His Holiness Pope Francis | Why the only future worth building includes everyone | TED Talks

1,160,840 views ・ 2017-04-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Elena Montrasio Reviewer: TED Translators admin
0
0
7000
Çeviri: Gunperi Sisman Gözden geçirme: Meric Aydonat
[Ruhani Lider Papa Francis Vatikan'da filme çekildi
00:12
[His Holiness Pope Francis Filmed in Vatican City
1
12185
2415
00:14
First shown at TED2017]
2
14625
1495
İlk kez TED2017'de gösterildi]
00:16
Good evening – or, good morning, I am not sure what time it is there.
3
16720
6080
İyi akşamlar -veya iyi sabahlar- orada saatin kaç olduğundan emin değilim!
00:24
Regardless of the hour, I am thrilled to be participating in your conference.
4
24520
5840
Saat kaç olursa olsun, konferansınıza katılıyor olmaktan çok mutluyum.
00:32
I very much like its title – "The Future You" –
5
32516
3764
Konferansınızın ismini de çok beğendim: ''Gelecekteki Sen''
00:37
because, while looking at tomorrow, it invites us to open a dialogue today,
6
37640
6560
çünkü yarına bakmak,
00:45
to look at the future through a "you."
7
45320
4320
geleceğe ''sen'' gözüyle bakmak için bugünkü bir diyaloğa davettir.
00:51
"The Future You:"
8
51104
1246
''Gelecekteki Sen.''
00:53
the future is made of yous, it is made of encounters,
9
53640
7000
Gelecek ''sen'' lerden oluşuyor, karşılaşmalardan oluşuyor
01:01
because life flows through our relations with others.
10
61480
2560
çünkü hayat diğerleriyle ilişkilerimiz doğrultusunda akıyor.
01:06
Quite a few years of life
11
66280
1896
Hayatın çoğunluğu
01:08
have strengthened my conviction
12
68200
3496
herkesin varlığının birbirine derinden bağlı olduğuna,
01:11
that each and everyone's existence is deeply tied to that of others:
13
71720
7000
hayatın sadece geçmekte olan bir zamandan değil de,
01:19
life is not time merely passing by, life is about interactions.
14
79539
6720
etkileşimlerimizden oluştuğuna olan inancımı güçlendirdi.
01:28
As I meet, or lend an ear to those who are sick,
15
88200
4240
Hastalardan,
01:33
to the migrants who face terrible hardships
16
93440
4736
daha parlak bir gelecek arayışlarında zorluklarla karşılaşan mültecilere,
01:38
in search of a brighter future,
17
98200
2000
yüreklerinde cehennem ağrısı çeken hapishane mahkumlarından,
01:41
to prison inmates who carry a hell of pain inside their hearts,
18
101040
4080
birçoğu genç olan ama iş bulamayanlara,
01:45
and to those, many of them young, who cannot find a job,
19
105640
4240
insanlarla tanıştıkça veya hikayelerini duydukça
01:50
I often find myself wondering:
20
110760
2800
kendimi şunu düşünürken buluyorum:
01:55
"Why them and not me?"
21
115280
3095
''Neden ben değil de onlar?''
02:00
I, myself, was born in a family of migrants;
22
120875
3873
Ben de mülteci bir ailede doğdum;
02:06
my father, my grandparents, like many other Italians,
23
126360
5416
babam, büyükannem ve büyükbabam, birçok diğer İtalyan gibi,
02:11
left for Argentina
24
131800
2056
ülkelerinden ayrılıp Arjantin'e giden
02:13
and met the fate of those who are left with nothing.
25
133880
4480
ve hiçbir şeyi olmayanların kaderlerini paylaştı.
02:20
I could have very well ended up among today's "discarded" people.
26
140040
3920
Ben de kolayca bugünün ''dışlanmış'' insanları arasında olabilirdim.
02:25
And that's why I always ask myself, deep in my heart:
27
145720
4717
İşte bu yüzden kendime, içtenlikle bu soruyu soruyorum:
02:30
"Why them and not me?"
28
150461
3278
''Neden ben değil de onlar?''
