Cameron Herold: Let's raise kids to be entrepreneurs

Cameron Herold: Çocukları girişimci olmak üzere eğitelim!

248,047 views

2010-06-17 ・ TED


New videos

Cameron Herold: Let's raise kids to be entrepreneurs

Cameron Herold: Çocukları girişimci olmak üzere eğitelim!

248,047 views ・ 2010-06-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Filiz Topçam Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:16
I would be willing to bet I'm the dumbest guy in the room,
0
16458
2803
Odadaki en akılsız adam olduğuma iddiaya girebilirim;
00:19
because I couldn't get through school; I struggled with school.
1
19285
2962
Çünkü tahsilimi bitiremedim. Okulda hep bocaladım.
Ancak çok erken yaşta parayı sevdiğimi,
00:22
But I knew at a very early age that I loved money, I loved business
2
22271
3210
ticareti sevdiğimi,
00:25
and I loved this entrepreneurial thing.
3
25505
1887
bu girişimcilik işini sevdiğimi fark ettim
00:27
I was raised to be an entrepreneur.
4
27416
1785
Girişimci olmak üzere yetiştirilmiştim.
00:29
What I've been really passionate about ever since --
5
29225
2453
O zamandan beri – ve bu konudan hiç bahsetmemiştim
00:31
and I've never spoken about this ever, until now --
6
31702
2817
ama bugüne kadar – yani bunu ilk kez birilerine
00:34
so this is the first time anyone's heard it,
7
34543
2057
anlatıyorum, tabii üç gün önce “Neden bahsediyorsun?” diye soran karıma
00:36
except my wife, three days ago.
8
36624
1498
yaptığım açıklama hariç – gerçekten tutkuyla bağlı olduğum tek şey
00:38
She said, "What are you talking about?"
9
38146
1898
00:40
I told her that I think we miss an opportunity
10
40068
2939
girişimci niteliklere sahip çocukları bulma,
onları eğitme ya da onlara
00:43
to find these kids who have the entrepreneurial traits,
11
43031
3205
girişimciliğin aslında harika bir şey olduğunu
00:46
and to groom them or show them
12
46260
1976
gösterme fırsatını
00:48
that being an entrepreneur is actually a cool thing.
13
48260
2678
kaçırdığımız fikridir.
00:50
It's not something that is a bad thing and is vilified,
14
50962
3333
Bu kötü bir şey değildir ve sadece birçok
toplumda olduğu gibi, iftiraya uğramıştır.
00:54
which is what happens in a lot of society.
15
54319
2424
00:56
Kids, when we grow up, have dreams,
16
56767
3135
Çocukların hayalleri vardır.
00:59
and we have passions, and we have visions,
17
59926
2006
Tutkularımız ve hayallerimiz vardır.
01:01
and somehow we get those things crushed.
18
61956
1933
Bir şekilde bu şeyleri ezip geçeriz.
01:03
We get told that we need to study harder
19
63913
2015
Bize daha çok çalışmamız, daha çok odaklanmamız
01:05
or be more focused or get a tutor.
20
65952
2268
ya da özel öğretmen tutmamız gerektiği söylenir.
01:08
My parents got me a tutor in French, and I still suck in French.
21
68613
3559
Benim ailem de bana Fransızca öğretmeni tutmuştu ve
Fransızcam halen berbat.
01:13
Two years ago,
22
73732
1153
İki yıl önce, MIT’in girişimcilik yüksek lisansı programında
01:14
I was the highest-rated lecturer at MIT's Entrepreneurial Master's Program.
23
74909
3594
en itibarlı öğretim görevlisiydim.
01:18
It was a speaking event in front of groups of entrepreneurs
24
78527
2803
Dünyanın dört bir yanından girişimci gruplarının önünde konuşma yapıyordum.
01:21
from around the world.
25
81354
1157
İkinci sınıftayken, şehir çapında bir konuşma yarışmasını kazandım
01:22
When I was in grade two, I won a citywide speaking competition,
26
82535
2963
ama hiç kimse bana
01:25
but nobody had ever said, "Hey, this kid's a good speaker.
27
85522
2754
“Hey, bu çocuk çok iyi bir konuşmacı.
01:28
He can't focus, but he loves walking around and getting people energized."
28
88300
3518
Odaklanamıyor ama etrafta dolanıp insanları canlandırmayı çok seviyor” demedi.
01:31
No one said, "Get him a coach in speaking."
29
91842
2020
Hiç kimse “ona bir konuşma koçu tutun” demedi.
01:33
They said, get me a tutor in what I suck at.
30
93886
2107
En başarısız olduğum derste özel öğretmen tutun dediler.
Kısacası, çocuklar bu özellikleri gösterirler.
01:36
So as kids show these traits -- and we need to start looking for them --
31
96017
3749
Bizim de bu özellikleri aramaya başlamamız gerek.
01:39
I think we should be raising kids to be entrepreneurs instead of lawyers.
32
99790
3854
Bence çocukları avukat yerine
girişimci olmak üzere yetiştirmeliyiz.
Ne yazık ki okul sistemi
01:44
Unfortunately, the school system is grooming this world to say,
33
104209
3518
bu dünyayı
01:47
"Let's be a lawyer," or, "Let's be a doctor."
34
107751
2124
“Hey, avukat olalım ya da doktor olalım” demek üzere eğitiyor
01:49
We're missing that opportunity,
35
109899
1478
ve bir fırsatı kaçırıyoruz; çünkü
01:51
because no one ever says, "Hey, be an entrepreneur."
36
111401
2433
hiç kimse “Hey, girişimci” olalım demiyor.
01:53
Entrepreneurs are people -- we have a lot of them in this room --
37
113858
3051
Girişimciler – bu odada onlardan çok var – bu fikirlere ve bu tutkulara
01:56
who have ideas and passions or see these needs in the world
38
116933
2817
sahip olan ya da dünyadaki bu ihtiyaçları gören ve ayağa kalkıp bunları
01:59
and decide to stand up and do it.
39
119774
1650
karşılamaya karar veren insanlardır.
02:01
And we put everything on the line to make that stuff happen.
40
121448
2850
Üstelik başarmak için her şeyi riske atarız.
02:04
We have the ability to get the groups of people around us
41
124322
2729
Bizimle bu rüyayı gerçekleştirmek isteyen insanları
etrafımızda toplayabilme kabiliyetimiz de vardır.
02:07
that want to build that dream with us.
42
127075
1873
02:08
And I think if we could get kids to embrace the idea at a young age,
43
128972
3683
Bence çocukların genç yaşta girişimci olma fikrini
benimsemesini sağlayabilirsek,
02:12
of being entrepreneurial,
44
132679
1214
02:13
we could change everything in the world that's a problem today.
45
133917
2987
dünyada bugün sorun olan her şeyi değiştirebiliriz.
02:16
Every problem out there, somebody has the idea for.
46
136928
2406
Etrafımızdaki her sorun için birilerinin bir fikri var.
02:19
And as a young kid, nobody can say it can't happen,
47
139358
2607
Hiç kimse, küçük bir çocuk olarak, böyle bir şeyin olmayacağını
02:21
because you're too dumb to realize that you couldn't figure it out.
48
141989
3252
söyleyemez, çünkü bu fikri anlayamadığını
fark edecek kadar akıllı değilsinizdir.
02:25
I think we have an obligation as parents and a society
49
145781
2560
Ebeveynler ve toplum olarak çocuklarımıza
02:28
to start teaching our kids to fish instead of giving them the fish --
50
148365
4166
balık vermek yerine balık tutmayı öğretmeye
başlamalıyız diye düşünüyorum.
02:32
the old parable: "Give a man a fish, you feed him for a day.
51
152555
2865
“Bir adama balık verirsen, onu bir gün beslersin. Bir adama balık tutmayı
öğretirsen, onu ömür boyu beslersin” der bir atasözü.
02:35
Teach a man to fish, you feed him for a lifetime."
52
155444
2350
02:37
If we can teach our kids to be entrepreneurial,
53
157818
2208
Tıpkı bilim alanında yetenekleri olan çocukları
bilim eğitimi almaya yönlendirdiğimiz gibi,
02:40
the ones that show the traits to be,
54
160050
1730
02:41
like we teach the ones who have science gifts to go on in science,
55
161804
3127
girişimci özelliklere sahip olanlara da girişimci olmayı öğretebilirsek...
