How to build your creative confidence | David Kelley

David Kelley: Yaratıcı güveninizi nasıl kazanabilirsiniz?

2,318,327 views

2012-05-16 ・ TED


New videos

How to build your creative confidence | David Kelley

David Kelley: Yaratıcı güveninizi nasıl kazanabilirsiniz?

2,318,327 views ・ 2012-05-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Translator: Timothy Covell Reviewer: Morton Bast
0
0
7000
Çeviri: Diba Szamosi Gözden geçirme: osman oguz ahsen
Bugün size yaratıcı özgüvenden
00:16
I wanted to talk to you today about creative confidence.
1
16433
3629
bahsetmek istiyorum.
00:20
I'm going to start way back in the third grade
2
20703
3144
Çok gerilerden Ohio, Barberton Oakdale School'da
00:23
at Oakdale School in Barberton, Ohio.
3
23871
2921
üçüncü sınıftan başlayacağım.
Bir gün en yakın arkadaşım Brian bir proje üzerinde çalışıyordu.
00:27
I remember one day my best friend Brian was working on a project.
4
27257
3980
Öğretmenimizin musluğun altında sakladığı kilden
00:31
He was making a horse out of the clay our teacher kept under the sink.
5
31750
4363
bir at yapıyordu.
Ve bir ara, onun masasında oturup
00:37
And at one point, one of the girls that was sitting at his table,
6
37376
3559
ne yaptığını gören kızlardan biri ona eğildi
00:40
seeing what he was doing, leaned over and said to him,
7
40959
3614
ve dedi ki,
"Berbat görünüyor. Bunun hiçbir şeyi ata benzemiyor."
00:44
"That's terrible. That doesn't look anything like a horse."
8
44597
3054
Brian'ın omuzları düştü.
00:49
And Brian's shoulders sank.
9
49025
1778
00:50
And he wadded up the clay horse and he threw it back in the bin.
10
50827
3313
Yaptığı atı bozdu ve çöpe attı.
Brian'ı bir daha öyle bir proje yaparken görmedim.
00:55
I never saw Brian do a project like that ever again.
11
55045
4304
00:59
And I wonder how often that happens, you know?
12
59955
2561
Ve bunun ne sıklıkta olduğunu merak ediyorum.
Ne zaman Brian'ın bu hikayesini sınıfıma anlatsam
01:03
It seems like when I tell that story of Brian to my class,
13
63356
3485
öğrencilerimin çoğu dersten sonra gelip
01:08
a lot of them want to come up after class
14
68286
2023
01:10
and tell me about their similar experience,
15
70333
2017
öğretmenlerinin onları susturdukları ya da arkadaşlarının
onlara resmen acımasız davrandıkları
01:12
how a teacher shut them down,
16
72374
1610
benzer hikayeleri anlatmak istiyorlar.
01:14
or how a student was particularly cruel to them.
17
74008
2661
Ve bazıları artık yaratıcı olduklarını
01:16
And then some kind of opt out of thinking of themselves as creative
18
76693
3542
düşünmekten vazgeçmişler.
01:20
at that point.
19
80259
1155
Görüyorum ki bu vazgeçme, geri çekilme çocuklukta oluyor
01:22
And I see that opting out that happens in childhood,
20
82415
3622
ve yetişkin yaşamınızı da etkileyecek şekilde
01:26
and it moves in and becomes more ingrained, even,
21
86061
3295
gittikçe içinize yerleşiyor ve kökleniyor.
01:29
by the time you get to adult life.
22
89380
2000
Evet bunu çok görüyoruz.
01:33
So we see a lot of this.
23
93401
4137
Düzenlediğimiz workshoplarda
01:37
When we have a workshop
24
97562
1400
01:38
or when we have clients in to work with us side by side,
25
98986
2746
ya da ve müşterilerin yan yana çalıştıkları ortamlarda
çalışmalarımızın bulanıklaştığı
01:41
eventually we get to the point in the process
26
101756
2277
anlar oluyor.
01:44
that's kind of fuzzy or unconventional.
