How we'll fight the next deadly virus | Pardis Sabeti

86,590 views ・ 2016-02-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Alperen CÜCİOĞLU Gözden geçirme: Suleyman Cengiz
Hiç Batı Afrika ülkesi Sierra Leone'deki Kenema'yı veya
00:13
You may never have heard of Kenema, Sierra Leone
0
13015
2762
00:15
or Arua, Nigeria.
1
15801
1532
Nijerya'daki Arua'yı duymamış olabilirsiniz.
00:17
But I know them as two of the most extraordinary places on earth.
2
17357
3771
Fakat benim bildiğim şu ki bu bölgeler dünya üzerindeki en sıradışı iki yer.
00:21
In hospitals there, there's a community of nurses, physicians and scientists
3
21956
5053
Hastanelerinde, hemşire, doktor ve bilim insanlarından oluşan bir topluluk var ki
bu topluluk yıllardır
00:27
that have been quietly battling
4
27033
1557
00:28
one of the deadliest threats to humanity for years:
5
28614
2700
insanlığın en ölümcül tehlikelerinden birine karşı savaşıyor:
00:31
Lassa virus.
6
31338
1174
Lassa virüsü.
Lassa virüsü Ebola'ya çok benziyor.
00:33
Lassa virus is a lot like Ebola.
7
33118
2138
Bu virüs yüksek ateşe sebep olabilir ve çoğunlukla ölümcüldür.
00:35
It can cause a severe fever and can often be fatal.
8
35280
3233
Fakat bu topluluktaki insanlar, her gün kendi hayatlarını tehlikeye atarak
00:39
But these individuals, they risk their lives every day
9
39053
3939
kendi toplumlarındaki insanları koruyorlar,
00:43
to protect the individuals in their communities,
10
43016
2917
00:45
and by doing so, protect us all.
11
45957
2580
ve bunu yaparak da hepimizi koruyorlar.
Fakat onlarla ilgili en sıradışı şeylerden birini, yıllar önce
00:49
But one of the most extraordinary things I learned about them
12
49093
2908
oraya yaptığım ilk ziyaretlerden birinde öğrendim.
00:52
on one of my first visits out there many years ago
13
52025
2567
00:54
was that they start each morning --
14
54616
1709
Onlar, her yeni sabaha,
00:56
these challenging, extraordinary days on the front lines -- by singing.
15
56349
4943
mücadele dolu her yeni güne şarkı söyleyerek başlıyorlardı.
01:01
They gather together, and they show their joy.
16
61731
3339
Bu insanlar bir araya gelip etraflarına neşe saçıyorlar
ve hergün ruhlarını yeniliyorlardı.
01:05
They show their spirit.
17
65094
1522
01:06
And over the years,
18
66640
1159
Ve yıllar içinde,
01:07
from year after year as I've visited them and they've visited me,
19
67823
3113
onları ziyaret ettiğim ve onların beni ziyaret ettiği yıllar boyunca
01:10
I get to gather with them and I sing
20
70960
1993
ben de onlarla toplanıp şarkı söylemeye,
01:12
and we write and we love it,
21
72977
2174
onlarla şarkılar yazıp bunları sevmeye başladım.
01:15
because it reminds us that we're not just there to pursue science together;
22
75175
3543
Çünkü bu bize, bir araya gelmemizin tek sebebinin bilim olmadığını,
01:18
we're bonded through a shared humanity.
23
78742
2317
ortak bir insanlığı paylaşmak olduğunu da hatırlatıyordu.
01:21
And that of course, as you can imagine, becomes extremely important,
24
81586
4323
Tahmin edebileceğiniz gibi, bu inanılmaz önemliydi ve bir şeylerin değişmeye
01:25
even essential, as things begin to change.
25
85933
2773
başlaması için belki de en önemli şeydi.