02:44
what if we saw the ones with entrepreneurial traits
56
164955
2413
Girişimci nitelikleri olan çocukları görüp
onlara girişimci olmayı öğretmeye ne dersiniz?
02:47
and taught them to be entrepreneurs?
57
167392
1736
Bu çocukların hepsi devlet yardımı beklemek
02:49
We could have these kids spreading businesses
58
169152
2104
yerine iş kurmalarını sağlayabiliriz.
02:51
instead of waiting for government handouts.
59
171280
2029
Yaptığımız tek şey oturup çocuklara yapmamaları gereken şeyleri öğretmek.
02:53
What we do is teach our kids the things they shouldn't do:
60
173333
2730
Vurma; ısırma; küfretme.
02:56
don't hit; don't bite; don't swear.
61
176087
1788
02:57
Right now we teach our kids to go after really good jobs;
62
177899
3034
Şimdi çocuklarımıza doğru işlerin peşinden gitmeyi öğretiyoruz,
03:00
the school system teaches them to go after things like
63
180957
2580
bilirsiniz ve okul sistemi onlara doktor olmak,
avukat olmak, muhasebeci olmak,
03:03
being a doctor and being a lawyer and being an accountant and a dentist
64
183561
3381
diş hekimi, öğretmen ve
03:06
and a teacher and a pilot.
65
186966
1254
pilot olmak gibi şeyler öğretiyor.
03:08
And the media says it's really cool if we could go out
66
188244
2660
Medya da model, şarkıcı ya da
03:10
and be a model or a singer
67
190928
1499
Sidney Crosby gibi bir spor ilahı olmanın
03:12
or a sports hero like Luongo or Crosby.
68
192451
2935
harika bir şey olduğunu söylüyor.
03:15
Our MBA programs do not teach kids to be entrepreneurs.
69
195410
3576
MBA programlarımız çocuklara girişimci olmayı öğretmiyor.
MBA programından kaçınmamın nedeni –
03:19
The reason I avoided an MBA program, other than that I didn't get into any,
70
199010
3562
lisede ortalamamın 100 üzerinden 61 ve
03:22
since I had a 61 percent average out of high school,
71
202596
2463
Kanada’da beni kabul eden tek okul Carlton’da o
ortalamamın 100 üzerinden 61
03:25
then a 61 percent average
72
205083
1195
03:26
at the only school in Canada that accepted me, Carlton,
73
206302
2675
olmasının yanı sıra - MBA programlarımızın
çocuklara girişimci olmayı öğretmemesidir.
03:29
is that our MBA programs don't teach kids to be entrepreneurs.
74
209001
2966
03:31
They teach them to work in corporations.
75
211991
1927
Onlara şirketlere işe girmeyi öğretiyorlar.
03:33
So who's starting these companies? It's these random few people.
76
213942
3103
Peki bu şirketleri kim kuruyor? Birkaç nadir insan.
Popüler edebiyatta bile, bulabildiğim kadarıyla
03:37
Even in popular literature, the only book I've ever found --
77
217069
3003
girişimciyi bir kahramana dönüştüren tek kitap
03:40
and this should be on all your reading lists --
78
220096
2199
– ve okuma listelerinizde
03:42
the only book I've ever found
79
222319
1390
03:43
that makes the entrepreneur a hero is "Atlas Shrugged."
80
223733
2580
yer alması gerekir – “Atlas Shrugged” olmuştur.
Dünyadaki diğer her şey girişimcilere bakıp
03:46
Everything else in the world looks at entrepreneurs
81
226337
2414
kötü insanlar olduğumuzu söyleme eğiliminde.
03:48
and says we're bad people.
82
228775
1271
Aileme bile bakıyorum.
03:50
I look at even my family.
83
230070
1208
03:51
Both my grandfathers and my dad were entrepreneurs.
84
231302
2451
İki dedem de girişimciydi. Babam girişimciydi.
03:53
My brother, sister and I, all three of us own companies as well.
85
233777
3023
Erkek ve kız kardeşim ve ben, üçümüz de kendi şirketlerimizi kurduk.
03:56
We all decided to start these things because it's the only place we fit.
86
236824
3567
Üçümüz de uygun olduğumuz tek yer burası
olduğu için bu şirketleri kurmaya karar verdik.
04:00
We didn't fit in normal work; we couldn't work for somebody else,
87
240415
3072
Normal işlere uygun değildik. Başkası için çalışamazdık;
çünkü çok inatçıydık ve hepimizde de diğer tüm bu özellikler vardı.
04:03
we're stubborn and we have all these other traits.
88
243511
2340
04:05
But kids could be entrepreneurs as well.
89
245875
1913
Ancak çocuklar da girişimci olabilir.
04:07
I'm a big part of a couple organizations
90
247812
1913
Küresel olarak Girişimciler Örgütü ve
04:09
called the Entrepreneurs' Organization and the Young Presidents' Organization.
91
249749
3672
Genç Başkanlar Örgütü adlı iki örgütün önemli bir parçasıyım.
Barselona’da bir konuşma yaptığım
04:13
I just came back from speaking in Barcelona at the YPO global conference.
92
253445
3445
Genç Başkanlar Örgütü’nün
04:16
And everyone I met over there who's an entrepreneur
93
256914
3322
küresel konferansından yeni geldim;
orada karşılaştığım ve girişimci olan
04:20
struggled with school.
94
260260
1516
herkes okulla boğuşmuştu.
04:21
I have 18 out of the 19 signs of attention deficit disorder diagnosed.
95
261800
3579
Bende dikkat eksikliği bozukluğunun 19 işaretinden 18’i var.
04:25
So this thing right here is freaking me out.
96
265403
2809
Bu olay beni burada bile feci korkutuyor.
04:28
(Laughter)
97
268236
2404
(Gülüşmeler)
04:30
It's probably why I'm a bit panicked,
98
270664
1799
Muhtemelen şu anda biraz panik olmamın
04:32
other than all the caffeine I've had and the sugar.
99
272487
2404
sebeplerinden biri de bu – tabii aldığım bütün o kafeinin ve şekerin dışında
04:34
But this is really creepy for an entrepreneur.
100
274915
2321
– ama bu bir girişimci için gerçekten ürkütücü.
04:37
Attention deficit disorder, bipolar disorder.
101
277260
2143
Dikkat eksikliği bozukluğu, bipolar bozukluk.
04:39
Do you know that bipolar disorder is nicknamed the CEO disease?
102
279427
3000
Bipolar bozukluğun bir diğer adının da CEO hastalığı olduğunu biliyor muydunuz?
04:42
Ted Turner's got it. Steve Jobs has it.
103
282451
2674
Ted Turner'da var. Steve Jobs’da var.
04:45
All three of the founders of Netscape had it.
104
285149
3392
Netscape’in üç kurucusunda da var.
04:48
I could go on and on.
105
288565
1383
Daha böyle devam edebilirim.
04:49
Kids -- you can see these signs in kids.
106
289972
2264
Çocuklar – bu işaretleri çocuklarda da görebilirsiniz.
04:52
And we're giving them Ritalin and saying,
107
292260
2128
Ne yapıyoruz peki? Onlara Ritalin verip
04:54
"Don't be an entrepreneurial type.
108
294412
2093
“Girişimci olma.
04:56
Fit into this other system and try to become a student."
109
296529
2650
Diğer sisteme uyum sağla ve öğrenci olmaya çalış” diyoruz.
Üzgünüm, girişimciler öğrenci değildir.
04:59
Sorry, entrepreneurs aren't students.
110
299203
1772
05:00
We fast-track. We figure out the game.
111
300999
1833
Biz hızlı hareket ederiz. Oyunu çözeriz.
05:02
I stole essays. I cheated on exams.
112
302856
2048
Denemeler çaldım. Sınavlarda kopya çektim.
05:04
I hired kids to do my accounting assignments in university
113
304928
2777
Üniversitede arka arkaya 13 muhasebe ödevini
05:07
for 13 consecutive assignments.
114
307729
1507
yapmaları için başka çocuklar tuttum.
