Majora Carter: Greening the ghetto | TED

Majora Carter'ın Kentsel Yenileme Masalı

205,083 views ・ 2007-01-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Gözden geçirme: Koray Al
00:26
If you're here today --
0
26000
1406
Bugün buraya geldiyseniz, ki burada olmanıza çok sevindim,
00:27
and I'm very happy that you are --
1
27430
1934
00:29
you've all heard about how sustainable development
2
29388
2353
hepiniz sürdürülebilir kalkınmanın bizleri kendimize karşı
00:31
will save us from ourselves.
3
31765
1962
nasıl koruyacağını duymuşsunuzdur. Ancak, TED'de olmadığımız zaman,
00:33
However, when we're not at TED, we are often told
4
33751
3499
bizlere gerçek sürdürülebilirlik gündeminin özellikle New York gibi
00:37
that a real sustainability policy agenda is just not feasible,
5
37274
3909
00:41
especially in large urban areas like New York City.
6
41207
2769
büyük kentsel alanlarda uygulanabilir olmadığı söylenir.
00:44
And that's because most people with decision-making powers,
7
44429
3236
Ve bunun sebebi, hem kamu sektöründe hem özel sektörde,
00:47
in both the public and the private sector,
8
47689
2230
karar alma yetkisine sahip kişilerin çoğunun,
00:49
really don't feel as though they're in danger.
9
49943
2286
gerçekten tehlikede olmadıklarını hissetmesidir.
00:52
The reason why I'm here today, in part, is because of a dog --
10
52578
4093
Bugün buraya geliş sebebim kısmen bir köpek:
00:56
an abandoned puppy I found back in the rain, back in 1998.
11
56695
3278
1998 yılında yağmurda bulduğum terk edilmiş bir köpek.
00:59
She turned out to be a much bigger dog than I'd anticipated.
12
59997
2979
Beklediğimden daha da büyük bir köpek çıktı.
01:03
When she came into my life, we were fighting against a huge waste facility
13
63431
3975
O hayatıma girdiği zaman, New York'un bu küçük bölgesinde
01:07
planned for the East River waterfront
14
67430
2462
bütün şehrin ticari atıklarının zaten yüzde 40'ı işlenirken
01:09
despite the fact that our small part of New York City
15
69916
2510
01:12
already handled more than 40 percent of the entire city's commercial waste:
16
72450
4358
East River'da büyük bir atık tesisi kurulması planına karşı mücadele ediyorduk.
01:16
a sewage treatment pelletizing plant, a sewage sludge plant, four power plants,
17
76832
5144
Evsel atık su arıtma tesisi, çamur arıtma tesisi, dört adet enerji santrali,
01:22
the world's largest food-distribution center,
18
82000
2335
dünyanın en büyük gıda dağıtım merkezi,
01:24
as well as other industries that bring more than 60,000 diesel truck trips
19
84359
4182
ve bölgeye her hafta 60:00'den fazla dizel kamyon getiren diğer endüstriler.
01:28
to the area each week.
20
88565
1156
Aynı zamanda bölge, şehrin en düşük nüfus-park oranına sahip.
01:30
The area also has one of the lowest ratios of parks to people in the city.
21
90118
3968
01:34
So when I was contacted by the Parks Department
22
94110
2293
Parklar ve Bahçeler müdürlüğü, nehir kenarı projelerine destek amacıyla
01:36
about a $10,000 seed-grant initiative to help develop waterfront projects,
23
96427
4158
10,000 dolarlık bir tohum bağışıyla ilgili aradığı zaman
01:40
I thought they were really well-meaning, but a bit naive.
24
100609
2914
onların ciddi ama biraz saf olduklarını düşündüm.
01:43
I'd lived in this area all my life, and you could not get to the river,
25
103547
3667
Ben hayatım boyunca bu bölgede yaşadım ve az önce dile getirdiğim
01:47
because of all the lovely facilities that I mentioned earlier.
26
107238
3293
bütün o sevimli tesislerden dolayı nehre gidemiyorduk.
01:50
Then, while jogging with my dog one morning,
27
110555
2260
Sonra, bir sabah köpeğimle koşuya çıkmıştım ve köpeğim beni,
01:52
she pulled me into what I thought was just another illegal dump.
28
112839
3111
yine başka bir kaçak çöp döküm alanı olduğunu düşündüğüm bir yere götürdü.
Orada yabani otlar, çöp yığınları ve burada söylemeyeceğim başka şeyler vardı,
01:56
There were weeds and piles of garbage and other stuff that I won't mention here,
29
116606
3777
02:00
but she kept dragging me,
30
120407
1214
köpeğim ısrarla çekmeye devam etti ve o da ne, alanın sonu nehirdi.
02:01
and lo and behold, at the end of that lot was the river.
31
121645
2872
02:04
I knew that this forgotten little street-end,
32
124541
2101
Bu unutulmuş küçük sokağın bittiği yerin
02:06
abandoned like the dog that brought me there, was worth saving.
33
126666
3004
tıpkı beni oraya götüren terk edilmiş köpek gibi korumaya değer olduğunu biliyordum.
02:09
And I knew it would grow to become the proud beginnings
34
129694
2596
Ve bunun gelişerek, yeni South Bronx'un toplumsal canlanmasının
gurur verici başlangıcı olacağını biliyordum.
02:12
of the community-led revitalization of the new South Bronx.
35
132314
2984
02:15
And just like my new dog, it was an idea that got bigger than I'd imagined.
36
135322
3979
Ve bu, tıpkı köpeğim gibi, tahminimden daha büyük bir fikir haline geldi.
02:19
We garnered much support along the way,
37
139325
2135
Gittikçe daha da çok destek gördük.
02:21
and the Hunts Point Riverside Park became the first waterfront park
38
141484
3160
Ve Hunts Point Riverside Park, South Bronx'un
02:24
that the South Bronx had had in more than 60 years.
39
144668
2399
son 60 yılda sahip olduğu ilk nehir kenarı parkı oldu.
10,000 dolarlık tohum bağışını 300 kat arttırıp 3 milyon dolarlık bir parka dönüştürdük.
02:27
We leveraged that $10,000 seed grant more than 300 times,
40
147091
3366
02:30
into a $3 million park.
41
150481
2240
02:32
And in the fall, I'm going to exchange marriage vows with my beloved.