02:36
First and foremost, I would love it if this meeting could help to remind us
29
156040
4496
Öncelikle bu konferans bize şunu hatırlatirsa çok sevinirim:
02:40
that we all need each other,
30
160560
3840
Hepimiz birbirimize muhtacız,
02:45
none of us is an island,
31
165238
2640
hiçbirimiz bir ada değiliz,
02:48
an autonomous and independent "I," separated from the other,
32
168920
3400
veya başkalarından ayrık, tek başına duran, bağımsız bir ''ben'' değiliz
02:53
and we can only build the future by standing together, including everyone.
33
173840
6320
ve geleceği sadece birlikte olarak, herkesi dahil ederek inşa edebiliriz.
03:01
We don’t think about it often, but everything is connected,
34
181960
6016
Çoğu zaman düşünmesek de, her şey aslında birbirine bağlıdır
03:08
and we need to restore our connections to a healthy state.
35
188000
4440
ve bağlantılarımızı yeniden sağlıklı kılmamız lazım.
03:13
Even the harsh judgment I hold in my heart
36
193545
2977
Kalbimde kardeşlerime karşı tuttuğum,
03:16
against my brother or my sister,
37
196546
3070
katı düşünceler,
03:19
the open wound that was never cured, the offense that was never forgiven,
38
199640
4056
kabuk bağlayamamış yaralar, hiç affedilmemiş dargınlıklar, hatalar,
03:23
the rancor that is only going to hurt me,
39
203720
3016
beni de yaralayacak hınçlarım,
03:26
are all instances of a fight that I carry within me,
40
206760
3302
içimde taşıdığım savaşların ensanteneleri,
03:30
a flare deep in my heart that needs to be extinguished
41
210086
2690
kalbimin derinliklerinde, daha alevlenmeden
03:32
before it goes up in flames, leaving only ashes behind.
42
212800
4680
söndürülmesi ve sadece küllerinin kalması gereken bir kordur.
03:39
Many of us, nowadays,
43
219040
2320
Bugünlerde birçoğumuz,
03:42
seem to believe that a happy future is something impossible to achieve.
44
222000
4000
mutlu bir geleceğin elde edilmesinin imkansız olduğunu düşünüyoruz.
03:47
While such concerns must be taken very seriously,
45
227560
2360
Bu gibi endişeler ciddiye alınması gerekse de,
03:51
they are not invincible.
46
231120
1995
mağlup edilmeleri zor değildir.
03:54
They can be overcome when we don't lock our door to the outside world.
47
234440
6160
Bu düşünceler, kapımızı dış dünyaya kilitlemediğimiz zaman yenilebilirler.
04:01
Happiness can only be discovered
48
241600
2760
Mutluluk ancak bütünün ve parçalarının
04:05
as a gift of harmony between the whole and each single component.
49
245120
3600
uyumunda keşfedilebilir.
04:10
Even science – and you know it better than I do –
50
250920
2920
Bilim bile - benden daha iyi bilirsiniz -
04:14
points to an understanding of reality
51
254520
5056
elementlerin birbirine kenetlendiği ve etraflarıyla etkileşim içinde olduğunu
04:19
as a place where every element connects and interacts with everything else.
52
259600
7000
yansıtan bir gerçeği işaret ediyor.
04:28
And this brings me to my second message.
53
268640
4320
İşte bu da beni ikinci mesajıma getiriyor:
04:34
How wonderful would it be
54
274600
1760
Bilimin gelişimi ve teknolojik ilerleme
04:37
if the growth of scientific and technological innovation
55
277679
4921
daha çok eşitlik ve sosyal içermeyi de yanında getirse
04:43
would come along with more equality and social inclusion.
56
283400
6080
ne kadar müthiş olurdu.
04:50
How wonderful would it be, while we discover faraway planets,
57
290600
5160
Uzaklardaki gezegenleri keşfederken,
04:56
to rediscover the needs of the brothers and sisters orbiting around us.
