Andrew Bastawrous: Get your next eye exam on a smartphone

Andrew Bastawrous: Bir sonraki göz muayenenizi akıllı telefonla olun

109,839 views

2014-04-30 ・ TED


New videos

Andrew Bastawrous: Get your next eye exam on a smartphone

Andrew Bastawrous: Bir sonraki göz muayenenizi akıllı telefonla olun

109,839 views ・ 2014-04-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Firat S. Gözden geçirme: güney örnek
00:13
There are 39 million people in the world
0
13542
2844
Dünya'da 39 milyon
00:16
who are blind.
1
16386
1490
görme engelli insan var.
00:17
Eighty percent of them
2
17876
2474
Onların %80'i
00:20
are living in low-income countries such as Kenya,
3
20350
2819
Kenya gibi düşük gelirli ülkelerde yaşıyorlar
00:23
and the absolute majority
4
23169
1949
ve çok büyük bir kısmı
00:25
do not need to be blind.
5
25118
1507
görme engelli olmak zorunda değil.
00:26
They are blind from diseases
6
26625
1855
Onlar, tamamıyla tedavi edilebilir
00:28
that are either completely curable or preventable.
7
28480
3776
ya da önlenebilir hastalıklardan dolayı görme engelliler.
00:32
Knowing this, with my young family,
8
32256
2512
Ailem ve ben bunu öğrendiğimizde,
00:34
we moved to Kenya.
9
34768
1394
Kenya'ya taşındık.
00:36
We secured equipment,
10
36162
1807
Büyük Rift Vadisi boyunca
00:37
funds, vehicles, we trained a team,
11
37969
3699
yüz kadar klinik açtık;
00:41
we set up a hundred clinics throughout
12
41668
2024
ekipman, fon ve araçlar temin ettik,
00:43
the Great Rift Valley
13
43692
1498
bir ekip eğittik,
00:45
to try and understand a single question:
14
45190
3461
tek bir soruyu anlamak için:
00:48
why are people going blind,
15
48651
2086
insanlar niçin görme yetilerini kaybediyorlar
00:50
and what can we do?
16
50737
2919
ve biz bunun için ne yapabiliriz?
00:53
The challenges were great.
17
53656
2914
Zorluklar inanılmazdı.
00:56
When we got to where we were going,
18
56570
1831
Gideceğimiz yere vardığımızda,
00:58
we set up our high-tech equipment.
19
58401
2666
yüksek teknoloji ekipmanlarımızı kurduk.
01:01
Power was rarely available.
20
61067
2179
Elektrik bulmak çok zordu.
01:03
We'd have to run our equipment
21
63246
853
Ekipmanlarımız için gerekli olan elektriği
01:04
from petrol power generators.
22
64099
2900
dizel jeneratörlerden sağladık.
01:06
And then something occurred to me:
23
66999
1947
Sonra aklıma bir şey geldi:
01:08
There has to be an easier way,
24
68946
2495
Daha kolay bir yol olmalıydı
01:11
because it's the patients who are the most in need
25
71441
2000
çünkü bu göz bakımına
01:13
of access to eye care
26
73441
1558
en çok ihtiyaç duyanlar
01:14
who are the least likely to get it.
27
74999
2341
ona en zor ulaşanlardı.
01:17
More people in Kenya,
28
77340
1106
Kenya ve Sahra altındaki bölgelerde
01:18
and in sub-Saharan Africa,
29
78446
1912
yaşayan bir çok insan
01:20
have access to a mobile phone
30
80358
1791
temiz içme suyundan çok
01:22
than they do clean running water.
31
82149
2153
cep telefonu erişimine sahip.
01:24
So we said, could we harness
32
84302
1719
Dolayısıyla düşündük ki, acaba
01:26
the power of mobile technology
33
86021
1619
mobil teknolojinin gücünü kullanarak
01:27
to deliver eye care in a new way?
34
87640
2151
göz bakımını bu insanlara ulaştırmak mümkün mü?
01:29
And so we developed Peek,
35
89791
1785
Ve böylelikle PEEK'i oluşturduk.
01:31
a smartphone [system] that enables
36
91576
2538
PEEK, toplum sağlığı için çalışanlara
01:34
community healthcare workers
37
94114
1512
göz bakımını her yere ulaştırmaya olanak tanıyan
01:35
and empowers them to deliver eye care everywhere.
38
95626
3830
bir akıllı telefon uygulaması.
01:39
We set about replacing traditional hospital equipment,
39
99456
2670
