Abraham Verghese: A doctor's touch

Abraham Verghese: Bir doktorun dokunuşu

450,033 views ・ 2011-09-26

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Serap Çakıl Gözden geçirme: Cevat Erisken
00:15
A few months ago,
0
15260
2000
Bir kaç ay önce,
00:17
a 40 year-old woman came to an emergency room
1
17260
3000
yaşadığım yere yakın bir hastanenin acil servisine
00:20
in a hospital close to where I live,
2
20260
2000
40 yaşlarında bir kadın gelmişti ve
00:22
and she was brought in confused.
3
22260
2000
getirildiğinde kendinde değildi.
00:24
Her blood pressure was an alarming
4
24260
2000
Kan basıncı endişe verecek şekilde
00:26
230 over 170.
5
26260
3000
230'a 170 idi.
00:29
Within a few minutes, she went into cardiac collapse.
6
29260
3000
Birkaç dakika içinde, kardiyak çöküşe girdi.
00:32
She was resuscitated, stabilized,
7
32260
3000
Canlandırıldı, stabile edildi ve
00:35
whisked over to a CAT scan suite
8
35260
2000
hemen acil servisin yanında bulunan
00:37
right next to the emergency room,
9
37260
2000
bilgisayarlı tomografi odasına taşındı
00:39
because they were concerned about blood clots in the lung.
10
39260
3000
çünkü akciğerlerinde kan pıhtılaşmasından şüpheleniliyordu.
00:42
And the CAT scan revealed
11
42260
2000
Hastanın bilgisayarlı tomografi görüntüsü
00:44
no blood clots in the lung,
12
44260
2000
akciğerlerde pıhtılaşma olmadığını ancak
00:46
but it showed bilateral, visible, palpable breast masses,
13
46260
5000
meme içinde çift taraflı, gözle görülen, elle hissedilen ve
00:51
breast tumors,
14
51260
2000
tüm vücuda yayılmış
00:53
that had metastasized widely
15
53260
2000
kitle ve yumrular
00:55
all over the body.
16
55260
2000
olduğunu gösterdi.
00:57
And the real tragedy was, if you look through her records,
17
57260
3000
Ve asıl trajedi ise şuydu: kayıtlara göre hasta
01:00
she had been seen
18
60260
2000
önceki yıllarda
01:02
in four or five other health care institutions
19
62260
2000
dört ya da beş farklı sağlık kurumunda
01:04
in the preceding two years.
20
64260
2000
muayene edilmişti.
01:06
Four or five opportunities
21
66260
2000
Göğüsteki kitleleri tespit etmek,
01:08
to see the breast masses, touch the breast mass,
22
68260
2000
incelemek ve bizim onu gördüğümüzden
01:10
intervene at a much earlier stage
23
70260
3000
daha erken bir aşamada müdahale etmek için
01:13
than when we saw her.
24
73260
2000
dört ya da beş fırsat.
01:15
Ladies and gentlemen,
25
75260
2000
Bayanlar, baylar,
01:17
that is not an unusual story.
26
77260
2000
bu alışılmadık bir hikaye değil.
01:19
Unfortunately, it happens all the time.
27
79260
3000
Ne yazık ki, böyle şeyler her zaman oluyor.
01:22
I joke, but I only half joke,
28
82260
2000
Eğer hastanelerimizden birine
01:24
that if you come to one of our hospitals missing a limb,
29
84260
3000
bir uzvunuz olmadan gelirseniz, bilgisayarlı tomografi ya da
01:27
no one will believe you till they get a CAT scan, MRI
30
87260
3000
manyetik rezonans görüntüsü çekmeden veyahut ortopediye danışmadan
01:30
or orthopedic consult.
31
90260
2000
kimse size inanmaz diye yarı ciddi şaka yapıyorum.
01:32
I am not a Luddite.
32
92260
2000
Bir Ludist (bilim ve teknoloji karşıtı) değilim.
01:34
I teach at Stanford.
33
94260
2000
Stanford'da ders veriyorum.
01:36
I'm a physician practicing with cutting-edge technology.
34
96260
2000
En ileri teknolojileri kullanan bir hekimim.
01:38
But I'd like to make the case to you
35
98260
2000
Ama size önümüzdeki 17 dakika içerisinde,
01:40
in the next 17 minutes
36
100260
2000
hastanın fizik muayenesini kısa keserek
01:42
that when we shortcut the physical exam,
37
102260
4000
hastayla konuşmak ya da muayene etmek yerine
01:46
when we lean towards ordering tests
38
106260
2000
testler istemeye kalkıştığımızda,
01:48
instead of talking to and examining the patient,
39
108260
3000
sadece erken teşhis ve basit tedavi fırsatlarını
01:51
we not only overlook simple diagnoses
40
111260
3000
elimizden kaçırmakla kalmayıp
01:54
that can be diagnosed at a treatable, early stage,
41
114260
3000
çok daha fazlasını kaybedeceğimizi
01:57
but we're losing much more than that.
42
117260
2000
anlatmak istiyorum.
01:59
We're losing a ritual.
43
119260
2000
Bir ritüeli kaybediyoruz.
02:01
We're losing a ritual that I believe is transformative, transcendent,
44
121260
3000
Hasta-hekim ilişkisinin temelinde yatan
02:04
and is at the heart
45
124260
2000
dönüştürücü ve üstün olduğuna inandığım
02:06
of the patient-physician relationship.
46
126260
2000
bir ritüeli kaybediyoruz.
02:08
This may actually be heresy to say this at TED,
47
128260
3000
Belki sizlere aykırı bir düşünce gibi gelecek ama
02:11
but I'd like to introduce you
48
131260
2000
bana göre
02:13
to the most important innovation,
49
133260
2000
önümüzdeki 10 yılın
02:15
I think, in medicine
50
135260
2000
tıp alanındaki en önemli buluşunu
02:17
to come in the next 10 years,
51
137260
2000
burada sizlere açıklamak istiyorum:
02:19
and that is the power of the human hand --
52
139260
2000
insan elinin gücü--
02:21
to touch, to comfort, to diagnose
53
141260
3000
dokunmak, rahatlatmak, teşhis etmek
02:24
and to bring about treatment.
54
144260
2000
ve tedaviyi sağlamak.
02:26
I'd like to introduce you first to this person
55
146260
3000
Öncelikle sizi, resmini belki tanıyacağınız
02:29
whose image you may or may not recognize.
