Sheryl WuDunn: Our century's greatest injustice

Yüzyılımızın en büyük adaletsizliği

178,971 views ・ 2010-08-17

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Mehmet Gulluoglu Gözden geçirme: osman oguz ahsen
00:16
The global challenge that I want to talk to you about today
0
16260
3000
Bugün size dünyayı ilgilendiren bir sorunu anlatmak istiyorum.
00:19
rarely makes the front pages.
1
19260
2000
Nadiren ilk sayfalarda yer alır
00:21
It, however, is enormous
2
21260
3000
Ama aslında o kadar büyük ki
00:24
in both scale and importance.
3
24260
3000
Hem ölçüleri hem de önemi itibariyle.
00:27
Look, you all are very well traveled;
4
27260
3000
Bakın, hepiniz sık seyahat edenlersiniz
00:30
this is TEDGlobal after all.
5
30260
2000
sonuçta bu TEDGlobal
00:32
But I do hope to take you to some places
6
32260
2000
Ama sizi başka yerlere götürmeyi umuyorum
00:34
you've never been to before.
7
34260
2000
daha önce hiç gitmediğiniz
00:36
So, let's start off in China.
8
36260
2000
Çin'le başlayalım.
00:38
This photo was taken two weeks ago.
9
38260
3000
Bu fotoğraf 2 hafta önce çekildi.
00:41
Actually, one indication is that little boy on my husband's shoulders
10
41260
3000
Aslında, ispatlarından biri kocamın omuzlarındaki o küçük çocuk
00:44
has just graduated from high school.
11
44260
2000
yeni liseden mezun oldu
00:46
(Laughter)
12
46260
2000
Gülüşmeler : )
00:48
But this is Tiananmen Square.
13
48260
2000
ama burası Tiananmen Meydanı
00:50
Many of you have been there. It's not the real China.
14
50260
3000
Bir çoğunuz oraya gitti. Ama orası asıl Çin değil.
00:53
Let me take you to the real China.
15
53260
2000
Sizi gerçek Çin'e götürmeme izin verin.
00:55
This is in the Dabian Mountains
16
55260
2000
Burası Dabian Dağları
00:57
in the remote part of Hubei province in central China.
17
57260
3000
Orta Çin'deki Hubei eyaletinin uzak kısımları
01:01
Dai Manju is 13 years old at the time the story starts.
18
61260
3000
Dai Manju 13 yaşında ve hikaye başlıyor
01:04
She lives with her parents,
19
64260
2000
Ailesiyle birlikte yaşıyor,
01:06
her two brothers and her great-aunt.
20
66260
3000
iki erkek kardeşi ve büyük teyzesiyle.
01:09
They have a hut that has no electricity,
21
69260
2000
Elektriği olmayan bir barakaları var,
01:11
no running water,
22
71260
2000
suları akmıyor,
01:13
no wristwatch, no bicycle.
23
73260
2000
kol saati yok, bisikleti yok.
01:15
And they share this great splendor
24
75260
2000
Ve bu büyük ihtişamı
01:17
with a very large pig.
25
77260
3000
kocaman bir domuzla paylaşıyorlar.
01:20
Dai Manju was in sixth grade when her parents said,
26
80260
3000
Dai Manju altıncı sınıftayken, ailesi ona
01:23
"We're going to pull you out of school
27
83260
2000
"Seni okuldan alacağız." demişlerdi.
01:25
because the 13-dollar school fees are too much for us.
28
85260
3000
Çünkü 13 dolarlık okul ücreti bizim için çok fazla.
01:28
You're going to be spending the rest of your life in the rice paddies.
29
88260
2000
Zaten hayatının geri kalanını çeltik tarlalarında geçireceksin.
01:30
Why would we waste this money on you?"
30
90260
2000
Bu parayı senin için harcayarak niye israf edelim.
01:32
This is what happens to girls in remote areas.
31
92260
3000
Birçok uzak bölgede kız çocuklarına yapılan bundan farklı değil.
01:35
Turns out that Dai Manju was
32
95260
2000
Dai Manju'ya dönersek,
01:37
the best pupil in her grade.
33
97260
2000
sınıfının en iyisi.
01:39
She still made the two-hour trek to the schoolhouse
34
99260
3000
Okula hala 2 saatlik yürüyüşle ulaşabiliyor,
01:42
and tried to catch every little bit of information
35
102260
3000
ve her bir bilgi kırıntısını dahi
01:45
that seeped out of the doors.
36
105260
2000
yakalamaya çalışıyor.
01:47
We wrote about her in The New York Times.
37
107260
2000
New York Times'da onun hakkında yazmıştık.
01:49
We got a flood of donations --
38
109260
3000
Bağışlar sel gibi geldi,
01:52
mostly 13-dollar checks
39
112260
3000
en çok da 13 dolarlık..
