Tales of ice-bound wonderlands | Paul Nicklen

Paul Nicklen: Buzlu harikalar diyarından masallar

282,610 views ・ 2011-05-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Türkan Dikayak Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
My journey to become a polar specialist,
0
15260
3000
Kutup uzmanı olma,
00:18
photographing, specializing in the polar regions,
1
18260
3000
yani kutup bölgelerinde yoğunlaşıp
00:21
began when I was four years old,
2
21260
2000
oralarda fotoğraf çekme yolculuğum
00:23
when my family moved from southern Canada
3
23260
3000
ben dört yaşındayken ailemin Güney Kanada'dan
00:26
to Northern Baffin Island, up by Greenland.
4
26260
3000
Grönland yakınlarındaki Baffin Adası'na taşınmasıyla başladı.
00:29
There we lived with the Inuit
5
29260
2000
Orada Inuit halkıyla birlikte yaşadık.
00:31
in the tiny Inuit community of 200 Inuit people,
6
31260
2000
200 kişilik küçük İnuit toplumunda,
00:33
where [we] were one of three non-Inuit families.
7
33260
3000
İnuit olmayan üç aileden biriydik.
00:36
And in this community, we didn't have a television;
8
36260
2000
Bu toplumda, televizyonumuz yoktu;
00:38
we didn't have computers, obviously, radio.
9
38260
3000
ve tabi ki bilgisayarımız ve radyomuz da.
00:41
We didn't even have a telephone.
10
41260
3000
Telefonumuz bile yoktu.
00:44
All of my time was spent outside
11
44260
2000
Tüm vaktim dışarda İnuitlerle
00:46
with the Inuit, playing.
12
46260
2000
oyun oynayarak geçiyordu.
00:48
The snow and the ice were my sandbox,
13
48260
2000
Kar ve buz oyuncak kutum,
00:50
and the Inuit were my teachers.
14
50260
2000
İnuitlerse öğretmenlerimdi.
00:52
And that's where I became
15
52260
2000
Orası, bu kutup diyarına gerçekten
00:54
truly obsessed with this polar realm.
16
54260
2000
takıntılı hale geldiğim yerdir.
00:56
And I knew someday that I was going to do something
17
56260
2000
Biliyordum ki bir gün oralarla ilgili haberler
00:58
that had to do with trying to share news about it
18
58260
2000
paylaşmakla, oraları korumaya çalışmakla
01:00
and protect it.
19
60260
2000
ilgili bir şeyler yapacaktım.
01:02
I'd like to share with you, for just two minutes only,
20
62260
2000
Brandi Carlile'ın güzel şarkısı "Sen hiç..." eşliğinde,
01:04
some images, a cross-section of my work,
21
64260
2000
işimden iki dakikalik bir kesit ve bazı görüntüler
01:06
to the beautiful music by Brandi Carlile, "Have You Ever."
22
66260
3000
bazı görüntüler paylaşmak istiyorum sizlerle.
01:09
I don't know why National Geographic has done this, they've never done this before,
23
69260
3000
National Geographic daha önce yapmadığı bir şeyi neden şimdi
01:12
but they're allowing me to show you a few images
24
72260
2000
kabul etti bilmiyorum, ama daha yeni bitirdiğim ve henüz
01:14
from a coverage that I've just completed that is not published yet.
25
74260
3000
yayımlanmamış bir çalışmadan birkaç görüntü göstermeme izin verdiler.
01:17
National Geographic doesn't do this,
26
77260
2000
National Geographic normalde böyle bir şey yapmaz.
01:19
so I'm very excited to be able to share this with you.
27
79260
2000
Bu yüzden bunu sizinle paylaşabildiğim için çok heyecanlıyım.
01:21
And what these images are --
28
81260
2000
Bunlar, slayt gösterisinin başında göreceğiniz
01:23
you'll see them at the start of the slide show -- there's only about four images --
29
83260
3000
Great Bear Yağmur Ormanı'nda yaşayan
01:26
but it's of a little bear that lives in the Great Bear Rainforest.
30
86260
3000
küçük bir ayıya ait dört görüntü sadece.
01:29
It's pure white, but it's not a polar bear.
31
89260
3000
Bu ayı, bembeyaz ama kutup ayısı değil.
01:32
It's a spirit bear, or a Kermode bear.
32
92260
2000
Bu bir ruh ayı ya da Kermode ayısı.
01:34
There are only 200 of these bears left.
33
94260
2000
Bu ayı türünden sadece 200 tane kaldı.
01:36
They're more rare than the panda bear.
34
96260
3000
Pandalardan bile daha azlar.
01:39
I sat there on the river for two months without seeing one.
35
99260
3000
Orada nehir kenarında iki ay bir tane bile görmeden bekledim.
01:42
I thought, my career's over.
36
102260
2000
Kariyerimin bittiğini sanmıştım.
01:44
I proposed this stupid story to National Geographic.
37
104260
2000
National Geographic'e bu saçma hikayeyi önermiştim.
01:46
What in the heck was I thinking?
38
106260
2000
Ne düşünüyordum acaba?
01:48
So I had two months to sit there
39
108260
2000
Yani orada oturup
01:50
and figure out different ways of what I was going to do in my next life,
40
110260
2000
fotoğrafçılıktan kovulduktan sonra
01:52
after I was a photographer, because they were going to fire me.
41
112260
2000
ne yapacağıma karar vermek için iki ayım vardı.
01:54
Because National Geographic is a magazine; they remind us all the time:
42
114260
3000
Sonuçta National Geographic bir dergi; bunu sürekli hatırlatırlar,
01:57
they publish pictures, not excuses.
43
117260
2000
fotoğraf yayımlıyorlar, banahe değil.
01:59
(Laughter)
44
119260
5000
(Kahkaha)
02:04
And after two months of sitting there --
45
124260
2000
İki ay orada öylece bekledikten sonra
02:06
one day, thinking that it was all over,
46
126260
2000
tam her şeyin bittiğini düşünüyorken, bir gün
02:08
this incredible big white male came down,
47
128260
2000
inanılmaz büyük beyaz bir erkek yanıma
02:10
right beside me, three feet away from me,
48
130260
2000
bir metre uzağıma geldi ve
02:12
and he went down and grabbed a fish and went off in the forest and ate it.
