Why our IQ levels are higher than our grandparents' | James Flynn

James Flynn: IQ seviyemiz neden atalarımızdan daha yüksek?

3,120,796 views

2013-09-26 ・ TED


New videos

Why our IQ levels are higher than our grandparents' | James Flynn

James Flynn: IQ seviyemiz neden atalarımızdan daha yüksek?

3,120,796 views ・ 2013-09-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Arsel Acar Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
We are going to take a quick voyage
0
12791
2399
20. yüzyılın bilişsel tarihine
00:15
over the cognitive history of the 20th century,
1
15190
3507
hızlı bir yolculuk yapacağız,
00:18
because during that century,
2
18697
1789
çünkü bu yüzyılda
00:20
our minds have altered dramatically.
3
20486
2914
zihinlerimiz dramatik bir şekilde değişti.
00:23
As you all know, the cars that people drove in 1900
4
23400
3324
Bildiğiniz gibi, 1900'lerde insanların kullandığı
00:26
have altered because the roads are better
5
26724
2074
araçlar değişti, çünkü günümüzde yollar daha iyi
00:28
and because of technology.
6
28798
2355
ve teknoloji daha ileri.
00:31
And our minds have altered, too.
7
31153
1969
Zihinlerimiz de değişti.
00:33
We've gone from people who confronted a concrete world
8
33122
3944
Maddesel dünya ile uğraşan insanlar olmaktan çıkıp
00:37
and analyzed that world primarily in terms
9
37066
3399
o dünyayı kendimize fayda sağlayacak
00:40
of how much it would benefit them
10
40465
2233
şekilde analiz edeceğimiz
00:42
to people who confront a very complex world,
11
42698
4592
oldukça karmaşık bir dünya ile karşı karşıya geldik
00:47
and it's a world where we've had to develop
12
47290
2209
ve bu dünya bizi yeni zihinsel alışkanlıklar,
00:49
new mental habits, new habits of mind.
13
49499
3495
yeni bir kafa yapısı geliştirmek durumunda bıraktı.
00:52
And these include things like
14
52994
1997
Bunlar arasında bu maddesel dünyayı
00:54
clothing that concrete world with classification,
15
54991
4014
sınıflandırmak,
00:59
introducing abstractions that we try to make
16
59005
2922
mantık yönünden tutarlı
01:01
logically consistent,
17
61927
2196
ama varsayımları da ciddiye alan,
01:04
and also taking the hypothetical seriously,
18
64123
2830
ne olabileceğinden ziyade,
01:06
that is, wondering about what might have been
19
66953
2250
ne olduğunu merak ederek
01:09
rather than what is.
20
69203
2392
yeni soyutlamalar geliştirmek var.
01:11
Now, this dramatic change was drawn to my attention
21
71595
3552
Şimdi, bu çarpıcı husus zaman içerisinde
01:15
through massive I.Q. gains over time,
22
75147
3760
önemli I.Q. artışları ile dikkatimi çekti.
01:18
and these have been truly massive.
23
78907
2369
Muazzam bir artıştan söz ediyorum.
01:21
That is, we don't just get a few more questions right
24
81276
4411
Yani I.Q. testlerinde yalnızca bir kaç adet doğru
01:25
on I.Q. tests.
25
85687
1473
cevap artışından söz etmiyoruz.
01:27
We get far more questions right on I.Q. tests
26
87160
3459
Testlerin icat edildiği zamandan bugüne
01:30
than each succeeding generation
27
90619
2248
her bir jenerasyon bir diğerine göre
01:32
back to the time that they were invented.
28
92867
2910
giderek daha fazla soruyu doğru yanıtlıyor.
01:35
Indeed, if you score the people a century ago
29
95777
3298
Gerçekten de eğer bir yüzyıl önceki insanları
01:39
against modern norms,
30
99075
1548
bugünün değerleri ile ölçeklerseniz
01:40
they would have an average I.Q. of 70.
31
100623
3371
ortalama I.Q'ları 70 çıkardı.
01:43
If you score us against their norms,
32
103994
2725
Eğer bizi onların değerlerine göre ölçerseniz
01:46
we would have an average I.Q. of 130.
33
106719
3599
ortalama I.Q.'muz 130 olurdu.
01:50
Now this has raised all sorts of questions.
34
110318
3357
Şimdi bu konu her tür soruyu beraberinde getirmekte:
01:53
Were our immediate ancestors
35
113675
1905
Yakın atalarımız
01:55
on the verge of mental retardation?
36
115580
3235
zihinsel özürlülüğün eşiğinde miydi?
01:58
Because 70 is normally the score for mental retardation.
37
118815
4075
Çünkü 70 normalde zeka geriliğinin sınırıdır.
02:02
Or are we on the verge of all being gifted?
38
122890
3032
Yoksa bizler neredeyse üstün yetenekli miyiz?
02:05
Because 130 is the cutting line for giftedness.
39
125922
4236
Çünkü 130 da üstün yetenek sınırıdır.
02:10
Now I'm going to try and argue for a third alternative
40
130158
3120
Şimdi ben diğerlerinden daha aydınlatıcı olan
02:13
that's much more illuminating than either of those,
41
133278
4053
üçüncü bir seçeneği tartışmaya açacağım.
02:17
and to put this into perspective,
42
137331
2622
Bunu gözünüzde canlandırmak için
02:19
let's imagine that a Martian came down to Earth
43
139953
2905
diyelim ki bir Marslı Dünya'ya geldi
02:22
and found a ruined civilization.
44
142858
2835
ve yok olmuş bir medeniyet buldu.
02:25
And this Martian was an archaeologist,
45
145693
2407
Bu Marslı bir arkeologdu
02:28
and they found scores, target scores,
46
148100
2887
ve insanların atış yapmak için kullandığı
02:30
that people had used for shooting.
