This could be why you're depressed or anxious | Johann Hari | TED

10,893,512 views ・ 2019-10-11

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:13
For a really long time,
0
13357
1571
Çok uzun bir zaman boyunca
00:14
I had two mysteries that were hanging over me.
1
14952
3134
aklımdan çıkmayan iki bilinmez vardı.
00:18
I didn't understand them
2
18689
2261
Bir türlü anlam veremiyordum
00:20
and, to be honest, I was quite afraid to look into them.
3
20974
2903
ve açıkçası, incelemekten de korkuyordum.
00:24
The first mystery was, I'm 40 years old,
4
24349
3547
Birinci bilinmezim: 40 yaşındayım
00:27
and all throughout my lifetime, year after year,
5
27920
3071
ve hayatım boyunca her geçen yıl
00:31
serious depression and anxiety have risen,
6
31015
3356
Birleşik Devletler'de, Britanya'da ve Batı'nın her bir yanında
00:34
in the United States, in Britain,
7
34395
2690
00:37
and across the Western world.
8
37109
1754
ciddi depresyon ve anksiyete artışı var.
00:39
And I wanted to understand why.
9
39173
2928
Ben de sebebini anlamak istiyorum.
00:43
Why is this happening to us?
10
43108
1867
Bu bize niçin oluyor?
00:45
Why is it that with each year that passes,
11
45394
2642
Ne oluyor da her geçen yıl
00:48
more and more of us are finding it harder to get through the day?
12
48060
3254
daha çoğumuz günü atlatmakta daha çok zorluk çekiyoruz?
00:51
And I wanted to understand this because of a more personal mystery.
13
51743
3557
Bunu anlama isteğim de daha kişisel bir sebepten ileri geliyordu.
00:55
When I was a teenager,
14
55324
1389
Daha bir gençken
00:56
I remember going to my doctor
15
56737
1421
doktora gittiğimi
00:58
and explaining that I had this feeling, like pain was leaking out of me.
16
58182
4485
ve ona içimden acı aktığını hissettiğimi açıkladığımı hatırlıyorum.
01:03
I couldn't control it,
17
63237
1396
Kontrol edemiyordum,
01:04
I didn't understand why it was happening,
18
64657
2285
bunun niçin olduğunu da anlamıyordum,
01:06
I felt quite ashamed of it.
19
66966
2055
bundan bir hayli utanıyordum da.
01:09
And my doctor told me a story
20
69045
1596
Doktorum da bana bir hikâye anlattı,
01:10
that I now realize was well-intentioned,
21
70665
2013
şimdi anlıyorum ki iyi niyetliymiş
01:12
but quite oversimplified.
22
72702
1692
ama çok basite indirgenmişti.
01:14
Not totally wrong.
23
74418
1168
Tamamen yanlış değildi.
01:15
My doctor said, "We know why people get like this.
24
75610
2792
Doktorum dedi ki "İnsanların niçin böyle olduğunu biliyoruz."
01:18
Some people just naturally get a chemical imbalance in their heads --
25
78426
4232
Bazı insanların kafasının içinde kimyasal bir dengesizlik oluyor --
01:22
you're clearly one of them.
26
82682
1421
sen de onlardan birisin.
01:24
All we need to do is give you some drugs,
27
84127
1984
Yapmamız gereken şey sana ilaç yazmak,
01:26
it will get your chemical balance back to normal."
28
86135
2364
kimsayal dengesizliği normale döndürecektir.''
01:28
So I started taking a drug called Paxil or Seroxat,
29
88523
2410
Ben de Paxil veya Seroxat diye bir ilaç almaya başladım.
01:30
it's the same thing with different names in different countries.
30
90957
3026
Farklı ülkelerde ismi farklı ama aynı ilaç.
01:34
And I felt much better, I got a real boost.
31
94007
2483
Çok daha iyi hissettim, tam bir harekete geçiriciydi.
01:36
But not very long afterwards,
32
96514
1411
Ama çok geçmeden
01:37
this feeling of pain started to come back.
33
97949
2001
o acı hissi geri gelmeye başladı.
01:39
So I was given higher and higher doses
34
99974
1828
Ve bana daha yüksek doz vermeye başladılar,
01:41
until, for 13 years, I was taking the maximum possible dose
35
101826
3211
ta ki 13 yaşında yasal olarak alabileceğim en yüksek doza ulaşana kadar.
01:45
that you're legally allowed to take.
36
105061
2016
01:47
And for a lot of those 13 years, and pretty much all the time by the end,
37
107402
3469
Bu 13 yıın büyük bir kısmında ve özellikle de sonunda
01:50
I was still in a lot of pain.
38
110895
1500
büyük bir acı çekiyordum.
01:52
And I started asking myself, "What's going on here?
39
112419
2976
Kendime sormaya başladım, ''Burada neler oluyor?
01:55
Because you're doing everything
40
115419
1542
Çünkü her şeyi, kültüre hâkim kitaba göre yapıyorsun --
01:56
you're told to do by the story that's dominating the culture --
41
116985
3140
02:00
why do you still feel like this?"
42
120149
2119
niçin hâlâ böyle hissediyorsun?''
02:02
So to get to the bottom of these two mysteries,
43
122292
2872
Ben de bu iki bilinmezin derinine inmeye başladım,
02:05
for a book that I've written
44
125188
1408
yazdığım kitap için
02:06
I ended up going on a big journey all over the world,
45
126620
2505
dünyanın dört bir yanına büyük bir yolculuğa çıktım.
02:09
I traveled over 40,000 miles.
46
129149
1419
65 bin km seyahat ettim.
02:10
I wanted to sit with the leading experts in the world
47
130592
2493
Dünyanın önde gelen uzmanlarıyla oturup
02:13
about what causes depression and anxiety
48
133109
2167
depresyon ve anksiyetenin nedenlerini
02:15
and crucially, what solves them,
49
135300
1872
ve daha da önemlisi, çözümlerini
02:17
and people who have come through depression and anxiety
50
137196
2624
depresyon ve anksiyete geçirmiş insanları araştırmaya koyuldum,
02:19
and out the other side in all sorts of ways.
51
139844
2112
nerede ve ne koşulda olursa olsun.
02:21
And I learned a huge amount
52
141980
1486
Bu yolda tanıştığım harika insanlardan inanılmaz şeyler öğrendim.
02:23
from the amazing people I got to know along the way.
53
143490
2555
02:26
But I think at the heart of what I learned is,
54
146069
2976
Ancak öğrendiklerimin temelinde şu var,
02:29
so far, we have scientific evidence
55
149069
3035
şu ana dek, depresyon ve anksiyetenin
02:32
for nine different causes of depression and anxiety.
56
152128
3707
dokuz farklı nedenine ilişkin bilimsel kanıtımız var.
02:35
Two of them are indeed in our biology.
57
155859
2809
Bunların ikisi gerçekten de biyolojimizde.
02:38
Your genes can make you more sensitive to these problems,
58
158692
2683
Genleriniz sizi bu sorunlara karşı daha hassas yapabiliyor
02:41
though they don't write your destiny.
