Maryn McKenna: What do we do when antibiotics don’t work any more?

314,317 views ・ 2015-06-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Şeker Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
This is my great uncle,
0
12921
1997
Bu, benim büyük amcam,
00:14
my father's father's younger brother.
1
14918
3018
babamın babasının küçük kardeşi.
00:17
His name was Joe McKenna.
2
17936
1966
Adı Joe McKenna'ydı.
Genç bir eş, yarı profesyonel bir basketbol oyuncusu
00:20
He was a young husband and a semi-pro basketball player
3
20142
4947
00:25
and a fireman in New York City.
4
25089
3328
ve New York'ta bir itfaiyeciydi.
00:29
Family history says he loved being a fireman,
5
29407
2600
Ailede anlatıldığına göre itfaiyeciliği çok seviyordu.
00:32
and so in 1938, on one of his days off,
6
32007
3535
1938 yılında bir izin gününde
00:35
he elected to hang out at the firehouse.
7
35542
2777
itfaiyede nöbete kalmaya karar vermişti.
00:39
To make himself useful that day, he started polishing all the brass,
8
39019
4199
İşe yarar bir iş yapmak için tüm metalleri,
00:43
the railings on the fire truck, the fittings on the walls,
9
43218
3394
itfaiye aracının demir aksamını, duvardaki aletleri parlatmaya başlamış.
00:46
and one of the fire hose nozzles,
10
46612
2345
O sırada hortum başlıklarından biri,
00:48
a giant, heavy piece of metal,
11
48957
2508
yani kocaman, ağır bir metal parçası,
00:51
toppled off a shelf and hit him.
12
51465
3609
rafın birinden düşüp amcama çarpmış.
00:55
A few days later, his shoulder started to hurt.
13
55574
3808
Birkaç gün sonra, büyük amcamın omzu ağrımaya başlamış.
00:59
Two days after that, he spiked a fever.
14
59382
3274
İki gün sonra da aniden ateşi çıkmış.
01:02
The fever climbed and climbed.
15
62656
2485
Ateşi yükseldikçe yükselmiş.
01:05
His wife was taking care of him,
16
65141
1950
Onunla eşi ilgileniyormuş,
ancak ne yaptıysa durumu değişmemiş, eve doktor çağırdıklarında bile
01:07
but nothing she did made a difference, and when they got the local doctor in,
17
67091
4302
01:11
nothing he did mattered either.
18
71393
2286
durumu düzelmemiş.
01:14
They flagged down a cab and took him to the hospital.
19
74149
3311
Hemen bir taksi çağırıp amcamı hastaneye götürmüşler.
01:17
The nurses there recognized right away that he had an infection,
20
77911
3994
Hemşireler görür görmez amcamın enfeksiyon kaptığını anlamış,
01:21
what at the time they would have called "blood poisoning,"
21
81905
4156
tabii o zaman bu duruma "kan zehirlenmesi" diyorlarmış.
01:26
and though they probably didn't say it,
22
86061
2113
Açıkça dillendirmeseler de,
01:28
they would have known right away
23
88174
1857
o an ellerinden hiçbir şey
01:30
that there was nothing they could do.
24
90031
3399
gelmeyeceğini anlamış olmalılar.
01:33
There was nothing they could do because the things we use now
25
93770
3018
Ellerinden hiçbir şey gelmezdi çünkü bugün enfeksiyonlara karşı
01:36
to cure infections didn't exist yet.
26
96788
2649
kullandığımız şeyler o zaman yoktu.
01:39
The first test of penicillin, the first antibiotic,
27
99737
3436
İlk penisilin testi, ilk antibiyotik,
01:43
was three years in the future.
28
103173
2670
üç yıl sonra uygulanacaktı.
01:45
People who got infections either recovered, if they were lucky,
29
105843
4704
Enfeksiyon kapan kişiler şansları varsa iyileşiyor,
01:50
or they died.
30
110547
1495
yoksa ölüyordu.
01:52
My great uncle was not lucky.
31
112322
2089
Büyük amcam şanslı değildi.
01:54
He was in the hospital for a week, shaking with chills,
32
114411
3297
Titreye titreye, su kaybetmiş bir halde ve
01:57
dehydrated and delirious,
33
117708
1858
sanrılar içinde, organları iflas ederken komaya girdiğinde
01:59
sinking into a coma as his organs failed.
34
119566
2902
bir hafta boyunca hastanede kalmıştı.