01:28
And that changed a great deal in March of 2014,
26
88730
4789
Ve bu, 2014'ün Mart ayında Guinea'da Ebola salgını
ortaya çıktığında, birçok şeyi değiştirdi.
01:33
when the Ebola outbreak was declared in Guinea.
27
93543
2346
01:36
This is the first outbreak in West Africa,
28
96426
2132
Sierra Leone ve Liberya'nın sınırında
ortaya çıkan bu salgın, Batı Afrika'daki ilk salgın.
01:38
near the border of Sierra Leone and Liberia.
29
98582
2442
Ve bu yüzden hepimiz için gerçekten çok korkutucuydu.
01:42
And it was frightening, frightening for us all.
30
102074
2522
01:44
We had actually suspected for some time
31
104620
1912
Hatta bir süre, Lassa ve Ebola'nın tahminimizden çok
01:46
that Lassa and Ebola were more widespread than thought,
32
106556
2642
yayıldığından şüphelendik;
01:49
and we thought it could one day come to Kenema.
33
109222
2309
sonunda Kenema'ya da gelebileceğini düşündük.
01:51
And so members of my team immediately went out
34
111896
2410
Bu yüzden biz de ekip olarak hızlı bir şekilde yola çıktık
01:54
and joined Dr. Humarr Khan and his team there,
35
114330
2397
ve orada Dr. Humarr Khan ve ekibine katıldık.
01:56
and we set up diagnostics to be able to have sensitive molecular tests
36
116751
3677
Ekiple birlikte, eğer Ebola sınırı geçip Sierra Leone'ye geldiyse,
bu virüsü bulabilecek hassas moleküler testler gerçekleştirmek
02:00
to pick up Ebola if it came across the border
37
120452
2153
02:02
and into Sierra Leone.
38
122629
1263
için kurulum yaptık.
02:03
We'd already set up this kind of capacity for Lassa virus,
39
123916
2996
Biz bu tarz bir şeyi daha önce Lassa virüsü için de yapmıştık,
02:06
we knew how to do it,
40
126936
1157
nasıl yapılacağını biliyorduk
02:08
the team is outstanding.
41
128117
1430
ve ekibim de olağanüstüydü.
02:09
We just had to give them the tools and place to survey for Ebola.
42
129571
3237
Onlara Ebola araştırması için ekipman ve alan sağlamamız yetiyordu.
Ve ne yazık ki sonunda o gün geldi.
02:13
And unfortunately, that day came.
43
133340
1628
02:14
On May 23, 2014, a woman checked into the maternity ward at the hospital,
44
134992
4981
2014, 23 Mayıs'ında, bir kadın hastanenin doğum servisine kayıt yaptırdı
02:19
and the team ran those important molecular tests
45
139997
3726
ve ekip hemen bu önemli moleküler testleri gerçekleştirdiler
02:23
and they identified the first confirmed case of Ebola in Sierra Leone.
46
143747
3835
ve böylece Sierra Leone'deki ilk Ebola vakası teşhis edildi.
Yaptıkları kesinlikle olağanüstü bir işti.
02:28
This was an exceptional work that was done.
47
148107
2049
Onlar güvenli bir şekilde hastayı tedavi edebilmek
02:30
They were able to diagnose the case immediately,
48
150180
2260
02:32
to safely treat the patient
49
152464
2313
ve ne olup bittiğini takip amacıyla
02:34
and to begin to do contact tracing to follow what was going on.
50
154801
3018
izleme başlatmak için vakayı hızla teşhis etmeyi başardılar.
02:37
It could've stopped something.
51
157843
1972
Bu bir şeyleri durdurmuş olabilir.
02:39
But by the time that day came,
52
159839
2847
Fakat o gün gelene kadar,
02:42
the outbreak had already been breeding for months.
53
162710
2358
aslında virüs aylardır gelişmeye devam ediyordu.
Yüzlerce vakayla birlikte, virüs önceki tüm salgınlardan daha tehlikeliydi.
