The Beauty of What We'll Never Know | Pico Iyer | TED

150,731 views ・ 2016-11-01

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Selda Yener Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:13
One hot October morning,
0
13436
3207
Sıcak bir Ekim sabahı
00:16
I got off the all-night train
1
16667
2710
Mandalay'da
00:19
in Mandalay,
2
19401
1158
gece treninden indim,
00:20
the old royal capital of Burma,
3
20583
3118
Burma'nın eski kraliyet merkezi,
00:23
now Myanmar.
4
23725
1417
şimdi Myanmar.
00:25
And out on the street, I ran into a group of rough men
5
25660
4198
Caddeye çıkınca bisikletlerinin başında bekleyen
00:29
standing beside their bicycle rickshaws.
6
29882
3893
bir grup kaba saba adama rastladım.
00:33
And one of them came up
7
33799
1370
İçlerinden biri yaklaşıp
00:35
and offered to show me around.
8
35193
2182
bana etrafı gezdirmeyi teklif etti.
00:38
The price he quoted was outrageous.
9
38615
2664
Talep ettiği fiyat şok ediciydi.
00:41
It was less than I would pay for a bar of chocolate at home.
10
41832
3988
Kendi ülkemde bir kalıp çikolataya verdiğimden daha azdı.
00:45
So I clambered into his trishaw,
11
45844
3141
Üç tekerli bisikletine bindim
00:49
and he began pedaling us slowly between palaces and pagodas.
12
49009
5871
ve sarayların ve tapınakların arasında yavaşça pedal çevirmeye başladı.
00:55
And as he did, he told me how he had come to the city from his village.
13
55972
5299
Yolda giderken köyünden şehre nasıl geldiğinden bahsetti.
01:01
He'd earned a degree in mathematics.
14
61295
2379
Matematik okumuştu.
01:03
His dream was to be a teacher.
15
63698
2327
Hayali öğretmen olmaktı.
01:06
But of course, life is hard under a military dictatorship,
16
66445
4812
Tabii askeri diktatörlüğün altında yaşam zordu
01:11
and so for now, this was the only way he could make a living.
17
71281
4120
ve şimdilik geçimini sağlayabileceği tek yol buydu.
01:16
Many nights, he told me, he actually slept in his trishaw
18
76796
3941
Çoğu geceler üç tekerli bisikletinde uyuduğunu,
01:20
so he could catch the first visitors off the all-night train.
19
80761
4386
böylece gece treninden ilk inenleri yakalayabildiğini anlattı.
01:27
And very soon, we found that in certain ways,
20
87543
3849
Çok geçmeden birçok açıdan
01:31
we had so much in common --
21
91416
1666
ortak yönlerimiz olduğunu keşfettik;
01:33
we were both in our 20s,
22
93106
1861
ikimiz de 20 yaşındaydık,
01:34
we were both fascinated by foreign cultures --
23
94991
3212
yabancı kültürlere ilgi duyuyorduk
01:38
that he invited me home.
24
98734
1924
ve beni eve davet etti.
01:42
So we turned off the wide, crowded streets,
25
102056
3807
Sonra geniş, kalabalık caddelerden geçip
01:45
and we began bumping down rough, wild alleyways.
26
105887
4210
taşlı, ıssız dar yollarda sarsıla sarsıla yol almaya başladık.
01:50
There were broken shacks all around.
27
110121
2348
Her yerde derme çatma gecekondular vardı.
01:52
I really lost the sense of where I was,
28
112493
2842
Nerede olduğumu gerçekten bilmiyordum,
01:56
and I realized that anything could happen to me now.
29
116136
3682
o an başıma bir şey gelebileceğini fark ettim.
01:59
I could get mugged or drugged
30
119842
2442
Soyulabilir ya da uyuşturulabilirdim,
02:02
or something worse.
31
122308
1316
daha kötüsü de olabilirdi.
02:03
Nobody would know.
32
123648
1384
Kimse de bilmezdi.
