The myth of Pandora’s box - Iseult Gillespie

Çeviri: Saliha Karatepeli Gözden geçirme: Figen Ergürbüz

Curiosity:

Merak:

a blessing, or a curse?

Bir lütuf mu lanet mi?

The paradoxical nature of this trait

Bu özelliğin paradoksal doğası

was personified for the ancient Greeks

antik Yunanlılar tarafından

in the mythical figure of Pandora.

Pandora miti olarak kişiselleştirildi.

According to legend,

Efsaneye göre o,

she was the first mortal woman,

merakının alevi dünyayı sarsacak

whose blazing curiosity set a chain of earth-shattering events in motion.

bir dizi olayı başlatan ilk ölümlü kadındı.

Pandora was breathed into being by Hephaestus, God of fire,

Pandora, onu olağanüstü kılmak için ilahi arkadaşlarının yardımına başvuran

who enlisted the help of his divine companions to make her extraordinary.

ateş tanrısı Hephaestus'un nefesiyle can buldu.

From Aphrodite she received the capacity for deep emotion;

Apfrodite'den yoğun duygu kabiliyetine erişti,

from Hermes she gained mastery over language.

Hermes'ten diller üzerinde ustalık edindi.

Athena gave the gift of fine craftsmanship and attention to detail,

Athena zanaatkarlık ve detaya titizliği hediye etti,

and Hermes gave her her name.

Hermes ise ona adını verdi.

Finally, Zeus bestowed two gifts on Pandora.

Son olarak Zeus, Pandora'ya iki hediye bahşetti.

The first was the trait of curiosity,

İlki merak özelliğiydi;

which settled in her spirit and sent her eagerly out into the world.

ruhuna yerleşip onu hevesle dünyaya gönderdi.

The second was a heavy box, ornately curved, heavy to hold –

İkincisi ise ağır mı ağır, süslü bir şekilde oyulmuş

and screwed tightly shut.

ve sıkıca kapatılmış bir kutuydu.

But the contents, Zeus told her, were not for mortal eyes.

Ama Zeus'un söylediğine göre, içeriği ölümlü gözlere uygun değildi.

She was not to open the box under any circumstance.

Ne olursa olsun, o kutuyu açmamalıydı.

On earth, Pandora met and fell in love with Epimetheus, a talented titan

Pandora dünyada, Zeus tarafından doğal yaşamı tasarlamakla görevlendirilen

who had been given the task of designing the natural world by Zeus.

yetenekli titan Epimetheus ile tanışıp aşık oldu.

He had worked alongside his brother Prometheus,

İlk insanları yaratan

ama onlara ateşi verdiği için sonsuza dek cezalandırılan,

who created the first humans

but was eternally punished for giving them fire.

kardeşi Prometheus'un yanında çalışıyordu.

Epimetheus missed his brother desperately,

Epimetheus kardeşini deli gibi özlüyordu

but in Pandora he found another fiery-hearted soul for companionship.

ama Pandora ile, arkadaşlık için başka bir tutkulu ruh bulmuştu.

Pandora brimmed with excitement at life on earth.

Pandora dünyadaki yaşam için heyecanlıydı.

She was also easily distracted and could be impatient,

Ayrıca bilgiye olan açlığı ve çevresini sorgulama tutkusundan dolayı

given her thirst for knowledge and desire to question her surroundings.

kolayca dikkati dağılabilir ve sabırsızlaşabilirdi.

Often, her mind wandered to the contents of the sealed box.

Aklı sıkça mühürlü kutunun içeriğine giderdi.

What treasure was so great it could never be seen by human eyes,

Hangi hazine insan gözüyle görülemeyecek kadar muhteşem olabilirdi,

and why was it in her care?

ve neden ona emanet edilmişti?

Her fingers itched to pry it open.

Parmakları onu açmak için can atıyordu.