02:02
His condition grew so desperate
35
122468
2136
Durumu öyle umutsuz hale gelmişti ki
02:04
that the people from his firehouse lined up to give him transfusions
36
124604
4630
itfaiye istasyonundaki insanlar kanındaki enfeksiyonu azaltmayı umarak
02:09
hoping to dilute the infection surging through his blood.
37
129234
3863
kan nakli için sıraya girmişti.
02:13
Nothing worked. He died.
38
133497
3106
Hiç bir şey işe yaramamıştı. Büyük amcam hayatını kaybetti.
02:17
He was 30 years old.
39
137143
2562
30 yaşındaydı.
02:20
If you look back through history,
40
140115
1973
Geçmişe bakacak olursanız,
02:22
most people died the way my great uncle died.
41
142088
3274
birçok insan büyük amcam gibi hayatını kaybetmiştir.
02:25
Most people didn't die of cancer or heart disease,
42
145362
2670
İnsanlar kanser veya kalp hastalıklarından
02:28
the lifestyle diseases that afflict us in the West today.
43
148032
4088
yani bugün Batı'da bizim çektiğimiz yaşam tarzı kaynaklı hastalıklardan ölmedi.
02:32
They didn't die of those diseases because they didn't live long enough
44
152490
3739
Bu hastalıklardan ölmediler, çünkü bu hastalıkların gelişmesi gereken süre
02:36
to develop them.
45
156229
1996
kadar uzun yaşamadılar.
02:38
They died of injuries --
46
158225
2113
Yaralanmalardan öldüler,
02:40
being gored by an ox,
47
160338
2485
balta kesiğinden,
02:42
shot on a battlefield,
48
162823
1904
cephede vurulmadan,
02:44
crushed in one of the new factories of the Industrial Revolution --
49
164727
3738
endüstri devrimi fabrikalarından birinde ezilerek oluşan yaralanmalardan
02:48
and most of the time from infection,
50
168465
3381
ve çoğunlukla bu yaralanmalarla
02:51
which finished what those injuries began.
51
171846
3506
ortaya çıkan enfeksiyonlardan.
02:56
All of that changed when antibiotics arrived.
52
176492
3532
Antibiyotikler gelince bu durum değişti.
03:00
Suddenly, infections that had been a death sentence
53
180599
3599
Birden bire, ölüm cezası gibi olan enfeksiyonlar
03:04
became something you recovered from in days.
54
184198
3390
birkaç gün içinde kurtulabileceğiniz bir şeye dönüştü.
03:07
It seemed like a miracle,
55
187588
3042
Mucize ilaçların altın çağında yaşamaya
03:10
and ever since, we have been living inside the golden epoch of the miracle drugs.
56
190630
6324
başladığımızdan beri bu durum bir mucize gibi göründü.
03:17
And now, we are coming to an end of it.
57
197294
3947
Ve şimdilerde bunun sonuna geliyoruz.
03:21
My great uncle died in the last days of the pre-antibiotic era.
58
201241
5062
Büyük amcam antibiyotik öncesi dönemin son günlerinde öldü.
03:26
We stand today on the threshold of the post-antibiotic era,
59
206303
5154
Bugün, bizler antibiyotik sonrası dönemde,
03:31
in the earliest days of a time when simple infections
60
211457
3762
Joe'da olduğu gibi basit enfeksiyonların insanları öldürdüğü
03:35
such as the one Joe had will kill people once again.
61
215219
4709
zamanların ilk günlerinde duruyoruz.
03:40
In fact, they already are.
62
220884
3131
Hatta, basit enfeksiyonlar artık insanları öldürüyor.
03:44
People are dying of infections again because of a phenomenon
63
224785
2833
İnsanlar antibiyotik direnci denen bir olgudan kaynaklı
03:47
called antibiotic resistance.
64
227618
2343
olarak enfeksiyonlardan ölüyorlar.
03:50
Briefly, it works like this.
65
230381
1738
Kısaca bu durum şöyle işliyor.
03:52
Bacteria compete against each other for resources, for food,
66
232119
4972
Bakteriler diğer bakterilere karşı ölümcül içerikler üreterek
03:57
by manufacturing lethal compounds that they direct against each other.
67
237091
4667
yiyecek için birbirlerine karşı rekabet ediyorlar.
04:01
Other bacteria, to protect themselves,
68
241758
2345
Diğer bakteri ise kendini korumak için
04:04
evolve defenses against that chemical attack.
