How Too Many Rules at Work Keep You from Getting Things Done | Yves Morieux | TED Talks

333,452 views ・ 2015-09-21

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: yavuzhan etlibaş
00:12
Paul Krugman, the Nobel Prize [winner] in economics, once wrote:
0
12972
5933
Ekonomi Nobel Ödülü'nü kazanan Paul Krugman bir zamanlar şöyle yazmıştı:
00:18
"Productivity is not everything, but in the long run,
1
18929
5396
"Verimlilik her şey değil, ama uzun vadede
00:24
it is almost everything."
2
24349
2174
neredeyse her şey."
00:28
So this is serious.
3
28062
1406
Yani bu ciddi bir şey.
00:30
There are not that many things on earth that are "almost everything."
4
30214
4804
Dünyada "neredeyse her şey" olan çok fazla şey yok.
00:36
Productivity is the principal driver of the prosperity of a society.
5
36138
6773
Verimlilik, bir toplumun refahı için ana güdü.
00:43
So we have a problem.
6
43560
1555
Yani sorunumuz var.
00:45
In the largest European economies,
7
45837
2769
Avrupa'nın en büyük ekonomilerinde,
00:48
productivity used to grow five percent per annum
8
48630
3150
50'lerde, 60'larda, 70'lerin başlarında verimlilik
00:51
in the '50s, '60s, early '70s.
9
51804
3115
yılda yüzde beş oranında artış gösterirdi.
00:54
From '73 to '83: three percent per annum.
10
54943
4028
73'ten 83'e: Yılda yüzde üç.
00:58
From '83 to '95: two percent per annum.
11
58995
3289
83'ten 95'e: Yılda yüzde iki.
01:02
Since 1995: less than one percent per annum.
12
62308
4710
1995'ten beri: Yılda yüzde birden az.
01:07
The same profile in Japan.
13
67042
2444
Japonya'da da aynı görüntü.
01:10
The same profile in the US,
14
70115
2870
ABD'de de aynı görüntü,
01:13
despite a momentary rebound 15 years ago,
15
73009
5333
15 yıl önce olan bir anlık sıçramaya rağmen
01:18
and despite all the technological innovations
16
78366
3364
ve çevremizdeki bütün teknolojik yeniliklere
01:21
around us: the Internet, the information,
17
81754
2579
rağmen: İnternet, bilgi,
01:24
the new information and communication technologies.
18
84357
3221
yeni bilgi ve iletişim teknolojileri.
01:28
When productivity grows three percent per annum,
19
88155
4579
Verimlilik yılda yüzde üç artınca,
01:32
you double the standard of living every generation.
20
92758
3642
her jenerasyonda hayat standartlarını iki katına çıkarıyorsunuz.
01:37
Every generation is twice as well-off as its parents'.
21
97169
5009
Her jenerasyon ebeveynlerinden iki kat kadar daha iyi durumda.
01:42
When it grows one percent per annum,
22
102686
3326
Yılda yüzde bir oranında artınca,
01:46
it takes three generations to double the standard of living.
23
106036
3627
yaşama standartlarını iki katına çıkarmak üç jenerasyon alıyor.
01:49
And in this process, many people will be less well-off than their parents.
24
109687
5794
Bu süreçte, birçok kişi ebeveynlerinden daha az varlıklı olacak.
01:55
They will have less of everything:
25
115505
2514
Her şeyin daha azına sahip olacaklar:
01:58
smaller roofs, or perhaps no roof at all,
26
118043
3491
Daha küçük evler veya belki de ev bile yok,
02:02
less access to education, to vitamins, to antibiotics, to vaccination --
27
122645
6399
eğitime, vitaminlere, antibiyotiklere, aşıya daha az erişim --
02:09
to everything.
28
129068
1275
her şeye.
02:11
Think of all the problems that we're facing at the moment.
29
131502
5861
Şu an karşı karşıya olduğumuz bütün sorunları düşünün.
02:18
All.
30
138347
1162
Hepsini.
02:20
Chances are that they are rooted in the productivity crisis.
31
140692
4439
Bunların verimlilik krizinden kaynaklanma olasılığı var.
02:27
Why this crisis?
32
147226
1681
Bu kriz niye var?
02:30
Because the basic tenets about efficiency --
33
150438
5475
Çünkü verimlilik hakkındaki temel öğretiler --
02:35
effectiveness in organizations, in management --
34
155937
4811
örgütlerdeki, yönetimdeki etkililik --
02:40
have become counterproductive for human efforts.