59
161399
1934
ama tabii kaderinizi yazmıyor.
02:43
And there are real brain changes that can happen when you become depressed
60
163357
3611
Bir de depresyona girdiğinizde
içinden çıkmayı zorlaştıran gerçek beyin değişimleri olabiliyor.
02:46
that can make it harder to get out.
61
166992
1698
02:48
But most of the factors that have been proven
62
168714
2182
Ancak depresyon ve anksiyeteye sebep olduğu kanıtlanan etkenlerin çoğu
02:50
to cause depression and anxiety
63
170920
1841
02:52
are not in our biology.
64
172785
1765
biyolojik kökenli değil.
02:55
They are factors in the way we live.
65
175520
2214
Yaşam şeklimizle ilgili etkenler.
02:58
And once you understand them,
66
178116
1491
Bunları anladığımız zaman
02:59
it opens up a very different set of solutions
67
179631
3096
kimyasal antidepresanların yanında
03:02
that should be offered to people
68
182751
1548
insanlara sunulabilecek bir dizi farklı çözüme kapı açılıyor,
03:04
alongside the option of chemical antidepressants.
69
184323
2937
03:07
For example,
70
187284
1793
Örneğin eğer yalnızlık çekiyorsanız depresyona girme ihtimaliniz daha yüksek.
03:09
if you're lonely, you're more likely to become depressed.
71
189101
3448
03:12
If, when you go to work, you don't have any control over your job,
72
192573
3111
İşinizle ilgili hiçbir kontrolünüz yoksa ve sadece söyleneni yapmak zorundaysanız
03:15
you've just got to do what you're told,
73
195708
1896
03:17
you're more likely to become depressed.
74
197628
1889
depresyona girme ihtimaliniz yüksek.
03:19
If you very rarely get out into the natural world,
75
199541
2484
Doğal hayatın içine çok nadir giriyorsanız
03:22
you're more likely to become depressed.
76
202049
1869
depresyona girme ihtimaliniz yüksek.
03:23
And one thing unites a lot of the causes of depression and anxiety
77
203942
3111
Tek bir şey, öğrendiğim depresyon ve anksiyete sebeplerini birleştiriyor.
03:27
that I learned about.
78
207077
1175
03:28
Not all of them, but a lot of them.
79
208276
2063
Hepsini değil ama pek çoğunu.
03:30
Everyone here knows
80
210363
1666
Burada hepimiz doğal fiziksel ihtiyaçlarımız olduğunu biliyor.
03:32
you've all got natural physical needs, right?
81
212053
2659
03:34
Obviously.
82
214736
1174
Buna şüphe yok.
03:35
You need food, you need water,
83
215934
2579
Yiyeceğe, suya ihtiyacımız var,
03:38
you need shelter, you need clean air.
84
218537
2230
sığınacak bir eve, temiz havaya.
03:40
If I took those things away from you,
85
220791
1794
Bu şeyleri elinizden alırsam çok hızlı bir şekilde sorun yaşarsınız.
03:42
you'd all be in real trouble, real fast.
86
222609
2293
03:44
But at the same time,
87
224926
1802
Ancak aynı zamanda,
03:46
every human being has natural psychological needs.
88
226752
3371
her bir insanın doğal psikolojik ihtiyaçları da var.
03:50
You need to feel you belong.
89
230147
2039
Bir yere ait olduğunuzu hissetmeniz lazım.
03:52
You need to feel your life has meaning and purpose.
90
232210
3064
Hayatınızın anlamı ve bir amacı olduğunu.
03:55
You need to feel that people see you and value you.
91
235298
2531
İnsanların sizi fark ettiğini ve size değer verdiğini.
03:57
You need to feel you've got a future that makes sense.
92
237853
2557
Ulaşılabilir bir geleceğiniz olduğunu hissetmelisiniz.
04:00
And this culture we built is good at lots of things.
93
240434
3048
Yarattığımız bu kültür pek çok şeyde çok iyi.
04:03
And many things are better than in the past --
94
243506
2160
Pek çok şey geçmişe kıyasla iyiye gidiyor da.
04:05
I'm glad to be alive today.
95
245690
1321
Hayatta olmaktan mutluyum.
Ancak o derinlerde yatan psikolojik ihtiyaçları karşılamada
04:07
But we've been getting less and less good
96
247035
1964
04:09
at meeting these deep, underlying psychological needs.
97
249023
4101
giderek daha başarısız hâle geliyoruz.
04:13
And it's not the only thing that's going on,
98
253895
2103
Bu elbette tek sorun değil
04:16
but I think it's the key reason why this crisis keeps rising and rising.
99
256022
4047
ama bu krizin durmak bilmeden artmasında önemli bir rol oynadığı kanısındayım.
04:20
And I found this really hard to absorb.
100
260919
3230
Bunu kabul etmekte zorluk çektim.
04:24
I really wrestled with the idea
101
264173
2706
Depresyonu, beynimdeki bir sorundan
04:26
of shifting from thinking of my depression as just a problem in my brain,
102
266903
4406
yaşam şeklimiz de dâhil pek çok etkene bağlama fikrini çok ölçüp tarttım.
04:31
to one with many causes,
103
271333
1167
04:32
including many in the way we're living.
104
272524
2061
04:34
And it only really began to fall into place for me
105
274609
2365
Ve bir gün Güney Afrikalı psikiyatrist Dr. Derek Summerfield'le tanışınca
04:36
when one day, I went to interview a South African psychiatrist
106
276998
3143
04:40
named Dr. Derek Summerfield.
107
280165
1801
bu fikir gözümde şekillenmeye başladı.
04:41
He's a great guy.
108
281990
1151
Harika bir adam.
04:43
And Dr. Summerfield happened to be in Cambodia in 2001,
109
283165
3714
Dr. Summerfield 2001 yılında Komboçya'daydı,
04:46
when they first introduced chemical antidepressants
110
286903
3293
ülkenin vatandaşlarına ilk kez kimyasal antidepresanları tanıtıyordu.
04:50
for people in that country.
111
290220
1732
04:51
And the local doctors, the Cambodians, had never heard of these drugs,
112
291976
3297
Kamboçyalı yerel doktorların bu ilaçlardan haberi yoktu.
04:55
so they were like, what are they?
113
295297
1591
Merak içindeydiler.
04:56
And he explained.
114
296912
1214
O da açıkladı.
04:58
And they said to him,
115
298150
1532
Onlar da dedi ki,
04:59
"We don't need them, we've already got antidepressants."
116
299706
2697
"Bunlara ihtiyacımız yok, bizim zaten antidepresanlarımız var."
05:02
And he was like, "What do you mean?"
117
302427
1737
Summerfield "Nasıl yani?'' dedi.
05:04
He thought they were going to talk about some kind of herbal remedy,
118
304188
3239
Bitkisel bir tedaviden bahsedeceklerini sanıyordu,
05:07
like St. John's Wort, ginkgo biloba, something like that.
119
307451
3772
St. John's Wort bitkisi, gingko biloba gibi bir şeyden.