47
150987
2923
hedef çizelgeleri buldu.
02:33
And first they looked at 1865,
48
153910
2503
Öncelikle 1865 yılına baktılar
02:36
and they found that in a minute,
49
156413
2071
ve bir dakika içinde insanların
02:38
people had only put one bullet in the bullseye.
50
158484
3709
hedefin merkezine tek bir mermi atabildiğini gördüler.
02:42
And then they found, in 1898,
51
162193
2317
1898'de ise bir dakika içinde
02:44
that they'd put about five bullets in the bullseye in a minute.
52
164510
3784
hedef merkezine beş mermi isabet ettiriyorlardı.
02:48
And then about 1918 they put a hundred bullets in the bullseye.
53
168294
5227
1918'de ise bu sayı 100'e çıkıyordu.
02:53
And initially, that archaeologist would be baffled.
54
173521
3855
Başta arkeolog oldukça şaşırırdı.
02:57
They would say, look, these tests were designed
55
177376
2597
ve "Bakın," derlerdi, "bu testler
02:59
to find out how much people were steady of hand,
56
179973
3598
insanların ellerinin sabitliğini,
03:03
how keen their eyesight was,
57
183571
2775
gözlerinin keskinliğini ve
03:06
whether they had control of their weapon.
58
186346
2338
silaha hakim olup olmadıklarını anlamak için tasarlanmış.
03:08
How could these performances have escalated
59
188684
3021
Bu kabiliyet böylesi inanılmaz
03:11
to this enormous degree?
60
191705
2182
bir seviyeye nasıl gelebildi?"
03:13
Well we now know, of course, the answer.
61
193887
2275
Yani, cevap olarak elbette biliyoruz ki
03:16
If that Martian looked at battlefields,
62
196162
2812
Marslı savaş alanlarına bakmış olsaydı
03:18
they would find that people had only muskets
63
198974
2824
insanların İç Savaş esnasında
03:21
at the time of the Civil War
64
201798
2064
yalnızca eski tip tüfekleri olduğunu görecekti,
03:23
and that they had repeating rifles
65
203862
1807
İspanyol-Amerikan Savaşı'nda
03:25
at the time of the Spanish-American War,
66
205669
3185
mükerrer ateşli tüfekleri olduğunu,
03:28
and then they had machine guns
67
208854
1736
1. Dünya Savaşı'nda ise
03:30
by the time of World War I.
68
210590
2815
makineli tüfeklerini.
03:33
And, in other words, it was the equipment
69
213405
2551
Başka bir deyişle, ortalama bir askerin
03:35
that was in the hands of the average soldier
70
215956
2167
isabetliliğini sağlayan
03:38
that was responsible, not greater keenness of eye
71
218123
3063
gözlerinin keskinliği ya da elinin sabitliği değil,
03:41
or steadiness of hand.
72
221186
2173
donanımı idi.
03:43
Now what we have to imagine is the mental artillery
73
223359
3320
Şimdi kafamızda canlandırmamız gereken
03:46
that we have picked up over those hundred years,
74
226679
3493
bu birkaç yüzyıl boyunca edindiğimiz zihinsel silahlar.
03:50
and I think again that another thinker will help us here,
75
230172
4063
Ve sanırım burada bize bir başka düşünür yardım edecek,
03:54
and that's Luria.
76
234235
2135
ki bu kişi de Luria.
03:56
Luria looked at people
77
236370
2144
Luria bilim çağına girmeden hemen önce
03:58
just before they entered the scientific age,
78
238514
3653
insanlara baktı ve bu insanların
04:02
and he found that these people
79
242167
1997
maddi dünyayı sınıflandırmaya
04:04
were resistant to classifying the concrete world.
80
244164
3657
direniş gösterdiğini gördü.
04:07
They wanted to break it up
81
247821
1054
Onu kullanabilecekleri küçük
04:08
into little bits that they could use.
82
248875
2590
parçalara bölmek arzusundaydılar.
04:11
He found that they were resistant
83
251465
2290
Varsayımsal olanı anlamak,
04:13
to deducing the hypothetical,
84
253755
3501
ne olabileceği hakkında kafa yormak
04:17
to speculating about what might be,
85
257256
2677
konusuna dirençli olduklarını gördü,
04:19
and he found finally that they didn't deal well
86
259933
2637
ve soyutlamalarla, yahut o soyutlamaları
04:22
with abstractions or using logic on those abstractions.
87
262570
4397
mantık yoluyla anlamakla baş edemediklerini farketti.
04:26
Now let me give you a sample of some of his interviews.
88
266967
3140
Şimdi size mülakatlarından bazı örnekler vermek istiyorum.
04:30
He talked to the head man of a person
89
270107
2366
Rusya'nın taşra bölgesinde
04:32
in rural Russia.
90
272473
1832
insanlarla konuştu.
04:34
They'd only had, as people had in 1900,
91
274305
2474
1900'lerde olduğu üzere onlar da
04:36
about four years of schooling.
92
276779
2181
yalnızca dört yıllık okul eğitimi almışlardı.
04:38
And he asked that particular person,
93
278960
2360
O kişiye şöyle sordu:
04:41
what do crows and fish have in common?
94
281320
3470
"Kargalarla balıkların ortak özelliği nedir?"
04:44
And the fellow said, "Absolutely nothing.
95
284790
3067
Arkadaş: "Kesinlikle hiçbir şey.
04:47
You know, I can eat a fish. I can't eat a crow.
96
287857
2993
Yani bilirsin, bir balığı yiyebilirim. Kargayı yiyemem.
04:50
A crow can peck at a fish.
97
290850
2326
Bir karga balığı gagalayabilir.
04:53
A fish can't do anything to a crow."