56
149260
2000
belki de tanımayacağınız bir kişiyle tanıştırmak istiyorum.
02:31
This is Sir Arthur Conan Doyle.
57
151260
2000
Bu kişi Arthur Conan Doyle.
02:33
Since we're in Edinburgh, I'm a big fan of Conan Doyle.
58
153260
3000
Edinburgh'da olduğumuza göre, Arthur Conan Doyle'un büyük bir hayranı olduğumu ifade edeyim.
02:36
You might not know that Conan Doyle went to medical school
59
156260
2000
Conan Doyle'un burada, Edinburgh'da, tıp okuluna gitmiş olduğunu
02:38
here in Edinburgh,
60
158260
2000
belki de bilmiyorsunuz.
02:40
and his character, Sherlock Holmes,
61
160260
2000
Yarattığı karakter Sherlock Holmes'un da
02:42
was inspired by Sir Joseph Bell.
62
162260
3000
ilham kaynağı Sir Joseph Bell'dir.
02:45
Joseph Bell was an extraordinary teacher by all accounts.
63
165260
3000
Joseph Bell söylenilene göre harikulade bir öğretmendi.
02:48
And Conan Doyle, writing about Bell,
64
168260
3000
Ve Conan Doyle, Bell hakkında yazarken,
02:51
described the following exchange
65
171260
2000
Bell ve öğrencileri arasında geçen
02:53
between Bell and his students.
66
173260
2000
bir konuşmadan bahseder.
02:55
So picture Bell sitting in the outpatient department,
67
175260
3000
Bell'in etrafında öğrencilerle
02:58
students all around him,
68
178260
2000
poliklinikte oturduğunu
03:00
patients signing up in the emergency room
69
180260
2000
bir yandan da hastaların acil servise geldiğini, kayıt olduğunu
03:02
and being registered and being brought in.
70
182260
3000
ve içeriye alındığını düşünün.
03:05
And a woman comes in with a child,
71
185260
2000
Ve bir kadın çocuğuyla içeri girer,
03:07
and Conan Doyle describes the following exchange.
72
187260
3000
ve Conan Doyle aralarında geçeni şöyle anlatır.
03:10
The woman says, "Good Morning."
73
190260
4000
Kadın "Günaydın" der.
03:14
Bell says, "What sort of crossing did you have
74
194260
3000
Bell "Burntisland'dan buraya vapur yolculuğunuz
03:17
on the ferry from Burntisland?"
75
197260
3000
nasıl geçti?" diye sorar.
03:20
She says, "It was good."
76
200260
2000
"İyiydi" diye cevap verir kadın.
03:22
And he says, "What did you do with the other child?"
77
202260
3000
Ve 'Diğer çocuğunuza ne oldu?' diye sorar Bell.
03:25
She says, "I left him with my sister at Leith."
78
205260
3000
'Leith'teki kızkardeşime bıraktım.' diye cevap verir kadın.
03:28
And he says,
79
208260
2000
Ve Bell de
03:30
"And did you take the shortcut down Inverleith Row
80
210260
2000
"Kliniğe gelmek için Inverleith Row'daki
03:32
to get here to the infirmary?"
81
212260
2000
kestirme yolu mu kullandınız?" der.
03:34
She says, "I did."
82
214260
2000
"Öyle yaptım." der kadın.
03:36
And he says, "Would you still be working at the linoleum factory?"
83
216260
4000
Ve 'Hala muşamba fabrikasında mı çalışıyorsun?' diye sorar Bell.
03:40
And she says, "I am."
84
220260
2000
Kadın "Öyle." der.
03:42
And Bell then goes on to explain to the students.
85
222260
2000
Ve Bell öğrencilerine açıklamaya başlar.
03:44
He says, "You see, when she said, 'Good morning,'
86
224260
3000
Der ki, "Görüyorsunuz, bayan 'Günaydın' dediğinde,
03:47
I picked up her Fife accent.
87
227260
2000
Fife aksanının olduğunu anladım.
03:49
And the nearest ferry crossing from Fife is from Burntisland.
88
229260
3000
Fife'dan buraya en yakın vapur Burntisland'dan geliyor.
03:52
And so she must have taken the ferry over.
89
232260
3000
Yani vapurla gelmiş olması gerekir.
03:55
You notice that the coat she's carrying
90
235260
2000
Taşıdığı paltonun, yanındaki çocuk için
03:57
is too small for the child who is with her,
91
237260
3000
fazla küçük olduğu
04:00
and therefore, she started out the journey with two children,
92
240260
3000
ve buradan da iki çocukla yola çıkmış ama
04:03
but dropped one off along the way.
93
243260
3000
bir tanesini gelirken bir yere bırakmış olduğu anlaşılıyor.
04:06
You notice the clay on the soles of her feet.
94
246260
2000
Ayakkabılarının tabanındaki çamur dikkatinizi çekiyor.
04:08
Such red clay is not found within a hundred miles of Edinburgh,
95
248260
4000
Böyle bir kırmızı çamur botanik bahçeleri dışında
04:12
except in the botanical gardens.
96
252260
2000
Edinburgh'nın yüz mil ötesine kadar bulunmaz.
04:14
And therefore, she took a short cut down Inverleith Row
97
254260
3000
Ve bu nedenle, buraya gelmek için Inverleith Row'daki
04:17
to arrive here.
98
257260
2000
kestirme yolu kullanmış.
04:19
And finally, she has a dermatitis
99
259260
2000
Ve bir de, sağ elinin parmaklarında
04:21
on the fingers of her right hand,
100
261260
2000
dermatit var.
04:23
a dermatitis that is unique
101
263260
2000
Burntisland'daki muşamba fabrikasında çalışan
04:25
to the linoleum factory workers in Burntisland."
102
265260
3000
işçilere özgü bir dermatit."
04:28
And when Bell actually strips the patient,
103
268260
2000
Bir de Bell'in gerçekten hastayı soyup,
04:30
begins to examine the patient,
104
270260
2000
muayene etmeye başladığında
04:32
you can only imagine how much more he would discern.
105
272260
3000
daha neleri ortaya çıkaracağını artık siz hayal edin.
04:35
And as a teacher of medicine, as a student myself,
106
275260
3000
Bir tıp öğretmeni olarak ve aynı zamanda bir öğrenci olarak,
04:38
I was so inspired by that story.