35
160772
4251
insanların çabalarına zarar verir hâle geldi.
02:45
Everywhere in public services -- in companies, in the way we work,
36
165539
4166
Kamu hizmetlerinde her yerde -- şirketlerde, çalışma şeklimiz,
02:49
the way we innovate, invest -- try to learn to work better.
37
169729
4336
yenilik, yatırım yapma şeklimiz -- daha iyi çalışılmaya gayret ediliyor.
02:54
Take the holy trinity of efficiency:
38
174954
4486
Verimliliğin kutsal üçlemesini ele alalım:
03:00
clarity, measurement, accountability.
39
180805
5912
Açıklık, ölçme, mesuliyet.
03:07
They make human efforts derail.
40
187870
2597
İnsani çabaları raydan çıkarıyor.
03:11
There are two ways to look at it, to prove it.
41
191650
4072
Bunu incelemenin, bunu ispatlamanın iki yolu var:
03:15
One, the one I prefer,
42
195746
2666
Biri, benim tercih ettiğim,
03:18
is rigorous, elegant, nice -- math.
43
198436
5545
özenli, zarif, hoş -- matematik.
03:24
But the full math version takes a little while,
44
204593
3263
Ancak tam matematik versiyonu biraz zaman alıyor,
03:27
so there is another one.
45
207880
1795
bu yüzden bir diğeri var.
03:29
It is to look at a relay race.
46
209699
2466
O da bayrak yarışına bakmak.
03:32
This is what we will do today.
47
212697
1668
Bugün yapacağımız şey bu.
03:34
It's a bit more animated, more visual and also faster -- it's a race.
48
214389
6350
Biraz daha canlı, daha görsel ve de daha hızlı -- bir yarış.
03:41
Hopefully, it's faster.
49
221572
1294
Umarım daha hızlı.
03:42
(Laughter)
50
222890
1364
(Gülüşmeler)
03:44
World championship final -- women.
51
224278
4958
Dünya şampiyonası finali -- kadınlar.
03:49
Eight teams in the final.
52
229260
2111
Finalde sekiz takım var.
03:51
The fastest team is the US team.
53
231395
2805
En hızlı takım, ABD ekibi.
03:55
They have the fastest women on earth.
54
235129
2667
Dünyadaki en hızlı kadınlara sahipler.
03:58
They are the favorite team to win.
55
238153
2775
Kazanacağına inanılan en gözde ekip.
04:00
Notably, if you compare them to an average team,
56
240952
4190
Gerçekten de onları ortalama bir takımla karşılaştırırsanız,
04:05
say, the French team,
57
245166
1374
diyelim ki Fransız takımıyla,
04:06
(Laughter)
58
246564
1587
(Gülüşmeler)
04:08
based on their best performances in the 100-meter race,
59
248175
5195
100 metre yarışındaki en iyi performanslarını baz alarak,
04:13
if you add the individual times of the US runners,
60
253394
5769
ABD'li koşucuların bireysel zamanlarını topladığınızda
04:19
they arrive at the finish line 3.2 meters ahead of the French team.
61
259187
6912
bitiş çizgisine Fransız takımının 3,2 metre önünde varıyorlar.
04:26
And this year, the US team is in great shape.
62
266438
3024
Bu yıl ABD takımı harika bir durumda.
04:30
Based on their best performance this year,
63
270034
2386
Bu yılki en iyi performanslarına dayanarak
04:32
they arrive 6.4 meters ahead of the French team,
64
272444
4905
Fransız takımının 6,4 metre önünde varıyorlar,
04:37
based on the data.
65
277373
1365
veriye dayanarak.
04:39
We are going to look at the race.
66
279274
1579
Yarışa bakacağız.
04:40
At some point you will see, towards the end,
67
280877
2423
Sona doğru bir noktada, göreceksiniz ki
04:43
that Torri Edwards, the fourth US runner, is ahead.
68
283324
6306
dördüncü ABD'li koşucu Torri Edwards önde.
04:49
Not surprising -- this year she got the gold medal in the 100-meter race.
69
289654
6489
Şaşırtıcı değil -- bu yıl 100 metre koşusunda altın madalya kazandı.
