Where Is Home? | Pico Iyer | TED

407,118 views ・ 2013-07-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
Where do you come from?
0
12739
1844
Nerelisin?
00:14
It's such a simple question,
1
14607
2047
Oldukça basit bir soru,
00:16
but these days, of course, simple questions
2
16678
2159
fakat bu sıralarda elbette basit sorular
00:18
bring ever more complicated answers.
3
18861
3022
çok daha çetrefilli cevaplar buluyor.
00:21
People are always asking me where I come from,
4
21907
2928
İnsanlar bana hep nereli olduğumu soruyorlar
00:24
and they're expecting me to say India,
5
24859
3156
ve benden Hindistan dememi bekliyorlar,
00:28
and they're absolutely right insofar as 100 percent
6
28039
3077
bir yerde soyumun ve atalarımın
00:31
of my blood and ancestry does come from India.
7
31140
3542
Hindistan kökenli olduğunda yüzde yüz haklılar.
00:34
Except, I've never lived one day of my life there.
8
34706
4041
Ancak ben hayatımın bir gününü bile orada geçirmedim.
00:38
I can't speak even one word
9
38771
2384
Oranın 22.000'den fazla lehçesinden
00:41
of its more than 22,000 dialects.
10
41179
2976
bir kelime bile konuşamıyorum.
00:44
So I don't think I've really earned the right
11
44179
2186
Bu yüzden kendime Hintli deme
00:46
to call myself an Indian.
12
46389
2422
hakkını aslında göremiyorum.
00:48
And if "Where do you come from?"
13
48835
1524
Eğer "Nerelisin?" sorusunun anlamı,
00:50
means "Where were you born and raised and educated?"
14
50383
3043
"Nerede doğdun, büyüdün ve eğitim gördün?" ise
00:53
then I'm entirely of that funny little country
15
53450
2402
o zaman ben küçük ve eğlenceli bir ülke
00:55
known as England,
16
55876
1347
olan İngiltereliyim.
00:57
except I left England as soon as I completed
17
57247
2387
Ancak İngiltere'den lisans eğitimimi
00:59
my undergraduate education,
18
59658
1889
bitirir bitirmez ayrıldım.
01:01
and all the time I was growing up,
19
61571
1693
Küçüklüğüm boyunca,
01:03
I was the only kid in all my classes
20
63288
2772
tüm sınıflarımda ders kitaplarındaki
01:06
who didn't begin to look like the classic English heroes
21
66084
3105
klasik İngiliz kahramanlarına benzemeye
01:09
represented in our textbooks.
22
69213
2654
başlamayan tek çocuk bendim.
01:11
And if "Where do you come from?"
23
71891
1278
Eğer "Nerelisin?" sorusunun anlamı,
01:13
means "Where do you pay your taxes?
24
73193
1667
"Vergilerini nerede ödüyorsun?"
01:14
Where do you see your doctor and your dentist?"
25
74884
2524
"Doktora ve diş hekimine nerede gidiyorsun?" ise,
01:17
then I'm very much of the United States,
26
77432
2339
o zaman ben gerçek bir Amerikalıyım
01:19
and I have been for 48 years now,
27
79795
2544
ve çok küçüklüğümden beri,
01:22
since I was a really small child.
28
82363
2064
yani 48 yıldır öyleyim.
01:24
Except, for many of those years,
29
84451
1684
Yalnızca o yılların çoğunda,
01:26
I've had to carry around this funny little pink card
30
86159
2477
beni oturma izni olan bir yabancı olarak gösteren,
01:28
with green lines running through my face
31
88660
1905
fotoğrafım üzerinde yeşil çizgiler bulunan
01:30
identifying me as a permanent alien.
32
90589
2589
komik, küçük, pembe bir kart taşımak zorundaydım.
01:33
I do actually feel more alien the longer I live there.
33
93202
4238
Aslında orada yaşadıkça kendimi daha yabancı hissediyorum.
01:37
(Laughter)
34
97464
2163
(Gülüşmeler)
01:39
And if "Where do you come from?"
35
99651
1563
Eğer "Nerelisin?" sorusunun
01:41
means "Which place goes deepest inside you
36
101238
2742
anlamı "Sizde en çok iz bırakan
01:44
and where do you try to spend most of your time?"