107
278260
2000
bu hikayeden gerçekten çok etkilenmiştim.
04:40
But you might not realize
108
280260
2000
Ancak böyle basit bir yöntemle,
04:42
that our ability to look into the body
109
282260
2000
duyularımızı kullanarak
04:44
in this simple way, using our senses,
110
284260
2000
bedeni muayene etme yetimizin
04:46
is quite recent.
111
286260
2000
çok yeni birşey olduğunu bilmiyor olabilirsiniz.
04:48
The picture I'm showing you is of Leopold Auenbrugger
112
288260
3000
Size gösterdiğim bu resim, 1700'lerin sonlarında
04:51
who, in the late 1700s,
113
291260
2000
perküsyonu (elle vurarak muayeneyi) bulan
04:53
discovered percussion.
114
293260
2000
Leopold Auenbrugger'in resmi.
04:55
And the story is that Leopold Auenbrugger
115
295260
3000
Ve hikaye şöyle: Leopold Auenbrugger
04:58
was the son of an innkeeper.
116
298260
3000
bir hancının oğludur.
05:01
And his father used to go down into the basement
117
301260
3000
Babası bodruma inip şarap fıçılarının kenarına hafifçe vururak
05:04
to tap on the sides of casks of wine
118
304260
2000
ne kadar şarap kaldığını ve
05:06
to determine how much wine was left
119
306260
2000
tekrar sipariş vermek gerekip
05:08
and whether to reorder.
120
308260
2000
gerekmediğini anlardı.
05:10
And so when Auenbrugger became a physician,
121
310260
2000
Ve Auenbrugger de hekim olduğunda,
05:12
he began to do the same thing.
122
312260
2000
aynı şeyi yapmaya başladı.
05:14
He began to tap on the chests of his patients,
123
314260
3000
Hastalarının göğüslerine ve karınlarına
05:17
on their abdomens.
124
317260
2000
hafifçe vurmaya başladı.
05:19
And basically everything we know about percussion,
125
319260
2000
Ve Auenbrugger, esasen o zamanın ultrasonu olarak da düşünebileceğiniz ve
05:21
which you can think of as an ultrasound of its day --
126
321260
4000
organ büyümesi, kalp çevresinde sıvı, akciğerlerde sıvı,
05:25
organ enlargement, fluid around the heart, fluid in the lungs,
127
325260
3000
karında değişiklikler gibi birçok şeyi teşhis etmede kullanılan
05:28
abdominal changes --
128
328260
2000
perküsyon hakkında tüm bildiklerimizi
05:30
all of this he described in this wonderful manuscript
129
330260
2000
harika yapıtı 'Inventum Novum' yani
05:32
"Inventum Novum," "New Invention,"
130
332260
3000
'Yeni Buluş''ta anlatmıştır.
05:35
which would have disappeared into obscurity,
131
335260
2000
Aslında, Corvisart adlı ünlü bir Fransız hekim--
05:37
except for the fact that this physician, Corvisart,
132
337260
3000
ki ünlü olmasının yegane nedeni
05:40
a famous French physician --
133
340260
2000
bu beyefendinin hekimliğini yapmış olmasıdır--
05:42
famous only because he was physician to this gentleman --
134
342260
3000
bu yapıtı tekrar yaygınlaştırıp tanıtarak
05:45
Corvisart repopularized and reintroduced the work.
135
345260
4000
karanlıklara gömülüp yok olmaktan kurtarmıştır.
05:49
And it was followed a year or two later
136
349260
2000
Bunu, bir ya da iki yıl sonra Laennec'in
05:51
by Laennec discovering the stethoscope.
137
351260
3000
steteskopu bulması takip eder.
05:54
Laennec, it is said, was walking in the streets of Paris
138
354260
3000
Laennec, söylendiğine göre, Paris sokaklarında yürürken
05:57
and saw two children playing with a stick.
139
357260
2000
iki çocuğun bir sopayla oynadıklarını görür.
05:59
One was scratching at the end of the stick,
140
359260
3000
Çocuklardan biri sopanın bir ucunu tırnaklarken
06:02
another child listened at the other end.
141
362260
2000
diğeri sopanın öbür ucuna kulağını dayamış dinlemektedir.
06:04
And Laennec thought this would be a wonderful way
142
364260
2000
Ve Laennec, 'silindir' adını verdiği cihazı kullanarak
06:06
to listen to the chest or listen to the abdomen
143
366260
2000
çocuklarda gördüğü yöntemin, göğsü ya da karın bölgesini dinlemek için kullanılabilecek
06:08
using what he called "the cylinder."
144
368260
2000
harika bir teknik olabileceğini düşünür.
06:10
Later he renamed it the stethoscope.
145
370260
2000
Daha sonra bunu steteskop olarak isimlendirir.
06:12
And that is how stethoscope and auscultation was born.
146
372260
4000
Ve işte steteskop ve oskültasyon (stetoskop ile dinleme) bu şekilde doğar.
06:16
So within a few years,
147
376260
2000
Bir kaç yıl içinde,
06:18
in the late 1800s, early 1900s,
148
378260
2000
1880'lerin sonu, 1900'lerin başında,
06:20
all of a sudden,
149
380260
2000
berber cerrahların yerini birdenbire
06:22
the barber surgeon had given way
150
382260
3000
teşhis koymaya çalışan
06:25
to the physician who was trying to make a diagnosis.
151
385260
3000
hekimler almıştı.
06:28
If you'll recall, prior to that time,
152
388260
2000
Hatırlarsanız, bundan önce,
06:30
no matter what ailed you, you went to see the barber surgeon
153
390260
3000
rahatsızlığınız ne olursa olsun, kupa çekip kan akıtacak,
06:33
who wound up cupping you,
154
393260
2000
sizi bir şekilde arındıracak olan
06:35
bleeding you, purging you.
155
395260
2000
berber cerraha giderdiniz.
06:37
And, oh yes, if you wanted,
156
397260
2000
Ve evet bir de, eğer isterseniz,
06:39
he would give you a haircut -- short on the sides, long in the back --
157
399260
3000
yanlar kısa, arkalar uzun saç tıraşınızı yaptırıp
06:42
and pull your tooth while he was at it.
158
402260
2000
dişinizi de çektirebilirdiniz.
06:44
He made no attempt at diagnosis.