04:56
And by the way, Chryste Gaines, the second runner in the US team,
70
296167
4942
Bu arada, ABD ekibindeki ikinci koşucu Chryste Gaines
05:01
is the fastest woman on earth.
71
301133
2637
dünyadaki en hızlı kadın.
05:03
So, there are 3.5 billion women on earth.
72
303794
5153
Bu arada dünyada 3,5 milyar kadın var.
05:09
Where are the two fastest? On the US team.
73
309890
3173
En hızlı iki tanesi nerede? ABD ekibinde.
05:13
And the two other runners on the US team are not bad, either.
74
313087
3273
Bu arada ABD takımındaki diğer iki koşucu da kötü değiller.
05:16
(Laughter)
75
316384
1716
(Gülüşmeler)
05:18
So clearly, the US team has won the war for talent.
76
318124
4671
Yani ABD ekibi bariz olarak yetenek savaşını kazandı.
05:24
But behind, the average team is trying to catch up.
77
324391
3981
Ancak arkada ortalama ekip onları yakalamaya çalışıyor.
05:28
Let's watch the race.
78
328396
1349
Hadi yarışı seyredelim.
05:30
(Video: French sportscasters narrate race)
79
330300
5025
(Video: Fransız spor spikeri yarışı anlatıyor)
06:18
(Video: Race narration ends)
80
378886
2000
(Video: Yarışın anlatımı bitiyor)
06:22
Yves Morieux: So what happened?
81
382112
1495
Yves Morieux: Evet ne oldu?
06:23
The fastest team did not win; the slower one did.
82
383631
4411
En hızlı ekip kazanmadı, en yavaş olan kazandı.
06:28
By the way, I hope you appreciate
83
388809
1937
Bu arada, umarım Fransız ekibinin
06:30
the deep historical research I did to make the French look good.
84
390770
5926
iyi görünmesi için yaptığım derin tarihî araştırmayı beğenirsiniz.
06:36
(Laughter)
85
396720
2295
(Gülüşmeler)
06:41
But let's not exaggerate -- it's not archeology, either.
86
401485
4419
Ancak abartmayalım -- bir arkeoloji de değil.
06:45
(Laughter)
87
405928
1981
(Gülüşmeler)
06:47
But why?
88
407933
1166
Ancak neden?
06:49
Because of cooperation.
89
409123
1540
İş birliği yüzünden.
06:50
When you hear this sentence:
90
410687
1834
Bu cümleyi duyduğunuzda:
06:52
"Thanks to cooperation, the whole is worth more than the sum of the parts."
91
412545
4401
"İş birliği sayesinde bütün, parçaların toplamından daha değerli."
06:57
This is not poetry; this is not philosophy.
92
417707
3315
Bu bir şiir değil; bu bir felsefe değil.
07:01
This is math.
93
421046
1515
Bu bir matematik.
07:03
Those who carry the baton are slower,
94
423196
3280
Sopayı taşıyanlar daha yavaş;
07:06
but their baton is faster.
95
426500
1697
ama sopaları daha hızlı.
07:08
Miracle of cooperation:
96
428848
1635
İş birliğinin mucizesi:
07:11
it multiplies energy, intelligence in human efforts.
97
431057
5280
Enerjiyi, insana özgü çabalarda zekâyı artırır.
07:16
It is the essence of human efforts:
98
436361
2975
İnsani çabaların esasıdır:
07:19
how we work together, how each effort contributes to the efforts of others.
99
439360
5816
Birlikte nasıl çalıştığımız, her çabanın başkalarının çabasına nasıl katkı yaptığı.
07:26
With cooperation, we can do more with less.
100
446017
3248
İş birliği ile daha azla daha fazla şey yapabiliriz.
07:29
Now, what happens to cooperation when the holy grail --
101
449788
5548
Peki iş birliğine ne olur, kutsal kâse --
07:35
the holy trinity, even --
102
455360
2438
hatta kutsal üçleme --
07:37
of clarity, measurement, accountability --
103
457822
6221
açıklık, ölçme, mesuliyet --
07:44
appears?
104
464067
1169
ortaya çıktığında?
07:46
Clarity.
105
466952
1152
Açıklık.
07:48
Management reports are full of complaints about the lack of clarity.
106
468128
4581
Yönetim raporları, açıklığın olmadığına dair şikayetlerle dolu.
07:53
Compliance audits, consultants' diagnostics.