27
104057
2321
Ve sonunda bazı kodaman yöneticiler Blackberry'lerini çıkarıp
01:47
And eventually, these big-shot executives whip out their BlackBerrys
28
107003
3538
çok önemli bir telefon görüşmesi yapmaları gerektiğini söylüyorlar
01:51
and they say they have to make really important phone calls,
29
111207
2903
ve çıkışa yöneliyorlar.
01:54
and they head for the exits.
30
114134
1571
O kadar rahatsız oluyorlar ki.
01:56
And they're just so uncomfortable.
31
116278
1836
01:58
When we track them down and ask them what's going on,
32
118550
2619
Onları takip edip sorunun ne olduğunu sorduğumuzda ise
"Bende o yaratıcılık kanı yok" gibi bir cevap veriyorlar.
02:01
they say something like, "I'm just not the creative type."
33
121193
2923
02:04
But we know that's not true.
34
124828
1619
Ama biz bunun doğru olmadığının farkındayız.
02:06
If they stick with the process, if they stick with it,
35
126963
2668
Programa bağlı kalırlarsa, çalışmaya devam ederlerse,
02:09
they end up doing amazing things.
36
129655
2221
sonunda inanılmaz şeyler yapıyorlar
02:11
And they surprise themselves at just how innovative
37
131900
2950
ve kendilerinin ve takımlarının aslında ne kadar yenilikçi
02:14
they and their teams really are.
38
134874
2171
oldukları konusunda şaşırıyorlar.
Ben de bir süredir bu sahip olduğumuz yargılanma korkusunu inceliyorum.
02:18
So I've been looking at this fear of judgment that we have,
39
138368
4586
02:22
that you don't do things, you're afraid you're going to be judged;
40
142978
3482
Yaparsanız yargılanacağınızdan korktuğunuz için yapmadığınız şeyleri.
02:26
if you don't say the right creative thing, you're going to be judged.
41
146484
3797
"Eğer gerçekten yaratıcı olan şeyi söylemezseniz yargılanırsınız" korkusunu.
Psikolog Abert Bandura ile tanışmam
02:31
And I had a major breakthrough,
42
151014
1962
benim için bu konuda büyük bir ilerleme sağladı.
02:33
when I met the psychologist Albert Bandura.
43
153000
4167
Albert Bandura'yı tanıyıp tanımadığınızı bilmiyorum.
02:37
I don't know if you know Albert Bandura, but if you go to Wikipedia,
44
157191
3277
Ama Wikipedia'yı açarsanız,
02:40
it says that he's the fourth most important psychologist in history --
45
160492
4142
kendisinin tarihreki en önemli dördüncü psikolog olduğunu görürsünüz.
Yanı Freud, Skinner, birisi daha ve Bandura.
02:44
you know, like Freud, Skinner, somebody and Bandura.
46
164658
3709
02:48
(Laughter)
47
168391
1412
Bandura 86 yaşında ve hala Stanford Üniversitesi'nde çalışıyor.
02:49
Bandura is 86 and he still works at Stanford.
48
169827
2984
02:52
And he's just a lovely guy.
49
172835
1756
Ve çok sevimli biri.
Kendisini ziyaret ettim,
02:56
So I went to see him,
50
176342
1280
02:57
because he's just worked on phobias for a long time,
51
177646
3502
çünkü benim de oldukça ilgimi çeken fobiler üzerindeki araştırmasını
03:01
which I'm very interested in.
52
181172
1433
yeni bitirmişti.
03:02
He had developed this way,
53
182629
4238
İnsanları çok kısa sürede tedavi edebildiği
03:06
this, kind of, methodology,
54
186891
2726
03:09
that ended up curing people in a very short amount of time,
55
189641
2951
kendi yolunu, metodolojisini geliştirmişti.
03:12
like, in four hours.
56
192616
1359
Dört saat içinde, fobisi olanları tedavi etme oranı inanılmaz yüksek.
03:13
He had a huge cure rate of people who had phobias.
57
193999
3436
03:17
And we talked about snakes -- I don't know why --
58
197459
2964
Ve neden bilmiyorum ama, yılanlardan bahsettik.
