Michael Sandel: Why we shouldn't trust markets with our civic life

Michael Sandel: Neden toplumsal hayatımızda piyasalara güvenmemeliyiz

602,819 views

2013-10-07 ・ TED


New videos

Michael Sandel: Why we shouldn't trust markets with our civic life

Michael Sandel: Neden toplumsal hayatımızda piyasalara güvenmemeliyiz

602,819 views ・ 2013-10-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Okan KILIC Gözden geçirme: Ayşe Parlak
00:13
Here's a question we need to rethink together:
0
13459
4227
İşte hep birlikte yeniden düşünmemiz gereken bir soru:
00:17
What should be the role of money
1
17686
2441
Toplumlarımızda paranın ve
00:20
and markets in our societies?
2
20127
3486
piyasaların rolü ne olmalıdır?
00:23
Today, there are very few things
3
23613
2494
Günümüzde paranın satın alamayacağı
00:26
that money can't buy.
4
26107
2688
pek az şey bulunuyor.
00:28
If you're sentenced to a jail term
5
28795
1657
Eğer bir süre için hapse mahkum edilirseniz,
00:30
in Santa Barbara, California,
6
30452
2451
Santa Barbara, Kaliforniya'da,
00:32
you should know
7
32903
1352
bilmeniz gereken bir şey;
00:34
that if you don't like the standard accommodations,
8
34255
2715
standart konaklama olanaklarını sevmediyseniz,
00:36
you can buy a prison cell upgrade.
9
36970
4343
bir hapishane hücresi yükseltmesi satın alabilirsiniz.
00:41
It's true. For how much, do you think?
10
41313
2846
Gerçekten. Ne kadara mal olduğunu düşünüyorsunuz?
00:44
What would you guess?
11
44159
1941
Ne kadar tahmin edebilirsiniz?
00:46
Five hundred dollars?
12
46100
1705
Beş yüz dolar mı?
00:47
It's not the Ritz-Carlton. It's a jail!
13
47805
3335
Orası Ritz-Carlton değil, bir hapishane !
00:51
Eighty-two dollars a night.
14
51140
2024
Geceliği Seksen iki dolar.
00:53
Eighty-two dollars a night.
15
53164
2372
Geceliği seksen iki dolar.
00:55
If you go to an amusement park
16
55536
2200
Eğer bir lunaparka giderde,
00:57
and don't want to stand in the long lines
17
57736
2692
popüler oyuncaklara binmek için uzun kuyruklarda
01:00
for the popular rides,
18
60428
1456
beklemek istemezseniz,
01:01
there is now a solution.
19
61884
2887
artık bir çözüm var.
01:04
In many theme parks, you can pay extra
20
64771
4264
Birçok tema parkında, sıranın başına geçmek için
01:09
to jump to the head of the line.
21
69035
1614
ekstra ödeme yapabilirsiniz.
01:10
They call them Fast Track or VIP tickets.
22
70649
4515
Buna "Hızlı hat" veya "VIP bilet" diyorlar.
01:15
And this isn't only happening in amusement parks.
23
75164
3589
Ve bu sadece eğlence parklarında olmuyor.
01:18
In Washington, D.C., long lines,
24
78753
3216
Washington, DC'de bazen
01:21
queues sometimes form
25
81969
1940
önemli Kongre görüşmeleri nedeniyle
01:23
for important Congressional hearings.
26
83909
3869
uzun kuyruklar oluşuyor.
01:27
Now some people don't like to wait in long queues,
27
87778
3505
Bazı insanlar uzun kuyruklarda beklemeyi sevmezler,
01:31
maybe overnight, even in the rain.
28
91283
2505
Belki gece boyunca, hatta yağmurda bile.
01:33
So now, for lobbyists and others
29
93788
1997
Ve şimdi, bu duruşmalara katılmak için
01:35
who are very keen to attend these hearings
30
95785
1806
çok hevesli olan, ama beklemeyi sevmeyen
01:37
but don't like to wait, there are companies,
31
97591
2719
lobiciler ve diğerleri için, bazı şirketler var,
01:40
line-standing companies,
32
100310
2043
sıra tutan şirketler,
01:42
and you can go to them.