01:55
because New York Times readers are very generous
40
115260
2000
Çünkü New York Times okuyucuları çok cömerttir,
01:57
in tiny amounts
41
117260
2000
küçük rakamlarda.
01:59
(Laughter)
42
119260
2000
Gülüşmeler
02:01
but then, we got a money transfer
43
121260
3000
Bir de büyük bir para transferi aldık,
02:04
for $10,000 --
44
124260
2000
10.000 USD'lik
02:06
really nice guy.
45
126260
2000
gerçekten iyi biriydi.
02:08
We turned the money over to that man there, the principal of the school.
46
128260
3000
Parayı o okulun müdürüne gönderdik.
02:11
He was delighted.
47
131260
2000
İnanılmaz mutlu oldu,
02:13
He thought, "Oh, I can renovate the school.
48
133260
2000
Dedi ki; " Okulu yenileyebilirim,
02:15
I can give scholarships to all the girls,
49
135260
2000
bütün kızlara burs verebilirim."
02:17
you know, if they work hard and stay in school.
50
137260
2000
Eğer kızlar yeterince çalışıp, okumaya devam edebilirler.
02:19
So Dai Manju basically
51
139260
2000
Dai Manju ilkokulu,
02:21
finished out middle school.
52
141260
2000
sonra orta okulu bitirdi.
02:23
She went to high school.
53
143260
2000
Liseye gitti.
02:25
She went to vocational school for accounting.
54
145260
2000
Muhasebecilik alanında meslek eğitimi aldı.
02:27
She scouted for jobs down in Guangdong province in the south.
55
147260
3000
Güneydeki Guangdong eyaletinde iş aradı,
02:30
She found a job, she scouted for jobs
56
150260
2000
İş buldu, hatta
02:32
for her classmates and her friends.
57
152260
2000
sınıf arkadaşları için iş ayarladı.
02:34
She sent money back to her family.
58
154260
3000
Ve ailesine para göndermeye başladı.
02:37
They built a new house,
59
157260
2000
Ailesi yeni bir ev yaptı,
02:39
this time with running water,
60
159260
2000
suyu akan,
02:41
electricity, a bicycle,
61
161260
2000
elektriği olan ve bir bisikleti olan.
02:43
no pig.
62
163260
2000
Bu sefer domuzları yok.
02:45
What we saw was a natural experiment.
63
165260
3000
Bizim gördüğümüz doğal bir tecrübeydi.
02:48
It is rare to get an exogenous investment
64
168260
2000
Dışarıdan yardım almak nadir olan birşey,
02:50
in girls' education.
65
170260
2000
özellikle de kız çocuklarının eğitimi konusunda.
02:52
And over the years, as we followed Dai Manju, we were able to see
66
172260
3000
Dai Manju'yu takip ettiğimiz yıllarda şunu görme şansımız oldu,
02:55
that she was able to move out of a vicious cycle
67
175260
3000
bozuk bir döngüden,
02:58
and into a virtuous cycle.
68
178260
2000
düzgün bir döngüye geçti.
03:00
She not only changed her own dynamic,
69
180260
2000
Sadece kendi dinamiklerini değil,
03:02
she changed her household, she changed her family, her village.
70
182260
3000
ev halkının, ailesinin ve köyünün dinamiklerini de değiştirdi.
03:05
The village became a real standout.
71
185260
3000
Köyü gerçekten göze çarpar hale geldi.
03:08
Of course, most of China was flourishing at the time,
72
188260
3000
Tabi ki, Çinin bir çok bölgesi aynı zamanda gelişmekteydi,
03:11
but they were able to get a road built
73
191260
3000
ancak çıkış için bir yol gerekiyordu,
03:14
to link them up to the rest of China.
74
194260
2000
kendilerini Çin'in geri kalanına bağlayacak.
03:16
And that brings me to my first major
75
196260
3000
Bu beni asıl konuma getiriyor,
03:19
of two tenets of "Half the Sky."
76
199260
2000
"Gökyüzünün yarısı"nın iki temelinden birincisini
03:21
And that is that
77
201260
2000
ve bu
03:23
the central moral challenge
78
203260
2000
ana ahlaki değişimi
03:25
of this century
79
205260
2000
bu yüzyılın,
03:27
is gender inequity.
80
207260
2000
Cinsiyet eşitsizliği
03:29
In the 19th century, it was slavery.
81
209260
2000
19. yüzyılda bu kölelikti,
03:31
In the 20th century, it was totalitarianism.
82
211260
3000
20. yüzyılda totaliter yönetimler oldu.
03:34
The cause of our time
83
214260
2000
Bizim zamanımızın sebebi ise,
03:36
is the brutality that so many people
84
216260
2000
bir çok insanın
03:38
face around the world because of their gender.
85
218260
3000
sadece cinsiyeti sebebiyle karşılaştığı gaddarlık.
03:41
So some of you may be thinking,
86
221260
2000
Bazılarınız, şöyle düşünebilir:
03:43
"Gosh, that's hyperbole.
