Brian Dettmer: Old books reborn as intricate art

Brian Dettmer: Eski kitaplar karmaşık sanat olarak yeniden doğuyor

158,833 views

2015-02-06 ・ TED


New videos

Brian Dettmer: Old books reborn as intricate art

Brian Dettmer: Eski kitaplar karmaşık sanat olarak yeniden doğuyor

158,833 views ・ 2015-02-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: şeref bacak
00:12
I'm an artist and I cut books.
0
12601
2009
Ben bir sanatçıyım ve kitapları kesiyorum.
00:14
This is one of my first book works.
1
14610
1706
Bu ilk kitap çalışmalarımdan biri.
00:16
It's called "Alternate Route to Knowledge."
2
16316
2024
Adı "Bilgiye Alternatif Yol".
00:18
I wanted to create a stack of books so that somebody could come into the gallery
3
18340
3792
Bir kitap yığını yaratmak istedim. Böylece birileri galeriye gelip,
sadece alelade bir kitap yığınına baktıklarını düşünsün,
00:22
and think they're just looking at a regular stack of books,
4
22132
2820
00:24
but then as they got closer they would see this rough hole carved into it,
5
24952
3489
ama sonra yaklaştıkça, içine doğru kazınmış kaba deliği görüp
00:28
and wonder what was happening, wonder why,
6
28441
1976
neler olduğunu ve niye öyle olduğunu merak etsin
00:30
and think about the material of the book.
7
30417
2036
ve kitabın malzemesi hakkında düşünsün.
00:32
So I'm interested in the texture,
8
32453
2090
Evet, dokuya karşı ilgim var,
00:34
but I'm more interested in the text and the images that we find within books.
9
34543
4120
ama kitapların içerisinde bulduğumuz yazı ve resimlere karşı daha fazla ilgim var.
00:39
In most of my work, what I do is I seal the edges of a book with a thick varnish
10
39623
3901
Çalışmalarımın çoğunda kitapların kenarlarını kalın bir cilayla kaplayıp
00:43
so it's creating sort of a skin on the outside of the book
11
43524
2810
kitabın dışında bir çeşit tabaka oluşturuyorum.
00:46
so it becomes a solid material, but then the pages inside are still loose,
12
46334
3868
Böylece, içindeki sayfalar hâlâ gevşek olan katı bir madde hâline geliyor.
00:50
and then I carve into the surface of the book,
13
50202
2150
Sonra kitabın yüzeyinden içine doğru yontuyorum
00:52
and I'm not moving or adding anything.
14
52352
2531
ve hiçbir şey kaldırmıyorum veya eklemiyorum.
00:54
I'm just carving around whatever I find interesting.
15
54883
2879
Sadece ilginç bulduğum şeylerin etrafını yontuyorum.
00:57
So everything you see within the finished piece
16
57762
2461
Yani bitmiş bir parçada gördüğünüz her şey,
01:00
is exactly where it was in the book before I began.
17
60223
2773
ben başlamadan önce kitabın neresindeyse yine tam aynı yerde.
01:04
I think of my work as sort of a remix, in a way,
18
64666
2348
Ben çalışmamı, bir bakıma, bir çeşit remiks olarak düşünüyorum,
01:07
because I'm working with somebody else's material
19
67014
2331
çünkü başka birinin malzemesi ile çalışıyorum.
01:09
in the same way that a D.J. might be working with somebody else's music.
20
69345
3628
Bir D.J.'in başkasının müziği ile çalışması gibi.
01:12
This was a book of Raphael paintings, the Renaissance artist,
21
72973
3945
Bu kitap, Rönesans sanatçısı Rafael'in tablolarından oluşmuştu
01:16
and by taking his work and remixing it, carving into it,
22
76918
4435
ve çalışmasını alıp yeniden düzenleyip içini oyarak,
01:21
I'm sort of making it into something that's more new and more contemporary.
23
81353
3692
onu bir nevi daha yeni ve daha modern bir şey hâline getiriyorum.
01:25
I'm thinking also about breaking out of the box of the traditional book
24
85915
3866
Aynı zamanda geleneksel kitap formunu kırıp
01:29
and pushing that linear format,
25
89781
2136
bu doğrusal formatı zorlamayı ve
01:31
and try to push the structure of the book itself
26
91917
3983
kitabın yapısını değiştirmeyi deniyorum,
01:35
so that the book can become fully sculptural.
27
95900
2523
böylece kitap tamamen heykel gibi olsun.
01:41
I'm using clamps and ropes and all sorts of materials, weights,
28
101303
3765
Cilalamadan önce her şeyi bir arada tutmak için
kıskaçlar, ipler ve ağırlık gibi her tür malzemeyi kullanıyorum.
01:45
in order to hold things in place before I varnish
29
105068
2972
01:48
so that I can push the form before I begin,
30
108040
2560
Böylece başlamadan önce formu sıkıştırıp
01:50
so that something like this can become a piece like this,
31
110600
4642
bunun gibi bir şey, böyle bir parça hâline gelsin.
01:55
which is just made from a single dictionary.
32
115242
2888
Bu sadece tek bir sözlükten yapıldı.
01:58
Or something like this can become a piece like this.