42
152745
4928
Ve sonbaharda
sevgilimin evlenme teklifini kabul edeceğim. Çok teşekkür ederim. (Alkış.)
02:37
(Audience whistles)
43
157697
1000
02:38
Thank you very much.
44
158721
1268
02:40
(Applause)
45
160013
4542
02:44
That's him pressing my buttons back there, which he does all the time.
46
164579
3397
Her zamanki gibi arkada beni teşvik ediyor.
02:48
(Laughter)
47
168000
2464
(Gülüşmeler.) (Alkış.)
02:50
(Applause)
48
170488
3317
02:53
But those of us living in environmental justice communities
49
173829
2778
Aramızda, çevresel adalet toplumunda yaşayanlar
02:56
are the canary in the coal mine.
50
176631
1555
kömür madenindeki kanaryalar gibi. Sorunları şimdi görüyoruz ve bir süredir bunları yaşıyoruz.
02:58
We feel the problems right now, and have for some time.
51
178210
3411
Çevresel adalet, aranızda bu tanıma pek alışık olmayanlar için, şöyle bir şey:
03:02
Environmental justice, for those of you who may not be familiar with the term,
52
182290
3686
03:06
goes something like this:
53
186000
1200
Hiç bir topluma diğer bir toplumdan daha çok çevresel yük yüklenmemeli
03:07
no community should be saddled with more environmental burdens
54
187224
2991
03:10
and less environmental benefits than any other.
55
190239
2666
ve diğerlerinden daha az çevresel fayda sağlanmamalıdır.
03:12
Unfortunately, race and class are extremely reliable indicators
56
192929
4047
Maalesef, ırk ve sınıf oldukça güvenilir göstergeler; parklar ve ağaçlar
03:17
as to where one might find the good stuff, like parks and trees,
57
197000
3037
gibi iyi şeylerin nerede bulunduğunu ve enerji santralleri
03:20
and where one might find the bad stuff, like power plants and waste facilities.
58
200061
3732
ile atık tesisleri gibi kötü şeylerin nerede olduğunu gösteriyorlar.
03:23
As a black person in America, I am twice as likely as a white person
59
203817
3235
Benim bir zenci olarak Amerika'da, sağlığım için en büyük tehdidi oluşturan
hava kirliliğinin yüksek olduğu bir bölgede yaşama ihtimalim beyaz bir insanın iki katı.
03:27
to live in an area where air pollution poses the greatest risk to my health.
60
207076
3597
03:30
I am five times more likely to live within walking distance
61
210697
2783
Benim bir enerji santraline veya kimyasal üretim tesisine yürüme mesafesi
03:33
of a power plant or chemical facility,
62
213504
1909
uzaklıkta yaşama ihtimalim beş kat fazla, zaten öyle bir yerde yaşıyorum.
03:35
which I do.
63
215437
1157
Bu toprak kullanımı kararları, obezite, diyabet ve astım gibi hastalıklara
03:37
These land-use decisions created the hostile conditions
64
217149
2631
03:39
that lead to problems like obesity, diabetes and asthma.
65
219804
2992
yol açan düşmanca koşullar oluşturdu.
03:42
Why would someone leave their home to go for a brisk walk in a toxic neighborhood?
66
222820
3901
İnsan zehirli bir çevrede yürüyüş yapmak için neden evinden çıksın ki?
03:46
Our 27 percent obesity rate is high even for this country,
67
226745
2911
Yüzde 27 obezite oranı, bu ülke için bile, yüksek ve diyabet de bunu takip ediyor.
03:49
and diabetes comes with it.
68
229680
1413
03:51
One out of four South Bronx children has asthma.
69
231117
2508
South Bronx'daki çocuklardan dörtte birinde astım var.
03:53
Our asthma hospitalization rate
70
233649
1815
Astımdan dolayı hastaneye yatma oranımız ulusal ortalamadan yedi kat fazla.
03:55
is seven times higher than the national average.
71
235488
2283
03:57
These impacts are coming everyone's way.
72
237795
1951
Bu etkiler herkesin önüne çıkıyor.
03:59
And we all pay dearly for solid waste costs,
73
239770
2206
Ve hepimiz katı atık vergileri için,
04:02
health problems associated with pollution and more odiously,
74
242000
2976
çevre kirliliğinden kaynaklanan sağlık sorunları için ve daha da kötüsü,
04:05
the cost of imprisoning our young black and Latino men,
75
245000
2989
bilemediğimiz, açığa çıkarmalarına izin vermediğimiz potansiyele sahip
zenci gençlerimizin ve Latinoların hapse atılma masrafları için para ödüyoruz.
04:08
who possess untold amounts of untapped potential.
76
248013
2755
04:10
Fifty percent of our residents live at or below the poverty line;
77
250792
3080
Bölgemizde yaşayanların yüzde 50'si ya yoksulluk sınırında ya da yoksulluk sınırının altında.
04:13
25 percent of us are unemployed.
78
253896
1755
Yüzde 25'imiz işsiz. Düşük gelirli vatandaşlar çoğu zaman
04:15
Low-income citizens often use emergency-room visits as primary care.
79
255675
4023
temel sağlık hizmetleri için acile gidiyor.
04:19
This comes at a high cost to taxpayers and produces no proportional benefits.
80
259722
3899
Bu mükellefler için yüksek bir maliyet oluşturuyor ve nispi hiçbir fayda sağlamıyor.
04:23
Poor people are not only still poor, they are still unhealthy.
81
263645
3843
Yoksullar sadece yoksul değil, aynı zamanda sağlıksız.
04:27
Fortunately, there are many people like me who are striving for solutions
82
267512
3785
Çok şükür benim gibi birçok insan,
04:31
that won't compromise the lives
83
271321
1500
düşük gelirli farklı renkten toplumların hayatlarını kısa vadede olumsuz etkilemeyecek
04:32
of low-income communities of color in the short term,
84
272845
2500
04:35
and won't destroy us all in the long term.
85
275369
2106
ve bizleri uzun vadede yok etmeyecek çözümler arıyor.
04:37
None of us want that, and we all have that in common.
86
277499
2486
Bunu hiç birimiz istemiyoruz ve hepimiz bu konuda mutabıkız. Başka hangi konularda hemfikiriz?
04:40
So what else do we have in common?
87
280009
1639
04:41
Well, first of all, we're all incredibly good-looking.
88
281672
2778
Pekala, her şeyden önce, hepimiz inanılmaz derecede güzeliz.