37
104004
3156
ve en çok zaman geçirmeye çalıştığınız ülke neresi?" ise,
01:47
then I'm Japanese,
38
107184
1149
o zaman Japonyalıyım.
01:48
because I've been living as much as I can
39
108357
2229
Çünkü son 25 yılda
01:50
for the last 25 years in Japan.
40
110610
3361
çoğu zamanımı Japonya'da geçirmeye çalıştım.
01:53
Except, all of those years I've been there on a tourist visa,
41
113995
3029
Yalnızca onca yıl orada turist vizesi ile yaşadım
01:57
and I'm fairly sure not many Japanese
42
117048
2118
ve oldukça eminim ki pek çok Japon
01:59
would want to consider me one of them.
43
119190
2867
beni kendilerinden saymak istemez.
02:02
And I say all this just to stress
44
122081
3227
Tüm bunları hayatımın
02:05
how very old-fashioned and straightforward
45
125332
2696
nasıl eski moda ve dolambaçsız olduğunu
vurgulamak için söylüyorum.
02:08
my background is,
46
128052
975
02:09
because when I go to Hong Kong or Sydney or Vancouver,
47
129051
4024
Çünkü Hong Kong'a, Sidney'e, Vancouver'a ne zaman gitsem,
02:13
most of the kids I meet
48
133099
1872
tanıştığım birçok çocuk
02:14
are much more international and multi-cultured than I am.
49
134995
3775
benden çok daha enternasyonel ve çok kültürlü.
02:18
And they have one home associated with their parents,
50
138794
2641
Bu çocukların, aileleri ile bağlantılı bir evleri,
02:21
but another associated with their partners,
51
141459
3132
partnerleriyle bağlantılı başka bir evleri var,
02:24
a third connected maybe with the place where they happen to be,
52
144615
3365
üçüncü olarak da belki yaşadıkları yerle bağlantılı bir yer,
02:28
a fourth connected with the place they dream of being,
53
148004
2890
dördüncü yer ise olmayı hayal ettikleri yer
02:30
and many more besides.
54
150918
2320
ve bunlar yanında daha fazlası.
02:33
And their whole life will be spent taking pieces
55
153262
3262
Hayatlarının tamamı birçok farklı yerden parçalar alıp
02:36
of many different places and putting them together
56
156548
3463
onları mozaik cam üzerine
02:40
into a stained glass whole.
57
160035
2818
yerleştirmekle geçecek.
02:42
Home for them is really a work in progress.
58
162877
2417
Onlar için ev süregelen bir çalışma.
02:45
It's like a project on which they're constantly adding
59
165318
2572
Sürekli iyileştirme, geliştirme ve düzeltmeler
02:47
upgrades and improvements and corrections.
60
167914
3110
yaptıkları bir proje gibi.
02:51
And for more and more of us,
61
171048
1871
Ve giderek daha çok kişi için
02:52
home has really less to do with a piece of soil
62
172943
4431
ev kavramı toprak parçasından ziyade
02:57
than, you could say, with a piece of soul.
63
177398
2727
ruhumuzun bir parçasıdır diyebiliriz.
03:00
If somebody suddenly asks me, "Where's your home?"
64
180149
2381
Biri bana birdenbire "Evin neresi?" diye sorsa
03:02
I think about my sweetheart or my closest friends
65
182554
2891
sevgilimi, en yakın arkadaşlarımı
03:05
or the songs that travel with me wherever I happen to be.
66
185469
4243
ya da gittiğim yerde bana eşlik eden şarkıları düşünürüm.
03:09
And I'd always felt this way,
67
189736
1833
Hep böyle hissetmişimdir,
03:11
but it really came home to me, as it were,
68
191593
2719
ama böyle olduğunu şöyle anladım,
03:14
some years ago when I was climbing up the stairs
69
194336
2694
yıllar önce Kaliforniya'daki ailemin
03:17
in my parents' house in California,
70
197054
2678
evindeki merdivenleri çıkarken,
03:19
and I looked through the living room windows
71
199756
2802
oturma odasının pencerelerine bakıyordum
03:22
and I saw that we were encircled by 70-foot flames,
72
202582
5154
ve 20 metrelik alevlerle sarıldığımızı gördüm,
03:27
one of those wildfires that regularly tear through
73
207760
2462
Kaliforniya tepelerinde ve benzeri yerlerde
03:30
the hills of California and many other such places.