02:45
With hundreds of cases, it had already eclipsed all previous outbreaks.
54
165092
3640
02:48
And it came into Sierra Leone not as that singular case,
55
168756
3644
Ve virüs Sierra Leone'de tek bir vaka ile sınırlı kalmadı,
02:52
but as a tidal wave.
56
172424
1292
bölgede bir dalga gibi yayıldı.
Vakalarla başa çıkabilmek için uluslararası örgütlerle,
02:54
We had to work with the international community,
57
174120
2275
02:56
with the Ministry of Health, with Kenema, to begin to deal with the cases,
58
176419
3706
Sağlık Bakanlığı'yla ve Kenema'yla çalışmak zorundaydık,
çünkü Sierra Leone'de bu vakalarla
03:00
as the next week brought 31,
59
180149
2071
başa çıkabilecek tek yer olan Kenema'da ilk hafta 31,
03:02
then 92, then 147 cases -- all coming to Kenema,
60
182244
3674
03:05
one of the only places in Sierra Leone that could deal with this.
61
185942
3301
sonraki hafta 92 ve daha sonra 147 vaka ortaya çıktı.
03:09
And we worked around the clock trying to do everything we could,
62
189610
3399
Ve biz yapabileceğimiz her şeyi yapmak için, hastalara yardım edebilmek
ve farkındalık oluşturmak için elimizden geleni yaptık.
03:13
trying to help the individuals, trying to get attention,
63
193033
2961
Fakat aynı zamanda çok basit bir şey daha yaptık.
03:16
but we also did one other simple thing.
64
196018
1947
03:18
From that specimen that we take from a patient's blood to detect Ebola,
65
198544
3789
Ebola'yı teşhis etmek için bir hastanın kanından örnek aldık.
03:22
we can discard it, obviously.
66
202357
2055
Bunu saymayabiliriz aslında.
03:24
The other thing we can do is, actually, put in a chemical and deactivate it,
67
204436
3616
Yaptığımız başka bir şey ise onun içine kimyasal koyup etkisizleştirmekti.
Onuu bir kutuya koyup okyanusun diğer ucuna kargoladık.
03:28
so just place it into a box and ship it across the ocean,
68
208076
2730
03:30
and that's what we did.
69
210830
1151
Yaptığımız şey tam da buydu.
Onları takımımın çalıştığı yere, Boston'a, yolladık.
03:32
We sent it to Boston, where my team works.
70
212005
2096
03:34
And we also worked around the clock doing shift work, day after day,
71
214724
3837
Ayrıca vardiyalı olarak saatlerce çalıştık, günbegün
03:38
and we quickly generated 99 genomes of the Ebola virus.
72
218585
3869
ve sonunda Ebola virüsünün 99 genomunu oluşturduk.
03:42
This is the blueprint -- the genome of a virus is the blueprint.
73
222478
3057
Bu taslaktı --bir virüsün genomu onun taslağıdır.
03:45
We all have one.
74
225559
1159
Hepimizde bir tane var.
03:46
It says everything that makes up us,
75
226742
1945
Bu taslak, bizi biz yapan şeyleri anlatıyor
03:48
and it tells us so much information.
76
228711
1909
ve hatta daha da fazlasını.
03:50
The results of this kind of work are simple and they're powerful.
77
230644
3177
Bu tür çalışmaların sonucu basit ama çok güçlüdür.
Aslında biz, bu 99 farklı virüsü alabilir,
03:54
We could actually take these 99 different viruses,
78
234396
2470
03:56
look at them and compare them,
79
236890
1447
onlara bakıp karşılaştırabilirdik.
03:58
and we could see, actually, compared to three genomes
80
238361
2846
Daha önceden Gine'de yayınlanan
3 adet genomla karşılaştırıldığında
04:01
that had been previously published from Guinea,
81
241231
2836
Gine'de aylar önce yine insanlarda ortaya çıkan salgının
04:04
we could show that the outbreak emerged in Guinea months before,
82
244091
3711
insandan insana bulaştığını gösterebilirdik.