33
102353
1863
onlarla gidebilirsiniz,
01:44
You can pay them a certain amount of money,
34
104216
1889
Onlara belirli bir miktar para ödeyebilirsiniz,
01:46
they hire homeless people and others who need a job
35
106105
3265
onlar, evsiz insanları ve iş arayanları tutuyorlar,
01:49
to stand waiting in the line for as long as it takes,
36
109370
3283
sıraya girip, gerektiği kadar beklemek için,
01:52
and the lobbyist, just before the hearing begins,
37
112653
2868
ve lobiciler, görüşmenin başlamasından hemen önce
01:55
can take his or her place at the head of the line
38
115521
2879
gelip onların yerini alabiliyorlar, sıranın en başından,
01:58
and a seat in the front of the room.
39
118400
2745
ve salonun ön koltuklarından.
02:01
Paid line standing.
40
121145
3079
Paralı sıra bekleyicilik.
02:04
It's happening, the recourse to market mechanisms
41
124224
3582
Bu daha büyük alanlarda oluyor, piyasa mekanizmalarının,
02:07
and market thinking and market solutions,
42
127806
2674
piyasanın düşünüş şeklinin ve
02:10
in bigger arenas.
43
130480
2632
piyasanın çözümlerine cevap olarak
02:13
Take the way we fight our wars.
44
133112
2671
Bizim savaş yapma şeklimizi ele alalım.
02:15
Did you know that, in Iraq and Afghanistan,
45
135783
3067
Biliyor muydunuz, Irak ve Afganistan'da,
02:18
there were more private military contractors on the ground
46
138850
4045
cephede ABD askeri birliklerinden daha fazla sayıda
02:22
than there were U.S. military troops?
47
142895
3820
özel askeri taşeronlar var.
02:26
Now this isn't because we had a public debate
48
146715
3119
Bu kamuoyunda, savaşta özel şirketleri taşeron olarak
02:29
about whether we wanted to outsource war
49
149834
2977
kullanmayı isteyip istemediğimizle ilgili
02:32
to private companies,
50
152811
2171
bir tartışma olduğundan değil,
02:34
but this is what has happened.
51
154982
2707
Ama bu gerçekleşti.
02:37
Over the past three decades,
52
157689
2428
Son otuz yılda,
02:40
we have lived through a quiet revolution.
53
160117
4098
sessiz bir devrim yaşadık.
02:44
We've drifted almost without realizing it
54
164215
4967
Neredeyse farkında olmadan,
02:49
from having a market economy
55
169182
3248
bir pazar ekonomisine sahip olmaktan
02:52
to becoming market societies.
56
172430
3967
bir piyasa toplumu olmaya sürüklendik
02:56
The difference is this: A market economy is a tool,
57
176397
3585
Fark şudur: Pazar ekonomisi bir araçtır,
02:59
a valuable and effective tool,
58
179982
1662
değerli ve etkili bir araç
03:01
for organizing productive activity,
59
181644
3058
üretken etkinliği düzenlemek için,
03:04
but a market society is a place where
60
184702
3058
Ama piyasa toplumu, hemen hemen herşeyin
03:07
almost everything is up for sale.
61
187760
2848
satılık olduğu bir yerdir.
03:10
It's a way of life, in which market thinking
62
190608
3452
Bu, piyasa düşüncesinin ve
03:14
and market values begin to dominate
63
194060
2721
piyasa değerlerinin yaşamın her yönünde
03:16
every aspect of life:
64
196781
3524
egemen olmaya başladığı bir yaşam biçimidir:
03:20
personal relations, family life, health, education,
65
200305
4735
kişisel ilişkiler, aile hayatı, sağlık, eğitim,
03:25
politics, law, civic life.
66
205040
3299
siyaset, hukuk, toplumsal hayat.
03:28
Now, why worry? Why worry about our becoming
67
208339
5491
Şimdi, neden endişelenelim? Neden piyasa toplumu
03:33
market societies?