İşe iri, narin ve pahalı olan klasik hastane ekipmanlarını;
01:42
which is bulky, expensive and fragile,
40
102126
2523
her yaşa ve her dile kolaylıkla uygulanabilir ve test edilebilir olan ,
01:44
with smartphone apps and hardware
41
104649
2035
akıllı telefon uygulamaları
01:46
that make it possible to test anyone
42
106684
2137
ve donanımlarla
01:48
in any language and of any age.
43
108821
3189
değiştirerek başladık.
01:52
Here we have a demonstration
44
112010
1804
İşte üç aylık bir bebeğin görüşünü
01:53
of a three-month-old having their vision
45
113814
1723
uygulama ve göz izleyici kullanarak
01:55
accurately tested using an app and an eye tracker.
46
115537
4373
nasıl tam anlamıyla test ettiğimizin bir görseli.
02:03
We've got many trials going on
47
123650
1743
Toplum içerisinde ve okullarda devam eden birçok çalışmamız var
02:05
in the community and in schools,
48
125393
2200
ve bu dersler boyunca öğrendiklerimiz sayesinde
02:07
and through the lessons that we've learned in the field,
49
127593
1900
şunu farkettik ;
02:09
we've realized it's extremely important
50
129493
1703
araştırdığımız test verilerini insanlarla,
02:11
to share the data in non-medical jargon
51
131196
2860
tıbbi olmayan bir jargonla,
02:14
so that people understand
52
134056
1661
paylaşmak onların bu süreci anlamaları
02:15
what we're examining and what that means to them.
53
135717
2623
ve bunun onlar için ne anlama geldiğini anlamaları çok önemli.
02:18
So here, for example,
54
138340
1274
Burada örnek olarak
02:19
we use our sight sim application,
55
139614
1856
görüş similatörünü kullandık.
02:21
once your vision has been measured,
56
141470
1792
Kişinin görüşü ölçüldükten sonra,
02:23
to show carers and teachers
57
143262
2710
ilgililer ve öğretmenlerle paylaşıldı ki
02:25
what the visual world is like for that person,
58
145972
2514
onlar bu insanlarla empati kurup
02:28
so they can empathize with them and help them.
59
148486
3466
onlara yardım edebilsinler.
02:31
Once we've discovered somebody has low vision,
60
151952
2388
Birinin göz bozukluğuna sahip olduğunu farkettiğimizde
02:34
the next big challenge is to work out why,
61
154340
2571
sıradaki iş bunun sebebini araştırmaktı,
02:36
and to be able to do that,
62
156911
1117
bunu yapabilmek için,
02:38
we need to have access to the inside of the eye.
63
158028
2501
gözün iç kısmına erişimimizin olması gerekti.
02:40
Traditionally, this requires expensive equipment
64
160529
2586
Genellikle, retina adlı bölgeyi araştırmak için
02:43
to examine an area called the retina.
65
163115
2081
gerekli olan aletler çok pahalıdır.
02:45
The retina is the single part of the eye that has
66
165196
2809
Retina, insan vücudu ve sağlığı hakkında
02:48
huge amounts of information about the body
67
168005
2096
büyük oranda bilgi barındıran
02:50
and its health.
68
170101
1788
gözün tek parçası.
02:51
We've developed 3D-printed,
69
171889
1811
3D yazıcıları kullanarak,
02:53
low-cost hardware
70
173700
1441
üretim masrafı 5 dolardan daha düşük olan,
02:55
that comes in at less than five dollars to produce,
71
175141
2400
akıllı telefonlara kolayca takılarak,
02:57
which can then be clipped onto a smartphone
72
177541
2943
gözün arka kısmından yüksek kaliteli
fotoğraflar alabilecek,
03:00
and makes it possible to get views
73
180484
1442
03:01
of the back of the eye
74
181926
1221
düşük maliyetli
03:03
of a very high quality.
75
183147
1756
donanımları ürettik.
03:04
And the beauty is, anybody can do it.
76
184903
3197
Ve işin güzel yanı bunu herkesin yapabilecek olması.
03:08
In our trials on over two and half thousand people,
77
188100
2879
2500'den fazla kişi üzerinde yaptığımız çalışmalarda gördük ki,
03:10
the smartphone with the add-on clip
