bank, wooing you,
119
360673
1984
Varsayalım ki banka, size kur yapmak için,
maaşınıza fazladan 500 dolar ekliyor.
06:03
adds 500 dollars a month to your salary.
120
363612
2432
06:06
Does the extra money
121
366432
1350
Fazladan para bankacılık işini
06:07
now make the banking job better than the artist one?
122
367806
4006
sanatçılıktan daha iyi yaptı mı?
06:12
Not necessarily.
123
372940
1617
Öyle olmak zorunda değil.
Daha yüksek bir maaş bankacılık işini
06:15
A higher salary makes the banking job better than it was before,
124
375049
4107
eskiden olduğundan daha iyi hale getirdi,
ama bir bankacı olmayı
06:19
but it might not be enough
125
379180
1618
06:20
to make being a banker better than being an artist.
126
380822
3588
bir sanatçı olmaktan daha iyi hale getiremeyebilir.
06:25
But if an improvement in one of the jobs doesn't make it better than the other,
127
385299
4467
Ama eğer işlerden birindeki gelişme
onu diğer işten daha iyi yapmıyorsa
06:29
then the two original jobs could not have been equally good.
128
389790
3283
o zaman en başta bahsettiğimiz iki iş
eşit derecede iyi olamaz.
06:33
If you start with two things that are equally good,
129
393812
2397
Eğer eşit derecede iyi şeylerle başlarsanız
ve birini geliştirirseniz
06:36
and you improve one of them,
130
396233
1341
06:37
it now must be better than the other.
131
397598
2086
o seçenek diğerinden daha iyi hale gelmeli.
06:40
That's not the case with options in hard choices.
132
400653
2940
Zor seçimlerdeki seçeneklerde durum bu değil.
Şimdi elimizde bir bulmaca var.
06:45
So now we've got a puzzle.
133
405393
1560
06:47
We've got two jobs.
134
407755
1608
İki işimiz var.
06:49
Neither is better than the other, nor are they equally good.
135
409387
3488
Hiçbiri diğerinden daha iyi değil,
ama eşit derecede iyi de değiller.
06:53
So how are we supposed to choose?
136
413526
2034
Peki nasıl seçim yapacağız?
06:55
Something seems to have gone wrong here.
137
415955
2572
Burada bir şeyler yanlış gitmiş gibi görünüyor.
07:00
Maybe the choice itself is problematic, and comparison is impossible.
138
420303
4612
Belki de seçimin kendisi problemli
ve karşılaştırma mümkün değil.
Ama bu doğru olamaz.
07:06
But that can't be right.
139
426184
1540
07:07
It's not like we're trying to choose between two things that can't be compared.
140
427748
3955
Karşılaştırılamayan iki şey arasında
seçim yapmaya çalışıyor değiliz ki.
Sonuçta iki işin faziletlerini değerlendiriyoruz,
07:12
We're weighing the merits of two jobs, after all,
141
432234
2877
dokuz numaranın ve bir tabak patates kızartmasının
07:15
not the merits of the number nine and a plate of fried eggs.
142
435135
3133
faziletini değil.
İki işin faziletlerini karşılaştırmak
07:20
A comparison of the overall merits of two jobs
143
440052
3344
07:23
is something we can make,
144
443420
1887
yapabileceğimiz bir şey
07:25
and one we often do make.
145
445331
2137
ve çoğunlukla yapıyoruz da.
07:29
I think the puzzle arises
146
449407
2056
Bence sorunu ortaya çıkaran
07:31
because of an unreflective assumption we make about value.
147
451487
3778
değer hakkında yaptığımız
düşüncesizce bir varsayım.
07:35
We unwittingly assume that values like justice, beauty, kindness,
148
455995
5438
Farkında olmadan
adalet, güzellik, naziklik gibi
değerlerin uzunluk, kütle, ağırlık gibi
07:42
are akin to scientific quantities, like length, mass and weight.
149
462006
5087
bilimsel niceliklere benzer olduğunu varsayıyoruz.
07:49
Take any comparative question not involving value,
150
469247
3091
İçinde değer barındırmayan herhangi bir karşılaştırma sorusunu düşünelim,
mesela hangi bavul daha ağır?
07:52
such as which of two suitcases is heavier.
151
472362
2807
07:55
There are only three possibilities.
152
475907
2233
Sadece üç olasılık var.
07:58
The weight of one is greater, lesser or equal to the weight of the other.
153
478648
5042
Birinini ağırlığı diğerinden ya daha az
ya daha fazla ya da ağırlıkları eşit.
08:04
Properties like weight can be represented by real numbers --
154
484605
3174
Ağırlık gibi nitelikler
reel sayılarla ifade edilebilirler -- bir, iki, üç vs. --
08:07
one, two, three and so on --
155
487803
1938
08:09
and there are only three possible comparisons
156
489765
2739
ve herhangi iki reel sayı arasında
08:12
between any two real numbers.