107
473424
3717
Uygunluk denetimleri, danışmanların teşhisleri.
07:58
We need more clarity, we need to clarify the roles, the processes.
108
478490
4532
Daha fazla açıklığa ihtiyacımız var, rolleri, süreçleri açıklığa kavuşturmamız lazım.
08:04
It is as though the runners on the team were saying,
109
484092
4016
Bu durum ekipteki koşucuların sanki şöyle demesi gibi,
08:08
"Let's be clear -- where does my role really start and end?
110
488132
5948
"Hadi açık olalım -- benim rolüm aslında nerede başlayıp nerede bitiyor?
08:14
Am I supposed to run for 95 meters, 96, 97...?"
111
494938
4832
95 metre mi, 96 mı, yoksa 97 mi koşmam gerekiyor?"
08:19
It's important, let's be clear.
112
499794
1790
Bu önemli, hadi açık olalım.
08:22
If you say 97, after 97 meters,
113
502885
3006
Eğer 97 derseniz, 97 metre sonra,
08:25
people will drop the baton, whether there is someone to take it or not.
114
505915
3532
insanlar alacak biri olsun olmasın sopayı bırakırlar.
08:31
Accountability.
115
511145
1222
Mesuliyet.
08:33
We are constantly trying to put accountability
116
513084
3450
Durmadan birilerinin ellerine
08:36
in someone's hands.
117
516558
1573
mesuliyet vermeye çalışıyoruz.
08:38
Who is accountable for this process?
118
518559
2573
Bu süreç için mesuliyet kimde?
08:41
We need somebody accountable for this process.
119
521156
3121
Bu süreç için sorumlu birine ihtiyacımız var.
08:44
So in the relay race, since passing the baton is so important,
120
524634
4461
O zaman bayrak yarışında, sopayı vermek önemli olduğu için,
08:49
then we need somebody clearly accountable for passing the baton.
121
529119
3747
açıkça sopayı verme sorumluluğunu alacak birine ihtiyacımız var.
08:53
So between each runner,
122
533786
2179
Böylece her koşucu arasında,
08:55
now we will have a new dedicated athlete,
123
535989
4724
artık kendini işe adamış, yeni bir atletimiz olacak,
09:00
clearly dedicated to taking the baton from one runner,
124
540737
4545
açıkça bir koşucudan sopayı alarak bir sonraki koşucuya verme
09:05
and passing it to the next runner.
125
545306
2296
işine kendini adamış.
09:08
And we will have at least two like that.
126
548284
2509
Bunun gibi en azından iki tane olacak.
09:12
Well, will we, in that case, win the race?
127
552381
6460
Bu durumda yarışı kazanacak mıyız?
09:19
That I don't know, but for sure,
128
559903
2001
Bunu bilmiyorum, ancak emin olduğum şey,
09:21
we would have a clear interface,
129
561928
3270
açık bir arayüzümüz,
09:25
a clear line of accountability.
130
565222
2644
açık bir sorumluluk sıramız olacak.
09:27
We will know who to blame.
131
567890
1928
Kimi suçlayacağımızı bileceğiz.
09:30
But we'll never win the race.
132
570834
2241
Ama hiçbir zaman yarışı kazanamayacağız.
09:33
If you think about it, we pay more attention
133
573099
4987
Bir düşünün, başarısız olduğumuzda
09:38
to knowing who to blame in case we fail,
134
578110
4155
kimi suçlayacağımıza, başarılı olmak için gerekli koşulları
09:42
than to creating the conditions to succeed.
135
582289
3721
yaratmaktan daha fazla dikkat ediyoruz.
09:47
All the human intelligence put in organization design --
136
587384
3363
Örgüt tasarımı için harcanan tüm insan zekâsında --
09:50
urban structures, processing systems --
137
590771
2785
şehir yapıları, işleme sistemleri --
09:53
what is the real goal?
138
593580
1624
gerçek amaç ne?
09:56
To have somebody guilty in case they fail.
139
596347
2930
Başarısız oldukları takdirde birini suçlamak.
10:00
We are creating organizations able to fail,
140
600499
4887
Başarısız olacak örgütler yaratıyoruz,
10:05
but in a compliant way,
141
605410
2977
ancak uygun biçimde,
10:08
with somebody clearly accountable when we fail.
142
608411
3442
başarısız olduğumuz takdirde açıkça sorumlu olacak birinin olduğu.