74
210246
3807
sıkça meydana gelen yangınlardan biriydi.
03:34
And three hours later, that fire had reduced
75
214077
3001
Üç saat sonra bu yangın evimi,
03:37
my home and every last thing in it
76
217102
2720
benim dışımda
03:39
except for me to ash.
77
219846
2994
her şeyi küle çevirmişti.
03:42
And when I woke up the next morning,
78
222864
2686
Ertesi sabah uyandığımda,
03:45
I was sleeping on a friend's floor,
79
225574
1667
arkadaşımın evinde yerde yatıyordum,
03:47
the only thing I had in the world was a toothbrush
80
227265
2404
dünyada sahip olduğum tek şey
03:49
I had just bought from an all-night supermarket.
81
229693
2543
gece açık süpermarketten henüz aldığım diş fırçasıydı.
03:52
Of course, if anybody asked me then,
82
232260
1882
O esnada elbette biri
03:54
"Where is your home?"
83
234166
1335
"Evin neresi?" diye sorsa,
03:55
I literally couldn't point to any physical construction.
84
235525
3968
somut bir mekândan söz etmem mümkün değildi.
03:59
My home would have to be whatever I carried around inside me.
85
239517
4708
Evim beraberimde taşıdığım şeyler olmalıydı.
04:04
And in so many ways, I think this is a terrific liberation.
86
244249
3968
Birçok farklı açıdan, bence bu ağır bir serbest kalıştı.
04:08
Because when my grandparents were born,
87
248241
2170
Çünkü aile büyüklerimin doğduklarından beri
04:10
they pretty much had their sense of home,
88
250435
2503
bir ev algıları, topluluk algıları,
04:12
their sense of community, even their sense of enmity,
89
252962
3468
hatta doğdukları günden beri kime düşmanlık duyacaklarına dair
04:16
assigned to them at birth,
90
256454
1901
algıları mevcuttu
04:18
and didn't have much chance of stepping outside of that.
91
258379
2954
ve bunların dışına çok fazla çıkma şansları yoktu.
04:21
And nowadays, at least some of us can choose our sense of home,
92
261357
3683
Bugünlerde bazılarımız hiç değilse, ev algısını seçme şansına sahip,
04:25
create our sense of community,
93
265064
2134
topluluk algısını oluşturabilir,
04:27
fashion our sense of self, and in so doing
94
267222
3557
kendisini biçimlendirebilir
ve bunları yaparken de belki
04:30
maybe step a little beyond
95
270803
2113
aile büyüklerimizden kalan siyah beyaz ayrımların
04:32
some of the black and white divisions
96
272940
1762
04:34
of our grandparents' age.
97
274726
1808
biraz dışına çıkabilir.
04:36
No coincidence that the president
98
276558
1860
Dünyanın en güçlü ülkesinin başkanının
04:38
of the strongest nation on Earth is half-Kenyan,
99
278442
2707
yarı Kenyalı, kısmen Endonezya'da büyümüş,
04:41
partly raised in Indonesia,
100
281173
1583
Çin kökenli Kanadalı kayınbiraderi
04:42
has a Chinese-Canadian brother-in-law.
101
282780
3575
olması tesadüf olmasa gerek.
04:46
The number of people living in countries not their own
102
286379
3440
Kendi ülkesinden uzaklarda yaşayanların sayısı
04:49
now comes to 220 million,
103
289843
4763
artık 220 milyonu bulmuş durumda
04:54
and that's an almost unimaginable number,
104
294630
2590
ve bu neredeyse hayal edilemeyecek bir sayı;
04:57
but it means that if you took the whole population of Canada
105
297244
3726
ancak Kanada'nın toplam nüfusunu
05:00
and the whole population of Australia
106
300994
1892
ve Avustralya'nın nüfusunu alıp,
05:02
and then the whole population of Australia again
107
302910
2286
tekrardan Avustralya'nın toplam nüfusunu
05:05
and the whole population of Canada again
108
305220
2618
ve tekrar Kanada'nın toplam nüfusunu alıp
05:07
and doubled that number,
109
307862
1659
bunu iki ile çarptığınızda,
05:09
you would still have fewer people than belong
110
309545
2143
bu büyük gezici kabilenin sayısından
05:11
to this great floating tribe.