98
293176
2851
Balık kargaya bir şey yapamaz." dedi.
04:56
And Luria said, "But aren't they both animals?"
99
296027
3226
Ve Luria "İkisi de hayvan değil midir?" diye sordu.
04:59
And he said, "Of course not.
100
299253
1410
Adam: "Tabi ki değil.
05:00
One's a fish.
101
300663
1987
Biri balıktır,
05:02
The other is a bird."
102
302650
1772
öbürü ise kuş." diye cevap verdi.
05:04
And he was interested, effectively,
103
304422
2022
Ve özellikle bu somut nesnelerle
05:06
in what he could do with those concrete objects.
104
306444
3668
ne yapabileceğiyle ilgilenmekteydi.
05:10
And then Luria went to another person,
105
310112
2878
Sonra Luria bir başka kişiye gitti
05:12
and he said to them,
106
312990
2183
ve dedi ki:
05:15
"There are no camels in Germany.
107
315173
2696
"Almanya'da hiç deve yok.
05:17
Hamburg is a city in Germany.
108
317869
2411
Hamburg Almanya'da bir şehirdir.
05:20
Are there camels in Hamburg?"
109
320280
2543
Hamburg'da deve var mıdır?"
05:22
And the fellow said,
110
322823
891
Adam: "Yani, şehir eğer yeterince büyükse,
05:23
"Well, if it's large enough, there ought to be camels there."
111
323714
4219
orada deve olması gerekir."
05:27
And Luria said, "But what do my words imply?"
112
327933
3894
Luria "Ama söylediklerim ne anlama geliyor?" dedi.
05:31
And he said, "Well, maybe it's a small village,
113
331827
2277
Ve adam, "Yani belki de orası küçük bir kasabadır,
05:34
and there's no room for camels."
114
334104
2569
ve develer için yer yoktur." diye yanıtladı.
05:36
In other words, he was unwilling to treat this
115
336673
2263
Diğer bir deyişle konuyu somut bir problem
05:38
as anything but a concrete problem,
116
338936
2797
olarak görmek dışında her seçeneğe kapalıydı.
05:41
and he was used to camels being in villages,
117
341733
2558
Develerin kasabalarda yaşamasına alışıktı,
05:44
and he was quite unable to use the hypothetical,
118
344291
3933
ve Almanya'da develerin olup olmadığını sorgulamak
05:48
to ask himself what if there were no camels in Germany.
119
348224
4907
hususunda soyut veriden yararlanamıyordu.
05:53
A third interview was conducted
120
353131
2813
Kuzey Kutbu'nda üçüncü
05:55
with someone about the North Pole.
121
355944
2984
bir mülakat daha yapıldı.
05:58
And Luria said, "At the North Pole, there is always snow.
122
358928
4105
Luria: "Kuzey Kutbu'nda her zaman kar vardır.
06:03
Wherever there is always snow, the bears are white.
123
363033
3955
Kar olan her yerde ayılar beyaz renklidir.
06:06
What color are the bears at the North Pole?"
124
366988
3279
Kuzey Kutbu'ndaki ayılar ne renktir?" diye sordu.
06:10
And the response was, "Such a thing
125
370267
2402
Cevap: "Böyle bir durum tanıklık
06:12
is to be settled by testimony.
126
372669
2310
esasıyla belirlenmelidir.
06:14
If a wise person came from the North Pole
127
374979
2824
Eğer Kuzey Kutbu'ndan bilge bir adam gelip
06:17
and told me the bears were white,
128
377803
1851
bana ayıların beyaz olduğunu söylerse
06:19
I might believe him,
129
379654
1479
ona inanabilirim, ama benim gördüğüm
06:21
but every bear that I have seen is a brown bear."
130
381133
4205
tüm ayılar boz renkliydi." oldu.
06:25
Now you see again, this person has rejected
131
385338
2984
Şimdi, gördüğünüz üzere bir kez daha bu kişi
06:28
going beyond the concrete world
132
388322
2195
günlük tecrübelerden yola çıkarak
06:30
and analyzing it through everyday experience,
133
390517
3173
somut dünyanın ötesine geçmeyi reddetti
06:33
and it was important to that person
134
393690
1866
ve bu kişi için
06:35
what color bears were --
135
395556
1562
ayıların ne renk olduğu
06:37
that is, they had to hunt bears.
136
397118
2281
avlanmak açısından önemliydi.
06:39
They weren't willing to engage in this.
137
399399
2409
Bu konuya girmeye gönüllü değillerdi.
06:41
One of them said to Luria,
138
401808
1837
Bir Luria'ya şöyle dedi:
06:43
"How can we solve things that aren't real problems?
139
403645
3500
"Gerçek problem olmayan bir şeyi nasıl çözebiliriz?
06:47
None of these problems are real.
140
407145
1891
Bu problemlerin hiçbiri gerçek değil.
06:49
How can we address them?"
141
409036
2643
Onları nasıl ele almalıyız?"
06:51
Now, these three categories --
142
411679
3545
Şimdi, bu üç kategori-
06:55
classification,
143
415224
1491
sınıflandırma,
06:56
using logic on abstractions,
144
416715
2141
soyutlamalarda mantık kullanma,
06:58
taking the hypothetical seriously --
145
418856
2769
varsayımsal olanı önemseme-
07:01
how much difference do they make in the real world
146
421625
2438
gerçek hayatta bunlar deney odası dışında
07:04
beyond the testing room?
147
424063
1893
ne kadar fark yaratır?
07:05
And let me give you a few illustrations.
148
425956
2970
Size bir kaç örnek vereyim.
07:08
First, almost all of us today get a high school diploma.
149
428926
3389
Öncelikle bugün hemen hepimiz lise diploması alıyoruz.
