Kate Hartman: The art of wearable communication

Kate Hartman: Giyilebilen İletişim Sanatı

45,780 views ・ 2011-09-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: aylin keyf Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:15
My name is Kate Hartman.
0
15260
3000
İsmim Kate Hartman.
00:22
And I like to make devices
1
22260
2000
Bağlantı yapabilceğimiz
00:24
that play with the ways
2
24260
2000
ve haberleşebileceğimiz
00:26
that we relate and communicate.
3
26260
2000
cihazları yapmaktan hoşlanıyorum.
00:28
So I'm specifically interested in how we, as humans,
4
28260
3000
Bu yüzden ben, insanlar olarak bizim kendimizle,
00:31
relate to ourselves, each other
5
31260
2000
birbirimizle ve çevremizdekilerle nasıl
00:33
and the world around us.
6
33260
3000
ilişkiler kurduğumuzla ilgileniyorum.
00:43
(Laughter)
7
43260
4000
(Gülüşmeler)
00:47
So just to give you a bit of context,
8
47260
2000
Durumdan biraz bahsetmek gerekirse,
00:49
as June said, I'm an artist, a technologist and an educator.
9
49260
3000
June' un da belirttiği gibi, ben bir sanatçı, teknoloji uzmanı ve eğitimciyim.
00:52
I teach courses in physical computing
10
52260
2000
Fiziksel programlama ve giyilebilir elektronik
00:54
and wearable electronics.
11
54260
2000
kursları veriyorum.
00:56
And much of what I do is either wearable
12
56260
2000
Yaptığım şey ya giyilebilir
00:58
or somehow related to the human form.
13
58260
3000
ya da insan yapısıyla bir şekilde ilişkilendirilebilir.
01:01
And so anytime I talk about what I do,
14
61260
2000
Ve bu yüzden her seferinde yaptıklarım hakkında
01:03
I like to just quickly address
15
63260
2000
sadece hızlı bir şekilde adreste
01:05
the reason why bodies matter.
16
65260
2000
organların neden önemli olduğundan bahsediyorum.
01:07
And it's pretty simple.
17
67260
3000
Ve çok da kolay.
01:10
Everybody's got one -- all of you.
18
70260
2000
Herkeste var, hepinizde
01:12
I can guarantee, everyone in this room,
19
72260
2000
Garanti ediyorum, bu odadaki herkesin, sizlerin
01:14
all of you over there, the people in the cushy seats,
20
74260
2000
şu rahat koltuklarda oturan insanların,
01:16
the people up top with the laptops --
21
76260
2000
yukarıda laptoplarla çalışanların,
01:18
we all have bodies.
22
78260
2000
hepimizin vücudu var.
01:20
Don't be ashamed.
23
80260
2000
Utanmayın.
01:22
It's something that we have in common
24
82260
2000
Bu bizim için ortak bir şey
01:24
and they act as our primary interfaces for the world.
25
84260
3000
ve onlar bizim gibi dünyada birincil arayüzleridir.
01:27
And so when working as an interaction designer,
26
87260
3000
Bir etkileşim tasarımcı olarak çalışırken,
01:30
or as an artist who deals with participation --
27
90260
2000
veya katılıma değinen bir sanatçı olarak
01:32
creating things that live on, in or around the human form --
28
92260
4000
insan biçiminden beslenen şeyler yaratan
01:36
it's really a powerful space to work within.
29
96260
3000
gerçekten güçlü bir boşluk içinde çalışıyoruz.
01:39
So within my own work,
30
99260
2000
Bu yüzden kendi içinde
01:41
I use a broad range of materials and tools.
31
101260
3000
malzeme ve araçları geniş bir yelpaze de kullanırım.
01:44
So I communicate through everything from radio transceivers
32
104260
3000
Telsiz radyolardan huni ve plastik borulara kadar
01:47
to funnels and plastic tubing.
33
107260
2000
herşey aracılığıyla iletişim kuruyorum.
01:49
And to tell you a bit about the things that I make,
34
109260
2000
Yaptığım şeylerden biraz bahsetmek gerekirse,
01:51
the easiest place to start the story
35
111260
2000
hikayeye başlayacagım en kolay yer
01:53
is with a hat.
36
113260
3000
şapkadır.
01:56
And so it all started several years ago,
37
116260
2000
Herşey birkaç yıl önce başladı,
01:58
late one night when I was sitting on the subway, riding home,
38
118260
3000
bir gece geç bir saatte metroda eve giderken
02:01
and I was thinking.