58
296760
6501
yörüngemizdeki kardeşlerimizin ihtiyaçlarını da yeniden keşfedebilmek
05:04
How wonderful would it be if solidarity,
59
304080
3216
ne kadar müthiş olurdu.
05:07
this beautiful and, at times, inconvenient word,
60
307320
3520
Birlik beraberligin,
05:11
were not simply reduced to social work,
61
311760
3976
bu güzel, ama bazen zahmetli olan kavramın,
05:15
and became, instead, the default attitude
62
315760
3656
sadece sosyal hizmetle sınırlı olmadan,
05:19
in political, economic and scientific choices,
63
319440
4760
siyasi, ekonomik ve bilimsel tercihlerimizde
05:25
as well as in the relationships among individuals, peoples and countries.
64
325040
6016
ve bireysel, halklar, ülkeler arası ilişkilerimizde de,
05:31
Only by educating people to a true solidarity
65
331080
4008
ilk tavrımız ve bakış açımız haline gelmesi ne kadar müthiş olurdu.
05:35
will we be able to overcome
66
335112
3676
İnsanları ancak beraberlik için eğiterek
05:38
the "culture of waste,"
67
338812
3347
''tüketme kültürümüzden'' vazgeçebiliriz.
05:43
which doesn't concern only food and goods
68
343430
3210
Bu, sadece yiyecek ve ürünler için geçerli değil
05:49
but, first and foremost, the people
69
349240
2656
bizler fark etmeden,
05:51
who are cast aside by our techno-economic systems
70
351920
5080
insanların ürünlerini, insanlardan önemli kabul ediyoruz ve
05:57
which, without even realizing it,
71
357760
3480
teknolojik-ekonomik sistemlerimiz
06:02
are now putting products at their core, instead of people.
72
362160
5726
insanları kenara itiyor.
06:09
Solidarity is a term that many wish to erase from the dictionary.
73
369160
7000
Birlik olmak birçoğunun sözlüklerden silmek istediği bir sözcük olsa da
06:17
Solidarity, however, is not an automatic mechanism.
74
377200
4320
otomatik bir mekanizma değildir.
06:22
It cannot be programmed or controlled.
75
382200
2520
Programlanıp kontrol edilemez.
06:25
It is a free response born from the heart of each and everyone.
76
385480
4000
Bu herkesin kalbinde oluşan özgür bir tepkidir.
06:30
Yes, a free response!
77
390520
2640
Evet bu, özgür bir tepkidir!
06:34
When one realizes
78
394040
1216
Çünkü eğer bir insan
06:35
that life, even in the middle of so many contradictions, is a gift,
79
395280
4736
hayatın, tüm çelişkilerine rağmen, bir lütuf olduğuna,
06:40
that love is the source and the meaning of life,
80
400040
3720
sevginin hayatın kaynağı ve anlamı olduğunun farkına vardığında
06:44
how can they withhold their urge to do good to another fellow being?
81
404520
5183
başka bir insana yardım etme güdüsüne nasıl karşı koyabilir?
06:50
In order to do good,
82
410880
1776
İyilik yapabilmek için
06:52
we need memory, we need courage and we need creativity.
83
412680
5160
hafızaya, cesarete ve yaratıcılığa ihtiyacımız var.
07:00
And I know that TED gathers many creative minds.
84
420120
6880
TED'in de birçok yaratıcı zekayı bir araya getirdiğini biliyorum.
07:09
Yes, love does require a creative, concrete
85
429000
5957
Evet sevgi yaratıcı,
07:16
and ingenious attitude.
86
436012
1798
hakiki ve içten bir tavrı zorunlu kılar.
07:19
Good intentions and conventional formulas,
87
439570
5091
İyi niyet ve geleneksel formüller,
07:24
so often used to appease our conscience, are not enough.
88
444685
5400
vicdanımızı sık sık yatıştırsa da yeterli değildir.
07:30
Let us help each other, all together, to remember
89
450856
3240
Hep birlikte hatırlamak için birbirimize yardım edelim,
07:34
that the other is not a statistic or a number.
90
454720
4040
''diğer'' bir istatistik veya bir sayı değildir.
07:39
The other has a face.