49
132260
3000
nehre inip balık yakaladı ve ormana dönüp onu yedi.
02:15
And then I spent the entire day living my childhood dream
50
135260
3000
Sonra bütün günü çocukluk hayalimi yaşayarak
02:18
of walking around with this bear through the forest.
51
138260
3000
yani ormanda bu ayının peşinde dolanarak geçirdim.
02:21
He went through this old-growth forest
52
141260
2000
Yaşlı ormana girip 400 yıllık
02:23
and sat up beside this 400-year-old culturally modified tree and went to sleep.
53
143260
3000
bir ağacın yanında oturup uykuya daldı.
02:26
And I actually got to sleep within three feet of him,
54
146260
3000
Onu fotoğrafladıktan sonra ben de oracıkta
02:29
just in the forest, and photograph him.
55
149260
3000
bir metre ötesinde uyuyakalmışım.
02:32
So I'm very excited to be able to show you those images
56
152260
3000
Bu yüzden bu görüntüleri ve kutup bölgelerinde yaptığım işten
02:35
and a cross-section of my work that I've done on the polar regions.
57
155260
2000
bir kesiti sizinle paylaşabildiğim için çok heyecanlıyım.
02:37
Please enjoy.
58
157260
2000
Lütfen tadını çıkarın.
02:40
(Music)
59
160260
4000
(Müzik)
02:44
Brandi Carlile: ♫ Have you ever wandered lonely through the woods? ♫
60
164260
6000
Brandi Carlile: ♫ Sen hiç ormanda tek başına dolaştın mı? ♫
02:50
♫ And everything there feels just as it should ♫
61
170260
5000
♫ Oradaki her şey olması gerektiği gibi hissettirir ♫
02:55
♫ You're part of the life there ♫
62
175260
2000
♫ Oradaki hayatın bir parçasısındır ♫
02:57
♫ You're part of something good ♫
63
177260
3000
♫ Iyi bir şeyin parçasısındır ♫
03:00
♫ If you've ever wandered lonely through the woods ♫
64
180260
6000
♫ Eğer sen hiç ormanda tek başına dolaştıysan ♫
03:06
♫ Ooh, ooh, ooh, ooh ♫
65
186260
5000
♫ Ooh, ooh, ooh, ooh ♫
03:11
♫ If you've ever wandered lonely through the woods ♫
66
191260
5000
♫ Eğer sen hiç ormanda tek başına dolaştıysan ♫
03:16
♫ Have you ever stared into a starry sky? ♫
67
196260
5000
♫ Sen hiç yıldızlı bir gökyüzünü izledin mi? ♫
03:21
♫ Lying on your back, you're asking why ♫
68
201260
5000
♫ Sırtüstü yatıp kendine neden diye sorarsın ♫
03:26
♫ What's the purpose? ♫
69
206260
2000
♫ Amaç ne? ♫
03:28
♫ I wonder, who am I? ♫
70
208260
3000
♫ Kimim?, merak ediyorum ♫
03:31
♫ If you've ever stared into a starry sky ♫
71
211260
5000
♫ Eğer sen hiç yıldızlı bir gökyüzünü izlediysen ♫
03:37
♫ Ooh, ooh, ooh, ooh ♫
72
217260
6000
♫ Ooh, ooh, ooh, ooh ♫
03:43
♫ Aah, ah, aah ♫
73
223260
5000
♫ Aah, ah, aah ♫
03:48
♫ Ah, oh, oh, ah, ah, oh, oh ♫
74
228260
5000
♫ Ah, oh, oh, ah, ah, oh, oh ♫
03:55
♫ Have you ever stared into a starry sky? ♫
75
235260
5000
♫ Sen hiç yıldızlı bir gökyüzünü izledin mi? ♫
04:05
♫ Have you ever been out walking in the snow? ♫
76
245260
5000
♫ Sen hiç karda yürüdün mü? ♫
04:10
♫ Tried to get back where you were before ♫
77
250260
5000
♫ Daha önce olduğun yere gitmeye çalışır ♫
04:15
♫ You always end up ♫
78
255260
2000
♫ Hep aynı yerde bulursun kendini ♫
04:17
♫ Not knowing where to go ♫
79
257260
6000
♫ Nereye gideceğini bilmeyerek ♫
04:23
♫ If you've ever been out walking in the snow ♫
80
263260
5000
♫ Eğer sen hiç karda yürüdüysen ♫
04:28
♫ Ooh, ooh, ooh, ooh ♫
81
268260
6000
♫ Ooh, ooh, ooh, ooh ♫
04:34
♫ Aah, ah, aah, ah, aah ♫
82
274260
4000
♫ Aah, ah, aah, ah, aah ♫
04:38
♫ Ah, ah, oh, ah, ah, oh, ah ♫
83
278260
8000
♫ Ah, ah, oh, ah, ah, oh, ah ♫
04:46
♫ Oh, ah, ah, ah ♫
84
286260
3000
♫ Oh, ah, ah, ah ♫
04:49
♫ Ah, ah, oh, ah, ah, oh, oh ♫
85
289260
7000
♫ Ah, ah, oh, ah, ah, oh, oh ♫
04:57
♫ If you'd ever been out walking you would know ♫
86
297260
6000
♫ Eğer yürüseydin bilirdin ♫
05:04
(Applause)
87
304260
4000
(Alkış)
05:08
Paul Nicklen: Thank you very much. The show's not over.
88
308260
3000
Paul Nicklen: Çok teşekkürler. Gösteri henüz bitmedi.
05:11
My clock is ticking. OK, let's stop.
89
311260
2000
Zaman ilerliyor. Tamam, duralım.
05:13
Thank you very much. I appreciate it.
90
313260
2000
Çok teşekkürler. Takdir ediyorum.
05:15
We're inundated with news all the time
91
315260
3000
Deniz buzunun giderek kaybolduğu
05:18
that the sea ice is disappearing
92
318260
2000
ve en düşük seviyede olduğu
05:20
and it's at its lowest level.
93
320260
2000
ile ilgili haberlere boğuluruz hep.
05:22
And in fact, scientists were originally saying
94
322260
2000
Aslında, bilimadamları deniz buzunun önümüzdeki 100 yıl icinde
05:24
sea ice is going to disappear in the next hundred years, then they said 50 years.