69
244103
3251
kimyasal saldırıya karşı koruma geliştiriyor.
04:07
When we first made antibiotics,
70
247354
2322
İlk antibiyotikleri yaptığımızda,
04:09
we took those compounds into the lab and made our own versions of them,
71
249676
4202
bu içerikleri laboratuvara aldık ve bunlardan kendi versiyonlarımızı ürettik
04:13
and bacteria responded to our attack the way they always had.
72
253878
4458
ve bakteriler, saldırımıza her zamanki gibi cevap verdiler.
04:19
Here is what happened next:
73
259674
2224
Sonrasında ise şu oldu:
04:22
Penicillin was distributed in 1943,
74
262098
3390
Penisilin 1943'de dağıtılmaya başlandı
04:25
and widespread penicillin resistance arrived by 1945.
75
265488
5131
ve geniş çaplı penisilin direnci 1945'de oluştu.
04:30
Vancomycin arrived in 1972,
76
270619
2949
Vancomisin 1972'de geldi.
04:33
vancomycin resistance in 1988.
77
273568
3100
Vancomisin direnci 1988'de başladı.
İmipenem 1985'de çıktı
04:37
Imipenem in 1985,
78
277028
2122
04:39
and resistance to in 1998.
79
279150
2772
direnci ise 1998'de.
04:42
Daptomycin, one of the most recent drugs, in 2003,
80
282192
3668
En son ilaçlardan biri olan Daptomisin ise 2003'te çıktı
04:45
and resistance to it just a year later in 2004.
81
285860
4365
ve buna karşı direnç ise 2004'te ortaya çıktı.
04:50
For 70 years, we played a game of leapfrog --
82
290575
3760
70 sene boyunca birdir bir oynadık -
04:54
our drug and their resistance,
83
294335
2926
ilacımız ve onun derinci,
04:57
and then another drug, and then resistance again --
84
297261
3645
ve diğer ilacımız, ve yine o ilacın direnci
05:00
and now the game is ending.
85
300906
2311
ve şimdi oyun sona eriyor.
05:03
Bacteria develop resistance so quickly that pharmaceutical companies
86
303437
4040
Bakteriler o kadar hızlı direnç geliştiriyorlar ki ilaç şirketleri
05:07
have decided making antibiotics is not in their best interest,
87
307477
4365
kendilerinin yararlarına olmayan antibiyotik üretmeye karar verdiler
05:11
so there are infections moving across the world
88
311842
2810
bu nedenle dünya çapında dolaşan enfeksiyonlar için
05:14
for which, out of the more than 100 antibiotics
89
314652
3459
100'den fazla antibiyotiği
05:18
available on the market,
90
318111
2229
piyasada bulmak mümkün.
05:20
two drugs might work with side effects,
91
320340
3414
Piyasadaki iki ilaç yan etkileri ile birlikte etkili olabilir
05:23
or one drug,
92
323754
2484
ya da bir tanesi
05:26
or none.
93
326238
1408
yahut hiçbirisi.
Bu şu şekilde görünüyor.
05:28
This is what that looks like.
94
328096
1572
05:30
In 2000, the Centers for Disease Control and Prevention, the CDC,
95
330278
4180
2000 yılında Hastalık Kontrolü ve Önleme Merkezi, CDC,
05:34
identified a single case
96
334458
2043
Kuzey Carolina’da bir hastanede
05:36
in a hospital in North Carolina
97
336501
2252
iki ilaç dışındaki bütün ilaçlara
05:38
of an infection resistant to all but two drugs.
98
338753
3733
direnç gösteren bir enfeksiyon vakası saptadılar.
05:42
Today, that infection, known as KPC,
99
342886
4319
Bugün EPC olarak bilinen o enfeksiyon
05:47
has spread to every state but three,
100
347205
2600
üç eyalet dışındaki tüm eyaletlere ve
05:49
and to South America, Europe
101
349805
2345
Güney Amerika’ya, Avrupa’ya
05:52
and the Middle East.
102
352150
2207
ve Orta Doğu’ya yayıldı.
05:54
In 2008, doctors in Sweden
103
354867
2322
2008’de İsveç’deki doktorlar,
05:57
diagnosed a man from India with a different infection
104
357189
2786
Hindistan’da bir adama, bir ilaç dışındaki tüm farklı enfeksiyonlara karşı
05:59
resistant to all but one drug that time.
105
359975
3715
dirençli olan bir enfeksiyona sahip olduğu yönünde teşhis koyular.
