What a driverless world could look like | Wanis Kabbaj

2,438,709 views ・ 2016-11-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
00:12
Some people are obsessed by French wines.
0
12836
2957
Kimileri Fransız şaraplarına düşkündür.
00:16
Others love playing golf
1
16302
2222
Kimileri ise golf oynamaya
00:18
or devouring literature.
2
18548
1639
ya da edebiyat hatmetmeye bayılır.
00:20
One of my greatest pleasures in life is, I have to admit,
3
20729
3575
İtiraf etmeliyim ki, hayattaki
en büyük zevklerimden biri biraz farklı.
00:24
a bit special.
4
24328
1206
00:25
I cannot tell you how much I enjoy watching cities from the sky,
5
25946
4968
Bir uçak camından aşağıdaki şehirleri
izlemekten ne kadar keyif aldığımı size anlatamam.
00:30
from an airplane window.
6
30938
1381
00:32
Some cities are calmly industrious,
7
32916
2995
Bazı şehirler sakin ve çalışkandır,
00:35
like Dusseldorf
8
35935
1540
Düsseldorf
00:37
or Louisville.
9
37499
1641
veya Louisville gibi.
00:39
Others project an energy that they can hardly contain,
10
39780
3633
Ötekiler zar zor bastırabildikleri bir enerjiye sahiptirler,
00:43
like New York
11
43437
1317
tıpkı New York
00:44
or Hong Kong.
12
44778
1225
ya da Hong Kong gibi.
00:46
And then you have Paris
13
46524
2282
Ve bir de Paris
00:49
or Istanbul,
14
49492
1712
ya da İstanbul gibi
00:51
and their patina full of history.
15
51228
1973
tarihi izlerle dolu şehirler var.
Şehirleri yaşayan canlılar olarak görüyorum.
00:54
I see cities as living beings.
16
54108
2050
00:56
And when I discover them from far above,
17
56514
2468
Ve onları çok yükseklerden keşfettiğimde,
şehri biçimlendiren o ana yolları ve otoyolları bulmayı seviyorum.
00:59
I like to find those main streets and highways that structure their space.
18
59006
4425
Özellikle geceleri
01:04
Especially at night,
19
64019
1476
01:05
when commuters make these arteries look dramatically red and golden:
20
65519
4823
işten dönenler ana yolları kırmızı ve altın sarısına boyadığında,
01:10
the city's vascular system performing its vital function
21
70908
4287
şehrin damar sistemi tam da gözlerinizin önünde
o hayati fonksiyonunu gerçekleştiriyor.
01:15
right before your eyes.
22
75219
1210
01:17
But when I'm sitting in my car
23
77569
2840
Ama her sabah işe giderken
bir buçuk saati arabada geçirdikten sonra
01:21
after an hour and a half of commute every day,
24
81020
3292
01:24
that reality looks very different.
25
84336
1877
gerçekler çok daha farklı görünüyor.
01:26
(Laughter)
26
86237
1054
(Gülüşmeler)
01:27
Nothing --
27
87315
1158
Hiçbir şey --
01:28
not public radio,
28
88497
1690
ne halk radyosu,
01:30
no podcast --
29
90211
1159
ne de yayın akışı--
01:31
(Laughter)
30
91394
1028
(Gülüşmeler)
01:32
Not even mindfulness meditation
31
92446
2009
ne de farkındalık meditasyonu,
01:34
makes this time worth living.
32
94479
1615
bu zamanı yaşamaya değer kılıyor.
(Gülüşmeler)
01:36
(Laughter)
33
96118
1609
Garip değil mi,
01:38
Isn't it absurd
34
98072
1154
01:39
that we created cars that can reach 130 miles per hour
35
99250
4457
saatte 200 km hız yapabilen arabalar ürettik
01:43
and we now drive them at the same speed as 19th-century horse carriages?
36
103731
5622
ama şu an onları 19. yy at arabalarıyla aynı hızda kullanıyoruz?
