Adam Sadowsky: How to engineer a viral music video

Çeviri: Sancak Gülgen Gözden geçirme: osman oguz ahsen

Hi there.

Selamlar

I'm going to be talking a little bit about

Biraz hayat, makineler ve müzik

music, machines and life.

hakkında konuşacağım.

Or, more specifically,

Ya da, daha ayrıntılı olarak,

what we learned from the creation of a very large and complicated machine

bir müzik videosu için çok büyük ve karmaşık makinelerin

for a music video.

yaratılışından ne öğrediğimizi.

Some of you may recognize this image.

Bazılarınız bu resmini tanıyabilir.

This is the opening frame of the video that we created.

Yaptığımız videonun açılış karesi.

We'll be showing the video at the end,

Videoyu en son göstereceğiz,

but before we do, I want to talk a little bit about

fakat ondan önce, onların ne istediğinin ne olduğu

what it is that they wanted.

hakkında biraz konuşmak istiyorum.

Now, when we first started talking to OK Go --

Şimdi, OK Go ile ilk konuşmaya başladığımızda --

the name of the song is "This Too Shall Pass" --

şarkının ismi " This Too Shall Pass" --

we were really excited because

gerçekten çok heyecanlandık çünkü

they expressed interest in building a machine that they could dance with.

birlikte dans edebilecekleri bir makine yapma isteklerini bize ilettiler.

And we were very excited about this

Ve biz bunun için çok heyecanlandık

because, of course,

çünkü tabi ki,

they have a history of dancing with machines.

makinelerle dans etme önceleri var.

They're responsible for this video, "Here It Goes Again."

"Here It Goes Again." videosundan sorumlular.

50-million-plus views on YouTube.

Youtube'da 50 milyondan fazla görüntülenme.

Four guys dancing on treadmills,

Dört kişi koşu bandının üzerinde dans ediyor,

no cuts, just a static camera.

kesme yok, sadece bir duran kamera.

A fantastically viral and wonderful video.

Bir fantastik meşhur olmuş ve muhteşem bir video.

So we were really excited about working with them.

Bu yüzden onlarla çalışacağımız için gerçekten heyecanlandık.

And we sort of started talking about what it is that they wanted.

Ve onların ne istediği ile ilgili konuşmaya başladık sayılır.

And they explained that they wanted

Ve istediklerini olan bir çeşit Rube Goldberg makinesı

kind of a Rube Goldberg machine.

olduğunu anlattılar.

Now, for those of you who don't know,

Şimdi bilmeyenler için,

a Rube Goldberg machine

Rube Goldberg makinesi

is a complicated contraption,

karmaşık bir alet,

an incredibly over-engineered piece of machinery

basit bir görevi tamamlayan makinenin

that accomplishes a relatively simple task.

inanılmaz derecede mühendislik üstü parçası.

So we were excited by this idea,

Böylece bu fikirden çok heyecanlandık,

and we started talking about

ve tam olarak neye benzeyeceği hakkında

exactly what it would look like.

konuşmaya başladık.

And we came up with some parameters, because,

Bazı değişkenler düşündük --

you know, building a Rube Goldberg machine

bilirsiniz, bir Rube Goldberg makinesi inşası bazı

has limitations,

engellere sahip,

but it also is pretty wide open.

fakat oldukça da açık.

And we wanted to make sure that we did something

Müzik videosu ile çalışacak bir şey yaptığımızdan

that would work for a music video.

emin olmak istedik.

So we came up with a list of requirements,

Bazı ihtiyaçlar listesi oluşturduk,

the "10 commandments,"

"10 emir,"

and they were, in order of ascending difficulty:

ve onlar zorluk derecesi artar şeklinde sıralandılar.

The first is "No magic."

İlki "Sihir yok."

Everything that happened on screen had to be

Ekranda oluşan şey tipik bir izleyici tarafından

very easily understood by a typical viewer.

kolaylıkla anlaşılabilir olmalıydı.

The rule of thumb was that, if my mother couldn't understand it,

Temel kural buydu, eğer annem onu anlayamadıysa,

then we couldn't use it in the video.

bunu videoda kullanamazdık.

They wanted band integration,

Grupla entegrasyonunu istediler,

that is, the machine acting upon the band members,

makinanın grubun üylerine göre davranmasını istediler,

specifically not the other way around.

