A guerilla gardener in South Central LA | Ron Finley

Ron Finley: Güney Merkez LA'da bir gerilla bahçıvan

1,510,643 views

2013-03-06 ・ TED


New videos

A guerilla gardener in South Central LA | Ron Finley

Ron Finley: Güney Merkez LA'da bir gerilla bahçıvan

1,510,643 views ・ 2013-03-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: banu yobas Gözden geçirme: Şirin Tuğbay
00:15
I live in South Central.
1
15451
3473
Güney merkezde yaşıyorum
00:18
This is South Central:
2
18924
2143
Burası Güney Merkez
00:21
liquor stores,
3
21067
2870
tekel bayiileri,
00:23
fast food,
4
23937
2375
fast food
00:26
vacant lots.
5
26312
2344
boş arsalar.
00:28
So the city planners, they get together and they figure
6
28656
1682
Şimdi şehir planlamacılar, bir araya geldilar ve düşündüler
00:30
they're going to change the name South Central to make it represent something else,
7
30338
3246
Güney Merkez'in adını değiştirerek başka bir şeyin simgesi yapmayı,
00:33
so they change it to South Los Angeles,
8
33584
3168
böylece adını Güney Los Angeles yaptılar,
00:36
like this is going to fix what's really going wrong in the city.
9
36752
3882
sanki bu şehirde yolunda gitmeyen ne varsa onu gerçekten düzeltecekmiş gibi.
00:40
This is South Los Angeles. (Laughter)
10
40634
3710
Burası Güney Los Angeles. (Gülüşmeler)
00:44
Liquor stores,
11
44344
2168
Tekel bayiileri,
00:46
fast food,
12
46512
2312
fast food,
00:48
vacant lots.
13
48824
2641
boş arsalar.
00:51
Just like 26.5 million other Americans,
14
51465
3471
Tıpkı 26,5 milyon diğer Amerikalı gibi,
00:54
I live in a food desert,
15
54936
2560
ben bir yemek çölünde yaşıyorum,
00:57
South Central Los Angeles,
16
57496
2064
Güney Merkez Los Angeles,
00:59
home of the drive-thru and the drive-by.
17
59560
4201
arabaya sipariş ve arabadan silahlı saldırıların yurdu.
01:03
Funny thing is, the drive-thrus are killing more people than the drive-bys.
18
63761
5439
İşin komik yanı, arabaya siparişler arabadan saldırılardan daha çok insan öldürüyor..
01:09
People are dying from curable diseases
19
69200
2501
İnsanlar tedavi edilebilir hastalıklardan ölüyorlar
01:11
in South Central Los Angeles.
20
71701
2835
Güney Merkez Los Angeles'da.
01:14
For instance, the obesity rate in my neighborhood
21
74536
2601
Örneğin, benim muhitimde obezite oranı
01:17
is five times higher than, say, Beverly Hills,
22
77137
3267
beş kat daha yüksek, mesela, Beverly Hills'den,
01:20
which is probably eight, 10 miles away.
23
80404
3600
ki orası muhtemelen 12-16 km uzaktadır.
01:24
I got tired of seeing this happening.
24
84004
3460
Buna seyirci kalmaktan bıktım.
01:27
And I was wondering, how would you feel
25
87464
2108
Ve merak ediyordum, siz nasıl hissederdiniz
01:29
if you had no access to healthy food,
26
89572
3288
şayet sağlıklı yiyeceğe erişiminiz olmasaydı,
01:32
if every time you walk out your door you see the ill effects
27
92860
2880
şayet kapıdan dışarı adımınızı attığınız her sefer mevcut yiyecek sisteminin
01:35
that the present food system has on your neighborhood?
28
95740
3660
komşularınız üzerindeki olumsuz etkilerini görseydiniz?
01:39
I see wheelchairs bought and sold
29
99400
2668
Ben tekerlekli sandalyelerin kullanılmış arabalar gibi
01:42
like used cars.
30
102068
2069
alınıp satılışını görüyorum.
01:44
I see dialysis centers popping up like Starbucks.
31
104137
4024
Starbucks açılır gibi diyaliz merkezlerinin açıldığını görüyorum.