05:09
But as an entrepreneur, you don't do accounting, you hire accountants.
115
309260
3355
Ama girişimci olarak muhasebeyle uğraşmazsın, muhasebeci tutarsın.
05:12
So I just figured that out earlier.
116
312639
1907
İşte ben bunu daha erken keşfettim.
05:14
(Laughter)
117
314570
1666
(Gülüşmeler)
05:16
(Applause)
118
316260
1785
(Alkışlar)
05:18
At least I can admit I cheated in university; most of you won't.
119
318069
3190
En azından ben üniversitede kopya çektiğimi itiraf edebiliyorum; çoğunuz etmezsiniz.
05:21
I'm also quoted -- and I told the person who wrote the textbook --
120
321283
3334
Ayrıca benden alıntı da yapılıyor – ve ders kitabını yazan kişiye de söyledim –
05:24
I'm now quoted in that exact same university textbook
121
324641
2532
her kanada üniversitesinde ve çalışmalarda, tam da aynı
üniversite ders kitabında benden alıntı yapılıyor.
05:27
in every Canadian university and college studies --
122
327197
2806
İşletme muhasebesinde, sekizinci bölümdeyim.
05:30
in managerial accounting, I'm chapter eight.
123
330027
2209
05:32
I open up chapter eight, talking about budgeting.
124
332260
2286
Sekizinci bölümün başında bütçelemeden bahsediyorum.
05:34
I told the author, after they did my interview,
125
334570
2195
Yazara, benle röportaj yaptıktan sonra, aynı derste kopya çektiğimi söyledim.
05:36
that I cheated in that same course.
126
336789
1698
Bunu oraya dahil edemeyecek kadar komik buldu.
05:38
She thought it was too funny to not include it.
127
338511
2391
05:40
But kids, you can see these signs in them.
128
340926
2349
Ama bu işaretleri çocuklarda da görebilirsiniz.
05:43
The definition of entrepreneur is "a person who organizes, operates
129
343299
3299
Girişimcinin tanımı “bir ticari girişimi örgütleyen,
işleten ve ilgili riskleri öngören kişi"dir.
05:46
and assumes the risk of a business venture."
130
346622
2214
05:48
That doesn't mean you have to go to an MBA program,
131
348860
2406
Bu bir MBA programına gitmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez.
Okulu bitirmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez.
05:51
or that you have to get through school.
132
351290
1870
Ta yüreğinde bu birkaç şeyin doğru olduğunu hissetmen gerekir.
05:53
It just means that those few things have to feel right in your gut.
133
353184
3171
Ayrıca şu doğa mı, çevre mi meselesini de hepimiz duymuşuzdur, değil mi?
05:56
We've heard, "Is it nurture or is it nature?" Right?
134
356379
2466
05:58
Is it thing one or thing two? What is it?
135
358869
1978
Birincisi mi, ikincisi mi?
06:00
Well, I don't think it's either. I think it can be both.
136
360871
2629
Bence ikisi de değil. Bence ikisi de olabilir.
06:03
I was groomed as an entrepreneur.
137
363524
1603
Ben bir girişimci olarak eğitildim.
06:05
When I was growing up as a young kid, I had no choice,
138
365151
2760
Küçük bir çocuk olarak büyürken, seçeneğim yoktu;
06:07
because I was taught at a very early age,
139
367935
1976
çünkü çok ama çok erken bir yaşta –
06:09
when my dad realized I didn't fit into everything else
140
369935
2610
babam bana okulda öğretilen
diğer hiçbir şeye uygun olmadığımı fark ettiğinde –
06:12
that was being taught to me in school,
141
372569
1835
erken yaşta ticareti çözmemi öğretebileceğini gördü.
06:14
that he could teach me to figure out business at an early age.
142
374428
2951
Bize, üçümüze bir işte çalışma fikrinden
06:17
He groomed us, the three of us, to hate the thought of having a job
143
377403
3248
nefret etmeyi ve başka insanları
06:20
and to love the fact of creating companies
144
380675
2009
çalıştırabileceğimiz şirketler kurma gerçeğini sevmeyi öğretti.
06:22
where we could employ other people.
145
382708
1675
İlk küçük ticari girişimim, yedi yaşındaydım, Winnipeg’deydim ve
06:24
My first business venture: I was seven years old, in Winnipeg.
146
384407
2934
şu uzun uzatma kablolarından biriyle yatağımda uzanıyordum.
06:27
I was in my bedroom with one of those long extension cords,
147
387365
2773
Winnipeg’deki bütün kuru temizleyicileri arayıp
06:30
calling all the dry cleaners in Winnipeg
148
390162
1927
elbise askıları için bana ne kadar para ödeyeceklerini
06:32
to find out how much they'd pay me for coat hangers.
149
392113
2432
öğrenmeye çalışıyordum.
06:34
And my mom came into the room and said,
150
394569
1977
Annem odaya girdi ve “Kuru temizleyicilere satacak
06:36
"Where are you going to get the hangers to sell to the dry cleaners?"
151
396570
3300
elbise askılarını nereden bulacaksın?” dedi.
06:39
And I said, "Let's go look in the basement."
152
399894
2099
Ben de “Bodruma gidip bakalım” dedim.
Aşağıya, bodruma indik. Dolabı açtım.
06:42
We went down to the basement, and I opened up this cupboard.
153
402017
2826
06:44
There was about 1,000 hangers that I'd collected,
154
404867
2318
Topladığım yaklaşık bin kadar elbise askısı orada duruyordu.
Çünkü anneme dışarı çıkıp çocuklarla oynayacağımı söylediğimde,
06:47
because, when I told her I was going out to play,
155
407209
2302
06:49
I was going door to door in the neighborhood
156
409535
2056
mahallede kapı kapı dolaşıp elbise askıları topluyor ve
06:51
to collect hangers to put in the basement,
157
411615
2062
satmak üzere depoya koyuyordum.
06:53
because I saw her a few weeks before that --
158
413701
2596
Çünkü onu birkaç hafta önce görmüştüm –
karşılığında para alabiliyordun. Askı başına iki sent ödüyorlardı.
06:56
you could get paid, they used to pay two cents per coat hanger.
159
416321
2978
İşte ben böyleydim, her türlü elbise askısı vardı.
06:59
So I was like, well, there's all kinds of hangers,
160
419323
2362
Ben de gidip askıları topladım.
07:01
so I'll just go get them.
161
421709
1202
07:02
I knew she wouldn't want me to get them,
162
422935
1912
Askı toplamamı istemeyeceğini biliyordum, ama yine de yaptım.
07:04
so I just did it anyway.
163
424871
1205
07:06
And I learned that you could actually negotiate with people.
164
426100
2811
Ayrıca insanlarla pazarlık edebileceğini de öğrendim.
07:08
This one guy offered me three cents and I got him up to three and a half.
165
428935
3472
Biri bana üç sent teklif etti ve ben de onu üç buçuk sente bağladım.
Yedi yaşında aslında bir sentin
07:12
I even knew at seven years old
166
432431
1446
07:13
that I could get a fractional percent of a cent,
167
433901
2254
çok küçük bir yüzdesini alabileceğimi
07:16
and people would pay it, because it multiplied up.
168
436179
2347
ve insanların bunu ödeyebileceğini; çünkü toplanarak çoğaldığını bile biliyordum.
07:18
At seven years old I figured it out.
169
438550
1731
Yedi yaşında bunu çözmüştüm. Bin elbise askısı için üç buçuk sent aldım.
07:20
I got three and a half cents for 1,000 hangers.
170
440305
2209
Kapı kapı dolaşıp plaka koruyucuları sattım.
07:22
I sold license plate protectors door to door.
171
442538
2112
Babam aslında benden bana bu şeyleri
07:24
My dad actually made me go find someone
172
444674
1887
toptan satacak birini bulmamı istedi.
07:26
who would sell me them at wholesale.
173
446585
1760
Dokuz yaşında, Sudbury şehrinde kapı kapı dolaşıp
07:28
At nine years old, I walked around in the city of Sudbury
174
448369
2689
plaka koruyucuları sattım.
07:31
selling license-plate protectors door to door.