39
121260
2000
o arada düşünüyordum.
02:03
And I tend to be a person who thinks too much and talks too little.
40
123260
3000
Çok düşünüp az konuşan biriyimdir.
02:06
And so I was thinking about how it might be great
41
126260
2000
Ve ne kadar mükemmel olabileceğini düşündüm,
02:08
if I could just take all these noises --
42
128260
2000
eğer tüm bu seslerin hepsini alabilsem,
02:10
like all these sounds of my thoughts in my head --
43
130260
2000
kafamın içindeki düşüncelerimin sesleri gibi,
02:12
if I could just physically extricate them
44
132260
2000
bu sesleri fiziksel olarak serbest bırakabileceğim bir biçime dönüştürsem,
02:14
and pull them out in such a form
45
134260
2000
böyle bir biçime çevirebilsem,
02:16
that I could share them with somebody else.
46
136260
3000
başkaları ile paylaşabileceğim sesleri.
02:19
And so I went home, and I made a prototype of this hat.
47
139260
3000
Eve gittim ve bu şapkanın ilk örneğini yaptım.
02:22
And I called it the Muttering Hat,
48
142260
2000
Ve onu Homurdanan Şapka olarak adlandırdım,
02:24
because it emitted these muttering noises
49
144260
3000
çünkü bu şapka homurdanan sesleri çıkarıyordu,
02:27
that were kind of tethered to you,
50
147260
2000
size bu şekilde bağlanan,
02:29
but you could detach them
51
149260
2000
ama ayrılabilen
02:31
and share them with somebody else.
52
151260
3000
ve başkaları ile paylaşabileceğniz bir şey.
02:35
(Laughter)
53
155260
5000
(Gülüşmeler)
02:40
So I make other hats as well.
54
160260
2000
Aynı zamanda başka şapkalarda yapıyorum.
02:42
This one is called the Talk to Yourself Hat.
55
162260
2000
Bu Kendinle Konuş Şapkası.
02:44
(Laughter)
56
164260
2000
(Gülüşmeler)
02:46
It's fairly self-explanatory.
57
166260
2000
Oldukça açıklayıcı.
02:48
It physically carves out conversation space for one.
58
168260
4000
Fiziksel olarak bir konuşma alanı açmaktadır.
02:52
And when you speak out loud,
59
172260
2000
Yüksek sesle konuştuğunuzda
02:54
the sound of your voice is actually channeled back into your own ears.
60
174260
4000
sesinizin kuvveti kulaklarınıza iletiliyor.
03:00
(Laughter)
61
180260
2000
(Gülüşmeler)
03:02
And so when I make these things,
62
182260
2000
Ve bu şeyleri yaparken,
03:04
it's really not so much about the object itself,
63
184260
3000
nesnenın kendisi değil de daha çok
03:07
but rather the negative space around the object.
64
187260
3000
nesnenin etrafındaki negatif alanla ilgiliydi.
03:10
So what happens when a person puts this thing on?
65
190260
3000
Peki bir kişi bunu taktığında ne olur?
03:13
What kind of an experience do they have?
66
193260
2000
Ne çeşit bir tecrübeye sahipler?
03:15
And how are they transformed by wearing it?
67
195260
3000
Ve nasıl giyilebilir hale getirilirler?
03:21
So many of these devices
68
201260
2000
Bu cihazların bir çoğu
03:23
really kind of focus on the ways in which we relate to ourselves.
69
203260
3000
kendimizle hangi tür yolları gerçekten odaklanmamızla ilgilidir.
03:26
So this particular device is called the Gut Listener.
70
206260
3000
Şu görülen cihaz Bağırsak Dinleyici olarak adlandırılıyor.
03:29
And it is a tool
71
209260
2000
Ve bu alet
03:31
that actually enables one
72
211260
2000
aslında kişiye kendi içini
03:33
to listen to their own innards.
73
213260
3000
dinleme olanağı veriyor.
03:36
(Laughter)
74
216260
7000
(Gülüşmeler)
03:43
And so some of these things
75
223260
3000
Ve böylece bazı şeyler
03:46
are actually more geared toward expression and communication.
76
226260
2000
aslında daha fazla ifade ve iletişime yöneliktir.
03:48
And so the Inflatable Heart
77
228260
2000
Ve böylece Şişme Kalp
03:50
is an external organ
78
230260
2000
dış organ
03:52
that can be used by the wearer to express themselves.