01:49
(Laughter)
37
109377
1259
(Gülüşmeler)
01:50
In the US alone,
38
110660
1742
Sadece ABD'de
01:52
we spent 29.6 billion hours commuting in 2014.
39
112426
5394
2014 yılında evle iş arası yolda 29,6 milyar saat harcadık.
01:58
With that amount of time,
40
118281
1618
Bu kadar zamanla
01:59
ancient Egyptians could have built 26 Pyramids of Giza.
41
119923
4291
antik Mısırlılar 26 tane Giza Piramiti inşa edebilirlerdi.
02:04
(Laughter)
42
124238
1046
(Gülüşmeler)
02:05
We do that in one year.
43
125308
1398
Biz bunu bir senede yapıyoruz.
02:06
A monumental waste of time, energy and human potential.
44
126730
4376
Muazzam derecede bir zaman, enerji ve insan potansiyeli kaybı.
Onlarca yıldır,
02:12
For decades,
45
132154
1177
02:13
our remedy for congestion was simple:
46
133355
2308
trafik tıkanıklığının çözümü basitti:
02:15
build new roads or enlarge existing ones.
47
135687
3041
Yeni yollar inşa edin ya da olanları büyütün.
02:19
And it worked.
48
139198
1150
Ve işe yaradı.
02:20
It worked admirably for Paris,
49
140372
2458
Paris'te yüzlerce tarihi bina
02:22
when the city tore down hundreds of historical buildings
50
142854
3090
136 km'lik ulaşıma elverişli
02:25
to create 85 miles
51
145968
1647
bulvar yapmak için yıkıldığında
02:27
of transportation-friendly boulevards.
52
147639
2281
hayranlık verici şekilde işe yaradı.
02:30
And it still works today in fast-growing emerging cities.
53
150879
3220
Ve hâlâ bugün de gelişen, hızlı büyüyen şehirlerde bu devam ediyor.
02:34
But in more established urban centers,
54
154549
2396
Ama daha yerleşmiş kentlerde
02:36
significant network expansions are almost impossible:
55
156969
3930
kayda değer ulaşım ağı genişlemeleri neredeyse imkânsızdır:
02:40
habitat is just too dense,
56
160923
1920
Yerleşim çok yoğun,
02:42
real estate, too expensive
57
162867
1973
emlak çok pahalı
02:44
and public finances, too fragile.
58
164864
2060
ve kamusal finans ise çok hassastır.
02:47
Our city's vascular system is getting clogged, it's getting sick,
59
167780
3605
Şehirlerimizin damar sistemi tıkanıyor, hastalanıyor
02:51
and we should pay attention.
60
171409
1607
ve bu durumla ilgilenmeliyiz.
Var olan düşünme şeklimiz işlemiyor.
02:53
Our current way of thinking is not working.
61
173040
2703
Ulaşımımızın aksamadan devam etmesi için
02:56
For our transportation to flow,
62
176172
1921
yeni bir ilhama ihtiyacımız var.
02:58
we need a new source of inspiration.
63
178117
2351
03:02
So after 16 years working in transportation,
64
182187
2692
16 yıl taşımacılık sektöründe çalıştıktan sonra 'işte bu' dediğim an
03:05
my "aha moment" happened when speaking with a biotech customer.
65
185437
3546
biyoteknoloji uzmanı bir müşterimle konuştuğum sırada oldu.
03:09
She was telling me how her treatment
66
189622
2028
Bana, uyguladığı tedavi yönteminin damar sistemimizdeki
03:11
was leveraging specific properties of our vascular system.
67
191674
3243
bazı kısımlarda nasıl bazı özellikleri arttırdığını anlatıyordu.
03:15
"Wow," I thought, "Our vascular system --
68
195582
2468
"Vay canına!" dedim, "Damar sistemimiz --
vücudumuzdaki onca damar ve arter
03:18
all the veins and arteries in our body
69
198074
3076
her gün taşımada mucizeler yaratıyor."
03:21
making miracles of logistics every day."