05:11
Instead, they told him a story.
120
311910
2389
Ama onlar bir hikâye anlattılar.
05:14
There was a farmer in their community who worked in the rice fields.
121
314800
3579
Halkları içinde pirinç tarlalarında çalışan bir çiftçi varmış.
05:18
And one day, he stood on a land mine
122
318403
1770
Bir gün ABD ile yaşanan savaştan kalan bir mayın tarlasına basmış
05:20
left over from the war with the United States,
123
320197
2190
05:22
and he got his leg blown off.
124
322411
1412
ve bacağını kaybetmiş.
05:23
So they him an artificial leg,
125
323847
1436
Bacak protezi yapılmış
05:25
and after a while, he went back to work in the rice fields.
126
325307
2771
ve bir süre sonra pirinç tarlalarında çalışmaya geri dönmüş.
05:28
But apparently, it's super painful to work under water
127
328102
2532
Ama görünen o ki protez bir bacakla su içinde çalışmak çok acı veriyor.
05:30
when you've got an artificial limb,
128
330658
1674
05:32
and I'm guessing it was pretty traumatic
129
332356
1920
Onun için de bacağını kaybettiği yerde yeniden çalışmak çok travmatik olmalıydı.
05:34
to go back and work in the field where he got blown up.
130
334300
2579
05:36
The guy started to cry all day,
131
336903
2403
Adam her gün ağlamaya başlamış,
05:39
he refused to get out of bed,
132
339330
1429
yataktan çıkmıyormuş,
05:40
he developed all the symptoms of classic depression.
133
340783
2883
tüm klasik depresyon semptomları varmış.
05:44
The Cambodian doctor said,
134
344013
1365
Kamboçyalı doktor dedi ki
05:45
"This is when we gave him an antidepressant."
135
345402
2286
"İşte bu noktada ona antidepresan verdik."
05:47
And Dr. Summerfield said, "What was it?"
136
347712
2635
Dr. Summerfield da ''Ne verdiniz?'' diye soruyor.
05:50
They explained that they went and sat with him.
137
350371
2809
Yanına gidip onunla oturduklarını,
05:53
They listened to him.
138
353982
1400
onu dinlediklerini anlatmışlar.
05:56
They realized that his pain made sense --
139
356464
2547
Acısının anlamlı olduğunu --
05:59
it was hard for him to see it in the throes of his depression,
140
359035
2921
depresyon mücadelesinde bunu göremediğini
06:01
but actually, it had perfectly understandable causes in his life.
141
361980
3660
ama aslında hayatında tamamen anlaşılır nedenler olduğunu.
06:05
One of the doctors, talking to the people in the community, figured,
142
365966
3198
Halktaki insanlarla konuşan doktorlardan biri şunu fark etmiş,
06:09
"You know, if we bought this guy a cow,
143
369188
1937
''Eğer biz bu adama bir inek alsaydık mandıra çiftçisi olabilirdi,
06:11
he could become a dairy farmer,
144
371149
2000
06:13
he wouldn't be in this position that was screwing him up so much,
145
373173
3095
pirinç tarlalarında çalışmaya dönüp onu yiyip bitiren bu duruma da düşmezdi.''
06:16
he wouldn't have to go and work in the rice fields."
146
376292
2507
06:18
So they bought him a cow.
147
378823
1199
Ve ona bir inek alıyorlar.
06:20
Within a couple of weeks, his crying stopped,
148
380046
2180
İki hafta içinde adam ağlamayı bırakıyor.
06:22
within a month, his depression was gone.
149
382250
1912
Bir ay içinde de depresyondan kurtuluyor.
06:24
They said to doctor Summerfield,
150
384186
1579
Dr. Summerfield'a dediklerine göre
06:25
"So you see, doctor, that cow, that was an antidepressant,
151
385789
2770
''Bakın doktor, o inek... İşte o inek bir antidepresandı.
06:28
that's what you mean, right?"
152
388583
1467
Demek istediğiniz bu değil mi?''
06:30
(Laughter)
153
390074
1151
(Gülme sesleri)
06:31
(Applause)
154
391249
3053
(Alkışlar)
06:34
If you'd been raised to think about depression the way I was,
155
394326
2873
Depresyona benim yetiştirildiğim bakış açısıyla bakıyorsanız
06:37
and most of the people here were,
156
397223
1612
ki çoğumuz öyledir,
06:38
that sounds like a bad joke, right?
157
398859
1674
bu bir eşek şakasına benzemiyor mu?
06:40
"I went to my doctor for an antidepressant,
158
400557
2024
''Antidepresan için bir doktora gittim ama o bana bir inek verdi.''
06:42
she gave me a cow."
159
402605
1166
06:43
But what those Cambodian doctors knew intuitively,
160
403795
3027
Ancak o Kamboçyalı doktorlar içgüdüsel olarak biliyorlardı ki
06:46
based on this individual, unscientific anecdote,
161
406846
2977
bu bireyden yola çıkarak bilimsel olmayan bu anekdot
06:49
is what the leading medical body in the world,
162
409847
3285
bugün dünyadaki tıp camiasına yön veren şey,
06:53
the World Health Organization,
163
413156
2087
Dünya Sağlık Örgütü'nün
06:55
has been trying to tell us for years,
164
415267
2190
eldeki en iyi bilimsel kanıta dayanarak yıllardır bize anlatmaya çalıştığı şey.
06:57
based on the best scientific evidence.
165
417481
2492
07:00
If you're depressed,
166
420576
1929
Depresyondaysınız,
07:02
if you're anxious,
167
422529
1377
anksiyete hâlindeyseniz
07:05
you're not weak, you're not crazy,
168
425008
3260
zayıf ya da aklınızı kaçırmış değilsiniz,
07:08
you're not, in the main, a machine with broken parts.
169
428292
3585
parçaları bozulmuş bir makine değilsiniz.
07:12
You're a human being with unmet needs.
170
432950
2534
İhtiyaçları karşılanmamış bir insansınız.
07:15
And it's just as important to think here about what those Cambodian doctors
171
435919
3540
Bu Kamboçyalı doktorların
ve Dünya Sağlık Örgütü'nün söylemedikleri şeyleri de hesaba katmak önemli.
07:19
and the World Health Organization are not saying.
172
439483
2317
07:21
They did not say to this farmer,
173
441824
1532
O çiftçiye şöyle söylemediler:
07:23
"Hey, buddy, you need to pull yourself together.
174
443380
2801
''Hey dostum, kendini toparlaman gerek.
07:26
It's your job to figure out and fix this problem on your own."
175
446205
3267
Bu sorunu kendi başına anlayıp çözmen lazım.''
07:29
On the contrary, what they said is,
176
449851
1992
Tam aksine, şunu söylediler:
07:31
"We're here as a group to pull together with you,
177
451867
3524
''Burada hepimiz senin toparlanman için yanındayız.
07:35
so together, we can figure out and fix this problem."
178
455415
4412
Bu sorunu birlikte anlayıp çözebiliriz.''