95
324260
3000
yok olacağını söylüyordu, ama sonradan 50 yıl dediler.
05:27
Now they're saying the sea ice in the Arctic,
96
327260
3000
Şimdi de Arktika'daki deniz buzunun önümüzdeki 4 ila 10 yıl
05:30
the summertime extent is going to be gone in the next four to 10 years.
97
330260
3000
içerisinde yaz dönemi boyunca yok olacağını söylüyorlar.
05:33
And what does that mean?
98
333260
2000
Bu ne demek?
05:35
After a while of reading this in the news, it just becomes news.
99
335260
3000
Bu haberleri okuduktan bir süre sonra haber değeri kazanıyor.
05:38
You glaze over with it.
100
338260
2000
Gözümüzde aydınlık kazanıyor.
05:40
And what I'm trying to do with my work is put faces to this.
101
340260
2000
Benim yapmaya çalıştığım şey ise bunu insanların gözüne sokmak.
05:42
And I want people to understand and get the concept
102
342260
3000
Insanların şunu anlamasını ve kavramasını istiyorum;
05:45
that, if we lose ice,
103
345260
2000
eğer bu buzu kaybedersek
05:47
we stand to lose an entire ecosystem.
104
347260
2000
koca bir ekosistemi de kaybederiz.
05:49
Projections are that we could lose polar bears, they could become extinct
105
349260
3000
Projeksiyonlar, önümüzdeki 50 ila 100 yıl icinde kutup ayılarını
05:52
in the next 50 to 100 years.
106
352260
2000
kaybedebileceğimiz, soylarının tükenebileceği yönünde.
05:54
And there's no better, sexier,
107
354260
2000
Bence, bu çabama değecek daha iyi,
05:56
more beautiful, charismatic megafauna species
108
356260
3000
daha seksi, daha güzel ve karizmatik
05:59
for me to hang my campaign on.
109
359260
3000
bir megafauna türü daha yok.
06:02
Polar bears are amazing hunters.
110
362260
2000
Kutup ayıları inanılmaz birer avcılar.
06:04
This was a bear I sat with for a while on the shores.
111
364260
2000
Bu, su kenarında birlikte oturduğum bir ayıydı.
06:06
There was no ice around.
112
366260
2000
Etrafta hic buz yoktu,
06:08
But this glacier caved into the water and a seal got on it.
113
368260
2000
sadece üzerinde bir fokun oturduğu suda bölünmüş bir buzul.
06:10
And this bear swam out to that seal --
114
370260
2000
Bu ayı, o foka doğru yüzdü -
06:12
800 lb. bearded seal --
115
372260
2000
350 kiloluk bıyıklı bir fok -
06:14
grabbed it, swam back and ate it.
116
374260
3000
onu yakaladı, geri yüzdü ve yedi.
06:17
And he was so full, he was so happy and so fat eating this seal,
117
377260
3000
O kadar tok, o kadar mutlu ve o kadar şişmişti ki
06:20
that, as I approached him --
118
380260
2000
ona 7 metre kadar yaklaşıp
06:22
about 20 feet away -- to get this picture,
119
382260
2000
bu fotoğrafı çektiğimde
06:24
his only defense was to keep eating more seal.
120
384260
2000
tek savunması daha fazla fok yemek olmuştu.
06:26
And as he ate, he was so full --
121
386260
2000
Yerken bile o kadar toktu ki --
06:28
he probably had about 200 lbs of meat in his belly --
122
388260
3000
karnında yaklaşık 100 kilo et vardır -
06:31
and as he ate inside one side of his mouth,
123
391260
2000
ağzının bir tarafıyla yerken
06:33
he was regurgitating out the other side of his mouth.
124
393260
3000
diğer tarafından da yediklerini çıkarıyordu.
06:36
So as long as these bears have any bit of ice they will survive,
125
396260
3000
Yani bu ayılar biraz buz olduğu sürece hayatta kalırlar,
06:39
but it's the ice that's disappearing.
126
399260
3000
ama buzlar eriyor.
06:42
We're finding more and more dead bears in the Arctic.
127
402260
3000
Kuzey Kutbu'nda gittikçe daha fazla ölü ayı buluyoruz.
06:45
When I worked on polar bears as a biologist 20 years ago,
128
405260
2000
20 yıl önce biyolog olarak kutup ayıları üzerinde çalışırken
06:47
we never found dead bears.
129
407260
2000
hiç ölü ayı bulmazdık.
06:49
And in the last four or five years,
130
409260
2000
Son dört beş yıldır
06:51
we're finding dead bears popping up all over the place.
131
411260
2000
her yerde ölü ayılar buluyoruz.
06:53
We're seeing them in the Beaufort Sea,
132
413260
2000
Beaufort Denizi'nde buzların eridiği yerlerde
06:55
floating in the open ocean where the ice has melted out.
133
415260
2000
açık denizde su üstünde görüyoruz onları.
06:57
I found a couple in Norway last year. We're seeing them on the ice.
134
417260
3000
Geçen yıl Norveç'te birkaç tane buldum. Onları buzun üstünde görüyoruz.
07:00
These bears are already showing signs
135
420260
2000
Bu ayılar eriyen buzlar yüzünden
07:02
of the stress of disappearing ice.
136
422260
2000
şimdiden stres belirtileri göstermeye başladı.
07:05
Here's a mother and her two year-old cub
137
425260
3000
İşte ıpıssız bir yerde, 160 km açıkta bir gemi üzerinde
07:08
were traveling on a ship a hundred miles offshore in the middle of nowhere,
138
428260
3000
seyahat eden bir anne ve 2 yaşındaki yavrusu.
07:11
and they're riding on this big piece of glacier ice,
139
431260
2000
Bu büyük buz parçasının üzerinde geziniyorlar
07:13
which is great for them; they're safe at this point.
140
433260
2000
ki bu onlar için harika; bu noktada güvendeler.
07:15
They're not going to die of hypothermia.
141
435260
2000
Hipotermiden ölmeyecekler.
07:17
They're going to get to land.
142
437260
2000
Karaya ulaşacaklar.
07:19
But unfortunately, 95 percent of the glaciers in the Arctic
143
439260
2000
Ama maalesef, Kuzey Kutbu'ndaki buzulların %95'i
07:21
are also receding right now
144
441260
2000
şu an karaya çekiliyor
07:23
to the point that the ice is ending up on land
145
443260
2000
ve ekosisteme hiç buz
07:25
and not injecting any ice back into the ecosystem.