157
492847
1846
sadece üç olası karşılaştırma vardır.
08:15
One number is greater, lesser, or equal to the other.
158
495240
3525
Bir sayı diğerinden büyüktür, küçüktür
veya diğerine eşittir.
08:20
Not so with values.
159
500475
1722
Değerler ise pek öyle değildir.
Aydınlanma sonrası yaratıklar olarak
08:23
As post-Enlightenment creatures,
160
503440
1827
08:25
we tend to assume
161
505291
1950
dünyada önemli olan her şeyin anahtarının
08:27
that scientific thinking holds the key to everything of importance in our world,
162
507265
4904
bilimsel düşünmekte yattığını
varsaymaya eğilimliyiz
ama değerler dünyası
08:33
but the world of value is different from the world of science.
163
513050
3566
bilim dünyasından daha farklıdır.
08:36
The stuff of the one world can be quantified by real numbers.
164
516640
3588
Bir dünyadaki şeyler
reel sayılarla ifade edilebilir.
Diğer dünyadakiler edilemez.
08:40
The stuff of the other world can't.
165
520252
2320
08:43
We shouldn't assume that the world of is, of lengths and weights,
166
523712
4272
Uzunluklar ve ağırlıklardan dünyasının
ne yapmalıyız dünyasıyla
aynı yapıya sahip olduğunu
08:48
has the same structure as the world of ought,
167
528008
2907
08:50
of what we should do.
168
530939
1227
varsaymamalıyız.
08:52
So if what matters to us --
169
532904
2081
Yani eğer bizim için önemli olan şeyler --
bir çocuğun mutluluğu, partnerinize duyduğunuz aşk --
08:55
a child's delight, the love you have for your partner —
170
535009
3514
08:58
can't be represented by real numbers,
171
538547
2804
reel sayılarla ifade edilemez,
yani sadece bir alternatifin diğerinden daha iyi,
09:01
then there's no reason to believe
172
541375
1942
09:03
that in choice, there are only three possibilities --
173
543341
3816
daha kötü veya diğerine eşit olduğu
üç olasılığın olduğuna
09:07
that one alternative is better, worse or equal to the other.
174
547181
3943
inanmak için bir neden yok.
09:12
We need to introduce a new, fourth relation
175
552464
4242
Zor seçimlerde neler olup bittiğini tarif etmek için
09:16
beyond being better, worse or equal,
176
556730
3615
daha iyi, daha kötü veya eşit olmanın ötesinde
yeni, dördüncü bir bağıntı ileri sürmemiz gerek.
09:20
that describes what's going on in hard choices.
177
560369
3150
09:23
I like to say that the alternatives are "on a par."
178
563960
2809
Alternatiflerin "aynı kulvarda"
olduğunu belirtmeliyim.
09:27
When alternatives are on a par,
179
567151
1900
Alternatifler aynı kulvarda olduğunda
ne seçtiğinizi çok çok önemli olabilir
09:29
it may matter very much which you choose,
180
569075
3366
ama bir alternatif diğerinden daha iyi değildir.
09:32
but one alternative isn't better than the other.
181
572465
2915
09:35
Rather, the alternatives are in the same neighborhood of value,
182
575404
4378
Bunun yerine, alternatifler
aşağı yukarı aynı değerde,
09:39
in the same league of value,
183
579806
2047
değerleri aşağı yukarı aynı düzeyde
09:41
while at the same time being very different in kind of value.
184
581877
4157
ama aynı zamanda da
farklı çeşitlerde değere sahip.
Seçimin zor olmasının nedeni bu.
09:46
That's why the choice is hard.
185
586444
2159
09:49
Understanding hard choices in this way
186
589754
2409
Zor seçimleri bu şekilde algılamak
kendimiz hakkında bilmediğimiz bir şeyi açığa çıkarıyor.
09:52
uncovers something about ourselves we didn't know.
187
592187
3273
Her birimiz
09:56
Each of us has the power to create reasons.
188
596266
3319
gerekçeler üretme gücüne sahibiz.
Karşı karşıya kaldığınız her seçimin
10:02
Imagine a world in which every choice you face
189
602172
3314
kolay bir seçim olduğu bir dünya hayal edin,
10:05
is an easy choice,
190
605510
1373
10:06
that is, there's always a best alternative.
191
606907
2276
her zaman diğerlerinden iyi bir alternatif var.
