Asking for help is a strength, not a weakness | Michele L. Sullivan

197,575 views ・ 2017-04-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eylül Özbay Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
00:12
We all have milestones in life that we remember so vividly.
0
12380
4416
Herkesin hayatında sanki dünmüş gibi hatırladığı dönüm noktaları vardır.
00:16
The first one for me was when I was entering kindergarten.
1
16820
3616
Benim için birincisi, anaokuluna başladığım ilk gündü.
00:20
My big brother was in school, and by golly, it was my time.
2
20460
3440
Ağabeyim okuldaydı ve sıra bendeydi.
00:24
And I went trottin' down that hallway.
3
24820
2256
Koridordan koşarak gittim.
00:27
I was so excited, I almost wet myself.
4
27100
2480
Altıma yapacak kadar heyecanlıydım desem yeridir.
00:30
And I go to the door,
5
30340
1576
Kapıya ilerlediğimde
00:31
and there was the teacher with a warm welcome,
6
31940
2616
beni sıcak bir karşılamayla bekleyen bir öğretmen vardı.
00:34
and she took me into the classroom,
7
34580
2136
Beni sınıfa götürüp
eşyalarımızı koyduğumuz
00:36
showed me my little cubbyhole --
8
36740
1576
küçük dolabı gösterdi.
00:38
we all remember those little cubbyholes, don't we --
9
38340
2616
Hepimiz o dolapları hatırlarız, değil mi?
00:40
and we put our stuff in there.
10
40980
1440
00:43
And then she said, "Go over to the circle
11
43060
1976
Sonra bana dönüp ''Hadi git çocukların arasına katıl.
00:45
and play with the kids until class starts."
12
45060
2280
Ders başlayana kadar oynayın,'' dedi.
00:47
So I went over there and plopped down like I owned the place,
13
47980
3456
Ben de, sanki babamın yeriymiş gibi oraya kuruluverdim.
00:51
and I'm playing,
14
51460
1416
Oynamaya başladım.
00:52
and all of a sudden, the boy next to me,
15
52900
1905
Birdenbire yanımdaki çocuk,
00:54
he was wearing a white shirt with blue shorts.
16
54829
3047
daha dün gibi hatırlıyorum,
00:57
I remember it like it was yesterday.
17
57900
1720
beyaz bir tişört ve mavi şortu vardı üstünde.
01:00
Suddenly he stopped playing and he said,
18
60660
2656
Birden oyunu bırakıp bana,
01:03
"Why are you so short?"
19
63340
1600
''Niye kısasın sen?'' diye sordu.
01:05
And I just kept playing. I didn't think he was talking to me.
20
65740
2896
Bense oynamaya devam ettim. Benimle konuştuğunu düşünmemiştim.
01:08
(Laughter)
21
68660
1016
(Kahkahalar)
01:09
And in a louder voice, he said,
22
69700
1816
Sesini yükselterek tekrar şöyle dedi:
01:11
"Hey, why are you so short?"
23
71540
2280
''Hey, neden bu kadar kısasın sen?"
01:14
So I looked up and I said,
24
74420
1416
Kafamı kaldırıp ''Ne demek istiyorsun?
01:15
"What are you talking about? Let's just play. We're happy.
25
75860
3696
Mutluyuz işte oynayalım.
01:19
I've been waiting for this."
26
79580
1360
Bunu bekliyordum'' dedim.
01:21
And so we played, and about a minute later,
27
81740
2176
Oynamaya devam ettik ve bir dakika sonra
01:23
the girl next to him, in a white shirt and a pink skirt,
28
83940
3656
yanımdaki beyaz bulüzle pembe etek giyen kız
01:27
stood up, put her hands on her hips,
29
87620
1736
ayağa kalktı, ellerini beline koyup
01:29
and said, "Yeah, why do you look so different?"
30
89380
3040
''gerçekten ya, neden farklı görünüyorsun?'' dedi.
01:33
And I went, "What are you talking about?
31
93380
2896
Ben de, ''Ne farklısı ya?
01:36
I don't look different. I'm not short. Again, let's just play."