68
213830
2546
haline gelmemizden endişe duyalım?
03:36
For two reasons, I think.
69
216376
3104
Sanırım iki nedenden dolayı.
03:39
One of them has to do with inequality.
70
219480
4681
Bir tanesi eşitsizlik ile alakalı.
03:44
The more things money can buy,
71
224161
3333
Para daha çok şey satın alabilmeye başladıkça,
03:47
the more affluence, or the lack of it, matters.
72
227494
4294
daha fazla refah, ya da refahın eksikliği, önemli hale gelir.
03:51
If the only thing that money determined
73
231788
2857
Eğer paranın belirleyebildiği tek şey
03:54
was access to yachts or fancy vacations or BMWs,
74
234645
5689
yatlara, lüks tatillere ya da BMW'lere erişim olsaydı,
04:00
then inequality wouldn't matter very much.
75
240334
4352
o zaman eşitsizliğin pek önemi olmazdı.
04:04
But when money comes increasingly to govern
76
244686
3427
Ama ne zaman para giderek artan şekilde, iyi bir yaşam için
04:08
access to the essentials of the good life --
77
248113
4837
temel gereksinimlere erişimi yönetmeye başlarsa--
04:12
decent health care, access to the best education,
78
252950
3926
iyi bir sağlık hizmeti, en iyi eğitime erişim,
04:16
political voice and influence in campaigns --
79
256876
4870
siyasi olarak sesini duyurma ve kampanyalara etkisi gibi--
04:21
when money comes to govern all of those things,
80
261746
3580
para tüm bu şeyleri yönetmeye başladığında
04:25
inequality matters a great deal.
81
265326
2550
eşitsizlik büyük bir problem haline geliyor.
04:27
And so the marketization of everything
82
267876
2255
Ve bu yüzden her şeyin piyasalaşması,
04:30
sharpens the sting of inequality
83
270131
3570
eşitsizliğin ve onun sosyal ve toplumsal
04:33
and its social and civic consequence.
84
273701
2184
sonuçlarınnı daha da keskinleşmesine neden oluyor.
04:35
That's one reason to worry.
85
275885
2986
Bu endişelenmek için bir neden.
04:38
There's a second reason
86
278871
2237
Eşitsizlik hakkında endişelenmek dışında
04:41
apart from the worry about inequality,
87
281108
3899
ikinci bir neden de var,
04:45
and it's this:
88
285007
2319
ve o da şudur:
04:47
with some social goods and practices,
89
287326
3924
bazı toplumsal yarar ve uygulamalarda,
04:51
when market thinking and market values enter,
90
291250
5466
pazar düşüncesi ve piyasa değerleri devreye girdiğinde,
04:56
they may change the meaning of those practices
91
296716
2772
bu uygulama ve yararların anlamını değiştirebilir
04:59
and crowd out attitudes and norms
92
299488
3349
ve kalabalığın tutum ve normları
05:02
worth caring about.
93
302837
1949
göz önüne almaya değer hale geliyor.
05:04
I'd like to take an example
94
304786
2624
Bir örnek vermek istiyorum,
05:07
of a controversial use of a market mechanism,
95
307410
3726
piyasa mekanizmasının tartışmalı bir kullanımından,
05:11
a cash incentive, and see what you think about it.
96
311136
4745
bir nakit teşviki, ve bu konuda ne düşündüğünüzü görmek istiyorum.
05:15
Many schools struggle with the challenge
97
315881
3165
Pek çok okul çocukları, özellikle dezavantajlı kökenden gelen çocukları,
05:19
of motivating kids, especially kids
98
319046
2539
çok çalışmaya, okulda başarılı olmaya,
05:21
from disadvantaged backgrounds, to study hard,
99
321585
3955
kendilerini kabul ettirmeye
05:25
to do well in school, to apply themselves.
100
325540
3039
motive etme sorunuyla boğuşuyor.