91
459817
1623
''Diğer''lerinin bir yüzü var.
07:42
The "you" is always a real presence,
92
462166
4223
''Sen'' hep bir gerçek varlıksın,
07:46
a person to take care of.
93
466413
3163
bakılması gereken bir birey.
07:53
There is a parable Jesus told to help us understand the difference
94
473274
5382
Hazreti İsa'nın anlattigi, rahatsız olmak istemeyenler ve diğerlerine yardım elini
07:58
between those who'd rather not be bothered and those who take care of the other.
95
478680
6830
uzatanlar arasındaki farkı anlamamızı sağlayan bir hikayesi var.
08:07
I am sure you have heard it before. It is the Parable of the Good Samaritan.
96
487200
4940
İyi Samiri'nin hikayesini daha önce de duymuşsunuzdur.
08:13
When Jesus was asked: "Who is my neighbor?" -
97
493920
3480
Hazreti İsa'ya ''Komşum kimdir?''
08:18
namely, "Who should I take care of?" -
98
498000
3480
yani ''kime yardımcı olmalıyım?'' diye sorduklarında,
08:22
he told this story, the story of a man
99
502840
4017
cevap olarak, şiddete maruz kalmış, soyulmuş, dövülmüş
08:26
who had been assaulted, robbed, beaten and abandoned along a dirt road.
100
506881
5839
ve toprak bir yolun kenarındatek başına bırakılmış bir adamın hikayesini anlatmış.
08:34
Upon seeing him, a priest and a Levite, two very influential people of the time,
101
514160
6080
Bir rahip ve bir Levi, çağın en nüfuzlu insanları, bu adamı gördükleri zaman,
08:41
walked past him without stopping to help.
102
521000
3440
yardım etmeye durmadan adamın yanından yürüyüp geçmişler.
08:45
After a while, a Samaritan, a very much despised ethnicity at the time, walked by.
103
525400
6118
Bir zaman sonra, etnik olarak dışlanan, bir Samiri bu adamın yanından geçerken
08:52
Seeing the injured man lying on the ground,
104
532593
5383
yerde yatan yaralı adamı görünce,
08:58
he did not ignore him as if he weren't even there.
105
538000
4440
onu gözardı etmemiş.
09:03
Instead, he felt compassion for this man,
106
543392
3101
Aksine bu adama şefkat duymuş,
09:07
which compelled him to act in a very concrete manner.
107
547595
6972
bu da onun hareketlerine yön vermiş.
09:16
He poured oil and wine on the wounds of the helpless man,
108
556040
3970
Adamın yaralarına yağ ve şarap dökmüş,
09:20
brought him to a hostel
109
560872
1904
onu bir konağa götürmüş
09:22
and paid out of his pocket for him to be assisted.
110
562800
3320
ve adama bakmaları için kendi cebinden ödemiş.
09:27
The story of the Good Samaritan is the story of today’s humanity.
111
567720
3800
Bu hikayedeki merhametli adam bugünkü insanlığın hikayesidir.
09:32
People's paths are riddled with suffering,
112
572560
4936
İnsanların yolları acılarla sarılı ve
09:37
as everything is centered around money, and things, instead of people.
113
577520
6000
her şey insanlar yerine para ve obje merkezli.
09:44
And often there is this habit, by people who call themselves "respectable,"
114
584760
5696
Çoğu zaman bir alışkanlık olarak kendilerine ''saygın'' diyen insanlar
09:50
of not taking care of the others,
115
590480
2575
diğerlerine yardım etmeyip
09:53
thus leaving behind thousands of human beings, or entire populations,
116
593702
6838
binlerce insanı, bazen bir toplumun tümünü,
10:00
on the side of the road.
117
600892
1968
yolun kenarında bırakıyorlar.
10:05
Fortunately, there are also those who are creating a new world
118
605440
4628
Şanslıyız ki, bir de yeni bir dünya yaratanlar var,
10:10
by taking care of the other, even out of their own pockets.
119
610092
5228
diğerleriyle kendi ceplerinden ödeyerek dahi ilgilenenler.
