Mosquitos, malaria and education | Bill Gates

Bill Gates ile dobra dobra

685,128 views ・ 2009-02-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ahmet Yükseltürk Gözden geçirme: Deran Delice
00:15
I wrote a letter last week talking about the work of the foundation,
0
15160
3000
Geçen hafta vakfın (Bill & Melinda Gates Vakfı) yaptığı işler hakkında bir mektup yazdım
00:18
sharing some of the problems.
1
18160
3000
ve bazı sorunları dile getirdim.
00:21
And Warren Buffet had recommended I do that --
2
21160
3000
Warren Buffet (ünlü iş adamı),
00:24
being honest about what was going well, what wasn't,
3
24160
3000
işlerin yolunda gidip gitmediği konusunda bazı değerlendirmeler yapmamı,
00:27
and making it kind of an annual thing.
4
27160
3000
ve bunu geleneksel hale getirmemi tavsiye etti.
00:30
A goal I had there was to draw more people in to work on those problems,
5
30160
3000
Buradaki amaçlarımdan biri daha fazla insanı bu sorunlar üzerinde çalışmaya çekmekti,
00:33
because I think there are some very important problems
6
33160
3000
çünkü çok önemli bazı sorunlar üzerinde
00:36
that don't get worked on naturally.
7
36160
3000
itici bir kuvvet olmadan çalışılmadığını düşünüyorum.
00:39
That is, the market does not drive the scientists,
8
39160
5000
Yani piyasa, bilim adamlarını, iletişimcileri,
00:44
the communicators, the thinkers, the governments
9
44160
3000
düşünürleri, hükümetleri
00:47
to do the right things.
10
47160
3000
doğru işler yapmaya zorlamıyor.
00:50
And only by paying attention to these things
11
50160
3000
Sadece bu işlere önem vererek,
00:53
and having brilliant people who care and draw other people in
12
53160
4000
ve bu konuya önem veren parlak zekâlı insanları yanımıza alarak, diğer insanları da bu işin içine çekerek,
00:57
can we make as much progress as we need to.
13
57160
2000
ihtiyacımız olan gelişmeyi sağlayabiliriz.
00:59
So this morning I'm going to share two of these problems
14
59160
3000
Bu sorunlardan ikisini bugün sizlerle paylaşacağım
01:02
and talk about where they stand.
15
62160
3000
ve şu an ki durumlarından bahsedeceğim.
01:05
But before I dive into those I want to admit that I am an optimist.
16
65160
3000
Fakat konuya girmeden önce, bakış açımın iyimser olduğunu belirtmek istiyorum.
01:09
Any tough problem, I think it can be solved.
17
69160
4000
Zor olan her problemin çözülebileceğine inanıyorum.
01:13
And part of the reason I feel that way is looking at the past.
18
73160
3000
Böyle düşünmemin bir nedeni de, geçmişe bakmam.
01:16
Over the past century, average lifespan has more than doubled.
19
76160
5000
Geçen yüzyıl boyunca, ortalama insan ömrü ikiye katlandı ve bu seviyeyi de geçti.
01:21
Another statistic, perhaps my favorite,
20
81160
3000
Belki de beni en çok sevindiren bir diğer istatistik;
01:24
is to look at childhood deaths.
21
84160
3000
çocuk ölümleri.
01:27
As recently as 1960, 110 million children were born,
22
87160
6000
1960'da 110 milyon çocuk doğdu,
01:33
and 20 million of those died before the age of five.
23
93160
4000
ve bu çocuklardan 20 milyonu 5 yaşına gelmeden öldü.
01:37
Five years ago, 135 million children were born -- so, more --
24
97160
4000
5 yıl önce, 135 milyon çocuk doğdu -- yani daha fazla --
01:41
and less than 10 million of them died before the age of five.
25
101160
5000
ve 10 milyondan azı 5 yaşına gelmeden öldü.
01:47
So that's a factor of two reduction of the childhood death rate.
26
107160
5000
Bu, çocuk ölüm oranında yarı yarıya azalma demek.
01:52
It's a phenomenal thing.
27
112160
2000
İnanılmaz bir şey.
01:54
Each one of those lives matters a lot.
28
114160
3000
O hayatların her biri çok önemli.
01:57
And the key reason we were able to it was not only rising incomes
29
117160
5000
Bunu başarabilmemizdeki temel sebep sadece gelirlerin artması değil,
02:02
but also a few key breakthroughs:
30
122160
3000
ayrıca birkaç önemli büyük ilerleme:
02:05
vaccines that were used more widely.
31
125160
3000
Aşıların daha geniş alanlarda kullanılması.
02:08
For example, measles was four million of the deaths
32
128160
3000
Örneğin, kızamık daha 1990'da
02:11
back as recently as 1990
33
131160
2000
4 milyon ölüme neden oluyordu,
02:13
and now is under 400,000.
34
133160
3000
şimdi ise bu sayı 400,000'in altında.
02:16
So we really can make changes.
35
136160
2000
Yani gerçekten bir şeyleri değiştirebilme yeteneğine sahibiz.
02:18
The next breakthrough is to cut that 10 million in half again.
36
138160
3000
Bir sonraki büyük aşama bu 10 milyonu yarılamaktır.
02:22
And I think that's doable in well under 20 years.
37
142160
4000
Ve bu bence 20 yıl içerisinde gerçekleştirilebilir bir şey.
02:26
Why? Well there's only a few diseases
38
146160
4000
Neden? Çünkü bu ölümlerin çoğunluğuna neden olan
02:30
that account for the vast majority of those deaths:
39
150160
3000
çok az hastalık var:
02:33
diarrhea, pneumonia and malaria.
40
153160
5000
ishal, zatürre ve sıtma.
02:39
So that brings us to the first problem that I'll raise this morning,
41
159160
5000
Ve bu da bizi bugün öne çıkaracağım ilk probleme getiriyor,
02:44
which is how do we stop a deadly disease that's spread by mosquitos?