159
404260
2000
Teşhis koymak için herhangi bir girişimde bulunmazlardı.
06:46
In fact, some of you might well know
160
406260
2000
Aslında, bazılarınızın çok iyi bildiği gibi,
06:48
that the barber pole, the red and white stripes,
161
408260
3000
berber direği, kırmızı ve beyaz çizgileriyle,
06:51
represents the blood bandages of the barber surgeon,
162
411260
3000
berber cerrahın kanlı bandajlarını
06:54
and the receptacles on either end
163
414260
2000
ve iki uçtaki hazneleri de
06:56
represent the pots in which the blood was collected.
164
416260
3000
kanın toplandığı kapları temsil eder.
06:59
But the arrival of auscultation and percussion
165
419260
3000
Ama oskültasyon ve perküsyonun gelişi
07:02
represented a sea change,
166
422260
2000
büyük bir değişimi
07:04
a moment when physicians were beginning to look inside the body.
167
424260
3000
yani hekimlerin bedenin içine bakmaya başlamalarını temsil ediyordu.
07:07
And this particular painting, I think,
168
427260
3000
Ve bilhassa bu tablo, bence,
07:10
represents the pinnacle, the peak, of that clinical era.
169
430260
3000
bu klinik muayene döneminin en ileri safhasını temsil ediyor.
07:13
This is a very famous painting:
170
433260
2000
Bu çok ünlü bir tablo.
07:15
"The Doctor" by Luke Fildes.
171
435260
3000
Luke Fildes'in 'Doktor' tablosu.
07:18
Luke Fildes was commissioned to paint this by Tate,
172
438260
3000
Luke Fildes bu tabloyu yapmak üzere, o zamanlar
07:21
who then established the Tate Gallery.
173
441260
2000
Tate Gallery'yi kurmuş olan Tate tarafından görevlendirildi.
07:23
And Tate asked Fildes to paint a painting
174
443260
2000
Tate Fildes'den bu sosyal açıdan önemi olan
07:25
of social importance.
175
445260
2000
tabloyu yapmasını istedi.
07:27
And it's interesting that Fildes picked this topic.
176
447260
3000
Aslında Fildes'in bu konuyu seçmesi ilginçtir.
07:30
Fildes' oldest son, Philip,
177
450260
3000
Fildes'in en büyük oğlu, Phillip,
07:33
died at the age of nine on Christmas Eve
178
453260
3000
kısa süren bir hastalık sürecinden sonra
07:36
after a brief illness.
179
456260
2000
Noel'de, 9 yaşındayken öldü.
07:38
And Fildes was so taken by the physician
180
458260
3000
Ve Fildes, yatağın başında iki üç gece
07:41
who held vigil at the bedside for two, three nights,
181
461260
4000
nöbet tutan hekimden öyle çok etkilendi ki
07:45
that he decided that he would try and depict
182
465260
2000
hürmetinin ifadesi olarak
07:47
the physician in our time --
183
467260
2000
hekimi resmetmeye
07:49
almost a tribute to this physician.
184
469260
2000
karar verdi.
07:51
And hence the painting "The Doctor," a very famous painting.
185
471260
3000
Ve bu nedenle 'Doktor' adlı çok ünlü bir tablo ortaya çıktı.
07:54
It's been on calendars, postage stamps in many different countries.
186
474260
3000
Birçok farklı ülkede takvimlerde, posta pullarında yer aldı.
07:57
I've often wondered, what would Fildes have done
187
477260
3000
Eğer Fildes'ten bu tabloyu
08:00
had he been asked to paint this painting
188
480260
2000
günümüzde yani 2011 yılında
08:02
in the modern era,
189
482260
2000
yapması istenseydi
08:04
in the year 2011?
190
484260
3000
ne yapardı diye her zaman merak etmişimdir.
08:07
Would he have substituted a computer screen
191
487260
4000
Tabloda hastanın yerine
08:11
for where he had the patient?
192
491260
2000
bir bilgisayar mı yerleştirecekti?
08:13
I've gotten into some trouble in Silicon Valley
193
493260
2000
Gerçek hastayı yataktakinin değil de
08:15
for saying that the patient in the bed
194
495260
2000
bilgisayardaki hastanın temsil etmeye başladığını
08:17
has almost become an icon
195
497260
3000
söylediğim için Silikon Vadisi'nde
08:20
for the real patient who's in the computer.
196
500260
3000
başım biraz derde girdi.
08:23
I've actually coined a term for that entity in the computer.
197
503260
3000
Hatta bu bilgisayardaki hastayla ilgili bir terim bile ürettim.
08:26
I call it the iPatient.
198
506260
2000
Ona iPatient (iHasta) dedim.
08:28
The iPatient is getting wonderful care all across America.
199
508260
3000
Bu iPatient'e tüm Amerika’da müthiş ihtimam gösteriliyor.
08:31
The real patient often wonders,
200
511260
2000
Yataktaki gerçek hastaysa çoğu zaman
08:33
where is everyone?
201
513260
2000
doktorların nerede olduklarını merak ediyor.
08:35
When are they going to come by and explain things to me?
202
515260
3000
Ne zaman birisi gelecek ve bana neler olduğunu anlatacak?
08:38
Who's in charge?
203
518260
2000
Benimle kim ilgilenecek?
08:40
There's a real disjunction between the patient's perception
204
520260
3000
En iyi tıbbi bakım konusunda hastanın algısı ve bizim
08:43
and our own perceptions as physicians of the best medical care.
205
523260
3000
kendi algımız arasında ciddi bir fark vardır.
08:46
I want to show you a picture
206
526260
2000
Size, benim eğitimim esnasında
08:48
of what rounds looked like
207
528260
2000
vizitelerin nasıl olduğuna dair
08:50
when I was in training.
208
530260
2000
bir resim göstermek istiyorum.
08:52
The focus was around the patient.
209
532260
2000
İlgi tamamen hastanın üzerindeydi.
08:54
We went from bed to bed. The attending physician was in charge.
210
534260
3000
Yatakları tek tek dolaşırdık. Hastadan sorumlu doktor bizzat orada olurdu.
08:57
Too often these days,
211
537260
2000
Bugünlerde ise viziteler
08:59
rounds look very much like this,
212
539260
2000
daha çok
09:01
where the discussion is taking place
213
541260
2000
hastadan uzakta bir odada gerçekleştirilen
09:03
in a room far away from the patient.