01:48
And I figured, this has to stop.
32
108161
3395
Ve buna bir son vermek gerektiğini anladım.
01:51
So I figured that the problem is the solution.
33
111556
5826
Böylece anladım ki sorun aynı zamanda çözüm.
01:57
Food is the problem and food is the solution.
34
117382
3724
Sorun yiyecek ve çözüm yiyecek.
02:01
Plus I got tired of driving 45 minutes round trip
35
121106
2930
Artı, böcek ilacı emdirilmemiş tek bir elma almak için,
02:04
to get an apple that wasn't impregnated with pesticides.
36
124036
4208
gidiş-dönüş 45 dakika araba kullanmaktan bıktım.
02:08
So what I did, I planted a food forest in front of my house.
37
128244
4552
Bu yüzden ne yaptım, evimin önüne bir yiyecek ormanı diktim.
02:12
It was on a strip of land that we call a parkway.
38
132796
2392
Kaldırım kenarı dediğimiz bir arsa şeridi üzerindeydi.
02:15
It's 150 feet by 10 feet.
39
135188
3384
45mt'ye 3mt. büyüklüğündeydi.
02:18
Thing is, it's owned by the city.
40
138572
2448
Aslında oranın mülkiyeti şehre ait.
02:21
But you have to maintain it.
41
141020
2576
Ama onu sizin korumanız gerekiyor.
02:23
So I'm like, "Cool. I can do whatever the hell I want,
42
143596
4512
Bu nedenle ben de "Harika. Canım ne isterse yapabilirim,
02:28
since it's my responsibility and I gotta maintain it."
43
148108
3843
çünkü onun sorumluluğu bende ve onu korumam gerekiyor" diye düşündüm.
02:31
And this is how I decided to maintain it.
44
151951
2901
Ve orayı korumaya böyle karar verdim.
02:34
So me and my group, L.A. Green Grounds, we got together
45
154852
2986
Böylece ben ve grubum, L.A. Green Grounds (Yeşil Zeminler), bir araya geldik
02:37
and we started planting my food forest, fruit trees,
46
157838
2352
ve benim yiyecek ormanımı, meyve ağaçlarımı ekmeye başladık,
02:40
you know, the whole nine, vegetables.
47
160190
2110
bilirsiniz, sebzeler, komple muamele.
02:42
What we do, we're a pay-it-forward kind of group,
48
162300
2971
Ne yapıyoruz biz bir tür 'sen de başkasına iyilik yaparak borcunu öde' grubuyuz,
02:45
where it's composed of gardeners from all walks of life,
49
165271
4839
şehrin her yerinden, hayatın her kesiminden bahçıvanlardan oluşuyor
02:50
from all over the city, and it's completely volunteer,
50
170110
2329
ve tamamıyle gönüllülük esaslı
02:52
and everything we do is free.
51
172439
1832
ve yaptığımız herşey bedava.
02:54
And the garden, it was beautiful.
52
174271
3102
Ve bahçe, o güzeldi.
02:57
And then somebody complained.
53
177373
2450
Ve sonra biri şikayet etti.
02:59
The city came down on me,
54
179823
2376
Belediye üstüme geldi,
03:02
and basically gave me a citation saying that I had to remove my garden,
55
182199
4312
ve basitçe bana bahçemi kaldırmak zorunda olduğuma dair bir celp gönderdiler,
03:06
which this citation was turning into a warrant.
56
186511
2628
ki, bu celp bir ruhsata dönüşüyordu.
03:09
And I'm like, "Come on, really?
57
189139
2532
Ve ben, "Hadi canım, gerçekten mi?" dedim.
03:11
A warrant for planting food on a piece of land
58
191671
2744
Yiyecek yetiştirmek, bir parça arsa üzerinde
03:14
that you could care less about?" (Laughter)
59
194415
3412
ki umurunuzda bile olmayan bir arsada?" (Gülüşmeler)
03:17
And I was like, "Cool. Bring it."
60
197827
2340
Ve ben "Harika. Getirin onu." dedim.
03:20
Because this time it wasn't coming up.