özellikle aksini değil.

They wanted the machine action to follow the song feeling.

Makinanın hareketlerinin şarkının hissini takip etmesini istediler.

So as the song picks up emotion,

Böylece şarkıda duygu artıyorsa,

so should the machine

böylece makinada süreç içinde

get grander in its process.

ihtişam kazanmalıydı.

They wanted us to make use of the space.

Bizden alanı kullanmamızı istediler.

So we have this 10,000-square-foot warehouse we were using,

Bu yüzden iki kata ayrılmış 3000 metre karelik

divided between two floors.

bir depoyu kullanıyorduk.

It included an exterior loading dock.

Bir dış yükleme iskelesini içeriyordu.

We used all of that, including a giant hole in the floor

Zeminin ortasında kamerayı ve kemeramanı içine indirdiğimiz

that we actually descended the camera and cameraman through.

koca bir delik dahil herşeyi kullandık.

They wanted it messy, and we were happy to oblige.

Darmadağın olmasını istedik ve zorlandığımız için mutluyum.

The machine itself would start the music.

Makine kendiliğinden müziği başlatacaktı.

So the machine would get started,

Bu yüzden makine çalıştığında,

it would travel some distance,

yol boyunca reaksiyon göstereceği

reacting along the way,

iPod'ta ya da bir kasetçalarda oynata bastığında

hit play on an iPod or a tape deck

veya birşey bandı çalmaya başladığında

or something that would start playback.

bir mesafe kat edecekti,.

And the machine would maintain synchronization throughout.

Ve makine yol boyunca senkronizasyonu koruyacaktı.

And speaking of synchronization,

Ve senkronizasyondan bahsedersek,

they wanted it to sync to the rhythm

ritimle ve yol boyunca belirli vuruşlarda

and to hit specific beats along the way.

senkron istediler.

Okay. (Laughter)

Pekala. (Gülüşmeler)

They wanted it to end precisely on time.

Tam zamanında bitirmek istediler.

Okay, so now the start to finish timing has to be perfect.

Tamam, bu yüzden şimdi başlangıçtan sonlandırma zamanı mükemmel olmalı.

And they wanted the music to drop out

Ve müziğin videonun belirli noktasında

at a certain point in the video

düşmesini ve makinenin şarkının bir kısmını

and actual live audio from the machine

canlı olarak

to play part of the song.

istediler.

And as if that wasn't enough,

Ve bu sanki yeterli değildi,

all of these incredibly complicating things, right,

bütün bu inanılmaz karmaşık şeyleri, tamam,

they wanted it in one shot.

onun tek bir atışta olmasını istediler.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

(Applause)

(Alkış)

Okay.

Pekala.

So, just some statistics

Süreç sırasındaki neyin olup bittiği

about what we went through in the process.

hakkında bazı istatistikler.

The machine itself has

Makine kendisi 89 farklı

89 distinct interactions.

etkileşime sahip.

It took us 85 takes

Filmde memnuniyetimizi karşılaması içn

to get it on film

85 kez

to our satisfaction.

tekrar yaptık.

Of those 85 takes,

Bu 85 çekimin,

only three actually successfully completed their run.

sadece 3 tanesi gerçekten başarıyla tamamladı.

We destroyed two pianos

Bu süreç içerisinde İki adet piyano,

and 10 televisions in the process.

ve 10 adet televizyon parçaladık.

We went to Home Depot well over a hundred times.

Home Depot'a yüzden fazla kez gittik.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

And we lost one high-heeled shoe

Mühendislerimizden biri, Heather Knight,

when one of our engineers, Heather Knight,

hoş bir yemek sonrası sol yüksek topuklu ayakkabısını bırakınca

left her high-heeled shoe -- after a nice dinner,

bir yüksek topuklu ayakkabı kaybettik ve

and returned back to the build --

tekrar kurmak için geri döndük --

and left it in a pile of stuff.

ve yığın deposunun içine bıraktık.

And another engineer thought, "Well, that would be a really good thing to use"

Diğer bir mühendis düşündük ki, " Tamam, bu kullanmak için gerçekten güzel bir şey."

and ended up using it as a really nice trigger.

Gerçekten güzel bir tetikleyici olarak kullanımı ile son buldu.

And it's actually in the machine.

Aslında makinenin içinde.

So what did we learn from all of this?