42
164160
7000
sivri sinekler tarafından yayılan ölümcül bir hastalığı nasıl durdururuz?
02:51
Well, what's the history of this disease?
43
171160
2000
Peki bu hastalığın tarihçesi nedir?
02:53
It's been a severe disease for thousands of years.
44
173160
3000
Binlerce yıldır var olan şiddetli bir hastalık.
02:56
In fact, if we look at the genetic code,
45
176160
3000
Nitekim, genetik koda bakarsak,
02:59
it's the only disease we can see
46
179160
3000
bu hastalığın, Afrika'da yaşamış olan insanların,
03:02
that people who lived in Africa
47
182160
2000
sıtmacıl ölümleri önleyebilmek için
03:04
actually evolved several things to avoid malarial deaths.
48
184160
3000
birbirinden farklı şeyler geliştirdikleri tek hastalık olduğunu görebiliriz.
03:08
Deaths actually peaked at a bit over five million in the 1930s.
49
188160
6000
Ölümlerin sayısı 1930'da 5 milyona ulaşıp zirve yaptı.
03:14
So it was absolutely gigantic.
50
194160
3000
Bu gerçekten korkunç bir sayı idi.
03:17
And the disease was all over the world.
51
197160
3000
Ve hastalık dünyanın her yerindeydi.
03:20
A terrible disease. It was in the United States. It was in Europe.
52
200160
3000
Korkunç bir hastalık. ABD'de... Avrupa'da...
03:23
People didn't know what caused it until the early 1900s,
53
203160
3000
Hastalığın nedeni 1900'lere kadar bilinmiyordu,
03:26
when a British military man figured out that it was mosquitos.
54
206160
6000
ta ki İngiliz bir askerin hastalığa sivri sineklerin sebep olduğunu ortaya çıkarana kadar.
03:32
So it was everywhere.
55
212160
2000
Her yerdeydi bu hastalık.
03:34
And two tools helped bring the death rate down.
56
214160
4000
2 şey ölüm oranını aşağıya çekmeye yardımcı oldu.
03:38
One was killing the mosquitos with DDT.
57
218160
3000
Birisi sivri sineklerin DDT (böcek öldürücü ilaç) ile öldürülmesi idi.
03:41
The other was treating the patients with quinine, or quinine derivatives.
58
221160
5000
Diğeri de hastaların kinin (bir ilaç) ve türevleri ile tedavi edilmesi idi.
03:46
And so that's why the death rate did come down.
59
226160
4000
İşte ölüm oranının gerilemesinin sebebi bu idi.
03:50
Now, ironically, what happened was
60
230160
3000
İronik olan, hastalığın
03:53
it was eliminated from all the temperate zones,
61
233160
3000
zengin ülkelerin bulunduğu tüm ılıman bölgelerde
03:56
which is where the rich countries are.
62
236160
1000
yok edilmesi idi.
03:57
So we can see: 1900, it's everywhere.
63
237160
2000
Görüyoruz ki, 1900 yılında hastalık her yerde.
03:59
1945, it's still most places.
64
239160
3000
1945'te hâlâ bir çok yerde rastlanıyor.
04:03
1970, the U.S. and most of Europe have gotten rid of it.
65
243160
3000
1970'te ABD ve Avrupa'nın çoğu hastalıktan kurtuluyor.
04:06
1990, you've gotten most of the northern areas.
66
246160
3000
1990'da kuzeydeki bölgelerin çoğu kurtuluyor.
04:09
And more recently you can see it's just around the equator.
67
249160
4000
Ve yakın tarihte görüyoruz ki, hastalık sadece ekvator civarında.
04:15
And so this leads to the paradox that
68
255160
4000
Bu da bizi şu çelişkiye getiriyor:
04:19
because the disease is only in the poorer countries,
69
259160
2000
hastalık sadece fakir ülkelerde olduğu için,
04:21
it doesn't get much investment.
70
261160
3000
hastalığa yeteri kadar yatırım yapılmıyor.
04:25
For example, there's more money put into baldness drugs
71
265160
4000
Mesela, kellik ilaçları için ayrılan para
04:29
than are put into malaria.
72
269160
2000
sıtmaya ayrılan paradan fazla.
04:32
Now, baldness, it's a terrible thing.
73
272160
3000
Tamam, kellik berbat bir şey.
04:35
(Laughter)
74
275160
3000
(Kahkaha)
04:38
And rich men are afflicted.
75
278160
3000
Ve zengin erkekler sarsılmış durumda.
04:41
And so that's why that priority has been set.
76
281160
5000
İşte bu yüzden kelliğe öncelik verilmiş.
04:47
But, malaria --
77
287160
2000
Fakat, sıtma -- bir yıl içinde bir milyondan
04:49
even the million deaths a year caused by malaria
78
289160
2000
fazla ölüme neden olmasına rağmen insanlar üzerindeki
04:51
greatly understate its impact.
79
291160
2000
güçlü etkisini (kelliğe göre) gerçekte olduğundan az gösteriyor.
04:53
Over 200 million people at any one time are suffering from it.
80
293160
3000
Her geçen saniye 200 milyondan fazla kişi bu hastalıktan ızdırap ve acı çekiyor.
04:56
It means that you can't get the economies in these areas going
81
296160
5000
Bu demek oluyor ki birçok şeyi durdurduğu için,
05:01
because it just holds things back so much.
82
301160
3000
ekonominin bu alana yönelmesini sağlayamıyorsunuz.
05:04
Now, malaria is of course transmitted by mosquitos.
83
304160
4000
Şimdi... Bildiğiniz gibi sıtma, sivrisinekler tarafından taşınıyor.
05:08
I brought some here, just so you could experience this.
84
308160
5000
Sizin de bunu tecrübe edebilmeniz için birkaç sivri sinek getirdim buraya.