06:03
The gene that creates that resistance,
106
363690
2229
NDM olarak bilinen,
06:05
known as NDM, has now spread from India into China, Asia, Africa,
107
365919
6525
direnci meydana getiren gen, şimdilerde Hindistan’dan Çin’e, Asya’ya, Afrika’ya,
06:12
Europe and Canada, and the United States.
108
372444
4365
Avrupa’ya, Kanada’ya ve Birleşik Devletler’e yayıldı.
06:17
It would be natural to hope
109
377129
2559
Bu enfeksiyonların olağan dışı vakıalar olduğu
06:19
that these infections are extraordinary cases,
110
379688
3599
yönünde umuda sahip olmak normal karşılanabilir
06:23
but in fact,
111
383287
1858
ancak aslında
Birleşik Devletler’de ve Avrupa’da,
06:25
in the United States and Europe,
112
385145
2461
06:27
50,000 people a year
113
387606
2716
bir yılda, hiçbir ilacın etkili olmadığı
06:30
die of infections which no drugs can help.
114
390322
4124
enfeksiyonlardan 50.000 insan ölmektedir.
06:34
A project chartered by the British government
115
394966
3042
Antimikrobik Direnç Hakkında Değerlendirme olarak bilinen
06:38
known as the Review on Antimicrobial Resistance
116
398008
3738
İngiliz Hükümeti’nin yetkisinde olan bir proje,
06:41
estimates that the worldwide toll right now is 700,000 deaths a year.
117
401746
7372
şuanda dünya çapında toplam ölü sayısının yılda 700.000 olduğunu tahmin etmektedir.
Bu çok fazla ölüm demek
06:50
That is a lot of deaths,
118
410291
4364
ve fakat ihtimaller, bu insanların yoğun bakım ünitelerinde
06:54
and yet, the chances are good that you don't feel at risk,
119
414655
3112
06:57
that you imagine these people were hospital patients
120
417767
3228
hastanede olduklarını veya ölümlerine yakın evlerinde bakıldıklarını,
07:00
in intensive care units
121
420995
1718
bu enfeksiyonlu hastaların
07:02
or nursing home residents near the ends of their lives,
122
422713
3947
bizim tanımlayamayacağımız durumda,
07:06
people whose infections are remote from us,
123
426660
3181
bizden uzakta olduklarını hayal ediyor olmanız,
07:09
in situations we can't identify with.
124
429841
3204
risk altında hissetmediğiniz doğrultusundadır.
07:14
What you didn't think about, none of us do,
125
434455
3397
Sizin hakkında düşünmediğiniz, hiçbirimizin de yapmadığı şey
07:17
is that antibiotics support almost all of modern life.
126
437852
4966
ise antibiyotiklerin hemen hemen tüm modern yaşamı desteklediğidir.
07:23
If we lost antibiotics,
127
443721
2211
Eğer antibiyotikleri kaybedersek,
07:25
here's what else we'd lose:
128
445932
1454
kaybedeceğimiz şeyler şunlar:
07:27
First, any protection for people with weakened immune systems --
129
447836
4179
Öncelikle; herhangi bir korumaya ihtiyaç duyan zayıf bağışıklık sistemine sahip kişiler,
07:32
cancer patients, AIDS patients,
130
452015
3460
kanser hastaları, AIDS hastaları,
07:35
transplant recipients, premature babies.
131
455475
4504
organ nakli alıcıları, erken doğmuş bebekler.
07:39
Next, any treatment that installs foreign objects in the body:
132
459979
4412
Sonra, vücuda yabancı objelerin sokulduğu tedaviler;
07:44
stents for stroke, pumps for diabetes,
133
464391
3878
felç için stent, diyabet için pompalar,
07:48
dialysis, joint replacements.
134
468269
3924
diyalizler, eklem değiştirme.
Kaç tane sporcu yeni bir kalçaya ve dize ihtiyaç duyuyor?
07:52
How many athletic baby boomers need new hips and knees?
135
472193
3715
07:55
A recent study estimates that without antibiotics,
136
475908
2809
Yeni bir çalışmaya göre antibiyotikler olmadan,
07:58
one out of ever six would die.
137
478717
3517
her altı kişiden birisi ölecek.
08:02
Next, we'd probably lose surgery.
138
482664
3205
Sonrasında büyük olasılıkla ameliyatları kaybedeceğiz.