175
451082
2158
Özellikle bir müşteriyi çok iyi hatırlıyorum;
07:33
And I remember this one customer so vividly --
176
453264
2180
07:35
I also did some other stuff with these clients, I sold newspapers,
177
455468
3551
çünkü bu müşterilerle başka işler de yaptım.
Gazete sattım.
07:39
and he wouldn't buy a newspaper from me, ever.
178
459043
2152
Bu adam benden hiç gazete almazdı.
07:41
But I was convinced I was going to get him to buy a license-plate protector.
179
461219
3580
Ama onu plaka koruyucusu almaya ikna edeceğimden emindim.
07:44
And he's like, "We don't need one."
180
464823
1677
“İyi de ihtiyacımız yok” dedi.
Ben de “Ama iki arabanız var…” dedim – dokuz yaşındayım
07:46
I said, "But you've got two cars."
181
466524
1648
07:48
Remember, I'm nine years old.
182
468196
1406
“Ama iki arabanız var ve plaka koruyucuları yok” dedim.
07:49
I'm like, "You have two cars and they don't have license-plate protectors.
183
469626
3508
O “Biliyorum” dedi.
07:53
And this car has one license plate that's all crumpled up."
184
473158
2814
Ben “Buradaki arabanın plakası tamamen ezilmiş” dedim.
07:55
He said, "That's my wife's car."
185
475996
1554
Adam “Evet, o karımın arabası” dedi. Ben “Gelin, karınızın arabasının önünde
07:57
I said, "Why don't we test one on her car and see if it lasts longer?"
186
477574
3337
koruyucu deneyelim ve daha uzun dayanıp dayanmayacağına bakalım” dedim.
08:00
So I knew there were two cars with two license plates on each.
187
480935
2976
Böylece her birinde iki plaka olan iki araba olduğunu biliyordum.
08:03
If I couldn't sell all four, I could at least get one.
188
483935
2594
Dördünü satamasam bile en azından bir tane satabilirdim.
Bunu erken bir yaşta öğrendim.
08:06
I learned that at a young age.
189
486553
1448
Çizgi roman arbitrajı yaptım.
08:08
I did comic book arbitrage.
190
488025
1294
08:09
When I was about 10 years old, I sold comic books
191
489343
2320
Aşağı yukarı 10 yaşındayken, Georgian Koyu’ndaki
08:11
out of our cottage on Georgian Bay.
192
491687
1740
evimizin dışında çizgi roman sattım.
08:13
I would go biking up to the end of the beach,
193
493451
2105
Bisikletimle kumsalın sonuna gider ve
08:15
buy all the comics from the poor kids,
194
495580
1874
yoksul çocuklardan bütün çizgi romanlarını satın alırdım.
08:17
then go back to the other end of the beach to sell them to the rich kids.
195
497478
3433
Sonra kumsalın diğer ucuna gider ve kitapları zengin çocuklara satardım.
08:20
It was obvious to me: buy low, sell high.
196
500935
1976
Ama bu benim için çok barizdi, doğru. Düşük al, yüksek sat.
08:22
You've got this demand over here that has money.
197
502935
2248
Orada parayı elinde bulunduranların talebi söz konusuydu.
Yoksul çocuklara satmaya kalkışma; nakitleri yok. Zenginlerin var. Git biraz kazan.
08:25
Don't try to sell to the poor kids; they don't have cash.
198
505207
2746
08:27
The rich people do. Obvious, right?
199
507977
1843
Yani barizdi, doğru. Durgunluk gibi.
08:29
It's like a recession.
200
509844
1163
Yani bir durgunluk var ama hala
08:31
So there's a recession.
201
511031
1167
ABD ekonomisinde 13 milyon dolar dolaşımda.
08:32
There's still 13 trillion dollars circulating in the US economy.
202
512222
3016
Bu paranın birazını da sen kazan. Bunu erken yaşta öğendim.
08:35
Go get some of that. I learned that at a young age.
203
515262
2588
08:37
I also learned, don't reveal your source:
204
517874
1990
Ayrıca kaynağını açıklamamayı da öğrendim;
08:39
I got beat up after four weeks of this,
205
519888
1883
çünkü bu işi dört hafta kadar yaptıktan sonra
08:41
because one of the rich kids found out where I was buying my comics,
206
521795
3307
zengin çocuklardan biri çizgi romanlarımı nereden aldığımı öğrendi ve
çok daha fazlasını ödediği gerçeğinden hiç hoşlanmadı.
08:45
and didn't like that he was paying more.
207
525126
1921
10 yaşında gazete dağıtıcılığı yapmaya zorlandım.
08:47
I was forced to get a paper route at 10 years old.
208
527071
2363
Aslında gazete dağıtıcılığı yapmak istemiyordum,
08:49
I didn't want a paper route, but my dad said, "That's your next business."
209
529458
3520
ama 10 yaşında babam “Bir sonraki işin bu olacak” dedi.
Yani bana sadece tek bir güzergah ayarlamayacaktı, iki tane güzergahım olacaktı
08:53
Not only did he get me one, but I had to get two.
210
533002
2324
ve sonra benden gazetelerin yarısını dağıtmak için birini tutmamı istedi.
08:55
He wanted me to hire someone to deliver half the papers,
211
535350
2691
Ben de aynen öyle yaptım ve sonra bütün parayı bahşiş toplayarak kazandığınızı
08:58
which I did.
212
538065
1151
08:59
Then I realized: collecting tips is how you made all the money.
213
539240
3008
fark ettim. Böylece bahşişleri toplayacak ve ödeme alacaktım.
09:02
So I'd collect tips and get payment.
214
542272
1728
Sonra gidip bütün gazeteler için bahşiş toplayacaktım.
09:04
I would collect for the papers -- he could just deliver them.
215
544024
2887
Öbürü sadece gazeteleri dağıtabilirdi.
09:06
Because then I realized I could make money.
216
546935
2015
Çünkü sonrasında para kazanabileceğimi fark ettim.
09:08
By this point, I was definitely not going to be an employee.
217
548974
2834
O andan itibaren, kesinlikle maaşlı olarak çalışmayacaktım.
09:11
(Laughter)
218
551832
1372
(Gülüşmeler)
09:13
My dad owned an automotive and industrial repair shop.
219
553228
2532
Babamın bir otomobil ve sanayi tamirhanesi vardı.
09:15
He had all these old automotive parts lying around.
220
555784
2416
Etrafta bir sürü eski otomotiv parçası öylece yatardı.
Eski pirinç ve bakır.
09:18
They had this old brass and copper.
221
558224
1675
09:19
I asked what he did with it, and he said he just throws it out.
222
559923
2977
Bunlarla ne yaptığını sordum. Sadece attığını söyledi.
09:22
I said, "Wouldn't somebody pay for that?" And he goes, "Maybe."
223
562924
2986
Ben de “Ama birileri bunlar için para ödemez mi?” diye sordum. Babam “Belki” dedi.
Unutmayın, 10 yaşında – yani 34 yıl önce
09:25
Remember: at 10 years old, 34 years ago,
224
565934
1929
bu alanda fırsat gördüm.
09:27
I saw opportunity in this stuff, I saw there was money in garbage.
225
567887
3099
Çöpte para olduğunu gördüm.
Sonrasında bisikletimle bölgedeki otomobil tamirhanelerinin hepsinden çöpleri
09:31
And I collected it from the automotive shops in the area on my bicycle.
226
571010
3352
toplamaya başladım. Sonra babam beni cumartesileri
09:34
Then my dad would drive me on Saturdays to a scrap metal recycler
227
574386
3085
bir hurda metal geri dönüşümcüsüne götürürdü ve ben de paramı alırdım.
09:37
where I got paid.
228
577495
1155
Bunun muhteşem olduğunu düşünüyordum.
09:38
And I thought that was kind of cool.
229
578674
1720
Gayet tuhaf şekilde, 30 yıl sonra 1-800-GOT-JUNK? Hattını kuruyoruz ve
09:40
Strangely enough, 30 years later, we're building 1-800-GOT-JUNK?
230
580418
3049
bununla da para kazanıyoruz.
09:43
and making money off that, too.
231
583491
1488
11 yaşındayken yavrukurt olarak şu küçük iğnedenlikleri yaptım;
09:45
I built these little pincushions when I was 11 years old in Cubs.