79
232260
3000
giyen kişi tarafından kendisini ifade edebilmek için kullanılabilir.
03:55
So they can actually inflate it and deflate it
80
235260
3000
Duygularına göre şişirebilir
03:58
according to their emotions.
81
238260
2000
ve indirebilirler.
04:00
So they can express everything from admiration and lust
82
240260
3000
Böylece hayranlıktan, şehvete, endişelere, pişmanlığa kadar
04:03
to anxiety and angst.
83
243260
3000
bir çok şeyi ifade edebilirler.
04:06
(Laughter)
84
246260
2000
(Gülüşmeler)
04:08
And some of these are actually meant
85
248260
2000
Ve bunların bazıları
04:10
to mediate experiences.
86
250260
2000
aracılık etmek içindir.
04:12
So the Discommunicator is a tool for arguments.
87
252260
3000
Yani iletişimsiz argümanlar için bir araçtır.
04:15
(Laughter)
88
255260
2000
(Gülüşmeler)
04:17
And so actually it allows for an intense emotional exchange,
89
257260
3000
Aslında böylece yoğun bir duygusal değişim sağlar,
04:20
but is serves to absorb
90
260260
2000
ama hizmet vermek için
04:22
the specificity of the words that are delivered.
91
262260
3000
teslim olma kelimesinden özgüllük kaydedilir.
04:25
(Laughter)
92
265260
6000
(Gülüşmeler)
04:31
And in the end,
93
271260
2000
Ve son olarak,
04:33
some of these things just act as invitations.
94
273260
2000
bazı şeyler sadece davetiye gibidir.
04:35
So the Ear Bender literally puts something out there
95
275260
3000
Yani kelimenin tam anlamıyla Kulak Bender orada birşey koyar
04:38
so someone can grab your ear
96
278260
2000
yani birisi kulağınızı kapar
04:40
and say what they have to say.
97
280260
2000
diyorlar ne dersiniz.
04:42
So even though I'm really interested in the relationship
98
282260
2000
İnsanlar arasındaki ilişkilerle
04:44
between people,
99
284260
2000
ilgilenmemem rağmen,
04:46
I also consider the ways
100
286260
2000
ben de çevremizdeki
04:48
in which we relate to the world around us.
101
288260
2000
dünya ile ilgili yollarını düşünüyorum.
04:50
And so when I was first living in New York City a few years back,
102
290260
3000
New York'a birkaç yıl önce ilk kez taşındığımda,
04:53
I was thinking a lot about
103
293260
2000
beni çevreleyen samimi mimari biçimleri
04:55
the familiar architectural forms that surrounded me
104
295260
2000
ve bunları daha iyi nasıl istegiğim gibi
04:57
and how I would like to better relate to them.
105
297260
3000
bağlantı kuracağımı çok fazla düşünüyordum.
05:00
And I thought, "Well, hey!
106
300260
2000
Ve düşündüm, ' hey, iyi!
05:02
Maybe if I want to better relate to walls,
107
302260
2000
Belki duvarlar arasında daha iyi bir bağlantı kurmayı,
05:04
maybe I need to be more wall-like myself."
108
304260
2000
belki de kendimin duvar gibi olma gereğini istiyorum.
05:06
So I made a wearable wall
109
306260
2000
Bu yüzden sırt çantası gibi takabileceğim
05:08
that I could wear as a backpack.
110
308260
2000
giyilebilir bir duvar yaptım.
05:10
And so I would put it on
111
310260
2000
Ve içine koyabileceğim
05:12
and sort of physically transform myself
112
312260
2000
beni çevreleyen alanda
05:14
so that I could either contribute to or critique
113
314260
2000
kendimi fiziksel türe dönüştürmek
05:16
the spaces that surrounded me.
114
316260
2000
öyleki ya katkıda bulunabilir yada eleştirebilir.
05:18
(Laughter)
115
318260
2000
(Gülüşmeler)
05:20
And so jumping off of that,
116
320260
3000
Ve böylece kapalı atlama da
05:23
thinking beyond the built environment into the natural world,
117
323260
3000
doğal dünyadaki yapılı çevrenin ötesinde düşündüğümde,
05:26
I have this ongoing project called Botanicalls --
118
326260
3000
Botani Karama diye adlandırdığım devam eden projem
05:29
which actually enables houseplants
119
329260
2000
aslında ev bitkilerini etkinleştiren
05:31
to tap into human communication protocols.