214
543260
3000
tartışmalar haline geldi.
09:06
The discussion is all about images on the computer, data.
215
546260
3000
Tartışmalar tamamen bilgisayardaki imgeler, verilerle ilgili.
09:09
And the one critical piece missing
216
549260
2000
Ve bu toplantılarda olmayan tek önemli unsur
09:11
is that of the patient.
217
551260
2000
hastanın kendisi.
09:13
Now I've been influenced in this thinking
218
553260
3000
Beni böyle düşünmeye sevkeden iki anektodu
09:16
by two anecdotes that I want to share with you.
219
556260
3000
sizinle paylaşmak istiyorum.
09:19
One had to do with a friend of mine who had a breast cancer,
220
559260
3000
Bir tanesi meme kanseri olan bir arkadaşımla ilgili.
09:22
had a small breast cancer detected --
221
562260
3000
Kendisinde küçük bir meme kanseri tespit edildi ve
09:25
had her lumpectomy in the town in which I lived.
222
565260
2000
benim yaşadığım şehirde lampektomi ameliyatı oldu.
09:27
This is when I was in Texas.
223
567260
2000
O zaman ben Teksas'ta yaşıyordum.
09:29
And she then spent a lot of time researching
224
569260
3000
Kendisi ameliyat sonrası bakımı konusunda
09:32
to find the best cancer center in the world
225
572260
3000
dünyadaki en iyi kanser merkezini bulmak için
09:35
to get her subsequent care.
226
575260
2000
çok zaman harcadı.
09:37
And she found the place and decided to go there, went there.
227
577260
3000
Sonunda aradığı yeri buldu, oraya gitmeye karar verdi ve gitti de.
09:40
Which is why I was surprised a few months later
228
580260
3000
Bir kaç ay sonra onun, tedavisini özel onkoloğuyla devam ettirmek üzere
09:43
to see her back in our own town,
229
583260
3000
tekrar bizim şehre
09:46
getting her subsequent care with her private oncologist.
230
586260
3000
geri döndüğünü gördüğümde şaşırdım.
09:49
And I pressed her, and I asked her,
231
589260
2000
Onu sıkıştırıp, kendisine
09:51
"Why did you come back and get your care here?"
232
591260
3000
"Neden geri dönüp burada tedavi olmaya karar verdin?" diye sordum.
09:54
And she was reluctant to tell me.
233
594260
2000
Pek anlatmak istemedi.
09:56
She said, "The cancer center was wonderful.
234
596260
3000
"Kanser merkezi harikaydı.
09:59
It had a beautiful facility,
235
599260
2000
Güzel bir tesisi,
10:01
giant atrium, valet parking,
236
601260
2000
devasa bir atriyumu, vale parkı,
10:03
a piano that played itself,
237
603260
2000
kendi kendine çalan bir piyanosu,
10:05
a concierge that took you around from here to there.
238
605260
3000
hastalara sürekli eşlik eden danışmanları vardı." dedi.
10:08
But," she said,
239
608260
2000
"Ama
10:10
"but they did not touch my breasts."
240
610260
4000
göğüslerime dokunmadılar." diye ekledi.
10:14
Now you and I could argue
241
614260
2000
Şimdi siz ve ben muhtemelen
10:16
that they probably did not need to touch her breasts.
242
616260
2000
göğüslerine dokunmaya gerek görmediler diye düşünebiliriz.
10:18
They had her scanned inside out.
243
618260
2000
Baştan aşağı her yerini taramadan geçirdiler.
10:20
They understood her breast cancer at the molecular level;
244
620260
3000
Meme kanserini moleküler düzeyde görebildikleri için
10:23
they had no need to touch her breasts.
245
623260
2000
göğüslerine dokunmalarına gerek kalmadı.
10:25
But to her, it mattered deeply.
246
625260
3000
Ama dokunarak muayene onun için çok önemliydi.
10:28
It was enough for her to make the decision
247
628260
4000
Bu yüzden kendi özel onkoloğu tarafından
10:32
to get her subsequent care with her private oncologist
248
632260
3000
tedavi edilmek üzere geri döndü.
10:35
who, every time she went,
249
635260
2000
Kendi onkoloğu, her ziyaretinde
10:37
examined both breasts including the axillary tail,
250
637260
3000
dikkatli bir şekilde aksiller kuyruk da dahil olmak üzere her iki göğsünü,
10:40
examined her axilla carefully,
251
640260
2000
servikal bölgeyi,
10:42
examined her cervical region, her inguinal region,
252
642260
2000
kasık bölgesini kontrol ederek
10:44
did a thorough exam.
253
644260
2000
tam bir muayene yapardı.
10:46
And to her, that spoke of a kind of attentiveness that she needed.
254
646260
4000
Onun ihtiyaç duyduğu şeyler de zaten bunlardı.
10:50
I was very influenced by that anecdote.
255
650260
2000
Bu anekdot beni çok etkiledi.
10:52
I was also influenced by another experience that I had,
256
652260
3000
Beni etkileyen diğer şey ise yine ben Teksas'tayken, yani Stanford'a taşınmadan önce
10:55
again, when I was in Texas, before I moved to Stanford.
257
655260
3000
başımdan geçen bir olaydır.
10:58
I had a reputation
258
658260
2000
Kronik yorgunluk çeken
11:00
as being interested in patients
259
660260
2000
hastalarla ilgilendiğime dair
11:02
with chronic fatigue.
260
662260
3000
bir ünüm vardı.
11:05
This is not a reputation you would wish on your worst enemy.
261
665260
4000
Bu en kötü düşmanınız için dahi istemeyeceğiniz bir ün.
11:09
I say that because these are difficult patients.
262
669260
3000
Bunu söylüyorum çünkü bunlar çok zor hastalar.
11:12
They have often been rejected by their families,
263
672260
3000
Bunlar, çogunlukla aileleri tarafından dışlanmış,
11:15
have had bad experiences with medical care
264
675260
2000
tıbbi bakımla ilgili kötü deneyimleri olan
11:17
and they come to you fully prepared
265
677260
3000
ve size geldiklerinde, onları hayal kırıklığına uğratan doktorlardan oluşan
11:20
for you to join the long list of people
266
680260
2000
uzun listeye sizi de
11:22
who's about to disappoint them.