111
311712
2183
daha az sayıda insan olacaktır.
05:13
And the number of us who live outside
112
313919
1762
Eski ulus devlet kategorisinden uzak
05:15
the old nation-state categories is increasing so quickly,
113
315705
4060
yaşayanların sayısı öyle hızla çoğalıyor ki,
05:19
by 64 million just in the last 12 years,
114
319789
3606
sadece geçtiğimiz 12 yılda 64 milyon arttı,
05:23
that soon there will be more of us than there are Americans.
115
323419
3456
ki yakında bizlerin sayısı Amerikalıları geçecek.
05:26
Already, we represent the fifth-largest nation on Earth.
116
326899
4650
Şu an dünya üzerindeki en büyük beşinci ulusu temsil ediyoruz.
05:31
And in fact, in Canada's largest city, Toronto,
117
331573
2832
Öyle ki Kanada'nın en büyük kenti Toronto'da
05:34
the average resident today is what used to be called
118
334429
3666
bugün ortalama bir vatandaş,
çok farklı bir ülkede doğmuş, yani eskiden yabancı denen biri.
05:38
a foreigner, somebody born in a very different country.
119
338119
4068
05:42
And I've always felt that the beauty of being surrounded by the foreign
120
342211
3765
Yabancılarla çevrelenmiş ortamda bulunmanın
farkındalığı artırdığını düşünmüşümdür.
05:46
is that it slaps you awake.
121
346000
1573
05:47
You can't take anything for granted.
122
347597
2780
Hiçbir şeyi hakkınız gibi göremezsiniz.
05:50
Travel, for me, is a little bit like being in love,
123
350401
2710
Benim için seyahat etmek biraz âşık olmak gibi,
05:53
because suddenly all your senses are at the setting marked "on."
124
353135
4033
çünkü birden bütün algılarınız "açık" olarak ayarlanır.
05:57
Suddenly you're alert to the secret patterns of the world.
125
357192
3977
Aniden dünyanın bütün gizli düzenlerine karşı uyanık olursunuz.
06:01
The real voyage of discovery, as Marcel Proust famously said,
126
361193
4292
Marcel Proust'un ünlü sözünde dediği gibi: "Gerçek keşif yolculuğu
06:05
consists not in seeing new sights,
127
365509
2974
yeni yerler görmek değil,
06:08
but in looking with new eyes.
128
368507
2346
yeni gözlerle bakmaktır."
06:10
And of course, once you have new eyes,
129
370877
1942
Elbette bir kez yeni gözlerinize kavuştuğunuzda,
06:12
even the old sights, even your home
130
372843
2413
eski gördüğünüz yerler bile, eviniz bile
06:15
become something different.
131
375280
2653
farklı bir anlam kazanır.
06:17
Many of the people living in countries not their own
132
377957
2794
Kendi ülkesinden uzakta yaşayan çoğu kimse,
06:20
are refugees who never wanted to leave home
133
380775
3059
ülkesini terk etmek istemeyen
06:23
and ache to go back home.
134
383858
2692
ve vatan hasreti çeken mülteciler.
06:26
But for the fortunate among us,
135
386574
1623
Ama aramızda şanslı olanlar için
06:28
I think the age of movement brings exhilarating new possibilities.
136
388221
4257
hareket çağı bence heyecan verici, yepyeni seçenekler sunuyor.
06:32
Certainly when I'm traveling,
137
392502
1041
Seyahat ederken kesinlikle,
06:33
especially to the major cities of the world,
138
393567
2290
bilhassa dünyanın en büyük şehirlerine giderken,
06:35
the typical person I meet today
139
395881
2101
bugün tanıştığım ortalama birisi,
06:38
will be, let's say, a half-Korean, half-German young woman
140
398006
4521
mesela Paris'te yaşayan, yarı Koreli, yarı Alman
06:42
living in Paris.
141
402551
1679
genç bir kadın oluyor.
06:44
And as soon as she meets a half-Thai,
142
404254
3034
O da Edinburglu yarı Taylandlı,
06:47
half-Canadian young guy from Edinburgh,
143
407312
3190
yarı Kanadalı genç bir adamla tanıştığında
06:50
she recognizes him as kin.