08:05
Many operations are preceded
139
485869
2322
Birçok ameliyat akntibiyotiklerin profilaksi dozu
08:08
by prophylactic doses of antibiotics.
140
488191
2948
ile başlamaktadır.
08:11
Without that protection,
141
491139
1672
Bu koruma olmadan,
08:12
we'd lose the ability to open the hidden spaces of the body.
142
492811
4204
vücudun gizli kalmış yerlerini açma becerimizi kaybedebiliriz.
08:17
So no heart operations,
143
497015
2833
Yani, kalp ameliyatları yok,
08:19
no prostate biopsies,
144
499848
2832
prostat biyopsisi yok,
08:22
no Cesarean sections.
145
502680
2702
sezaryen ameliyatı yok.
08:25
We'd have to learn to fear infections that now seem minor.
146
505792
4652
Şuan bize küçük görünün enfeksiyonlardan korkmayı öğreneceğiz.
08:30
Strep throat used to cause heart failure.
147
510784
3808
Streptokokal boğaz ağrısı kalp yetmezliğine sebep oluyordu.
08:34
Skin infections led to amputations.
148
514592
2647
Deri enfeksiyonları organ kesilmesine sebep oluyordu.
08:37
Giving birth killed, in the cleanest hospitals,
149
517819
2903
Bebek doğurma, en temiz hastanede,
08:40
almost one woman out of every 100.
150
520722
2675
hemen hemen yüz kadından birisini öldürüyordu.
08:43
Pneumonia took three children out of every 10.
151
523717
4833
Zatürre her on çocuktan üçünün hayatını alıyordu.
08:49
More than anything else,
152
529220
2113
Her şeyden de ötesi,
08:51
we'd lose the confident way we live our everyday lives.
153
531333
4375
günlük yaşamlarımızı sürdürürken duyduğumuz güvenimizi yitirebiliriz.
08:56
If you knew that any injury could kill you,
154
536836
4207
Eğer herhangi bir yaralanmanın sizi öldürebileceğini bilseydiniz,
motora biner miydiniz,
09:01
would you ride a motorcycle,
155
541043
3246
09:04
bomb down a ski slope,
156
544289
3211
kayak kayar mıydınız,
09:07
climb a ladder to hang your Christmas lights,
157
547500
3476
Christmas ışıklarını asmak için merdivene çıkar mıydınız,
09:10
let your kid slide into home plate?
158
550976
3667
çocuklarınızın oyun oynamasına izin verir miydiniz?
09:15
After all, the first person to receive penicillin,
159
555573
3065
Neticede ilk penisilini kullanan kişi,
09:18
a British policeman named Albert Alexander,
160
558638
3878
kafa derisinden iltihabın aktığı
09:22
who was so ravaged by infection that his scalp oozed pus
161
562516
4342
ve doktorların gözünü çıkarmak zorunda kaldıkları
09:26
and doctors had to take out an eye,
162
566858
2925
bir enfeksiyondan zarar gören
09:29
was infected by doing something very simple.
163
569783
3379
İngiliz, Albert Alexander çok basit bir şeyden dolayı enfeksiyon kapmıştı.
09:34
He walked into his garden and scratched his face on a thorn.
164
574172
4816
Bahçesine girmişti ve çalı yüzünü çizmişti.
09:40
That British project I mentioned which estimates that the worldwide toll
165
580831
3650
Daha önce bahsettiğim, dünya çapındaki toplam ölü sayısını
09:44
right now is 700,000 deaths a year
166
584481
3877
şuan 700.000 olarak tahmin eden İngiliz projesi,
09:48
also predicts that if we can't get this under control by 2050,
167
588358
6177
2050’ye kadar, bu durumu kontrol altına almazsak,
09:54
not long, the worldwide toll will be 10 million deaths a year.
168
594535
7592
dünya çapındaki ölü sayısının yılda 10 milyon olacağını da öngörmektedir.
10:02
How did we get to this point
169
602127
2702
Dört gözle beklemek zorunda olduğumuz şeyin
10:04
where what we have to look forward to
170
604829
2035
bu korkunç sayılara bakmak olduğu yere
10:06
is those terrifying numbers?
171
606864
3483
nasıl geldik?
10:10
The difficult answer is, we did it to ourselves.
172
610347
4188
Zor cevap ise şu; kendimize bunu biz yaptık.
10:14
Resistance is an inevitable biological process,
173
614875
2972
Direç vazgeçilemez biyolojik bir süreç
10:17
but we bear the responsibility for accelerating it.