61
200167
3195
Çünkü bu sefer o gelmiyordu.
03:23
So L.A. Times got ahold of it. Steve Lopez did a story on it
62
203362
5012
Böylece L.A. Times onu ele aldı. Steve Lopez onun hakkında bir haber yazdı
03:28
and talked to the councilman,
63
208374
3117
ve belediye meclis üyeleriyle konuştu,
03:31
and one of the Green Grounds members,
64
211491
1596
ve Green Grounds üyelerinden biri,
03:33
they put up a petition on Change.org,
65
213087
2818
Change.org'da bir imza kampanyası başlattı
03:35
and with 900 signatures, we were a success.
66
215905
2853
ve 900 imzayla, biz başarılı olduk.
03:38
We had a victory on our hands.
67
218758
2076
Ellerimizde bir zafer vardı.
03:40
My councilman even called in and said how they endorse
68
220834
3497
Hatta benim belediye meclisi üyem telefon açtı ve yaptığımız şeyi nasıl onayladıklarını
03:44
and love what we're doing.
69
224331
2646
ve sevdiklerini söyledi.
03:46
I mean, come on, why wouldn't they?
70
226977
2524
Demek istediğim, hadi ama, neden sevmesinler?
03:49
L.A. leads the United States in vacant lots that the city actually owns.
71
229501
4845
L.A. Amerika'da bir şehrin gerçekten sahip olduğu boş arsalarda başı çeker.
03:54
They own 26 square miles of vacant lots.
72
234346
5358
67 km kare büyüklüğünde boş arsaya sahip.
03:59
That's 20 Central Parks.
73
239704
3022
Bu 20 tane Central Park demek.
04:02
That's enough space to plant 725 million tomato plants.
74
242726
7319
Bu 725 milyon domates fidesi yetiştirmeye yetecek alan demek.
04:10
Why in the hell would they not okay this?
75
250045
4953
Neden buna tamam demesinler?
04:14
Growing one plant will give you 1,000, 10,000 seeds.
76
254998
4115
Bir bitki yetiştirmek size 1,000, 10,000 tohum verecek.
04:19
When one dollar's worth of green beans
77
259113
2709
Bir dolarlık yeşil fasülye yetiştirmek size
04:21
will give you 75 dollars' worth of produce.
78
261822
3558
75 dolar değerinde ürün vereceğinde.
04:25
It's my gospel, when I'm telling people, grow your own food.
79
265380
3677
İnsanlara kendi yiyeceğinizi yetiştirin demek benim hakikatım.
04:29
Growing your own food is like printing your own money.
80
269057
3141
Kendi yiyeceğini yetiştirmek kendi paranı basmaya benzer.
04:32
(Applause)
81
272198
7000
(Alkışlar)
04:39
See, I have a legacy in South Central.
82
279198
2872
Görüyorsunuz, Güney Merkez'de bana kalan bir miras var.
04:42
I grew up there. I raised my sons there.
83
282070
4729
Orada büyüdüm. Oğullarımı orada büyüttüm.
04:46
And I refuse to be a part of this manufactured reality
84
286799
4263
Ve bu üretilmiş gerçekliğin bir parçası olmayı reddediyorum
04:51
that was manufactured for me by some other people,
85
291062
2864
benim adıma başka bazı insanlar tarafından üretilmiş
04:53
and I'm manufacturing my own reality.
86
293926
2608
ve ben kendi gerçekliğimi üretiyorum.
04:56
See, I'm an artist.
87
296534
2512
Bakın, ben bir sanatçıyım.
04:59
Gardening is my graffiti. I grow my art.
88
299046
4104
Bahçıvanlık benim duvar yazım. Ben sanatımı yetiştiriyorum.
05:03
Just like a graffiti artist, where they beautify walls,
89
303150
4576
Aynı bir duvar yazısı sanatçısı gibi, onlar duvarları güzelleştirirken,
05:07
me, I beautify lawns, parkways.
90
307726
3432
ben, ben çimenlik alanları, yol kenarlarını güzelleştiriyorum.