04:07
once into the human population,
83
247826
1842
04:09
and from there had been transmitting from human to human.
84
249692
2672
İşte bu, nasıl müdahale edeceğinizi
04:12
Now, that's incredibly important
85
252388
1544
04:13
when you're trying to figure out how to intervene,
86
253956
2368
anlamaya çalışırken inanılmaz derecede önemli olur.
04:16
but the important thing is contact tracing.
87
256348
2066
Ama önemli olan şey, temas takibi.
04:18
We also could see that as the virus was moving between humans,
88
258438
3402
Ayrıca bir şey daha gördük ki, virüs insanlar arasında yayılırken
04:21
it was mutating.
89
261864
1257
aynı zamanda mutasyona uğruyormuş.
04:23
And each of those mutations are so important,
90
263145
2151
Her bir mutasyon çok önemli.
04:25
because the diagnostics, the vaccines,
91
265320
2320
Çünkü teşhisler, aşılar,
04:27
the therapies that we're using,
92
267664
1485
kullandığımız terapiler,
04:29
are all based on that genome sequence, fundamentally --
93
269173
3358
hepsi bir genom dizisine bağlı --temel olarak.
04:32
that's what drives it.
94
272555
1221
Bu onu harekete geçiren şey.
04:33
And so global health experts would need to respond,
95
273800
2882
Yani global sağlık uzmanlarının cevap vermeleri gerekecekti,
04:36
would have to develop,
96
276706
1197
yaptıkları her şeyi geliştirmeleri,
04:37
to recalibrate everything that they were doing.
97
277927
2553
yeniden ayarlamaları gerekecekti.
Ama standart bilimsel yöntemlerle o noktada ne yapabilirdim:
04:41
But the way that science works, the position I was in at that point
98
281079
3181
Elimde veri vardı
04:44
is, I had the data,
99
284284
1151
ve bir hangarda çok uzun bir süre çalışabilirdim,
04:45
and I could have worked in a silo for many, many months,
100
285459
2636
04:48
analyzed the data carefully, slowly,
101
288119
2199
verileri dikkatlice analiz eder,
04:50
submitted the paper for publication, gone through a few back-and-forths,
102
290342
3460
biraz düzenlemeden sonra makalemi yayına gönderir
04:53
and then finally when the paper came out, might release that data.
103
293826
3129
ve sonunda yayınlandığında bu verileri paylaşabilirdim.
04:56
That's the way the status quo works.
104
296979
2204
Mevcut durumun çalışma şekli bu.
Ama bu noktada işe yaramazdı, değil mi ?
04:59
Well, that was not going to work at this point, right?
105
299207
2571
05:01
We had friends on the front lines
106
301802
1608
Ön saflarda arkadaşlarımız vardı.
05:03
and to us it was just obvious that what we needed is help,
107
303434
3254
Yardıma ihtiyacımız olduğu çok açıktı,
05:06
lots of help.
108
306712
1156
çok yardıma.
05:07
So the first thing we did is,
109
307892
1397
İlk olarak yaptığımız şey ise,
05:09
as soon as the sequences came off the machines,
110
309313
2685
diziler makinelerden çıkar çıkmaz
onları internete koymak oldu.
05:12
we published it to the web.
111
312022
1429
05:13
We just released it to the whole world and said, "Help us."
112
313475
2836
Hepsini yayınladık ve dedik ki: "Bize yardım edin."
ve yardım geldi.
05:16
And help came.
113
316335
1335
05:17
Before we knew it,
114
317694
1162
Biz onu tanımadan önce,
05:18
we were being contacted from people all over,
115
318880
2336
bütün insanlar bizimle iletişime geçiyordu.
05:21
surprised to see the data out there and released.
116
321240
2444
Veriler her yerde ve yayınlanmış.