10:16
Mother Teresa actually said:
120
616280
3961
Rahibe Teresa der ki:
10:20
"One cannot love, unless it is at their own expense."
121
620265
4857
''Kendinden vermeden kimse sevemez.''
10:26
We have so much to do, and we must do it together.
122
626960
4310
Yapmamız gereken çok şey var ve bunları birlikte yapmalıyız.
10:32
But how can we do that with all the evil we breathe every day?
123
632920
4500
Ama bunu her gün kötülük solurken nasıl yaparız?
10:38
Thank God,
124
638777
1451
Tanrıya şükürler olsun
10:40
no system can nullify our desire to open up to the good,
125
640252
4334
hiçbir sistem kalbimizin derinliklerinden gelen
10:44
to compassion and to our capacity to react against evil,
126
644610
4019
iyiliğe açılma arzumuzu,
10:48
all of which stem from deep within our hearts.
127
648653
2436
şefkate ve kötülüğe karşı koyma kapasitemizi yok edemez.
10:51
Now you might tell me,
128
651113
1424
Şimdi bana diyebilirsiniz ki
10:52
"Sure, these are beautiful words,
129
652561
1695
"Bunlar güzel sözler,
10:54
but I am not the Good Samaritan, nor Mother Teresa of Calcutta."
130
654280
4738
ama ben ne İyi Samari'yim ne de Rahibe Teresa'yım."
10:59
On the contrary: we are precious, each and every one of us.
131
659653
4431
Aksine, hepimiz değerliyiz, her birimiz.
11:04
Each and every one of us is irreplaceable in the eyes of God.
132
664481
4829
Tanrı'nın gözünde her birimiz eşsiziz.
11:10
Through the darkness of today's conflicts,
133
670800
4256
Günümüzün karanlık çatışmalarında,
11:15
each and every one of us can become a bright candle,
134
675080
4536
her birimiz, karanlığı aydınlığın yeneceğini hatırlatan
11:19
a reminder that light will overcome darkness,
135
679640
4158
ve asla karanlığın kazanmayacağını anlatan,
11:24
and never the other way around.
136
684720
2290
birer parlayan mum olabiliriz.
11:28
To Christians, the future does have a name,
137
688377
4556
Hristiyanlar için, geleceğin bir ismi var
11:33
and its name is Hope.
138
693697
2140
ve bu ismin adı Umut.
11:37
Feeling hopeful does not mean to be optimistically naïve
139
697040
4760
Umutlu olmak, saf bir iyimser olmak
11:42
and ignore the tragedy humanity is facing.
140
702920
5600
veya insanlığın yüzleştiği trajediyi göz ardı etmek demek değildir.
11:49
Hope is the virtue of a heart
141
709760
2976
Umut kalbin bir meziyetidir,
11:52
that doesn't lock itself into darkness, that doesn't dwell on the past,
142
712760
5056
kendini karanlığa kilitlemez, geçmişte sayıklamaz,
11:57
does not simply get by in the present, but is able to see a tomorrow.
143
717840
5360
şimdiki zamanda salınmaz, bir gelecek görür.
12:04
Hope is the door that opens onto the future.
144
724320
2656
Umut geleceğe açılan bir kapıdır.
12:07
Hope is a humble, hidden seed of life
145
727000
5256
Umut, hayatın gösterişsiz ve gizli bir tohumudur,
12:12
that, with time, will develop into a large tree.
146
732280
4240
zamanla bir ağaç olur.
12:17
It is like some invisible yeast that allows the whole dough to grow,
147
737600
5400
Ekmeğin kabarmasını sağlayan gizli bir maya gibidir,
12:23
that brings flavor to all aspects of life.
148
743800
2200
hayatın her yanına tat katar.
12:27
And it can do so much,
149
747040
1768
Birçok şey yapabilir,
12:29
because a tiny flicker of light that feeds on hope
150
749760
6861
çünkü umutla beslenen bir ışık kıpırtısı,
12:37
is enough to shatter the shield of darkness.
151
757351
3809
karanlığın siperini kırmaya yeterlidir.