05:11
I use the garden, the soil, like it's a piece of cloth,
91
311158
3910
Bahçeyi, toprağı bir parça kumaşmış gibi kullanıyorum
05:15
and the plants and the trees,
92
315068
2195
ve bitkileri ve ağaçları,
05:17
that's my embellishment for that cloth.
93
317263
3682
işte bu kumaş için benim süslemem budur.
05:20
You'd be surprised what the soil could do
94
320945
6041
Şaşırırsınız toprağın yapabileceklerine
05:26
if you let it be your canvas.
95
326986
1535
eğer sizin tuvaliniz olmasına izin verirseniz.
05:28
You just couldn't imagine how amazing a sunflower is
96
328521
3520
Bir ayçiçeğinin nasıl şaşırtıcı olabileceğini tasavvur edemezsiniz
05:32
and how it affects people.
97
332041
3008
ve nasıl insanları etkilediğini.
05:35
So what happened?
98
335049
2672
Böylece ne oldu?
05:37
I have witnessed my garden become a tool for the education,
99
337721
5071
Bahçemin eğitim için bir araç haline gelişine tanık oldum,
05:42
a tool for the transformation of my neighborhood.
100
342792
3026
çevremin dönüşümü için bir araç.
05:45
To change the community, you have to change the composition of the soil.
101
345818
4881
Toplumu değiştirmek için, toprağın bileşimini değiştirmek zorundasınız.
05:50
We are the soil.
102
350699
4540
Toprak biziz.
05:55
You'd be surprised how kids are affected by this.
103
355239
5543
Şaşırırsınız çocukların bundan nasıl etkilendiğine.
06:00
Gardening is the most therapeutic
104
360782
4234
Bahçıvanlık en iyi tedavi edici
06:05
and defiant act you can do,
105
365016
2944
ve yapabileceğiniz en muhalif harekettir,
06:07
especially in the inner city.
106
367960
2492
özellikle şehrin içindeyken.
06:10
Plus you get strawberries.
107
370452
2744
Artı çilekleriniz olur.
06:13
(Laughter)
108
373196
3458
(Gülüşmeler)
06:16
I remember this time,
109
376654
2378
Bir seferinde hatırlıyorum,
06:19
there was this mother and a daughter came,
110
379032
2309
bir anne ve kızı geldiler,
06:21
it was, like, 10:30 at night, and they were in my yard,
111
381341
3467
saat gece 10:30 sularıydı ve benim avlumdalardı
06:24
and I came out and they looked so ashamed.
112
384808
3464
ve ben dışarı çıktım ve öylesine utanmış görünüyorlardı ki.
06:28
So I'm like, man, it made me feel bad that they were there,
113
388272
3688
Bu yüzden ben, onların orada dikilmesi beni kötü hissettirdi
06:31
and I told them, you know, you don't have to do this like this.
114
391960
2736
ve onlara dedim ki, biliyorsunuz, bunu bu şekilde yapmanız gerekmiyor.
06:34
This is on the street for a reason.
115
394696
2011
Bunun sokakta olmasının bir nedeni var.
06:36
It made me feel ashamed to see people
116
396707
3491
Beni utandırdı bana bu derece yakın olan
06:40
that were this close to me that were hungry,
117
400198
2583
aç insanları görmek
06:42
and this only reinforced why I do this,
118
402781
3139
ve bu olay bunu yapma nedenimi sadece pekiştirdi
06:45
and people asked me, "Fin, aren't you afraid
119
405920
2969
ve insanlar bana sordu, "Fin, korkmuyor musun?
06:48
people are going to steal your food?"
120
408889
1487
insanların gelip yiyeceklerini çalmalarından?"
06:50
And I'm like, "Hell no, I ain't afraid they're gonna steal it.
121
410376
2201
Ve ben "Hayır, Onların çalacaklarından korkmuyorum.
06:52
That's why it's on the street.
122
412577
2593
Sokakta olmasının nedeni bu.
06:55
That's the whole idea.
123
415170
2710
İşin özü bu.
06:57
I want them to take it, but at the same time,
124
417880
1795
Ben onların almasını istiyorum, fakat aynı zamanda,
06:59
I want them to take back their health."