70
201174
3207
İşte o an fark ettim ki
03:25
This is the moment I realized
71
205112
2158
03:27
that biology has been in the transportation business
72
207294
2983
biyoloji milyarlarca yıldır taşımacılık
03:30
for billions of years.
73
210301
1511
sektörünün içindeydi.
03:32
It has been testing countless solutions
74
212364
2364
Besin, gaz ve proteinleri taşımak için
03:34
to move nutrients, gases and proteins.
75
214752
3299
sayısız testler yapmaktaydı.
03:38
It really is the world's most sophisticated transportation laboratory.
76
218532
4361
Bu gerçekten de dünyanın en gelişmiş taşımacılık laboratuvarı.
03:43
So, what if the solution to our traffic challenges was inside us?
77
223326
5503
Öyleyse, ya trafik sorunlarımızın çözümü içimizdeyse?
03:49
I wanted to know:
78
229895
1265
Bilmek istiyordum:
03:51
Why is it that blood flows in our veins most of our lives,
79
231184
3796
Nasıl oluyordu da hayatımız boyunca damarlarımızda kan durmadan akarken,
koca şehirlerimiz her gün tıkanıyordu?
03:55
when our big cities get clogged on a daily basis?
80
235004
3592
03:58
And the reality is that you're looking at two very different networks.
81
238990
4564
Ve gerçek şu ki iki çok farklı ağa bakıyorsunuz.
Fark ettiniz mi bilmiyorum
04:04
I don't know if you realize,
82
244013
1819
04:06
but each of us has 60,000 miles of blood vessels in our bodies --
83
246223
4697
ama her birimizin vücudunda 96.560 km damar var --
04:10
60,000 miles.
84
250944
1294
96.560 km.
04:12
That's two-and-a-half times the Earth's circumference,
85
252262
2592
Bu dünyanın çevresinin iki buçuk katının
04:14
inside you.
86
254878
1253
içinizde olması demek.
04:16
What it means is that blood vessels are everywhere inside us,
87
256860
3319
Bu demektir ki kan damarları içimizde her yere yayılmış,
04:20
not just under the surface of our skin.
88
260203
2027
sadece derimizin altına değil.
04:22
But if you look at our cities,
89
262610
2209
Ama şehirlerimize bakarsanız,
04:24
yes, we have some underground subway systems
90
264843
3098
evet, yer altı metro sistemlerimiz var,
04:27
and some tunnels and bridges,
91
267965
2416
bazı tünel ve köprüler
04:30
and also some helicopters in the sky.
92
270405
2280
ve bir de havada uçan helikopterler.
04:32
But the vast majority of our traffic is focused on the ground,
93
272709
4059
Ancak trafiğimizin muazzam bir çoğunluğu yere, yüzeye
04:36
on the surface.
94
276792
1177
toplanmış vaziyette.
04:38
So in other words,
95
278450
1355
Yani bir başka deyişle,
04:39
while our vascular system uses the three dimensions inside us,
96
279829
4379
damar sistemimiz içimizde üç boyutu kullanırken
04:44
our urban transportation is mostly two-dimensional.
97
284232
2764
kent taşımacılığımız genelde iki boyutlu.
04:47
And so what we need is to embrace that verticality.
98
287881
3033
Ve yapmamız gereken şey, bu düşeyselliği benimsemek.
04:51
If our surface grid is saturated,
99
291290
2565
Eğer yüzey ağımız kapasitesini doldurmuşsa,
04:53
well, let's elevate our traffic.
100
293879
1898
o zaman trafiği bir üst seviyeye taşıyalım.
Sıkışık trafiğin üzerinden geçebilen bu Çin yapımı otobüs --
04:56
This Chinese concept of a bus that can straddle traffic jams --
101
296174
3884
05:00
that was an eye-opener on new ways to think about space and movement
102
300694
4385
şehirlerimizdeki alan ve hareket üzerine yeni yollar
düşünme noktasında ufuk açıcıydı.