02:06
Finally, he stopped and led me into a hut,
33
126309
3697
Sonunda durdu ve beni tek bir odadan ibaret olan
02:10
which consisted of just one tiny room.
34
130030
3324
bir kulübeye doğru götürdü.
02:14
And then he leaned down,
35
134228
2177
Eğildi ve
02:16
and reached under his bed.
36
136429
1942
yatağın altına uzandı.
02:19
And something in me froze.
37
139608
2178
İçimde bir şeyler donup kaldı.
02:24
I waited to see what he would pull out.
38
144046
2700
Ne çıkaracağını görmeyi bekledim.
02:27
And finally he extracted a box.
39
147361
3010
Sonunda bir kutu çıkardı.
02:31
Inside it was every single letter he had ever received
40
151295
4931
İçinde yurt dışından gelenlerden aldığı
02:36
from visitors from abroad,
41
156250
2041
mektuplar vardı,
02:39
and on some of them he had pasted
42
159001
2102
birkaç tanesinin üzerine
02:41
little black-and-white worn snapshots
43
161127
3391
yeni yabancı arkadaşlarının siyah-beyaz küçük
02:44
of his new foreign friends.
44
164542
2204
şipşak fotoğraflarını yapıştırmıştı.
02:48
So when we said goodbye that night,
45
168387
3627
Vedalaştığımız gece
02:52
I realized he had also shown me
46
172038
2587
bana seyahatin püf noktasını
02:54
the secret point of travel,
47
174649
2310
gösterdiğini de fark ettim;
02:56
which is to take a plunge,
48
176983
2056
dışa olduğu kadar
02:59
to go inwardly as well as outwardly
49
179063
2692
içe doğru,
03:01
to places you would never go otherwise,
50
181779
2515
başka türlü hiç gidemediğiniz yerlere gitmek,
03:04
to venture into uncertainty,
51
184990
2508
belirsizliği,
03:07
ambiguity,
52
187928
1173
bilinmezliği,
03:09
even fear.
53
189498
1282
hatta korkuyu göze almaktı.
03:12
At home, it's dangerously easy
54
192298
2439
Kendi ülkemizde olayların
03:14
to assume we're on top of things.
55
194761
2210
üstünde olduğumuzu sanmak korkunç kolaydır.
03:17
Out in the world, you are reminded every moment that you're not,
56
197810
4012
Dış dünyada ise, öyle olmadığı her an hatırlatılır
03:22
and you can't get to the bottom of things, either.
57
202309
2546
ve olayların temelini dahi bulamazsınız.
03:26
Everywhere, "People wish to be settled,"
58
206235
2902
Ralph Waldo Emerson'un dediği şeyi hatırlayalım:
03:29
Ralph Waldo Emerson reminded us,
59
209161
2279
"İnsanlar kararlı olmak ister,
03:31
"but only insofar as we are unsettled
60
211464
2676
ancak yalnız, kararsız olduğumuzda
03:34
is there any hope for us."
61
214164
1686
bizim için bir umut vardır."
03:36
At this conference, we've been lucky enough
62
216891
2427
Bu konferansta keyif verici yeni fikirler
03:39
to hear some exhilarating new ideas and discoveries
63
219342
3453
ve buluşlar duyacak kadar şanslıyız,
03:42
and, really, about all the ways
64
222819
1756
gerçekten de bilginin
03:44
in which knowledge is being pushed excitingly forwards.
65
224599
3323
hızla ilerlediğini görüyoruz.
03:48
But at some point, knowledge gives out.
66
228797
3229
Fakat bir noktada bilgi tükeniyor.
03:52
And that is the moment
67
232802
1224
İşte o an,
03:54
when your life is truly decided:
68
234050
2635
hayatınızın tümüne karar verildiği andır:
03:57
you fall in love;
69
237825
1682
Aşık olursunuz,
04:00
you lose a friend;
70
240093
1835
arkadaşınızı kaybedersiniz,
04:02
the lights go out.
71
242893
1572
karanlıkta kalırsınız.