07:40
This is what every depressed person needs,
179
460543
4016
İşte depresyondaki bir insanın ihtiyacı olan şey bu.
07:44
and it's what every depressed person deserves.
180
464583
3245
Depresyonda olan herkesin hak ettiği yaklaşım bu.
07:47
This is why one of the leading doctors at the United Nations,
181
467852
2987
Birleşmiş Milletler'de önde gelen doktorlardan biri
07:50
in their official statement for World Health Day,
182
470863
2318
iki yıl önce, 2017 yılında Dünya Sağlık Günü resmi açıklamasında
07:53
couple of years back in 2017,
183
473205
1491
07:54
said we need to talk less about chemical imbalances
184
474720
2817
kimyasal dengesizlikler hakkında daha az tartışıp
07:57
and more about the imbalances in the way we live.
185
477561
3057
yaşam şeklimizdeki dengesizlikleri daha çok tartışmalıyız demişti.
08:00
Drugs give real relief to some people --
186
480920
1973
İlaçlar kimilerini gerçekten rahatlatıyor,
08:02
they gave relief to me for a while --
187
482917
2130
bir süre için beni de rahatlattılar
08:05
but precisely because this problem goes deeper than their biology,
188
485071
4427
ama tam da bu sorun biyolojinin çok daha derininde olduğu için
08:09
the solutions need to go much deeper, too.
189
489522
3055
çözümlerin de aynı ölçüde derine inmesi lazım.
08:12
But when I first learned that,
190
492601
2587
Bunu ilk öğrendiğimde şöyle düşündüğümü hatırlıyorum,
08:15
I remember thinking,
191
495212
1683
08:16
"OK, I could see all the scientific evidence,
192
496919
2126
''Pekala, tüm bilimsel kanıt ortada, bir yığın çalışma da okudum,
08:19
I read a huge number of studies,
193
499069
1572
08:20
I interviewed a huge number of the experts who were explaining this,"
194
500665
3306
bunu açıklayan bir dizi uzmanla da görüşmeler yaptım.''
08:23
but I kept thinking, "How can we possibly do that?"
195
503995
2386
Ama hep şunu düşündüm, ''Bunu nasıl yapabiliriz?''
08:26
The things that are making us depressed
196
506405
1913
Bizi depresyona sokan şeyler
08:28
are in most cases more complex than what was going on
197
508342
2491
vakaların çoğunda bu Kamboçyalı çiftçinin başına gelenlerden çok daha karmaşık.
08:30
with this Cambodian farmer.
198
510857
1297
08:32
Where do we even begin with that insight?
199
512178
2634
Bu görüşü benimsemek için nereden başlamalıyız?
08:34
But then, in the long journey for my book,
200
514836
3249
Ama sonra kitabım için dünyanın her yerine yaptığım o yolculukta
08:38
all over the world,
201
518109
1571
08:39
I kept meeting people who were doing exactly that,
202
519704
2595
Sydey'den San Fransisco'ya, Sao Paulo'ya tam tamına bunu yapan insanlarla tanıştım,
08:42
from Sydney, to San Francisco,
203
522323
2452
08:44
to São Paulo.
204
524799
1172
08:45
I kept meeting people who were understanding
205
525995
2066
Depresyon ve anksiyetenin derin nedenlerini anlayan
08:48
the deeper causes of depression and anxiety
206
528085
2347
ve gruplar hâlinde bunları çözen insanlarla tanıştım.
08:50
and, as groups, fixing them.
207
530456
2415
08:52
Obviously, I can't tell you about all the amazing people
208
532895
2681
Tanıştığım ve kitabımda yazdığım tüm o harika insanları anlatamam,
08:55
I got to know and wrote about,
209
535600
1476
08:57
or all of the nine causes of depression and anxiety that I learned about,
210
537100
3453
depresyon ve anksiyetenin öğrendiğim tüm dokuz nedenini de
09:00
because they won't let me give a 10-hour TED Talk --
211
540577
2482
çünkü on saatlik bir TED konuşması yapmama izin vermezler.
09:03
you can complain about that to them.
212
543083
1752
Şikayetlerinizi onlara bildirin.
09:04
But I want to focus on two of the causes
213
544859
1930
Ama iki nedene yönelmek
09:06
and two of the solutions that emerge from them, if that's alright.
214
546813
3413
ve bu nedenlerden ortaya çıkan sonuçlardan ikisini anlatmak istiyorum.
09:10
Here's the first.
215
550578
1150
Birincisi.
09:12
We are the loneliest society in human history.
216
552285
3008
İnsanlık tarihinin en yalnız toplumuyuz.
09:15
There was a recent study that asked Americans,
217
555317
2833
Amerikalılara şunu soran yeni bir çalışma vardı:
09:18
"Do you feel like you're no longer close to anyone?"
218
558174
3150
''Artık kimseye yakın olmadığınız hissine kapıldığınız oluyor mu?''
09:21
And 39 percent of people said that described them.
219
561348
3651
İnsanların %39'u bunun onları tanımladığını söyledi.
"Artık kimseye yakın olmama."
09:25
"No longer close to anyone."
220
565023
1364
09:26
In the international measurements of loneliness,
221
566411
2497
Yalnızlığın uluslararası ölçümlerinde,
09:28
Britain and the rest of Europe are just behind the US,
222
568932
2558
Birleşik Krallık ve Avrupa'nın kalanı ABD'nin hemen arkasında,
09:31
in case anyone here is feeling smug.
223
571514
1785
aranızda kibirlenen varsa...
09:33
(Laughter)
224
573323
1008
(Gülme sesleri)
09:34
I spent a lot of time discussing this
225
574355
1889
Dünyanın önde gelen yalnızlık uzmanlarıyla bu konuyu masaya yatırdım,
09:36
with the leading expert in the world on loneliness,
226
576268
2396
09:38
an incredible man named professor John Cacioppo,
227
578688
2254
Profesör John Cacioppo isminde Chicago'da inanılmaz bir adamla da.
09:40
who was at Chicago,
228
580966
1151
09:42
and I thought a lot about one question his work poses to us.
229
582141
2823
Çalışmasının bize sunduğu bir soruyu çok düşündüm.
09:44
Professor Cacioppo asked,
230
584988
2305
Profesör Cacioppo şunu sordu,
09:47
"Why do we exist?
231
587317
1650
''Niçin varız?
09:48
Why are we here, why are we alive?"
232
588991
1953
Niçin buradayız, niçin hayattayız?''
09:50
One key reason
233
590968
2206
Bir öbemli sebebi şu ki
09:53
is that our ancestors on the savannas of Africa
234
593198
2817
Afrika savannalarındaki atalarımız bir şeyde çok iyiydiler.
09:56
were really good at one thing.
235
596039
1720
09:58
They weren't bigger than the animals they took down a lot of the time,
236
598287
3290
Zamanın çoğunda yere serdikleri hayvanlardan daha büyük değillerdi,
10:01
they weren't faster than the animals they took down a lot of the time,
237
601601
3313
onlardan daha hızlı da değillerdi
10:04
but they were much better at banding together into groups
238
604938
2714
ama grup kurmakta ve iş birliği yapmakta çok iyilerdi.