174
617847
4053
ancak bunu arttırdığımız için sorumluluğa katlanacağız.
10:22
We did this by squandering antibiotics
175
622490
3553
Bunu şuan aşırı görünen düşüncesizlikle
10:26
with a heedlessness that now seems shocking.
176
626043
4088
antibiyotikleri müsrifçe kullanarak yaptık.
10:31
Penicillin was sold over the counter until the 1950s.
177
631408
4086
1950’lere kadar penisilin tezgahlarda satıldı.
10:35
In much of the developing world, most antibiotics still are.
178
635494
3335
Gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda çoğu antibiyotik bu şekilde satılıyor.
10:39
In the United States, 50 percent
179
639209
3762
Birleşik Devletler’deki hastanelerde
10:42
of the antibiotics given in hospitals are unnecessary.
180
642971
3692
verilen antibiyotiklerin %50’si gereksiz.
10:46
Forty-five percent of the prescriptions written in doctor's offices
181
646663
4374
Doktorların ofislerinde yazılan reçetelerin
10:51
are for conditions that antibiotics cannot help.
182
651037
3973
%45’i antibiyotiklerin işe yaramadığı durumlar için.
10:56
And that's just in healthcare.
183
656577
2670
Bunlar sadece sağlık hizmetinde olanlar.
10:59
On much of the planet, most meat animals get antibiotics every day of their lives,
184
659247
4853
Yeryüzünün birçok yerinde yenilen hayvanların çoğuna her gün,
hastalıklarının iyileşmesi için değil
11:04
not to cure illnesses,
185
664100
2276
11:06
but to fatten them up and to protect them against
186
666376
3459
ama şişmanlatmak için ve fabrika çiftliklerindeki
11:09
the factory farm conditions they are raised in.
187
669835
3971
koşullarından korunmaları için antibiyotik veriliyor.
11:13
In the United States, possibly 80 percent
188
673806
3018
Birleşik Devletler’de, sudan, topraktan
11:16
of the antibiotics sold every year go to farm animals, not to humans,
189
676824
6703
ve hayvanların etlerinden uzaklaştıran dirençli bakteriler oluşturmak için,
11:23
creating resistant bacteria that move off the farm
190
683527
3676
her gün satılan antibiyotiklerin
11:27
in water, in dust,
191
687203
2624
%80’i çoğunlukla çiftlik hayvanlarına gidiyor,
11:29
in the meat the animals become.
192
689827
2868
insanlara değil.
11:32
Aquaculture depends on antibiotics too,
193
692985
2925
Özellikle Asya’da su kültürleri de
11:35
particularly in Asia,
194
695910
1649
antibiyotiklere bağlı ve meyve yetiştiriciliği de
11:37
and fruit growing relies on antibiotics
195
697559
3343
elmaları, armutları, turunçgilleri
11:40
to protect apples, pears, citrus, against disease.
196
700902
4899
hastalıklara karşı korumak için, antibiyotiklere bağlı.
11:46
And because bacteria can pass their DNA to each other
197
706491
5626
Aynen hava limanında bir yolcunun çantasına olduğu gibi
11:52
like a traveler handing off a suitcase at an airport,
198
712117
4435
bakteri bir DNA’dan diğerine geçiyor.
11:56
once we have encouraged that resistance into existence,
199
716552
4808
Bir kere bu direnç gün yüzüne çıktığında,
artık onun nereye doğru yayılacağını bilmek mümkün değil.
12:01
there is no knowing where it will spread.
200
721360
2227
12:05
This was predictable.
201
725723
1571
Bu tahmin edilebilirdi.
12:07
In fact, it was predicted
202
727674
2832
Aslında penisilini keşfeden
12:10
by Alexander Fleming, the man who discovered penicillin.
203
730506
4435
Alexander Fleming tarafından bu durum tahmin edilmişti.
12:14
He was given the Nobel Prize in 1945 in recognition,
204
734941
3994
1945 yılında kendisine Nobel Ödülü verilmişti ve
12:18
and in an interview shortly after, this is what he said:
205
738935
4347
kısa bir süre sonra verdiği bir röportajında bu bağlamda şunu söylemişti:
12:23
"The thoughtless person playing with penicillin treatment
206
743282
4267
“penisilin tedavisi ile uğraşan düşüncesiz bir kişi
12:27
is morally responsible for the death of a man
207
747549
3274
penisiline direnç gösteren organizma ile enfeksiyona yenik düşen
12:30
who succumbs to infection
208
750823
2324
bir kişinin ölümünden manevi olarak sorumludur.”