32
96300
3360
Farklı görünmüyorum. Kısa da değilim. Oynayalım hadi'' dedim.
01:40
About this time, I looked all around the circle I was in,
33
100340
3496
O an kafamı kaldırıp bakmamla tüm etrafımdaki tüm
01:43
and all the kids had stopped playing and they were all looking at me.
34
103860
3360
çocukların oynamayı bırakmış bana baktıklarını gördüm.
01:47
And I'm thinking --
35
107940
1576
Bugünün tabiriyle ''Hadi be...'' ya da ''yok artık''
01:49
in today's language, it would be "OMG" or "WTF."
36
109540
3776
diye düşündüm.
01:53
(Laughter)
37
113340
2640
(Kahkahalar)
01:57
What just happened?
38
117700
1200
Ne olmuştu birdenbire?
02:00
So all the confidence that I went in with that morning
39
120060
3616
Sabah gelirken topladığım tüm öz güvenimi
02:03
was withering away as the morning went on
40
123700
3336
gittikçe yitirmeye başlamıştım.
02:07
and the questions kept coming.
41
127060
1680
Sorularsa gelmeye devam ediyordu.
02:09
And at the end of the morning, before I went home,
42
129460
2536
Gün bitiminde, eve gitmeden hemen önce
öğretmen hepimizi topladı,
02:12
the teacher had us in a circle,
43
132020
1936
02:13
and I actually found myself outside of the circle.
44
133980
2696
bense oluşturdukları çemberin dışında kalmıştım.
02:16
I couldn't look at anybody.
45
136700
1336
Kimseye bakamıyordum.
02:18
I could not understand what just happened.
46
138060
2640
Hâlâ ne olduğunu anlamıyordum.
02:21
And over the next few years,
47
141859
1897
O günden sonra uzun bir süre
02:23
I hated to go out in public.
48
143780
2096
toplum içine çıkmaktan nefret ettim.
02:25
I felt every stare, every giggle,
49
145900
2896
İnsanların bana her göz dikişini, her kıkırdayışını,
02:28
every pointed finger,
50
148820
1656
her beni işaret edişini,
02:30
not the finger,
51
150500
1416
parmağı değil,
02:31
but every pointed finger,
52
151940
1936
''beni'' işaret edişini hissediyordum.
02:33
and I hated it.
53
153900
1256
Bu yaptıklarından nefret ediyordum.
02:35
I would hide behind my parents' legs like nobody could see me.
54
155180
2920
Sanki kimse beni göremeyecekmiş gibi ebeveynlerimin arkasına saklanıyordum.
02:39
And as a child,
55
159020
1376
Çocuk, ne başka çocuğun
02:40
you can't understand another child's curiosity,
56
160420
3336
merakını anlar, ne de
02:43
nor an adult's ignorance.
57
163780
1760
yetişkin birinin cahilliğini.
02:46
It became very apparent to me that the real world was not built
58
166500
4336
Fark ettim ki, gerçek dünya
02:50
for someone of my size, both literally or figuratively.
59
170860
4000
mecazen de, gerçekten de benim boyumdakiler için değildi.
02:56
And so I have no anonymity, as you can probably tell,
60
176020
5576
Fark ettiğiniz üzere bu boyla
tanınmama şansım yok.
03:01
and while you can see my size,
61
181620
1736
03:03
we all go through many challenges through our lifetime.
62
183380
3496
Hayatımız boyunca birçok zorlukla karşılaşırız.
03:06
And some you can see, like mine.
63
186900
2976
Özellikle de dışarıda gördüğünüz benim gibi insanlar için.
03:09
Most you can't.
64
189900
1576
Pek göremezsiniz aslında.
03:11
You can't tell if someone's dealing with a mental illness,
65
191500
4976
Dışarıdan baktığınızda birinin akıl hastalığıyla uğraşıp uğraşmadığını,
03:16
or they're struggling with their gender identity,
66
196500
2576
cinsiyetiyle ilgili sorun yaşayıp yaşamadığını bilemezsiniz.
03:19
they're caring for an aging parent,
67
199100
2536
Hasta ebeveynlerine mi bakıyor,
03:21
they're having financial difficulty.