10:11
And we are quite effective at that -- failing.
143
611877
3824
Bunda da oldukça etkiliyiz, başarısız olmada.
10:16
Measurement.
144
616892
1161
Ölçme.
10:18
What gets measured gets done.
145
618674
1428
Ölçülen şey, yapılır.
10:20
Look, to pass the baton, you have to do it at the right time,
146
620126
4391
Bakın, sopayı geçirmek için doğru zamanda,
10:24
in the right hand, at the right speed.
147
624541
2475
doğru elle, doğru hızda yapmak zorundasınız.
10:27
But to do that, you have to put energy in your arm.
148
627457
2559
Ancak bunu yapmak için kolunuzda enerji olması lazım.
10:30
This energy that is in your arm will not be in your legs.
149
630040
2991
Kolunuzda olan enerji bacağınızda olmayacak.
10:33
It will come at the expense of your measurable speed.
150
633491
2979
Ölçülebilen hızınızdan feragat edeceksiniz.
10:37
You have to shout early enough to the next runner
151
637367
3453
Sopayı verirken, bir sonraki koşucuya geldiğinizi
10:40
when you will pass the baton, to signal that you are arriving,
152
640844
3311
haber vermek için yeterince erken bağırmalısınız,
10:44
so that the next runner can prepare, can anticipate.
153
644179
3205
böylece bir sonraki koşucu hazırlanabilir, tahmin yürütebilir.
10:47
And you have to shout loud.
154
647408
2163
Yüksek sesle bağırmalısınız.
10:50
But the blood, the energy that will be in your throat
155
650182
3973
Ancak boğazınızda olan kan, enerji
10:54
will not be in your legs.
156
654179
1400
bacaklarınızda olmayacak.
10:55
Because you know, there are eight people shouting at the same time.
157
655603
3756
Çünkü biliyorsunuz ki sizinle aynı zamanda bağıran sekiz kişi var.
10:59
So you have to recognize the voice of your colleague.
158
659383
2639
Bu yüzden kendi ekip arkadaşınızın sesini tanımanız lazım.
11:02
You cannot say, "Is it you?"
159
662372
1753
"Sen misin?" diyemezsiniz.
11:04
Too late!
160
664570
1154
Çok geç!
11:05
(Laughter)
161
665748
1206
(Gülüşmeler)
11:06
Now, let's look at the race in slow motion,
162
666978
4976
Şimdi yarışa yavaş çekimde bakalım
11:11
and concentrate on the third runner.
163
671978
2548
ve üçüncü koşucuya dikkat edelim.
11:14
Look at where she allocates her efforts,
164
674550
4423
Çabalarını, enerjisini, dikkatini
11:18
her energy, her attention.
165
678997
2707
nereye odakladığına bakın.
11:22
Not all in her legs -- that would be great for her own speed --
166
682878
3144
Hepsini bacaklarına değil -- kendi hızı için bu harika olurdu --
11:26
but in also in her throat, arm, eye, brain.
167
686046
3490
boğazına, koluna, gözüne, beynine de.
11:29
That makes a difference in whose legs?
168
689560
2346
Bu kimin bacaklarında fark yaratıyor?
11:32
In the legs of the next runner.
169
692314
2112
Bir sonraki koşucunun bacaklarında.
11:34
But when the next runner runs super-fast,
170
694728
2834
Ancak bir sonraki koşucu çok hızlı koştuğunda,
11:37
is it because she made a super effort,
171
697586
2128
bu olağanüstü bir çaba gösterdiği için mi,
11:39
or because of the way the third runner passed the baton?
172
699738
3237
yoksa üçüncü koşucunun sopayı verme şekli yüzünden mi?
11:43
There is no metric on earth that will give us the answer.
173
703403
3855
Dünyada bize bunun cevabını verebilecek bir ölçüt yok.
11:48
And if we reward people on the basis of their measurable performance,
174
708310
4511
Eğer insanları ölçülebilen performansına bağlı olarak ödüllendirirsek,
11:52
they will put their energy, their attention, their blood
175
712845
3054
enerjilerini, dikkatlerini, kanlarını
11:55
in what can get measured -- in their legs.
176
715923
2023
ölçülebilen şeye koyarlar -- bacaklarına.
11:58
And the baton will fall and slow down.
177
718581
2246
Sopa ise düşecek ve yavaşlayacak.