05:23
Some of the greatest viral trackers in the world
117
323708
2252
Birdenbire, Dünya'nın en iyi virüs takipçileri,
05:25
were suddenly part of our community.
118
325984
2079
bizim grubumuza dâhil olmuşlardı.
Bu sanal yolda hep beraber çalışıyorduk.
05:28
We were working together in this virtual way,
119
328087
2330
05:30
sharing, regular calls, communications,
120
330441
2981
Paylaşıyorduk, iletişime geçiyorduk.
Virüsü anbean takip etmeye çalışıyorduk,
05:33
trying to follow the virus minute by minute,
121
333446
2751
05:36
to see ways that we could stop it.
122
336221
2221
onu durdurabilmeyi başarmak için.
Böyle gruplar oluşturmak için çok fazla yöntem var.
05:39
And there are so many ways that we can form communities like that.
123
339027
3758
Bu salgın patlak verdiğinde, herkes öğrenmeye, yardım etmeye
05:43
Everybody, particularly when the outbreak started to expand globally,
124
343182
4325
05:47
was reaching out to learn, to participate, to engage.
125
347531
3590
ve çalışmaya çok istekliydi.
05:51
Everybody wants to play a part.
126
351788
1594
Herkes bunun bir parçası olmak istiyor.
05:53
The amount of human capacity out there is just amazing,
127
353406
2780
İnsan kapasitesinin yapabileceği şeyler tek kelimeyle inanılmaz.
05:56
and the Internet connects us all.
128
356210
1723
İnternet hepimizi birbirine bağlıyor.
05:57
And could you imagine that instead of being frightened of each other,
129
357957
3251
Hayal edin, birbirimizden korkmak yerine,
birbirimize şunları söyleyelim:
06:01
that we all just said, "Let's do this.
130
361232
1857
"Haydi yapalım, beraber çalışalım ve bu işi başaralım."
06:03
Let's work together, and let's make this happen."
131
363113
2523
06:05
But the problem is that the data that all of us are using,
132
365660
2742
Ama problem aslında hepimizin kullandığı veride.
06:08
Googling on the web, is just too limited to do what we need to do.
133
368426
4037
Yapmamız gerekenler için internette gezinmek yetersiz.
06:12
And so many opportunities get missed when that happens.
134
372487
2651
Ve sadece bunu yaptığımızda birçok fırsat kaçıyor.
06:15
So in the early part of the epidemic from Kenema,
135
375162
2481
Kenema salgının erken safhalarında
06:17
we'd had 106 clinical records from patients,
136
377667
2742
toplam 106 klinik raporumuz vardı.
06:20
and we once again made that publicly available to the world.
137
380433
2834
Ve bir kez daha bunu Dünya'ya yaydık.
Bizim kendi laboratuvarımızda bu 106 raporu bilgisayara verdiğimizde
06:23
And in our own lab, we could show that you could take those 106 records,
138
383291
3670
06:26
we could train computers to predict the prognosis for Ebola patients
139
386985
3618
Ebola hastalığının sonucunu tahmin ettirmeyi başardık,
06:30
to near 100 percent accuracy.
140
390627
1777
%100 doğruluk oranıyla.
06:32
And we made an app that could release that,
141
392428
2097
Ardından bir uygulama yapıp yayınladık,
06:34
to make that available to health-care workers in the field.
142
394549
2770
sahadaki sağlık çalışanlarının kullanabilmeleri için.
06:37
But 106 is just not enough to make it powerful,
143
397343
3259
Ama bunu güçlü veya geçerli kılmak için
106 rapor yeterli değildi.
06:40
to validate it.
144
400626
1151
06:41
So we were waiting for more data to release that.
145
401801
2654
O yüzden yayınlamak için daha çok veriye ihtiyacımız vardı
06:44
and the data has still not come.
146
404479
2044
ve o verilere hâlâ ulaşamadık.