10:07
and cooperating.
239
607676
1600
10:09
This was our superpower as a species --
240
609300
2261
Bizim tür olarak süper gücümüz bu.
10:11
we band together,
241
611585
1405
Bir araya geliyoruz,
10:13
just like bees evolved to live in a hive,
242
613014
2476
tıpkı bir kovanda yaşamaya evrilen arılar gibi
10:15
humans evolved to live in a tribe.
243
615514
2232
insanlar da kabile hâlinde yaşamaya evrildi.
10:17
And we are the first humans ever
244
617770
3810
Ve biz kabilelerimizi dağıtan tarihteki ilk insanlarız.
10:22
to disband our tribes.
245
622492
1467
10:24
And it is making us feel awful.
246
624484
2067
Bu da çok kötü hissetmemize neden oluyor.
10:27
But it doesn't have to be this way.
247
627048
2144
Ama böyle olmak zorunda değil.
10:29
One of the heroes in my book, and in fact, in my life,
248
629216
2634
Kitabımdaki hatta hayatımdaki kahramanlardan biri,
10:31
is a doctor named Sam Everington.
249
631874
2095
Sam Everington adındaki doktor.
10:33
He's a general practitioner in a poor part of East London,
250
633993
2738
Uzun yıllar yaşadığım Doğu Londra'nın yoksul bir kısmında pratisyen.
10:36
where I lived for many years.
251
636755
1579
10:38
And Sam was really uncomfortable,
252
638358
1687
Sam halinden hiç de memnun değildi
10:40
because he had loads of patients
253
640069
1556
çünkü aşırı depresyon ve anksiyete sebebiyle gelen çok hastası vardı.
10:41
coming to him with terrible depression and anxiety.
254
641649
2444
10:44
And like me, he's not opposed to chemical antidepressants,
255
644117
2722
Benim gibi o da kimyasal antidepresanlara karşı değil,
10:46
he thinks they give some relief to some people.
256
646863
2222
bazı insanları rahatlattığı kanısında.
10:49
But he could see two things.
257
649109
1373
Ancak iki şeyi görebiliyordu.
10:50
Firstly, his patients were depressed and anxious a lot of the time
258
650506
3555
Bir, hastaları çoğu zaman tamamen makul nedenlerden ötürü depresyondaydı,
10:54
for totally understandable reasons, like loneliness.
259
654085
3738
yalnızlık gibi.
10:57
And secondly, although the drugs were giving some relief to some people,
260
657847
3444
İki, ilaçkar bazı insanları rahatlatsa da
11:01
for many people, they didn't solve the problem.
261
661315
2268
çoğu insanın sorununu çözmüyordu.
11:03
The underlying problem.
262
663607
1533
Altta yatan sorunu.
11:05
One day, Sam decided to pioneer a different approach.
263
665871
2651
Bir gün Sam farklı bir yaklaşımda karar kıldı.
11:08
A woman came to his center, his medical center,
264
668546
2452
Hastaneye Lisa Cunningham adında bir kadın geldi.
11:11
called Lisa Cunningham.
265
671022
1467
11:12
I got to know Lisa later.
266
672513
1874
Lisa'yla daha sonra tanıştım.
11:14
And Lisa had been shut away in her home with crippling depression and anxiety
267
674411
4084
Lisa 7 yıldır ağır depresyon ve anksiyete sebebiyle evinde dışa kapalı yaşıyordu.
11:18
for seven years.
268
678519
1150
11:20
And when she came to Sam's center, she was told, "Don't worry,
269
680898
2925
Sam'in hastanesine geldiğinde ona söylenen şey şu oldu;
11:23
we'll carry on giving you these drugs,
270
683847
1830
''Endişelenme. Yine bu ilaçları yazacağız
11:25
but we're also going to prescribe something else.
271
685701
2797
ama ayrıca bir şey daha yazacağız.
11:28
We're going to prescribe for you to come here to this center twice a week
272
688522
3443
Haftada iki kez buraya geleceksin,
11:31
to meet with a group of other depressed and anxious people,
273
691989
2778
depresyon ve anksiyeteli bir hasta grubuyla tanışacaksın,
11:34
not to talk about how miserable you are,
274
694791
2810
ne kadar zor durumda olduğunu değil
11:37
but to figure out something meaningful you can all do together
275
697625
3547
birlikte anlamlı ne yapabileceğiniz hakkında konuşacaksınız,
11:41
so you won't be lonely and you won't feel like life is pointless."
276
701196
3103
böylece yalnızlık çekmeyecek ve hayat amaçsız gibi hissetmeyeceksiniz."
11:44
The first time this group met,
277
704323
2775
Bu grup ilk bir araya geldiğinde
11:47
Lisa literally started vomiting with anxiety,
278
707122
2256
Lisa anksiyete sebebiyle kusmaya başladı,
11:49
it was so overwhelming for her.
279
709402
1921
bu, onun için çok fazlaydı.
11:51
But people rubbed her back, the group started talking,
280
711347
2634
Ama diğerleri ona destek oldu, grup konuşmaya başladı,
11:54
they were like, "What could we do?"
281
714005
1675
''Nasıl yardımcı olabiliriz?''
11:55
These are inner-city, East London people like me,
282
715704
2294
Bunlar şehirden, benim gibi Doğu Londra insanları.
11:58
they didn't know anything about gardening.
283
718022
2048
Bahçecilik hakkında bir şey bilmiyorlardı.
12:00
They were like, "Why don't we learn gardening?"
284
720094
2245
Bahçecilikle uğraşma fikri ortaya attılar.
12:02
There was an area behind the doctors' offices
285
722363
2166
Doktor odaları arkasında boş alan vardı. Orayı bahçe yapmayı düşündüler.
12:04
that was just scrubland.
286
724553
1151
12:05
"Why don't we make this into a garden?"
287
725728
1882
Kütüphaneden kitaplar aldılar, YouTube videoları izlediler.
12:07
They started to take books out of the library,
288
727634
2175
12:09
started to watch YouTube clips.
289
729833
1485
Ellerini toprağın içine soktular.
12:11
They started to get their fingers in the soil.
290
731342
2159
12:13
They started to learn the rhythms of the seasons.
291
733844
3043
Mevsimlerin ritmini öğrenmeye başladılar.
12:16
There's a lot of evidence
292
736911
1330
Doğaya maruz kalmanın çok güçlü bir antidepresan olduğuna dair
12:18
that exposure to the natural world
293
738265
1629
12:19
is a really powerful antidepressant.
294
739918
1976
çok sayıda kanıt var.
12:21
But they started to do something even more important.
295
741918
3009
Ama onlar daha önemli bir şey yapmaya başladılar.
12:25
They started to form a tribe.
296
745347
2030
Bir kabile kurmaya başladılar.
12:27
They started to form a group.
297
747401
1811
Bir grup kurmaya başladılar.
12:29
They started to care about each other.
298
749236
2024
Birbirilerini önemsemeye başladılar.