144
410526
2453
o kişiyi yakını olarak görüyor.
06:53
She realizes that she probably has much more in common with him
145
413003
4315
Tamamen Koreli ya da Alman birinden muhtemelen daha fazla ortak
06:57
than with anybody entirely of Korea or entirely of Germany.
146
417342
3569
noktaları bulunduğunun farkına varıyor.
07:00
So they become friends. They fall in love.
147
420935
2734
Böylece arkadaş oluyorlar, âşık oluyorlar.
07:03
They move to New York City.
148
423693
2254
New York'a yerleşiyorlar.
07:05
(Laughter)
149
425971
2139
(Gülüşmeler)
07:08
Or Edinburgh.
150
428134
1362
Ya da Edinburgh'a.
07:09
And the little girl who arises out of their union
151
429520
3250
Birlikteliklerinden doğan küçük kız çocuğu,
07:12
will of course be not Korean or German
152
432794
2107
elbette ki Koreli, Alman,
07:14
or French or Thai or Scotch or Canadian
153
434925
2519
Fransız, Taylandlı, İskoç, Kanadalı
07:17
or even American, but a wonderful
154
437468
2081
ya da Amerikalı bile olmuyor, onun yerine
07:19
and constantly evolving mix of all those places.
155
439573
4110
bütün bu yerlerin harika ve sürekli evrilen bir karışımı oluyor.
07:23
And potentially, everything about the way
156
443707
2741
Potansiyel olarak bu genç kadının
07:26
that young woman dreams about the world,
157
446472
2725
dünyayı hayal etme,
07:29
writes about the world, thinks about the world,
158
449221
3022
dünyayı yazma, dünyayı düşünme biçimi
07:32
could be something different,
159
452267
1946
tamamen farklı bir şeyler oluyor,
07:34
because it comes out of this almost unprecedented
160
454237
3171
çünkü neredeyse eşsiz kültürlerin
07:37
blend of cultures.
161
457432
1949
sentezinden doğuyor.
07:39
Where you come from now is much less important
162
459405
3060
Bugün nereli olduğunuz, nereye gidiyor olduğunuzdan
07:42
than where you're going.
163
462489
1624
çok daha az önemlidir.
07:44
More and more of us are rooted in the future
164
464137
2372
Çoğumuz giderek geçmişe olduğu kadar
07:46
or the present tense as much as in the past.
165
466533
3272
gelecek veya şimdiki zamana da bağlı durumdayız.
07:49
And home, we know, is not just the place
166
469829
2539
Ve bildiğimiz şekliyle evimiz
07:52
where you happen to be born.
167
472392
2086
doğdumuz yer değil.
07:54
It's the place where you become yourself.
168
474502
4449
Kendimiz olduğumuz yerdir.
07:58
And yet,
169
478975
2398
Buna rağmen,
08:01
there is one great problem with movement,
170
481397
2641
hareketle ilgili büyük bir sorun var
08:04
and that is that it's really hard to get your bearings
171
484062
3187
ve o da havadayken bir yere uyum sağlamanın
08:07
when you're in midair.
172
487273
1594
gerçekten zor olması.
08:08
Some years ago, I noticed that I had accumulated
173
488891
3262
Yıllar önce, yalnızca United Airlines'da
08:12
one million miles on United Airlines alone.
174
492177
3498
bir milyon mil biriktirdiğimi fark ettim.
08:15
You all know that crazy system,
175
495699
2026
O çılgın sistemi hepiniz biliyorsunuz,
08:17
six days in hell, you get the seventh day free.
176
497749
3704
cehennemde altı gün, yedinci günse bedava.
08:21
(Laughter)
177
501477
3482
(Gülüşmeler)
08:24
And I began to think that really,
178
504983
2252
Ve bunu gerçekten şöyle düşünmeye başladım,
08:27
movement was only as good as the sense of stillness
179
507259
3255
bir perspektife koyarsak, hareket yalnızca
08:30
that you could bring to it to put it into perspective.
180
510538
3823
ona getirebildiğiniz sükûnet algısı kadar iyi.