05:05
inside our cities.
103
305103
1286
05:06
And we can go higher,
104
306863
1812
Bunu daha da yukarıya taşıyabilir
05:08
and suspend our transportation like we did with our electrical grid.
105
308699
4292
ve elektrik ağımızda olduğu gibi ulaşımımızı da
bir nevi asılı hâle getirebiliriz.
05:13
Tel Aviv and Abu Dhabi are talking about testing
106
313968
3017
Tel Aviv ve Abu Dabi'de bu gördüğünüz
manyetik kapsül ağları gündeme gelmeye başladı.
05:17
these futuristic networks of suspended magnetic pods.
107
317009
3832
05:21
And we can keep climbing, and fly.
108
321465
2896
Daha da yükselelim, hatta uçalım.
05:25
The fact that a company like Airbus
109
325263
1927
Şu an Airbus gibi şirketlerin
05:27
is now seriously working on flying urban taxis
110
327214
3308
uçan taksiler üzerinde ciddi bir şekilde çalışıyor olmaları
05:30
is telling us something.
111
330546
1373
bize bir şey söylüyor.
05:32
Flying cars are finally moving from science-fiction déjà vu
112
332633
4868
Uçan arabalar sonunda bilim kurgu filmlerinden çıkıp
çekici bir iş hâline geliyor.
05:37
to attractive business-case territory.
113
337525
2689
05:40
And that's an exciting moment.
114
340238
1610
Bu oldukça heyecan verici bir an.
05:42
So building this 3-D transportation network
115
342415
2629
Bu 3 boyutlu taşıma ağını inşa ederek
trafik sorununu azaltabilir, çözebiliriz.
05:45
is one of the ways we can mitigate and solve traffic jams.
116
345068
5318
05:50
But it's not the only one.
117
350410
1410
Fakat tek yol bu değil.
05:52
We have to question
118
352257
1618
Kullandığımız araçlar gibi,
05:53
other fundamental choices that we made, like the vehicles we use.
119
353899
3767
yaptığımız diğer temel seçimleri de sorgulamalıyız.
05:58
Just imagine a very familiar scene:
120
358278
2340
Çok tanıdık bir sahne hayal edin:
06:00
You've been driving for 42 minutes.
121
360983
2133
42 dakikadır araç kullanıyorsunuz.
06:03
The two kids behind you are getting restless.
122
363656
2723
Arkadaki iki çocuk iyice huzursuzlaşıyor.
06:06
And you're late.
123
366899
1205
Ve geç kaldınız.
06:08
Do you see that slow car in front of you?
124
368754
2265
Önünüzdeki yavaş arabayı görüyor musunuz?
06:11
Always comes when you're late, right?
125
371474
1818
Ne zaman geç kalsanız sizi bulur değil mi?
06:13
(Laughter)
126
373316
1135
(Gülüşmeler)
06:14
That driver is looking for parking.
127
374475
2163
Bu sürücü park yeri arıyor.
06:17
There is no parking spot available in the area,
128
377193
2217
Park alanında boş yer yok,
06:19
but how would he know?
129
379434
1343
ama sürücü bunu nasıl bilsin?
06:21
It is estimated that up to 30 percent of urban traffic is generated
130
381552
4916
Tahminlere göre, trafiği oluşturanların %30'unu
park yeri arayan sürücüler oluşturuyor.
06:26
by drivers looking for parking.
131
386492
1725
Çevrenizdeki 100 aracı görüyor musunuz?
06:29
Do you see the 100 cars around you?
132
389091
1874
06:31
Eighty-five of them only have one passenger.
133
391549
2611
Bunların 85'i sadece tek yolcu taşıyor.
06:34
Those 85 drivers could all fit in one Londonian red bus.
134
394571
4220
Oysa bu 85 sürücünün hepsini Londra'da kırmızı bir otobüse sığdırabiliriz.
06:39
So the question is:
135
399339
1151
O zaman soruyorum:
06:40
Why are we wasting so much space if it is what we need the most?