87
223260
2000
"Çok abartıyor,
03:45
She's exaggerating."
88
225260
2000
aşırı büyütüyor"
03:47
Well, let me ask you this question.
89
227260
2000
Size şu soruyu sormama izin verin.
03:49
How many of you think there are more males or more females in the world?
90
229260
3000
Kaçınız erkeklerin ya da kadınların dünyada daha fazla olduğunu düşünüyor?
03:52
Let me take a poll. How many of you think there are more males in the world?
91
232260
3000
Hadi deneyelim? Dünyada daha fazla erkek olduğunu kimler düşünüyor?
03:55
Hands up, please.
92
235260
2000
Ellerinizi kaldırın lütfen.
03:57
How many of you think -- a few -- how many of you there are more females in the world?
93
237260
3000
kaçınız, çok değil, kaçınız kadınların daha fazla olduğunu düşünüyor?
04:00
Okay, most of you.
94
240260
2000
Tamam, çoğunluk.
04:02
Well, you know this latter group, you're wrong.
95
242260
2000
Peki, ikinci grup biliyor musunuz, hatalısınız.
04:04
There are, true enough,
96
244260
2000
Evet varlar, doğru sayılabilir,
04:06
in Europe and the West,
97
246260
2000
ama Avrupada ve Batıda,
04:08
when women and men
98
248260
2000
ne zaman erkekler ve kadınlar
04:10
have equal access to food and health care,
99
250260
2000
eşit gıda ve sağlığa ulaşabiliyor
04:12
there are more women, we live longer.
100
252260
2000
orada kadınlar daha uzun yaşıyor.
04:14
But in most of the rest of the world, that's not the case.
101
254260
3000
Ama dünyanın kalan çoğunda durum böyle değil.
04:17
In fact, demographers have shown
102
257260
2000
Demografik verilerle uğraşanların dediğine göre
04:19
that there are anywhere between 60 million
103
259260
2000
60 milyon ile,
04:21
and 100 million
104
261260
2000
100 milyon arasında bir sayıda
04:23
missing females in the current population.
105
263260
3000
hali hazırdaki toplam nüfusta kayıp olan kadınlar var.
04:26
And, you know, it happens for several reasons.
106
266260
3000
Ve biliyor musunuz bu birkaç nedenden ötürü.
04:29
For instance, in the last half-century,
107
269260
2000
Mesela son yarım yüzyılda,
04:31
more girls were discriminated to death
108
271260
3000
ölüm konusunda ayrımcılık yapılan kızlar
04:34
than all the people killed on all the battlefields
109
274260
2000
savaşlarda öldürülen bütün insanlardan daha fazla.
04:36
in the 20th century.
110
276260
3000
20. yüzyılda oldu bu.
04:39
Sometimes it's also because of the sonogram.
111
279260
2000
Bazen, ultrason yüzünden.
04:41
Girls get aborted before they're even born
112
281260
3000
Hatta daha doğmadan kürtajla öldürüldüler.
04:44
when there are scarce resources.
113
284260
2000
güçbela imkanlarla.
04:46
This girl here, for instance,
114
286260
2000
Mesela bu kız,
04:48
is in a feeding center in Ethiopia.
115
288260
2000
Etiyopya da bir beslenme merkezinde.
04:50
The entire center was filled with girls like her.
116
290260
3000
Bu merkez, bu kız gibi kızlarla dolu.
04:53
What's remarkable is that her brothers, in the same family,
117
293260
3000
Dikkat çekici olan, aynı ailedeki erkek kardeşleri,
04:56
were totally fine.
118
296260
2000
tamamen sağlıklı.
04:58
In India, in the first year of life,
119
298260
2000
Hindistan'da, bebeklerin ilk yılında,
05:00
from zero to one,
120
300260
2000
Sıfırdan bire,
05:02
boy and girl babies basically survive at the same rate
121
302260
3000
erkek ve kız çocukları yaklaşık aynı sağ kalım oranına sahip,,
05:05
because they depend upon the breast,
122
305260
2000
çünkü anne sütüyle besleniyorlar,
05:07
and the breast shows no son preference.
123
307260
2000
ve anne sütü erkek çocuk ayrımı yapmaz.
05:09
From one to five,
124
309260
3000
Bir yaşından beş yaşına,
05:12
girls die at a 50 percent higher mortality rate
125
312260
3000
kız çocukları yüzde 50 daha fazla ölüm oranına sahip,
05:15
than boys, in all of India.
126
315260
3000
erkeklere kıyasla, Hindistan'da.
05:18
The second tenet of "Half the Sky"
127
318260
3000
"Gökyüzünün Yarısı"nın ikinci temeli,
05:21
is that, let's put aside the morality of all the right and wrong of it all,
128
321260
3000
şöyle ki, ahlak kurallarının bütün doğru ve yanlışlarını kenara bırakalım.