08:34
And eight months after my house burned down,
181
514385
2830
Evim yandıktan sekiz ay sonra,
08:37
I ran into a friend who taught at a local high school,
182
517239
2698
yerel bir lisede ders veren bir arkadaşa rastladım
08:39
and he said, "I've got the perfect place for you."
183
519961
3508
ve bana şöyle dedi, "Senin için harika bir yerim var."
08:43
"Really?" I said. I'm always a bit skeptical
184
523493
1984
"Gerçekten mi?" dedim. İnsanlar bana böyle şeyler
08:45
when people say things like that.
185
525501
1454
söylediğinde her zaman biraz şüpheciyimdir:
08:46
"No, honestly," he went on,
186
526979
1346
"Hayır, gerçekten," diye devam etti,
08:48
"it's only three hours away by car,
187
528349
1822
"Arabayla sadece üç saat uzaklıkta
08:50
and it's not very expensive,
188
530195
1590
ve çok pahalı değil,
08:51
and it's probably not like anywhere you've stayed before."
189
531809
3556
şimdiye kadar kaldığın yerlere de muhtemelen pek benzemiyor."
08:55
"Hmm." I was beginning to get slightly intrigued. "What is it?"
190
535389
4175
"Hımm." Biraz merak etmeye başlamıştım. "Nedir?"
08:59
"Well —" Here my friend hemmed and hawed —
191
539588
2755
"Pekâlâ" —Burada arkadaşım kem küm etti —
09:02
"Well, actually it's a Catholic hermitage."
192
542367
3558
"Aslında bir Katolik inziva yeri."
09:05
This was the wrong answer.
193
545949
1942
Bu yanlış cevaptı.
09:07
I had spent 15 years in Anglican schools,
194
547915
2523
15 senemi Anglikan okullarda geçirdim,
09:10
so I had had enough hymnals and crosses to last me a lifetime.
195
550462
4574
yani bana hayatım boyunca yetecek kadar ilahi kitap ve haç gördüm.
09:15
Several lifetimes, actually.
196
555060
2247
Birkaç hayat için, aslında.
09:17
But my friend assured me that he wasn't Catholic,
197
557331
2534
Ama arkadaşım ne kendisinin, ne de çoğu öğrencisinin
09:19
nor were most of his students,
198
559889
1429
Katolik olmadığını garanti etti,
09:21
but he took his classes there every spring.
199
561342
2757
ancak her bahar derslerini orada yapıyordu.
09:24
And as he had it, even the most restless, distractible,
200
564123
4739
Ona göre, en hareketli, en dikkati dağınık,
09:28
testosterone-addled 15-year-old Californian boy
201
568886
4010
testosterondan kafayı bozmuş olan 15 yaşındaki Kaliforniyalı çocuk bile
09:32
only had to spend three days in silence
202
572920
3212
sessizlikte sadece üç gün harcadığında
09:36
and something in him cooled down and cleared out.
203
576156
4230
içinde bir şeyler yatışıp arınıyordu.
09:40
He found himself.
204
580410
2285
Kendini buluyordu.
09:42
And I thought, "Anything that works for a 15-year-old boy
205
582719
2715
Ben de şöyle düşündüm, "15 yaşında birine iyi gelen şey
09:45
ought to work for me."
206
585458
1315
bana da iyi gelmeli."
09:46
So I got in my car, and I drove three hours north
207
586797
3586
Böylece arabama bindim ve sahil boyunca kuzeye doğru
09:50
along the coast,
208
590407
1452
üç saat araba sürdüm,
09:51
and the roads grew emptier and narrower,
209
591883
2536
yollar boşalmaya ve daralmaya başladı
09:54
and then I turned onto an even narrower path,
210
594443
2740
ve sonra daha da dar bir yola girdim,
09:57
barely paved, that snaked for two miles
211
597207
3616
neredeyse asfaltsız, bu şekilde dağın tepesine kadar
10:00
up to the top of a mountain.
212
600847
2499
iki mil kıvrıldı.
10:03
And when I got out of my car,
213
603370
2815
Arabadan dışarı çıktığımda,
10:06
the air was pulsing.
214
606209
2346
hava titreşiyordu.
10:08
The whole place was absolutely silent,
215
608579
1836
Her yer bütünüyle sessizlik içindeydi,
10:10
but the silence wasn't an absence of noise.
216
610439
3436
ama sessizlik sesin yokluğu değildi.