05:28
Some economists have proposed a market solution:
101
328579
3488
Bazı ekonomistler bir piyasa çözümü önerdi:
05:32
Offer cash incentives to kids for getting good grades
102
332067
4059
Çocuklara nakit teşvikler önerin, İyi notlar almaları karşılığında,
05:36
or high test scores
103
336126
2374
veya yüksek sınav sonuçları için,
05:38
or for reading books.
104
338500
1951
ya da kitap okumaları için.
05:40
They've tried this, actually.
105
340451
1782
Bunu gerçekten denediler.
05:42
They've done some experiments
106
342233
1285
Bazı büyük Amerikan şehirlerinde
05:43
in some major American cities.
107
343518
3431
bazı deneyler yaptılar.
05:46
In New York, in Chicago, in Washington, D.C.,
108
346949
3647
New York'da, Chicago'da, Washington, DC'de,
05:50
they've tried this, offering 50 dollars for an A,
109
350596
3711
şunu denediler; A için 50 dolar önerdiler,
05:54
35 dollars for a B.
110
354307
2192
B için 35 dolar.
05:56
In Dallas, Texas, they have a program that offers
111
356499
3174
Dallas, Texas'da, sekiz yaşındakilere, okudukları
05:59
eight-year-olds two dollars for each book they read.
112
359673
4420
her kitap için 2 dolar öneren bir program var.
06:04
So let's see what -- Some people are in favor,
113
364093
2919
O zaman, ne olduğuna bakalım -- bazı insanlar bunu desteklediler,
06:07
some people are opposed to this cash incentive
114
367012
3390
bazı insanlar da başarıyı motive etmek için
06:10
to motivate achievement.
115
370402
1698
nakit teşvikleri yapılmasına karşı çıktılar.
06:12
Let's see what people here think about it.
116
372100
2637
Bakalım buradaki insanlar ne düşünüyorlar?
06:14
Imagine that you are the head of a major school system,
117
374737
4508
Büyük eğitim sisteminin başkanı olduğunuzu düşünün,
06:19
and someone comes to you with this proposal.
118
379245
2985
ve birisi size bu öneri ile geliyor.
06:22
And let's say it's a foundation. They will provide the funds.
119
382230
2637
Ve diyelim ki bu bir vakıf. Fonu onlar sağlayacak.
06:24
You don't have to take it out of your budget.
120
384867
1866
Bütçenizden birşey karşılamak zorunda değilsiniz.
06:26
How many would be in favor
121
386733
1282
Kaçınız bunu bir denemeyi destekler
06:28
and how many would be opposed to giving it a try?
122
388015
3594
ve kaçınız karşı çıkar?
06:31
Let's see by a show of hands.
123
391609
1596
Ellerinizi kaldırın görelim.
06:33
First, how many think it might at least be worth a try
124
393205
3594
Önce, kaç kişi en azından işe yarayacak mı diye
06:36
to see if it would work? Raise your hand.
125
396799
3896
bir denemeye değer diye düşünüyor? Elinizi kaldırın.
06:40
And how many would be opposed? How many would --
126
400695
2731
Ve kaç kişi buna karşı çıkar? Kaçınız -
06:43
So the majority here are opposed,
127
403426
2814
Yani burada çoğunluk karşı çıkıyor,
06:46
but a sizable minority are in favor.
128
406240
2982
Ama oldukça büyük bir azınlık destekliyor.
06:49
Let's have a discussion.
129
409222
1569
Bir tartışma yapalım.
06:50
Let's start with those of you who object,
130
410791
3043
İtiraz edenlerle başlayalım,
06:53
who would rule it out even before trying.
131
413834
2881
daha denemeden eleyenlerden.
06:56
What would be your reason?
132
416715
1621
Sebebiniz ne olabilir?
06:58
Who will get our discussion started? Yes?
133
418336
3872
Tartışmamızı kim başlatacak? Evet?