Yılanlardan ve bir fobi olarak yılan korkusundan bahsettik.
03:20
we talked about snakes and fear of snakes as a phobia.
59
200447
4182
Bu çok eğlenceli ve çok ilginçti.
03:25
And it was really enjoyable, really interesting.
60
205531
2956
Bana deneği içeri davet ettiğini ve
03:28
He told me that he'd invite the test subject in,
61
208511
4943
03:33
and he'd say, "You know, there's a snake in the next room
62
213478
2887
"Biliyor musun, yan odada bir yılan var ve birazdan oraya gideceğiz"
dediğini söyledi.
03:36
and we're going to go in there."
63
216389
1604
Söylediğine göre deneklerin çoğu
03:39
To which, he reported, most of them replied,
64
219681
2140
03:41
"Hell no! I'm not going in there, certainly if there's a snake in there."
65
221845
4780
"Asla olmaz, içeride yılan varsa
kesinlikle oraya gitmem" dediklerini söyledi.
Ama Bandura'nın çok başarılı ve adım adım uyguladığı bir yöntem vardı.
03:46
But Bandura has a step-by-step process that was super successful.
66
226649
4300
03:50
So he'd take people to this two-way mirror
67
230973
2906
Deneklere, yılanın onları göremeyeceği şekilde
03:53
looking into the room where the snake was.
68
233903
2295
yılanın olduğu odayı gösterip
rahatlamalarını sağlıyordu.
03:56
And he'd get them comfortable with that.
69
236628
2040
03:58
Then through a series of steps,
70
238692
1556
Ve birkaç adım sonra
onları yılanın olduğu odanın kapısı açık olacak şekilde
04:00
he'd move them and they'd be standing in the doorway with the door open,
71
240272
3685
04:03
and they'd be looking in there.
72
243981
1514
kapının önüne götürüyordu.
04:05
And he'd get them comfortable with that.
73
245519
1947
Ve rahatlamalarını sağlıyordu.
Ve birçok küçük bebek adımları sonunda
04:07
And then many more steps later, baby steps,
74
247490
2690
odanın içine girip, bir kaynakçı gibi deri eldivenlerle
04:10
they'd be in the room, they'd have a leather glove like a welder's glove on,
75
250204
4072
yılana dokunuyorlardı.
04:14
and they'd eventually touch the snake.
76
254300
2654
Ve yılana dokunduklarında
04:17
And when they touched the snake, everything was fine. They were cured.
77
257835
4604
04:22
In fact, everything was better than fine.
78
262463
2120
aslında her şey iyiden de öteydi.
04:24
These people who had lifelong fears of snakes
79
264607
3253
Hayatları boyunca yılanlardan korkmuş bu insanlar
artık "Şu yılanın ne kadar güzel
04:28
were saying things like,
80
268479
1510
olduğuna bak." gibi şeyler söylüyorlardı.
04:30
"Look how beautiful that snake is."
81
270656
1978
04:32
And they were holding it in their laps.
82
272658
3115
Veya yılanı kucaklarına alıyorlardı.
Bandura bu işleme "kılavuzlu hakimiyet" diyor.
04:36
Bandura calls this process "guided mastery."
83
276933
3553
04:40
I love that term: guided mastery.
84
280842
2587
"Kılavuzlu hakimiyet", bu terimi seviyorum.
Ve başka bir şey daha oldu;
04:44
And something else happened.
85
284341
1680
04:46
These people who went through the process and touched the snake
86
286482
3502
bu işlemden geçen ve yılana dokunan bu insanlar
sonunda hayatlarındaki diğer meselelerden de daha az kaygı duymaya başladılar.
04:50
ended up having less anxiety about other things in their lives.
87
290008
3503
Daha da gayret ettiler, azmettiler ve sonunda
04:54
They tried harder, they persevered longer,
88
294779
2572
04:57
and they were more resilient in the face of failure.
89
297375
2756
başarısızlık karşısında kendilerini daha çabuk toparlayabildiler.