12:01
To cooperate is not a super effort,
178
721534
2572
İş birliği yapmak olağanüstü bir çaba değil,
12:04
it is how you allocate your effort.
179
724130
2023
çabanızı nasıl paylaştırdığınızdır.
12:07
It is to take a risk,
180
727280
1840
Risk almaktır,
12:09
because you sacrifice the ultimate protection
181
729144
4230
çünkü objektif olarak ölçülebilen bireysel performansın sağladığı
12:13
granted by objectively measurable individual performance.
182
733398
5427
en yüksek korumadan fedakârlık ediyorsunuz.
12:20
It is to make a super difference in the performance of others,
183
740516
3877
Bu kıyaslanmakta olduğumuz diğer kişilerin performansında büyük bir
12:24
with whom we are compared.
184
744417
1690
fark yaratmak için yapılıyor.
12:26
It takes being stupid to cooperate, then.
185
746757
2334
O zaman iş birliği yapmak için aptal olmak gerekiyor.
12:29
And people are not stupid; they don't cooperate.
186
749551
2730
İnsanlar aptal değil; iş birliği yapmıyorlar.
12:32
You know, clarity, accountability, measurement were OK
187
752738
5140
Bilirsiniz, dünya daha basitken,
12:37
when the world was simpler.
188
757902
2416
açıklık, mesuliyet ve ölçme sorun değildi.
12:40
But business has become much more complex.
189
760929
3024
Ancak işler daha karmaşık hâle geldi.
12:43
With my teams, we have measured
190
763977
2031
Ekiplerimle, iş yerindeki karmaşıklığın
12:46
the evolution of complexity in business.
191
766032
3024
evrimini ölçtük.
12:49
It is much more demanding today to attract and retain customers,
192
769080
5603
Bugün müşterileri çekmek ve korumak, küresel ölçekte avantaj sağlamak,
12:54
to build advantage on a global scale,
193
774707
3311
değer yaratmak
12:58
to create value.
194
778042
1459
daha zahmetli.
13:00
And the more business gets complex,
195
780691
2757
İşler daha karmaşık hâle geldikçe,
13:03
the more, in the name of clarity, accountability, measurement
196
783472
5301
açıklık, mesuliyet, ölçme adına
13:08
we multiply structures, processes, systems.
197
788797
3664
yapıları, süreçleri, sistemleri daha da çoğaltıyoruz.
13:13
You know, this drive for clarity and accountability triggers
198
793083
4809
Biliyorsunuz, bu açıklık ve mesuliyet güdüsü,
13:17
a counterproductive multiplication of interfaces, middle offices,
199
797916
5355
amaca zarar veren, insanları ve kaynakları mobilize etmekle kalmayıp,
13:23
coordinators that do not only mobilize people and resources,
200
803295
5037
aynı zamanda engeller ekleyen arayüzlerin, ara ofislerin,
13:28
but that also add obstacles.
201
808356
2309
koordinatörlerin çoğalmasına sebep oluyor.
13:31
And the more complicated the organization,
202
811276
4570
Örgüt daha karmaşık hâle geldikçe,
13:35
the more difficult it is to understand what is really happening.
203
815870
3653
gerçekten neler olduğunu anlamak daha da zorlaşıyor.
13:39
So we need summaries, proxies, reports,
204
819547
5420
Bu yüzden özetlere, yetkilere, raporlara,
13:44
key performance indicators, metrics.
205
824991
3300
anahtar performans göstergelerine, metriklere ihtiyacımız var.
13:48
So people put their energy in what can get measured,
206
828315
4712
Böylece insanlar enerjilerini iş birliği pahasına, ölçülebilecek
13:53
at the expense of cooperation.
207
833051
2095
olana veriyorlar.
13:55
And as performance deteriorates,
208
835170
2532
Performans bozuldukça,
13:57
we add even more structure, process, systems.
209
837726
3129
daha da fazla yapı, süreç, sistem ekliyoruz.
14:00
People spend their time in meetings,
210
840879
2832
İnsanlar zamanlarını toplantılarda, yapmak, bozmak
14:03
writing reports they have to do, undo and redo.
211
843735
4126
ve tekrar yapmak zorunda oldukları raporları yazmak için harcıyorlar.