(Gülüşmeler.) Hepimiz lise, üniversite, lisansüstü eğitimi aldık,
04:44
(Laughter)
89
284474
1187
04:45
Graduated high school, college, post-graduate degrees,
90
285685
2787
04:48
traveled to interesting places, didn't have kids in your early teens,
91
288496
3312
ilginç yerlere seyahat ettik, erken yaşlarda çocuk sahibi olmadık,
04:51
financially stable, never been imprisoned.
92
291832
2618
finansal olarak ayakta durabiliyoruz, asla hapse girmedik. Pekala.
04:55
OK. Good.
93
295688
1160
04:56
(Laughter)
94
296872
1339
Güzel. (Gülüşmeler.)
04:58
But, besides being a black woman,
95
298235
1607
Ama, zenci bir kadın olmanın yanı sıra, sizlerden başka yönlerden farklıyım.
04:59
I am different from most of you in some other ways.
96
299866
2662
05:02
I watched nearly half of the buildings in my neighborhood burn down.
97
302552
3391
Mahallemdeki binaların neredeyse yarısının yanıp kül olduğunu gördüm.
05:05
My big brother Lenny fought in Vietnam,
98
305967
1963
Abim Lenny, Vietnam'da savaştı,
05:07
only to be gunned down a few blocks from our home.
99
307954
2905
evimizden sadece birkaç bina ötede vuruldu.
Tanrım. Sokağın karşısında esrar satılan bir evde büyüdüm.
05:13
Jesus.
100
313992
1255
05:15
I grew up with a crack house across the street.
101
315271
2946
Evet, ben gettodan gelen fakir bir zenci çocuğuyum.
05:19
Yeah, I'm a poor black child from the ghetto.
102
319796
2699
Bu şeyler beni sizlerden farklı yapıyor.
05:23
These things make me different from you.
103
323784
2167
05:25
But the things we have in common
104
325975
1863
Ama sizlerle ortak olan noktalarım beni toplumumdaki birçok insandan ayırıyor,
05:27
set me apart from most of the people in my community,
105
327862
2739
05:30
and I am in between these two worlds
106
330625
1826
ve ben bu iki dünya arasındayım,
05:32
with enough of my heart to fight for justice in the other.
107
332475
2887
diğerlerinin adaleti için savaşmaya yeterince yürekliyim.
Nasıl oldu da bazı şeyler bizim için böylesine değişti?
05:36
So how did things get so different for us?
108
336315
2008
05:38
In the late '40s, my dad -- a Pullman porter, son of a slave --
109
338347
3331
Bir kölenin oğlu, Pulman vagon görevlisi babam, 40 yaşlarında
05:41
bought a house in the Hunts Point section of the South Bronx,
110
341702
2867
South Bronx'un Hunts Point bölgesinde bir ev satın almış
05:44
and a few years later, he married my mom.
111
344593
2015
ve birkaç yıl sonra da annemle evlenmiş.
05:46
At the time, the community was a mostly white, working-class neighborhood.
112
346632
3481
O zamanlar, buraları daha çok beyaz, çalışan sınıfın mahallesiymiş.
05:50
My dad was not alone.
113
350137
1526
Babam yalnız değilmiş.
05:51
And as others like him pursued their own version of the American dream,
114
351687
3437
Ve onun gibilerinin kendi Amerikan ideallerinin peşinden koşmaya başlamasıyla birlikte
05:55
white flight became common in the South Bronx
115
355148
2529
South Bronx'tan ve ülkedeki birçok şehirden beyazlar kaçmaya başlamış.
05:57
and in many cities around the country.
116
357701
2000
Bankalar ayrımcı şekilde borç vermemeye başlamış ve bizim bölgemiz de
06:00
Red-lining was used by banks, wherein certain sections of the city,
117
360018
3633
06:03
including ours, were deemed off-limits to any sort of investment.
118
363675
3989
dahil şehrin bazı bölgelerine her türlü yatırım yasaklanmıştı.
06:07
Many landlords believed it was more profitable to torch their buildings
119
367688
3468
Birçok ev sahibi binalarını bu koşullar altında satmaktansa ateşe verip,
06:11
and collect insurance money rather than to sell under those conditions --
120
371180
4171
sigortadan para almanın daha verimli olacağını düşündü,
hem de eski kiracılarının ölmesine veya yaralanmasına hiç bakmadan.
06:15
dead or injured former tenants notwithstanding.
121
375375
2440
06:17
Hunts Point was formerly a walk-to-work community,
122
377839
2842
Hunts Point önceden işe yürüme mesafesi kadar yakın bir çevreymiş
06:20
but now residents had neither work nor home to walk to.
123
380705
3926
ama şimdi artık insanların yürüyecek ne işleri ne de evleri kaldı.
06:24
A national highway construction boom was added to our problems.
124
384655
3186
Bir de sorunlarımıza, ani bir artışla, ulusal karayolu yapımı eklendi.
06:27
In New York State,
125
387865
1151
New York'ta, Robert Moses sıkı bir “karayolunda genişletme kampanyası” başlattı.
06:29
Robert Moses spearheaded an aggressive highway-expansion campaign.
126
389040
3783
06:32
One of its primary goals was to make it easier
127
392847
2196
En önemli amaçlarından biri, Westchester County'deki
06:35
for residents of wealthy communities in Westchester County to go to Manhattan.
128
395067
5025
varlıklılar için Manhattan'a seyahat etmeyi kolaylaştırmaktı.
06:40
The South Bronx, which lies in between, did not stand a chance.
129
400116
3075
Arada bulunan South Bronx'un hiç şansı yoktu bile.
06:43
Residents were often given less than a month's notice
130
403215
2550
Semt sakinlerine, binalarının yıkılmasına bir aydan az bir süre kala haber verilmişti.
06:45
before their buildings were razed.
131
405789
1630
06:47
600,000 people were displaced.
132
407443
2324
600,000 kişi yerinden edildi.
06:49
The common perception was
133
409791
1310
Yaygın anlayış, kadın satıcılarının, uyuşturucu satıcılarının ve hayat kadınlarının sadece South Bronx'tan geldikleri yönündeydi.
06:51
that only pimps and pushers and prostitutes were from the South Bronx.