267
682260
2000
katmaya hazır olan kişilerdir.
11:24
And I learned very early on with my first patient
268
684260
3000
Daha bu ilk hastamdan,
11:27
that I could not do justice
269
687260
2000
bu kadar çok karmaşık bir geçmişe sahip
11:29
to this very complicated patient
270
689260
2000
yeni bir hastaya
11:31
with all the records they were bringing
271
691260
2000
45 dakika içinde hak ettiği ilgiyi
11:33
in a new patient visit of 45 minutes.
272
693260
2000
gösteremeyeceğimi anlamıştım.
11:35
There was just no way.
273
695260
2000
Bu asla mümkün değildi.
11:37
And if I tried, I'd disappoint them.
274
697260
3000
Böyle yapmış olsaydım, onları hayal kırıklığına uğratırdım.
11:40
And so I hit on this method
275
700260
2000
Ben de hastanın daha ilk ziyaretinde
11:42
where I invited the patient
276
702260
2000
sözünü hiç kesmeden
11:44
to tell me the story for their entire first visit,
277
704260
3000
sadece şikayetlerini dinleme
11:47
and I tried not to interrupt them.
278
707260
3000
yöntemini kullanmaya başladım.
11:50
We know the average American physician
279
710260
2000
Bir Amerikan hekiminin,
11:52
interrupts their patient in 14 seconds.
280
712260
3000
ortalama olarak her 14 saniyede bir hastasının sözünü kestiğini biliyoruz.
11:55
And if I ever get to heaven,
281
715260
2000
Ve eğer cennete gidecek olursam,
11:57
it will be because I held my piece for 45 minutes
282
717260
3000
bunun nedeni 45 dakika boyunca kendimi tutup
12:00
and did not interrupt my patient.
283
720260
2000
hastamın sözünü kesmemekten olacaktır.
12:02
I then scheduled the physical exam for two weeks hence,
284
722260
3000
Sonrasında da iki hafta sonrasına bir muayene randevusu veriyordum
12:05
and when the patient came for the physical,
285
725260
2000
ve hasta geldiğinde,
12:07
I was able to do a thorough physical,
286
727260
2000
yapmam gereken diğer şeyleri zaten tamamladığım için
12:09
because I had nothing else to do.
287
729260
2000
eksiksiz bir muayene yapabiliyordum.
12:11
I like to think that I do a thorough physical exam,
288
731260
3000
Şahsen detaylı bir fiziksel muayene yaptığımdan emin olmak isterim.
12:14
but because the whole visit was now about the physical,
289
734260
3000
Bu ziyaretin amacı da sadece fiziksel muayene olduğu için,
12:17
I could do an extraordinarily thorough exam.
290
737260
3000
istediğim gibi gayet detaylı bir muayene yapabiliyordum.
12:20
And I remember my very first patient in that series
291
740260
4000
Ve bu şekilde yaptığım hasta kabulünde
12:24
continued to tell me more history
292
744260
2000
fiziksel muayene olması gereken zamanda da
12:26
during what was meant to be the physical exam visit.
293
746260
3000
bana şikayetlerini anlatmaya devam eden ilk hastamı hatırlıyorum.
12:29
And I began my ritual.
294
749260
2000
Ben ritüelime başlamıştım.
12:31
I always begin with the pulse,
295
751260
2000
Her zaman nabızla başlarım,
12:33
then I examine the hands, then I look at the nail beds,
296
753260
3000
sonra elleri muayene edip tırnak diplerine bakarım,
12:36
then I slide my hand up to the epitrochlear node,
297
756260
2000
ardından elimi epitroklear boğuma doğru kaydırarak,
12:38
and I was into my ritual.
298
758260
2000
ritüelime devam ederim.
12:40
And when my ritual began,
299
760260
2000
Ve ritüelime başladığımda,
12:42
this very voluble patient
300
762260
2000
bu çok hararetle konuşan hasta
12:44
began to quiet down.
301
764260
2000
birden sessizleşti.
12:46
And I remember having a very eerie sense
302
766260
3000
O anda çok tuhaf bir şekilde
12:49
that the patient and I
303
769260
3000
hem benim hem de hastanın
12:52
had slipped back into a primitive ritual
304
772260
2000
içinde olduğu
12:54
in which I had a role
305
774260
2000
sade bir rütüele doğru kaydığımızı
12:56
and the patient had a role.
306
776260
2000
hissettiğimi hatırlıyorum.
12:58
And when I was done,
307
778260
2000
Muayeneyi tamamladığımda,
13:00
the patient said to me with some awe,
308
780260
2000
hasta huşu içinde bana
13:02
"I have never been examined like this before."
309
782260
3000
"Daha önce hiç böyle muayene edilmemiştim." dedi.
13:05
Now if that were true,
310
785260
2000
Şimdi, eğer bu doğruysa,
13:07
it's a true condemnation of our health care system,
311
787260
2000
sağlık sistemimizin gerçek bir ayıbı demek olur
13:09
because they had been seen in other places.
312
789260
3000
çünkü bu hastalar başka yerlerde de muayene oluyorlar.
13:12
I then proceeded to tell the patient,
313
792260
2000
Hasta giyindikten sonra
13:14
once the patient was dressed,
314
794260
2000
kendisine
13:16
the standard things that the person must have heard in other institutions,
315
796260
3000
"Bu sizin uydurduğunuz birşey değil.
13:19
which is, "This is not in your head.
316
799260
2000
Tamamen gerçek olan birşey.
13:21
This is real.
317
801260
2000
İyi haber şu ki, siz kanser ya da veremli değilsiniz,
13:23
The good news, it's not cancer, it's not tuberculosis,
318
803260
3000
koksidiyoidomikoz ya da belirsiz bir mantar enfeksiyonu da yok.
13:26
it's not coccidioidomycosis or some obscure fungal infection.
319
806260
3000
Kötü haber ise, buna neyin sebep olduğunu bilmiyoruz,
13:29
The bad news is we don't know exactly what's causing this,
320
809260
3000
ama sizin yapmanız gerekenler şunlar ve bizim yapmamız gerekenler bunlar."
13:32
but here's what you should do, here's what we should do."
321
812260
3000
gibi diğer kurumlarda da duyacağı standart şeyleri söyledim.
13:35
And I would lay out all the standard treatment options
322
815260
3000
Ve hastanın daha önce duyduğu tüm standart
13:38
that the patient had heard elsewhere.