14:08
Based on our analysis, teams in these organizations
212
848289
3422
Analizlerimize göre, bu örgütlerdeki ekipler
14:11
spend between 40 and 80 percent of their time wasting their time,
213
851735
6171
zamanlarının yüzde 40 ila 80'ini boşa harcayarak geçiriyor;
14:17
but working harder and harder, longer and longer,
214
857930
3993
ama gittikçe daha fazla, daha uzun süre,
14:21
on less and less value-adding activities.
215
861947
2943
daha az değer katan faaliyetlerde çalışıyorlar.
14:26
This is what is killing productivity,
216
866242
2310
İşte bu durum verimliliği öldüren,
14:28
what makes people suffer at work.
217
868576
2198
insanların iş yerinde acı çekmesine neden olan şey.
14:31
Our organizations are wasting human intelligence.
218
871226
4537
Örgütlerimiz insan zekâsını boşa harcıyorlar.
14:35
They have turned against human efforts.
219
875787
3648
İnsana özgü çabalara karşı çıkmaktalar.
14:40
When people don't cooperate,
220
880673
2890
İnsanlar iş birliği yapmadığı zaman,
14:43
don't blame their mindsets, their mentalities, their personality --
221
883587
4395
onların kafa yapılarını, mentalitelerini, kişiliklerini suçlamayın --
14:48
look at the work situations.
222
888006
2151
işteki koşullara bakın.
14:51
Is it really in their personal interest to cooperate or not,
223
891125
4249
İş birliği yapmak kişisel çıkarlarına uygun mu,
14:55
if, when they cooperate, they are individually worse off?
224
895398
3985
eğer iş birliği yaparlarsa kişisel olarak daha mı kötü durumdalar?
14:59
Why would they cooperate?
225
899914
1619
Niye iş birliği yapsınlar?
15:01
When we blame personalities
226
901922
3592
Açıklık, mesuliyet, ölçme yerine,
15:05
instead of the clarity, the accountability, the measurement,
227
905538
6158
kişilikleri suçlarsak,
15:11
we add injustice to ineffectiveness.
228
911720
3658
verimli olmamaya bir de adaletsizliği ekleriz.
15:17
We need to create organizations
229
917654
1913
İnsanların iş birliği yapmasının
15:19
in which it becomes individually useful for people to cooperate.
230
919591
4314
bireysel olarak faydalı hâle geldiği örgütler yaratmak zorundayız.
15:24
Remove the interfaces, the middle offices --
231
924807
4795
Arayüzleri, ara ofisleri kaldırın --
15:29
all these complicated coordination structures.
232
929626
3058
bütün bu karmaşık koordinasyon yapılarını.
15:33
Don't look for clarity; go for fuzziness.
233
933573
4380
Açıklığa bakmayın, belirsizliği tercih edin.
15:37
Fuzziness overlaps.
234
937977
2015
Belirsizlik çakışır.
15:41
Remove most of the quantitative metrics to assess performance.
235
941244
4480
Performansı değerlendirmek için nicel metriklerin çoğunu kaldırın.
15:46
Speed the "what."
236
946200
1532
"Ne"yi artırın.
15:48
Look at cooperation, the "how."
237
948414
2817
İş birliğine bakın, "nasıl"a.
15:51
How did you pass the baton?
238
951255
1601
Sopayı nasıl verdiniz?
15:52
Did you throw it, or did you pass it effectively?
239
952880
3562
Attınız mı, yoksa etkin bir biçimde mi verdiniz?
15:58
Am I putting my energy in what can get measured --
240
958569
6058
Enerjimi ölçülebilen şeyler üzerine mi veriyorum,
16:04
my legs, my speed -- or in passing the baton?
241
964651
4135
bacaklarıma, hızıma; yoksa sopayı vermeye mi?
16:08
You, as leaders, as managers,
242
968810
4343
Sizler, liderler olarak, yöneticiler olarak,
16:13
are you making it individually useful for people to cooperate?
243
973177
5552
iş birliğini insanlar için kişisel olarak faydalı hâle mi getiriyorsunuz?
16:20
The future of our organizations,
244
980205
3138
Organizasyonlarımızın, şirketlerimizin,
16:23
our companies, our societies
245
983367
3793
toplumlarımızın geleceği,
16:27
hinges on your answer to these questions.
246
987184
5093
sizin bu sorulara cevabınıza bağlı.
16:33
Thank you.
247
993035
1181
Teşekkürler.
16:34
(Applause)
248
994240
3485
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7