07:02
Heike Moses: Hello everyone, I'm Heike,
134
422208
1898
Heike Musa: Herkese merhaba, ben Heike,
07:04
and I think it just kills the intrinsic motivation,
135
424106
2767
ve sanırım bu içsel motivasyonu öldürür,
07:06
so in the respect that children, if they would like to read,
136
426873
5148
kitap okumak isteyen bir çocuğu düşünürsek,
07:12
you just take this incentive away
137
432021
2117
ona sadece para ödeyerek,
07:14
in just paying them, so it just changes behavior.
138
434138
3452
bu güdüyü ortadan kaldırırsınız, yani bu davranışı değiştirir.
07:17
Michael Sandel: Takes the intrinsic incentive away.
139
437590
3418
Michael Sandel: Teşvik, güdüyü ortadan kaldırıyor.
07:21
What is, or should be, the intrinsic motivation?
140
441008
4235
İçsel motivasyon nedir, ya da ne olmalıdır?
07:25
HM: Well, the intrinsic motivation
141
445243
1690
HM: Eh, içsel motivasyon
07:26
should be to learn.
142
446933
1677
öğrenmek olmalıdır.
07:28
MS: To learn. HM: To get to know the world.
143
448610
3143
MS: öğrenmek. HM: dünyayı tanımak için.
07:31
And then, if you stop paying them, what happens then?
144
451753
2894
Ve sonra, onlara ödeme yapmayı keserseniz, sonra ne olacak?
07:34
Then they stop reading?
145
454647
1747
Okumayı bırakacaklar mı?
07:36
MS: Now, let's see if there's someone who favors,
146
456394
3000
MS: Şimdi, teşvikten yana birisi var mı bakalım,
07:39
who thinks it's worth trying this.
147
459394
2348
bunun denemeye değer olduğunu düşünen biri,
07:41
Elizabeth Loftus: I'm Elizabeth Loftus,
148
461742
1972
Elizabeth Loftus: Ben Elizabeth Loftus,
07:43
and you said worth a try, so why not try it
149
463714
4130
ve denemeye değer dediniz, öyleyse neden denemeyelim,
07:47
and do the experiment and measure things?
150
467844
4123
deneyi yapıp sonuçlarını ölçmeyelim?
07:51
MS: And measure. And what would you measure?
151
471967
2173
MS: Ve ölçüm. Ve neyi ölçmek istiyorsunuz?
07:54
You'd measure how many --
152
474140
1721
Kaç tane neyi ölçmek istiyorsunuz...
07:55
EL: How many books they read
153
475861
1844
EL: Kaç kitap okuduklarını
07:57
and how many books they continued to read
154
477705
2690
ve ödeme yapmayı kestikten sonra
08:00
after you stopped paying them.
155
480395
1715
kaç tane kitap okumaya devam ettiklerini.
08:02
MS: Oh, after you stopped paying.
156
482110
2357
MS: Oh, ödeme yapmayı kestikten sonra..
08:04
All right, what about that?
157
484467
1354
Pekala, buna ne dersin?
08:05
HM: To be frank, I just think
158
485821
1977
HM: dürüst olmak gerekirse, bence
08:07
this is, not to offend anyone, a very American way.
159
487798
4633
kimseyi gücendirmek istemem ama, çok Amerikanvari bir yol.
08:12
(Laughter) (Applause)
160
492431
6472
(Kahkaha) (Alkış)
08:18
MS: All right. What's emerged from this discussion
161
498903
2203
MS: Tamam. Bu tartışmadan ortaya çıkan şey
08:21
is the following question:
162
501106
2120
aşağıdaki şu soru:
08:23
Will the cash incentive drive out or corrupt
163
503226
4251
Nakit teşvik artıracak mı veya bozacak mı
08:27
or crowd out the higher motivation,
164
507477
3189
ya da daha yüksek bir motivasyon mu sağlayacak,
08:30
the intrinsic lesson that we hope to convey,
165
510666
4794
ileri taşımayı umduğumuz içsel dersten;
08:35
which is to learn to love to learn and to read
166
515460
4087
öğrenmeyi sevmeyi öğrenmek ve kendi
08:39
for their own sakes?
167
519547
2003
iyiliği için okumaktan?