136
400514
3060
Çok ihtiyacımız olmasına rağmen neden bu kadar yer israf ediyoruz?
06:43
Why are we doing this to ourselves?
137
403598
1762
Neden kendimize bunu yapıyoruz?
06:45
Biology would never do this.
138
405746
1954
Biyoloji bunu asla yapmaz.
06:48
Space inside our arteries is fully utilized.
139
408189
3047
Damarlarımızın içindeki alanlar tamamen değerlendirilmiş.
06:51
At every heartbeat,
140
411722
1524
Her kalp atışında,
06:53
a higher blood pressure literally compacts millions of red blood cells
141
413270
4013
yüksek kan basıncı, milyonlarca alyuvarı,
06:57
into massive trains of oxygen
142
417307
2118
vücudumuzda hızla dolaşan
06:59
that quickly flow throughout our body.
143
419449
1889
büyük bir oksijen zincirine sıkıştırır.
07:01
And the tiny space inside our red blood cells is not wasted, either.
144
421771
3930
Alyuvarlardaki küçücük alanlar bile israf edilmemiş.
07:06
In healthy conditions,
145
426357
1717
Sağlıklı durumlarda,
oksijen kapasitelerinin %95'i değerlendirilir.
07:08
more than 95 percent of their oxygen capacity is utilized.
146
428098
4038
07:12
Can you imagine if the vehicles we used in our cities
147
432494
2861
Şehirlerimizde kullandığımız araçların
07:15
were 95 percent full,
148
435379
1684
%95'inin dolu olduğunu,
07:17
all the additional space you would have to walk, to bike
149
437087
3384
geriye kalan tüm yollarda yürüyüp, bisiklet sürüp
şehrin tadını çıkarabileceğinizi hayal edebiliyor musunuz?
07:20
and to enjoy our cities?
150
440495
1538
07:22
The reason blood is so incredibly efficient
151
442616
3513
Kanın bu kadar randımanlı olmasının sebebi
alyuvarlarımızın belirli organ
07:26
is that our red blood cells are not dedicated
152
446153
3101
ya da dokulara tahsis edilmemesi;
07:29
to specific organs or tissues;
153
449278
1854
07:31
otherwise, we would probably have traffic jams in our veins.
154
451497
3111
yoksa damarlarımızda trafik olurdu.
07:34
No, they're shared.
155
454632
1232
Hayır, paylaştırılmışlar.
07:35
They're shared by all the cells of our body.
156
455888
2376
Vücudun tüm hücrelerine paylaştırılmışlar.
07:38
And because our network is so extensive,
157
458737
2653
Ve yapı ağımız o kadar geniş ki,
07:41
each one of our 37 trillion cells gets its own deliveries of oxygen
158
461414
4760
37 trilyon hücrenin her biri ihtiyaç anında
07:46
precisely when it needs them.
159
466198
1529
kendi oksijen dağılımına sahip.
07:48
Blood is both a collective and individual form of transportation.
160
468253
4590
Kan, taşımacılığın hem toplu, hem de bireysel şeklidir.
07:53
But for our cities,
161
473513
1544
Fakat şehirlerimizi düşünürsek
sıkışıp kalmışız.
07:55
we've been stuck.
162
475081
1284
07:56
We've been stuck in an endless debate
163
476389
2045
Araba merkezli bir toplum ya da yaygın toplu taşıma
07:58
between creating a car-centric society or extensive mass-transit systems.
164
478458
5217
sistemi oluşturma arasındaki sonsuz tartışmada sıkışıp kalmışız.
Bunu aşmamız gerektiğini düşünüyorum.
08:04
I think we should transcend this.
165
484295
1615
08:05
I think we can create vehicles that combine the convenience of cars
166
485934
4319
Arabaların elverişliliği ile tren ve otobüslerin etkinliğini
08:10
and the efficiencies of trains and buses.
167
490277
2317
birleştiren araçlar yapabiliriz.
08:13
Just imagine.