04:05
And it's then, when you're lost or uneasy or carried out of yourself,
72
245000
5014
Kaybolduğunuz veya huzursuz olduğunuz veya kendiniz olmadığınız o an,
04:10
that you find out who you are.
73
250038
2162
kim olduğunuzu keşfettiğiniz andır.
04:14
I don't believe that ignorance is bliss.
74
254224
3328
Bilmemenin mutluluk olduğuna inanmıyorum.
04:18
Science has unquestionably made our lives
75
258193
3131
Bilim hiç tartışmasız hayatlarımızı
04:21
brighter and longer and healthier.
76
261348
2468
daha parlak, uzun ve sağlıklı hale getirdi.
04:24
And I am forever grateful to the teachers who showed me the laws of physics
77
264825
4827
Bana fizik kurallarını ve üç kere üçün dokuz yaptığını gösteren öğretmenlerime
04:29
and pointed out that three times three makes nine.
78
269676
3513
sonsuza kadar minnettarım.
04:33
I can count that out on my fingers
79
273678
2825
Gece veya gündüz olsun bunu
04:36
any time of night or day.
80
276527
2342
parmak hesabıyla yapabiliyorum.
04:40
But when a mathematician tells me
81
280802
1612
Fakat bir matematikçi
04:42
that minus three times minus three makes nine,
82
282438
3523
bana eksi üç kere eksi üçün dokuz ettiğini söylediği an,
04:45
that's a kind of logic that almost feels like trust.
83
285985
4869
mantıksal olarak sanki güven gibi bir şey hissettiriyor.
04:52
The opposite of knowledge, in other words, isn't always ignorance.
84
292674
3761
Bilginin zıttı, her zaman bilgisizlik demek değildir.
04:56
It can be wonder.
85
296948
1150
Merak etmek olabilir.
04:58
Or mystery.
86
298482
1150
Ya da gizem.
04:59
Possibility.
87
299964
1183
İhtimal.
05:01
And in my life, I've found it's the things I don't know
88
301894
3837
Kendi hayatımda, beni yükselten ve ileri götüren şeylerin
05:05
that have lifted me up and pushed me forwards
89
305755
2679
bildiğim şeylerdense bilmediklerim olduğunu
05:08
much more than the things I do know.
90
308458
2568
fark ettim.
05:12
It's also the things I don't know
91
312222
1799
Ayrıca, beni çevremdeki insanlara
05:14
that have often brought me closer to everybody around me.
92
314045
3394
daha çok yaklaştıran da bilmediğim şeylerdi.
05:18
For eight straight Novembers, recently,
93
318549
2000
Son sekiz yıldır kasım aylarında
05:20
I traveled every year across Japan with the Dalai Lama.
94
320573
4428
Dalai Lama'yla beraber Japonya'yı geziyorum.
05:26
And the one thing he said every day
95
326001
3100
Her gün söylediği şeylerden birisi de
05:29
that most seemed to give people reassurance and confidence
96
329125
3547
insanlara güven ve rahatlık veren şeyin
05:32
was, "I don't know."
97
332696
2058
"Bilmiyorum." demek olduğuydu.
05:36
"What's going to happen to Tibet?"
98
336325
1877
"Tibet'e ne olacaktı?"
05:39
"When are we ever going to get world peace?"
99
339226
2980
"Ne zaman dünyaya barış getireceğiz?"
05:42
"What's the best way to raise children?"
100
342765
2061
"Çocuk yetiştirmenin en iyi yolu neydi?"
05:46
"Frankly," says this very wise man,
101
346134
3071
"Açıkçası..." derdi bu bilge adam;
05:49
"I don't know."
102
349229
1237
"Bilmiyorum."
05:52
The Nobel Prize-winning economist Daniel Kahneman
103
352117
3701
Nobel ödüllü ekonomist Daniel Kahneman
05:55
has spent more than 60 years now researching human behavior,
104
355842
4503
insan davranışlarını araştırmaya 60 yıldan fazlasını vermiş
06:00
and his conclusion is
105
360369
2032
ve vardığı sonuç ise
06:02
that we are always much more confident of what we think we know
106
362425
4614
her zaman bildiğimizi düşündüğümüz şeylerden
06:07
than we should be.