08:41
And people disagree about what the effect will be,
168
521550
4097
Ve insanlar etkinin ne olacağı hakkında aynı fikirde değiller,
08:45
but that seems to be the question,
169
525647
2657
ama soru bu gibi görünüyor,
08:48
that somehow a market mechanism
170
528304
2036
bir şekilde piyasa mekanizması
08:50
or a cash incentive teaches the wrong lesson,
171
530340
4861
ya da nakit teşvik yanlış dersi öğretirse
08:55
and if it does, what will become of these children later?
172
535201
3607
bu çocuklara daha sonra ne olacak?
08:58
I should tell you what's happened with these experiments.
173
538808
3373
Bu deneylerin sonucunda ne olduğunu söylemeliyim.
09:02
The cash for good grades has had very mixed results,
174
542181
4518
İyi notlar için nakit, çok karışık sonuçlar ortaya çıkardı,
09:06
for the most part has not resulted in higher grades.
175
546699
3147
çoğunluk için daha yüksek notlarla sonuçlanmadı.
09:09
The two dollars for each book
176
549846
2371
Her kitap için iki dolar
09:12
did lead those kids to read more books.
177
552217
3301
bu çocuklara daha fazla okumaları için rehberlik yaptı.
09:15
It also led them to read shorter books.
178
555518
2644
Ayrıca onları daha kısa kitaplar okumaya da yöneltti.
09:18
(Laughter)
179
558162
4178
(Kahkaha)
09:22
But the real question is,
180
562340
1650
Ama asıl soru şu,
09:23
what will become of these kids later?
181
563990
2572
Daha sonra bu çocuklara ne olacak?
09:26
Will they have learned that reading is a chore,
182
566562
2114
Okumanın sıkıcı bir iş olduğunu mu öğrenmiş olacaklar,
09:28
a form of piecework to be done for pay, that's the worry,
183
568676
2972
para için yapılması gereken bir parça başı iş, endişelendiğimiz bu,
09:31
or may it lead them to read maybe for the wrong reason initially
184
571648
4617
ya da belki de onları okumaya, başlangıçta yanlış bir nedenle yönlendirse de,
09:36
but then lead them to fall in love with reading for its own sake?
185
576265
4746
sonradan onları kendi iyilikleri için okumaya aşık eden?
09:41
Now, what this, even this brief debate, brings out
186
581011
4821
Şimdi, bu kısa tartışma bile, birçok ekonomistin
09:45
is something that many economists overlook.
187
585832
3818
gözden kaçırdığı birşeyi ortaya çıkarıyor.
09:49
Economists often assume
188
589650
2096
İktisatçılar sıklıkla piyasaların
09:51
that markets are inert,
189
591746
2624
hareketsiz olduğunu, takas ettikleri şeylere
09:54
that they do not touch or taint the goods they exchange.
190
594370
4366
dokunmadıklarını, lekelemediklerini varsayarlar.
09:58
Market exchange, they assume,
191
598736
3104
Piyasadaki alışveriş, onların kabulüne göre,
10:01
doesn't change the meaning or value
192
601840
2460
alışverişi yapılan malların
10:04
of the goods being exchanged.
193
604300
1283
anlamını veya değerini değiştirmez.
10:05
This may be true enough
194
605583
1576
Bu yeterince doğru olabilir,
10:07
if we're talking about material goods.
195
607159
2417
eğer maddi mallar hakkında konuşuyorsak.
10:09
If you sell me a flat screen television
196
609576
2506
Bana düz ekran bir televizyon satarsanız
10:12
or give me one as a gift,
197
612082
2178
ya da bana hediye olarak verirseniz,
10:14
it will be the same good.
198
614260
1360
aynı mal olacak.
10:15
It will work the same either way.
199
615620
2486
Her iki şekilde de aynı şekilde çalışacak.
10:18
But the same may not be true
200
618106
2776
Ama aynı şey geçerli olmayabilir,
10:20
if we're talking about nonmaterial goods
201
620882
2332
eğer maddesel olmayan şeyler ve öğretme ve öğrenme gibi
10:23
and social practices such as teaching and learning
202
623214
3950
sosyal uygulamalar veya şehir hayatında
10:27
or engaging together in civic life.