168
493459
1405
Hayal edin.
08:14
You're comfortably sitting in a fast and smooth urban train,
169
494888
4248
1200 yolcuyla birlikte hızlı ve düzgün bir şehir treninde
rahatça oturuyorsunuz.
08:19
along with 1,200 passengers.
170
499160
2111
08:21
The problem with urban trains
171
501950
1687
Şehir trenlerinin sorunu şu ki
08:23
is that sometimes you have to stop five, ten, fifteen times
172
503661
4395
ineceğiniz yere gelmeden önce
beş, on ve hatta on beş kez durmak zorundasınız.
08:28
before your final destination.
173
508080
1541
08:30
What if in this train you didn't have to stop?
174
510421
2911
Peki ya bu trende durmak zorunda olmasaydınız?
08:33
In this train,
175
513929
1269
Bu trende
08:35
wagons can detach dynamically while you're moving
176
515222
3229
vagonlar hareket hâlindeyken ayrılabiliyor
ve ayrı bir yol ağında hareket eden
08:39
and become express, driverless buses
177
519012
2482
08:41
that move on a secondary road network.
178
521518
2053
ekspres, sürücüsüz otobüsler olabiliyor.
Böylece siz de hem duraksamadan,
08:44
And so without a single stop,
179
524024
1901
08:45
nor a lengthy transfer,
180
525949
1587
hem de yolu uzatmadan,
08:47
you are now sitting in a bus that is headed toward your suburb.
181
527560
3409
mahallenize giden otobüste oturuyorsunuz.
08:51
And when you get close,
182
531647
1926
Mahallenize yaklaştıkça,
08:53
the section you're sitting in detaches
183
533597
3307
oturduğunuz bölüm ayrılıyor
08:56
and self-drives you right to your doorstep.
184
536928
2950
ve sizi doğrudan kapınızın önüne getiriyor.
09:00
It is collective and individual at the same time.
185
540523
2661
Aynı anda hem toplu, hem de bireysel.
09:03
This could be one of the shared, modular, driverless vehicles of tomorrow.
186
543922
4877
Bu, yarının ortak, modüler ve sürücüsüz araçlarından biri olabilir.
09:09
Now ...
187
549681
1161
Şimdi...
09:11
as if walking in a city buzzing with drones,
188
551217
3158
Eğer dronlar, uçan taksiler, modüler otobüs
09:14
flying taxis, modular buses and suspended magnetic pods
189
554399
4287
ve asılı manyetik kapsüllerle dolu bir şehirde yürümek
09:18
was not exotic enough,
190
558710
1451
yeterince egzotik değilse,
şehir trafiğini büyüleyici bir hâle getirmek için
09:21
I think there is another force in action
191
561062
1937
09:23
that will make urban traffic mesmerizing.
192
563023
2581
yapabileceğimiz başka bir güç daha var.
09:26
If you think about it,
193
566541
1589
Düşünürseniz,
sürücüsüz arabaların şu anki oluşumu,
09:28
the current generation of driverless cars is just trying to earn its way
194
568154
5006
insanlar için, insanların oluşturduğu trafikte sadece yer edinmeye çalışıyor.
09:33
into a traffic grid made by and for humans.
195
573184
3030
09:36
They're trying to learn traffic rules, which is relatively simple,
196
576626
3413
Oldukça basit olan trafik kurallarını öğrenmeye
ve insanların tahmin edilemezliğiyle baş etmeye çalışıyorlar
09:40
and coping with human unpredictability,
197
580551
1909
09:42
which is more challenging.
198
582484
1612
ki bu daha da zor.
Peki tüm şehir sürücüsüz araçlardan oluşsaydı ne olurdu?
09:45
But what would happen when whole cities become driverless?
199
585063
3427
09:48
Would we need traffic lights?
200
588999
1828
Trafik ışıklarına gerek duyar mıydık?
09:50
Would we need lanes?
201
590851
1596
Şeritlere ihtiyacımız olur muydu?
09:52
How about speed limits?