12:42
A single individual is enough for hope to exist,
152
762537
4679
Tek bir birey, umudun yaşaması için yeterlidir
12:47
and that individual can be you.
153
767240
3184
ve bu birey siz olabilirsiniz.
12:51
And then there will be another "you," and another "you,"
154
771800
5214
Daha sonra başka bir ''sen'' ve başka bir ''sen'' olacak
12:58
and it turns into an "us."
155
778102
2301
''biz''e dönüşecek.
13:01
And so, does hope begin when we have an "us?"
156
781058
4257
Peki umut ''biz''e ulaştığımızda mı başlayacak?
13:05
No.
157
785339
1144
Hayır.
13:06
Hope began with one "you."
158
786507
1620
Umut tek bir ''sen'' le başlar.
13:09
When there is an "us," there begins a revolution.
159
789400
4310
''Biz'' olduğumuzda bir devrim başlar.
13:17
The third message I would like to share today
160
797060
3436
Bugün paylaşmak istediğm üçüncü mesaj
13:20
is, indeed, about revolution: the revolution of tenderness.
161
800520
5240
tam da bu devrimle ilgili: duyarlılık devrimi.
13:27
And what is tenderness?
162
807040
1480
Duyarlılık nedir?
13:29
It is the love that comes close and becomes real.
163
809800
3176
Bir araya gelen sevginin gerçekleşmesidir.
13:33
It is a movement that starts from our heart
164
813000
2176
Kalplerimizden başlayıp
13:35
and reaches the eyes, the ears and the hands.
165
815200
3680
gözlerimize, kulaklarımıza ve ellerimize ulaşan bir harekettir.
13:39
Tenderness means to use our eyes to see the other,
166
819400
4400
Duyarlılık, gözlerimizi diğerlerini görmek için,
13:44
our ears to hear the other,
167
824360
2781
kulaklarımızı diğerlerini duymak,
13:47
to listen to the children, the poor, those who are afraid of the future.
168
827165
6284
çocukları, fakirleri, gelecekten korkanları dinlemek içindir.
13:53
To listen also to the silent cry of our common home,
169
833473
5743
Sessizce ortak evimize ağlayanları,
13:59
of our sick and polluted earth.
170
839240
2120
hastalanmış ve kirlenmiş dünyamızı dinlemektir.
14:02
Tenderness means to use our hands and our heart
171
842560
5120
Duyarlılık, ellerimizi ve kalbimizi,
14:08
to comfort the other,
172
848280
2120
bir başkasını teselli etmek, ihtiyacı olanlarla ilgilenmek için
14:11
to take care of those in need.
173
851080
2160
için kullanmaktır.
14:14
Tenderness is the language of the young children,
174
854720
4386
Duyarlılık, küçük çocukların dilidir,
14:19
of those who need the other.
175
859931
2545
diğerlerine muhtaç olanların.
14:23
A child’s love for mom and dad
176
863436
5340
Bir çocuğun annesi ve babası için duyduğu sevgi,
14:28
grows through their touch, their gaze, their voice, their tenderness.
177
868800
5920
onların duyuları, gözleri, sesleri ve onların duyarlılıklarıyla büyür.
14:36
I like when I hear parents
178
876560
2296
Çocuklarına konuşan ebeveynleri görünce,
14:38
talk to their babies, adapting to the little child,
179
878880
4800
küçük çocukla aynı seviyeye inmelerini ve
14:45
sharing the same level of communication.
180
885160
6320
aynı iletişim seviyesinde buluşmalarını görmek hoşuma gidiyor.
14:53
This is tenderness: being on the same level as the other.
181
893160
5400
Bu duyarlılıktır: diğeriyle aynı seviyede olmak.
14:59
God himself descended into Jesus to be on our level.
182
899920
6520
Tanrı da bizim seviyemize gelebilmek için Hz. İsa'ya alçalmış
15:07
This is the same path the Good Samaritan took.
183
907360
2600
Bu İyi Samari'nin de aldığı yolun aynısıdır.
15:11
This is the path that Jesus himself took.