Yani yeni bir özgüven kazandılar.
05:01
They just gained a new confidence.
90
301088
2720
Bandura bu özgüveni "kendine yararlılık" diye adlandırıyor,
05:05
And Bandura calls that confidence "self-efficacy,"
91
305399
4079
05:09
the sense that you can change the world
92
309859
2888
yani dünyayı değiştireceğinize
ve yapmayı düşündüğünüz şeyi yapacağınıza inanmak.
05:12
and that you can attain what you set out to do.
93
312771
2824
Bandura'yla buluşmak benim için gerçekten vurucuydu
05:16
Well, meeting Bandura was really cathartic for me,
94
316717
2764
05:19
because I realized that this famous scientist
95
319505
3533
çünkü öğrendim ki, bu ünlü bilimci
30 yıldır varlığına tanıklık ettiğimiz bir şeyi
05:23
had documented and scientifically validated
96
323062
3160
belgelemiş ve bilimsel olarak onaylamış.
05:26
something that we've seen happen for the last 30 years:
97
326246
3391
05:29
that we could take people who had the fear that they weren't creative,
98
329661
3789
O da şu ki: yaratıcı olmadıklarından korkan insanları alıp
05:33
and we could take them through a series of steps,
99
333474
2726
onlara küçük küçük adımlar attırarak,
05:36
kind of like a series of small successes,
100
336224
3396
mesela küçük başarılar tattırarak,
05:39
and they turn fear into familiarity.
101
339644
3350
bu insanların bu korkuyu yatkınlığa çevirip, kendilerini şaşırtmalarını sağlayabiliriz.
05:43
And they surprise themselves.
102
343575
1475
Bu dönüşüm inanılmaz.
05:45
That transformation is amazing.
103
345074
2003
Bunu tasarım okullarında sürekli görüyoruz.
05:47
We see it at the d.school all the time.
104
347101
2396
05:49
People from all different kinds of disciplines,
105
349521
2706
Farklı farklı tarzlarda yetiştirilmiş insanlar,
kendilerini yalnızca analitik düşünen bireyler olarak görüyorlar.
05:52
they think of themselves as only analytical.
106
352251
2491
05:54
And they come in and they go through the process, our process,
107
354766
3504
Ve bize gelip bu süreçten geçince, bizim sürecimizden geçince,
05:58
they build confidence and now they think of themselves differently.
108
358294
3182
özgüvenleri gelişiyor ve kendilerine bakışları değişiyor.
06:01
And they're totally emotionally excited about the fact that they walk around
109
361500
5065
Ve etrafta yaratıcı bireyler olduklarına inanarak
dolaşabildikleri için
06:06
thinking of themselves as a creative person.
110
366589
2263
duygusal olarak çok coşkulu hissediyorlar.
Ben de düşündüm ki bugün yapacağım şeylerden biri,
06:10
So I thought one of the things I'd do today
111
370826
2056
06:12
is take you through and show you what this journey looks like.
112
372906
3202
sizi bu yolculuğa çıkarıp, nasıl bir şey olduğunu göstermek olabilir.
Bana göre bu yolculuk Doug Dietz'e benziyor.
06:16
To me, that journey looks like Doug Dietz.
113
376738
4494
Doug Dietz teknik bir adam.
06:23
Doug Dietz is a technical person.
114
383486
1914
Kendisi tıbbi görüntüleme ekipmanları tasarlıyor,
06:25
He designs large medical imaging equipment.
115
385424
3798
büyük tıbbi görüntüleme ekipmanları.
GE'te (General Electric) çalıştı ve muhteşem bir kariyeri var.
06:29
He's worked for GE, and he's had a fantastic career.
116
389692
3260
Ancak bir noktada bir kriz yaşadı.
06:33
But at one point, he had a moment of crisis.
117
393502
2426
Hastanede, tasarladığı MRI makinalarından birini kullanımdayken inceliyordu
06:36
He was in the hospital looking at one of his MRI machines in use,
118
396326
4073
ve genç bir aile gördü.
06:40
when he saw a young family, and this little girl.