05:13
We'll let those roam around the auditorium a little bit.
85
313160
4000
Onlara oditoryumda biraz gezinme izni verelim.
05:17
(Laughter)
86
317160
3000
(Kahkaha)
05:20
There's no reason only poor people should have the experience.
87
320160
3000
Bunu sadece fakir insanlar yaşayacak diye bir şey yok.
05:23
(Laughter) (Applause)
88
323160
7000
(Kahkaha) (Alkış)
05:30
Those mosquitos are not infected.
89
330160
3000
O sivrisinekler hastalıklı değildi.
05:35
So we've come up with a few new things. We've got bed nets.
90
335160
4000
Sonuç olarak birkaç fikir bulduk. Mesela yatak tülleri (cibinlik).
05:39
And bed nets are a great tool.
91
339160
3000
Yatak tülleri muhteşem araçlar.
05:42
What it means is the mother and child stay under the bed net at night,
92
342160
3000
Bu ne demek? Anne ve çocuğu gece cibinliğin altında yatar,
05:45
so the mosquitos that bite late at night can't get at them.
93
345160
5000
sonuç olarak gece dolaşan sivrisinekler onları sokamaz.
05:50
And when you use indoor spraying with DDT
94
350160
5000
Ve bir de ev içinde tülün yanında
05:55
and those nets
95
355160
1000
DDT spreyi de kullanırsanız,
05:56
you can cut deaths by over 50 percent.
96
356160
3000
ölümleri yüzde 50 oranında azaltabilirsiniz.
05:59
And that's happened now in a number of countries.
97
359160
3000
Bu da zaten birçok ülkede gerçekleşen şey.
06:02
It's great to see.
98
362160
2000
Buna şahit olmak muhteşem bir şey.
06:04
But we have to be careful because malaria --
99
364160
3000
Fakat dikkatli olmalıyız çünkü sıtma --
06:07
the parasite evolves and the mosquito evolves.
100
367160
5000
yani parazit gelişiyor ve sivrisinekler de gelişiyor.
06:12
So every tool that we've ever had in the past has eventually become ineffective.
101
372160
4000
Geçmişte kullandığımız her araç, sonunda etkisiz hale geldi.
06:16
And so you end up with two choices.
102
376160
3000
Şu anda da elimizde 2 seçenek var.
06:19
If you go into a country with the right tools and the right way,
103
379160
4000
Ya bir ülkeye doğru araçlar ve yöntemlerle giderek,
06:23
you do it vigorously,
104
383160
3000
hastalıkla sağlıklı bir şekilde savaşırsınız,
06:26
you can actually get a local eradication.
105
386160
3000
ve hatta bölgesel imha sonucu bile elde edebilirsiniz.
06:29
And that's where we saw the malaria map shrinking.
106
389160
2000
İşte bu bölgelerde, sıtmanın etkin olduğu alanları temsil eden haritanın daralmaya başladığını görüyoruz.
06:31
Or, if you go in kind of half-heartedly,
107
391160
3000
Ya da, biraz daha gevşek davranırsanız,
06:34
for a period of time you'll reduce the disease burden,
108
394160
3000
hastalığı azaltma süreniz artıyor,
06:37
but eventually those tools will become ineffective,
109
397160
4000
fakat sonunda araçlarınız etkisiz hale geliyor,
06:41
and the death rate will soar back up again.
110
401160
3000
ölüm oranı gene tırmanmaya başlıyor.
06:44
And the world has gone through this where it paid attention and then didn't pay attention.
111
404160
5000
Dünya bunu yaşadı, önce önem verdi daha sonra vermedi.
06:49
Now we're on the upswing.
112
409160
2000
Şimdi ilerleyişe geçtik.
06:51
Bed net funding is up.
113
411160
3000
Yatak tülleri maddi kaynaklar tarafından destekleniyor.
06:54
There's new drug discovery going on.
114
414160
3000
Yeni ilaç keşifleri yapılıyor.
06:57
Our foundation has backed a vaccine that's going into phase three trial
115
417160
4000
Vakfımız 3. deneme aşamasına gelen ve birkaç ay içinde
07:01
that starts in a couple months.
116
421160
1000
kullanılmaya başlanacak bir aşıyı maddi olarak destekledi.
07:02
And that should save over two thirds of the lives if it's effective.
117
422160
3000
Eğer etkili olursa, tehlikede olan hayatların üçte ikisini kurtarabilir.
07:05
So we're going to have these new tools.
118
425160
3000
Yeni çözümlere sahip olacağız.
07:08
But that alone doesn't give us the road map.
119
428160
3000
Ama bu tek başına bize uygulanabilir bir plan sunmuyor.
07:11
Because the road map to get rid of this disease
120
431160
3000
Çünkü bu hastalıktan kurtulmak için uygulamamız gereken plan
07:14
involves many things.
121
434160
2000
içinde birçok şeyi barındırıyor.
07:16
It involves communicators to keep the funding high,
122
436160
3000
Bu plan, iletişimcilerin maddi kaynakları en üst seviyede tutmasını,
07:19
to keep the visibility high,
123
439160
2000
durumun herkes tarafından iyi bir şekilde anlaşılması için çalışmayı,
07:21
to tell the success stories.
124
441160
2000
başarı hikayelerinin aktarılmasını barındırıyor.
07:23
It involves social scientists,
125
443160
2000
Bu plan, sosyal bilimcilerin bize,
07:25
so we know how to get not just 70 percent of the people to use the bed nets,
126
445160
3000
nasıl insanların %70'i yerine %90'ının yatak tülü kullanmasını sağlayabileceğimizi
07:28
but 90 percent.
127
448160
2000
anlatmalarını içeriyor.
07:30
We need mathematicians to come in and simulate this,
128
450160
3000
Bu olayı modelleyebilmek için matematikçilere ihtiyacımız var...