120
331260
2000
insanların haberleşme tutanaklarına bağlantı kurmasıdır.
05:33
So when a plant is thirsty,
121
333260
2000
Yani bu bitki susuz kaldığında,
05:35
it can actually make a phone call
122
335260
2000
bir arama yapabilir,
05:37
or post a message to a service like Twitter.
123
337260
3000
Veya Twitter'da olduğu gibi bir ileti bırakabilir.
05:40
And so this really shifts the human/plant dynamic,
124
340260
4000
Ve insan/ bitki dinamiği değiştirilir,
05:44
because a single house plant
125
344260
3000
çünkü yalnız bir ev bitkisi
05:47
can actually express its needs
126
347260
2000
aynı anda binlerce insana
05:49
to thousands of people at the same time.
127
349260
3000
ihtiyaçlarını ifade edebilir.
05:52
And so kind of thinking about scale,
128
352260
2000
Ve çok çeşit ölçekli düşünme,
05:54
my most recent obsession
129
354260
2000
son günlerdeki en büyük takıntım olan
05:56
is actually with glaciers -- of course.
130
356260
4000
tabii ki de buzullar.
06:00
And so glaciers are these magnificent beings,
131
360260
3000
Bu yüzden buzulların bu muhteşem varlıkları,
06:03
and there's lots of reasons to be obsessed with them,
132
363260
3000
ve onlara takıntılı olmak için çok fazla sebep var,
06:06
but what I'm particularly interested in
133
366260
2000
ama öncelikle ilgilendiğim şey
06:08
is in human-glacier relations.
134
368260
2000
bir insan- buzul bağlantısıdır.
06:10
(Laughter)
135
370260
2000
(Gülüşmeler)
06:12
Because there seems to be an issue.
136
372260
2000
Çünkü bu bir sorun gibi gözüküyor.
06:14
The glaciers are actually leaving us.
137
374260
2000
Buzullar bizi terketmekte.
06:16
They're both shrinking and retreating --
138
376260
2000
Her ikisi de küçültmekte ve geri çekilmekte,
06:18
and some of them have disappeared altogether.
139
378260
2000
ve bazıları tamamen kayboldu.
06:20
And so I actually live in Canada now,
140
380260
3000
Şu anda Kanada 'da yaşıyorum,
06:23
so I've been visiting one of my local glaciers.
141
383260
2000
bölgedeki buzullardan birisini ziyaret ediyorum.
06:25
And this one's particularly interesting,
142
385260
2000
Ve bu özellikle ilginç,
06:27
because, of all the glaciers in North America,
143
387260
2000
çünkü, Kuzey Amerika'daki buzulların hepsi,
06:29
it receives the highest volume of human traffic in a year.
144
389260
3000
bir yıl içinde insan trafiğinin en yüksek sesini almaktadır.
06:32
They actually have these buses that drive up and over the lateral moraine
145
392260
3000
Buzultaşı genellikle dağ tipi buzulların açtıkları vadilerin
06:35
and drop people off on the surface of the glacier.
146
395260
3000
yan kısımlarında oluşan tortul çökeltilerdir.
06:38
And this has really gotten me thinking
147
398260
2000
İlk karşılaşmanın tecrübesi
06:40
about this experience of the initial encounter.
148
400260
2000
beni gerçekten düşündürdü.
06:42
When I meet a glacier for the very first time,
149
402260
4000
İlk defa bir buzul gördüğümde,
06:46
what do I do?
150
406260
2000
Ne yapıyorum?
06:48
There's no kind of social protocol for this.
151
408260
4000
Bunun için bir sosyal protokol yok.
06:52
I really just don't even know
152
412260
2000
Nasıl merhaba demesi gerektiğini
06:54
how to say hello.
153
414260
2000
bilmeyen ben.
06:56
Do I carve a message in the snow?
154
416260
3000
Karın üzerine mesaj yazıyor muyum?
06:59
Or perhaps I can assemble one
155
419260
2000
Veya belki buz küpü Mors alfabesi ile
07:01
out of dot and dash ice cubes --
156
421260
2000
birbirlerine nokta ve çizgi
07:03
ice cube Morse code.
157
423260
2000
buz küpleri birleştirebilirim.
07:05
Or perhaps I need to make myself a speaking tool,
158
425260
2000
Veya belki de kendim için buza yönlendirdiğimde,
07:07
like an icy megaphone
159
427260
2000
buzdan megafon gibi
07:09
that I can use to amplify my voice
160
429260
2000
bir konuşma
07:11
when I direct it at the ice.