07:12
That is, we've gone from four to eight years of education
150
432315
3397
Bu demektir ki dört ila sekiz yıllık eğitimden
07:15
to 12 years of formal education,
151
435712
2777
12 yıllık resmi eğitime geçmiş durumdayız
07:18
and 52 percent of Americans
152
438489
1901
ve Amerikalıların %52'si
07:20
have actually experienced some type of tertiary education.
153
440390
3820
herhangi bir üçüncü derece eğitim alıyor.
07:24
Now, not only do we have much more education,
154
444210
4032
Şimdi, yalnızca daha fazla eğitilmekle kalmıyoruz,
07:28
and much of that education is scientific,
155
448242
2693
bu eğitimin önemli kısmı bilimsel
07:30
and you can't do science without classifying the world.
156
450935
4010
ve dünyayı sınıflandırmadan bilim yapamazsınız.
07:34
You can't do science without proposing hypotheses.
157
454945
3859
Hipotezler öne sürmeksizin bilim yapamazsınız.
07:38
You can't do science without making it logically consistent.
158
458804
4174
Mantıksal olarak anlamlı hale getirmeden bilim yapamazsınız.
07:42
And even down in grade school, things have changed.
159
462978
3810
İlkokul düzeyinde bile işler değişmiş durumda.
07:46
In 1910, they looked at the examinations
160
466788
2934
1910'da Ohio eyaletinde 14 yaşındaki çocuklara
07:49
that the state of Ohio gave to 14-year-olds,
161
469722
3820
yapılan sınavlara bakıldığında,
07:53
and they found that they were all
162
473542
1606
sosyal anlamda somut bilgiye
07:55
for socially valued concrete information.
163
475148
3435
değer verdikleri görülmüş.
07:58
They were things like,
164
478583
1331
Bunlar, o zamanki
07:59
what are the capitals of the 44 or 45 states
165
479914
2887
44-45 eyaletin başkentleri
08:02
that existed at that time?
166
482801
2374
gibi bilgilermiş.
08:05
When they looked at the exams
167
485175
1578
1990 yılında Ohio eyaletinde yapılan sınavlarda
08:06
that the state of Ohio gave in 1990,
168
486753
3147
yapılan sınavların soruları incelendiğinde ise,
08:09
they were all about abstractions.
169
489900
2386
tamamının soyutlamalar üzerine olduğu görülmüş.
08:12
They were things like,
170
492286
1593
Bunlar, "Neden bir eyaletin
08:13
why is the largest city of a state rarely the capital?
171
493879
5134
en büyük şehri nadiren başkenttir?" gibi sorular.
08:19
And you were supposed to think, well,
172
499013
1564
Ve sizin şöyle bir şey düşünmeniz beklenir:
08:20
the state legislature was rural-controlled,
173
500577
3214
"Eyalet meclisi yerel olarak kontrol ediliyordur,
08:23
and they hated the big city,
174
503791
2098
onlar da büyük şehirlerden nefret ediyorlardır,
08:25
so rather than putting the capital in a big city,
175
505889
2593
bu yüzden büyük bir şehri başkent yapmak yerine
08:28
they put it in a county seat.
176
508482
1438
kırsal bir yer tercih etmişlerdir.
08:29
They put it in Albany rather than New York.
177
509920
2736
New York yerine Albany'i
08:32
They put it in Harrisburg rather than Philadelphia.
178
512656
3056
Philadelphia yerine Harrisburg'ü seçmişlerdir."
08:35
And so forth.
179
515712
1935
Gibi gibi.
08:37
So the tenor of education has changed.
180
517647
2431
Yani eğitimin mahiyeti değişmiştir.
08:40
We are educating people to take the hypothetical seriously,
181
520078
4034
İnsanlarımızı varsayımsal olanı önemsemek, soyutlamalardan yararlanmak
08:44
to use abstractions, and to link them logically.
182
524112
3578
ve bunlar arasında mantıksal bir bağlantı kurmak üzere yetiştiriyoruz.
08:47
What about employment?
183
527690
2381
Peki ya işgücü?
08:50
Well, in 1900, three percent of Americans
184
530071
3900
Yani, 1900 yılında Amerikalıların yüzde üçü
08:53
practiced professions that were cognitively demanding.
185
533971
3542
zihinsel anlamda çaba gerektiren işlerde çalışıyordu.
08:57
Only three percent were lawyers or doctors or teachers.
186
537513
4055
Yalnızca yüzde üçlük kısım yargıç, doktor ve öğretmendi.
09:01
Today, 35 percent of Americans
187
541568
2863
Bugün Amerikalıların %35'i
09:04
practice cognitively demanding professions,
188
544431
3319
beyin gücü gerektiren mesleklerle uğraşıyor,
09:07
not only to the professions proper like lawyer
189
547750
2626
sadece yargıçlık yahut doktorluk veya
09:10
or doctor or scientist or lecturer,
190
550376
2549
bilim adamlığı ya da konuşmacı gibi gerçek meslekler değil,
09:12
but many, many sub-professions
191
552925
1818
ama pek, pek çok alt meslek grubu,
09:14
having to do with being a technician,
192
554743
1941
teknisyenlik gerektiren işler,
09:16
a computer programmer.
193
556684
2025
ya da bilgisayar programcılığı gibi.
09:18
A whole range of professions now make cognitive demands.
194
558709
4324
Günümüzde pek çok meslek beyin gücü talep ediyor.
09:23
And we can only meet the terms of employment
195
563033
2930
Ve modern dünyada işgücünün
09:25
in the modern world by being cognitively
196
565963
2497
bu talebini zihinsel anlamda
09:28
far more flexible.
197
568460
2261
çok daha esnek olarak karşılayabiliriz.