68
201660
1736
parasal sıkıntıları mı var.
03:23
You can't see that kind of stuff.
69
203420
1920
Bunları öyle dışarıdan bakıp göremezsiniz.
03:26
So while you can see
70
206380
1816
Mesela benim sorunumun
03:28
one of my challenges is my size,
71
208220
2816
boyum olduğunu görüyorsunuz.
03:31
seeing does not mean you understand
72
211060
2336
Fakat görmeniz, aslında benim kim olduğumu,
03:33
what it's truly to be me on a daily basis, or what I go through.
73
213420
4816
nelerle uğraştığımı anladığınız anlamına gelmez.
03:38
And so I'm here to debunk a myth.
74
218260
2456
Ben buraya bir miti çürütmeye geldim aslında.
03:40
I do not believe you can walk in someone else's shoes,
75
220740
4136
Kendinizi başkasının yerine koyabileceğinize inanmıyorum.
03:44
and because of that, we must adopt a new way of giving of ourselves.
76
224900
4616
İşte bu yüzden de fedakârlık yapacak yollar aramalıyız.
03:49
Simply stated, I will never know what it's like to be you
77
229540
3896
Basitçe, ben asla sizin gibi olmanın ne demek olduğunu bilemeyeceğim
ve siz de benim gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu bilemezsiniz.
03:53
and you will never know what it's like to be me.
78
233460
2816
03:56
I cannot face your fears or chase your dreams,
79
236300
2776
Ne sizin korkularınızla yüzleşebilir, ne de hayallerinizin peşinden koşabilirim.
03:59
and you can't do that for me,
80
239100
1856
Siz de aynını benim yerime yapamazsınız.
04:00
but we can be supportive of each other.
81
240980
2520
Fakat birbirimizi destekleyebiliriz.
04:04
Instead of trying to walk in each other's shoes,
82
244180
2616
Kendimizi başkasının yerine koymaktansa
04:06
we must adopt a new way of giving of ourselves.
83
246820
3240
kendimize fedakârlık yapacak yeni yollar bulmalıyız.
04:11
I learned at an early age
84
251260
1856
Çok erken yaşlarda, diğer insanlardan
04:13
that I did have to do some things different than most people,
85
253140
3856
farklı şeyler yapmam gerektiğini öğrenmiştim.
04:17
but I also learned there were things I was on equal footing with,
86
257020
3456
Aynı zamanda, eşit şeyler yapmam gerektiğini de öğrenmiştim.
04:20
and one of those was the classroom.
87
260500
2136
Sınıf gibi mesela.
04:22
Heh, heh, heh. I was equal.
88
262660
1960
Ha, ha, ha. Eşittim.
04:25
As a matter of fact, I excelled in the classroom.
89
265780
2936
Aslına bakarsanız, sınıfta sivrildim.
04:28
This was vitally important, I discovered as I grew older
90
268740
3575
Bu benim için hayati derecede önemliydi,
04:32
and realized I wasn't going to be able to do a physical job.
91
272339
3297
çünkü büyüdükçe öğrendim ki, fiziksel bir iş yapamazdım.
04:35
I needed an education.
92
275660
1840
Eğitime ihtiyacım vardı.
04:38
So I went on and got a university degree,
93
278060
2936
Ben de devam edip üniversite diploması aldım.
04:41
but I felt to be one step ahead of everyone for employment,
94
281020
3776
Fakat iş anlamında herkesten bir adım geride olduğumu farkındaydım.
04:44
I needed to have an advanced university degree,
95
284820
3216
İleri düzey üniversite diplomasına ihtiyacım vardı.
Onu da aldım.
04:48
so I went ahead and got that.
96
288060
1416
Şimdiyse iş görüşmesi için hazırım.
04:49
Now I'm ready for my interview.
97
289500
1896
04:51
Remember your first interview? What am I going to wear?
98
291420
2856
İlk iş görüşmenizi hatırlıyor musunuz? Ne giyeceğim?
04:54
What questions?
99
294300
1216
Nasıl sorular soracaklar?
04:55
And don't forget that firm handshake.