119
400423
3247
Orada küçük bir kız vardı;
kız ağlıyordu ve çok korkmuştu.
06:44
And that little girl was crying and was terrified.
120
404047
3452
Doug hastaların yaklaşık yüzde sekseninin
06:47
And Doug was really disappointed to learn
121
407523
2546
MRI makinesine girebilmek için sakinleştirici almaları
06:50
that nearly 80 percent of the pediatric patients in this hospital
122
410902
3855
06:54
had to be sedated in order to deal with his MRI machine.
123
414781
3718
gerektiğini öğrendiğinde hayal kırıklığına uğradı.
Bu Doug için gerçekten hayal kırıklığı demekti,
07:00
And this was really disappointing to Doug,
124
420325
2079
çünkü bunu görmeden önce yaptığı şeyle gurur duyuyordu.
07:02
because before this time, he was proud of what he did.
125
422428
2653
07:05
He was saving lives with this machine.
126
425105
2131
Bu makinayla hayatlar kurtarıyordu.
Ama bu makinanın çocuklarda sebep olduğu
07:07
But it really hurt him to see the fear that this machine caused in kids.
127
427697
4520
korkuyu görmek onu gerçekten üzdü.
07:12
About that time, he was at the d.school at Stanford taking classes.
128
432698
4460
O aralar Stanford'un tasarım derslerine gidiyordu.
Bizim sürecimizi öğreniyordu,
07:17
He was learning about our process, about design thinking, about empathy,
129
437182
4651
tasarım, empati kurma ve tekrarlayan prototip
hakındaki sürecimizi.
07:21
about iterative prototyping.
130
441857
1825
07:23
And he would take this new knowledge and do something quite extraordinary.
131
443706
4689
Ve bu yeni bilgiyi alıp
oldukça sıradışı birşeyler yaptı.
MR çekilme deneyimini yeni baştan tasarladı.
07:28
He would redesign the entire experience
132
448419
3737
07:32
of being scanned.
133
452180
1238
07:33
And this is what he came up with.
134
453820
1599
Ve ortaya şu çıktı.
07:35
(Laughter)
135
455443
1019
Çocuklar için bir macera.
07:36
He turned it into an adventure for the kids.
136
456486
2573
Duvarları boyadı, makineyi boyadı,
07:39
He painted the walls and he painted the machine,
137
459083
2258
ve operatörlerin, çocuk müzesi çalışanları gibi çocukları iyi tanıyan birilerinden
07:41
and he got the operators retrained by people who know kids,
138
461365
2779
yeniden eğitim almasını sağladı.
07:44
like children's museum people.
139
464168
2510
Ve şimdi bir çocuk geldiğinde, bir deneyim oluyor.
07:46
And now when the kid comes, it's an experience.
140
466702
3698
07:50
And they talk to them about the noise and the movement of the ship.
141
470424
3606
Ve onlarla geminin sesleri ve hareketleri hakkında konuşuluyor.
Ve girdiklerinde, diyorlar ki,
07:54
And when they come, they say,
142
474054
1397
07:55
"OK, you're going to go into the pirate ship,
143
475475
2127
"Tamam, şimdi bir korsan gemisine giriyorsun,
07:57
but be very still, because we don't want the pirates to find you."
144
477626
3517
ama sakın kıpırdama çünkü korsanların seni bulmasını istemeyiz."
Ve sonuçlar inanılmazdı.
08:02
And the results were super dramatic:
145
482574
2756
Yani sakinleştirici verilmesi gereken çocukların oranı yüzde 80 iken,
08:06
from something like 80 percent of the kids needing to be sedated,
146
486234
3150
08:09
to something like 10 percent of the kids needing to be sedated.
147
489408
4254
yüzde 10 gibi bir orana düşüverdi.
08:13
And the hospital and GE were happy, too,
148
493686
2039
Tabi hastane ve GE de gayet memnun oldular.
08:15
because you didn't have to call the anesthesiologist all the time,
149
495749
3159
Çünkü artık her an anestezisyen çağrılması gerekmiyordu
08:18
and they could put more kids through the machine in a day.