09:30
And it's not just that we have many more people
198
570721
3223
Mesele sadece çok daha fazla kişinin
09:33
in cognitively demanding professions.
199
573944
2990
zeka gücü gerektiren işlerde çalışıyor olması değil.
09:36
The professions have been upgraded.
200
576934
2403
Meslekler de gelişti.
09:39
Compare the doctor in 1900,
201
579337
2111
Yalnızca birkaç konuda bilgisi olan
09:41
who really had only a few tricks up his sleeve,
202
581448
3049
1900'deki bir doktorla
09:44
with the modern general practitioner or specialist,
203
584497
2808
modern dünyada yıllarca eğitim alan
09:47
with years of scientific training.
204
587305
2679
pratisyen ya da uzman bir doktorla karşılaştırın.
09:49
Compare the banker in 1900,
205
589984
2269
1900'de yalnızca iyi bir muhasebeciye
09:52
who really just needed a good accountant
206
592253
2413
ihtiyaç duyan ve işi çevre halkından kimin
09:54
and to know who was trustworthy in the local community
207
594666
3176
güvenilir olduğunu, kimin ev kredisini geri ödeyebileceğini
09:57
for paying back their mortgage.
208
597842
2291
bilmekten ibaret olan bir bankacıyı düşünün.
10:00
Well, the merchant bankers who brought the world to their knees
209
600133
3229
Yani, dünyaya diz çöktüren ticari bankacılar
10:03
may have been morally remiss,
210
603362
1766
ahlaki anlamda kusurlu olabilirler,
10:05
but they were cognitively very agile.
211
605128
3139
ancak zihinsel anlamda oldukça kıvraklardı.
10:08
They went far beyond that 1900 banker.
212
608267
4611
1900'lerdeki o bankerin çok, çok ötesine geçtiler.
10:12
They had to look at computer projections
213
612878
2167
Konut piyasası bilgisayar projeksiyonlarını
10:15
for the housing market.
214
615045
2000
inceliyorlardı.
10:17
They had to get complicated CDO-squared
215
617045
3905
Borcu aslında karlı bir varlıkmış gibi gösterebilmek için
10:20
in order to bundle debt together
216
620950
2450
kredileri biraraya getirerek
10:23
and make debt look as if it were actually a profitable asset.
217
623400
3759
karmaşık teminatlı borç senetleri (CDO) almaları,
10:27
They had to prepare a case to get rating agencies
218
627159
3100
(Kredi) Derecelendirme kuruluşlarının AAA rating
vermeleri için sağlam bir kılıf yaratmaları gerekiyordu.
10:30
to give it a AAA,
219
630259
1111
10:31
though in many cases, they had virtually bribed the rating agencies.
220
631370
4234
Gerçi pek çok vakada derecelendirme kuruluşlarına rüşvet verdiler.
10:35
And they also, of course, had to get people
221
635604
2029
Tabi ki insanlara bu sözde varlıkları
10:37
to accept these so-called assets
222
637633
2687
kabul ettirmeleri ve hayli zayıf olmalarına
10:40
and pay money for them
223
640320
1500
rağmen bunlar için para ödemelerini
10:41
even though they were highly vulnerable.
224
641820
2587
sağlamaları da gerekiyordu.
10:44
Or take a farmer today.
225
644407
1590
Ya da bir modern çiftçiyi ele alalım.
10:45
I take the farm manager of today as very different
226
645997
3280
Ben 1900'lerdeki bir çiftlik kahyasını günümüzden
10:49
from the farmer of 1900.
227
649277
2491
çok farklı görüyorum.
10:51
So it hasn't just been the spread
228
651768
1838
Demek istediğim, sadece zihinsel efor gerektiren
10:53
of cognitively demanding professions.
229
653606
3191
mesleklerin artışı değil konu.
10:56
It's also been the upgrading of tasks
230
656797
2380
Aynı zamanda doktorluk, avukatlık ya da benzeri
10:59
like lawyer and doctor and what have you
231
659177
2567
mesleklerin gelişmesinin zihinsel
11:01
that have made demands on our cognitive faculties.
232
661744
3777
becerilerimizin artmasını gerektirmesi.
11:05
But I've talked about education and employment.
233
665521
3159
Fakat yalnızca eğitim ve işgücünden sözettim.
11:08
Some of the habits of mind that we have developed
234
668680
3339
Oysa 20. yüzyılda geliştirdiğimiz
11:12
over the 20th century
235
672019
1607
bazı zihinsel alışkanlıkların
11:13
have paid off in unexpected areas.
236
673626
2595
beklenmedik başka alanlarda da getirisi oldu.
11:16
I'm primarily a moral philosopher.
237
676221
2271
Ben esasen ahlak filozofuyum.
11:18
I merely have a holiday in psychology,
238
678492
3688
Psikolojide neredeyse hiç tatil yapmam
11:22
and what interests me in general is moral debate.
239
682180
4408
ve genelde beni ilgilendiren konular ahlaki tartışmalardır.
11:26
Now over the last century,
240
686588
2731
Şimdi, son yüzyılda
11:29
in developed nations like America,
241
689319
2350
Amerika gibi gelişmiş uluslarda
11:31
moral debate has escalated
242
691669
1981
ahlaki tartışmalar hararetlendi
11:33
because we take the hypothetical seriously,
243
693650
3339
çünkü varsayımsal olanı önemsiyoruz,
11:36
and we also take universals seriously
244
696989
3215
aynı zamanda evrensel olan şeyleri de önemsiyoruz
11:40
and look for logical connections.
245
700204
2796
ve mantıklı bağlantılar arıyoruz.
11:43
When I came home in 1955 from university
246
703000
3735
1955 yılında, Martin Luther King gündemdeydi,
11:46
at the time of Martin Luther King,
247
706735
2307
üniversiteden eve geldiğimde,
11:49
a lot of people came home at that time
248
709042
2322
ki tabi pek çok insan da evlerine gitmişti,
11:51
and started having arguments with their parents and grandparents.