134
411125
3851
06:55
And if you are told from your earliest days
135
415000
2930
Ve eğer size daha küçük yaşlarda sizin toplumunuzdan iyi bir şey olmayacağı,
06:57
that nothing good is going to come from your community,
136
417954
2617
toplumunuzun kötü ve çirkin olduğu söylenirse, bu sizi nasıl etkilemez ki?
07:00
that it's bad and ugly,
137
420595
1151
07:01
how could it not reflect on you?
138
421770
2090
07:04
So now, my family's property was worthless,
139
424335
2518
Şimdi artık ailemin mülkü değersiz olmuştu, buna rağmen bu bizim evimizdi ve elimizde olan tek şeydi.
07:06
save for that it was our home, and all we had.
140
426877
2642
07:09
And luckily for me, that home and the love inside of it,
141
429543
3726
Ve ne mutlu bana ki ev ve içindeki sevgi,
07:13
along with help from teachers, mentors and friends along the way, was enough.
142
433293
5142
öğretmenlerimin, danışmanlarımın ve arkadaşlarımın yardımıyla, yetiyordu.
07:18
Now, why is this story important?
143
438459
1689
Peki, bu hikaye neden önemli?
07:20
Because from a planning perspective,
144
440172
1810
Çünkü planlama açısından ekonomik bozulma
07:22
economic degradation begets environmental degradation,
145
442006
3717
çevresel bozulmaya sebebiyet veriyor, bu da toplumsal bozulmaya neden oluyor.
07:25
which begets social degradation.
146
445747
2516
1960'lı yıllarda başlayan bu yatırım azalması
07:28
The disinvestment that began in the 1960s set the stage
147
448287
3063
oluşacak bütün çevresel adaletsizliklerin zeminini hazırladı.
07:31
for all the environmental injustices that were to come.
148
451374
2602
07:34
Antiquated zoning and land-use regulations are still used to this day
149
454000
3976
Demode imar ve toprak kullanımı düzenlemeleri günümüzde halen
07:38
to continue putting polluting facilities in my neighborhood.
150
458000
3043
çevreyi kirleten tesisleri benim semtine kurmak için kullanılıyor.
Toprak kullanım politikasına karar verilirken bu unsurlar dikkate alınıyor mu?
07:41
Are these factors taken into consideration when land-use policy is decided?
151
461067
3778
07:44
What costs are associated with these decisions?
152
464869
2596
Bu kararlar hangi masrafları beraberinde getiriyor? Ve kim ödüyor?
07:47
And who pays? Who profits?
153
467489
2236
Kim faydalanıyor? Yerel halkın yaşadığı şeylerin herhangi bir gerekçesi var mı?
07:49
Does anything justify what the local community goes through?
154
469749
3619
07:53
This was "planning" -- in quotes --
155
473392
2294
Tırnak içinde bu "planlama", bizim en ufak çıkarımızı bile içermiyor.
07:55
that did not have our best interests in mind.
156
475710
2268
Bunu fark ettikten sonra, kendi planlamamızı yapmanın zamanı geldiğini anladık.
07:58
Once we realized that, we decided it was time to do our own planning.
157
478002
3415
08:01
That small park I told you about earlier
158
481441
1944
Size daha önce bahsettiğim o küçük park South Bronx'ta
08:03
was the first stage of building a Greenway movement in the South Bronx.
159
483409
3278
yeşil hareketi için ilk adımdı.
08:06
I wrote a one-and-a-quarter-million dollar federal transportation grant
160
486711
3352
Özel bisiklet yolları olan bir kordon planı çizmeleri için
Federal Ulaştırma Bakanlığına bir milyon iki yüz elli bin dolarlık hibe başvurusu yaptım.
08:10
to design the plan for a waterfront esplanade
161
490087
2108
08:12
with dedicated on-street bike paths.
162
492219
1730
08:13
Physical improvements help inform public policy regarding traffic safety,
163
493973
3458
Fiziksel iyileştirmeler, trafik güvenliği konusunda kamuyu bilinçlendirir,
08:17
the placement of the waste and other facilities,
164
497455
2245
atıkların ve diğer tesislerin yeri konusunda bilinçlendirir,
08:19
which, if done properly, don't compromise a community's quality of life.
165
499724
3472
ve aslında doğru yapıldığı zaman bunlar toplumun yaşam kalitesini olumsuz etkilemez.
08:23
They provide opportunities to be more physically active,
166
503220
2714
Fiziksel olarak daha aktif olmak
08:25
as well as local economic development.
167
505958
2433
ve aynı zamanda yerel ekonomik kalkınma için fırsat sağlar.
08:28
Think bike shops, juice stands.
168
508415
1572
Bisikletçileri, meyve suyu stantlarını düşünün.
İlk etap projeleri için 20 milyon dolar temin ettik.
08:30
We secured 20 million dollars to build first-phase projects.
169
510011
2871
08:32
This is Lafayette Avenue --
170
512906
1874
Bu, Lafayette Avenue'nun Matthews-Nielsen peyzaj mimarları tarafından yeniden tasarlanmış hali.
08:34
and that's redesigned by Mathews Nielsen Landscape Architects.
171
514804
3157
08:37
And once this path is constructed, it'll connect the South Bronx
172
517985
3021
Ve bu yol yapıldıktan sonra, South Bronx'u
Randall's Island Park'ının neredeyse 400 dönümüyle birleştirecek.
08:41
with more than 400 acres of Randall's Island Park.
173
521030
2349
08:43
Right now we're separated by about 25 feet of water, but this link will change that.
174
523403
3974
Şu anda 25 fit'lik suyla ayrılıyoruz ama bu bağlantı bunu değiştirecek.
08:47
As we nurture the natural environment, its abundance will give us back even more.
175
527401
4264
Biz doğal çevremize baktıkça, onun bolluğu bize daha fazlasını geri verecektir.
08:51
We run a project called the Bronx [Environmental] Stewardship Training,
176
531689
3811
Bronx Ekolojik Yöneticilik Eğitimi diye adlandırdığımız bir proje yürütüyoruz.
08:55
which provides job training in the fields of ecological restoration,
177
535524
3307
Bu proje ekolojik restorasyon alanlarında staj imkanları sağlıyor,
08:58
so that folks from our community have the skills to compete
178
538855
2801
bu sayede toplumumuz, bu iyi maaşlı işler için rekabet edebilecek beceriler kazanıyor.
09:01
for these well-paying jobs.