78
190979
1917
ek bir cihaz takılmış akıllı telefonlar
03:12
is comparable to a camera
79
192896
1681
çok daha fazla maliyetli olan
03:14
that is hugely more expensive
80
194577
1895
ve taşınması çok zor olan
03:16
and hugely more difficult to transport.
81
196472
3589
fotoğraf makineleri kadar iş görmektedir.
03:20
When we first moved to Kenya,
82
200061
1879
Kenya'ya ilk taşındığımızda
03:21
we went with 150,000 dollars of equipment,
83
201940
2653
bu sağlık hizmetini sunmak için
03:24
a team of 15 people,
84
204593
2457
150.000 dolarlık ekipman
03:27
and that was what was needed to deliver health care.
85
207050
2892
ve 15 kişilik bir ekiple gitmiştik.
03:29
Now, all that's needed
86
209942
2365
Şimdi ise tek gereken
03:32
is a single person
87
212307
1792
bisikleti olan bir kişi
03:34
on a bike with a smartphone.
88
214099
3396
ve akıllı bir telefon.
03:37
And it costs just 500 dollars.
89
217495
3854
Sadece 500 dolar civarı bir maliyeti var.
03:41
The issue of power supply
90
221349
1870
Elektrik kaynağı sıkıntısı
03:43
is overcome by harnessing the power of solar.
91
223219
2561
güneş enerjisi kullanılarak çözüldü.
03:45
Our healthcare workers travel
92
225780
1140
Sağlık görevlilerimiz
03:46
with a solar-powered rucksack
93
226920
1545
güneş enerjili bir sırt çantası ile seyahat ediyor
03:48
which keeps the phone charged and backed up.
94
228465
2461
ve bu da telefonu şarj edip yedekliyor.
03:50
Now we go to the patient
95
230926
2270
Artık hiç gelmeyecek olan hastaları beklemek yerine
03:53
rather than waiting for the patient never to come.
96
233196
2711
biz hastalara gidebiliyoruz.
03:55
We go to them in their homes
97
235907
1733
Evlerine gidip,
03:57
and we give them the most comprehensive,
98
237640
1797
minimum eğitimle her hangi biri tarafından
03:59
high-tech, accurate examination,
99
239437
1940
sağlanabilecek
04:01
which can be delivered by anyone with minimal training.
100
241377
4104
en kapsamlı, teknolojik ve doğru muayeneyi yapabiliyoruz.
04:05
We can link global experts
101
245481
2837
Global uzmanları
04:08
with people in the most rural,
102
248318
1742
en kırsal yerlerdeki
04:10
difficult-to-reach places
103
250060
1190
ulaşılması güç yerlerde
04:11
that are beyond the end of the road,
104
251250
1589
yolun bittiği yerden bile uzak yerlerdeki insanların
04:12
effectively putting those experts in their homes,
105
252839
2514
evlerine etkili bir şekilde sokup
04:15
allowing us to make diagnoses
106
255353
1978
onlara tanı konulmasını
04:17
and make plans for treatment.
107
257331
3068
ve tedavi için planlar yapılmasını sağlıyoruz.
04:20
Project managers, hospital directors,
108
260399
2727
Proje yöneticileri, hastane müdürleri
04:23
are able to search on our interface
109
263126
1919
arayüzümüzde
04:25
by any parameter they may be interested in.
110
265045
2002
ilgilendikleri parametrelerle arama yapabiliyorlar.
04:27
Here in Nakuru, where I've been living,
111
267047
2023
Benim yaşadığım yer olan Nakuru'da
04:29
we can search for people
112
269070
1336
hangi hastalık olursa olsun
04:30
by whatever condition.
113
270406
1444
arama yapabiliyoruz.
04:31
Here are people who are blind
114
271850
1272
Buradaki insanlar tedavi edilebilir bir hastalık olan
04:33
from a curable condition cataract.
115
273122
2530
katarakt nedeniyle göremiyorlar.
04:35
Each red pin depicts somebody
116
275652
2029
Her bir kırmızı nokta
04:37
who is blind from a disease that is curable
117
277681
2657
tedavi edilebilir bir hastalıktan dolayı göremeyen bir insanı
04:40
and treatable, and they're locatable.
118
280338
2246
gösteriyor ve artık onların yerleri belirlenebiliyor.
04:42
We can use bulk text messaging services
119
282584
1884
Toplu mesaj göndererek