203
627164
3732
bir arada olmak hakkında konuşuyorsak.
10:30
In those domains, bringing market mechanisms
204
630896
3421
Bu alanlara, piyasa mekanizmaları ve nakit
10:34
and cash incentives may undermine
205
634317
3918
teşvikleri getirmek, ilgilenmeye değer
10:38
or crowd out nonmarket values and attitudes
206
638235
4320
piyasa dışı değer ve tutumları baltalayabilir
10:42
worth caring about.
207
642555
2359
veya artırabilir.
10:44
Once we see
208
644914
2224
Piyasaların ve ticaretin,
10:47
that markets and commerce,
209
647138
3711
maddesel alanın dışına genişlemeye başladığında
10:50
when extended beyond the material domain,
210
650849
3661
malların kendi karakterlerini değiştirebileceğini,
10:54
can change the character of the goods themselves,
211
654510
5450
öğretme ve öğrenme örneğinde olduğu gibi,
10:59
can change the meaning of the social practices,
212
659960
2561
sosyal uygulamaların anlamını değiştirebileceğini,
11:02
as in the example of teaching and learning,
213
662521
3464
bir kere görmeye başladığımızda
11:05
we have to ask where markets belong
214
665985
4646
piyasaların nereye ait olduğunu ve nereye ait olmadığını,
11:10
and where they don't,
215
670631
1931
nerede ilgilenmeye değecek değer ve tutumları
11:12
where they may actually undermine
216
672562
2373
gerçekten baltalayabileceklerini
11:14
values and attitudes worth caring about.
217
674935
3003
sormak zorundayız.
11:17
But to have this debate,
218
677938
3262
Ama bu tartışmayı yapmak için,
11:21
we have to do something we're not very good at,
219
681200
3498
çok da iyi olmadığımız birşeyi yapmak zorundayız,
11:24
and that is to reason together in public
220
684698
3482
bu da toplumla birlikte bir sonuca ulaşmak,
11:28
about the value and the meaning
221
688180
3240
ödüllendirdiğimiz sosyal uygulamaların
11:31
of the social practices we prize,
222
691420
4004
değeri ve anlamı hakkında,
11:35
from our bodies to family life
223
695424
2505
bedenlerimizden aile hayatımıza,
11:37
to personal relations to health
224
697929
1953
kişisel ilişkilerimizden sağlığa,
11:39
to teaching and learning to civic life.
225
699882
3713
öğretme ve öğrenmeye, şehir hayatına.
11:43
Now these are controversial questions,
226
703595
2984
Şimdi, bunlar tartışmalı sorular,
11:46
and so we tend to shrink from them.
227
706579
2760
ve bu yüzden onları küçültme eğilimindeyiz.
11:49
In fact, during the past three decades,
228
709339
2920
Aslında, son otuz yılda,
11:52
when market reasoning and market thinking
229
712259
2497
ne zaman market düşüncesi ve market mantığı
11:54
have gathered force and gained prestige,
230
714756
3488
güçlerini birleştirip prestij kazansa,
11:58
our public discourse during this time
231
718244
3482
bu süre içinde ortak söylemimiz
12:01
has become hollowed out,
232
721726
2235
içi boş bir hale geldi,
12:03
empty of larger moral meaning.
233
723961
3706
daha büyük bir ahlaki anlamda boş.
12:07
For fear of disagreement, we shrink from these questions.
234
727667
3212
Anlaşmazlık korkusu yüzünden, bu sorulardan kaçıyoruz.
12:10
But once we see that markets
235
730879
3527
Ama bir kez piyasaların
12:14
change the character of goods,
236
734406
2173
malların karakterini değiştiğini görünce,
12:16
we have to debate among ourselves
237
736579
4567
mallara nasıl değer vereceğimizle ilgili
12:21
these bigger questions
238
741146
2337
bu büyük soruları kendi aramızda
12:23
about how to value goods.