07:33
to do Monte Carlo things to understand how these tools combine and work together.
129
453160
6000
Monte Carlo (olasılık modelleme yöntemi) gibi yöntemlerle bu araçların nasıl birleştirilebileceğini ve beraber çalışabileceğini anlayabilmek için...
07:39
Of course we need drug companies to give us their expertise.
130
459160
3000
Ve tabii ki de ilaç şirketlerine, uzmanlıklarını bizlerle paylaşmaları için ihtiyacımız var.
07:42
We need rich-world governments to be very generous in providing aid for these things.
131
462160
5000
Bu yardımları sağlayabılmek için zengin devletlerin çok cömert olması gerekir.
07:47
And so as these elements come together,
132
467160
3000
Ve bunların hepsi bir araya geldiği zaman,
07:50
I'm quite optimistic
133
470160
3000
sıtmanın kökünü kurutabileceğimiz konusunda
07:53
that we will be able to eradicate malaria.
134
473160
3000
bayağı iyimser olacağım.
07:57
Now let me turn to a second question,
135
477160
3000
Şimdi de ikinci soruya geçeyim,
08:00
a fairly different question, but I'd say equally important.
136
480160
3000
birincisinden tamamen farklı ama aynı derecede önemli bir soru.
08:04
And this is: How do you make a teacher great?
137
484160
3000
Sorumuz şu: Bir öğretmeni nasıl muhteşem yaparsınız?
08:07
It seems like the kind of question that people would spend a lot of time on,
138
487160
5000
Aslında bu soru birçok insanın üstüne çokca zaman harcamış olup,
08:12
and we'd understand very well.
139
492160
3000
anlayacağı bir soru gibi duruyor.
08:15
And the answer is, really, that we don't.
140
495160
3000
Fakat durum gerçekten de böyle değil.
08:19
Let's start with why this is important.
141
499160
3000
Gelin bu sorunun neden önemli olduğundan başlayalım.
08:22
Well, all of us here, I'll bet, had some great teachers.
142
502160
4000
İddia ediyorum ki, burada bulunan herkesin muhteşem öğretmenleri vardı.
08:26
We all had a wonderful education.
143
506160
3000
Hepimiz muhteşem bir eğitim aldık.
08:29
That's part of the reason we're here today,
144
509160
3000
Bugün burada olmamızın,
08:32
part of the reason we're successful.
145
512160
2000
başarılı olmamızın sebeplerinden biri de bu.
08:34
I can say that, even though I'm a college drop-out.
146
514160
3000
Üniversiteyi yarıda bırakan biri olmama rağmen diyebilirim ki
08:37
I had great teachers.
147
517160
3000
zamanında muhteşem öğretmenlerim olmuştu.
08:40
In fact, in the United States, the teaching system has worked fairly well.
148
520160
5000
Aslında, ABD'de eğitim sistemi oldukça iyi işliyordu.
08:45
There are fairly effective teachers in a narrow set of places.
149
525160
5000
Bazı bölgelerde oldukça yararlı öğretmenler var.
08:50
So the top 20 percent of students have gotten a good education.
150
530160
3000
Öğrencilerin en iyi %20'si iyi eğitim alıyorlar.
08:53
And those top 20 percent have been the best in the world,
151
533160
4000
Ve bu %20'lik kesimi diğer %20'lik kesime göre karşılaştırdığınız zaman,
08:57
if you measure them against the other top 20 percent.
152
537160
3000
dünyanın en iyileri oluyorlar.
09:00
And they've gone on to create the revolutions in software and biotechnology
153
540160
5000
Biyoteknoloji ve yazılımda devrimler yaparak,
09:05
and keep the U.S. at the forefront.
154
545160
3000
ABD'yi en önde tutuyorlar.
09:09
Now, the strength for those top 20 percent
155
549160
3000
Şimdilerde o en iyi %20'lik kesimin gücü
09:12
is starting to fade on a relative basis,
156
552160
3000
göreceli olarak azalmaya başlıyor.
09:15
but even more concerning is the education that the balance of people are getting.
157
555160
6000
Fakat daha endişe verici olan insanların aldığı eğitimdeki dengenin durumu.
09:21
Not only has that been weak. it's getting weaker.
158
561160
5000
Bu denge zayıf olmakla kalmıyor; daha da zayıflıyor.
09:26
And if you look at the economy, it really is only providing opportunities now
159
566160
4000
Ve eğer ekonomiye bakarsanız, şu anda gerçekten de sadece
09:30
to people with a better education.
160
570160
3000
daha iyi eğitime sahip olan insanlara fırsat verildiğini görürsünüz.
09:33
And we have to change this.
161
573160
3000
Ve biz bunu değiştirmek zorundayız.
09:36
We have to change it so that people have equal opportunity.
162
576160
3000
Bunu öyle değiştirmeliyiz ki, insanlar eşit fırsatlara sahip olsunlar.
09:39
We have to change it so that the country is strong
163
579160
3000
Bunu öyle değiştirmeliyiz ki, bir ülke
09:42
and stays at the forefront
164
582160
2000
ileri düzey eğitim sayesinde,
09:44
of things that are driven by advanced education,
165
584160
3000
bilim ve matematik gibi,
09:47
like science and mathematics.
166
587160
2000
güçlü ve lider olsun.
09:49
When I first learned the statistics,
167
589160
3000
İstatistikleri ilk öğrendiğim zaman,
09:52
I was pretty stunned at how bad things are.
168
592160
3000
işlerin ne kadar kötü olduğu karşısında afallamıştım.
09:55
Over 30 percent of kids never finish high school.
169
595160
3000
Çocukların %30'u hiçbir zaman liseyi bitirmiyor.
09:58
And that had been covered up for a long time
170
598160
3000
Bunun üstü uzun bir süredir kapatılıyordu,
10:01
because they always took the dropout rate as the number
171
601160
3000
çünkü hesaplar yapılırken okulu bırakma oranı
10:04
who started in senior year and compared it to the number who finished senior year.