100
295540
1800
Sıkıca tokalaşmayı da unutma.
04:57
I was right there with you.
101
297860
1736
Sizinle oradaydım ben de.
04:59
So 24 hours before my interview,
102
299620
2016
Görüşmemden 24 saat önce
05:01
a friend of mine who I've known all my life
103
301660
2536
küçüklüğümden beri tanıdığım bir arkadaşım
05:04
called and said, "Michele, the building you're going in has steps."
104
304220
4296
arayıp, ''Michele, görüşmeye gideceğin binada merdivenler var'' dedi.
05:08
And she knew I couldn't climb steps.
105
308540
2176
Merdivenleri çıkamayacağımı biliyordu.
05:10
So suddenly, my focus changed.
106
310740
1856
Birdenbire odaklandığım konu değişmişti.
05:12
In my shoes, I was worried about how am I going to get there?
107
312620
3440
"Oraya gittiğimde ne yapacağım?" diye düşünüyordum.
05:16
So I went early and found a loading dock and got in and had a great interview.
108
316940
5456
Erkenden gidip yük rampası bulup üstüne bindim ve harika bir görüşmeydi.
05:22
They had no idea what I went through for the day and that's OK.
109
322420
2960
O gün neler yaşadığım hakkında en ufak fikirleri yoktu ama sorun da değildi.
05:26
You're probably thinking my greatest challenge that day was the interview,
110
326300
3496
Büyük ihtimalle karşılaştığım en büyük zorluğun o gün görüşme veya
05:29
or getting in the building.
111
329820
1896
binaya girmek olduğunu düşünüyorsunuzdur.
05:31
In reality, my biggest challenge that day
112
331740
2616
Aslında karşılaştığım en büyük zorluk o gün birini
05:34
was getting through the loading dock without getting run over.
113
334380
2905
ezmeden yük rampasına çıkmaktı.
05:38
I am very vulnerable in certain situations:
114
338020
2960
Havaalanları, koridorlar, otoparklar,
05:41
airports, hallways, parking lots,
115
341820
4296
yük rampaları gibi şeyleri
kullanmaya yatkın değilim.
05:46
loading docks.
116
346140
1200
05:47
And so I have to be very careful.
117
347900
2016
Bu yüzden de çok dikkatli olmalıyım.
05:49
I have to anticipate and be flexible
118
349940
2936
Bazı şeyleri önceden tahmin edip ona göre farklı davranmam gerekiyor.
05:52
and move as quickly as I can sometimes.
119
352900
2320
Bazense olabildiğince hızlı hareket etmem gerekiyor.
05:56
So I got the job,
120
356500
2016
Velhasıl, işi aldım.
05:58
and in my current role I travel quite a bit.
121
358540
3056
Şu anki pozisyonumda biraz seyahat etmem gerekiyor.
06:01
And travel is a challenge for all of us these days.
122
361620
2880
Bugünlerde seyahat hepimiz için sorun teşkil ediyor.
Belki siz, havaalanına gidip güvenlikten geçtikten sonra kapıya gidiyorsunuz.
06:05
And so you probably get to the airport, run through security, get to the gate.
123
365100
4336
06:09
Did I get my aisle seat or my window seat? Did I get my upgrade?
124
369460
3680
Koridor ya da cam kenarı koltuğumu aldım mı? Yükseltmemi aldım mı?
06:13
Me, first of all, I don't run through anything.
125
373900
2296
Ben öncelikle hiçbir yerden geçmiyorum.
06:16
(Laughter)
126
376220
1176
(Kahkahalar)
06:17
And I especially don't run through the TSA
127
377420
2056
Ulaştırma Güvenlik İdaresi'ne gitmiyorum,
06:19
because I get to experience the personal patdown.
128
379500
2840
çünkü kendim çaresine bakıyorum.
06:23
I won't comment on that.
129
383380
1776
Bu konuda yorum yapmayacağım.
06:25
And then I make my way to the gate,
130
385180
1976
Çıkışa doğru yürüdüm.