10:13
It was really a presence of a kind of energy or quickening.
217
613899
4017
Aslında bir tür enerji veya canlandırmanın varlığıydı.
10:17
And at my feet was the great, still blue plate
218
617940
3487
Ve ayaklarımın altında Pasifik Okyanusu'nun
10:21
of the Pacific Ocean.
219
621451
2230
büyük, sakin, mavi görüntüsü vardı.
10:23
All around me were 800 acres of wild dry brush.
220
623705
4410
Çevremde ise 800 dönüm kuru yaban otları vardı.
10:28
And I went down to the room in which I was to be sleeping.
221
628139
2762
Uyuyacağım odaya gittim.
10:30
Small but eminently comfortable,
222
630925
1701
Küçüktü, ama fazlasıyla rahattı,
10:32
it had a bed and a rocking chair
223
632650
2185
bir yatak, bir sallanan sandalye,
10:34
and a long desk and even longer picture windows
224
634859
3150
uzun bir masa ve küçük, müstakil,
10:38
looking out on a small, private, walled garden,
225
638033
4265
duvarla çevrili bir bahçeye bakan, masadan uzun pencereler
10:42
and then 1,200 feet of golden pampas grass
226
642322
3176
ve sonra 300 metre kadar denize doğru uzanan
10:45
running down to the sea.
227
645522
2968
altın rengi pampa otları.
10:48
And I sat down, and I began to write,
228
648514
3145
Oturup yazmaya başladım
10:51
and write, and write,
229
651683
1480
ve yazdım ve yazdım,
10:53
even though I'd gone there really to get away from my desk.
230
653187
3589
oraya sadece masamdan uzaklaşmak için gittiğim hâlde.
10:56
And by the time I got up, four hours had passed.
231
656800
4470
Kalktığım zaman dört saat geçmişti.
11:01
Night had fallen,
232
661294
2105
Gece çökmüştü
11:03
and I went out under this great overturned saltshaker of stars,
233
663423
4732
ve o muazzam alt üst olmuş yıldız tuzluğunun altına gittim,
11:08
and I could see the tail lights of cars
234
668179
2228
arabaların arka ışıklarının 20 kilometre güneydeki
11:10
disappearing around the headlands 12 miles to the south.
235
670431
4189
burnun orada kaybolduğunu görebiliyordum.
11:14
And it really seemed like my concerns of the previous day
236
674644
3684
Önceki günün kaygıları sahiden
11:18
vanishing.
237
678352
1926
kayboluyor gibiydi.
11:20
And the next day, when I woke up
238
680302
1788
Ertesi gün uyandığımda,
11:22
in the absence of telephones and TVs and laptops,
239
682114
3444
telefonlar, TV'ler, dizüstü bilgisayarların yokluğunda,
11:25
the days seemed to stretch for a thousand hours.
240
685582
4129
günler binlerce saat uzamış gibi geldi.
11:29
It was really all the freedom I know when I'm traveling,
241
689735
3675
Seyahat ettiğimde bildiğim tüm özgürlük buydu,
11:33
but it also profoundly felt like coming home.
242
693434
4590
ama aynı zamanda içten içe eve dönmek gibiydi.
11:38
And I'm not a religious person,
243
698048
1592
Dine düşkün bir insan değilim,
11:39
so I didn't go to the services.
244
699664
1477
o yüzden ayinlere gitmedim.
11:41
I didn't consult the monks for guidance.
245
701165
2545
Rahiplere akıl danışmadım.
11:43
I just took walks along the monastery road
246
703734
2756
Sadece manastır yolunda yürüyüşler yaptım
11:46
and sent postcards to loved ones.
247
706514
2325
ve sevdiklerime kartpostallar yolladım.
11:48
I looked at the clouds,
248
708863
1810
Bulutlara baktım
11:50
and I did what is hardest of all for me to do usually,
249
710697
4301
ve benim için yapması genelde en zor şey olan şeyi yaptım,
11:55
which is nothing at all.
250
715022
2470
hiçbir şey yapmadım.