125
419675
4003
ben onların sağlıklarını geri kazanmalarını istiyorum."
07:03
There's another time when I put
126
423678
2543
Bir başka sefer Los Angeles şehir merkezindeki
07:06
a garden in this homeless shelter in downtown Los Angeles.
127
426221
5443
bu evsizler barınağına bir bahçe kurdum.
07:11
These are the guys, they helped me unload the truck.
128
431664
2951
İşte bu adamlar bana kamyoneti boşaltırken yardım ettiler.
07:14
It was cool, and they just shared the stories
129
434615
2625
Harikaydı ve hikayelerini paylaştılar
07:17
about how this affected them and how
130
437240
2856
bunun onları nasıl etkilediğyle ilgili ve
07:20
they used to plant with their mother and their grandmother,
131
440096
2792
anneleri ve büyükanneleriyle birlikte nasıl ekerlerdi
07:22
and it was just cool to see how this changed them,
132
442888
3426
ve bunun onları nasıl değiştirdiğini görmek tek kelimeyle harikaydı,
07:26
if it was only for that one moment.
133
446314
5705
sadece bu ana bile değerdi.
07:32
So Green Grounds has gone on to plant
134
452019
2863
Böylece Green Grounds bitkilendirmeye devam etti,
07:34
maybe 20 gardens.
135
454882
1751
belki 20 bahçe.
07:36
We've had, like, 50 people come to our dig-ins
136
456633
4265
Bellemeye 50 kişinin falan geldiği ve katıldığı oldu
07:40
and participate, and it's all volunteers.
137
460898
2765
ve hepsi tümüyle gönüllüydü.
07:43
If kids grow kale, kids eat kale.
138
463663
3627
Şayet çocuklar kıvırcık lahana yetiştirirlerse, çocuklar lahana yer.
07:47
(Laughter)
139
467290
1264
(Gülüşmeler)
07:48
If they grow tomatoes, they eat tomatoes. (Applause)
140
468554
4976
Şayet domates yetiştirirlerse, domates yerler. (Alkışlar)
07:53
But when none of this is presented to them,
141
473530
3334
Fakat bunların hiçbiri onlara sunulmazsa,
07:56
if they're not shown how food affects the mind and the body,
142
476864
3626
eğer onlara besinlerin aklı ve vücudu nasıl etkilediği gösterilmezse,
08:00
they blindly eat whatever the hell you put in front of them.
143
480490
4544
gözleri kapalı önlerine ne koyarsanız onu yerler.
08:05
I see young people
144
485034
1905
Genç insanlar görüyorum
08:06
and they want to work,
145
486939
3111
ve onlar çalışmak istiyorlar,
08:10
but they're in this thing where they're caught up --
146
490050
2121
fakat bu içine kısıldıkları yerdeler --
08:12
I see kids of color and they're just on this track
147
492171
3607
Beyaz olmayan çocuklar görüyorum ve onlar tam bu yoldalar
08:15
that's designed for them,
148
495778
2935
onlar için tasarlanmış,
08:18
that leads them to nowhere.
149
498713
2033
onları hiç bir yere yönlendirmeyecek olan.
08:20
So with gardening, I see an opportunity
150
500746
2675
Bu yüzden bahçıvanlıkla beraber, bir fırsat görüyorum
08:23
where we can train these kids
151
503421
2146
bu çocukları eğitebileceğimiz bir yer
08:25
to take over their communities,
152
505567
2997
topluluklarının yönetimini alacakları,
08:28
to have a sustainable life.
153
508564
3844
sürdürülebilir bir hayata sahip olacakları.
08:32
And when we do this, who knows?
154
512408
2119
Ve bunu yaptığımızda, kim bilir?
08:34
We might produce the next George Washington Carver.
155
514527
3224
Belki de bir sonraki George Washington Carver'ı yetiştirebiliriz.
08:37
but if we don't change the composition of the soil,
156
517751
2285
Ama eğer toprağın bileşimini değiştirmezsek,
08:40
we will never do this.
157
520036
1609
bunu asla yapamayız.
08:41
Now this is one of my plans. This is what I want to do.