161
431260
2000
cihazı yapmam gerekir.
07:13
But really the most satisfying experience I've had
162
433260
2000
Ama gerçekten de beni en çok memnun eden tecrübe,
07:15
is the act of listening,
163
435260
2000
her iyi ilişkide ihtiyacımız
07:17
which is what we need in any good relationship.
164
437260
2000
olan dinleme numarasıdır.
07:19
And I was really struck by how much it affected me.
165
439260
3000
Ben gerçekten beni ne kadar etkilediğinden sarsıldım.
07:22
This very basic shift in my physical orientation
166
442260
3000
Fiziksel oryantasyonun en temel çözümü
07:25
helped me shift my perspective
167
445260
2000
perspektif değişiklik
07:27
in relation to the glacier.
168
447260
2000
buzul ile ilgili bana yardımcı oldu.
07:29
And so since we use devices
169
449260
2000
Cihazları kullandığımdan beri
07:31
to figure out how to relate to the world these days,
170
451260
4000
bu günlerde dünyayla nasıl ilişki kurduğumuzu anlamak için
07:35
I actually made a device called the Glacier Embracing Suit.
171
455260
3000
Buzula Sarılma Elbisesi olarak adlandırılan bir cihaz yaptım.
07:38
(Laughter)
172
458260
2000
(Gülüşmeler)
07:40
And so this is constructed out of a heat reflected material
173
460260
3000
Bu nedenle bu ısı inşa malzemesi
07:43
that serves to mediate the difference in temperature
174
463260
2000
buzul buz arasındaki sıcaklık
07:45
between the human body and the glacial ice.
175
465260
3000
farkı ile hizmet vermektedir.
07:48
And once again, it's this invitation
176
468260
3000
Ve bir kez daha, bu daveti
07:51
that asks people to lay down on the glacier
177
471260
4000
insanlar buzula uzanarak sorar,
07:55
and give it a hug.
178
475260
3000
ve sarılmak ister.
07:58
So, yea, this is actually just the beginning.
179
478260
2000
Evet, bu aslında sadece başlangıç.
08:00
These are initial musings for this project.
180
480260
2000
Bunlar proje için il derin düşünmelerdir.
08:02
And just as with the wall, how I wanted to be more wall-like,
181
482260
3000
Ve sadece duvar gibi olmak istedim,
08:05
with this project, I'd actually like to take more a of glacial pace.
182
485260
4000
bu proje ile ben aslında buzul hızının daha fazla olmasını istiyorum.
08:09
And so my intent
183
489260
2000
Amacım,
08:11
is to actually just take the next 10 years
184
491260
4000
ilerideki 10 yılımı
08:15
and go on a series of collaborative projects
185
495260
4000
işbirlikçi olan projelere
08:19
where I work with people from different disciplines --
186
499260
2000
farklı bilim dallarından kişilerle çalışacağım bir yer,
08:21
artists, technologists, scientists --
187
501260
2000
sanatçılar, teknoloji uzmanları, bilim adamları ile
08:23
to kind of work on this project
188
503260
2000
bu tür proje üzerinde çalışmaya devam etmek
08:25
of how we can improve human-glacier relations.
189
505260
3000
ve insan- buzul ilişkilerini nasıl geliştirebileceğimizi sağlamaktır.
08:29
So beyond that, in closing,
190
509260
3000
Bunun ötesinde,
08:32
I'd just like to say that we're in this era
191
512260
3000
şunu belirtmek isterim ki,
08:35
of communications and device proliferation,
192
515260
3000
içinde bulunduğumuz hızla artan haberleşme ve cihaz çağında,
08:38
and it's really tremendous and exciting and sexy,
193
518260
3000
ve gerçekten şahane, heyecan verici ve çekici olan,
08:41
but I think what's really important
194
521260
2000
ama asıl önemli olan
08:43
is thinking about how we can simultaneously
195
523260
2000
bizlerin eş zamanlı bir şekilde
08:45
maintain a sense of wonder and a sense of criticality
196
525260
3000
merak duygusunu korumak ve kritiklik duygusunu kullandığımız araçlar
08:48
about the tools that we use and the ways in which we relate to the world.
197
528260
3000
hakkında ve dünya ile ilgili hangi yolları düşündüğümdür.
08:51
Thanks.
198
531260
2000
Teşekkürler.
08:53
(Applause)
199
533260
6000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7