172
604160
5000
son sınıfa başlayanlarla, son sınıfı bitirenleri karşılaştırarak elde ediliyordu.
10:09
Because they weren't tracking where the kids were before that.
173
609160
2000
Çocukların son sınıftan önce ne yaptıkları takip edilmiyordu.
10:11
But most of the dropouts had taken place before that.
174
611160
3000
Fakat okul bırakmaların çoğu bu dönemden önce oluyor.
10:14
They had to raise the stated dropout rate
175
614160
3000
Açıklanan okul bırakma oranını
10:17
as soon as that tracking was done
176
617160
2000
bu takip yapıldıktan sonra
10:19
to over 30 percent.
177
619160
2000
%30'un üzerine çıkarmak zorunda kaldılar.
10:21
For minority kids, it's over 50 percent.
178
621160
3000
Azınlık çocukları için bu oran %50'nin üzerinde.
10:25
And even if you graduate from high school,
179
625160
3000
Liseden mezun olduktan sonra da,
10:28
if you're low-income,
180
628160
3000
düşük gelirli iseniz,
10:31
you have less than a 25 percent chance of ever completing a college degree.
181
631160
4000
üniversite bitirme şansınız %25'ten az.
10:35
If you're low-income in the United States,
182
635160
5000
ABD'de düşük gelirli iseniz,
10:40
you have a higher chance of going to jail
183
640160
4000
hapse gitme ihtimaliniz,
10:44
than you do of getting a four-year degree.
184
644160
2000
4 yıllık üniversite diploması almanızdan yüksek.
10:46
And that doesn't seem entirely fair.
185
646160
3000
Bu da çok adil gibi gözükmüyor.
10:49
So, how do you make education better?
186
649160
3000
Peki, eğitimi nasıl iyileştirirsiniz?
10:52
Now, our foundation, for the last nine years, has invested in this.
187
652160
4000
Bizim vakfımız, son 9 yılda, bu konuya yatırım yaptı.
10:56
There's many people working on it.
188
656160
3000
Bu konu üzerinde çok kişi çalışıyor.
10:59
We've worked on small schools,
189
659160
3000
Küçük okullar üzerinde çalıştık,
11:02
we've funded scholarships,
190
662160
2000
burs verdik,
11:04
we've done things in libraries.
191
664160
2000
kütüphanelere bir şeyler yaptık.
11:06
A lot of these things had a good effect.
192
666160
2000
Tüm bunların güzel etkileri oldu.
11:08
But the more we looked at it, the more we realized that having great teachers
193
668160
3000
Bu konuya eğildikçe anladık ki, en önemli şey
11:11
was the very key thing.
194
671160
3000
muhteşem öğretmenlermiş.
11:14
And we hooked up with some people studying
195
674160
3000
Daha sonra öğretmenler arasındaki farkları inceleyen
11:17
how much variation is there between teachers,
196
677160
3000
birileri ile çalışmaya başladık.
11:20
between, say, the top quartile -- the very best --
197
680160
3000
Mesela en tepedeki dördündeki öğretmenlerle -- yani en iyiler --
11:23
and the bottom quartile.
198
683160
2000
en alt dördündeki öğretmenler arasındaki farkları inceledik.
11:25
How much variation is there within a school or between schools?
199
685160
3000
Okullar arasında ve okul içinde çeşitlilik nasıl?
11:28
And the answer is that these variations are absolutely unbelievable.
200
688160
4000
Cevap ise bu çeşitlilikler gerçekten inanılmaz.
11:33
A top quartile teacher will increase the performance of their class --
201
693160
5000
En tepedeki dördündeki öğretmenler -- test sonuçlarına göre --
11:38
based on test scores --
202
698160
3000
sınıflarının performanslarını bir yılda
11:41
by over 10 percent in a single year.
203
701160
2000
%10'dan fazla iyileştiriyorlar.
11:43
What does that mean?
204
703160
1000
Bu ne demek?
11:44
That means that if the entire U.S., for two years,
205
704160
3000
Bu şu demek, eğer ABD'deki tüm öğrenciler 2 yıl boyunca
11:47
had top quartile teachers,
206
707160
3000
en tepedeki dördünden öğretmenlere sahip olsalardı,
11:50
the entire difference between us and Asia would go away.
207
710160
4000
Asya ile aramızdaki fark tamamen kaybolurdu.
11:54
Within four years we would be blowing everyone in the world away.
208
714160
6000
4 yıl içerisinde dünyadaki herkesi geçerdik.
12:00
So, it's simple. All you need are those top quartile teachers.
209
720160
3000
Yani, bu iş kolay. İhtiyaç duyduğunuz tek şey, en tepedeki dördünden öğretmenler.
12:05
And so you'd say, "Wow, we should reward those people.
210
725160
4000
Ve şunu söylerdiniz, "Vay, biz bu insanları ödüllendirmeliyiz.
12:09
We should retain those people.
211
729160
3000
Biz bu insanları kaçırmamalıyız.
12:12
We should find out what they're doing and transfer that skill to other people."
212
732160
3000
Biz bu insanların ne yaptıklarını öğrenip bu yeteneği başkalarına aktarmalıyız."
12:15
But I can tell you that absolutely is not happening today.
213
735160
5000
Size söyleyebilirim ki, bugün yapılan şey bu değil.
12:20
What are the characteristics of this top quartile?
214
740160
3000
En üst dördündekilerin özellikleri neler?
12:23
What do they look like?
215
743160
2000
Neye benziyorlar?
12:25
You might think these must be very senior teachers.
216
745160
3000
Siz bu öğretmenlerin çok yaşlı olduklarını düşünebilirsiniz.
12:28
And the answer is no.
217
748160
2000
Fakat doğru cevap hayır.