10:09
If there's a best alternative, then that's the one you should choose,
192
609207
3383
Eğer en iyi alternatif varsa,
o zaman bu seçmeniz gereken alternatiftir,
10:12
because part of being rational
193
612614
1762
çünkü mantıklı olmanın bir parçası da
10:14
is doing the better thing rather than the worse thing,
194
614400
2715
kötü şeydense iyi şeyi yapmak,
seçmeye en çok sebebiniz olan alternatifi seçmektir.
10:17
choosing what you have most reason to choose.
195
617139
2420
10:20
In such a world,
196
620567
1706
Böyle bir dünyada,
10:22
we'd have most reason
197
622297
2401
pembe çoraplar yerine siyah çoraplar giymek için,
10:24
to wear black socks instead of pink socks,
198
624722
2447
donut yerine mısır gevreği yemek için,
kırsaldansa şehir içinde yaşamak için,
10:27
to eat cereal instead of donuts,
199
627193
1936
Lolita yerine Betty'yle evlenmek için
10:29
to live in the city rather than the country,
200
629153
2054
en çok nedenimiz olurdu.
10:31
to marry Betty instead of Lolita.
201
631231
1871
Kolay seçimlerle dolu bir dünya
10:33
A world full of only easy choices would enslave us to reasons.
202
633126
5527
bizi gerekçelerin kölesi ederdi.
10:39
When you think about it,
203
639963
1303
Düşündüğünüz zaman,
10:41
(Laughter)
204
641290
1190
10:42
it's nuts to believe that the reasons given to you
205
642504
5003
size, yaptığınız hobileri yapmak için,
içinde yaşadığınız evde yaşamak için,
çalıştığınız işte çalışmak için
10:48
dictated that you had most reason to pursue
206
648235
4747
en çok nedene sahip olduğunuza dair
10:53
the exact hobbies you do,
207
653006
1898
10:55
to live in the exact house you do,
208
655952
2197
verilen gerekçelerin
sizi bunları yapmaya zorladığına inanmak delice.
10:58
to work at the exact job you do.
209
658173
1901
11:01
Instead, you faced alternatives that were on a par --
210
661471
3901
Bunun yerine, aynı kulvarda olan
alternatifleri karşılaştırdınız, zor seçimler
11:05
hard choices --
211
665959
1166
11:07
and you made reasons for yourself
212
667149
3013
ve o hobiyi, o evi veya o işi seçmek için
kendinize gerekçeler uydurdunuz.
11:10
to choose that hobby, that house and that job.
213
670186
3580
Alternatifler aynı kulvarda olduğu zaman
11:15
When alternatives are on a par,
214
675004
2233
11:17
the reasons given to us,
215
677261
1528
bize verilen gerekçeler,
11:18
the ones that determine whether we're making a mistake,
216
678813
2956
bir hata yapıp yapmadığımızı belirleyecek gerekçeler
11:21
are silent as to what to do.
217
681793
2291
en az ne yapmamız gerektiği kadar etkisiz.
11:24
It's here, in the space of hard choices,
218
684989
3689
Burası, kendinizi kırsal yaşama şehir hayatına göre
11:28
that we get to exercise our normative power --
219
688702
3642
daha uygun olan bir insana
dönüştürmek için,
11:33
the power to create reasons for yourself,
220
693280
2512
kendi kuralcı gücünüzüi
11:35
to make yourself into the kind of person
221
695816
4386
kendinize gerekçe üretmekte
kullandığınız gücü
11:40
for whom country living is preferable to the urban life.
222
700226
3904
test ettiğiniz
bir zor seçimler diyarı.
Aynı seviyede olan
11:45
When we choose between options that are on a par,
223
705337
3382
seçenekler arasında seçim yaptığımızda
11:48
we can do something really rather remarkable.
224
708743
3111
gerçekten kayda değer bir şey yapabiliriz.
11:52
We can put our very selves behind an option.
225
712495
2855
Kendimizi o seçimin arkasına koyabiliriz.
Burası olduğum yer.
11:56
Here's where I stand.
226
716325
1784
11:58
Here's who I am, I am for banking.
227
718910
3198
Bu, olduğum kişi. Ben bankacılık için doğmuşum.
12:02
I am for chocolate donuts.
228
722132
2135
Çikolatalı donut istiyorum.
12:04
(Laughter)
229
724291
1568
Zor seçimler de bu karşılık
12:06
This response in hard choices is a rational response,
230
726370
4327
mantıklı bir karşılık,
12:10
but it's not dictated by reasons given to us.
231
730721
2676
ama bize gösterilen gerekçeler tarafından dikte ettirilmiyor.
12:13
Rather, it's supported by reasons created by us.
232
733421
4433
Onun yerine, bizim tarafımızdan yaratılmış nedenlerle destekleniyor.