33
118130
6238
Ya da bunun gibi bir şey, böyle bir parça hâline gelebilir.
02:06
Or something like this,
34
126768
1476
Ya da kimsenin ne olacağını
02:08
which who knows what that's going to be or why that's in my studio,
35
128244
4011
veya niye stüdyomda olduğunu bilmediği böyle bir şey,
02:12
will become a piece like this.
36
132255
4019
böyle bir parça hâline gelecek.
02:16
So I think one of the reasons people are disturbed by destroying books,
37
136997
3688
Bence insanların kitapların tahrip edilmesinden rahatsız olmasının,
02:20
people don't want to rip books
38
140685
1543
insanların kitapları yırtmak istememesinin
02:22
and nobody really wants to throw away a book,
39
142228
2131
ve aslında hiç kimsenin kitapları atmak istememesinin
02:24
is that we think about books as living things,
40
144359
2193
nedenlerinden biri, kitapların yaşayan varlıklar olarak,
02:26
we think about them as a body,
41
146552
1671
onların bir bedenmiş gibi düşünülmesi
02:28
and they're created to relate to our body, as far as scale,
42
148223
3090
ve ölçeğe göre bedenimizle bağlantılı yaratılmalarıdır.
02:31
but they also have the potential to continue to grow
43
151313
2428
Fakat aynı zamanda gelişmeye devam etme ve yeni bir şey
02:33
and to continue to become new things.
44
153741
1990
hâline gelme potansiyelleri var.
02:35
So books really are alive.
45
155731
2727
Yani kitaplar gerçekten canlıdır.
02:38
So I think of the book as a body,
46
158458
2530
Ben kitapları bir beden olarak,
02:40
and I think of the book as a technology.
47
160988
2704
teknoloji olarak düşünüyorum.
02:43
I think of the book as a tool.
48
163692
2389
Kitabı bir araç olarak düşünüyorum.
02:48
And I also think of the book as a machine.
49
168111
4324
Aynı zamanda kitabı bir makine olarak düşünüyorum.
02:52
I also think of the book as a landscape.
50
172435
2374
Kitabı tabiat olarak da düşünüyorum.
02:54
This is a full set of encyclopedias that's been connected and sanded together,
51
174809
4272
Bu, birbirine bağlanmış ve zımparalanmış bütün bir ansiklopedi seti
02:59
and as I carve through it,
52
179081
2253
ve onu yonttuğum sırada,
03:01
I'm deciding what I want to choose.
53
181334
1941
neyi seçmek istediğime karar veriyorum.
03:03
So with encyclopedias, I could have chosen anything,
54
183275
2588
Yani ansiklopediler için herhangi bir şeyi seçebilirdim,
03:05
but I specifically chose images of landscapes.
55
185863
2667
ama özellikle tabiat resimlerini seçtim.
03:10
And with the material itself, I'm using sandpaper
56
190030
2936
Zımpara kâğıdı kullanarak malzemenin kenarlarını zımparalıyorum.
03:12
and sanding the edges so not only the images suggest landscape,
57
192966
3692
Böylece sadece resimler tabiat izlenimi uyandırmakla kalmıyor,
03:16
but the material itself suggests a landscape as well.
58
196658
2708
malzemenin kendisi de tabiat izlenimi uyandırıyor.
03:21
So one of the things I do is when I'm carving through the book,
59
201456
3433
Kitabı yonttuğum sırada yaptığım şeylerden biri,
03:24
I'm thinking about images, but I'm also thinking about text,
60
204889
3681
resimler hakkında düşünmek, aynı zamanda metinler hakkında da düşünmek.
03:28
and I think about them in a very similar way,
61
208570
2205
Onları benzer şekilde düşünüyorum,
03:30
because what's interesting is that when we're reading text,
62
210775
2872
çünkü bir metni, bir kitabı
03:33
when we're reading a book,
63
213647
1499
okurken ilginç olan şey
görüntüleri aklımıza sokması,
03:35
it puts images in our head,
64
215146
1469
03:36
so we're sort of filling that piece.
65
216615
2023
yani bir nevi o parçayı doldurmamız.
03:38
We're sort of creating images when we're reading text,
66
218638
3401
Bir metni okurken bir bakıma resimler yaratıyoruz
03:42
and when we're looking at an image, we actually use language
67
222039
2877
ve bir resme baktığımızda ise neye baktığımızı
03:44
in order to understand what we're looking at.
68
224916
2716
anlamak için aslında dili kullanıyoruz.
03:47
So there's sort of a yin-yang that happens,
69
227632
2229
Yani bir çeşit yin-yang,
03:49
sort of a flip flop.
70
229861
1277
bir çeşit yaz boz oluşuyor.
03:51
So I'm creating a piece that the viewer is completing themselves.
71
231138
5539
Böylece seyredenin tamamladığı bir parça yaratıyorum.
03:57
And I think of my work as almost an archaeology.
72
237477
3483
Çalışmamı neredeyse bir arkeoloji olarak düşünüyorum.
04:00
I'm excavating and I'm trying to maximize the potential
73
240960
3019
Kazı yapıyorum, potansiyeli maksimize etmeye,