Peki bundan ne öğrendik?

Well, having completed this,

Bunu tamamladığınızda,

we have the opportunity to step back and reflect

bazı şeyler üzerinde yansıtmak ve geriye çekilmek için

on some of the things.

fırsata sahip oluyorsunuz.

And we learned that small stuff stinks.

Küçük şeylerin problem yarattığını öğrendik.

Little balls in wooden tracks

Ahşap yol üzerindeki küçük topların

are really susceptible to

neme, sıcaklığa ve birazda toza karşı

humidity and temperature and a little bit of dust,

gerçekten duyarlılığı var

and they fall out of the tracks,

ve yoldan çıkıyorlar

the exact angles makes it hard to get right.

gerçek açılar doğru olanı elde etmek için zorlaştırıyor.

And yet, a bowling ball will always follow the same path.

Buna rağmen, bowling topu her zaman aynı yolda takip ediyor.

It doesn't matter what temperature it is,

Sıcaklık ne olursa olsun,

doesn't matter what's in its way;

yolunda ne olursa olsun farketmiyor;

it will pretty much get where it needs to go.

nereye gitmesi gerekiyorsa oraya gidiyor.

But as much as the small stuff stinks, we needed somewhere to start,

Fakat sinir bozucu küçük şeyler arttıkça, bir şekilde gitmek için bir yerimiz olsun diye,

so that we would have somewhere to go.

bir yerde başlatmamız gerekiyor.

And so you have to start with it. You have to focus on it.

Ve bu yüzden onunla başmamız gerekiyor. Onun üzerine odaklanmamız gerekiyor.

Small stuff stinks,

Küçük sinir bozucu şeyler,

but, of course, it's essential, right?

fakat tabi ki, temel şeylde, doğru.

What else? Planning is incredibly important.

Peki başka? Planlama inanılmaz derecede önemli.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

You know, we spent a lot of time ideating

Bilirsiniz, fikir oluşturmada ve bazı şeyleri

and even building some of these things.

inşa etmede çok zaman harcadık.

It's been said that, "No battle plan

Denildi ki; " Hiçbir savaş planı

survives contact with the enemy."

düşmanla karşılamada sürdürülemez."

I think our enemy was physics --

Bence bizim düşmanımız fizikti,

(Laughter)

(Gülüşmeler)

and she's a cruel mistress.

ve o acımasız dostumuz.

Often, we had to pull things out as a result

Zamanlama, estetik ya da başka sebeplerden dolayı

because of timing or aesthetics or whatever.

bazı şeyleri çıkardık.

And so while planning is important, so is flexibility.

Planlama önemliyken, esneklik de önemlidir.

These are all things that ended up

Bunlar onu son makineye dönüştürmekle

not making it into the final machine.

son bulan şeyler değildir.

So also, put reliable stuff last,

Bu yüzden de, sona güvenilir şeyler koymalısın,

the stuff that's going to run every time.

her zaman düzgün çalışacak şeyler.

Again, small to large is relevant here.

Tekrarlıyorum, küçükten büyüğe ilişkili burada.

The little Lego car in the beginning of the video

Videonun başındaki Lego arabası büyüğü,

references the big, real car

videonun sonundaki

near the end of the video.

gerçek arabayı referans alıyor.

The big, real car works every time; there's no problem about it.

Büyük olan, gerçek araba her zaman düzgün çalışıyor; onunla ilgili problem yok.

The little one had a tendency to try to run off the track

Küçük olan bütün parçanın tekrardan denenmesine meğilimli ve

and that's a problem.

bu bir problemdir.

But you don't want to have to reset the whole machine

Fakat bütün makineyi tekrardan çalıştırmak istemezsiniz

because the Lego car at the end doesn't work, right.

çünkü Lego arabası sonda çalışmaz, tamam.

So you put that up front so that, if it fails,

Bu yüzden bunu en öne koyuyorsun, böylece eğer çuvallarsa,

at least you know

en azından bileceksin ki

you don't have to reset the whole thing.

bütün herşeyi baştan başlatmak zorunda değilsin.

Life can be

Hayat biraz

messy.

karmaşık olabilir

There were incredibly difficult moments in the building of this thing.

Bunu inşa ederken inanılmaz derecede zor anlar vardı.

Months were spent in this tiny, cold warehouse.

Bu küçük soğuk depoda aylar harcandı.