232
585003
3054
hani şu Anneler Günü’nde annelerimiz için yaptığımız iğnedenlikler.
09:48
We made these pincushions for our moms for Mother's Day
233
588081
2596
O iğnedenlikleri tahta çamaşır mandallarından yapardım –
09:50
out of wooden clothespins --
234
590701
1656
09:52
when we used to hang clothes on clotheslines outside.
235
592381
2494
o zamanlar çamaşırları dışarıya, çamaşır iplerine asardık.
09:54
And you'd make these chairs.
236
594899
1366
Sonra o sandalyeleri yapardın.
09:56
And I had these little pillows that I would sew up.
237
596289
2398
O küçük yastıkları dikerdik.
09:58
And you could stuff pins in them.
238
598711
1598
Böylece üstüne iğneleri takabilirdin.
10:00
Because people used to sew and they needed a pincushion.
239
600333
2879
Çünkü insanlar dikiş dikerlerdi ve bir iğnedenliğe ihtiyaç duyarlardı.
Ama seçeneklerin olması gerektiğini fark etmiştim.
10:04
But I realized you had to have options,
240
604317
2097
10:06
so I spray-painted a whole bunch of them brown,
241
606438
2220
Böylece bütün bir partiyi kahverengiye boyadım.
10:08
so when I went to the door, it wasn't, "Do you want to buy one?"
242
608682
3004
Bir kapıya gittiğimde “Bir tane almak ister misiniz? diye sormuyordum,
“Hangi rengi isterdiniz? diye soruyordum.
10:11
It was, "Which color would you like?"
243
611710
1776
10 yaşlarındaydım; bana hayır demezdiniz,
10:13
I'm 10 years old; you're not going to say no,
244
613510
2108
özellikle de iki seçeneğiniz varsa; kahverengi ya da açık renk vardı.
10:15
especially if you have two options, the brown one or the clear one.
245
615642
3181
Yani bu dersi erken yaşta öğrendim.
10:18
So I learned that lesson at a young age.
246
618847
1925
Ameleliğin gerçekten kötü olduğunu öğrendim.
10:20
I learned that manual labor really sucks.
247
620796
2358
10:23
Right, like cutting lawns is brutal.
248
623178
2281
Doğru, çimenleri biçmek fecidir.
10:26
But because I had to cut lawns all summer for all of our neighbors
249
626191
3114
Ama bütün yaz tüm komşuların çimenleri kesip karşılığında para kazandığım için,
10:29
and get paid to do that,
250
629329
1183
bir müşteriden kazanılan sürekli gelirin
10:30
I realized that recurring revenue from one client is amazing,
251
630536
3470
mükemmel olduğunu fark ettim.
10:34
that if I land this client once,
252
634030
2396
Bu müşteriyi bir kez kazanırsam ve
10:36
and every week I get paid by that person,
253
636450
2123
her hafta bu kişiden ödeme alırsam,
10:38
that's way better than trying to sell one clothespin thing to one person,
254
638597
4314
bu durum bir kişiye çamaşır mandalı
satmaya çalışmaktan çok daha kolaydı.
10:42
because you can't sell them more.
255
642935
1621
Çünkü ona daha fazla satamazdın.
10:44
So I love that recurring revenue model I started to learn at a young age.
256
644580
3469
Yani küçük yaşta öğrenmeye başladığım bu sürekli gelir modelini seviyorum.
Unutmayın, bunu yapmak üzere eğitiliyordum. İşte çalışmama izin verilmiyordu.
10:48
Remember, I was being groomed to do this. I was not allowed to have jobs.
257
648073
3460
Caddy olarak çalıştım, golf sahasına gidip insanların golf takımlarını taşırdım.
10:51
I would go to the golf course and caddy for people,
258
651557
2418
10:53
but I realized there was this one hill on our golf course, the 13th hole,
259
653999
3490
Ama golf sahamızda bir tepe olduğunu,
13. delikte devasa bir tepe bulunduğunu fark ettim.
10:57
that had this huge hill,
260
657513
1174
İnsanlar çantalarını asla o tepeye taşıyamazlardı.
10:58
and people could never get their bags up it.
261
658711
2073
Ben de bir sandalyede oturur ve
11:00
So I'd sit there in a lawn chair and carry for all the people
262
660808
2889
caddy’si olmayan insanları tepeye taşırdım.
11:03
who didn't have caddies.
263
663721
1176
11:04
I'd carry their golf bags to the top; they'd pay me a dollar,
264
664921
2871
Golf çantalarını en tepeye taşırdım ve onlar da bana bir dolar öderlerdi.
11:07
while my friends worked for hours hauling some guy's bag around
265
667816
2961
Bu arada arkadaşlarım bir adamın çantasını taşımak için
eş saat çalışır ve 10 papel alırlardı.
11:10
for 10 bucks.
266
670801
1158
11:11
I'm like, "That's stupid. You have to work for five hours.
267
671983
2721
Onlara “Bu aptalca; çünkü beş saat çalışmak zorundasınız.
11:14
That doesn't make sense. Figure out a way to make more money faster.
268
674728
3201
Hiçbir anlamı yok” derdim. Daha fazla parayı daha hızlı kazanmanın bir yolunu bulun.
11:17
Every week, I'd go to the corner store and buy all these pops,
269
677953
2911
Her hafta, bakkala gider ve bütün o içecekleri alırdım.
11:20
Then I'd deliver them to these 70-year-old women playing bridge.
270
680888
3023
Sonra gidip briç oynayan 70 yaşındaki kadınlara teslimat yapardım.
11:23
They'd give me their orders for the following week.
271
683935
2444
Onlar da bana gelecek haftanın siparişlerini verirlerdi.
Ben de siparişleri teslim eder ve iki kez ödeme alırdım.
11:26
I'd deliver pop and charge twice.
272
686403
1634
İşte böyle ele geçirdiğim bir piyasam vardı. Sözleşmelere ihtiyacınız yoktu.
11:28
I had this captured market.
273
688061
1309
11:29
You didn't need contracts, you just needed to have a supply and demand
274
689394
3660
Sadece arz-talep ve sizden alışveriş yapan
hedef kitleniz olması gerekiyordu.
11:33
and this audience who bought into you.
275
693078
1833
11:34
These women weren't going to go to anybody else
276
694935
2196
Bu kadınlar başka birine gitmezlerdi;
çünkü beni seviyorlardı ve ben bunu bir şekilde çözmüştüm.
11:37
because they liked me, and I kind of figured it out.
277
697155
2478
Gidip golf sahalarından golf topları alırdım.
11:39
I went and got golf balls from golf courses.
278
699657
2118
11:41
But everybody else was looking in the bush
279
701799
2112
Ama herkes golf toplarını çalılıklarda
11:43
and looking in the ditches for golf balls.
280
703935
2052
ya da çukurlarda arardı.
Ben boş ver oraları derdim.
11:46
I'm like, screw that. They're in the pond. And nobody's going into the pond.
281
706011
3707
Hepsi gölde ve hiç kimse göle girmiyor.
11:49
So I'd go into the ponds and crawl around and pick them up with my toes,
282
709742
3388
Göllere girer, emekler ve topları ayak parmaklarımla toplardım.
Onları ancak iki ayağınızla birlikte alabilirdiniz.
11:53
just pick them up with both feet.
283
713154
1593
11:54
You can't do it onstage.
284
714771
1810
Bunu insanların önündeyken yapamazsınız.
11:56
You get the golf balls, throw them in your bathing suit trunks
285
716605
2929
Golf toplarını toplar ve mayonun içine atarsın,
sonra işin bittiğinde yüzlerce topun olur.
11:59
and when you're done, you've got a couple hundred of them.
286
719558
2739
Ama sorun şu ki insanlar eski golf topları istemez.
12:02
But the problem is, people didn't want all the golf balls.
287
722321
2757
Bu yüzden topları paketlersin. 12 yaşlarındayım, evet.
12:05
So I just packaged them. I'm like 12, right?
288
725102
2096
Onları üç şekilde paketliyordum.
12:07
I packaged them up three ways.
289
727222
1437
12:08
I had the Pinnacles, DDHs and the really cool ones.