12:33
with a pencillin-resistant organism."
209
753147
2903
Şöyle ekledi; “Umarım bu kötü durum engellenebilir.”
12:36
He added, "I hope this evil can be averted."
210
756050
4285
12:40
Can we avert it?
211
760986
2856
Bunu engelleyebilir miyiz?
12:43
There are companies working on novel antibiotics,
212
763842
3668
Antibiyotiklere dirençli bakterilerin daha önce görmediği,
12:47
things the superbugs have never seen before.
213
767510
3576
özgün antibiyotikler üzerinde çalışan şirketler var.
Biz söz konusu yeni ilaçlara şiddetle ihtiyaç duyuyoruz ve
12:51
We need those new drugs badly,
214
771086
2717
12:53
and we need incentives:
215
773803
2252
teşviklere ihtiyacımız var:
12:56
discovery grants, extended patents,
216
776055
2531
buluş yardımlarına, geliştirilmiş patentlere,
12:58
prizes, to lure other companies into making antibiotics again.
217
778586
6757
ödüllere, diğer şirketlerin yeniden antibiyotik yapmasına.
13:05
But that probably won't be enough.
218
785343
2366
Ancak bu yeterli olmayacaktır.
İşte şu yüzden: evrim her zaman kazanır.
13:08
Here's why: Evolution always wins.
219
788059
4104
13:12
Bacteria birth a new generation every 20 minutes.
220
792703
3924
Bakteri her 20 dakikada bir yeni bir nesil doğuruyor.
13:16
It takes pharmaceutical chemistry 10 years to derive a new drug.
221
796627
4783
İlaç kimyasının yeni bir ilacı üretmesi 10 yıl sürüyor.
13:21
Every time we use an antibiotic,
222
801410
2856
Her antibiyotik kullandığımızda,
13:24
we give the bacteria billions of chances
223
804266
3274
bakteriye inşa ettiğimiz
13:27
to crack the codes
224
807540
1741
koruma sisteminin kodunu kırması için
13:29
of the defenses we've constructed.
225
809281
3205
milyonlarca şans veriyoruz.
13:32
There has never yet been a drug
226
812486
2391
Şimdiye kadar, yenilemeyen
13:34
they could not defeat.
227
814877
2554
hiçbir ilaç bulunamadı.
13:37
This is asymmetric warfare,
228
817431
3530
Bu bir asimetrik savaş
13:40
but we can change the outcome.
229
820961
4008
ama bunun sonuçlarını değiştirebiliriz.
13:45
We could build systems to harvest data to tell us automatically and specifically
230
825929
6405
Otomatikman ve belirli bir biçimde antibiyotiklerin nasıl kullanıldığını
13:52
how antibiotics are being used.
231
832334
2929
bize söylemesi için verileri toplayan bir sistem kurabiliriz.
13:55
We could build gatekeeping into drug order systems
232
835263
2833
İlaç düzeni sisteminde bilgi akışını sağlayabiliriz,
13:58
so that every prescription gets a second look.
233
838096
3715
böylece her bir reçete ikinci kez gözden geçirilir.
14:01
We could require agriculture to give up antibiotic use.
234
841811
6109
Antibiyotik kullanımını ortadan kaldırmak için tarımı zorunlu tutabiliriz.
14:08
We could build surveillance systems
235
848243
3032
Direncin ileride nerede
14:11
to tell us where resistance is emerging next.
236
851275
4226
oraya çıkacağını bize söyleyen bir gözetleme sistemi kurabiliriz.
14:15
Those are the tech solutions.
237
855501
2313
Bunlar teknolojik çözümler.
14:18
They probably aren't enough either,
238
858264
2624
Bizler yardım edene kadar
14:20
unless we help.
239
860888
3229
bunlar yeterli olmayacaktır.
14:27
Antibiotic resistance is a habit.
240
867785
2314
Antibiyotik direnci bir alışkanlıktır.
14:30
We all know how hard it is to change a habit.
241
870479
3088
Hepimiz bir alışkanlığı değiştirmenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz.
14:33
But as a society, we've done that in the past.
242
873567
4530
Fakat toplum olarak bunu geçmişte gerçekleştirdik.
14:38
People used to toss litter into the streets,
243
878397
3575
İnsanlar eskiden etrafa çöplük atarlardı,
14:41
used to not wear seatbelts,
244
881972
1765
emniyet kemeri takmazlardı,
14:43
used to smoke inside public buildings.