323
818260
3000
tedavi seçeneklerini sundum.
13:41
And I always felt
324
821260
2000
Her zaman şunu hissetmişimdir:
13:43
that if my patient gave up the quest
325
823260
2000
Eğer hastalarım mucize doktoru
13:45
for the magic doctor, the magic treatment
326
825260
3000
ve tedaviyi aramaktan vazgeçip
13:48
and began with me on a course towards wellness,
327
828260
3000
iyileşmek için tedavisine benimle başlıyorsa bunun sebebi
13:51
it was because I had earned the right
328
831260
2000
bu tür standard seçenekleri onlara
13:53
to tell them these things
329
833260
2000
ancak onları muayene ettikten sonra
13:55
by virtue of the examination.
330
835260
2000
edindiğim bulgulara dayanarak hakkıyla sunmamdır.
13:57
Something of importance had transpired in the exchange.
331
837260
4000
Karşılıklı bu iletişim sonucunda önemli bir şey çıkmıştı ortaya.
14:01
I took this to my colleagues
332
841260
2000
Gidip bunu Stanford Antropoloji
14:03
at Stanford in anthropology
333
843260
2000
Bölümündeki meslektaşlarıma
14:05
and told them the same story.
334
845260
2000
anlattım.
14:07
And they immediately said to me,
335
847260
2000
Ve hemen bana şunu söylediler:
14:09
"Well you are describing a classic ritual."
336
849260
2000
"Sen bildiğimiz klasik bir ritüelden bahsediyorsun."
14:11
And they helped me understand
337
851260
2000
Ve ritüellerin tamamen dönüşümle
14:13
that rituals are all about transformation.
338
853260
3000
ilgili olduğunu anlattılar bana.
14:16
We marry, for example,
339
856260
2000
Örneğin,
14:18
with great pomp and ceremony and expense
340
858260
3000
tek başına yaşanan yalnız ve sefil bir hayattan,
14:21
to signal our departure
341
861260
2000
sonsuz bir saadete
14:23
from a life of solitude and misery and loneliness
342
863260
2000
erişmek için
14:25
to one of eternal bliss.
343
865260
3000
büyük bir debdebe, seremoni ve masrafla evleniyoruz.
14:28
I'm not sure why you're laughing.
344
868260
2000
Neden güldüğünüzü bilmiyorum.
14:30
That was the original intent, was it not?
345
870260
2000
Aslında amaç bu, öyle değil mi?
14:32
We signal transitions of power
346
872260
2000
Güç değişimlerini ritüellerle
14:34
with rituals.
347
874260
2000
gösteriyoruz.
14:36
We signal the passage of a life with rituals.
348
876260
2000
Bir hayatın geçişini ritüellerle bildiriyoruz.
14:38
Rituals are terribly important.
349
878260
2000
Ritüeller inanılmaz derecede önemli.
14:40
They're all about transformation.
350
880260
2000
Hep dönüşümle ilgililer.
14:42
Well I would submit to you
351
882260
2000
Şunu söylemeliyim ki
14:44
that the ritual
352
884260
2000
bir kişinin bir başkasına gidip
14:46
of one individual coming to another
353
886260
2000
vaize ya da hahama söylemeyeceği
14:48
and telling them things
354
888260
2000
şeyler söylemesi
14:50
that they would not tell their preacher or rabbi,
355
890260
3000
ve sonra bunun da ötesinde
14:53
and then, incredibly on top of that,
356
893260
2000
soyunmayı ve
14:55
disrobing and allowing touch --
357
895260
3000
kendisine dokunulmasını kabul etmesi
14:58
I would submit to you that that is a ritual of exceeding importance.
358
898260
4000
olağanüstü önemli bir ritüeldir.
15:02
And if you shortchange that ritual
359
902260
2000
Ve eğer bu ritüeli,
15:04
by not undressing the patient,
360
904260
2000
hastayı, kıyafetlerini çıkartmadan, geceliğinin üzerinden
15:06
by listening with your stethoscope on top of the nightgown,
361
906260
3000
steteskopla dinleyerek,
15:09
by not doing a complete exam,
362
909260
2000
tam bir muayene yapmadan eksik bırakırsanız,
15:11
you have bypassed on the opportunity
363
911260
2000
hasta-hekim ilişkisinde çok önemli olan bir
15:13
to seal the patient-physician relationship.
364
913260
4000
fırsatı kaçırmış olursunuz.
15:17
I am a writer,
365
917260
2000
Ben bir yazarım ve
15:19
and I want to close by reading you a short passage that I wrote
366
919260
4000
konuşmamı kendi yazdığım ve bu resimde gördüklerinizle yakından alakalı
15:23
that has to do very much with this scene.
367
923260
2000
kısa bir paragrafı size okuyarak kapatmak istiyorum.
15:25
I'm an infectious disease physician,
368
925260
2000
Ben bir enfeksiyon hastalıkları hekimiyim,
15:27
and in the early days of HIV, before we had our medications,
369
927260
3000
ve HIV'in ilk yıllarında, ilaçların olmadığı zamanlarda,
15:30
I presided over so many scenes like this.
370
930260
4000
bunun gibi birçok sahneye tanık oldum.
15:34
I remember, every time I went to a patient's deathbed,
371
934260
3000
Ne zaman bir hastanın ölüm döşeğine gittiysem,
15:37
whether in the hospital or at home,
372
937260
2000
hastanede ya da evde,
15:39
I remember my sense of failure --
373
939260
4000
kendimi ne kadar yetersiz hissettiğimi hatırlıyorum.
15:43
the feeling of I don't know what I have to say;
374
943260
2000
Yani ne söylemem gerektiğini bilememe hissi.
15:45
I don't know what I can say;
375
945260
2000
Ne diyebileceğimi,
15:47
I don't know what I'm supposed to do.
376
947260
2000
ne yapmam gerektiğini bilememe hissi.
15:49
And out of that sense of failure,
377
949260
2000
Ve hatırlıyorum, bu yetersizlik duygusundan dolayı
15:51
I remember, I would always examine the patient.
378
951260
3000
her zaman hastayı muayene ederdim.
15:54
I would pull down the eyelids.
379
954260
2000
Göz kapaklarını aşağıya indirirdim.
15:56
I would look at the tongue.
380
956260
2000
Diline bakardım.