290
728683
2399
Pinnacle, DDH var, bir de o zamanlar gerçekten harika olanlar var.
Her biri iki dolara satılanlar vardı.
12:11
Those sold for two dollars each.
291
731106
1531
12:12
Then I had the good ones that didn't look crappy: 50 cents each.
292
732661
3046
Sonra hiç de kötü görünmeyen, iyi durumda olanlar vardı. Her biri 50 sentti.
12:15
And then I'd sell 50 at a time of all the crappy ones.
293
735731
2578
Kötü durumda olanlardan da bir seferde 50 tane satardım.
12:18
And they could use those for practice balls.
294
738333
2252
Onları antrenman topu olarak kullanabilirlerdi.
12:20
I sold sunglasses when I was in school,
295
740609
2086
Sonra lisedeyken okuldaki bütün çocuklara
güneş gözlüğü sattım.
12:23
to all the kids in high school.
296
743487
1597
Bu yüzden herkes sizden nefret eder;
12:25
This is what really kind of gets everybody hating you,
297
745108
2587
12:27
because you're trying to extract money from all your friends all the time.
298
747719
3498
çünkü sürekli bütün arkadaşlarınızdan para koparmaya çalışırsınız.
Ama faturalar ödeniyordu.
12:31
But it paid the bills.
299
751241
1182
12:32
So I sold lots and lots of sunglasses.
300
752447
1869
Çok ama çok güneş gözlüğü sattım.
12:34
Then when the school shut me down --
301
754340
1754
Sonra okul beni kapattığında –
12:36
they called me into the office and told me I couldn't do it --
302
756118
2929
okul beni ofise çağırıp bunu yapamayacağımı söyledi –
ben de benzin istasyonlarına gidip
12:39
I went to the gas stations and sold lots of them to the gas stations
303
759071
3551
bir sürü güneş gözlüğü sattım ve
12:42
and had the gas stations sell them to their customers.
304
762646
2547
istasyonlar da onları müşterilerine sattı.
Harikaydı; çünkü perakende satış noktalarım vardı.
12:45
That was cool because then, I had retail outlets.
305
765217
2364
Galiba on dört yaşındaydım.
12:47
I think I was 14.
306
767605
1151
12:48
Then I paid my entire way through first year of university at Carlton
307
768780
3256
Sonra Carlton’da, üniversitedeki ilk yılımın tüm masraflarını
kapı kapı şarap tulumu satarak karşıladım.
12:52
by selling wineskins door to door.
308
772060
1632
12:53
You know you can hold a 40-ounce bottle of rum
309
773716
2160
Bir şarap tulumunun 40 onsluk bir rom şişesi ve
12:55
and two bottles of coke in a wineskin?
310
775900
1833
iki şişe kola alabileceğini biliyor musunuz? Ee yani mi diyorsunuz?
12:57
So what, right? But you know what?
311
777757
1634
Tamam da biliyor musunuz? İçeride bedavaya alem yapabileceğiniz
12:59
Stuff that down your shorts when you go to a football game,
312
779415
2766
bir futbol maçına giderken bunları iç çamaşırınızın içine koyarsınız ve
13:02
you can get booze in for free.
313
782205
1438
herkes satın alır.
13:03
Everybody bought them.
314
783667
1200
13:04
Supply, demand, big opportunity.
315
784891
2296
Arz, talep, büyük fırsat.
13:07
I also branded it, so I sold them for five times the normal cost.
316
787211
3101
Bu tulumlar için bir de marka yarattım; böylece maliyetin beş katına sattım.
Üstünde bizim üniversitenin logosu vardı.
13:10
It had our university logo on it.
317
790336
1575
13:11
You know, we teach our kids and we buy them games,
318
791935
2369
Biliyorsunuz çocuklara öğretiyoruz ve onlara oyunlar alıyoruz
ama eğer girişimci çocuklarsa neden onlara girişimci olmak için
13:14
but why don't we get them games, if they're entrepreneurial kids,
319
794328
3097
ihtiyaç duyulan nitelikleri geliştiren oyunlar almıyoruz?
13:17
that nurture the traits you need to be entrepreneurs?
320
797449
2487
13:19
Why don't you teach them not to waste money?
321
799960
2290
Neden onlara parayı israf etmemeyi öğretmiyoruz?
13:22
I remember being told to walk out into the middle of a street
322
802274
2912
Banff, Alberta’da bir peniyi sokağa attığım için benden yolun ortasına
13:25
in Banff, Alberta.
323
805210
1170
yürümem istendiğini hatırlıyorum.
13:26
I'd thrown a penny out in the street,
324
806404
1810
Babam “Git ve onu al” dedi.
13:28
and my dad said, "Go pick it up.
325
808238
1533
13:29
I work too damn hard for my money. I'm not going to see you waste a penny."
326
809795
3612
“Param için çok çalıştım. Bir peniyi bile israf ettiğini görmeyeceğim” dedi.
Bu dersi bugüne kadar hep hatırladım.
13:33
I remember that lesson to this day.
327
813431
1684
Harçlıklar çocuklara yanlış alışkanlıklar kazandırır.
13:35
Allowances teach kids the wrong habits.
328
815139
1894
Harçlıklar doğası gereği çocuklara
13:37
Allowances, by nature, are teaching kids to think about a job.
329
817057
3571
bir iş hakkında düşünmeyi öğretir.
13:40
An entrepreneur doesn't expect a regular paycheck.
330
820652
2977
Oysa girişimci düzenli bir maaş çeki beklemez.
13:43
Allowance is breeding kids at a young age to expect a regular paycheck.
331
823653
3681
Harçlık çocuklara küçük yaşta
düzenli bir maaş çeki beklemeyi öğretir.
13:47
That's wrong, for me, if you want to raise entrepreneurs.
332
827358
2689
Girişimciler yetiştirmek istiyorsanız, bence bu yanlış.
Ben çocuklarımla ne yapıyorum – bende iki tane var, dokuz ve yedi yaşlarında – ,
13:50
What I do with my kids, nine and seven,
333
830071
1987
onlara evde bahçede dolaşıp yapılması gereken
13:52
is teach them to walk around the house and the yard,
334
832082
2470
işleri araştırmalarını öğretiyorum.
13:54
looking for stuff that needs to get done.
335
834576
1977
Bana gelin ve neler olduğunu söyleyin.
13:56
Come and tell me what it is.
336
836577
1387
13:57
Or I'll say, "Here's what I need done."
337
837988
1923
Ya da ben onlara gidip “Bunun yapılması gerekiyor” derim.
13:59
And then, you know what we do? We negotiate.
338
839935
2098
Sonra ne yapıyoruz, biliyor musunuz? Pazarlık.
Etrafta dolaşıp neler olduğuna bakıyorlar.
14:02
They go around looking for what it is,
339
842057
1854
14:03
then we negotiate what they'll get paid.
340
843935
1976
Ama sonra ne kadar para alacakları hakkında pazarlık yapıyoruz.
14:05
They don't have a regular check,
341
845935
1626
Düzenli bir çek almıyorlar, ama daha fazla iş bulma fırsatları var ve
14:07
but they have opportunities to find more stuff,
342
847585
2238
pazarlık yapma becerisi kazanıyorlar,
14:09
and learn the skill of negotiating and of finding opportunities.
343
849847
3064
fırsat bulma becerisi de kazanıyorlar.
14:12
You breed that kind of stuff.
344
852935
1406
Bu tür şeyler öğretirsin. Çocuklarım ikisinin de iki kumbarası var.
14:14
Each of my kids has two piggy banks.
345
854365
1769
Kazandıkları ya da hediye aldıkları tüm paranın
14:16
Fifty percent of all the money they earn goes in their house account,
346
856158
3455
yüzde 50’si ev hesaplarına gider;
14:19
50 percent goes in their toy account.
347
859637
1778
diğer yüzde 50’si de oyuncak hesaplarına.
14:21
The toy account, they spend on whatever they want.
348
861439
2371
Oyuncak hesaplarına giden parayı istedikleri her şey için harcayabilirler.
14:23
The 50 percent in their house account, every six months, goes to the bank.
349
863834
3508
Ev hesaplarına giden yüzde 50 her altı ayda bir bankaya gider.