05:24
and just on a purely practical level,
129
324260
3000
sadece pratik, basit yoldan
05:27
we think that
130
327260
2000
düşünelim ki,
05:29
one of the best ways to fight poverty and to fight terrorism
131
329260
3000
fakirlikle ve terörle mücadele etmenin en iyi yolu
05:32
is to educate girls
132
332260
2000
kız çocuklarını eğitmek
05:34
and to bring women into the formal labor force.
133
334260
3000
ve kadınları resmi iş gücü haline getirmektir.
05:37
Poverty, for instance.
134
337260
2000
Yoksulluk mesela,
05:39
There are three reasons why this is the case.
135
339260
2000
Bunun üç temel sebebi var.
05:41
For one, overpopulation is one of
136
341260
2000
Birincisi, fazla nüfus,
05:43
the persistent causes of poverty.
137
343260
3000
yoksulluğun kalıcı sebeplerinden biri.
05:46
And you know, when you educate a boy,
138
346260
2000
Ve bilirsiniz, bir erkek çocuğunu eğittiğinizde,
05:48
his family tends to have fewer kids,
139
348260
2000
ailesi daha az çocuk sahibi olmaya yönelebilirler,
05:50
but only slightly.
140
350260
2000
ama sadece biraz.
05:52
When you educate a girl,
141
352260
2000
Bir kız çocuğunu eğittiğinizde,
05:54
she tends to have significantly fewer kids.
142
354260
3000
kendisi çok büyük ihtimalle daha az çocuk sahibi olacaktır.
05:57
The second reason is
143
357260
3000
Yoksulluğun ikinci sebebi,
06:00
it has to do with spending.
144
360260
2000
harcamayla alakalı.
06:02
It's kind of like the dirty, little secret of poverty,
145
362260
2000
Yoksulluğun küçük sırlarından biri gibi,
06:04
which is that,
146
364260
2000
şöyle,
06:06
not only do poor people
147
366260
2000
sadece fakirler ve
06:08
take in very little income,
148
368260
2000
çok düşük geliri olanlar değil,
06:10
but also, the income that they take in,
149
370260
2000
ellerindeki o düşük geliri de,
06:12
they don't spend it very wisely,
150
372260
3000
akıllıca harcamıyorlar.
06:15
and unfortunately, most of that spending is done by men.
151
375260
3000
Ve malesef, harcamaların çoğu erkekler tarafından yapılıyor.
06:18
So research has shown,
152
378260
2000
Araştırmalara göre,
06:20
if you look at people who live under two dollars a day --
153
380260
3000
Günlük geliri 2 doların altında yaşayanlara baktığınızda,
06:23
one metric of poverty --
154
383260
2000
yoksulluk için ölçülerden biri,
06:25
two percent of that take-home pay
155
385260
2000
bu paranın yüzde ikisi,
06:27
goes to this basket here, in education.
156
387260
3000
eğitime gidiyor,
06:30
20 percent goes to a basket that is a combination of
157
390260
3000
yüzde yirmisi,
06:33
alcohol, tobacco, sugary drinks --
158
393260
2000
alkol, tütün ve şekerli içecekler grubuna gidiyor,
06:35
and prostitution and festivals.
159
395260
3000
ve festivallerle, fahişeliğe.
06:38
If you just take four percentage points
160
398260
2000
Eğer bu yüzde yirmiden, yüzde dördünü
06:40
and put it into this basket,
161
400260
2000
eğitime koyarsanız,
06:42
you would have a transformative effect.
162
402260
3000
büyük bir dönüşüm etkisi elde edeceksiniz.
06:46
The last reason has to do
163
406260
2000
Son sebep ise,
06:48
with women being part of the solution, not the problem.
164
408260
3000
kadınları çözümün bir parçası olarak görmeli, sorunun değil.
06:51
You need to use scarce resources.
165
411260
2000
Elinizdeki kısıtlı imkanları kullanmalıyız.
06:53
It's a waste of resources if you don't use someone like Dai Manju.
166
413260
3000
Dai Manju gibi imkanları kullanmazsak boşa gidecek demektir.
06:56
Bill Gates put it very well
167
416260
2000
Bill Gates bunu çok iyi farketmiş,
06:58
when he was traveling through Saudi Arabia.
168
418260
2000
bir Saudi Arabistan seyahatinde.
07:00
He was speaking to an audience much like yourselves.
169
420260
3000
Çoğu sizin gibi olan bir dinleyici grubuna konuşma yapıyormuş.
07:03
However, two-thirds of the way there was a barrier.
170
423260
3000
Ancak, dinleyicilerin üçte ikisiyle kalanları arasında bir perde varmış.
07:06
On this side was men,
171
426260
2000
Bir tarafında erkekler,
07:08
and then the barrier, and this side was women.
172
428260
2000
diğer tarafında kadınlar oturuyor.