146
445260
3000
geri dönüşü olmuyor.
07:29
These ringed seals, these are the "fatsicles" of the Arctic.
147
449260
2000
Bu benekli foklar Kuzey Kutbu'nun "şişko"ları.
07:31
These little, fat dumplings,
148
451260
2000
Bu ufak,
07:33
150-pound bundles of blubber
149
453260
3000
70 kiloluk yağ tulumları
07:36
are the mainstay of the polar bear.
150
456260
2000
kutup ayılarının temel dayanağı.
07:38
And they're not like the harbor seals that you have here.
151
458260
3000
Burdaki liman fokları gibi değiller.
07:41
These ringed seals also live out their entire life cycle
152
461260
3000
Bu benekli foklar da tüm hayatlarını
07:44
associated and connected to sea ice.
153
464260
3000
buzun içinde ve buza bağımlı geçiriyorlar.
07:47
They give birth inside the ice,
154
467260
2000
Buzun içinde doğuruyorlar,
07:49
and they feed on the Arctic cod that live under the ice.
155
469260
3000
ve buzun altında yaşayan Arktika morinalarıyla besleniyorlar.
07:52
And here's a picture of sick ice.
156
472260
2000
Burdaki bozulmuş bir buz parçası.
07:54
This is a piece of multi-year ice that's 12 years old.
157
474260
3000
12 yaşında çok-yıllı bir parça.
07:57
And what scientists didn't predict is that, as this ice melts,
158
477260
3000
Bilimadamlarının öngöremediği şey, buzun eridikçe
08:00
these big pockets of black water are forming
159
480260
3000
bu büyük siyah su ceplerinin oluştuğu
08:03
and they're grabbing the sun's energy
160
483260
2000
ve bunların güneş enerjisini emip
08:05
and accelerating the melting process.
161
485260
2000
erimeyi hızlandırdığıydı.
08:07
And here we are diving in the Beaufort Sea.
162
487260
2000
Burda Beaufort Denizi'nde dalıyoruz.
08:09
The visibility's 600 ft.; we're on our safety lines;
163
489260
3000
Görüş alanı iki metre; güvenlik ipine bağlıyız.
08:12
the ice is moving all over the place.
164
492260
2000
Her taraf buz.
08:14
I wish I could spend half an hour telling you
165
494260
2000
Bu dalışta ölmeye ne kadar yaklaştığımızı
08:16
about how we almost died on this dive.
166
496260
2000
anlatacak yarım saatim olsaydı keşke.
08:18
But what's important in this picture is that you have a piece of multi-year ice,
167
498260
3000
Ancak bu fotoğrafta önemli olan, çok-yıllı bir buz parçası olması,
08:21
that big chunk of ice up in the corner.
168
501260
2000
yukarı köşedeki şu büyük buz kütlesi.
08:23
In that one single piece of ice,
169
503260
2000
Bu tek bir buz parçasında,
08:25
you have 300 species of microorganisms.
170
505260
2000
300 tür mikroorganizma yaşıyor.
08:27
And in the spring, when the sun returns to the ice,
171
507260
3000
Baharda, güneş buzullara döndüğünde,
08:30
it forms the phytoplankton, grows under that ice,
172
510260
2000
fitoplanktonlar oluşuyor, buzun altında büyüyor,
08:32
and then you get bigger sheets of seaweed,
173
512260
3000
ve sonra daha büyük yosun tabakaları oluşuyor,
08:35
and then you get the zooplankton feeding on all that life.
174
515260
2000
ve sonra tüm bu yaşamdan beslenen zooplanktonlar meydana geliyor.
08:37
So really what the ice does
175
517260
2000
Yani buz bir nevi
08:39
is it acts like a garden.
176
519260
2000
bahçe görevi görüyor.
08:41
It acts like the soil in a garden. It's an inverted garden.
177
521260
3000
Bahçedeki toprak gibi. Bu ters bir bahçe.
08:44
Losing that ice is like losing the soil in a garden.
178
524260
2000
Bu buzu kaybetmek bahçedeki toprağı kaybetmek demektir.
08:46
Here's me in my office.
179
526260
2000
Bu da ofisimde ben.
08:48
I hope you appreciate yours.
180
528260
2000
Umarım sizinkinin kıymetini anlamışsınızdır.
08:50
This is after an hour under the ice.
181
530260
3000
Buzun altında bir saat geçirdikten sonra çekildi.
08:53
I can't feel my lips; my face is frozen;
182
533260
2000
Dudaklarımı hissetmiyorum; yüzüm donuk.
08:55
I can't feel my hands; I can't feel my feet.
183
535260
2000
Ellerimi hissetmiyorum; ayaklarımı hissetmiyorum.
08:57
And I've come up, and all I wanted to do was get out of the water.
184
537260
3000
Yüzeye çıktım ve o an tek istediğim şey sudan çıkmaktı.
09:00
After an hour in these conditions,
185
540260
2000
Bu koşullarda bir saatin ardından,
09:02
it's so extreme that, when I go down,
186
542260
2000
bu o kadar ekstrem ki dibe gittiğimde,
09:04
almost every dive I vomit into my regulator
187
544260
2000
neredeyse her dalışta regülatörümün icine kusuyorum.
09:06
because my body can't deal with the stress of the cold on my head.
188
546260
3000
Çünkü vücudum kafamdaki soğuk stresiyle baş edemiyor.
09:09
And so I'm just so happy that the dive is over.
189
549260
2000
Burda dalışın bittiğine çok mutluyum.
09:11
I get to hand my camera to my assistant,
190
551260
2000
Fotoğraf makinamı asistanıma vermek istiyorum,
09:13
and I'm looking up at him, and I'm going, "Woo. Woo. Woo."
191
553260
3000
ona bakıp "Woo. Woo. Woo" diyorum,
09:16
Which means, "Take my camera."
192
556260
2000
ki bu "Makinamı al," demek.
09:18
And he thinks I'm saying, "Take my picture."
193
558260
2000
Ama o "Fotografımı çek," dediğimi sanıyor.
09:20
So we had this little communication breakdown.
194
560260
3000
Yani küçük bir iletişim kopukluğu yaşıyoruz.