Hep birlikte gideriz. Her yıl bankadaki bütün para brokerlerine gider.
14:27
they walk up with me.
350
867366
1151
14:28
Every year, all the money in the bank goes to their broker.
351
868541
2798
Hem dokuz hem de yedi yaşındaki çocuğumun şimdiden bir borsa brokeri var.
14:31
Both my nine- and seven-year-olds have a stockbroker already.
352
871363
2968
Ama onlara bu tasarruf alışkanlığı edinmeyi öğretiyorum.
14:34
I'm teaching them to force that savings habit.
353
874355
2200
30 yaşındaki insanların “Galiba artık emeklilik tasarruf planı
14:36
It drives me crazy that 30-year-olds are saying,
354
876579
2287
14:38
"Maybe I'll start contributing to my RSP now."
355
878890
2192
yapmaya başlamam lazım” demeleri beni delirtiyor.
Kahretsin, 25 yıl kaçırdınız.
14:41
Shit, you've missed 25 years.
356
881106
1731
14:42
You can teach those habits to young kids,
357
882861
1965
Bu alışkanlıkları daha acısını bile hissetmeyecekleri
14:44
when they don't even feel the pain yet.
358
884850
1874
bir zamanda çocuklara öğretebilirsin.
14:46
Don't read bedtime stories every night -- maybe four nights of the week,
359
886748
4162
Her gece onlara masal okumayın.
Belki de haftanın dört gecesi masal okuyun ve
14:50
and three nights, have them tell stories.
360
890934
2279
üç gece de onlara hikaye anlattırın.
Oturup onlara dört şey verin; mesela kırmızı tişört,
14:53
Why don't you sit down with kids and give them four items,
361
893237
2760
mavi kravat, kanguru ve dizüstü bilgisayar ve
14:56
a red shirt, a blue tie, a kangaroo and a laptop,
362
896021
2890
14:58
and have them tell a story about those four things?
363
898935
2429
sonra da bu dört şeyle ilgili bir hikaye anlatmalarını isteyin.
Çocuklarım bunu her zaman yapıyor.
15:01
My kids do that all the time.
364
901388
1398
15:02
It teaches them to sell, teaches them creativity,
365
902810
2317
Bu onlara satış yapmayı öğretir; yaratıcılığı öğretir;
akıllıca düşünmeyi öğretir.
15:05
teaches them to think on their feet.
366
905151
1815
15:06
Do that kind of stuff, have fun with it.
367
906990
1921
Sadece bu tür şeyler yapın ve yaparken eğlenin.
15:08
Get kids to stand up in front of groups and talk,
368
908935
2318
Çocuklara insanların önünde konuşma yaptırın -
sadece arkadaşların önünde bile olabilir –
15:11
even if it's just in front of their friends,
369
911277
2075
ve oyunlar oynatıp konuşmalar yaptırın.
15:13
and do plays and have speeches.
370
913376
1482
15:14
Those are entrepreneurial traits you want to be nurturing.
371
914882
2745
Bunlar geliştirmek isteyeceğiniz girişimcilik nitelikleridir.
Çocuklara kötü müşterilerin ya da kötü çalışanların nasıl olduğunu gösterin.
15:17
Show kids what bad customers or bad employees look like.
372
917651
2648
Onlara suratsız çalışanları gösterin.
15:20
Show them grumpy employees.
373
920323
1334
15:21
When you see grumpy customer service, point it out.
374
921681
2480
Suratsız bir müşteri hizmetleri çalışanı gördüğünüzde, bunu onlara gösterin.
“Bu arada, bu adam berbat bir çalışan” deyin.
15:24
Say, "By the way, that guy is a crappy employee."
375
924185
2322
“Bunlar da iyi çalışanlar” deyin.
15:26
And say, "These are good ones."
376
926531
1560
15:28
(Laughter)
377
928115
2033
(Gülüşmeler)
15:30
If you go into a restaurant and have bad customer service,
378
930172
2734
Bir restorana gittiğinizde, kötü bir müşteri hizmetiyle karşılaşırsanız,
15:32
show them what bad customer service looks like.
379
932930
2240
kötü müşteri hizmetinin nasıl olduğunu gösterin.
(Gülüşmeler)
15:35
(Laughter)
380
935194
1892
Hepimizin önünde böyle dersler var,
15:37
We have all these lessons in front of us,
381
937110
1976
ama bu fırsatları değerlendirmiyoruz; çocuklara özel öğretmen tutmayı öğretiyoruz.
15:39
but we don't take those opportunities; we teach kids to get a tutor.
382
939110
3236
Çocukların evdeki bütün sandıklarını,
15:42
Imagine if you actually took all the kids' junk in the house right now,
383
942370
3374
iki yıl önce büyüdükleri için terk ettikleri oyuncakların hepsini
15:45
all the toys they outgrew two years ago
384
945768
1882
alıp “Bunların bazılarını Craigslist ve
15:47
and said, "Why don't we sell some of this on Craigslist and Kijiji?"
385
947674
3221
Kijiji’de de satalım mı?” diye sorduğunuzu düşünün.
15:50
And they actually sell it and learn how to find scammers when offers come in.
386
950919
3691
O oyuncakları gerçekten satıp
e-posta teklifleri geldiğinde dolandırıcıları nasıl bulacaklarını öğrenebilirler.
15:54
They can come into your account or a sub account or whatever.
387
954634
2884
Size bir hesapla ya da alt hesapla gelebilirler.
Ama onlara fiyatı nasıl tespit edeceklerini, nasıl tahmin edeceklerini,
15:57
But teach them how to fix the price, guess the price,
388
957542
2485
fotoğrafları nasıl kaldıracaklarını öğretin.
16:00
pull up the photos.
389
960051
1860
16:01
Teach them how to do that kind of stuff and make money.
390
961935
2656
Bu tür şeyleri yaparak nasıl para kazanacaklarını öğretin.
Sonra parayı aldıklarında yüzde 50’si ev hesabına,
16:04
Then 50 percent goes in their house account,
391
964615
2065
yüzde 50’si oyuncak hesabına gider.
16:06
50 percent in their toy account.
392
966704
1558
Benim çocukların bu tür şeylere bayılırlar.
16:08
My kids love this stuff.
393
968286
1208
16:09
Some of the entrepreneurial traits you've got to nurture in kids:
394
969518
3066
Çocuklarda geliştirmeniz gereken girişimcilik niteliklerinden bazıları
16:12
attainment, tenacity, leadership, introspection, interdependence, values.
395
972608
3446
beceri, azim, liderlik, iç gözlem, dayanışma, değerler.
Tüm bu nitelikleri çocuklarda bulabilirsiniz ve gelişmelerine yardım edebilirsiniz.
16:16
All these traits, you can find in young kids, and you can help nurture them.
396
976078
3597
Bu tür şeyler arayın.
16:19
Look for that kind of stuff.
397
979699
1340
Ayrıca sistemlerinden çıkarmamız gereken
16:21
There's two traits I want you to also look out for
398
981063
2390
iki niteliğe daha bakmanızı istiyorum. in.
16:23
that we don't get out of their system.
399
983477
2191
16:25
Don't medicate kids for attention deficit disorder
400
985692
2382
Gerçekten ama gerçekten feci şekilde berbat durumda değillerse
çocuklara dikkat eksikliği bozukluğu için ilaç vermeyin.
16:28
unless it is really, really freaking bad.
401
988098
1977
(Alkışlar)
16:30
(Applause)
402
990099
1572
16:31
The same with the whole things on mania and stress and depression,
403
991695
3118
Aynı şey, klinik açıdan feci durumda değilse, mani, stres ve
16:34
unless it is so clinically brutal, man.
404
994837
1977
depresyon için de geçerli.
16:36
Bipolar disorder is nicknamed "the CEO disease."
405
996838
2459
Bipolar bozukluğun bir diğer adı da CEO hastalığıdır.
Steve Jurvetson, Jim Clark ve
16:39
When Steve Jurvetson, Jim Clark and Jim Barksdale have all got it,
406
999321
4550
Jim Barksdale’in üçünde de var bu hastalık
ve bu adamlar Netscape’i kurdular.
16:43
and they built Netscape --
407
1003895
1416
Onlara Ritalin verildiğini düşünsenize.