179
541680
1339
Yavaş yavaş, alanlara çevre işleri tohumları ekiyoruz,
09:03
Little by little, we're seeding the area with green-collar jobs --
180
543043
3337
09:06
and with people that have both a financial and personal stake
181
546404
2859
böylece insanlar çevrelerinde hem maddi hem de bireysel paya sahip olacaklar.
09:09
in their environment.
182
549287
1157
09:10
The Sheridan Expressway is an underutilized relic
183
550468
2643
Sheridan Expressway, Robert Moses döneminin az kullanılmış bir kalıntısı,
09:13
of the Robert Moses era,
184
553135
1199
09:14
built with no regard for the neighborhoods that were divided by it.
185
554358
3376
böldüğü semtleri hiç dikkate almadan kurulmuş.
09:17
Even during rush hour, it goes virtually unused.
186
557758
2769
İş çıkış saatlerinde bile neredeyse hiç kullanılmıyor.
09:20
The community created an alternative transportation plan
187
560551
2672
Toplum, bu karayolunun kaldırılmasına imkan tanıyan
09:23
that allows for the removal of the highway.
188
563247
2626
alternatif bir ulaşım planı geliştirdi.
09:25
We have the opportunity now to bring together all the stakeholders
189
565897
3123
Şimdi artık bütün paydaşları bir araya getirip,
09:29
to re-envision how this 28 acres can be better utilized
190
569044
2588
bu 28 dönümü park alanı, ekonomik evler ve yerel ekonomik kalkınma için
09:31
for parkland, affordable housing and local economic development.
191
571656
3042
nasıl daha iyi kullanabileceğimizi düşünme fırsatımız var.
09:34
We also built New York City's first green and cool roof demonstration project
192
574722
4827
Aynı zamanda şehrin, New York'un ilk yeşil ve serin çatı projesini
ofislerimizin tepesinde sergiliyoruz.
09:39
on top of our offices.
193
579573
1388
09:40
Cool roofs are highly-reflective surfaces that don't absorb solar heat,
194
580985
3465
Serin çatılar, güneş ısısını emmeyen,
09:44
and pass it on to the building or atmosphere.
195
584474
2103
ısıyı binaya veya atmosfere ileten son derecede yansıtıcı yüzeyler.
09:46
Green roofs are soil and living plants.
196
586601
2032
Yeşil çatılar, toprak ve canlı bitkilerle kaplı.
09:48
Both can be used instead of petroleum-based roofing materials
197
588657
3247
Her ikisi de ısıyı emen, kentsel "ısı adası" etkisine katkı sağlayan
09:51
that absorb heat, contribute to urban "heat island" effect
198
591928
2771
ve güneş altında bozunarak, soluduğumuz havaya karışan
09:54
and degrade under the sun,
199
594723
1325
09:56
which we in turn breathe.
200
596072
1222
petrol esaslı çatı malzemeleri yerine kullanılabilir. Yeşil çatılar aynı zamanda
09:57
Green roofs also retain up to 75 percent of rainfall,
201
597318
2658
10:00
so they reduce a city's need to fund costly end-of-pipe solutions --
202
600000
3659
yağmurun yüzde 75'ini tutarak, şehrin büyük paralar harcadığı ve
10:03
which, incidentally, are often located
203
603683
1820
ne hikmetse benim toplumumda bulunan kanal sonu çözümlerinin finansman ihtiyacını azaltıyor.
10:05
in environmental justice communities like mine.
204
605527
2221
10:07
And they provide habitats for our little friends!
205
607772
3300
Ve küçük arkadaşlarımız için de habitat sağlıyorlar!
Öylesine – (Gülüşmeler) – öylesine muhteşem!
10:11
[Butterfly]
206
611096
1157
10:12
(Laughter)
207
612277
1223
10:13
So cool!
208
613524
1183
10:14
Anyway, the demonstration project is a springboard
209
614731
2506
Her neyse, bu proje kendi yeşil çatı montajı işimiz için bir başlangıç noktası
10:17
for our own green roof installation business,
210
617261
2124
10:19
bringing jobs and sustainable economic activity to the South Bronx.
211
619409
3502
ve South Bronx'a iş imkanları ve sürdürülebilir ekonomik aktivite getiriyor.
10:22
[Green is the new black ...]
212
622935
1376
(Gülüşmeler.) (Alkış.) Bu benim de hoşuma gidiyor.
10:24
(Laughter) (Applause)
213
624335
4143
10:28
I like that, too.
214
628502
1651
Her neyse, Chris burada reklam yapmamamız gerektiğini söyledi
10:30
Anyway, I know Chris told us not to do pitches up here,
215
630177
3696
10:33
but since I have all of your attention:
216
633897
1880
ama hazır dikkatinizi toplamışken: Yatırımcılara ihtiyacımız var. Reklamlar bitti.
10:35
We need investors. End of pitch.
217
635801
1587
10:37
It's better to ask for forgiveness than permission.
218
637412
2388
Af dilemek, izin istemekten daha iyidir.
10:39
Anyway --
219
639824
1156
Her neyse. (Gülüşmeler.) (Alkış.)
10:41
(Laughter)
220
641004
1460
10:42
(Applause)
221
642488
4919
10:47
OK. Katrina.
222
647431
2263
Tamam. Katrina. Katrina'dan önce South Bronx ve New Orleans'ın Ninth Ward bölgesi
10:50
Prior to Katrina, the South Bronx and New Orleans' Ninth Ward
223
650884
3024
10:53
had a lot in common.
224
653932
1189
birçok ortak özelliğe sahipti. Her ikisinde de çoğunlukla farklı renkten fakir insanlar oturuyordu,
10:55
Both were largely populated by poor people of color,
225
655145
2754
10:57
both hotbeds of cultural innovation: think hip-hop and jazz.
226
657923
3295
her ikisi de kültürel yeniliklerin yatağı: Hip-hopu ve cazı düşünün.
11:01
Both are waterfront communities that host both industries and residents
227
661242
3334
İkisi de, sanayiyi ve semt sakinlerini
11:04
in close proximity of one another.
228
664600
1886
birbirine oldukça yakın tutan nehir kıyısı toplulukları.
11:06
In the post-Katrina era, we have still more in common.
229
666510
3048
Katrina sonrası dönemde halen birçok benzer noktamız var.