09:23
(Laughter)
195
563260
3000
(Kahkaha)
09:26
But it's worth it.
196
566260
2000
Ama buna değer.
09:28
I'm going to show you pictures of beluga whales, bowhead whales,
197
568260
2000
Bugün size beyaz balina, Grönland balinası,
09:30
and narwhals, and polar bears, and leopard seals today,
198
570260
3000
denizgergedanı, kutup ayısı ve leopar foklarını göstereceğim,
09:33
but this picture right here means more to me than any other I've ever made.
199
573260
3000
ama burdaki fotoğraf tüm çektiklerimden daha çok anlam ifade ediyor bana.
09:36
I dropped down in this ice hole, just through that hole that you just saw,
200
576260
3000
Buz deliğinden aşağı atladım, az önce gördüğünüz delikten
09:39
and I looked up under the underside of the ice,
201
579260
2000
ve buzun altından yukarı baktım.
09:41
and I was dizzy; I thought I had vertigo.
202
581260
2000
Başım döndü; sersemledim.
09:43
I got very nervous -- no rope, no safety line,
203
583260
2000
Çok gerilmiştim - halat yok, güvenlik alanı yok,
09:45
the whole world is moving around me --
204
585260
2000
tüm dünya etrafımda dönüyordu
09:47
and I thought, "I'm in trouble."
205
587260
2000
ve başımın belada olduğunu düşündüm.
09:49
But what happened is that the entire underside
206
589260
2000
Ancak işin aslı şuydu;
09:51
was full of these billions of amphipods and copepods
207
591260
3000
alt taraf hareket eden, buzun altından beslenen, doğuran
09:54
moving around and feeding on the underside of the ice,
208
594260
3000
ve tüm yaşam döngülerini gerçekleştiren
09:57
giving birth and living out their entire life cycle.
209
597260
2000
bilyonlarca amfipod ve kopepod ile doluydu.
09:59
This is the foundation of the whole food chain in the Arctic, right here.
210
599260
3000
Bu Arktika'daki tüm besin zincirinin temeli, tam burada.
10:02
And when you have low productivity in this, in ice,
211
602260
3000
Burda, buzda, düşük üretkenlik olursa,
10:05
the productivity in copepods go down.
212
605260
3000
kopepod üretimi de düşer.
10:08
This is a bowhead whale.
213
608260
2000
Bu bir Grönland balinası.
10:10
Supposedly, science is stating
214
610260
2000
Görünüşe göre, bilim, bu türün
10:12
that it could be the oldest living animal on earth right now.
215
612260
3000
şu an dünya üzerindeki en yaşlı hayvan olduğunu söylüyor.
10:15
This very whale right here could be over 250 years old.
216
615260
3000
Burdaki balina 250 yaşın üzerinde olabilir.
10:18
This whale could have been born
217
618260
2000
Bu balina Sanayi Devrimi'nin
10:20
around the start of the Industrial Revolution.
218
620260
2000
başlarında doğmuş olabilir.
10:22
It could have survived 150 years of whaling.
219
622260
3000
150 yıl boyunca balina avcilarından canını kurtarmış olabilir.
10:25
And now its biggest threat is the disappearance of ice in the North
220
625260
3000
Ama şimdi karşısındaki en büyük tehdit güneyde sürdürdüğümüz
10:28
because of the lives that we're leading in the South.
221
628260
3000
hayatlar yüzünden kuzeydeki buzun kaybolması.
10:31
Narwhals, these majestic narwhals
222
631260
2000
Denizgergedanları, bu heybetli denizgergedanları
10:33
with their eight-foot long ivory tusks, don't have to be here;
223
633260
3000
2,5 metrelik boynuzsu dişleriyle, burada olmak zorunda değiller.
10:36
they could be out on the open water.
224
636260
2000
Açık denizde olabilirlerdi.
10:38
But they're forcing themselves to come up in these tiny little ice holes
225
638260
3000
Ancak, tüm morina sürüleri buzun altında olduğu icin
10:41
where they can breathe, catch a breath,
226
641260
2000
içinde nefes alabilecekleri, dinlenebilecekleri
10:43
because right under that ice are all the swarms of cod.
227
643260
3000
bu küçük buz deliklerine gelmeye zorluyorlar kendilerini.
10:46
And the cod are there
228
646260
2000
Morinalar orada
10:48
because they are feeding on all the copepods and amphipods.
229
648260
3000
çünkü kopepodlar ve amfipodlarla besleniyorlar.
10:51
Alright, my favorite part.
230
651260
3000
Pekala, en sevdiğim kısım.
10:54
When I'm on my deathbed,
231
654260
2000
Ölüm döşeğimde bile
10:56
I'm going to remember one story more than any other.
232
656260
2000
bu hikayeyi diğerlerinden daha iyi hatırlayacağım.
10:58
Even though that spirit bear moment was powerful,
233
658260
3000
O ruh ayı hatırası da güçlü olmasına ragmen
11:01
I don't think I'll ever have another experience
234
661260
2000
leopar foklarıyla yaşadığım gibi bir tecrübeyi
11:03
like I did with these leopard seals.
235
663260
2000
bir daha yaşayacağımı sanmıyorum.
11:05
Leopard seals, since the time of Shackleton, have had a bad reputation.
236
665260
3000
Leopar fokları, Shackleton zamanından beri kötü bir üne sahipler.
11:08
They've got that wryly smile on their mouth.
237
668260
2000
Dudaklarında alaycı gülümsemeleri var.
11:10
They've got those black sinister eyes
238
670260
2000
Güven vermeyen kara gözleri
11:12
and those spots on their body.
239
672260
2000
ve vücutlarında lekeleri var.
11:14
They look positively prehistoric and a bit scary.
240
674260
3000
Gerçekten prehistorik ve biraz da korkutucu görünüyorlar.
11:17
And tragically in [2003],
241
677260
2000
2004'te trajik bir şekilde,
11:19
a scientist was taken down and drowned,
242
679260
3000
bir bilimadamı aşağı çekilip boğuldu
11:22
and she was being consumed by a leopard seal.
243
682260
2000
ve bir leopard foku tarafından yendi.
11:24
And people were like, "We knew they were vicious. We knew they were."
244
684260
3000
İnsanlar şöyle dedi; "Kötu olduklarını biliyorduk. Evet, biliyorduk."