15:58
I would percuss the chest. I would listen to the heart.
381
958260
3000
Göğsüne vurup, kalbini dinlerdim.
16:01
I would feel the abdomen.
382
961260
2000
Karnını muayene ederdim.
16:03
I remember so many patients,
383
963260
3000
Birçok hastayı hatırlıyorum,
16:06
their names still vivid on my tongue,
384
966260
2000
adları hala dilimin ucunda,
16:08
their faces still so clear.
385
968260
2000
yüzleri hala çok net.
16:10
I remember so many huge, hollowed out, haunted eyes
386
970260
4000
Bu ritüeli yerine getirirken
16:14
staring up at me as I performed this ritual.
387
974260
3000
beni izleyen birçok iri, çukurlarından dışarı fırlamış, endişeyle bakan gözleri hatırlıyorum.
16:17
And then the next day,
388
977260
2000
Ve sonra ertesi gün,
16:19
I would come, and I would do it again.
389
979260
2000
gelip aynı şeyleri yapardım.
16:21
And I wanted to read you this one closing passage
390
981260
3000
Şimdi size bir hastayla ilgili olan bu kapanış paragrafını
16:24
about one patient.
391
984260
2000
okumak istiyorum.
16:26
"I recall one patient
392
986260
2000
'Bir hastayı hatırlıyorum,
16:28
who was at that point
393
988260
2000
bedeni
16:30
no more than a skeleton
394
990260
2000
bir iskeletten farksızdı,
16:32
encased in shrinking skin,
395
992260
2000
küçülen derisinin içine hapsolmuş,
16:34
unable to speak,
396
994260
2000
konuşamayacak durumda,
16:36
his mouth crusted with candida
397
996260
2000
ağzı bildiğimiz ilaçlara dirençli olan
16:38
that was resistant to the usual medications.
398
998260
3000
mantar oluşumu nedeniyle kabuk bağlamış.
16:41
When he saw me
399
1001260
2000
Beni gördüğünde
16:43
on what turned out to be his last hours on this earth,
400
1003260
2000
ki dünya üzerinde son birkaç saati olduğu sonradan anlaşıldı,
16:45
his hands moved as if in slow motion.
401
1005260
3000
ellerini yavaş çekimdeymişçesine hareket ettirdi.
16:48
And as I wondered what he was up to,
402
1008260
2000
Ve ben ne yaptığını merakla gözlemlerken,
16:50
his stick fingers made their way
403
1010260
2000
incecik parmakları pijamasının
16:52
up to his pajama shirt,
404
1012260
2000
üstüne doğru kayarak,
16:54
fumbling with his buttons.
405
1014260
3000
düğmeleri bulmaya çalışıyordu.
16:57
I realized that he was wanting
406
1017260
2000
Fark ettim ki sepet gibi göğsünü
16:59
to expose his wicker-basket chest to me.
407
1019260
3000
bana açmak istiyordu.
17:02
It was an offering, an invitation.
408
1022260
3000
Bu bir teklifti, bir davet.
17:05
I did not decline.
409
1025260
2000
Geri çevirmedim.
17:07
I percussed. I palpated. I listened to the chest.
410
1027260
3000
Vurarak, dokunarak muayene ettim. Göğsünü dinledim.
17:10
I think he surely must have known by then
411
1030260
2000
Sanırım o anda bunun,
17:12
that it was vital for me
412
1032260
2000
kendisi için gerekli olduğu kadar
17:14
just as it was necessary for him.
413
1034260
2000
benim için de hayati önemi olduğunu biliyordu.
17:16
Neither of us could skip this ritual,
414
1036260
3000
İkimiz de, ciğerlerindeki hırıltıları tespit etmekle
17:19
which had nothing to do with detecting rales in the lung,
415
1039260
3000
ya da kalp yetmezliğinin sebep olduğu
17:22
or finding the gallop rhythm of heart failure.
416
1042260
3000
hızlı ritmi bulmakla alakası olmayan bu ritüeli es geçemezdik.
17:25
No, this ritual was about the one message
417
1045260
3000
Hayır, bu ritüel tamamen hekimlerin hastalarına iletmesi gereken
17:28
that physicians have needed to convey to their patients.
418
1048260
3000
bir mesajla ilgiliydi.
17:31
Although, God knows, of late, in our hubris,
419
1051260
2000
Tanrı biliyor ya, ukalalığımızdan olsa gerek
17:33
we seem to have drifted away.
420
1053260
2000
bundan uzaklaşmış gibi görünüyoruz.
17:35
We seem to have forgotten --
421
1055260
2000
Unutmuş görünüyoruz.
17:37
as though, with the explosion of knowledge,
422
1057260
2000
Sanki bilgi patlamasıyla birlikte
17:39
the whole human genome mapped out at our feet,
423
1059260
3000
insan genomunun haritası ayaklarımıza kadar gelmişken,
17:42
we are lulled into inattention,
424
1062260
2000
ritüelin hekim için duygusal bir temizlenme, hasta için ise gerekli
17:44
forgetting that the ritual is cathartic to the physician,
425
1064260
3000
olduğunu unutmuş olarak,
17:47
necessary for the patient --
426
1067260
2000
ritüelin bir anlamı olduğunu ve hastaya
17:49
forgetting that the ritual has meaning
427
1069260
2000
ulaşacak tek bir mesaj olduğunu unutmuş bir şekilde
17:51
and a singular message to convey to the patient.
428
1071260
4000
büyük bir ihmalkarlığın içindeyiz.
17:55
And the message, which I didn't fully understand then,
429
1075260
3000
Ve benim tarafimdan verilmiş olsa da
17:58
even as I delivered it,
430
1078260
2000
o zamanlar tam olarak anlamadığım
18:00
and which I understand better now is this:
431
1080260
3000
ancak şimdi daha iyi anladığım mesaj şuydu:
18:03
I will always, always, always be there.
432
1083260
3000
Her zaman, her zaman, her zaman orada olacağım.
18:06
I will see you through this.
433
1086260
2000
Senin yanında ve hazır olacağım.
18:08
I will never abandon you.
434
1088260
2000
Seni asla bırakmayacağım.
18:10
I will be with you through the end."
435
1090260
2000
Sonuna kadar seninle olacağım."
18:12
Thank you very much.
436
1092260
2000
Çok teşekkürler.
18:14
(Applause)
437
1094260
12000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7