11:09
We're at best ignored, and maligned and abused, at worst,
230
669582
3478
İhmalkar düzenleyici kurumlar, zararlı bölgeleme ve gevşek hükümet sorumluluğu
düşünüldüğünde en iyi ihtimalle ihmal edildik, en kötü ihtimalle suiistimal edildik.
11:13
by negligent regulatory agencies, pernicious zoning
231
673084
3347
11:16
and lax governmental accountability.
232
676455
2173
11:18
Neither the destruction of the Ninth Ward nor the South Bronx was inevitable.
233
678652
4428
Ne Ninth Ward ne de South Bronx yıkımı kaçınılmazdı.
Ama kendimizi nasıl bunlardan kurtarabileceğimize ilişkin değerli dersler çıkardık.
11:23
But we have emerged with valuable lessons
234
683104
2136
11:25
about how to dig ourselves out.
235
685264
2273
11:27
We are more than simply national symbols of urban blight
236
687561
3802
Bizler çirkin kentsel alanların basit ulusal sembollerinin ötesindeyiz.
11:31
or problems to be solved by empty campaign promises
237
691387
3306
Veya gelip giden bakanların boş seçim kampanyası vaatleri ile çözülecek sorunların.
11:34
of presidents come and gone.
238
694717
1610
11:36
Now will we let the Gulf Coast languish for a decade or two,
239
696351
2819
Şimdi Gulf Coast'un tıpkı South Bronx gibi
yirmi yıl daha sürünmesine izin verecek miyiz?
11:39
like the South Bronx did?
240
699194
1262
Yoksa pro-aktif adımlar atıp benimki gibi toplumların
11:40
Or will we take proactive steps
241
700480
1484
11:41
and learn from the homegrown resource of grassroots activists
242
701988
2937
çaresizliğinden doğan halk eylemcilerinin kendi yöntemlerinden ders mi alacağız?
11:44
that have been born of desperation in communities like mine?
243
704949
2846
11:47
Now listen, I do not expect individuals,
244
707819
2643
Şimdi dinleyin, ben doğru ve ahlaksal olduğu için bireylerin,
11:50
corporations or government to make the world a better place
245
710486
2785
kuruluşların veya hükümetin, dünyayı daha iyi bir hale getirmesini beklemiyorum.
11:53
because it is right or moral.
246
713295
1824
11:55
This presentation today only represents some of what I've been through.
247
715596
4280
Bu sunum benim yaşamış olduklarımın sadece bir kısmını oluşturuyor,
11:59
Like a tiny little bit. You've no clue.
248
719900
2076
yani bir nebze. Hiçbir fikriniz olamaz.
12:02
But I'll tell you later, if you want to know.
249
722000
2096
Ama eğer bilmek isterseniz size daha sonra anlatabilirim.
Ama insanları neticede harekete geçirenin
12:04
(Laughter)
250
724120
1065
12:05
But -- I know it's the bottom line, or one's perception of it,
251
725209
4290
12:09
that motivates people in the end.
252
729523
1736
alt çizgi olduğunu veya birilerinin bunu kabul etmesi olduğunu biliyorum.
12:11
I'm interested in what I like to call the "triple bottom line"
253
731283
2922
"Üçlü taban çizgisi" diye adlandırmak istediğim,
12:14
that sustainable development can produce.
254
734229
2224
sürdürülebilir kalkınmanın üretebileceği şeyi merak ediyorum.
12:16
Developments that have the potential to create positive returns
255
736477
3922
İlgili tüm kişiler için olumlu kazanç sağlama potansiyeli olan gelişmeler:
12:20
for all concerned: the developers, government
256
740423
3102
bu projelerin yürütüldüğü yerlerdeki geliştiriciler, hükümet ve topluluk.
12:23
and the community where these projects go up.
257
743549
2436
Günümüzde New York'ta bu yapılmıyor.
12:26
At present, that's not happening in New York City.
258
746009
2540
Ve biz, şehir planlama konusunda geniş noksanlıkla çalışıyoruz.
12:29
And we are operating with a comprehensive urban-planning deficit.
259
749311
3665
12:33
A parade of government subsidies
260
753358
2095
Hükümet sübvansiyonları South Bronx'ta yapılması önerilen
12:35
is going to propose big-box and stadium developments in the South Bronx,
261
755477
3552
alış veriş merkezi ve stadyumun geliştirilmesine gidecek,
ama artan trafik yoğunluğu, çevre kirliliği, katı atıklar ile bunların açık alanlara olan
12:39
but there is scant coordination between city agencies
262
759053
3083
12:42
on how to deal with the cumulative effects of increased traffic, pollution,
263
762160
3750
etkileriyle nasıl başa çıkılacağı konusunda şehirdeki kurumlar arasında neredeyse
12:45
solid waste and the impacts on open space.
264
765934
2525
hiç koordinasyon yok gibi. Ve yerel ekonomiye ve
12:48
And their approaches to local economic and job development are so lame
265
768483
4380
iş geliştirme konusuna olan yaklaşımları o kadar sakat ki, komik bile değil.
12:52
it's not even funny.
266
772887
1171
12:54
Because on top of that,
267
774082
2199
Ayrıca bir de, dünyanın en zengin spor takımı,
12:56
the world's richest sports team is replacing the House That Ruth Built
268
776305
4423
iki güzel parkı yıkıp House That Ruth Built'i oraya taşıyacak.
13:00
by destroying two well-loved community parks.
269
780752
2817
13:03
Now, we'll have even less than that stat I told you about earlier.
270
783593
3111
Şimdi, elimize size daha önce bahsettiğim durumdan daha da azı kalıyor.
13:06
And although less than 25 percent of South Bronx residents own cars,
271
786728
3318
South Bronx sakinlerinin yüzde 25'sinden azının arabası olmasına rağmen,
bu projeler binlerce yeni park yeri içeriyor,
13:10
these projects include thousands of new parking spaces,
272
790070
3674
13:13
yet zip in terms of mass public transit.
273
793768
3254
ama toplu taşıma açısından bir darlık söz konusu.
13:17
Now, what's missing from the larger debate
274
797046
2032
Şimdi, bu büyük tartışmada eksik olan,
13:19
is a comprehensive cost-benefit analysis
275
799102
1929
sağlıksızlığa, çevre tarafından tehdit edilen bir topluluğa müdahale etmemeye karşı
13:21
between not fixing an unhealthy, environmentally-challenged community,
276
801055
3399
yapısal ve sürdürülebilir değişikliklere girişimde bulunmak
13:24
versus incorporating structural, sustainable changes.