11:57
And I started to go back to this place,
251
717516
2284
Sonra o yere tekrar gitmeye başladım
11:59
and I noticed that I was doing my most important work there
252
719824
3544
ve fark edilmeden, sadece sessizce oturarak
12:03
invisibly just by sitting still,
253
723392
3507
en önemli çalışmamı yaptığımı
12:06
and certainly coming to my most critical decisions
254
726923
3101
ve son e-postadan bir sonraki randevuya koşarken
12:10
the way I never could when I was racing
255
730048
2258
hiçbir şekilde yapamadığım biçimde
12:12
from the last email to the next appointment.
256
732330
2549
en kritik kararlarımı verdiğimi fark ettim.
12:14
And I began to think that something in me
257
734903
2605
İçimde bir şeylerin gerçekten sükûnet için ağladığını
12:17
had really been crying out for stillness,
258
737532
1965
düşünmeye başladım,
12:19
but of course I couldn't hear it
259
739521
1524
ama elbette ki onu duyamamıştım,
12:21
because I was running around so much.
260
741069
1762
çünkü sağa sola çok koşturuyordum.
12:22
I was like some crazy guy who puts on a blindfold
261
742855
2629
Gözlerini bağlayıp, sonra da hiçbir şey görememekten
12:25
and then complains that he can't see a thing.
262
745508
3207
yakınan çılgın bir adam gibiydim.
12:28
And I thought back to that wonderful phrase
263
748739
2517
Küçükken Seneca'dan öğrendiğim
12:31
I had learned as a boy from Seneca,
264
751280
2348
harika sözleri tekrar düşündüm,
12:33
in which he says, "That man is poor
265
753652
3634
şöyle diyor, "Fakir insan malı az olan değil,
12:37
not who has little but who hankers after more."
266
757310
5349
arzusu çok olandır."
12:42
And, of course, I'm not suggesting
267
762683
2068
Elbette buradaki herkesin manastıra
12:44
that anybody here go into a monastery.
268
764775
1810
gitmesini öğütlemiyorum.
12:46
That's not the point.
269
766609
1568
Asıl fikir bu değil.
12:48
But I do think it's only by stopping movement
270
768201
3694
Ama sadece hareket etmeyi durdurarak nereye gideceğinizi
12:51
that you can see where to go.
271
771919
2272
görebileceğinizi düşünüyorum.
12:54
And it's only by stepping out of your life and the world
272
774215
3581
Sadece hayatınızın ve dünyanızın dışına çıkarak,
12:57
that you can see what you most deeply care about
273
777820
3545
en çok neye önem verdiğinizi anlayabilir
13:01
and find a home.
274
781389
2382
ve evinizi bulabilirsiniz.
13:03
And I've noticed so many people now
275
783795
2019
Artık pek çok insanın her sabah
13:05
take conscious measures to sit quietly for 30 minutes
276
785838
3064
30 dakika cihazları olmadan odanın bir köşesinde
13:08
every morning just collecting themselves
277
788926
2509
sadece kendine gelmek için sessizce oturmak
13:11
in one corner of the room without their devices,
278
791459
2536
veya her akşam koşmaya gitmek
13:14
or go running every evening,
279
794019
2049
veya bir arkadaşlarıyla uzun bir sohbet ederken
13:16
or leave their cell phones behind
280
796092
1932
13:18
when they go to have a long conversation with a friend.
281
798048
3893
cep telefonlarını geride bırakmak
için bilinçli adımlar attığını fark ediyorum.
13:21
Movement is a fantastic privilege,
282
801965
3145
Hareket olağanüstü bir ayrıcalık
13:25
and it allows us to do so much that our grandparents
283
805134
3333
ve aile büyüklerimizin hiçbir zaman hayal dahi edemediği
13:28
could never have dreamed of doing.
284
808491
2097
birçok şeyi yapmamızı sağlıyor.
13:30
But movement, ultimately,
285
810612
1881
Ancak hareket sonuçta
13:32
only has a meaning if you have a home to go back to.
286
812517
4517
sadece gidecek bir eviniz varsa anlam ifade ediyor.
13:37
And home, in the end, is of course
287
817058
2767
Ev sonuçta, elbette ki
13:39
not just the place where you sleep.
288
819849
2844
sadece uyuduğunuz yer değil.
13:42
It's the place where you stand.
289
822717
2615
Kaldığınız yerdir.
13:45
Thank you.
290
825356
1433
Teşekkürler.
13:46
(Applause)
291
826813
5693
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7