And the wonderful elation that we had

Sonunda tamamladığımızda

when we finally completed it.

muhteşem sevinç bizde oldu.

So it's important to remember that whether it's good or it's bad,

İyi olsun veya kötü olsun unutulmamalıdır ki,

"This Too Shall Pass."

"Bu da geçer."

Thank you very much.

Çok teşekkür ederim.

(Applause)

(Alkış)

And now to introduce

Ve şimdi müzik videosunu

their music video,

sunuyoruz.

we have OK Go.

OK Go'muz var.

OK Go: An introduction. Hello TEDxUSC.

OK Go: Giriş. Hello TEDxUSC.

We are OK Go.

Biz OK Go'yuz.

What are we doing? Oh, just hanging out with our Grammy. What what!

Ne yapıyoruz? Ah, Grammy'mizle ortalıkta dolaşıyoruz. Ne ne.

It think we can do better than this. Hello TEDxUSC.

Bence bundan daha iyisini yapabiliriz. Merhaba TEDxUSC.

We are OK Go. Have you read the "Natural Curiosity Cabinet?"

Biz OK Go'yuz. Natural Curiosity Cabinet'i okudunuz mu?

I mean, "Curiosity" -- excuse me.

Demek istediğim "Curiosity" (Merak), -- afedersiniz.

Let me start again.

Tekrar başlatmama izin verin.

We need some more ridiculous things besides "The Cabinet of Natural Curiosities."

The Cabine of Natural Curiosities'in ötesinde daha fazla saçma şeylere ihtiyacımız var.

Tim's sundial hat.

Tim'in güneş saati şapkasına.

Have you seen the new work they've done to the Waltz Towers?

Waltz Towers'a yaptıkları yeni işi gördünüz mü?

Sorry, start again.

Üzgünüm, tekrar başlat.

(Barking)

(Havlama)

Dogs.

Köpekler.

Hello, TEDxUSC. We are OK Go,

Merhaba, TEDxUSC. Biz OK Go'yuz

and this our new video, "This Too Shall Pass."

Ve bu bizim yeni videomuz, "This Too Shall Pass." (Bu da geçer)

[unclear]

[net değil]

Kay, we can still do one better I think, yeah.

Kay, bundan daha iyi bir tane yapabiliriz bence, di mi.

That one's pretty good. It's getting better.

Bu çok iyiydi. Daha iyiye gidiyor.

(Music)

(Müzik)

♫ You know you can't keep letting it get you down ♫

♫ Bilirsiniz onun sizi aşağı çekip durmasına izin vermezsiniz ♫

♫ And you can't keep dragging that dead weight around ♫

♫ Ve etraftaki ölü ağırlığı çekip durmazsınız ♫

♫ If there ain't all that much to lug around ♫

♫ Etrafta çekmek için çok fazla değilse ♫

♫ Better run like hell when you hit the ground ♫

♫ Dibe vurduğunuzda deli gibi koşmak daha iyidir ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ You can't stop these kids from dancing ♫

♫ Çocukları danstan alıkoyamazsın ♫

♫ Why would you want to? ♫

♫ Neden yapmak istedin? ♫

♫ Especially when you're already getting yours ♫

♫ Özellikle kendininkini elde ettiğin zaman ♫

♫ Cuz if your mind don't move and your knees don't bend ♫

♫ Çünkü aklın hareket etmezse, dizlerin kırılmaz ♫

♫ Well don't go blaming the kids again ♫

♫ Tekrar çocukları suçlamayı bırak ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ Let it go ♫

♫ Bırak gitsin ♫

♫ This too shall pass ♫

♫ Bu da geçer ♫

♫ Let it go ♫

♫ Bırak gitsin ♫

♫ This too shall pass ♫

♫ Bu da geçer ♫

♫ You know you can't keep letting it get you down ♫

♫ Bilirsiniz onun sizi aşağı çekip durmasına izin vermezsiniz ♫

♫ No, you can't keep letting it get you down ♫

♫ Hayır, sizi aşağı çekip durmasına izin veremezsiniz ♫

♫ Let it go ♫

♫ Bırak gitsin ♫

♫ This too shall pass ♫

♫ Bu da geçer ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

♫ When the morning comes ♫

♫ Sabah olduğu zaman ♫

(Cheering)

(Kutlama)