12:19
When we create reasons for ourselves
233
739765
2567
Kendimiz için şunun yerine bu insan olmak için
neden ürettiğimizde
12:22
to become this kind of person rather than that,
234
742356
3266
bütün kalbimizle
12:25
we wholeheartedly become the people that we are.
235
745646
3180
o insana dönüşüyoruz. Kendi hayatımızın yazarlarına
12:29
You might say that we become the authors of our own lives.
236
749620
3428
dönüştüğümüzü söyleyebilirsiniz.
Yani zor seçimlerle karşı karşıya kaldığımızda,
hangi alternatifin daha iyi olduğuna karar vermeye çalışırken
12:35
So when we face hard choices, we shouldn't beat our head against a wall
237
755047
4597
kafamızı duvarlara vurmamalıyız.
12:39
trying to figure out which alternative is better.
238
759668
2353
En iyi alternatif diye bir şey yok.
Dışarıda gerekçeler aramak yerine,
12:42
There is no best alternative.
239
762045
1965
12:44
Instead of looking for reasons out there,
240
764502
2536
burada nedenler aramalıyız:
Ben ne olacağım?
12:47
we should be looking for reasons in here:
241
767062
2277
12:49
Who am I to be?
242
769823
1519
Pembe çorap giyen, mısır gevreği seven,
12:52
You might decide to be a pink sock-wearing,
243
772278
3442
kırsalda yaşayan biri olmaya karar verebilirsiniz
12:55
cereal-loving, country-living banker,
244
775744
3889
ve ben de siyah çorap giyen, şehirde yaşayan,
donut seven bir sanatçı olmaya karar verebilirim.
12:59
and I might decide to be a black sock-wearing,
245
779657
3192
13:02
urban, donut-loving artist.
246
782873
2044
Zor seçimler karşısında ne yaptığımız
13:06
What we do in hard choices is very much up to each of us.
247
786132
4346
her birimize özel.
Zor seçimler sırasında kuralcı güçlerini uygulamayan insanlar
13:12
Now, people who don't exercise their normative powers in hard choices
248
792887
4825
avareler.
13:17
are drifters.
249
797736
1326
Hepimiz böyle insanlar tanıyoruz.
13:19
We all know people like that.
250
799513
1588
Ben kendimi avukat olarak buluverdim.
13:21
I drifted into being a lawyer.
251
801125
2296
Avukat olmak için canla başla çalışmadım.
13:23
I didn't put my agency behind lawyering.
252
803445
2134
Avukatlık bana uygun değildi.
13:25
I wasn't for lawyering.
253
805603
1598
Avareler, hayatlarının hikayesini
13:28
Drifters allow the world to write the story of their lives.
254
808542
4873
dünyanın yazmasına izin verir.
Ödül ve ceza mekanizmalarının --
13:33
They let mechanisms of reward and punishment --
255
813439
3828
tebrik, korku, bir seçeneğin kolaylığı --
13:37
pats on the head, fear, the easiness of an option --
256
817291
3915
ne yaptıklarını belirlemesine izin verirler.
Yani zor seçimlerden alacağımız ders:
13:41
to determine what they do.
257
821230
1690
13:43
So the lesson of hard choices:
258
823936
1828
ne için canla başla çalışabileceğinize,
13:46
reflect on what you can put your agency behind,
259
826373
4464
neyi istediğinize kafa yorun
13:50
on what you can be for,
260
830861
2645
ve zor seçimler aracılığıyla
o insana dönüşün.
13:53
and through hard choices,
261
833530
2215
13:55
become that person.
262
835769
1273
Istırap ve korku kaynağı olmaktan çok uzakta,
zor seçimler
13:59
Far from being sources of agony and dread,
263
839199
2833
insanın koşulları hakkında
14:02
hard choices are precious opportunities
264
842056
3352
14:05
for us to celebrate what is special about the human condition,
265
845432
3914
özel olan şeyleri kutlamak,
doğru veya yanlış,
14:09
that the reasons that govern our choices as correct or incorrect
266
849370
4603
seçimlerimizi yöneten nedenleri
bazen tükendiğini
14:13
sometimes run out,
267
853997
1666
ve burada, zor seçimler dünyasında
14:15
and it is here, in the space of hard choices,
268
855687
3075
özgün bir insan olmak için
14:18
that we have the power to create reasons for ourselves
269
858786
4117
kendi nedenlerimizi üretecek gücümüzün olduğunu
anlamamız için çok değeri fırsatlar.
14:22
to become the distinctive people that we are.
270
862927
2855
Bu nedenle zor seçimler bir lanet değil
14:26
And that's why hard choices are not a curse
271
866496
2726
Tanrı'nın bir lutfü.
Teşekkürler.
14:29
but a godsend.
272
869246
1173
14:30
Thank you.
273
870967
1171
(Alkış)
14:32
(Applause)
274
872162
3448
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7