07:10
And someone from this side of the room got up and said,
173
430260
2000
Grupların birinden kalkıp biri,
07:12
"Mr. Gates, we have here as our goal in Saudi Arabia
174
432260
3000
Sayın Gates, Arabistanda bizim bir hedefimiz var,
07:15
to be one of the top 10 countries
175
435260
2000
Teknoloji konusunda ilk 10
07:17
when it comes to technology.
176
437260
2000
ülkeden biri olmak istiyoruz.
07:19
Do you think we'll make it?"
177
439260
2000
Sizce başarabilir miyiz?
07:21
So Bill Gates, as he was staring out at the audience, he said,
178
441260
3000
Bill Gates, dinleyicileri süzdükten sonra,
07:24
"If you're not fully utilizing half the resources in your country,
179
444260
3000
Ülke kaynaklarınızın yarısını kullanmıyorsanız,
07:27
there is no way you will get anywhere near the top 10."
180
447260
3000
ilk 10 ülkeye yaklaşmanıza bile imkan yok.
07:30
So here is Bill of Arabia.
181
450260
3000
Burası, Arabistanın Bill'i.
07:33
(Laughter)
182
453260
2000
(Gülüşmeler)
07:35
So what would some of the specific challenges
183
455260
2000
Peki, bazı spesifik engeller ne olacak,
07:37
look like?
184
457260
2000
neye benzemekteler?
07:40
I would say, on the top of the agenda
185
460260
3000
Listenin en başında,
07:43
is sex trafficking.
186
463260
2000
Seks trafiği var.
07:45
And I'll just say two things about this.
187
465260
2000
Bunun için yanlız 2 şey söyleyeceğim.
07:47
The slavery at the peak of the slave trade
188
467260
3000
Köle ticaretinin pik yaptığı zamanlarda kölelik,
07:50
in the 1780s:
189
470260
3000
1780'lerde,
07:53
there were about 80,000 slaves
190
473260
2000
80.000 civarında köle,
07:55
transported from Africa to the New World.
191
475260
3000
Afrika'dan, Yeni Dünyaya götürüldü.
07:58
Now, modern slavery:
192
478260
3000
Şimdi, modern kölelikte:
08:01
according to State Department rough statistics,
193
481260
3000
Amerikanın ilgili kuruluşunun kaba istatistiklerine göre,
08:04
there are about 800,000 -- 10 times the number --
194
484260
3000
800.000 civarında, - 10 katı -
08:07
that are trafficked across international borders.
195
487260
3000
köle, uluslararası sınırlardan alınıp satılıyor.
08:10
And that does not even include those
196
490260
2000
Hatta bu rakam,
08:12
that are trafficked within country borders,
197
492260
2000
ülke içi trafiğini içermiyor,
08:14
which is a substantial portion.
198
494260
3000
önemli bir kısmı olan.
08:17
And if you look at
199
497260
2000
Başka bir faktör, başka bir fark olan,
08:19
another factor, another contrast,
200
499260
3000
kısmına bakarsanız,
08:22
a slave back then is worth
201
502260
2000
bir kölenin getirisi,
08:24
about $40,000
202
504260
2000
40.000 dolar civarında,
08:26
in today's money.
203
506260
2000
günümüz parasıyla.
08:28
Today, you can buy a girl trafficked
204
508260
3000
Bugün, bir kız çocuğunu,
08:31
for a few hundred dollars,
205
511260
2000
birkaç yüz dolara alabilirsiniz,
08:33
which means she's actually more disposable.
206
513260
3000
anlamı, o kız aslında harcanabilir.
08:36
But you know, there is progress being made
207
516260
3000
Ama bilirsiniz, bunun aşamaları var,
08:39
in places like Cambodia and Thailand.
208
519260
2000
Kamboçya ve Tayland gibi yerlerde.
08:41
We don't have to expect a world
209
521260
2000
Biz böyle bir dünyayı ummuyoruz,
08:43
where girls are bought and sold or killed.
210
523260
3000
kızların alınıp satıldığı ya da öldürüldüğü.
08:46
The second item on the agenda
211
526260
2000
Listenin ikinci sırasında,
08:48
is maternal mortality.
212
528260
3000
anne ölümleri var.
08:51
You know, childbirth in this part of the world
213
531260
3000
Bilirsiniz, doğum yapmak, dünyanın bu tarafında,
08:54
is a wonderful event.
214
534260
2000
harika bir olay.
08:56
In Niger, one in seven women
215
536260
3000
Nijer'de, 7 kadından biri,
08:59
can expect to die during childbirth.
216
539260
3000
doğum yaparken ölebilir.
09:02
Around the world,
217
542260
2000
Dünyada,
09:04
one woman dies every minute and a half from childbirth.
218
544260
4000
her bir buçuk dakikada bir kadın doğum yaparken ölüyor.