150
498932
2808
ve bir günde daha çok çocuğun işlemi tamamlanıyordu.
Böylece sayısal sonuçlar harikaydı.
08:21
So the quantitative results were great.
151
501764
1907
08:23
But Doug's results that he cared about were much more qualitative.
152
503695
3666
Ama Doug'ın umursadığı sonuçlar niteliksel olanlardı.
08:27
He was with one of the mothers
153
507723
1726
Bir ara, MR makinesinin içindeki çocuğunu
08:29
waiting for her child to come out of the scan.
154
509473
2310
bekleyen bir annenin yanındaydı.
08:31
And when the little girl came out of her scan,
155
511807
2366
Ve küçük kız makineden çıktığında
08:34
she ran up to her mother and said,
156
514197
1896
annesine koşup,
08:36
"Mommy, can we come back tomorrow?"
157
516117
1940
"Anne, yarın da gelebilir miyiz?" diye sordu.
08:38
(Laughter)
158
518081
2228
(Kahkahalar)
Doug bana şahsi değişiminin
08:41
And so, I've heard Doug tell the story many times
159
521306
3421
08:44
of his personal transformation
160
524751
2286
ve bu sayede kazandığı ilerlemesinin
hikayesini çok defa anlattı,
08:47
and the breakthrough design that happened from it,
161
527061
3346
08:50
but I've never really seen him tell the story of the little girl
162
530431
3111
ama bu küçük kızın hikayesini gözündeki yaşlar olmadan
anlatırken hiç görmedim.
08:53
without a tear in his eye.
163
533566
1437
08:55
Doug's story takes place in a hospital.
164
535315
2265
Doug'ın hikayesi bir hastanede geçiyor.
Ben de hastanelere dair bir iki şey bilirim.
08:58
I know a thing or two about hospitals.
165
538281
2179
Birkaç yıl önce boynumun kenarında bir şişlik hissettim,
09:01
A few years ago, I felt a lump on the side of my neck.
166
541730
3170
ve artık MR çekilme sırası bana gelmişti.
09:06
It was my turn in the MRI machine.
167
546471
2195
Kanserdi. Kötü huylu.
09:09
It was cancer, it was the bad kind.
168
549224
2960
Bana yaşama şansımın yüzde 40 olduğunu söyledier.
09:12
I was told I had a 40 percent chance of survival.
169
552208
3159
Orada diğer hastalar etrafıızda pijamalarınızla otururken
09:16
So while you're sitting around with the other patients,
170
556163
2906
09:19
in your pajamas,
171
559093
1224
ve herkes solgun ve zayıfken
09:20
and everybody's pale and thin --
172
560341
2028
ve gama ışıklarında taranma sırasının size gelmesini beklerken,
09:22
(Laughter)
173
562393
1016
09:23
you know? -- and you're waiting for your turn to get the gamma rays,
174
563433
3265
kafanızdan çok şey geçer.
09:26
you think of a lot of things.
175
566722
1652
Çoğunlukla da "Acaba kurtulacak mıyım?" sorusu.
09:28
Mostly, you think about: Am I going to survive?
176
568398
2578
Ben en çok şunu düşündüm:
09:31
And I thought a lot about:
177
571641
1268
09:32
What was my daughter's life going to be like without me?
178
572933
2918
"Ben olmadan kızımın hayatı neye benzeyecekti?"
Başka şeyler de düşünürsünüz.
09:37
But you think about other things.
179
577756
2418
Dünyaya neden geldiğimi de çok düşündüm.
09:40
I thought a lot about: What was I put on Earth to do?
180
580198
2986
09:43
What was my calling? What should I do?
181
583208
3242
Amacım neydi? Ne yapmalıydım?
Ben şanslıydım çünkü çok seçeneğim vardı.
09:46
I was lucky because I had lots of options.
182
586623
2048
09:48
We'd been working in health and wellness,
183
588695
1959
Sağlık ve sıhhat üzerine çalışıyorduk,
09:50
and K-12, and the developing world.
184
590678
2098
ve Gelişen Dünya üzerine.