12:31
If one of them didn't show up,
299
751284
1674
Eğer birisi o gün gelmediyse
12:32
the others would go looking for them -- "Are you OK?"
300
752982
2520
diğerleri hemen onu arayıp iyi olduğundan emin oluyordu.
12:35
Help them figure out what was troubling them that day.
301
755526
2611
O gün canını sıkan şeyin ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.
12:38
The way Lisa put it to me,
302
758161
1803
Lisa'nın bana söylediği,
12:39
"As the garden began to bloom,
303
759988
2597
''Bahçe çiçeklenmeye başladıkça biz de çiçek açmaya başladık.''
12:42
we began to bloom."
304
762609
1267
12:44
This approach is called social prescribing,
305
764474
2032
Bu yaklaşıma sosyal reçete deniyor.
12:46
it's spreading all over Europe.
306
766530
1515
Avrupa'nın her yerine yayılıyor.
12:48
And there's a small, but growing body of evidence
307
768069
2301
Küçük ama giderek önem kazanan bir dizi kanıta göre
12:50
suggesting it can produce real and meaningful falls
308
770394
2880
bu, depresyon ve anksiyetede gerçek ve anlamlı düşüşler yaşatabilir.
12:53
in depression and anxiety.
309
773298
1978
12:55
And one day, I remember standing in the garden
310
775300
3721
Bir gün, Lisa ve depresyondan kurtulmuş arkadaşlarının inşa ettiği o bahçede
12:59
that Lisa and her once-depressed friends had built --
311
779045
2481
öylece durduğumu hatırlıyorum --
13:01
it's a really beautiful garden --
312
781550
1584
gerçekten çok güzel bir bahçeydi.
13:03
and having this thought,
313
783158
1191
Şöyle düşünmüştüm,
13:04
it's very much inspired by a guy called professor Hugh Mackay in Australia.
314
784373
3871
Avustralya'da Hugh Mackay adında bir profesörden esinlenmiş.
13:08
I was thinking, so often when people feel down in this culture,
315
788268
4381
Şunu düşündüm, bu kültürde insanların morali bozuk olduğunda
13:12
what we say to them -- I'm sure everyone here said it, I have --
316
792673
3064
onlara söylediğimiz şey -- ki bunu hepimiz söylemişizdir --
13:15
we say, "You just need to be you, be yourself."
317
795761
3224
''Sadece kendin olman lazım.''
13:19
And I've realized, actually, what we should say to people is,
318
799742
2950
Ama anladım ki asıl söylememiz gereken şey
13:22
"Don't be you.
319
802716
1150
''Sen olma.
13:24
Don't be yourself.
320
804306
1333
Kendin olma.
13:26
Be us, be we.
321
806218
2209
Biz ol, bizimle ol.
13:28
Be part of a group."
322
808765
1325
Bu grubun bir parçası ol.''
13:30
(Applause)
323
810114
3706
(Alkışlar)
13:33
The solution to these problems
324
813844
2579
Bu sorunların çözümü
13:36
does not lie in drawing more and more on your resources
325
816447
3151
ayrı bir birey gibi bir köşeye, kaynaklarımızın içine çekilmek değil.
13:39
as an isolated individual --
326
819622
1439
13:41
that's partly what got us in this crisis.
327
821085
2040
Zaten bizi bu krize sokan şey kısmen bu.
13:43
It lies on reconnecting with something bigger than you.
328
823149
2753
Sizden daha büyük bir şeyle yeniden bağlanmak.
13:45
And that really connects to one of the other causes
329
825926
2421
Sizlerle konuşmak istediğim
diğer depresyon ve anksiyete sebeplerinden biri de buraya çıkıyor.
13:48
of depression and anxiety that I wanted to talk to you about.
330
828371
2897
Hepimiz biliyoruz ki
13:51
So everyone knows
331
831292
1690
13:53
junk food has taken over our diets and made us physically sick.
332
833006
3746
hazır yiyecekler beslenmemizi ele geçirdi ve bizi fiziksel olarak hasta ediyor.
13:56
I don't say that with any sense of superiority,
333
836776
2206
Bunu bir üstünlük duygusuyla söylemiyorum,
13:59
I literally came to give this talk from McDonald's.
334
839006
2399
ben de bu konuşmadan hemen önce McDonald's'daydım.
14:01
I saw all of you eating that healthy TED breakfast, I was like no way.
335
841429
3513
Hepinizin o sağlıklı TED kahvaltısından yediğini gördüm ve bana göre değil dedim.
14:04
But just like junk food has taken over our diets and made us physically sick,
336
844966
5143
Ama hazır yieyeceklerin bizi ele geçirmesi ve hasta etmesi gibi
14:10
a kind of junk values have taken over our minds
337
850133
4110
hazır değerler de aklımızı ele geçirerek bizi mental olarak hasta ediyor.
14:14
and made us mentally sick.
338
854267
1478
14:16
For thousands of years, philosophers have said,
339
856157
3104
Binlerce yıl boyunca filozoflar şunu söyledi,
14:19
if you think life is about money, and status and showing off,
340
859285
4588
Hayatın para, statü ve hava atmaktan ibaret olduğu kanısındaysanız
14:23
you're going to feel like crap.
341
863897
1523
rezil bir durumda hissedersiniz.
14:25
That's not an exact quote from Schopenhauer,
342
865444
2067
Bu, Schopenhauer'den tam bir alıntı değil ama söylediklerinin özü.
14:27
but that is the gist of what he said.
343
867535
1772
14:29
But weirdly, hardy anyone had scientifically investigated this,
344
869331
3026
Ama garip olan, neredeyse kimse bunu bilimsel olarak araştırmadı,
14:32
until a truly extraordinary person I got to know, named professor Tim Kasser,
345
872381
3649
ta ki tanıştığım olağanüstü insan profesör Tim Kasser'a kadar,
14:36
who's at Knox College in Illinois,
346
876054
2293
kendisi Illinois'de Knox College'de ve 30 yıldır bu konuda araştırma yapıyor.
14:38
and he's been researching this for about 30 years now.
347
878371
2563
14:40
And his research suggests several really important things.
348
880958
3016
Araştırması birkaç önemli noktaya değiniyor.
14:43
Firstly, the more you believe
349
883998
3191
İlki, kederden kurtulmak için
14:47
you can buy and display your way out of sadness,
350
887213
4365
daha iyi bir hayatı satın alabileceğinize ne kadar inanıyorsanız
14:51
and into a good life,
351
891602
2191
14:53
the more likely you are to become depressed and anxious.
352
893817
2912
depresyona ve anksiyeteye yakalanma olasılığınız daha fazla.
14:56
And secondly,
353
896753
1293
İkincisi, bir toplum olarak bu inançlarla yaşar hâle geldik.
14:58
as a society, we have become much more driven by these beliefs.
354
898070
4588
15:02
All throughout my lifetime,
355
902682
1413
Tüm hayatım boyunca
15:04
under the weight of advertising and Instagram and everything like them.