06:46
We are still waiting, tweaking away,
147
406547
2532
Hâlâ bekliyoruz,
birlikte çalışmak yerine hangarlarda hâlâ bekliyoruz.
06:49
in silos rather than working together.
148
409103
2838
06:51
And this just -- we can't accept that.
149
411965
2232
Ve bu sadece-- biz bunu kabul edemeyiz
Değil mi ? Siz, hiçbiriniz bunu kabul edemezdi.
06:54
Right? You, all of you, cannot accept that.
150
414221
3804
Buradaki konu hayatlarımız
06:58
It's our lives on the line.
151
418049
1682
06:59
And in fact, actually,
152
419755
1711
Aslında, doğrusu şu ki
07:01
many lives were lost, many health-care workers,
153
421490
2543
bir sürü hayat kaybedildi, birçok sağlık çalışanı,
07:04
including beloved colleagues of mine,
154
424057
1894
benim iş arkadaşlarım da dâhil.
07:05
five colleagues: Mbalu Fonnie, Alex Moigboi,
155
425975
3747
5 iş arkadaşım: Mbalu Fonnie, Alex Moigboi,
07:09
Dr. Humarr Khan, Alice Kovoma and Mohamed Fullah.
156
429746
4011
Dr. Humarr Khan, Alice Kovoma ve Muhammed Fullah.
07:13
These are just five of many health-care workers
157
433781
2526
Bunlar Kenema ve ötesinde, bütün dünya sessizce
07:16
at Kenema and beyond
158
436331
1764
çalışırken hayatlarını kaybetmiş olan
07:18
that died while the world waited and while we all worked,
159
438119
3036
5 tane sağlık çalışanı.
07:21
quietly and separately.
160
441179
1860
Gördüğünüz üzere Ebola, insanlığa karşı
07:23
See, Ebola, like all threats to humanity,
161
443063
2033
diğer tehditler gibi gücünü
07:25
it's fueled by mistrust and distraction and division.
162
445120
3884
güvensizlikten, dikkat dağıtmaktan ve bölünmekten alıyor.
Biz aramıza siper örüp birbirimizle savaşmaya başladığımız an
07:29
When we build barriers amongst ourselves and we fight amongst ourselves,
163
449028
3773
virüs çok iyi gelişiyor ve yükseliyor.
07:32
the virus thrives.
164
452825
1820
07:34
But unlike all threats to humanity,
165
454669
1792
Ama insanlığa karşı olan tehditlerin tam aksine
07:36
Ebola is one where we're actually all the same.
166
456485
2646
Ebola, hepimizin aslında bir olduğu
ve beraber savaştığı bir tehdit.
07:39
We're all in this fight together.
167
459155
1880
Ebola başka bir insanın kapısının eşiğinde, yakında bizde de olabilir.
07:41
Ebola on one person's doorstep could soon be on ours.
168
461059
2634
07:44
And so in this place with the same vulnerabilities,
169
464177
2802
Yine de bu mekânda, aynı zayıflıklarla, aynı kuvvetlerle,
07:47
the same strengths, the same fears, the same hopes,
170
467003
2413
aynı korkularla, aynı umutlarla,
07:49
I hope that we work together with joy.
171
469440
3209
hepimiz aynı zevk içinde çalışırız diye umuyorum.
07:54
A graduate student of mine was reading a book about Sierra Leone,
172
474427
3070
Benim bir mezun öğrencim Sierra Leone ile ilgili bir kitap okuyordu
07:57
and she discovered that the word "Kenema,"
173
477521
2334
ve "Kenema" sözcüğünü keşfetti.
07:59
the hospital that we work at and the city where we work in Sierra Leone,
174
479879
3443
Sierra Leone'de çalıştığımız şehrin ve hastanenin adı.
Mende sözcüğünden geliyordu. "Nehir gibi temiz, şeffaf
08:03
is named after the Mende word for "clear like a river, translucent
175
483346
4181
08:07
and open to the public gaze."