16:45
imagine if they were given Ritalin.
408
1005335
1710
Netscape diye bir şey olmayacaktı, değil mi?
16:47
We wouldn't have that stuff, right?
409
1007069
1842
16:48
Al Gore really would have had to invented the Internet.
410
1008935
2753
İnterneti Al Gore icat edecekti.
16:51
(Laughter)
411
1011712
1738
(Gülüşmeler)
16:53
These are the skills we should be teaching in the classroom,
412
1013474
2915
Bu beceriler diğer şeylerin yanı sıra sınıfta
öğretmemiz gereken becerilerdir.
16:56
as well as everything else.
413
1016413
1295
16:57
I'm not saying don't get kids to want to be lawyers.
414
1017732
2496
Çocukların avukat olmalarını engelleyin demiyorum.
Ama girişimciliğin de diğer tüm mesleklerle
17:00
But how about getting entrepreneurship to be ranked right up there
415
1020252
3153
aynı düzeyde olmasını sağlayın.
17:03
with the rest of them?
416
1023429
1152
Çünkü bunda devasa bir fırsat var.
17:04
Because there's huge opportunities in that.
417
1024605
2030
Konuşmamı küçük ve kısa bir videoyla bitirmek istiyorum.
17:06
I want to close with a quick video
418
1026659
1707
Danışmanlık yaptığım şirketlerden birinin hazırladığı bir video.
17:08
that was done by one of the companies I mentor.
419
1028390
2231
17:10
These guys, Grasshopper.
420
1030645
1494
Bu adamlar, Grasshopper.
17:12
It's about kids.
421
1032163
1165
Çocuklarla ilgili. Girişimcilikle ilgili.
17:13
It's about entrepreneurship.
422
1033352
1366
17:14
Hopefully, this inspires you to take what you've heard from me
423
1034742
2925
Umarım bu sizi benden duyduklarınızdan yararlanarak dünyayı
17:17
and do something with it to change the world.
424
1037691
2161
değiştirecek bir şeyler yapmaya teşvik eder.
[Çocuk… "Bir şey yapabileceğinizi mi düşündünüz?"]
17:20
[Kid... "And you thought you could do anything?"]
425
1040164
2294
17:22
[You still can.]
426
1042482
1977
[Hala yapabilirsiniz.]
17:24
[Because a lot of what we consider impossible]
427
1044483
2833
[Çünkü imkansız olduğunu düşündüğümüz birçok şeyin…]
[… üstesinden gelmek çok kolay] [
17:27
[is easy to overcome]
428
1047340
2571
17:29
[Because in case you haven't noticed, we live in a place where]
429
1049935
3000
Çünkü fark etmediyseniz bile] [tek bir bireyin
17:32
[one individual can make a difference]
430
1052959
2738
fark yaratabileceği bir yerde yaşıyoruz]
17:35
[Want proof?]
431
1055721
1199
[Kanıt mı istiyorsunuz?]
17:36
[Just look at the people who built our country:]
432
1056944
2287
[Sadece ülkemizi kuran insanlara bakın;]
[anne babamıza, dedelerimize, teyzelerimize, amcalarımıza…]
17:39
[Our parents, grandparents, our aunts, uncles]
433
1059255
2193
[Daha yeni gelmiştiler ve göçmen olarak iz bırakmaya hazırdılar] [
17:41
[They were immigrants, newcomers ready to make their mark]
434
1061472
2770
Belki çok az şeyle geldiler]
17:44
[Maybe they came with very little]
435
1064266
2645
17:46
[or perhaps they didn't own anything except for]
436
1066935
2260
[Ya da belki … basit bir parlak fikir]
17:49
[a single brilliant idea]
437
1069219
2866
[dışında hiçbir şeyleri yoktu]
17:52
[These people were thinkers, doers]
438
1072109
2248
[Bu insanlar düşünürdüler, eylemciydiler…]
17:55
[innovators]
439
1075768
1476
[… yenilikçiydiler…]
17:57
[until they came up with the name]
440
1077649
1949
[… ta ki…]
18:01
[entrepreneurs]
441
1081409
2991
[girişimci adını alana kadar!]
18:04
[They change the way we think about what is possible.]
442
1084424
2554
[Kafamızdaki "mümkün" kavramını değiştirdiler.]
18:07
[They have a clear vision of how life can be better]
443
1087002
2547
[Hayatın hepimiz için, zor zamanlarda bile ]
18:09
[for all of us, even when times are tough.]
444
1089573
2195
[nasıl daha iyi olabileceğine dair net bir görüşleri vardı.]
18:11
[Right now, it's hard to see]
445
1091792
1432
[Şu anda görüşümüz engellerle
18:13
[when our view is cluttered with obstacles.]
446
1093248
2731
kapanmışken…] [… görmek zor.]
18:16
[But turbulence creates opportunities]
447
1096003
4246
[Ama kargaşa fırsat yaratır]
başarı ve kazanım fırsatı ve bizi…]
18:20
[for success, achievement, and pushes us]
448
1100273
3277
[işleri yapmanın yeni yollarını keşfetmeye iter]
18:23
[to discover new ways of doing things]
449
1103919
1896
[Peki hangi fırsatların peşinden gideceksin ve neden?]
18:26
[So what opportunities will you go after and why?]
450
1106226
2737
18:28
[If you're an entrepreneur]
451
1108987
2423
[Girişimciysen]
18:31
[you know that risk isn't the reward.]
452
1111434
2882
[riskin ödül olmadığını bilirsin.]
18:34
[No. The rewards are driving innovation]
453
1114340
2096
[Hayır. Ödüller yenilikçiliğe öncülük etmektir…]
[… insanların yaşamlarını değiştirmektir. İstihdam yaratmaktır.]
18:37
[changing people's lives. Creating jobs.]
454
1117208
2017
18:39
[Fueling growth.]
455
1119609
2158
[Büyümeyi teşvik etmektir.]
18:41
[And making a better world.]
456
1121791
3120
[Ve daha iyi bir dünya yaratmaktır.]
18:44
[Entrepreneurs are everywhere.]
457
1124935
1505
[Girişimciler her yerde.]
18:46
[They run small businesses that support our economy,]
458
1126464
2533
[Ekonomimizi destekleyen küçük şirketleri işletiyorlar,]
[dünyanın dört bir yanındaki arkadaşlarınıza,
18:49
[design tools to help you]
459
1129021
1242
18:50
[stay connected with friends, family and colleagues]
460
1130287
2438
ailenize ve meslektaşlarınıza…] [… bağlı kalmanızı sağlayan araçları tasarlıyorlar…]
18:52
[And they're finding new ways of helping to solve society's oldest problems.]
461
1132749
3636
[Ve toplumun en eski sorunlarını çözmenin yeni yollarını buluyorlar.]
[Bir girişimci tanıyor musunuz?]
18:56
[Do you know an entrepreneur?]
462
1136409
1435
18:57
[Entrepreneurs can be anyone Even... you]
463
1137868
2051
[Herkes girişimci olabilir ...]
[Hatta ... siz bile!]
18:59
[So seize the opportunity to create the job you always wanted]
464
1139943
3049
[Öyleyse her zaman istediğiniz işi yaratma fırsatını yakalayın]
19:03
[Help heal the economy]
465
1143016
1564
[Ekonominin iyileşmesine yardım edin]
19:04
[Make a difference.]
466
1144604
1152
19:05
[Take your business to new heights,]
467
1145780
1720
[Fark yaratın.]
[Şirketinizi yeni boyutlara taşıyın.]
19:08
[but most importantly,]
468
1148863
1269
[Ama en önemlisi,]
19:10
[remember when you were a kid]
469
1150156
2580
[çocuk olduğunuz zamanları hatırlayın ...]
19:13
[when everything was within your reach,]
470
1153776
3008
[her şeye ulaşabileceğiniz zamanları]
19:16
[and then say to yourself quietly, but with determination:]
471
1156808
4000
[ve sonra kendi kendinize sessizce ama kararlılıkla]
19:22
[it still is.]
472
1162855
1746
["Hala ulaşabilirim” deyin.]
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
19:27
Thank you very much for having me.
473
1167410
1652
19:29
(Applause)
474
1169086
1880
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7