06:27
and with my gift of gab that my parents said I was born with,
131
387180
3776
Ağzım bayağı iyi laf yapar. Ben de gittim
06:30
I talk to the gate agent, and then I say, "By the way, my scooter weighs this much,
132
390980
4616
kapı görevlisiyle konuşup dedim ki ''Bu arada mobiletimin kilosu bu,
06:35
I have a dry cell battery,
133
395620
1616
kuru pil bataryam da var,
06:37
and I can drive it down to the door of the plane."
134
397260
2400
bir de uçak kapısına kadar mobiletimi sürebilirim.''
06:40
Also, the day before, I had called the city where I'm traveling to
135
400460
3376
Bir gün öncesinden de gideceğim şehri arayıp
06:43
to find out where I could rent a scooter in case mine gets broken on the way.
136
403860
5160
kendi mobiletimin kırılmasına karşın nereden mobilet kiralayabileceğimi sordum.
06:49
So in my shoes, it's a little bit different.
137
409500
2160
Gördüğünüz gibi benim açımdan işler biraz daha farklı.
06:52
When I get onto the plane,
138
412300
1256
Uçağa bindiğimde de ağzımın laf yapması işime yaradı.
06:53
I use my gift of gab to ask the lady to put my bag up, and they graciously do.
139
413580
4440
Bir hanımefendiden çantamı yukarı koymasını rica ettim.
O da zarif bir şekilde yaptı.
06:58
I try not to eat or drink on a plane
140
418620
1736
Uçakta bir şeyler yeyip içmemeye gayret ediyorum.
07:00
because I don't want to have to get up and walk on the plane,
141
420380
2896
Kalkıp uçakta yürümek zorunda kalmak istemiyorum.
07:03
but nature has its own schedule,
142
423300
1576
Tabii, evdeki hesap çarşıya uymaz.
07:04
and not long ago, it knocked and I answered.
143
424900
2576
Çok geçmeden çaldı, ben de cevap verdim.
07:07
So I walked up to the front of the plane
144
427500
2376
kalkıp uçağın ön kısmına doğru yürüdüm.
07:09
and gabbed with the flight attendant,
145
429900
2016
Kabin görevlisiyle iki çift laf ettik.
07:11
and said, "Can you watch the door? I can't reach the lock."
146
431940
3320
O sırada ''Kapıya bakabilir misin? Ben kilide yetişemiyorum da'' dedim.
07:16
So I'm in there doing my business, and the door flies open.
147
436460
3776
Ben işime bakarken kapı açıldı.
Dehşetle bakan
07:20
And there's a gentleman there
148
440260
1560
bir bey duruyordu orada.
07:22
with a look of horror on his face.
149
442700
2536
Ben de aynı öyle bakıyordum kesin.
07:25
I'm sure I had the same look.
150
445260
1381
07:27
As I came out, I noticed that he was sitting right across from me,
151
447700
4320
Dışarı çıktığımda o beyin hemen çaprazımda oturduğunu gördüm.
07:33
and he's in total, complete embarrassment.
152
453340
2880
Bayağı utanmış hâldeydi.
07:36
So I walk up to him and I quietly go,
153
456940
2696
Kalkıp sessizce yanına gittim ve şöyle dedim:
07:39
"Are you going to remember this as much as I am?"
154
459660
2296
''Siz de benim gibi hatırlayacak mısınız bunu?''
07:41
(Laughter)
155
461980
2680
(Kahkahalar)
07:47
And he goes, "I think so."
156
467940
1976
''Galiba,'' diye yanıtladı.
07:49
(Laughter)
157
469940
1656
(Kahkahalar)
07:51
Now, while he's probably not talking about it publicly, I am.
158
471620
3296
Büyük ihtimalle o bunu açık açık anlatmıyordur ama ben anlatıyorum.
07:54
(Laughter)
159
474940
1816
(Kahkahalar)
07:56
But we talked for the rest of the flight,
160
476780
2776
Tabii, tüm uçuş boyunca konuştuk.
07:59
and we got to know each other, our families, sports, work,
161
479580
3896
Birbirimizi tanıdık, ailelerimiz, spor, iş falan hakkında konuştuk.
08:03
and when we landed, he said,
162
483500
1696
Uçak indiğinde de, ''Michele, sanırım biri çantanı koymuştu,
08:05
"Michele, I noticed someone put your bag up.