176
487551
1587
ve topluma açık" demekmiş.
08:09
That was really profound for us,
177
489439
1545
Bu gerçekten bizim içimize işledi.
Çünkü onu bilmeden,
08:11
because without knowing it, we'd always felt
178
491008
2094
çalışanları gururlandırmamız için, topluma açık çalışmamız,
08:13
that in order to honor the individuals in Kenema where we worked,
179
493126
3184
paylaşmamız ve birlikte çalışmamız gerekiyordu
08:16
we had to work openly, we had to share and we had to work together.
180
496334
4287
ve bunu yapmalıydık.
08:21
And we have to do that.
181
501074
1177
08:22
We all have to demand that of ourselves and others --
182
502275
3761
Kendimizden ve diğerlerinden hep şunu talep etmemiz gerekiyordu--
salgın başladığında birbirimize açık olmamız lazımdı.
08:26
to be open to each other when an outbreak happens,
183
506060
2874
08:28
to fight in this fight together.
184
508958
1650
Bu savaşta savaşabilmek için.
08:30
Because this is not the first outbreak of Ebola,
185
510632
2909
Çünkü bu Ebola'nın ilk salgını değil
08:33
it will not be the last,
186
513565
1448
ve sonuncusu da olmayacak
ve oralarda Lassa virüsü gibi beklemede kalan
08:35
and there are many other microbes out there that are lying in wait,
187
515037
3155
milyonlarca mikrop var.
08:38
like Lassa virus and others.
188
518216
1425
08:39
And the next time this happens,
189
519665
1509
Bir dahaki sefere bu olduğunda
milyonlarca şehirde de olabilir, burada da.
08:41
it could happen in a city of millions, it could start there.
190
521198
3196
08:44
It could be something that's transmitted through the air.
191
524418
2699
Havadan yayılan bir virüs de olabilir.
Hatta bilerek yayılmış bile olabilir.
08:47
It could even be disseminated intentionally.
192
527141
2147
08:49
And I know that that is frightening, I understand that,
193
529312
2981
Ve bu gerçekten korkunç, biliyorum.
08:52
but I know also, and this experience shows us,
194
532317
2654
Ama aynı zamanda
bu şeyi yenmek için teknolojimizin ve kapasitemizin
08:54
that we have the technology and we have the capacity
195
534995
3320
08:58
to win this thing,
196
538339
1595
olduğunu biliyorum.
08:59
to win this and have the upper hand over viruses.
197
539958
2846
Bunu yenmek ve diğer virüslerin üstesinden gelmek için.
09:02
But we can only do it if we do it together
198
542828
2272
Ama bunu sadece birlikte çalışırsak yapabiliriz
09:05
and we do it with joy.
199
545124
1197
ve bunu zevk alarak yaparız.
09:06
So for Dr. Khan
200
546871
1521
Yani, Dr. Khan
09:08
and for all of those who sacrificed their lives on the front lines
201
548416
4166
ve kendini feda etmiş diğer herkes,
her zaman bizimle beraber olacaklar.
09:12
in this fight with us always,
202
552606
2400
Bırakın da bizler de onlarla beraber olalım.
09:15
let us be in this fight with them always.
203
555030
2807
09:17
And let us not let the world be defined
204
557861
1875
Dünya'mızın tek bir virüsten
09:19
by the destruction wrought by one virus,
205
559760
2119
dolayı yok olmasına izin vermeyelim.
09:21
but illuminated by billions of hearts and minds
206
561903
2781
Milyonlarca kalbin ve zihnin ışıklandırdığı ve beraber çalıştığı
09:24
working in unity.
207
564708
1208
bir Dünya bırakalım.
09:25
Thank you.
208
565940
1174
Teşekkürler.
(Alkışlar)
09:27
(Applause)
209
567138
6869
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7