09:08
You know, it's not as though
219
548260
2000
Bilirsiniz,
09:10
we don't have the technological solution,
220
550260
3000
Teknolojik çözümümüz yok,
09:13
but these women have three strikes against them:
221
553260
3000
ama bu kadınların 3 temel problemi var:
09:16
they are poor, they are rural
222
556260
2000
Fakirler, kırsalda yaşıyorlar
09:18
and they are female.
223
558260
3000
ve kadınlar.
09:21
You know, for every woman who does die,
224
561260
2000
Ölen her kadın için,
09:23
there are 20 who survive
225
563260
2000
20 tane de
09:25
but end up with an injury.
226
565260
2000
yaralı kalan var.
09:27
And the most devastating injury
227
567260
2000
Ve en tahrip edici olan da
09:29
is obstetric fistula.
228
569260
2000
Obstetrik fistül.
09:31
It's a tearing during obstructed labor
229
571260
2000
Doğum sırasındaki bir yırtılma,
09:33
that leaves a woman incontinent.
230
573260
3000
kadını idrarını tutamayacak hale getiriyor.
09:36
Let me tell you about Mahabuba.
231
576260
2000
Size Mahabuba'yı anlatayım.
09:38
She lives in Ethiopia.
232
578260
2000
Etiyopya'da yaşıyor.
09:40
She was married against her will at age 13.
233
580260
3000
İstememesine rağmen 13 yaşında evlendirildi.
09:43
She got pregnant, ran to the bush to have the baby,
234
583260
3000
Hamile kaldı, doğum yapmak için çalılıkların arasında koştu.
09:46
but you know, her body was very immature,
235
586260
3000
ama, vücudu henüz yeterince gelişmemişti,
09:49
and she ended up having obstructed labor.
236
589260
3000
ve doğum yapamadı.
09:52
The baby died, and she ended up with a fistula.
237
592260
3000
Bebek öldü, kendisinin de fistülü oldu.
09:55
So that meant she was incontinent;
238
595260
2000
Bu şu anlama geliyor,
09:57
she couldn't control her wastes.
239
597260
3000
artık idrarını tutamıyor.
10:00
In a word, she stank.
240
600260
2000
Başka bir kelimeyle, artık pis kokulu.
10:02
The villagers thought she was cursed; they didn't know what to do with her.
241
602260
3000
Köylüler onun artık lanetli olduğunu düşünüyor, ve onunla ne yapacaklarını bilmiyorlar.
10:05
So finally, they put her at the edge of the village in a hut.
242
605260
3000
Sonunda onu, köyün kenarındaki bir barakaya koydular.
10:08
They ripped off the door
243
608260
2000
Kapıyı da açık bıraktılar,
10:10
so that the hyenas would get her at night.
244
610260
3000
böylece çakallar gelsin ve gece kızı götürsünler diye.
10:13
That night, there was a stick in the hut.
245
613260
3000
O gece, o barakada bir değnek vardı.
10:16
She fought off the hyenas with that stick.
246
616260
3000
Ve o kız o değnekle çakallarla mücadele etti.
10:19
And the next morning,
247
619260
2000
Ertesi sabah,
10:21
she knew if she could get to a nearby village where there was a foreign missionary,
248
621260
3000
Komşu köye ulaşabilirse, yabancı misyonerin olduğu,
10:24
she would be saved.
249
624260
2000
kurtulabilirdi.
10:26
Because she had some damage to her nerves,
250
626260
2000
Fistül sebebiyle bazı sinirleri de hasar gördüğü için,
10:28
she crawled all the way -- 30 miles --
251
628260
3000
30 millik yolu, emekleyerek aldı.
10:31
to that doorstep, half dead.
252
631260
3000
kapıya ulaştığında, yarı ölüydü.
10:34
The foreign missionary opened the door,
253
634260
2000
Yabancı misyoner kapıyı açtı,
10:36
knew exactly what had happened,
254
636260
2000
neler olmuş olabileceğini, kesin olarak biliyordu,
10:38
took her to a nearby fistula hospital in Addis Ababa,
255
638260
3000
Onu Addis Ababa'daki fistül hastanesine götürdü,
10:41
and she was repaired
256
641260
2000
orada ameliyat edildi,
10:43
with a 350-dollar operation.
257
643260
3000
350 dolarlık bir ameliyatla.
10:46
The doctors and nurses there noticed
258
646260
2000
Doktorlar ve hemşireler,
10:48
that she was not only a survivor,
259
648260
2000
onun sadece hayatta kalan biri olmadığını,
10:50
she was really clever, and they made her a nurse.
260
650260
3000
gerçekten zeki olduğunu farkettiler ve onu hemşire yaptılar.
10:53
So now, Mahabuba,
261
653260
2000
Mahabuba şimdi,
10:55
she is saving the lives
262
655260
2000
o hayat kurtarıyor,
10:57
of hundreds, thousands, of women.
263
657260
2000
yüzlerce binlerce kadını.
10:59
She has become part of the solution, not the problem.
264
659260
2000
Böylece o artık çözümün bir parçası oldu, problemin değil.