249
711364
3750
ebeveynlerimiz ve aile büyüklerimizle karşılıklı tartışmalar yaşadık.
11:55
My father was born in 1885,
250
715114
3228
Babam 1885'te doğmuştu.
11:58
and he was mildly racially biased.
251
718342
2563
Ve az da olsa ırkçı bir eğilimi vardı.
12:00
As an Irishman, he hated the English so much
252
720905
2103
Bir İrlandalı olarak İngilizlerden o kadar çok nefret ediyordu ki
12:03
he didn't have much emotion for anyone else.
253
723008
2321
başkalarına da sempati besleyemiyordu.
12:05
(Laughter)
254
725329
3271
(Kahkakalar)
12:08
But he did have a sense that black people were inferior.
255
728600
4508
Ama siyahi insanların ikinci derecede olduğuna dair bir görüşü vardı.
12:13
And when we said to our parents and grandparents,
256
733108
2848
Ve ebeveynlerimize, aile büyüklerimize
12:15
"How would you feel if tomorrow morning you woke up black?"
257
735956
4493
"Yarın siyah olarak uyansanız ne yapardınız?" diye sorduğumuzda
12:20
they said that is the dumbest thing you've ever said.
258
740449
3621
bunun ağzımızdan çıkan en saçma şey olduğunu söylediler.
12:24
Who have you ever known who woke up in the morning --
259
744070
2502
Kim sabah kalkıp da siyah olmuş birini --
12:26
(Laughter) --
260
746572
2402
(Kahkahalar) --
12:28
that turned black?
261
748974
1230
-- gördü?
12:30
In other words, they were fixed in the concrete
262
750204
3516
Diğer bir deyişle, somut olan
12:33
mores and attitudes they had inherited.
263
753720
3513
ayrıntılar ve yaklaşımlarda takılıp kalmışlardı.
12:37
They would not take the hypothetical seriously,
264
757233
3011
Varsayımsal olanı önemsemiyorlardı,
12:40
and without the hypothetical,
265
760244
1484
ve soyutlama olmaksızın
12:41
it's very difficult to get moral argument off the ground.
266
761728
4019
ahlaki bir tartışmayı kazanmak çok zordur.
12:45
You have to say, imagine you were
267
765747
2635
"Varsayalım İran'dasın,
12:48
in Iran, and imagine that your relatives
268
768382
5585
ve diyelim ki akrabaların
12:53
all suffered from collateral damage
269
773967
2700
hiç bir yanlışları olmamasına rağmen
12:56
even though they had done no wrong.
270
776667
1946
zarara uğratıldılar." gibi şeyler söylemen gerekir.
12:58
How would you feel about that?
271
778613
2061
"Bu konuda ne hissederdin?"
13:00
And if someone of the older generation says,
272
780674
2720
Ve üst jenerasyondan bir kişi
13:03
well, our government takes care of us,
273
783394
1930
"Devlet bizim bakımımızı üstlenir,
13:05
and it's up to their government to take care of them,
274
785324
2943
dolayısıyla onların devleti de onları gözetmeli!" dediğinde
13:08
they're just not willing to take the hypothetical seriously.
275
788267
4068
varsayımsal olanı önemsemek istemiyor demektir.
13:12
Or take an Islamic father whose daughter has been raped,
276
792335
3367
Yahut kızına tecavüz edilen müslüman bir ülkedeki bir babayı ele alalım.
13:15
and he feels he's honor-bound to kill her.
277
795702
3210
O adam gururu gereği kızını öldürmek durumunda olduğunu hisseder.
13:18
Well, he's treating his mores
278
798912
2360
Yani ahlaki değerlerini
13:21
as if they were sticks and stones and rocks that he had inherited,
279
801272
3900
miras aldığı maddi varlıklar olarak değerlendirmektedir.
13:25
and they're unmovable in any way by logic.
280
805172
2645
Ve bunlar mantık yoluyla değiştirilemezler.
13:27
They're just inherited mores.
281
807817
2576
Onlar sadece miras edinilmiş ahlaki inanışlardır.
13:30
Today we would say something like,
282
810393
2201
Bugün ise şöyle bir şey söylerdik:
13:32
well, imagine you were knocked unconscious and sodomized.
283
812594
3577
"Bayıltılıp tecavüz edildiğini düşün,
13:36
Would you deserve to be killed?
284
816171
1673
öldürülmeyi hakeder miydin?"
13:37
And he would say, well that's not in the Koran.
285
817844
2895
Ve o da "Tabi Kuran'da böyle bir şey yok,
13:40
That's not one of the principles I've got.
286
820739
4022
Bu değerlerimden biri değil." derdi.
13:44
Well you, today, universalize your principles.
287
824761
2841
Bugünlerde değerlerinizi evrenselleştiriyorsunuz.
13:47
You state them as abstractions and you use logic on them.
288
827602
3557
Soyutlamalar olarak ifade edip mantık kullanıyorsunuz.
13:51
If you have a principle such as,
289
831159
2273
"İnsanlar gerçekten bir sebeple suçlu değilse acı çekmemeli"
13:53
people shouldn't suffer unless they're guilty of something,
290
833432
3646
gibi bir prensibiniz varsa,
13:57
then to exclude black people
291
837078
2096
siyah insanları hariç tutmak için
13:59
you've got to make exceptions, don't you?
292
839174
2498
bu prensibe istisnalar getirmek zorundasınız, değil mi?
14:01
You have to say, well, blackness of skin,
293
841672
2988
"Yani, konu sadece tenin siyahlığı olmamalı," demelisiniz,
14:04
you couldn't suffer just for that.