11:27
And so people love to form their opinions.
245
687260
2000
İnsanlar kendi fikirlerini oluşturmayı sever.
11:29
And that's when I got a story idea:
246
689260
2000
Hikaye fikri böyle ortaya cıktı:
11:31
I want to go to Antarctica,
247
691260
2000
Antarktika'ya gidip
11:33
get in the water with as many leopard seals as I possibly can
248
693260
2000
olabildiğince çok leopar fokuyla suya girip
11:35
and give them a fair shake --
249
695260
2000
onlara güzel bir silkinme yaşatmak istiyordum.
11:37
find out if they really are these vicious animals, or if they're misunderstood.
250
697260
3000
Bu hayvanların gerçekten kötü olup olmadıklarını anlamak.
11:40
So this is that story.
251
700260
2000
İşte hikaye bu.
11:42
Oh, and they also happen to eat Happy Feet.
252
702260
3000
Hııı bir de smokinlileri yemeyi seviyorlar.
11:45
(Laughter)
253
705260
3000
(Kahkaha)
11:48
As a species, as humans, we like to say penguins are really cute,
254
708260
3000
Bir tür olarak biz insanlar, penguenlerin sevimli olduğunu düşünürüz.
11:51
therefore, leopard seals eat them, so leopard seals are ugly and bad.
255
711260
3000
Leopar fokları onları yiyor, demek ki leopar fokları çirkin ve kötü.
11:54
It doesn't work that way.
256
714260
2000
İşler böyle yürümüyor.
11:56
The penguin doesn't know it's cute,
257
716260
2000
Kaldı ki penguen sevimli olduğunu bilmiyor.
11:58
and the leopard seal doesn't know it's kind of big and monstrous.
258
718260
2000
Leopar foku da büyük ve canavar vari olduğunu bilmiyor.
12:00
This is just the food chain unfolding.
259
720260
3000
Bu sadece besin zinciri.
12:03
They're also big.
260
723260
2000
Onlar da büyük.
12:05
They're not these little harbor seals.
261
725260
2000
Küçük liman fokları gibi değiller.
12:07
They are 12 ft. long, a thousand pounds.
262
727260
2000
3,5 metre uzunlugunda, 450 kilo ağırlığındalar.
12:09
And they're also curiously aggressive.
263
729260
3000
Ayrıca da garip bir şekilde agresifler.
12:12
You get 12 tourists packed into a Zodiac,
264
732260
3000
Bir Zodiac bota doluşmuş 12 turisti alıp
12:15
floating in these icy waters,
265
735260
2000
buzlu sularda gidiyorsunuz
12:17
and a leopard seal comes up and bites the pontoon.
266
737260
2000
ve bir leopar foku gelip dubayı ısırıyor.
12:19
The boat starts to sink, they race back to the ship
267
739260
3000
Bot batmaya başlıyor, herkes gemiye yüzüyor
12:22
and get to go home and tell the stories of how they got attacked.
268
742260
2000
ve eve döndüklerinde nasıl saldırıya uğradıklarını anlatıyorlar.
12:24
All the leopard seal was doing --
269
744260
2000
Leopar fokunun yaptığı tek şey
12:26
it's just biting a balloon.
270
746260
2000
bir balonu ısırmak oysa ki.
12:28
It just sees this big balloon in the ocean -- it doesn't have hands --
271
748260
2000
Okyanusta büyük bir balon görüyor. Elleri olmadığı icin
12:30
it's going to take a little bite, the boat pops, and off they go.
272
750260
3000
küçük bir ısırık atıyor ve bot sönüp gidiyor.
12:33
(Laughter)
273
753260
2000
(Kahkaha)
12:35
So after five days of crossing the Drake Passage --
274
755260
3000
Drake Boğazı'nı geçtikten beş gün sonra -
12:38
isn't that beautiful --
275
758260
3000
güzel değil mi?
12:41
after five days of crossing the Drake Passage,
276
761260
3000
Drake Boğazı'nı geçtikten beş gün sonra,
12:44
we have finally arrived at Antarctica.
277
764260
2000
sonunda Antarktika'ya vardık.
12:46
I'm with my Swedish assistant and guide.
278
766260
2000
İsveçli asistanım ve rehberimle birlikteydim.
12:48
His name is Goran Ehlme from Sweden -- Goran.
279
768260
4000
Adı Goran Ehlme, İsveçli - Goran.
12:52
And he has a lot of experience with leopard seals. I have never seen one.
280
772260
3000
Leopar foklarıyla birçok tecrübesi olmus. Bense bir tane bile görmemiştim.
12:55
So we come around the cove in our little Zodiac boat,
281
775260
3000
Neyse, Zodiac botumuzla koya geliyoruz
12:58
and there's this monstrous leopard seal.
282
778260
2000
ve o kocaman leopar fokuyla karşılaşıyoruz.
13:00
And even in his voice, he goes, "That's a bloody big seal, ya."
283
780260
2000
Goran aynen şöyle diyor; "Bu koskocaman bir fok, ya."
13:02
(Laughter)
284
782260
2000
(Kahkaha)
13:04
And this seal is taking this penguin by the head,
285
784260
3000
Bu fok, bir pengueni kafasından yakalayıp
13:07
and it's flipping it back and forth.
286
787260
2000
onu ileri geri çekiştiriyor.
13:09
And what it's trying to do is turn that penguin inside-out,
287
789260
2000
Yapmaya çalıştığı şey penguenin içini dışına çıkarmak
13:11
so it can eat the meat off the bones,
288
791260
3000
ki böylece etini kemiğinden ayırabilsin
13:14
and then it goes off and gets another one.
289
794260
2000
ve sonra gidip başka bir tane yakalıyor.
13:16
And so this leopard seal grabbed another penguin,
290
796260
2000
Aynı fok başka bir penguen daha yakalıyor,
13:18
came under the boat, the Zodiac,
291
798260
2000
botun altına geliyor,
13:20
starting hitting the hull of the boat.
292
800260
2000
botun gövdesine vurmaya başlıyor.
13:22
And we're trying to not fall in the water.
293
802260
2000
Suyun içine düşmemeye çalışıyoruz.
13:24
And we sit down, and that's when Goran said to me,
294
804260
3000
Oturuyoruz ve Goran şöyle diyor;
13:27
"This is a good seal, ya.