11:01
She's moved out of a vicious cycle
265
661260
2000
Kısır bir döngüden,
11:03
and into a virtuous cycle.
266
663260
2000
erdemli bir döngüye geçti.
11:05
I've talked about some of the challenges,
267
665260
3000
Bazı zorluklardan bahsettim,
11:08
let me talk about some of the solutions,
268
668260
2000
bazı çözümlerden de bahsetmeme izin verin,
11:10
and there are predictable solutions.
269
670260
3000
tahmin edilebilir çözümler.
11:13
I've hinted at them: education
270
673260
2000
Bazılarının ipucunu vermiştim : Eğitim
11:15
and also economic opportunity.
271
675260
3000
ve ekonomik fırsatlar.
11:18
So of course, when you educate a girl,
272
678260
3000
Ve tabi ki, bir kız çocuğunu eğittinizde,
11:21
she tends to get married later on in life,
273
681260
3000
ilerleyen yıllarda evlenecek,
11:24
she tends to have kids later on in life, she tends to have fewer kids,
274
684260
3000
çocukları olacak, daha az sayıda,
11:27
and those kids that she does have,
275
687260
2000
doğacak çocuklarını,
11:29
she educates them in a more enlightened fashion.
276
689260
2000
daha uygun bir şeklide eğitecek.
11:31
With economic opportunity,
277
691260
2000
Ekonomik fırsatlarla,
11:33
it can be transformative.
278
693260
2000
değişim sağlanabilir.
11:35
Let me tell you about Saima.
279
695260
2000
Size Saima'yı anlatmama izin verin.
11:37
She lives in a small village outside Lahore, Pakistan.
280
697260
3000
Pakistan, Lahore'un dışında küçük bir köyde yaşıyor.
11:41
And at the time, she was miserable.
281
701260
2000
Zavallı,
11:43
She was beaten every single day
282
703260
2000
her gün dayak diyor,
11:45
by her husband, who was unemployed.
283
705260
2000
işşiz kocası tarafından.
11:47
He was kind of a gambler type -- and unemployable, therefore --
284
707260
3000
Bir çeşit kumarbaz tip - bu yüzden de işsiz -
11:50
and took his frustrations out on her.
285
710260
2000
ve sıkıntılarını Saima'dan çıkarıyor.
11:52
Well, when she had her second daughter,
286
712260
2000
İkinci kızı olduğunda,
11:54
her mother in-law told her son,
287
714260
3000
kayınvalidesi oğluna dedi ki,
11:57
"I think you'd better get a second wife.
288
717260
2000
"İkinci bir eş alsan daha iyi olacak,
11:59
Saima's not going to produce you a son."
289
719260
3000
Saima sana erkek çocuk veremeyecek."
12:03
This is when she had her second daughter.
290
723260
2000
İkinci kızı olduğunda olmuştu bu.
12:05
At the time, there was
291
725260
2000
Aynı zamanda, orada,
12:07
a microlending group in the village
292
727260
2000
köyde çalışayan küçük bir grup vardı,
12:09
that gave her a 65-dollar loan.
293
729260
3000
ona 65 dolarlık borç verdiler.
12:12
Saima took that money,
294
732260
3000
Saima parayı aldı,
12:15
and she started an embroidery business.
295
735260
3000
ve nakış işine başladı.
12:18
The merchants liked her embroidery; it sold very well,
296
738260
2000
Dükkan sahipleri yaptıklarını çok beğendiler, çok iyi sattı
12:20
and they kept asking for more.
297
740260
2000
tekrar istediler.
12:22
And when she couldn't produce enough,
298
742260
2000
Yeteri kadar yapamayınca,
12:24
she hired other women in the village.
299
744260
2000
köyden başka bir kadını daha yanına aldı.
12:26
Pretty soon she had 30 women in the village
300
746260
3000
Çok geçmeden köyden 30 kadın,
12:29
working for her embroidery business.
301
749260
2000
nakış işinde çalışır oldu.
12:31
And then,
302
751260
2000
Öyle bir zaman geldi ki,
12:33
when she had to transport all of the embroidery goods
303
753260
3000
bütün nakış işlerini
12:36
from the village to the marketplace,
304
756260
2000
köyden pazar yerine götürmek gerektiğinde,
12:38
she needed someone to help her do the transport,
305
758260
2000
taşıma için yardıma ihtiyacı oldu,
12:40
so she hired her husband.
306
760260
2000
kocasını tuttu.
12:42
So now they're in it together.
307
762260
2000
Atık bu işte beraberler.
12:44
He does the transportation and distribution,
308
764260
2000
Kocası taşımayı ve dağıtımı yapıyor,
12:46
and she does the production and sourcing.
309
766260
2000
o da üretimi.
12:48
And now they have a third daughter,
310
768260
3000
Şimdi de üçüncü kızları oldu,
12:51
and the daughters, all of them, are being tutored in education
311
771260
3000
kızlarının hepsi okula gidiyor,
12:54
because Saima knows what's really important.