277
804478
3607
gibi ayrıntılı bir maliyet-fayda analizidir.
13:28
My agency is working closely with Columbia University and others
278
808109
3231
Benim kuruluşum, bu konulara ışık tutmak için Kolombiya Üniversitesi
13:31
to shine a light on these issues.
279
811364
1586
ve diğerleri ile birlikte sıkı bir çalışma yapıyor.
13:32
Now let's get this straight: I am not anti-development.
280
812974
3199
Şimdi duruma açıklık getirelim. Ben gelişmeye karşı değilim.
13:36
Ours is a city, not a wilderness preserve.
281
816197
2408
Bir şehirde yaşıyoruz, korunan bir vahşi alanda değil. Ve içimdeki kapitalisti benimsedim.
13:38
And I've embraced my inner capitalist.
282
818629
3039
13:41
And, but I don't have --
283
821692
1477
Ve büyük ihtimal hepinizde bu var, yoksa eğer, olması gerekiyor.
13:43
(Laughter)
284
823193
1625
13:44
You probably all have, and if you haven't, you need to.
285
824842
2596
13:47
(Laughter)
286
827462
3770
(Gülüşmeler.) Geliştiricilerin para kazanmaları benim için bir sorun değil.
13:51
So I don't have a problem with developers making money.
287
831256
3416
13:54
There's enough precedent out there to show that a sustainable,
288
834696
2950
Sürdürülebilir, toplumla barışık bir geliştirme ile
13:57
community-friendly development can still make a fortune.
289
837670
4391
nasıl bir servet elde edilebileceğini gösteren yeterince örnek var.
TED üyeleri Bill McDonough ve Emery Lovins, bu arada ikisi de
14:02
Fellow TEDsters Bill McDonough and Amory Lovins --
290
842085
3072
14:05
both heroes of mine by the way -- have shown that you can actually do that.
291
845181
3969
benim kahramanlarımdır, bunu günümüzde başarmanın mümkün olduğunu ispatladılar.
Çıkarları için siyasi olarak zayıf toplumları fazlasıyla kötüye kullanan
14:09
I do have a problem with developments that hyper-exploit
292
849174
2802
14:12
politically vulnerable communities for profit.
293
852000
2167
geliştiricilerle sorunum var.
Bunun halen devam etmesi hepimizin ayıbıdır,
14:14
That it continues is a shame upon us all,
294
854191
2848
çünkü oluşturduğumuz gelecekten hepimiz sorumluyuz.
14:17
because we are all responsible for the future that we create.
295
857063
2941
Ama daha büyük olanakları hatırlamak için başka şehirlerdeki hayalperestleri örnek alıyorum.
14:20
But one of the things I do to remind myself of greater possibilities,
296
860028
3247
14:23
is to learn from visionaries in other cities.
297
863299
2134
14:25
This is my version of globalization.
298
865457
2032
Bu benim küreselleşme versiyonum.
14:27
Let's take Bogota.
299
867513
1533
Bogota'yı ele alalım. Silahlı soygun ve uyuşturucu kaçakçılığının pençesindeki
14:29
Poor, Latino, surrounded by runaway gun violence and drug trafficking;
300
869070
3793
fakir, Latin şehri: South Bronx'tan çok daha farklı olmayan bir üne sahip.
14:32
a reputation not unlike that of the South Bronx.
301
872887
2838
14:35
However, this city was blessed in the late 1990s
302
875749
3227
Her neyse, bu şehir 1990'lı yılların sonlarında
14:39
with a highly-influential mayor named Enrique Peñalosa.
303
879000
4024
Enrique Penalosa isminde son derecede etkili bir belediye başkanına kavuştu.
Başkan demografiklere baktı.
14:43
He looked at the demographics.
304
883048
1781
14:44
Few Bogotanos own cars,
305
884853
1731
Bogatanoluların çok azının arabası vardı ama şehrin olanaklarının büyük kısmını bunların hizmetine sunulmuştu.
14:46
yet a huge portion of the city's resources was dedicated to serving them.
306
886608
4038
14:50
If you're a mayor, you can do something about that.
307
890670
2385
Eğer bir belediye başkanıysanız, bu konuda bir şeyler yapabilirsiniz.
14:53
His administration narrowed key municipal thoroughfares from five lanes to three,
308
893079
4256
Onun yönetiminde, belediyeye ait yollar beş şeritten üç şeride düşürüldü,
14:57
outlawed parking on those streets,
309
897359
2263
bu sokaklara park yasağı getirildi, yaya yolları ve bisiklet yolları
14:59
expanded pedestrian walkways and bike lanes,
310
899646
2779
genişletildi, halka açık alanlar yapıldı,
15:02
created public plazas,
311
902449
1931
15:04
created one of the most efficient bus mass-transit systems
312
904404
2867
dünyadaki en verimli toplu taşıma sistemlerinden biri oluşturuldu.
15:07
in the entire world.
313
907295
1482
15:08
For his brilliant efforts, he was nearly impeached.
314
908801
3774
Bu muhteşem girişimlerinden dolayı neredeyse mahkeme ediliyordu.
Ama insanlar günlük yaşamlarını yansıtan durumlarda
15:13
But as people began to see that they were being put first
315
913186
3706
15:16
on issues reflecting their day-to-day lives,
316
916916
2210
birinci öncelik olduklarını görmeye başlayınca inanılmaz şeyler oldu.
15:19
incredible things happened.
317
919150
1331
15:20
People stopped littering.
318
920505
1392
İnsanlar yerlere çöp atmamaya başladılar. Suç oranları düştü.
15:21
Crime rates dropped, because the streets were alive with people.
319
921921
3885
Çünkü sokaklar insanlarla doluydu.
15:25
His administration attacked several typical urban problems at one time,
320
925830
3879
Onun yönetiminde bir zamanlar çeşitli tipik şehir sorunları ele alındı
15:29
and on a third-world budget, at that.
321
929733
2111
ve bunlar üçüncü dünya bütçesiyle gerçekleştirildi.
15:31
We have no excuse in this country, I'm sorry.
322
931868
2699
Bu ülkede bahane yok. Üzgünüm.