184
911080
2960
Bu Hz. İsa'nın yoludur.
15:14
He lowered himself,
185
914920
1150
Kendini alçaltıp
15:16
he lived his entire human existence
186
916640
2536
tüm insani varlığını,
15:19
practicing the real, concrete language of love.
187
919200
2680
gerçek ve hakiki sevginin dilini uygulamaya adadı.
15:24
Yes, tenderness is the path of choice
188
924120
3456
Evet, duyarlılık yolu bir seçimdir
15:27
for the strongest, most courageous men and women.
189
927600
5040
en güçlü, cesur kadınlar ve erkekler için.
15:34
Tenderness is not weakness; it is fortitude.
190
934800
3120
Duyarlılık bir zaafiyet değildir, bir güçtür.
15:38
It is the path of solidarity, the path of humility.
191
938920
4080
Bu birliğin yolu, mütevaziliğin yoludur.
15:44
Please, allow me to say it loud and clear:
192
944720
2240
Lütfen açık bir şekilde söylememe izin verin:
15:47
the more powerful you are,
193
947840
2656
ne kadar güçlü olursanız,
15:50
the more your actions will have an impact on people,
194
950520
3960
hareketlerinizin insanların üstünde etkisi o kadar artacak ve
15:55
the more responsible you are to act humbly.
195
955280
2960
mütevazi ve duyarlı şekilde hareket etme sorumluluğunuz olacak.
16:00
If you don’t, your power will ruin you, and you will ruin the other.
196
960200
6600
Aksi halde, gücünüz sizi, siz de başkasını mahvedeceksiniz.
16:09
There is a saying in Argentina:
197
969680
2223
Arjantin'de bir atasözü vardır:
16:11
"Power is like drinking gin on an empty stomach."
198
971927
4787
Güç aç karnına içki içmek gibidir.
16:19
You feel dizzy, you get drunk, you lose your balance,
199
979560
6520
Eğer gücünü, mütevazilik ve duyarlılıkla birleştirmezsen,
16:26
and you will end up hurting yourself and those around you,
200
986720
4280
başın döner, sarhoş olur, dengeni kaybedersin
16:32
if you don’t connect your power with humility and tenderness.
201
992200
4080
ve kendine ve etrafındakilere zarar verirsin.
16:39
Through humility and concrete love, on the other hand,
202
999400
3920
Oysa mütevazilik ve hakiki sevgi ile,
16:44
power – the highest, the strongest one – becomes a service, a force for good.
203
1004112
6872
en büyük en kuvvetli güç, iyiliğe hizmet eden bir araç olacaktır.
16:53
The future of humankind isn't exclusively in the hands of politicians,
204
1013560
5000
İnsanlığın geleceği sadece politikacıların,
16:59
of great leaders, of big companies.
205
1019160
3480
büyük liderlerin veya büyük şirketlerin ellerinde değildir
17:03
Yes, they do hold an enormous responsibility.
206
1023280
2776
Evet, bunlar büyük bir sorumluluk taşıyorlar.
17:06
But the future is, most of all, in the hands of those people
207
1026080
4816
Ama daha da önemlisi gelecek,
17:10
who recognize the other as a "you"
208
1030920
3493
başkalarını ''sen'' ve kendilerini de ''biz'' in bir parçası,
17:14
and themselves as part of an "us."
209
1034906
3185
olarak görenlerin ellerindedir.
17:19
We all need each other.
210
1039839
2201
Hepimiz birbirimize muhtacız.
17:22
And so, please, think of me as well with tenderness,
211
1042839
4537
İşte bu yüzden beni ve de duyarlılığı düşünün ki
17:27
so that I can fulfill the task I have been given
212
1047973
3374
bana diğerlerinin iyiliği, herkesin, hepinizin
17:31
for the good of the other,
213
1051371
2422
hepimizin iyiliği için verilmiş
17:33
of each and every one, of all of you,
214
1053818
3338
görevi yerine getirebileyim.
Teşekkür ederim.
17:37
of all of us.
215
1057559
1697
17:39
Thank you.
216
1059900
1668
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7