295
807260
2000
"Bu iyi bir fok, ya.
13:29
It's time for you to get in the water."
296
809260
2000
Senin suya inme vaktin geldi."
13:31
(Laughter)
297
811260
3000
(Kahkaha)
13:34
And I looked at Goran, and I said to him, "Forget that."
298
814260
3000
Goran'a baktım ve şöyle dedim; "Unut bunu."
13:37
But I think I probably used a different word starting with the letter "F."
299
817260
4000
Ama sanırım S harfiyle başlayan başka bir kelime kullanmıştım.
13:41
But he was right.
300
821260
2000
Ama haklıydı.
13:43
He scolded me out, and said, "This is why we're here.
301
823260
2000
Beni azarladı ve dedi ki; "Bunun için burdayız.
13:45
And you purposed this stupid story to National Geographic.
302
825260
2000
Bu saçma hikayeyi National Geographic'e sen önerdin
13:47
And now you've got to deliver.
303
827260
2000
ve şimdi teslim etmek zorundasın.
13:49
And you can't publish excuses."
304
829260
2000
Bahane yayımlayamazsın."
13:51
So I had such dry mouth --
305
831260
2000
Öylesine ağzım kurumuştu ki -
13:53
probably not as bad as now --
306
833260
2000
gerçi şu andakinden daha fazla değildir -
13:55
but I had such, such dry mouth.
307
835260
4000
ama çok fazla ağzım kurmuştu.
13:59
And my legs were just trembling. I couldn't feel my legs.
308
839260
3000
Bacaklarım titriyordu. Bacaklarımı hissetmiyordum.
14:02
I put my flippers on. I could barely part my lips.
309
842260
2000
Paletlerimi giydim. Dudaklarımı zorlukla ayırabildim.
14:04
I put my snorkel in my mouth,
310
844260
2000
Ağzıma şnorkeli yerleştirdim,
14:06
and I rolled over the side of the Zodiac into the water.
311
846260
3000
ve Zodiac'tan suya atladım
14:09
And this was the first thing she did.
312
849260
2000
ve bu dişinin ilk yaptığı şey şuydu.
14:11
She came racing up to me, engulfed my whole camera --
313
851260
3000
Aceleyle bana doğru geldi, fotoğraf makinamı ağzına soktu -
14:14
and her teeth are up here and down here --
314
854260
3000
ve her yerini dişledi -
14:17
but Goran, before I had gotten in the water, had given me amazing advice.
315
857260
3000
ama suya inmeden önce Goran çok güzel bir tavsiye vermişti.
14:20
He said, "If you get scared, you close your eyes, ya, and she'll go away."
316
860260
4000
"Korkarsan, gözlerini kapat, ya, uzaklaşacaktır."
14:24
(Laughter)
317
864260
3000
(Kahkaha)
14:27
So that's all I had to work with at that point.
318
867260
2000
O an elimdeki tek şey buydu.
14:29
But I just started to shoot these pictures.
319
869260
2000
Ama ben fotoğraf çekmeye başladım.
14:31
So she did this threat display for a few minutes,
320
871260
2000
Bu tehdit gösterisini birkaç dakika sürdürdü
14:33
and then the most amazing thing happened -- she totally relaxed.
321
873260
3000
ve sonra inanılmaz bir şey oldu - tamamen sakinleşti.
14:36
She went off, she got a penguin.
322
876260
2000
Gidip bir penguen yakaladı.
14:38
She stopped about 10 feet away from me,
323
878260
2000
Üç metre ötemde durdu,
14:40
and she sat there with this penguin, the penguin's flapping, and she let's it go.
324
880260
3000
çırpınan penguenle öylece durdu ve onu salıverdi.
14:43
The penguin swims toward me, takes off.
325
883260
3000
Penguen bana doğru yüzdü, uzaklaşıp gitti.
14:46
She grabs another one. She does this over and over.
326
886260
2000
Fok başka bir tane yakaladı. Bunu birçok kez tekrarladı.
14:48
And it dawned on me that she's trying to feed me a penguin.
327
888260
2000
Sonradan anladım ki beni beslemeye çalışıyordu.
14:50
Why else would she release these penguins at me?
328
890260
4000
Yoksa neden bu penguenleri bana bıraksın ki?
14:54
And after she did this four or five times,
329
894260
3000
Bunu dört beş kez yaptıktan sonra
14:57
she swam by me with this dejected look on her face.
330
897260
3000
mahzun bakışlarla yanımdan yüzüp gitti.
15:00
You don't want to be too anthropomorphic, but I swear that she looked at me
331
900260
3000
Çok fazla antropomorfik olmak istemem ama yemin ederim şöyle der gibi baktı;
15:03
like, "This useless predator's going to starve in my ocean."
332
903260
2000
"Bu işe yaramaz yırtıcı benim okyanusumda açlıktan ölecek."
15:05
(Laughter)
333
905260
5000
(Kahkaha)
15:10
So realizing I couldn't catch swimming penguins,
334
910260
2000
Penguenleri yakalayamadığımı anlayınca
15:12
she'd get these other penguins and bring them slowly towards me,
335
912260
2000
başka penguenler yakalayıp yavaşça bana getirdi
15:14
bobbing like this, and she'd let them go.
336
914260
2000
böyle sallayıp sonra da salıverdi.
15:16
This didn't work.
337
916260
2000
Bu da işe yaramamıştı.
15:18
I was laughing so hard and so emotional
338
918260
2000
O kadar kuvvetli ve içten gülüyordum ki
15:20
that my mask was flooding, because I was crying underwater,
339
920260
2000
maskem suyla doluyordu çünkü sualtında ağlıyordum,
15:22
just because it was so amazing.
340
922260
2000
bu harika bir olaydı.
15:24
And so that didn't work.
341
924260
2000
Yani bu da işe yaramamıştı.
15:26
So then she'd get another penguin and try this ballet-like sexy display
342
926260
2000
Başka bir penguen daha yakalayıp balerin gibi
15:28
sliding down this iceberg like this. (Laughter)
343
928260
3000
seksi bir dans gösterisi yapa yapa geldi.
15:31
And she would sort of bring them over to me and offer it to me.
344
931260
2000
Penguenleri bana getirip ikram etmek istiyordu.