09:52
so there were lots of projects that I could work on.
185
592800
2652
Ve böylece üzerine çalışabileceğim birçok projem oldu.
Ama kendimi başka bir şeye adadım,
09:55
But then I decided and committed at this point,
186
595872
2318
en çok yapmak istediğim şeye --
09:58
to the thing I most wanted to do,
187
598214
1845
yardım edebileceğim kadar insanın
10:01
which was to help as many people as possible
188
601494
3691
yaratıcılıklarına olan güvenlerini yeniden kazanmalarını sağlamak.
10:05
regain the creative confidence they lost along their way.
189
605209
3132
Ve kurtulduğumda, yapmak istediğim şey buydu.
10:09
And if I was going to survive, that's what I wanted to do.
190
609082
2824
Gördüğünüz gibi, kurtuldum.
10:11
I survived, just so you know.
191
611930
1461
10:13
(Laughter)
192
613415
2071
(Kahkahalar)
10:15
(Applause)
193
615510
6619
(Alkışlar)
İnanıyorum ki,
10:22
I really believe that when people gain this confidence --
194
622243
3905
insanlar bu güveni kazandığında --
ki biz bunu IDEO'da hep görüyoruz --
10:26
and we see it all the time at the d.school and at IDEO --
195
626172
3001
hayatlarında gerçekten mühim olan şeyler için çalışmaya başlıyorlar.
10:29
that they actually start working on the things
196
629197
2798
10:32
that are really important in their lives.
197
632019
1987
İnsanların yaptıkları şeyleri bırakıp yeni yollara gittiklerini görüyoruz.
10:34
We see people quit what they're doing and go in new directions.
198
634030
3711
10:37
We see them come up with more interesting -- and just more -- ideas,
199
637765
6449
Onların daha çok sayıda ilginç fikirler üretebildiklerini görüyoruz.
Böylece daha iyi olan fikri seçebiliyorlar.
10:44
so they can choose from better ideas.
200
644238
2903
Ve daha iyi kararlar verebiliyorlar.
10:47
And they just make better decisions.
201
647165
2023
Biliyorum ki TED'de dünyayı değiştirecek bir şeyler sunmanız gerekiyor.
10:49
I know at TED, you're supposed to have a change-the-world kind of thing,
202
649758
3493
Herkesin dünyayı değiştirecek şeyleri var.
10:53
isn't that -- everybody has a change-the-world thing?
203
653275
2700
Ve benimki ise bu. Bunun gerçekleşmesini sağlamak.
10:55
If there is one for me, this is it, to help this happen.
204
655999
3127
Umarım bu hedefimde siz de bana katılırsınız --
10:59
So I hope you'll join me on my quest,
205
659150
2740
fikir önderleri olarak.
11:01
you as, kind of, thought leaders.
206
661914
1610
11:03
It would be really great if you didn't let people divide the world
207
663548
4241
İnsanların dünyayı yaratıcı-olanlar ve yaratıcı-olmayanlar olarak
11:07
into the creatives and the non-creatives, like it's some God-given thing,
208
667813
3962
ikiye bölmelerine müsade etmemeniz harika olurdu
ve yaratıcılığın insanın içinde olduğunu görmelerini sağlamanız.
11:11
and to have people realize that they're naturally creative,
209
671799
4356
Ve o insanlar içlerindeki yaratıcılığı açığa çıkarmalılar.
11:16
and that those natural people should let their ideas fly;
210
676309
3529
Bandura'nın öz-yeterlilik dediği şeye ulaşmalılar,
11:20
that they should achieve what Bandura calls self-efficacy,
211
680925
4176
hedeflediklerine ulaşmalılar
11:25
that you can do what you set out to do,
212
685125
3263
11:28
and that you can reach a place of creative confidence
213
688412
3688
ve yaratıcı güven denen yere ulaşıp
bir yılana dokunabilmeliler.
11:32
and touch the snake.
214
692124
1684
11:33
Thank you.
215
693832
1152
Teşekkürler.
(Alkışlar)
11:35
(Applause)
216
695008
6315
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7