12:30
Once somebody has taught for three years
218
750160
3000
Bir insan 3 yıl boyunca eğitim verdikten sonra,
12:33
their teaching quality does not change thereafter.
219
753160
5000
eğitme kalitesi değişmiyor.
12:38
The variation is very, very small.
220
758160
3000
Değişim çok çok az.
12:41
You might think these are people with master's degrees.
221
761160
5000
Siz bu insanların master yaptıklarını düşünebilirsiniz.
12:46
They've gone back and they've gotten their Master's of Education.
222
766160
3000
Geri dönüp, masterlarını aldıklarını.
12:49
This chart takes four different factors
223
769160
3000
Bu grafik dört faktörün eğitim kalitesini
12:52
and says how much do they explain teaching quality.
224
772160
3000
nasıl etkilediğini gösteriyor.
12:55
That bottom thing, which says there's no effect at all,
225
775160
3000
En alttaki şey, yani hiçbir etkisi olmayan şey,
12:58
is a master's degree.
226
778160
3000
master derecesine tekabül ediyor.
13:02
Now, the way the pay system works is there's two things that are rewarded.
227
782160
4000
Maaş sistemine baktığımızda, iki şey ödüllendiriliyor.
13:06
One is seniority.
228
786160
2000
Birincisi kıdem.
13:08
Because your pay goes up and you vest into your pension.
229
788160
3000
Maaşınız yükseliyor ve emekli oluyorsunuz.
13:11
The second is giving extra money to people who get their master's degree.
230
791160
3000
Diğeri de masterını yapmışlara fazladan para vermek.
13:14
But it in no way is associated with being a better teacher.
231
794160
3000
Fakat bunların daha iyi bir öğretmen olmakla ilgisi yok.
13:17
Teach for America: slight effect.
232
797160
3000
Amerika için eğitin felsefesinin de çok az etkisi var.
13:20
For math teachers majoring in math there's a measurable effect.
233
800160
4000
Matematik öğretmenleri için matematik üzerinde yoğunlaşmanın bir etkisi var.
13:24
But, overwhelmingly, it's your past performance.
234
804160
5000
Fakat, genelde, önemli olan geçmiş performansınız.
13:29
There are some people who are very good at this.
235
809160
3000
Bu konuda çok iyi olan insanlar var.
13:32
And we've done almost nothing
236
812160
3000
Fakat biz bunun ne olduğunu araştırmak,
13:35
to study what that is
237
815160
3000
cazip hale getirmek ve çoğaltmak için,
13:38
and to draw it in and to replicate it,
238
818160
3000
hiçbir şey yapmadık.
13:41
to raise the average capability --
239
821160
3000
Ortalama yeteneği artırmak ve
13:44
or to encourage the people with it to stay in the system.
240
824160
3000
insanları sistemde tutmak adına da.
13:47
You might say, "Do the good teachers stay and the bad teacher's leave?"
241
827160
3000
Şöyle diyebilirsiniz: "İyi öğretmenler kalıyor da, kötü öğretmenler gidiyor mu?"
13:50
The answer is, on average, the slightly better teachers leave the system.
242
830160
3000
Cevap ise ortalama olarak biraz iyi hocalar sistemi terk ediyor.
13:53
And it's a system with very high turnover.
243
833160
3000
Devrilmelerin çok olduğu bir sistem bu.
13:57
Now, there are a few places -- very few -- where great teachers are being made.
244
837160
6000
Şimdilerde iyi öğretmenler oluştuğu çok ama çok az yer var.
14:03
A good example of one is a set of charter schools called KIPP.
245
843160
5000
Buna güzel bir örnek ise KIPP isimli özel okullar.
14:08
KIPP means Knowledge Is Power.
246
848160
3000
KIPP Bilgi Güçtür (Knowledge Is Power) demek.
14:11
It's an unbelievable thing.
247
851160
3000
İnanılmaz bir fikir.
14:14
They have 66 schools -- mostly middle schools, some high schools --
248
854160
3000
66 tane okulları var -- çoğu ortaokul, bazıları ise lise --
14:17
and what goes on is great teaching.
249
857160
4000
ve çok iyi bir eğitim veriyorlar.
14:21
They take the poorest kids,
250
861160
3000
En fakir çocukları alıyorlar,
14:24
and over 96 percent of their high school graduates go to four-year colleges.
251
864160
4000
ve liselerinden mezun olan öğrencilerin yüzde 96'sı 4 yıllık üniversiteleri kazanıyorlar.
14:28
And the whole spirit and attitude in those schools
252
868160
3000
Okuldaki ruh hali ve davranışlar,
14:31
is very different than in the normal public schools.
253
871160
3000
normal devlet okullarından çok farklı.
14:34
They're team teaching. They're constantly improving their teachers.
254
874160
4000
Takım eğitimi veriyorlar. Öğretmenlerini sürekli iyileştiriyorlar.
14:38
They're taking data, the test scores,
255
878160
3000
Test sonuçlarını alıyorlar ve
14:41
and saying to a teacher, "Hey, you caused this amount of increase."
256
881160
3000
öğretmene diyorlar ki, "Bakın, siz şu kadarlık bir artışa vesile oldunuz."
14:44
They're deeply engaged in making teaching better.
257
884160
4000
Öğretmenleri iyileştirmeye derinden bağlılar.
14:48
When you actually go and sit in one of these classrooms,
258
888160
3000
Gidip sınıflarda oturduğunuz zaman,
14:51
at first it's very bizarre.
259
891160
3000
ilk başta garip hissediyorsunuz.
14:54
I sat down and I thought, "What is going on?"
260
894160
3000
Oturdum ve düşündüm, "Neler oluyor?"
14:57
The teacher was running around, and the energy level was high.
261
897160
3000
Öğretmen ortalıklarda dolaşıyordu, enerji seviyesi yüksekti.
15:00
I thought, "I'm in the sports rally or something.