15:33
This went on for four days.
345
933260
2000
Bu böyle dört gün devam etti.
15:35
This just didn't happen a couple of times.
346
935260
2000
Sadece birkaç sefer değil.
15:37
And then so she realized I couldn't catch live ones,
347
937260
2000
Canlı olanları yakalayamadığımı fark edince
15:39
so she brought me dead penguins.
348
939260
2000
ölü penguenler getirmeye başladı.
15:41
(Laughter)
349
941260
3000
(Kahkaha)
15:44
Now I've got four or five penguins floating around my head,
350
944260
4000
Kafamın etrafında dört ya da beş penguen yüzüyordu
15:48
and I'm just sitting there shooting away.
351
948260
3000
ve ben sürekli fotoğraf çekiyordum.
15:52
And she would often stop and have this dejected look on her face
352
952260
2000
Sık sık durup mahzun gözlerle şöyle diyordu sanki;
15:54
like, "Are you for real?"
353
954260
2000
"Sen gerçek misin?"
15:56
Because she can't believe I can't eat this penguin.
354
956260
2000
Çünkü penguenleri yiyemediğime inanamıyordu.
15:58
Because in her world, you're either breeding or you're eating --
355
958260
2000
Çünkü onun dünyasında ya çiftleşirsin ya da yersin -
16:00
and I'm not breeding, so ...
356
960260
2000
ve ben çiftleşmiyordum.
16:02
(Laughter)
357
962260
2000
(Kahkaha)
16:04
And then that wasn't enough; she started to flip penguins onto my head.
358
964260
3000
Bu yetmedi; penguenleri kafama çarpmaya başladi.
16:07
She was trying to force-feed me. She's pushing me around.
359
967260
2000
Zorla yedirmeye çalışıyordu. Beni itip kakıyordu.
16:09
She's trying to force-feed my camera,
360
969260
2000
Fotoğraf makinama da zorla yedirmeye çalışıyordu
16:11
which is every photographer's dream.
361
971260
3000
ki bu her fotoğrafçının hayalidir.
16:14
And she would get frustrated; she'd blow bubbles in my face.
362
974260
3000
Sinirlendi, yüzüme baloncuklar püskürttü.
16:17
She would, I think, let me know that I was going to starve.
363
977260
2000
Sanırım bana açlıktan öleceğimi anlatmaya çalışıyordu.
16:19
But yet she didn't stop.
364
979260
2000
Ama yine de pes etmedi.
16:21
She would not stop trying to feed me penguins.
365
981260
2000
Beni penguenlerle beslemeye çalışmayı bırakmadı.
16:23
And on the last day with this female
366
983260
2000
Bu dişiyle son günümde
16:25
where I thought I had pushed her too far,
367
985260
2000
çok üzerine gittiğimi düşünmeye başladığımda
16:27
I got nervous because she came up to me,
368
987260
3000
gerildim, çünkü bana doğru gelip
16:30
she rolled over on her back,
369
990260
2000
tersini döndü,
16:32
and she did this deep, guttural jackhammer sound, this gok-gok-gok-gok.
370
992260
3000
ve gokgokgok diye derin, gırtlaktan gelen bir matkap sesi çıkardı.
16:35
And I thought, she's about to bite.
371
995260
2000
Isıracağını sandım.
16:37
She's about to let me know she's too frustrated with me.
372
997260
3000
Bana çok kızgın olduğunu göstermek üzereydi.
16:40
What had happened was another seal had snuck in behind me,
373
1000260
3000
Aslında kızdıgı şey sinsice arkama gelen başka bir foktu,
16:43
and she did that to threat display.
374
1003260
2000
ve o bunu bir tehdit gösterisi olarak yapıyordu.
16:45
She chased that big seal away, went and got its penguin
375
1005260
2000
O büyük foku kovaladı, gidip onun penguenini aldı
16:47
and brought it to me.
376
1007260
2000
ve bana getirdi.
16:49
(Laughter)
377
1009260
3000
(Kahkaha)
16:52
That wasn't the only seal I got in the water with.
378
1012260
2000
Birlikte suya girdiğim tek fok bu değildi.
16:54
I got in the water with 30 other leopard seals,
379
1014260
3000
30 leopar fokuyla birlikte de suya girdim,
16:57
and I never once had a scary encounter.
380
1017260
3000
ama hiç korkunç bir şey yaşamadım.
17:00
They are the most remarkable animals I've ever worked with,
381
1020260
2000
Birlikte çalıştığım en çarpıcı hayvanlar bunlar,
17:02
and the same with polar bears.
382
1022260
2000
ve kutup ayıları.
17:04
And just like the polar bears,
383
1024260
2000
Kutup ayıları gibi,
17:06
these animals depend on an icy environment.
384
1026260
3000
bu hayvanlarda buzlu bir çevreye bağımlı.
17:11
I get emotional. Sorry.
385
1031260
3000
Hüzünleniyorum. Özür dilerim.
17:14
It's a story that lives deep in my heart,
386
1034260
3000
Bu kalbimin derinliklerinde yaşayan bir hikaye
17:17
and I'm proud to share this with you.
387
1037260
2000
ve onu sizinle paylaştığım için gururluyum.
17:19
And I'm so passionate about it.
388
1039260
2000
Bu konuda çok hırslı ve tutkuluyum.
17:21
Anybody want to come with me to Antarctica or the Arctic, I'll take you; let's go.
389
1041260
3000
Benimle Antarktika ve Arktika'ya gelmek isteyen varsa götürürüm, haydi gidelim.
17:24
We've got to get the story out now. Thank you very much.
390
1044260
2000
Bu hikayeyi yaymamız gerek. Çok teşekkürler.
17:26
(Applause)
391
1046260
2000
(Alkş)
17:28
Thank you.
392
1048260
2000
Teşekkürler.
17:30
(Applause)
393
1050260
4000
(Alkış)
17:34
Thank you.
394
1054260
2000
Teşekkürler.
17:36
(Applause)
395
1056260
6000
(Alkış)
17:42
Thank you. Thanks very much.
396
1062260
2000
Teşekkürler. Çok teşekkürler.
17:44
(Applause)
397
1064260
2000
(Alkış)
17:46
Thank you.
398
1066260
2000
Teşekkürler.
17:48
(Applause)
399
1068260
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7