158
521645
2942
Şimdi benim planlarımdan biri bu. Yapmak istediğim budur.
08:44
I want to plant a whole block of gardens
159
524587
4000
Bahçelerden oluşan koca bir bloğu bitkilendirmek,
08:48
where people can share in the food in the same block.
160
528587
3388
aynı bloktaki insanların yiyeceği paylaşabilecekleri yer haline getirmek istiyorum.
08:51
I want to take shipping containers
161
531975
2261
Nakliye konteynerlarından almak
08:54
and turn them into healthy cafes.
162
534236
2696
ve onları sağlıklı kafelere çevirmek istiyorum.
08:56
Now don't get me wrong.
163
536932
2392
Şimdi beni yanlış anlamayın.
08:59
I'm not talking about no free shit,
164
539324
2278
Ben bedava bir şeyden bahsetmiyorum,
09:01
because free is not sustainable.
165
541602
3353
çünkü bedava sürdürülebilir değildir.
09:04
The funny thing about sustainability,
166
544955
1905
Sürdürülebilirlikle ilgili komik şey,
09:06
you have to sustain it.
167
546860
1757
onu devam ettirebilir olmanız gerektiğidir.
09:08
(Laughter) (Applause)
168
548617
4157
(Gülüşmeler) (Alkışlar)
09:12
What I'm talking about is putting people to work,
169
552774
2238
Sözünü ettiğim şey insanları işe koymak
09:15
and getting kids off the street, and letting them know
170
555012
3103
ve çocukları sokaktan almak ve onların
09:18
the joy, the pride and the honor in growing your own food,
171
558115
4952
kendi yiyeceğini yetiştirmenin neşesini, gururunu ve onurunu tanımasını sağlamak,
09:23
opening farmer's markets.
172
563067
2338
çiftçi marketlerini açmak.
09:25
So what I want to do here,
173
565405
2093
Yani burada yapmak istediğim,
09:27
we gotta make this sexy.
174
567498
2706
bunu çekici hale getirmemiz gerekiyor.
09:30
So I want us all to become ecolutionary renegades,
175
570204
4240
Bu yüzden hepimizin tamamen ekodevrimci dönekler,
09:34
gangstas, gangsta gardeners.
176
574444
1719
çete üyeleri, çete üyesi bahçıvanlar olmamızı talep ediyorum.
09:36
We gotta flip the script on what a gangsta is.
177
576163
4336
Çete üyesinin ne demek olduğunu anlatan alfabeyi tersine çevirmek zorundayız.
09:40
If you ain't a gardener, you ain't gangsta.
178
580499
1853
Eğer bir bahçıvan değilsen, çete üyesi değilsindir.
09:42
Get gangsta with your shovel, okay?
179
582352
4420
Küreğinle çete üyeliği kazan, tamam mı?
09:46
And let that be your weapon of choice.
180
586772
3184
Ve bırak senin silah seçimin bu olsun.
09:49
(Applause)
181
589956
6944
(Alkışlar)
09:56
So basically, if you want to meet with me,
182
596900
5623
Bu yüzden basitçe, eğer benimle tanışmak istiyorsanız,
10:02
you know, if you want to meet,
183
602523
3133
bilirsiniz, eğer görüşmek isterseniz,
10:05
don't call me if you want to sit around in cushy chairs
184
605656
3797
beni minderli koltuklarda oturmak için
10:09
and have meetings where you talk about doing some shit --
185
609453
3806
ve bir şeyler yapmak hakkında konuştuğunuz yerlerde
10:13
where you talk about doing some shit.
186
613259
3228
bir şeyler yapmak hakkında konuşmak için aramayın.
10:16
If you want to meet with me, come to the garden
187
616487
3154
Eğer benimle tanışmak isterseniz, bahçeye gelin
10:19
with your shovel so we can plant some shit.
188
619641
3280
küreğinizle beraber, böylece birşeyler dikebiliriz.
10:22
Peace. Thank you.
189
622921
3184
Barış. Teşekkür ederim.
10:26
(Applause)
190
626105
4144
(Alkışlar)
10:30
Thank you. (Applause)
191
630249
4000
Teşekkürler (Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7