239
743483
1960
tartışmak zorundayız
12:25
One of the most corrosive effects
240
745443
2995
Herşeyin üzerine bir fiyat koymanın
12:28
of putting a price on everything
241
748438
2787
en aşındırıcı etkilerinden birisi
12:31
is on commonality,
242
751225
2369
ortaklık ile ilgilidir,
12:33
the sense that we are all in it together.
243
753594
3178
hepimiz birlikte bu konunun içindeyiz hissi.
12:36
Against the background of rising inequality,
244
756772
4723
Artan eşitsizliğin arka planına karşın,
12:41
marketizing every aspect of life
245
761495
3867
yaşamın her yönünü pazarlaştırmak
12:45
leads to a condition where those who are affluent
246
765362
5551
varlıklı olanlar ile mütevazi olanların
12:50
and those who are of modest means
247
770913
1850
giderek artan oranda ayrık bir hayat
12:52
increasingly live separate lives.
248
772763
4382
yaşamalarına sebep olacak bir duruma yol açar.
12:57
We live and work and shop and play
249
777145
3219
Yaşarız, çalışırız ve alışveriş yaparız ve oynarız,
13:00
in different places.
250
780364
1731
farklı yerlerde.
13:02
Our children go to different schools.
251
782095
3116
Çocuklarımız farklı okullara gider.
13:05
This isn't good for democracy,
252
785211
2549
Bu demokrasi için iyi değil,
13:07
nor is it a satisfying way to live,
253
787760
2923
ya da tatmin edici bir yaşam tarzı da değil,
13:10
even for those of us who can afford
254
790683
3280
sıranın en önüne geçebilecek yolları
13:13
to buy our way to the head of the line.
255
793963
2755
satın almaya gücü yetenlerimiz için bile.
13:16
Here's why.
256
796718
1773
İşte sebebi.
13:18
Democracy does not require perfect equality,
257
798491
4929
Demokrasi mükemmel eşitlik gerektirmez,
13:23
but what it does require
258
803420
1763
Ama gerektirdiği şey,
13:25
is that citizens share in a common life.
259
805183
3628
vatandaşların ortak bir yaşam paylaşmakta olmasıdır.
13:28
What matters is that people
260
808811
2629
Önemli olan bu insanların
13:31
of different social backgrounds
261
811440
1769
farklı sosyal kökenlerden gelen,
13:33
and different walks of life
262
813209
1724
ve hayatta farklı bir yoldan yürüyenlerin,
13:34
encounter one another,
263
814933
2284
birbirlerine rastlaması,
13:37
bump up against one another
264
817217
2023
hayatın sıradan düzeni içinde
13:39
in the ordinary course of life,
265
819240
3490
birbirlerine çarpması,
13:42
because this is what teaches us
266
822730
2724
Çünkü bu, bize pazarlık yapmayı ve
13:45
to negotiate and to abide our differences.
267
825454
3672
farklılıklarımıza katlanmayı öğretir.
13:49
And this is how we come to care for the common good.
268
829126
4214
Ve bu, herkesin iyiliğini düşünen hale geliş biçimimizdir.
13:53
And so, in the end, the question of markets
269
833340
3350
Ve böylece, sonunda, piyasaların sorusu
13:56
is not mainly an economic question.
270
836690
4140
ağırlıklı olarak ekonomik bir soru değildir.
14:00
It's really a question of how we want to live together.
271
840830
4088
Bu aslında nasıl beraber yaşamak istediğimizin sorusudur.
14:04
Do we want a society where everything is up for sale,
272
844918
4540
Biz, herşeyin satılık olduğu bir toplum mu istiyoruz,
14:09
or are there certain moral and civic goods
273
849458
3512
yoksa piyasaların kabul etmediği, ve parayla
14:12
that markets do not honor
274
852970
1929
satın alınamayacak belli bazı ahlaki
14:14
and money cannot buy?
275
854899
2794
ve toplumsal şeylerin olduğu bir toplum mu?
14:17
Thank you very much.
276
857693
1462
Çok teşekkür ederim.
14:19
(Applause)
277
859155
5185
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7