262
900160
3000
"Araba yarışı gibi bir yerdeyim sanırım." diye düşündüm.
15:03
What's going on?"
263
903160
2000
"Neler oluyor?"
15:05
And the teacher was constantly scanning to see which kids weren't paying attention,
264
905160
3000
Öğretmen sürekli öğrencileri izleyip, dersle ilgilenmeyenleri,
15:08
which kids were bored,
265
908160
2000
sıkılanları bulup
15:10
and calling kids rapidly, putting things up on the board.
266
910160
3000
tahtaya bir şeyler yazarak onlara sesleniyordu.
15:13
It was a very dynamic environment,
267
913160
2000
Çok hareketli bir ortamdı,
15:15
because particularly in those middle school years -- fifth through eighth grade --
268
915160
3000
çünkü ortaokul yıllarında -- 5. sınıftan 8. sınıfa kadar --
15:18
keeping people engaged and setting the tone
269
918160
3000
insanları meşgul edip, sınıftaki herkesin dersle ilgilenmesi
15:21
that everybody in the classroom needs to pay attention,
270
921160
3000
gerektiğini vurgulamışlardı.
15:24
nobody gets to make fun of it or have the position of the kid who doesn't want to be there.
271
924160
6000
Kimse bu durumla dalga geçmiyordu ya da oradan gitmek istemiyordu.
15:30
Everybody needs to be involved.
272
930160
2000
Herkes bir şekilde meşgul bu okulda.
15:32
And so KIPP is doing it.
273
932160
2000
KIPP bunu yapıyordu.
15:35
How does that compare to a normal school?
274
935160
3000
KIPP ile normal okullar arasındaki fark ne?
15:38
Well, in a normal school, teachers aren't told how good they are.
275
938160
4000
Normal okullarda öğretmenler ne kadar iyi oldukları hakkında bilgilendirilmiyorlar.
15:42
The data isn't gathered.
276
942160
3000
Veri toplanmıyor.
15:45
In the teacher's contract,
277
945160
2000
Öğretmenin sözleşmesinde,
15:47
it will limit the number of times the principal can come into the classroom --
278
947160
4000
müdürün sınıfa gelme sayısı sınırlı tutulur --
15:51
sometimes to once per year.
279
951160
2000
bazen yılda bir kere.
15:53
And they need advanced notice to do that.
280
953160
3000
Müdürler gelmeden önce de haber veriyorlar.
15:56
So imagine running a factory where you've got these workers,
281
956160
3000
Fabrikada çalışan işçileri düşünün.
15:59
some of them just making crap
282
959160
3000
Bazıları işi eline yüzüne bulaştırıyor
16:02
and the management is told, "Hey, you can only come down here once a year,
283
962160
4000
ve yönetime deniyor ki, "Hey, yanımıza yılda bir gelebilirsiniz
16:06
but you need to let us know, because we might actually fool you,
284
966160
2000
fakat gelmeden bize haber vermelisiniz, çünkü aslında sizi aldatabiliriz
16:08
and try and do a good job in that one brief moment."
285
968160
4000
ve o kısa anda iyi çalışacağız."
16:12
Even a teacher who wants to improve doesn't have the tools to do it.
286
972160
5000
Kendini geliştirmek isteyen bir öğretmen bile bunu yapabilmek için gerekli araçlara sahip değil.
16:17
They don't have the test scores,
287
977160
2000
Test sonuçlarına ulaşamıyorlar,
16:19
and there's a whole thing of trying to block the data.
288
979160
3000
verilere yasak konuyor.
16:22
For example, New York passed a law
289
982160
3000
Mesela, New York'ta öğretmenin iyileşme verilerini
16:25
that said that the teacher improvement data could not be made available and used
290
985160
5000
paylaşmayı ve bu verinin öğretmenlerin görevi ile ilgili kararlarda
16:30
in the tenure decision for the teachers.
291
990160
3000
kullanmayı yasaklayan bir kanun kabul edildi.
16:34
And so that's sort of working in the opposite direction.
292
994160
3000
Bu aslında zıt yönde bir çalışma.
16:37
But I'm optimistic about this,
293
997160
2000
Ama ben bu konuda iyimserim,
16:39
I think there are some clear things we can do.
294
999160
4000
ve bu konuda yapabileceğimiz belirli şeyler var.
16:43
First of all, there's a lot more testing going on,
295
1003160
4000
İlk önce, bir sürü test yapılıyor
16:47
and that's given us the picture of where we are.
296
1007160
3000
ve bu bize nerede olduğumuzu gösteriyor.
16:50
And that allows us to understand who's doing it well,
297
1010160
4000
İyi öğretmenleri fark edip,
16:54
and call them out, and find out what those techniques are.
298
1014160
3000
onlardan kullandıkları teknikleri öğrenme şansı veriyor.
16:57
Of course, digital video is cheap now.
299
1017160
3000
Tabi ki, dijital video şimdi ucuz.
17:00
Putting a few cameras in the classroom
300
1020160
2000
Sınıfa birkaç kamera koyup,
17:02
and saying that things are being recorded on an ongoing basis
301
1022160
6000
derslerde olup biteni kaydetmek,
17:08
is very practical in all public schools.
302
1028160
2000
her devlet okulu için çok pratik bir şey.
17:10
And so every few weeks teachers could sit down
303
1030160
3000
Böylece bir öğretmenin birkaç haftada bir oturup videoları izledikten sonra
17:13
and say, "OK, here's a little clip of something I thought I did well.
304
1033160
3000
"Bunu, iyi yaptığımı düşünüyordum.
17:16
Here's a little clip of something I think I did poorly.
305
1036160
3000
Bunu ise çok kötü yapmışım. Çocuklar yaramazlık yaptığı zaman,
17:19
Advise me -- when this kid acted up, how should I have dealt with that?"
306
1039160
3000
"Ne yapmalıyım? Tavsiyelerde bulunun" deme şansı olur.