163
485220
2176
senin için çantanı indirebilir miyim?'' dedi.
08:07
Can I get that for you?"
164
487420
1216
08:08
And I said, "Of course, thank you."
165
488660
1680
''Tabii, teşekkür ederim'' dedim.
08:11
And we wished each other well,
166
491260
2136
Sonra da birbirimize iyi günler diledik.
08:13
and the most important thing that day
167
493420
1896
O günün en önemli noktası, bir daha
08:15
was that he was not going to leave with that embarrassment,
168
495340
3776
bu utançla yaşamayacak olmasıydı.
Yani o an yaşadığı utançla.
08:19
that experience of embarrassment.
169
499140
2416
08:21
He won't forget it, and neither will I,
170
501580
2416
İkimiz için de unutulmayacak bir anı oldu.
Bence o daha çok sohbetimizi
08:24
but I think he will remember more
171
504020
2256
08:26
our chat and our different perspectives.
172
506300
2720
ve bakış açılarımızı hatırlayacak.
08:30
When you travel internationally,
173
510060
1976
Uluslararası seyahat ettiğinizde
08:32
it can be even more challenging in certain ways.
174
512060
2576
bazı konular daha zor oluyor.
08:34
A few years ago, I was in Zanzibar,
175
514660
2736
Birkaç yıl önce Zanzibar'dayken
08:37
and I come wheeling in,
176
517420
1616
dönerek içeriye girdim.
08:39
and think about that.
177
519060
1200
Bunu düşünüyorum.
08:41
Short, white, blond woman in a chair.
178
521260
4455
Kısa, beyaz tenli, sandalyede oturan sarışın bir kadındı.
08:45
That doesn't probably happen every day.
179
525739
1961
Belki her gün olan bir şey değil bu.
08:49
So I go up, and with my gift of gab, I start to talk to the agent.
180
529180
3576
Yine gevezeliğimle gidip görevliyle konuşmaya başladım.
08:52
So friendly, and I ask about their culture and so forth,
181
532780
3416
Kültürlerini falan sordum.
08:56
and I notice there wasn't a jet bridge.
182
536220
2816
Fark ettim ki körük yoktu.
''Merdivenleri çıkmam konusunda
08:59
So I had to kind of say,
183
539060
1936
biraz yardım fena olmaz''
09:01
"Not only do you have to lift my chair,
184
541020
2056
09:03
I could use some help getting up the steps."
185
543100
2240
dedim.
09:05
So we got to spend about an hour together while we waited for the flight,
186
545740
3856
Uçağı beklerken birkaç saatimizi birlikte geçirmemiz gerekti.
09:09
and it was the most magnificent hour.
187
549620
1856
Hayatımın en mükemmel anlarıydı.
09:11
Our perspective changed for both of us that day.
188
551500
3456
O gün, her ikimizin de bakış açıları değişti.
09:14
And once I got on the flight,
189
554980
1416
Uçağa bindiğimizde sırtımı
09:16
he patted me on the back and wished me well,
190
556420
2936
sıvazlayıp kendine iyi bak dedi,
09:19
and I thanked him so much.
191
559380
2216
ben de teşekkür ettim.
09:21
And again, I think he's going to remember that experience more
192
561620
4456
Yine onun, o günü benden daha net hatırlayacağını düşünüyorum,
09:26
than when I first came in, and there was a bit of hesitation.
193
566100
3560
biraz çekinme söz konusuydu.
Fark ettiğiniz üzere birçok kişiden yardım alıyorum.
09:31
And as you notice, I get a lot of help.
194
571260
2416
09:33
I would not be where I am today
195
573700
1936
Eğer ailem, arkadaşlarım, iş arkadaşlarım ve
09:35
if it was not for my family, my friends, my colleagues
196
575660
4336
dışarıda bana yardım eden onca yabancı olmasaydı
09:40
and the many strangers
197
580020
1696
bugün olduğum yerde
09:41
that help me every single day of my life.
198
581740
3280
olamazdım.
09:45
And it's important that we all have a support system.