294
844660
2623
"sadece bu yüzden acı çekilmemeli.
14:07
It must be that blacks are somehow tainted.
295
847283
3263
Zenciler bir şekilde kusurlu olmalılar."
14:10
And then we can bring empirical evidence to bear, can't we,
296
850546
3167
Ve sonra ampirik bulguları devreye sokarak
14:13
and say, well how can you consider all blacks tainted
297
853713
2916
"Yani Aziz Augustine ve Thomas Sowell da zenci ise,
14:16
when St. Augustine was black and Thomas Sowell is black.
298
856629
3794
tüm siyahları nasıl kusurlu varsayabiliriz?" diyebiliriz, değil mi?
14:20
And you can get moral argument off the ground, then,
299
860423
3425
Bu şekilde ahlaki tartışmayı yürütebiliriz,
14:23
because you're not treating moral principles as concrete entities.
300
863848
4554
çünkü ahlaki değerleri somut oluşumlar olarak değerlendirmiyor oluruz.
14:28
You're treating them as universals,
301
868402
1937
Onları mantıkla tutarlı şekilde işleyerek
14:30
to be rendered consistent by logic.
302
870339
2779
evrensel olarak değerlendirmekteyizdir.
14:33
Now how did all of this arise out of I.Q. tests?
303
873118
3130
Şimdi bu konu I.Q. testlerinden nasıl ortaya çıktı?
14:36
That's what initially got me going on cognitive history.
304
876248
4010
Bilişsel tarihle ilgilenmeme sebep olan budur.
14:40
If you look at the I.Q. test,
305
880258
1885
Eğer I.Q. testlerine bakarsak
14:42
you find the gains have been greatest in certain areas.
306
882143
3985
belli noktalarda kazancın daha büyük olduğunu görürüz.
14:46
The similarities subtest of the Wechsler
307
886128
2603
Wechsler zeka testinin alt testlerinden biri
14:48
is about classification,
308
888731
2269
sınıflandırma konusundadır.
14:51
and we have made enormous gains
309
891000
2080
ve sınıflandırma alt testinde
14:53
on that classification subtest.
310
893080
3110
müthiş gelişmeler kaydettik.
14:56
There are other parts of the I.Q. test battery
311
896190
3281
I.Q. testinin bir diğer parçası
14:59
that are about using logic on abstractions.
312
899471
3096
soyutlamalarla ilgili mantık yürütebilme üzerinedir.
15:02
Some of you may have taken Raven's Progressive Matrices,
313
902567
3474
Kiminiz belki Raven'ın 'Kademeli Matrisler' testini almıştır.
15:06
and it's all about analogies.
314
906041
2538
Tamamen kıyaslamalar üzerinedir.
15:08
And in 1900, people could do simple analogies.
315
908579
3856
1900'de insanlar basit çıkarımlar yapabiliyorlardı.
15:12
That is, if you said to them, cats are like wildcats.
316
912435
4345
Yani onlara "Kediler vahşi kedilerle benzerlik gösterir,
15:16
What are dogs like?
317
916780
1576
peki köpekler neye benzer?" deseniz
15:18
They would say wolves.
318
918356
2092
"Kurtlara" derlerdi.
15:20
But by 1960, people could attack Raven's
319
920448
3544
Fakat 1960'a geldiğimizde insanlar Raven'ın
15:23
on a much more sophisticated level.
320
923992
2650
testini çok daha ileri bir düzeyde cevaplıyorlardı.
15:26
If you said, we've got two squares followed by a triangle,
321
926642
4507
"İki karenin ardından bir üçgen geliyorsa,
15:31
what follows two circles?
322
931149
2236
iki dairenin arkasından ne gelir?" diye sorduğunuzda
15:33
They could say a semicircle.
323
933385
2287
"Yarım daire" yanıtını alırdınız.
15:35
Just as a triangle is half of a square,
324
935672
2178
Üçgeni yarım bir kare olarak düşünürsek,
15:37
a semicircle is half of a circle.
325
937850
2718
yarım daire de tam dairenin yarısıdır.
15:40
By 2010, college graduates, if you said
326
940568
3593
2010'a gelindiğindeyse
15:44
two circles followed by a semicircle,
327
944161
3235
"Eğer iki yarım dairenin ardından bir tam daire geliyorsa,
15:47
two sixteens followed by what,
328
947396
2790
iki tane 16'nın ardından ne gelir?" sorusuna
15:50
they would say eight, because eight is half of 16.
329
950186
3736
'8' yanıtı veriliyor, çünkü 8, 16'nın yarısıdır.
15:53
That is, they had moved so far from the concrete world
330
953922
2866
Yani somut dünyadan öylesine ileri gittiler ki
15:56
that they could even ignore
331
956788
2293
sorunun içinde yer alan sembollerin
15:59
the appearance of the symbols that were involved in the question.
332
959081
4523
görünüşünü bile gözardı edebiliyorlar.
16:03
Now, I should say one thing that's very disheartening.
333
963604
3164
Şimdi oldukça cesaret kırıcı bir şeyi söylemeliyim.
16:06
We haven't made progress on all fronts.
334
966768
2872
Her konuda bu derece aşama kaydetmedik.
16:09
One of the ways in which we would like to deal
335
969640
2764
Modern dünyanın karmaşıklığıyla
16:12
with the sophistication of the modern world
336
972404
2198
uğraşmayı isteyeceğimiz bir yöntem ise
16:14
is through politics,
337
974602
2036
siyaset.