04:03
and discover as much as I possibly can
74
243979
2089
mümkün olduğunca çok şey ortaya çıkarmaya çalışıyorum
04:06
and exposing it within my own work.
75
246068
2641
ve kendi çalışmamda sergiliyorum.
04:10
But at the same time,
76
250219
1677
Fakat aynı zamanda,
04:11
I'm thinking about this idea of erasure,
77
251896
1974
silme fikri üzerinde düşünüyorum.
04:13
and what's happening now that most of our information is intangible,
78
253870
4481
Şimdi bilgimizin büyük bir kısmının soyut olmasından dolayı,
04:18
and this idea of loss,
79
258351
3042
bu kaybetme fikri,
04:21
and this idea that not only is the format constantly shifting within computers,
80
261393
4318
bilgisayarlarda sadece biçimin durmadan değiştiği değil,
04:25
but the information itself,
81
265711
2322
aynı zamanda bilginin de değiştiği fikri,
04:28
now that we don't have a physical backup,
82
268033
2229
artık fiziksel kopyamız da olmadığı için,
04:30
has to be constantly updated in order to not lose it.
83
270262
5581
kaybetmemek için sürekli güncellenmek zorunda.
04:35
And I have several dictionaries in my own studio,
84
275843
2780
Kendi stüdyomda birçok sözlüğüm var
04:38
and I do use a computer every day,
85
278623
2517
ve her gün bilgisayar kullanıyorum.
04:41
and if I need to look up a word, I'll go on the computer,
86
281140
2793
Eğer bir kelimeye bakmam gerekirse, bilgisayara gidiyorum,
04:43
because I can go directly and instantly to what I'm looking up.
87
283933
3326
çünkü baktığım şeye doğrudan ve hemen gidebiliyorum.
04:47
I think that the book was never really
88
287259
1950
Bence doğrusal olmayan bilgi için,
04:49
the right format for nonlinear information,
89
289209
2995
kitap gerçekten de hiçbir zaman doğru format değildi.
04:52
which is why we're seeing reference books
90
292204
2074
Bu yüzden referans kitaplarının
04:54
becoming the first to be endangered or extinct.
91
294278
3875
ilk nesli tükenmekte olanlar veya ortadan kalkanlar olduğunu görüyoruz.
05:01
So I don't think that the book will ever really die.
92
301743
2767
Kitabın gerçekten de hiç ölmeyeceğini düşünüyorum.
05:04
People think that now that we have digital technology,
93
304510
4296
İnsanlar artık dijital teknolojimiz olduğu için
05:08
the book is going to die,
94
308806
1372
kitabın öleceğini düşünüyorlar
05:10
and we are seeing things shifting and things evolving.
95
310178
3203
ve her şeyin değiştiğini, her şeyin evrim geçirdiğini görüyoruz.
05:13
I think that the book will evolve,
96
313381
2124
Bence kitap evrim geçirecek,
05:15
and just like people said painting would die
97
315505
3262
aynı insanların fotoğraf ve baskı resim her gün kullanılan malzemeler
05:18
when photography and printmaking became everyday materials,
98
318767
4400
hâline gelince tabloların öleceğini söyledikleri gibi,
05:23
but what it really allowed painting to do
99
323167
1987
ama bunun resme yaptığı şey,
05:25
was it allowed painting to quit its day job.
100
325154
2552
resmin günlük işini bırakmasını sağlamaktı.
05:27
It allowed painting to not have to have that everyday chore of telling the story,
101
327706
6315
Resmin gündelik işi olan hikâye anlatımını yapmaktan kurtardı
05:34
and painting became free and was allowed to tell its own story,
102
334022
3413
ve resim özgürleşti, kendi hikâyesini anlatmasına izin verildi,
05:37
and that's when we saw Modernism emerge,
103
337435
2077
o zaman Modernizm'in ortaya çıkışını gördük,
05:39
and we saw painting go into different branches.
104
339512
2242
resmin farklı şekilde dallandığını gördük.
05:41
And I think that's what's happening with books now,
105
341754
2484
Bence şimdi kitaplarla ilgili olan şey,
05:44
now that most of our technology, most of our information,
106
344238
2695
teknolojimizin büyük bir kısmı, bilgimizin büyük bir kısmı,
05:46
most of our personal and cultural records are in digital form,
107
346933
4194
kişisel ve kültürel kayıtlarımızın büyük bir kısmı dijital formda olduğu için,
05:51
I think it's really allowing the book to become something new.
108
351127
2952
bence kitabın gerçekten yeni bir şey hâline gelmesini sağlıyor.
05:54
So I think it's a very exciting time for an artist like me,
109
354079
2790
Bu yüzden, bu benim gibi bir sanatçı için çok ilginç bir zaman
05:56
and it's very exciting to see what will happen with the book in the future.
110
356869
3570
ve gelecekte kitaplarla ilgili neler olacağını görmek çok heyecan verici.
06:00
Thank you.
111
360439
1329
Teşekkürler.
06:01
(Applause)
112
361768
3808
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7