356
904119
4193
reklam, Instagram ve benzeri her şeyin yükü altında olduk.
15:08
And as I thought about this,
357
908871
1373
Ben de buna biraz kafa yordum.
15:10
I realized it's like we've all been fed since birth, a kind of KFC for the soul.
358
910268
5761
Doğduğumuzdan beri bu şekilde beslendiğimizi fark ettim, ruh için KFC.
15:16
We've been trained to look for happiness in all the wrong places,
359
916053
3873
Mutluluğu hep yanlış yerlerde aramak için eğitildik
15:19
and just like junk food doesn't meet your nutritional needs
360
919950
2770
ve nasıl hazır yiyecekler beslenme ihtiyaçlarımızı karşılamıyor,
15:22
and actually makes you feel terrible,
361
922744
2298
bir de üstüne bizi hasta ediyorsa
15:25
junk values don't meet your psychological needs,
362
925066
3142
hazır değerler de aynı şekilde psikolojik ihtiyaçlarımızı karşılamıyor
15:28
and they take you away from a good life.
363
928232
2642
ve güzel bir hayattan bizi uzaklaştırıyor.
15:30
But when I first spent time with professor Kasser
364
930898
2623
Profesör Kasser'le ilk zaman geçirip bunu öğrendiğimde
15:33
and I was learning all this,
365
933545
1477
15:35
I felt a really weird mixture of emotions.
366
935046
2587
pek çok duyguyu bir arada hissettim.
15:37
Because on the one hand, I found this really challenging.
367
937657
2690
Çünkü bir yandan bu konu zor bir konuydu.
15:40
I could see how often in my own life, when I felt down,
368
940371
3262
Kendi hayatımda da sık sık moralim bozuk olduğunda
15:43
I tried to remedy it with some kind of show-offy, grand external solution.
369
943657
5265
birtakım göstermelik, dış çözümle sorunuma çare bulmaya çalışmıştım.
15:49
And I could see why that did not work well for me.
370
949441
2690
Bunun bende niçin işe yaramadığını anlıyordum.
15:52
I also thought, isn't this kind of obvious?
371
952930
2882
Bir de şunu düşündüm, bu çok bariz değil mi?
15:55
Isn't this almost like banal, right?
372
955836
1745
Hatta ne kadar basmakalıp.
15:57
If I said to everyone here,
373
957605
1325
Şimdi buradaki kimse ölüm döşeğinde
15:58
none of you are going to lie on your deathbed
374
958954
2143
16:01
and think about all the shoes you bought and all the retweets you got,
375
961121
3316
aldıkları ayakkabıları veya kaç kez retweet'lendiklerini düşünmeyecek,
16:04
you're going to think about moments
376
964461
1683
hayatınızda edindiğiniz sevgiyi ve kurduğunuz bağları düşüneceksiniz.
16:06
of love, meaning and connection in your life.
377
966168
2111
16:08
I think that seems almost like a cliché.
378
968303
1945
Bunun klişe gibi olduğunun farkındayım.
16:10
But I kept talking to professor Kasser and saying,
379
970272
2349
Ama profesör Kasser'le konuşmalarımda hep şunu sordum
16:12
"Why am I feeling this strange doubleness?"
380
972645
2353
''Niçin bu tuhaf ikililiği hissediyorum?''
16:15
And he said, "At some level, we all know these things.
381
975022
3807
O da diyordu ki ''Bir ölçüde bunları hepimiz biliyoruz.
16:18
But in this culture, we don't live by them."
382
978853
2375
Ama bu kültürün içinde bunlarla yaşamıyoruz.''
16:21
We know them so well they've become clichés,
383
981252
2079
Bunları o kadar iyi biliyoruz ki klişe olmuşlar.
16:23
but we don't live by them.
384
983355
1278
Ama onlarla yaşamıyoruz.
16:24
I kept asking why, why would we know something so profound,
385
984657
3209
Kendime sorup durdum, neden böylesi derin bir şeyi biliyor
16:27
but not live by it?
386
987890
1286
ama uygulamıyoruz?
16:29
And after a while, professor Kasser said to me,
387
989200
3404
Bir süre sonra profesör Kasser bana dedi ki
16:32
"Because we live in a machine
388
992628
2421
"Çünkü hayatta önemli olan şeyleri görmezden gelmemize sebep olan
16:35
that is designed to get us to neglect what is important about life."
389
995073
3733
bir makine içinde yaşıyoruz.''
16:39
I had to really think about that.
390
999260
1587
Bunu epey düşünmem gerekti.
16:40
"Because we live in a machine
391
1000871
1405
"Çünkü hayatta önemli olan şeyleri görmezden gelmemize sebep olan
16:42
that is designed to get us to neglect what is important about life."
392
1002300
3678
bir makine içinde yaşıyoruz.
16:46
And professor Kasser wanted to figure out if we can disrupt that machine.
393
1006299
3778
Profesör Kasser'in de istediği bu makineyi bozup bozamayacağımızdı.
16:50
He's done loads of research into this;
394
1010101
1873
Buna yönelik çok sayıda araştırma yaptı.
16:51
I'll tell you about one example,
395
1011998
1555
Bir örnek vereceğim
16:53
and I really urge everyone here to try this with their friends and family.
396
1013577
3500
ve herkesi bunu aile ve arkadaşlarıyla denemesini rica ediyorum.
16:57
With a guy called Nathan Dungan, he got a group of teenagers and adults
397
1017101
3342
Nathan Dungan isimli biri de dâhil, bir grup genç ve yetişkini
17:00
to come together for a series of sessions over a period of time, to meet up.
398
1020467
4213
belli bir süre bir araya getirip bir dizi oturum düzenledi.
17:04
And part of the point of the group
399
1024704
1763
Bu grubun amaçlarından biri
17:06
was to get people to think about a moment in their life
400
1026491
3300
insanların hayatlarında gerçekten anlam ve amaç buldukları bir anı düşünmekti.
17:09
they had actually found meaning and purpose.
401
1029815
2746
17:12
For different people, it was different things.
402
1032585
2143
Farklı insanlar için farklı anlar paylaşıldı.
17:14
For some people, it was playing music, writing, helping someone --
403
1034752
3617
Kimi için müzik çalmak, yazmak, birine yardım etmek --
17:18
I'm sure everyone here can picture something, right?
404
1038393
2803
Buradaki her şey bir şey tasvir edebiliyor sanırım.
17:21
And part of the point of the group was to get people to ask,
405
1041220
2881
Amaçlardan biri de insanlara şunu sordurmaktı:
17:24
"OK, how could you dedicate more of your life
406
1044125
2762
"Hayatınızın çoğunu, bu anlam ve amaç dolu anları takip etmeye
17:26
to pursuing these moments of meaning and purpose,
407
1046911
2684
17:29
and less to, I don't know, buying crap you don't need,
408
1049619
2950
ve daha azını ihtiyacınız olmayan şeyleri satın almaya,
17:32
putting it on social media and trying to get people to go,
409
1052593
2722
sosyal medyada paylaşım yapıp insanları kıskandırmaya
17:35
'OMG, so jealous!'"