107
367063
1725
olması gerekenden daha fazla eminiz.
06:08
We have, as he memorably puts it,
108
368812
2659
Her zaman hatırlattığı gibi
06:11
an "unlimited ability to ignore our ignorance."
109
371495
4204
"bilgisizliğimizi göz ardı etmek gibi sınırsız bir yeteneğimiz" var.
06:16
We know -- quote, unquote -- our team is going to win this weekend,
110
376849
5087
Tırnak içinde söylüyorum, "bu hafta sonu takımımız kazanacak"
06:21
and we only remember that knowledge
111
381960
2169
ve biz bu bilgiyi sadece
06:24
on the rare occasions when we're right.
112
384153
2349
haklı çıktığımız nadir zamanlarda hatırlayacağız.
06:27
Most of the time, we're in the dark.
113
387582
2843
Çoğu zaman karanlıktayız.
06:31
And that's where real intimacy lies.
114
391319
3475
Gerçek yakınlık işte orada yatar.
06:36
Do you know what your lover is going to do tomorrow?
115
396580
2933
Sevgilinizin yarın ne yapacağını biliyor musunuz?
06:40
Do you want to know?
116
400673
1273
Bilmek istiyor musunuz?
06:43
The parents of us all, as some people call them,
117
403621
2813
Bazılarının dediği gibi, hepimizin anne babası
06:46
Adam and Eve,
118
406458
1159
Adem ile Havva
06:47
could never die, so long as they were eating from the tree of life.
119
407641
4158
hayat ağacının meyvesini yemeseydi ölmeyecekti.
06:52
But the minute they began nibbling
120
412631
2198
Fakat iyi ve kötünün kökleri olan
06:54
from the tree of the knowledge of good and evil,
121
414853
2582
bilgi ağacının meyvesini ısırdıkları an
06:57
they fell from their innocence.
122
417459
1804
masumiyetlerini kaybettiler.
06:59
They grew embarrassed and fretful,
123
419808
3025
Utanç, öfke,
07:02
self-conscious.
124
422857
1197
mahcup hissettiler.
07:04
And they learned, a little too late, perhaps,
125
424865
2368
Biraz geç de olsa,
07:07
that there are certainly some things that we need to know,
126
427257
2740
gerçekten bilmemiz gereken şeyler olduğunu,
07:10
but there are many, many more that are better left unexplored.
127
430021
3947
ancak üstü kapalı kalması çok daha iyi olan birçok şey olduğunu öğrendiler.
07:15
Now, when I was a kid,
128
435999
1925
Çocukken
07:17
I knew it all, of course.
129
437948
3318
tabii ki hepsini biliyordum.
07:21
I had been spending 20 years in classrooms collecting facts,
130
441290
4212
20 yılımı sınıflarda, olgusal gerçekleri toplayarak geçirmiştim,
07:25
and I was actually in the information business,
131
445526
2719
bilfiil de bilgi sektöründeydim,
07:28
writing articles for Time Magazine.
132
448269
2150
Time dergisine makaleler yazıyordum.
07:31
And I took my first real trip to Japan for two-and-a-half weeks,
133
451129
5176
İki buçuk haftalığına Japonya'ya ilk seyahatimi yaptım
07:36
and I came back with a 40-page essay
134
456329
3280
ve Japonya'nın tapınaklarını,
07:39
explaining every last detail about Japan's temples,
135
459633
3564
modasını, beyzbol maçlarını,
07:43
its fashions, its baseball games,
136
463221
2682
ruhunu anlatan 40 sayfalık
07:46
its soul.
137
466490
1159
yazıyla döndüm.
07:49
But underneath all that,
138
469276
2330
Fakat alt taraftan
07:51
something that I couldn't understand
139
471630
3177
ne olduğunu anlayamadığım bir şey
07:54
so moved me for reasons I couldn't explain to you yet,
140
474831
4494
size şimdi açıklayamayacağım nedenlerle beni hareketlendirdi,
08:00
that I decided to go and live in Japan.