Sometimes she was convinced she heard voices whispering

Bazen fısıltı sesleri duyduğuna

and the contents rattling around inside,

ve içindekilerin dışarı çıkmaya çalışır gibi

as if straining to be free.

tıkırdadğına ikna oluyordu.

Its enigma became maddening.

Bu gizem çıldırtıcı bir hal aldı.

Over time, Pandora became more and more obsessed with the box.

Gün geçtikçe Pandora, kutuya daha da takıntılı hale geldi.

It seemed there was a force beyond her control that drew her to the contents,

Sanki kontrolü dışındaki bir güç onu, ismini giderek yükselen

which echoed her name louder and louder.

bir tonla tekrarlayan kutunun içeriğine doğru çekiyordu.

One day she could bear it no longer.

Bir gün canına tak etti.

Stealing away from Epimetheus,

Epimetheus'tan çalıp

she stared at the mystifying box.

esrarengiz kutuya baktı.

She’d take one glance inside,

İçine bir göz atıp

then be able to rid her mind of it forever...

bir daha asla düşünmeyecekti...

But at the first crack of the lid, the box burst open.

Fakat ilk aralıkla birlikte kutu ardına kadar açıldı.

Monstrous creatures and horrendous sounds

Canavarımsı yaratıklar ve korkunç sesler

rushed out in a cloud of smoke and swirled around her, screeching and cackling.

aniden bir duman bulutu olup etrafını sardı, bağırış çağırışlarla.

Filled with terror,

Dehşet içerisindeki Pandora,

Pandora clawed desperately at the air to direct them back into their prison.

çaresizce havayı avuçlayarak onları hapislerine geri koymaya çalıştı.

Fakat yaratıklar ürkünç bir bulut şeklinde dışarı çıktı.

But the creatures surged out in a gruesome cloud.

Onlar dalgalanarak uzaklaşırken kötü bir şey olacağı hissine kapıldı.

She felt a wave of foreboding as they billowed away.

Zeus had used the box as a vessel

Zeus bu kutuyu tüm kötü güçler

for all the forces of evil and suffering he’d created –

ve yarattığı ızdırap için bir kap olarak kullandı.

and once released,

Bir kez serbest bırakıldılar mı,

they were uncontainable.

kontrol edilemezlerdi.

As she wept,

Pandora ağlarken kutudan gelen

Pandora became aware of a sound echoing from within the box.

ani sesin farkına vardı.

This was not the eerie whispering of demons,

Bu şeytanların ürpertici fısıltısı değildi

but a light tinkling that seemed to ease her anguish.

aksine kederini azaltır gibi tınlayan bir ışıktı.

When she once again lifted the lid and peered in,

Bir kez daha kapağı kaldırıp içine baktığında

a warm beam of light rose out and fluttered away.

sıcak bir ışık demeti dışarı çıktı ve uzaklaştı.

As she watched it flickering in the wake of the evil she’d unleashed,

Salıverdiği kötülüğün uyanışında titreşmesini izlerken

Pandora'nın acısı dindi.

Pandora’s pain was eased.

She knew that opening the box was irreversible –

Kutuyu açmanın geri dönüşü olmadığını biliyordu

but alongside the strife, she’d set hope forth to temper its effects.

ama çekişmenin yanında, etkilerini hafifletmesini umut etti.

Today, Pandora’s Box suggests the extreme consequences

Günümüzde Pandora'nın kutusu; bilinmeyeni kurcalamanın

of tampering with the unknown –

şiddetli sonuçlarını ifade ediyor.

but Pandora’s burning curiosity also suggests the duality that lies

Pandora'nın meraktan tutuşması ayrıca insan muhakemesinin kalbinde yatan

at the heart of human inquiry.

dualiteye de işaret ediyor.

Are we bound to investigate everything we don’t know,

Bilmediğimiz her şeyi araştırmaya mahkum muyuz,

to mine the earth for more –

daha fazlası için dünyayı kazmaya

or are there some mysteries

ya da çözülmemesi daha hayırlı olan

that are better left unsolved?

gizemler mi var?