410
1055339
1267
nasıl adayabilirsiniz?
17:36
And what they found was,
411
1056958
1643
Bulguları şöyleydi,
17:38
just having these meetings,
412
1058625
1334
sadece bu toplantılar...
17:39
it was like a kind of Alcoholics Anonymous for consumerism, right?
413
1059983
3110
aslında aşırı tüketicilik için bir Adsız Alkolikler toplantısı gibi.
17:43
Getting people to have these meetings, articulate these values,
414
1063807
2953
İnsanları bu toplantılara teşvik etmek, bu değerleri öne çıkarmak,
17:46
determine to act on them and check in with each other,
415
1066784
2531
harekete geçirmek ve birbirimizden destek almak
17:49
led to a marked shift in people's values.
416
1069339
2857
insanların değerlerinde kayda değer bir değişim yarattı.
17:52
It took them away from this hurricane of depression-generating messages
417
1072220
4413
Onları bu depresyon yaratan mesajlar kasırgasından,
17:56
training us to seek happiness in the wrong places,
418
1076657
2634
mutluluğu yanlış yerde arama eğiliminden uzaklaştırdı
17:59
and towards more meaningful and nourishing values
419
1079315
3341
ve bizi depresyondan çıkaran daha anlamlı ve yepyeni değerlere yakınlaştırdı.
18:02
that lift us out of depression.
420
1082680
2000
18:05
But with all the solutions that I saw and have written about,
421
1085347
3302
Ancak gördüğüm ve yazdığım tüm çözümler,
18:08
and many I can't talk about here,
422
1088673
2739
ki burada çoğundan bahsedemiyorum,
18:11
I kept thinking,
423
1091436
1371
hep şunu düşündüm,
18:12
you know: Why did it take me so long to see these insights?
424
1092831
3699
Bu yaklaşımları fark etmem niçin bu kadar uzun sürdü?
18:16
Because when you explain them to people --
425
1096554
2016
Çünkü bunu insanlara açıkladığınızda
18:18
some of them are more complicated, but not all --
426
1098594
2444
bazıları daha karışık ama hepsi değil --
18:21
when you explain this to people, it's not like rocket science, right?
427
1101062
3244
bunu insanlara açıkladığınızda... çok da anlaması güç bir şey değil.
18:24
At some level, we already know these things.
428
1104330
2095
Hepimiz bir ölçüde bunların farkındayız.
18:26
Why do we find it so hard to understand?
429
1106449
2637
Bunu kavramak niçin bu kadar zor olsun?
18:29
I think there's many reasons.
430
1109110
1934
Bence çok sebebi var.
18:31
But I think one reason is that we have to change our understanding
431
1111475
4269
Ama bir tanesi şu ki depresyon ve anksiyetenin...
18:35
of what depression and anxiety actually are.
432
1115768
3420
...aslında ne olduğu hakkındaki düşünce şeklimizi değiştirmemiz gerek.
18:39
There are very real biological contributions
433
1119776
2182
Depresyon ve anksiyeteye sebep olan çok gerçek biyolojik etkenler var.
18:41
to depression and anxiety.
434
1121982
1733
18:44
But if we allow the biology to become the whole picture,
435
1124117
3754
Ancak biyolojiyi tek sorumlu olarak görürsek,
18:47
as I did for so long,
436
1127895
1246
benim yaptığım gibi
18:49
as I would argue our culture has done pretty much most of my life,
437
1129165
4065
ve aslında kültürümüzün hayatımın çoğunda yaptığı gibi,
18:53
what we're implicitly saying to people is, and this isn't anyone's intention,
438
1133254
3857
o zaman insanlara ima ettiğimiz şey,
18:57
but what we're implicitly saying to people is,
439
1137135
3037
kimsenin niyeti öyle değildir ama gerçekten şunu ima ediyoruz ki
19:00
"Your pain doesn't mean anything.
440
1140196
2302
''Senin acın hiçbir şey ifade etmiyor.
19:02
It's just a malfunction.
441
1142522
1436
Bu sadece bir arıza.
19:03
It's like a glitch in a computer program,
442
1143982
2469
Bir bilgisayar programının hata vermesi gibi,
19:06
it's just a wiring problem in your head."
443
1146475
2667
kafanda bir kablo problemi sadece.''
19:10
But I was only able to start changing my life
444
1150061
3107
Ben depresyonun bir arıza olmadığını fark edene kadar
19:13
when I realized your depression is not a malfunction.
445
1153192
4065
hayatımı değiştirmeye başlayamadım.
19:18
It's a signal.
446
1158620
1150
Bu bir sinyal.
19:20
Your depression is a signal.
447
1160684
2007
Depresyonunuz bir sinyal.
19:23
It's telling you something.
448
1163077
1841
Size bir şey söylüyor.
19:24
(Applause)
449
1164942
4611
(Alkışlar)
19:29
We feel this way for reasons,
450
1169577
2389
Böyle hissetmemizin sebepleri var
19:31
and they can be hard to see in the throes of depression --
451
1171990
2715
ve depresyonun pençesindeyken bunları görmek çok zor --
19:34
I understand that really well from personal experience.
452
1174729
2610
Kişisel tecrübem sayesinde bunu çok iyi anlıyorum.
19:37
But with the right help, we can understand these problems
453
1177363
3483
Ancak doğru yardımla bu sorunları anlayabilir
19:40
and we can fix these problems together.
454
1180870
2474
ve bu sorunları birlikte düzeltebiliriz.
19:43
But to do that,
455
1183368
1192
Ancak bunu yapmak için
19:44
the very first step
456
1184584
1738
ilk adım bu sinyallerin üzerini kapamayı bırakmak,
19:46
is we have to stop insulting these signals
457
1186346
2618
19:48
by saying they're a sign of weakness, or madness or purely biological,
458
1188988
4192
bunların bir zayıflık, çılgınlık ve sadece biyolojik olduğu söylemeyi kesmek,
19:53
except for a tiny number of people.
459
1193204
1935
bu çok az sayıda insan için geçerli.
19:55
We need to start listening to these signals,
460
1195163
3626
Bu sinyallere kulak vermemiz gerek
19:58
because they're telling us something we really need to hear.
461
1198813
3272
çünkü gerçekten de duymamız gereken bir şeyler söylüyorlar.
20:02
It's only when we truly listen to these signals,
462
1202514
5023
Sadece gerçekten bu sinyallere kulak verdiğimizde
20:07
and we honor these signals and respect these signals,
463
1207561
4015
ve onları hesaba kattığımızda ve onlara saygı duyduğumuzda
20:11
that we're going to begin to see
464
1211600
2247
bizi özgür kılan, yeni ve daha derin çözümlere kapı açacağız.
20:13
the liberating, nourishing, deeper solutions.
465
1213871
4158
20:19
The cows that are waiting all around us.
466
1219133
4073
İnekler her bir yanda bizi bekliyor.
20:23
Thank you.
467
1223585
1181
Teşekkürler
20:24
(Applause)
468
1224790
3688
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7