17:22
And they could all sit and work together on those problems.
307
1042160
4000
Tüm öğretmenler hep beraber bu problemler üzerinde kafa yorabilir.
17:26
You can take the very best teachers and kind of annotate it,
308
1046160
4000
En iyi öğretmenler çıkıp konuşabilir, böylece herkes
17:30
have it so everyone sees who is the very best at teaching this stuff.
309
1050160
4000
her konuda en iyi eğitim nasıl verilir öğrenmiş olur.
17:34
You can take those great courses and make them available
310
1054160
2000
Bu iyi derslere öğrencilerin de ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
17:36
so that a kid could go out and watch the physics course, learn from that.
311
1056160
5000
Bir öğrenci gidip fizik dersini izleyip, konuyu o şekilde öğrenir.
17:41
If you have a kid who's behind,
312
1061160
2000
Konuda geri kalmış bir çocuk varsa,
17:43
you would know you could assign them that video to watch and review the concept.
313
1063160
4000
o çocuğa yardımcı olabilecek videoyu izletebilirsiniz.
17:47
And in fact, these free courses could not only be available just on the Internet,
314
1067160
4000
Aslında bu dersler internet kanalı dışında,
17:51
but you could make it so that DVDs were always available,
315
1071160
4000
DVD'lerle de çoğaltılabilir.
17:55
and so anybody who has access to a DVD player can have the very best teachers.
316
1075160
7000
Böylece DVD oynatıcısı olan herkes, en iyi öğretmenlere sahip olmuş olur.
18:02
And so by thinking of this as a personnel system,
317
1082160
5000
Bunu bir personel sistemi olarak düşünürsek,
18:07
we can do it much better.
318
1087160
2000
daha da iyileşmeye müsait olduğunu anlarız.
18:09
Now there's a book actually, about KIPP --
319
1089160
2000
Bu olayların geçtiği
18:11
the place that this is going on --
320
1091160
2000
KIPP ile ilgili gazeteci-yazar Jay Matthews'ın
18:13
that Jay Matthews, a news reporter, wrote -- called, "Work Hard, Be Nice."
321
1093160
5000
"Çok Çalış, Sevecen Ol." başlıklı bir kitabı var.
18:18
And I thought it was so fantastic.
322
1098160
2000
Çok şahane olduğunu düşünüyorum.
18:20
It gave you a sense of what a good teacher does.
323
1100160
4000
İyi bir öğretmenin nasıl olduğunu anlamanızı sağlıyor.
18:24
I'm going to send everyone here a free copy of this book.
324
1104160
3000
Buradaki herkese bu kitabı hediye edeceğim.
18:27
(Applause)
325
1107160
5000
(Alkış)
18:32
Now, we put a lot of money into education,
326
1112160
3000
Eğitime çok para harcıyoruz,
18:35
and I really think that education is the most important thing to get right
327
1115160
6000
ve bence eğitim bir ülkenin sahip olması gereken güçlü geleceği için,
18:41
for the country to have as strong a future as it should have.
328
1121160
5000
düzgün yapılması gereken en önemli mesele.
18:46
In fact we have in the stimulus bill -- it's interesting --
329
1126160
2000
Aslında destek paketinin Meclis sürümünde -- ilginçtir --
18:48
the House version actually had money in it for these data systems,
330
1128160
3000
bu bahsettiğim veri sistemleri için bir para ayrılmıştıı ama
18:51
and it was taken out in the Senate
331
1131160
2000
Senato tarafından çıkarıldı.
18:53
because there are people who are threatened by these things.
332
1133160
3000
Sebebi ise bu sistemlerle tehdit edilen insanların olması.
18:56
But I -- I'm optimistic.
333
1136160
2000
Fakat ben -- ben iyimserim.
18:58
I think people are beginning to recognize how important this is,
334
1138160
4000
Bence insanlar önemini anlamaya başladılar,
19:02
and it really can make a difference for millions of lives, if we get it right.
335
1142160
7000
Doğru yaparsak, milyonların hayatında farklılık yapabiliriz.
19:09
I only had time to frame those two problems.
336
1149160
3000
Benim sadece bu iki problemden bahsetmeye vaktim vardı.
19:12
There's a lot more problems like that --
337
1152160
2000
Fakat bunların dışında birçok problem var --
19:14
AIDS, pneumonia -- I can just see you're getting excited,
338
1154160
4000
AIDS, zatürre -- buradan sadece isimleri söylememle
19:18
just at the very name of these things.
339
1158160
3000
ne kadar heyecanlandığınızı görebiliyorum.
19:21
And the skill sets required to tackle these things are very broad.
340
1161160
5000
Bu problemlerle başedilmek için gerekli yetenekler de çok fazla.
19:26
You know, the system doesn't naturally make it happen.
341
1166160
3000
Sistem, bunun kendiliğinden olmasına izin vermiyor.
19:29
Governments don't naturally pick these things in the right way.
342
1169160
5000
Devletler genelde bu meseleleri doğru anlamıyor.
19:34
The private sector doesn't naturally put its resources into these things.
343
1174160
4000
Özel sektör kendiliğinden bu konulara kaynak ayırmıyor.
19:38
So it's going to take brilliant people like you
344
1178160
3000
Bu problemleri sizin gibi parlak zekâlı insanlar
19:41
to study these things, get other people involved --
345
1181160
3000
inceleyecek ve başka insanların da incelemesini sağlayacak --
19:44
and you're helping to come up with solutions.
346
1184160
3000
böylece çözüm bulmaya yardımcı olacak.
19:47
And with that, I think there's some great things that will come out of it.
347
1187160
3000
Bence bu oluşumlardan çok güzel şeyler ortaya çıkacak.
19:50
Thank you.
348
1190160
2000
Teşekkürler.
19:52
(Applause)
349
1192160
18000
(Alkış)

Original video on YouTube.com
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7