04:44
to explain that we're coming to arrange a treatment.
120
284468
3154
tedavi için geleceğimizi onlara haber verebiliyoruz.
04:47
What's more, we've learned that this is something
121
287622
2615
Dahası, öğrendik ki bu
04:50
that we haven't built just for the community
122
290237
2038
bunu toplum "için" değil
04:52
but with the community.
123
292275
1585
toplumla birlikte yaptık.
04:53
Those blue pins that drop represent
124
293860
2252
Bu mavi noktalar
04:56
elders, or local leaders,
125
296112
2101
yaşlıları ya da yerel liderleri gösteriyor,
04:58
that are connected to those people
126
298213
1239
bu kişiler yerel insanlarla bağımızı kurup
04:59
who can ensure that we can find them
127
299452
1333
onları bulabilmemizi ve
05:00
and arrange treatment.
128
300785
2101
tedavi edebilmemizi sağlıyorlar.
05:02
So for patients like Mama Wangari,
129
302886
3002
Böylece Mama Wangari gibi
05:05
who have been blind for over 10 years
130
305888
1596
10 yıldan fazla bir zamandır görme engelli olan
05:07
and never seen her grandchildren,
131
307484
1629
ve torunlarını hiç görememiş olan
05:09
for less than 40 dollars, we can restore her eyesight.
132
309113
3818
hastaları 40 doların altında bir maliyetle tedavi edebiliyoruz.
05:12
This is something that has to happen.
133
312931
5278
Bu olması gereken bir şey.
05:18
It's only in statistics
134
318209
1631
İnsanların milyonlarcasının kör olması
05:19
that people go blind by the millions.
135
319840
2723
sadece bir istatistiki bir rakamdan ibaret.
05:22
The reality is everyone goes blind on their own.
136
322563
3868
Gerçekte ise herkes kendi acı hikayesini yaşıyor.
05:26
But now, they might just be
137
326431
1977
Ama şimdi yardımdan yalnızca
05:28
a text message away from help.
138
328408
2139
bir telefon mesajı uzaktalar.
05:30
(Applause)
139
330547
5936
(Alkış)
05:37
And now because live demos are always a bad idea,
140
337295
2131
Ve şimdi de canlı demolar her zaman kötü bir fikir olduklarından,
05:39
we're going to try a live demo.
141
339426
1798
canlı bir demo yapacağız.
05:41
(Laughter)
142
341224
1256
(Gülüşmeler)
05:42
So here we have the Peek Vision app.
143
342480
4685
İşte burada Peek Vision uygulamamız var.
05:52
Okay, and what we're looking at here,
144
352142
2644
Burada gördüğümüz ise
05:54
this is Sam's optic nerve,
145
354786
1495
Sam'in beyninin doğrudan uzantısı olan
05:56
which is a direct extension of her brain,
146
356281
2399
optik siniri,
05:58
so I'm actually looking at her brain as we look there.
147
358680
2609
yani burada aslında onun beynine bakmış oluyoruz.
06:01
We can see all parts of the retina.
148
361289
3531
Retinanın bütün kısımlarını görmüş oluyoruz.
06:04
It makes it possible to pick up diseases
149
364820
2530
Göze doğrudan erişim olmadan görülemeyecek olan
06:07
of the eye and of the body
150
367350
2167
göz ve beden hastalıklarını,
06:09
that would not be possible without access to the eye,
151
369517
2529
sadece bir kaç dolara
06:12
and that clip-on device can be manufactured
152
372046
1935
mal olan bir eklenti cihaz ile
06:13
for just a few dollars,
153
373981
1550
teşhis etmek mümkün olmakta ve
06:15
and people can be cured of blindness,
154
375531
1631
böylece insanların körlükleri tedavi edilebilmektedir.
06:17
and I think it says a lot about us as a human race
155
377162
3223
Ve bence bir tedavi bulmak ve bunu aktaramamak
06:20
if we've developed cures and we don't deliver them.
156
380385
2525
insan ırkı olarak bizle hakkında çok şey anlatır;
06:22
But now we can.
157
382910
1198
ama şimdi bunu yapabiliyoruz.
06:24
Thank you.
158
384108
2216
Teşekkürler.
06:26
(Applause)
159
386324
2164
(Alkış)
...
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7