245
883737
4257
kamusal binalarda sigara içerlerdi.
14:48
We don't do those things anymore.
246
888404
2220
Bu tarz şeyleri artık yapmıyoruz.
14:51
We don't trash the environment
247
891144
2322
Etrafı kirletmiyoruz
14:53
or court devastating accidents
248
893466
3157
veya feci kazalara karışmıyoruz
14:56
or expose others to the possibility of cancer,
249
896623
2972
yahut da başkalarını kanser riskine maruz bırakmıyoruz
14:59
because we decided those things were expensive,
250
899595
3507
çünkü bu şeylerin pahalı, yıkıcı
15:03
destructive, not in our best interest.
251
903102
4073
ve bizim yararımıza olmadığına karar verdik.
15:07
We changed social norms.
252
907815
2900
Toplumsal kurallarımızı değiştirdik.
15:11
We could change social norms around antibiotic use too.
253
911135
4144
Antibiyotik kullanımı konusundaki toplumsal kuralları da değiştirebiliriz.
15:17
I know that the scale of antibiotic resistance
254
917499
2275
Antibiyotik direnç ölçeğinin
15:19
seems overwhelming,
255
919774
1904
çok yüksek olduğunu biliyorum
15:21
but if you've ever bought a fluorescent lightbulb
256
921678
3460
ama küresel ısınmadan endişe ettiğiniz için
15:25
because you were concerned about climate change,
257
925138
2716
floresan ampul aldıysanız
15:27
or read the label on a box of crackers
258
927854
3135
veya palmiye yağından kaynaklanan ormansızlaştırmayı düşündüğünüz için
15:30
because you think about the deforestation from palm oil,
259
930989
4481
bir kutu krakerin içindekiler listesine bakıyorsanız,
15:35
you already know what it feels like
260
935470
2879
zaten artık zorlu bir problemin üstesinden gelmek için
15:38
to take a tiny step to address an overwhelming problem.
261
938349
5000
küçük bir adım atmanın nasıl hissettirdiğini biliyorsunuzdur.
15:43
We could take those kinds of steps for antibiotic use too.
262
943829
4481
Buna benzer bir takım adımları antibiyotik kullanımı için de atabiliriz.
15:48
We could forgo giving an antibiotic if we're not sure it's the right one.
263
948310
7637
Doğru olduğundan emin olmadığımızda, antibiyotik vermekten vazgeçebiliriz.
15:56
We could stop insisting on a prescription for our kid's ear infection
264
956251
6313
Nelere sebep olacağından emin olmadan önce çocuklarımızın
kulak enfeksiyonu için yazılmış bir reçete için ısrar etmeyi bırakabiliriz.
16:02
before we're sure what caused it.
265
962564
1898
16:05
We could ask every restaurant,
266
965678
3367
Her restorana,
16:09
every supermarket,
267
969045
1811
her süpermarkete
16:10
where their meat comes from.
268
970856
1620
etlerinin nereden geldiğini sorabiliriz.
16:12
We could promise each other
269
972806
1834
Düzenli olarak antibiyotik ile yetiştirilen
16:14
never again to buy chicken or shrimp or fruit
270
974640
4105
tavuğu, karidesi veya meyveyi
16:18
raised with routine antibiotic use,
271
978745
2884
bir daha asla almayacağımıza dair birbirimize söz verebiliriz.
16:21
and if we did those things,
272
981629
2694
Eğer bunları yaparsak,
16:24
we could slow down the arrival of the post-antibiotic world.
273
984323
4492
antibiyotik sonrası bir dünyanın gelişini yavaşlatabiliriz.
16:29
But we have to do it soon.
274
989547
4133
Fakat bunu biran önce yapmalıyız.
16:33
Penicillin began the antibiotic era in 1943.
275
993680
4505
Penisilin antibiyotik çağını 1943’de başlattı.
16:38
In just 70 years, we walked ourselves up to the edge of disaster.
276
998185
5706
Sadece 70 yılda, bir facianın kıyısına doğru ilerledik.
16:44
We won't get 70 years
277
1004291
2322
Tekrar 70 yıl geriye gidecek
16:46
to find our way back out again.
278
1006613
3726
bir yol bulamayacağız.
16:50
Thank you very much.
279
1010769
1510
Çok teşekkür ederim.
16:52
(Applause)
280
1012789
5851
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7