199
585860
3816
İnsanların birbirini desteklemesi çok güzel bir şey.
09:49
Asking for help is a strength,
200
589700
2616
Yardım istemek insanı güçlendirir,
09:52
not a weakness.
201
592340
1216
zayıf düşürmez.
09:53
(Applause)
202
593580
1560
(Alkışlar)
10:00
We all need help throughout our lifetime,
203
600700
2896
Hayatımızın bazı noktalarında hepimizin yardıma ihtiyacı olur.
10:03
but it is just as important
204
603620
2416
Fakat bu, diğer insanları destekleyenlerden
10:06
that we are part of other people's support systems.
205
606060
3416
biri olmamız kadar önemlidir.
10:09
We must adopt that way of giving back.
206
609500
3176
İnsanlara yardım etmeye alışmalıyız.
10:12
We all obviously have a role to play in our own successes,
207
612700
3880
Hepimizin kendi başarımızda bir rolü vardır elbette
10:17
but think about the role we have to play in other people's successes,
208
617420
3576
ama diğer insanların başarılarında oynayacağımız rolü düşünün.
10:21
just like people do for me every single day.
209
621020
3680
Her gün insanların benim hayatımda oynadıkları rol gibi.
10:25
It's vitally important that we help each other,
210
625820
3536
Birbirimize yardım etmemiz çok ama çok önemli.
10:29
because society is increasingly placing people in silos
211
629380
5320
Çünkü ön yargı ve ideolojiler yüzünden toplum
10:35
based on biases and ideologies.
212
635860
2520
insanları depolara kapatıyor.
10:39
And we must look past the surface
213
639420
2520
Geçmişte olanlara bakıp
10:42
and be confronted with the truth
214
642900
2136
gerçekle yüzleşmemiz lazım.
10:45
that none of us are what you can see.
215
645060
2856
Hiçbirimizin göründüğü gibi olmadığı gerçeğiyle.
10:47
There's more to us than that,
216
647940
2096
Görünenden daha çok şey var.
10:50
and we're all dealing with things that you cannot see.
217
650060
3280
Görmediğiniz şeylerle uğraşıyoruz.
Yargılamadan yaşarsak
10:55
So living a life free of judgment
218
655060
2976
10:58
allows all of us to share those experiences together
219
658060
4336
bu deneyimleri paylaşabiliriz.
11:02
and have a totally different perspective,
220
662420
3056
Tıpkı anlattığım hikâyelerdeki insanlar gibi tamamen farklı
11:05
just like the couple of people I mentioned earlier in my stories.
221
665500
3680
bakış açılarına sahip olabiliriz.
Lütfen unutmayın. Yalnızca kendi
11:11
So remember, the only shoes
222
671100
2296
11:13
you truly can walk in are your own.
223
673420
2480
pencerenizden görebilirsiniz hayatı.
11:16
I cannot walk in yours.
224
676660
1840
Ben sizin pencerenizden bakamam.
Benim boyumda da yürüyemezsiniz, biliyoruz bunu.
11:19
I know you can't walk in my size 1s --
225
679100
2976
11:22
(Laughter)
226
682100
1096
(Kahkahalar)
11:23
but you can try.
227
683220
1200
Ama deneyebilirsiniz.
11:25
But we can do something better than that.
228
685900
2360
Ancak denemekten daha fazlasını yapabiliriz.
11:28
With compassion, courage and understanding,
229
688740
3856
Merhamet, cesaret ve anlayışla
11:32
we can walk side by side
230
692620
2696
yan yana yürüyebilir,
11:35
and support one another,
231
695340
2056
birbirimize yardım edebiliriz.
11:37
and think about how society can change
232
697420
2656
Gördüklerimiz karşısında insanları yargılamak yerine
11:40
if we all do that
233
700100
1656
11:41
instead of judging on only what you can see.
234
701780
3440
bunları yaptığımızda toplumun nasıl
değişeceğini düşünün.
11:45
Thank you.
235
705780
1216
Teşekkür ederim.
11:47
(Applause)
236
707020
5680
(Alkışlar)
11:52
Thank you.
237
712740
1360
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7