141
480087
3209
böylece Japonya'da yaşamaya karar verdim.
08:04
And now that I've been there for 28 years,
142
484450
2751
28 yıldır orada yaşıyorum,
08:07
I really couldn't tell you very much at all
143
487225
2400
benimsediğim yurdum hakkında
08:09
about my adopted home.
144
489649
1664
pek bir şey anlatamam.
08:12
Which is wonderful,
145
492222
1347
Bu harika bir şey,
08:13
because it means every day I'm making some new discovery,
146
493593
2880
çünkü bu, her gün yeni keşifler yapıyorum
08:16
and in the process,
147
496497
1491
ve bu süreçte
08:18
looking around the corner and seeing the hundred thousand things
148
498012
3894
köşede durup bilemeyeceğim yüz binlerce şeyi
08:21
I'll never know.
149
501930
1301
görüyorum demek oluyor.
08:24
Knowledge is a priceless gift.
150
504964
2466
Bilgi paha biçilmez bir armağandır.
08:28
But the illusion of knowledge can be more dangerous than ignorance.
151
508452
4555
Fakat bildiğini sanmak bilgisizlikten daha tehlikeli olabilir.
08:33
Thinking that you know your lover
152
513895
2633
Sevgilinizi veya düşmanınızı
08:37
or your enemy
153
517115
1157
tanıdığınızı sanmanız
08:38
can be more treacherous
154
518621
1455
onları hiç tanımadığınızı
08:40
than acknowledging you'll never know them.
155
520100
2448
kabul etmekten daha aldatıcı olabilir.
08:43
Every morning in Japan, as the sun is flooding into our little apartment,
156
523937
4472
Japonya'da her sabah güneş küçük dairemize vururken
08:48
I take great pains not to consult the weather forecast,
157
528433
4358
hava tahminlerine bakmaya zahmet etmiyorum
08:52
because if I do,
158
532815
1638
çünkü bakarsam
08:54
my mind will be overclouded, distracted,
159
534477
3263
gün aydınlıkken bile
08:57
even when the day is bright.
160
537764
2514
zihnim kapalı, dağınık olacak.
09:02
I've been a full-time writer now for 34 years.
161
542160
4193
34 yıllık tam zamanlı bir yazarım.
09:06
And the one thing that I have learned
162
546816
2880
Öğrendiğim tek şey
09:09
is that transformation comes when I'm not in charge,
163
549720
3536
değişimin iş başında değilken,
09:13
when I don't know what's coming next,
164
553280
2177
ardından ne geleceğini bilmezken,
09:15
when I can't assume I am bigger than everything around me.
165
555481
4527
çevremdeki her şeyden büyük olduğumu sanmazken geldiğiydi.
09:21
And the same is true in love
166
561191
1906
Aynı şey aşk
09:23
or in moments of crisis.
167
563643
2276
veya kriz anları için de geçerli.
09:26
Suddenly, we're back in that trishaw again
168
566929
3442
Birdenbire bisiklete geri döndük
09:30
and we're bumping off the broad, well-lit streets;
169
570395
4035
ve geniş, aydınlık caddelerde ilerliyorduk
09:34
and we're reminded, really, of the first law of travel
170
574454
3664
ve seyahatin ilk kuralını hatırladık
09:38
and, therefore, of life:
171
578142
1726
ve aynı zamanda hayatın:
09:41
you're only as strong as your readiness to surrender.
172
581090
4739
Yalnız, teslim olmaya hazır olduğunuz kadar güçlüsünüz.
09:47
In the end, perhaps,
173
587512
2009
Sonuç olarak,
09:49
being human
174
589545
1194
insan olmak
09:51
is much more important
175
591262
1753
çoğu kimsenin bilmediklerini bilmekten
09:53
than being fully in the know.
176
593039
2655
çok daha önemlidir.
09:56
Thank you.
177
596763
1186
Teşekkür ederim.
09:57
(Applause)
178
597973
6623
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7