202
592471
1499
Peki ya hız limitleri?
09:54
Red blood cells are not flowing in lanes.
203
594563
2289
Alyuvar hücreleri şeritlerde akmaz.
09:57
They never stop at red lights.
204
597402
1961
Kırmızı ışıklarda asla durmazlar.
09:59
In the first driverless cities,
205
599387
1976
İlk sürücüsüz araçlı şehirlerde,
10:01
you would have no red lights and no lanes.
206
601387
2117
ne kırmızı ışıklar, ne de şeritler olurdu.
Ve bütün araçlar sürücüsüz ve birbirlerine bağlı olduğunda,
10:04
And when all the cars are driverless and connected,
207
604014
3073
10:07
everything is predictable and reaction time, minimum.
208
607630
3565
her şey tahmin edilebilir ve tepki süresi en aza indirilirdi.
10:11
They can drive much faster
209
611219
1914
Çok daha hızlı sürüp
kendi hızlarını ya da diğer araçların
10:13
and can take any rational initiative that can speed them up
210
613157
2937
hızlarını arttıracak makul girişimlerde bulunabilirler.
10:16
or the cars around them.
211
616118
1357
10:18
So instead of rigid traffic rules,
212
618600
2675
Sabit trafik kurallarından ziyade akış,
dinamik ve kendini sürekli geliştiren bir algoritmalar ağı tarafından düzenlenecek.
10:22
flow will be regulated
213
622203
1332
10:23
by a mesh of dynamic and constantly self-improving algorithms.
214
623559
4827
10:30
The result: a strange traffic
215
630468
2727
Sonuç: Alman otoyollarının hızlı ve düzenli akışıyla,
10:33
that mixes the fast and smooth rigor of German autobahns
216
633219
3511
Bombay kavşaklarının yaratıcı canlılığını karıştıran
10:36
and the creative vitality of the intersections of Mumbai.
217
636754
3300
garip bir trafik.
10:40
(Laughter)
218
640695
1559
(Gülüşmeler)
10:42
Traffic will be functionally exuberant.
219
642278
1955
Trafik işlevsel olarak hareketli olacak.
10:44
It will be liquid like our blood.
220
644257
2441
Tıpkı kanımız gibi akışkan olacak.
10:46
And by a strange paradox,
221
646722
1756
Garip bir paradoks tarafından
10:48
the more robotized our traffic grid will be,
222
648502
2811
trafik akışımız robotik hâle geldikçe,
10:51
the more organic and alive its movement will feel.
223
651337
2756
devinimi de o kadar organik ve canlı olacak.
Yani, evet,
10:55
So yes,
224
655075
1777
10:56
biology has all the attributes of a transportation genius today.
225
656876
3698
biyoloji bugün taşımacılık dehasının tüm özelliklerine sahip.
11:00
But this process has taken billions of years,
226
660598
2809
Fakat bu süreç milyarlarca yıl aldı
11:03
and went through all sorts of iterations and mutations.
227
663431
3002
ve türlü yenileme ve mutasyona uğradı.
11:06
We can't wait billions of years to evolve our transportation system.
228
666892
3428
Kendi taşıma sistemimizi geliştirmek için milyarlarca yıl bekleyemeyiz.
11:10
We now have the dreams,
229
670979
1828
Şimdi 3 boyutlu taşıma ağları oluşturacak,
11:12
the concepts
230
672831
1292
yeni araçlar icat edecek
11:14
and the technology
231
674147
2306
ve şehirlerimizdeki akışı değiştirecek
11:16
to create 3-D transportation networks,
232
676477
2850
hayallere,
11:19
invent new vehicles
233
679351
1715
fikirlere
ve teknolojiye sahibiz.
11:21
and change the flow in our cities.
234
681090
1624
Hadi yapalım şunu.
11:23
Let's do it.
235
683109
1155
11:24
Thank you.
236
684288
1164
Teşekkür ederim.
11:25
(Applause)
237
685476
2833
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7