15:34
But the bottom line is: their people-first agenda
323
934591
2841
Ama ana nokta, önce insan gündemi aslında
15:37
was not meant to penalize those who could actually afford cars,
324
937456
3914
araba alabilenleri cezalandırmak için değildi,
15:41
but rather, to provide opportunities for all Bogotanos to participate
325
941394
3865
daha çok Bogatanolulara şehrin canlanmasına katılmak için
15:45
in the city's resurgence.
326
945283
1622
imkanlar sunmaktı. Gelişmenin toplumun çoğunluğunun zararına
15:46
That development should not come
327
946929
2160
15:49
at the expense of the majority of the population
328
949113
2587
olmaması fikri halen ABD'de radikal bir fikir olarak algılanıyor.
15:51
is still considered a radical idea here in the U.S.
329
951724
2770
15:54
But Bogota's example has the power to change that.
330
954518
2458
Ama Bogota örneği bunu değiştirecek güce sahip.
15:57
You, however, are blessed with the gift of influence.
331
957327
3493
Sizler, her şeye rağmen, etkilenme kabiliyeti ile takdis edilmişsiniz.
16:00
That's why you're here and why you value the information we exchange.
332
960844
3722
Burada olma sebebiniz ve yaptığımız bilgi alışverişine değer verme sebebiniz bu.
16:04
Use your influence
333
964590
1350
Nüfuzunuzu, kapsamlı sürdürülebilir değişimleri desteklemek için her yerde kullanın.
16:05
in support of comprehensive, sustainable change everywhere.
334
965964
3300
16:09
Don't just talk about it at TED.
335
969567
1695
Bundan sadece TED’de konuşmayın. Burada ülke çapında bir politika gündemi kurmaya çalışıyorum
16:11
This is a nationwide policy agenda I'm trying to build,
336
971985
4110
16:16
and as you all know, politics are personal.
337
976119
2603
ve hepinizin bildiği gibi politika kişiseldir.
Yeni siyahları yeşil yapmama yardımcı olun. Sürdürülebilirliği çekici yapmama yardım edin.
16:19
Help me make green the new black.
338
979118
1974
16:21
Help me make sustainability sexy.
339
981592
2137
16:23
Make it a part of your dinner and cocktail conversations.
340
983753
3397
Bunu, akşam yemeklerinizde veya kokteyllerde sohbetlerinizin bir parçası haline getirin.
16:27
Help me fight for environmental and economic justice.
341
987174
3103
Çevresel ve ekonomik adalet içim savaşmama yardımcı olun.
16:30
Support investments with a triple-bottom-line return.
342
990301
2675
Üç katlı taban çizgisine sahip kazançlı yatırımları destekleyin.
16:33
Help me democratize sustainability by bringing everyone to the table,
343
993000
4540
Herkesi masaya toplayıp, kapsamlı planlamanın her yerde konuşulabileceğinde
16:37
and insisting that comprehensive planning can be addressed everywhere.
344
997564
3349
ısrar ederek sürdürülebilirliği demokratikleştirmeme yardım edin.
16:40
Oh good, glad I have a little more time!
345
1000937
1908
Ne güzel, biraz daha vaktimin olmasına sevindim!
16:42
Listen -- when I spoke to Mr. Gore the other day after breakfast,
346
1002869
3945
Dinleyin, geçen gün kahvaltıdan sonra Bay Gore ile konuştum,
16:46
I asked him how environmental justice activists were going to be included
347
1006838
4748
kendisine çevresel halk eylemcilerini
yeni pazarlama stratejisine nasıl dahil edeceğini sordum.
16:51
in his new marketing strategy.
348
1011610
2226
16:53
His response was a grant program.
349
1013860
2308
Cevabı, bir bağış programı oldu.
Sanırım finansman istemediğimi anlamadı.
16:57
I don't think he understood that I wasn't asking for funding.
350
1017692
3742
Ona bir teklifte bulundum. (Alkış.)
17:03
I was making him an offer.
351
1023736
1772
17:07
(Applause)
352
1027233
6512
17:14
What troubled me was that this top-down approach is still around.
353
1034983
4364
Bu tepeden aşağı yaklaşımın halen var olması beni rahatsız etti.
Şimdi, beni yanlış anlamayın, paraya ihtiyacımız var. (Gülüşmeler.)
17:20
Now, don't get me wrong, we need money.
354
1040260
1890
17:22
(Laughter)
355
1042174
1412
17:23
But grassroots groups are needed at the table
356
1043610
4107
Ama karar verme aşamasında halk destek gruplarının da masada olması gerekiyor.
17:27
during the decision-making process.
357
1047741
2818
17:30
Of the 90 percent of the energy that Mr. Gore reminded us
358
1050583
4044
Bay Gore bize, her gün enerjinin yüzde 90'ını boşa harcadığımızı hatırlattı,
17:34
that we waste every day,
359
1054651
1422
17:36
don't add wasting our energy, intelligence
360
1056097
3170
bunu kendi enerjimizi, zekamızı,
17:39
and hard-earned experience to that count.
361
1059291
3843
zor kazandığımız tecrübelerimizi eklemiyorum bile. (Alkış.)
17:43
(Applause)
362
1063158
5463
17:48
I have come from so far to meet you like this.
363
1068645
6468
Sizlerle bu şekilde tanışmak için çok uzaktan geldim.
Lütfen beni boşa harcamayın. Birlikte çalışarak,
17:56
Please don't waste me.
364
1076436
2375
18:00
By working together,
365
1080628
1154
18:01
we can become one of those small, rapidly-growing groups of individuals
366
1081806
4978
dünyayı gerçekten değiştirebileceğimize inanan gerçekten yürekliliği ve cesareti olan
18:06
who actually have the audacity and courage
367
1086808
2207
o küçük, hızlı büyüyen gruplardan biri olabiliriz.
18:09
to believe that we actually can change the world.
368
1089039
2631
Belki bu konferansa yaşamın çok, çok farklı yerlerinden geldik
18:12
We might have come to this conference
369
1092238
1770
18:14
from very, very different stations in life,
370
1094032
2532
18:16
but believe me, we all share one incredibly powerful thing.
371
1096588
4600
ama, bana inanın, hepimizde ortak olan inanılmaz derecede bir güç var
kaybedecek hiçbir şeyimiz yok ve kazanacak çok şeyimiz var.
18:23
We have nothing to lose and everything to gain.
372
1103517
3530
Hoşça kalın güzel insanlar! (Alkış.)
18:28
Ciao, bellos!
373
1108675
1176
18:29
(Applause)
374
1109875
6468
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7