16:16
and sadly you can have humane moral principles,
338
976638
3335
Ancak üzücü bir şekilde yüksek ahlaki değerleriniz olsa da,
16:19
you can classify, you can use logic on abstractions,
339
979973
4420
sınıflandırma yapabiliyor, soyut kavramlar üzerine mantık yürütebiliyor olsanız da
16:24
and if you're ignorant of history and of other countries,
340
984393
2930
eğer kendi ülkenizin ya da diğer ülkelerin tarihini umursamıyorsanız
16:27
you can't do politics.
341
987323
2427
siyaset yapamazsınız.
16:29
We've noticed, in a trend among young Americans,
342
989750
3020
Genç Amerikalılar arasında yükselen bir trend olarak
16:32
that they read less history and less literature
343
992770
2875
giderek daha az tarih ve edebiyat
16:35
and less material about foreign lands,
344
995645
2610
ve yabancı memleketlerle ilgili yazı okunduğunu gördük,
16:38
and they're essentially ahistorical.
345
998255
1695
ve temelde tarihdışılar.
16:39
They live in the bubble of the present.
346
999950
2117
"Şu an" denen baloncukta yaşıyorlar.
16:42
They don't know the Korean War from the war in Vietnam.
347
1002067
2856
Kore Savaşı ile Vietnam'daki savaşı ayırdedemiyorlar.
16:44
They don't know who was an ally of America in World War II.
348
1004923
4183
2. Dünya Savaşı'nda Amerika'nın müttefikleri kimdi bilmiyorlar.
16:49
Think how different America would be
349
1009106
2621
Eğer her Amerikalı Batı ülkelerinin Afganistan'a
16:51
if every American knew that this is the fifth time
350
1011727
3596
çeki düzen vermeye beşinci gidişi olduğunu bilseydi
16:55
Western armies have gone to Afghanistan to put its house in order,
351
1015323
4094
Amerika'nın ne kadar farklı bir yer olacağını düşünün
16:59
and if they had some idea of exactly what had happened
352
1019417
3364
ve önceki dört seferde
17:02
on those four previous occasions.
353
1022781
2325
tam olarak ne olduğunu.
17:05
(Laughter)
354
1025106
950
(Kahkahalar)
17:06
And that is, they had barely left,
355
1026056
1948
Odur ki, zaten ülkeyi pek terketmemişlerdi
17:08
and there wasn't a trace in the sand.
356
1028004
2332
ve aslında bulabilecekleri bir şey de yoktu.
17:10
Or imagine how different things would be
357
1030336
3208
Ya da çoğu Amerikalı son altı savaşımızın dördünde
17:13
if most Americans knew that we had been lied
358
1033544
2756
bize yalan söylendiğini bilseydi
17:16
into four of our last six wars.
359
1036300
2925
bazı şeylerin ne kadar farklı olacağını düşünün.
17:19
You know, the Spanish didn't sink the battleship Maine,
360
1039225
2934
Yani işte İspanyollar Maine'de savaş gemisi batırmadılar;
17:22
the Lusitania was not an innocent vessel
361
1042159
2258
Lusitania pek de masum bir gemi değildi,
17:24
but was loaded with munitions,
362
1044417
2633
mühimmat yüklüydü;
17:27
the North Vietnamese did not attack the Seventh Fleet,
363
1047050
4078
Kuzey Vietnamlılar Yedinci Filo'ya saldırmadı;
17:31
and, of course, Saddam Hussein hated al Qaeda
364
1051128
3568
ve tabi ki Saddam Hüseyin El Kaide'den nefret ediyordu
17:34
and had nothing to do with it,
365
1054696
1909
ve onlarla bir alakası yoktu
17:36
and yet the administration convinced 45 percent of the people
366
1056605
3803
ve onları darağacında sallandırabilirdi.
Ancak yönetimimiz insanlarımızın %45'ini
17:40
that they were brothers in arms,
367
1060408
1544
17:41
when he would hang one from the nearest lamppost.
368
1061952
3879
onların silah arkadaşı olduğuna ikna etti.
17:45
But I don't want to end on a pessimistic note.
369
1065831
3469
Yine de konuşmamı kötümser bir şekilde bitirmek istemiyorum.
17:49
The 20th century has shown enormous cognitive reserves
370
1069300
4518
Asiller zümresi ortalama insanın yapamayacağını,
17:53
in ordinary people that we have now realized,
371
1073818
3653
kendilerinin zihniyetini yahut zihinsel kabiliyetlerini
17:57
and the aristocracy was convinced
372
1077471
2064
paylaşamayacağını düşünürken,
17:59
that the average person couldn't make it,
373
1079535
2179
20. yy’da şimdilerde farkına
18:01
that they could never share their mindset
374
1081714
2966
vardığımız üzere
18:04
or their cognitive abilities.
375
1084680
2606
müthiş bir zihinsel gelişme yaşandı.
18:07
Lord Curzon once said
376
1087286
1714
Lord Curzon bir zamanlar
18:09
he saw people bathing in the North Sea,
377
1089000
2264
Kuzey Denizi’nde yüzen insanları gördüğünde
18:11
and he said, "Why did no one tell me
378
1091264
1663
“Alt zümrenin vücutlarının beyaz olduğunu
18:12
what white bodies the lower orders have?"
379
1092927
2976
bana neden kimse söylemedi?” diye sormuş.
18:15
As if they were a reptile.
380
1095903
2351
Sanki onlar sürüngenlermiş gibi.
18:18
Well, Dickens was right and he was wrong. [Correction: Rudyard Kipling]
381
1098254
3050
Yani, Dickens hem haklıydı, hem de haksız. (Doğrusu: Rudyard Kipling)
18:21
[Kipling] said, "The colonel's lady and Judy O'Grady
382
1101304
3710
(Kipling) demiş ki "Albay'ın karısıyla Judy O'Grady
18:25
are sisters underneath the skin."
383
1105014
3209
tenin altında kardeştirler."
18:28
(Applause)
384
1108223
4000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7