312
774260
3000
çünkü Saima gerçekte neyin önemli olduğunu biliyor.
12:57
Which brings me to the final element, which is education.
313
777260
3000
Varmak istediğin son noktaya geldik, eğitim.
13:01
Larry Summers, when he was chief economist at the World Bank,
314
781260
3000
Larry Summers, Dünya Bankasının baş ekonomistiyken,
13:04
once said that, "It may well be
315
784260
3000
bir kere demişti ki,
13:07
that the highest return on investment
316
787260
2000
"Yatırımında en çok geri dönüş sağlayan,
13:09
in the developing world
317
789260
2000
gelişmekte olan dünyada,
13:11
is in girls' education."
318
791260
3000
kız çocuklarının eğitimidir."
13:14
Let me tell you about Beatrice Biira.
319
794260
2000
Size Beatrice Biira'yı anlatayım.
13:16
Beatrice was living in Uganda
320
796260
3000
Beatrice Uganda da yaşıyordu,
13:19
near the Congo border,
321
799260
2000
Kongo sınırına yakın bir yerde,
13:21
and like Dai Manju, she didn't go to school.
322
801260
2000
ve Dai Manju gibi okula gitmemişti.
13:23
Actually, she had never been to school,
323
803260
3000
Aslında, hiç bir zaman gidemedi,
13:26
not to a lick, one day.
324
806260
2000
bir gün bile.
13:28
Her parents, again, said,
325
808260
2000
Ailesi yine aynı şekilde,
13:30
"Why should we spend the money on her?
326
810260
2000
"Onun için niye para harcayalım ki?
13:32
She's going to spend most of her life lugging water back and forth."
327
812260
3000
Hayatının çoğunu su taşıyarak geçirecek." diyorlardı.
13:35
Well, it just so happens, at that time,
328
815260
3000
Aslında bu hep oluyor, o zamanlarda
13:38
there was a group in Connecticut
329
818260
3000
Connecticut'ta bir grup vardı,
13:41
called the Niantic Community Church Group in Connecticut.
330
821260
3000
Connecticut Niantik Kilise grubu denen,
13:44
They made a donation to an organization
331
824260
2000
Onlar bir derneğe bağış yapmışlardı,
13:46
based in Arkansas
332
826260
2000
Arkansas merkezli,
13:48
called Heifer International.
333
828260
2000
Heifer International denen.
13:50
Heifer sent two goats to Africa.
334
830260
3000
Heifer Afrika'ya 2 keçi gönderiyor.
13:53
One of them ended up with Beatrice's parents,
335
833260
3000
Bir tanesi de Beatrice'in ailesine gelir.
13:56
and that goat had twins.
336
836260
2000
O keçinin ikiz yavrusu olur.
13:58
The twins started producing milk.
337
838260
2000
İkizler süt vermeye başlar.
14:00
They sold the milk for cash.
338
840260
2000
Sütü satarlar.
14:02
The cash started accumulating,
339
842260
2000
Para birikmeye başlar
14:04
and pretty soon the parents said,
340
844260
2000
ve çok geçmeden anne babası der ki:
14:06
"You know, we've got enough money. Let's send Beatrice to school."
341
846260
3000
"Artık yeteri kadar paramız var, Beatrice'i tekrar okula gönderelim."
14:09
So at nine years of age,
342
849260
2000
9 yaşında,
14:11
Beatrice started in first grade --
343
851260
2000
Beatrice birinci sınıftan başladı,
14:13
after all, she'd never been to a lick of school --
344
853260
2000
bir gün bile gitmediği sınıfına.
14:15
with a six year-old.
345
855260
2000
6 yaşından beri
14:17
No matter, she was just delighted to be in school.
346
857260
2000
Farketmezdi onun için, okula gitmek için can atıyordu.
14:19
She rocketed to the top of her class.
347
859260
2000
Sınıf birincisi oldu,
14:21
She stayed at the top of her class
348
861260
3000
Hep öyle kaldı,
14:24
through elementary school, middle school,
349
864260
2000
İlkokul, ortaokul,
14:26
and then in high school,
350
866260
2000
ve sonra lise,
14:28
she scored brilliantly on the national examinations
351
868260
3000
ulusal sınavlarda çok iyi bir puan aldı,
14:31
so that she became the first person in her village,
352
871260
3000
ve köyündeki ilk kişi oldu,
14:34
ever, to come to the United States
353
874260
2000
Amerika'ya gelen,
14:36
on scholarship.
354
876260
2000
bursla.
14:38
Two years ago,
355
878260
2000
İki yıl önce,
14:40
she graduated from Connecticut College.
356
880260
3000
Connecticut College'den mezun oldu.
14:43
On the day of her graduation,
357
883260
2000
Mezuniyet gününde,
14:45
she said, "I am the luckiest girl alive
358
885260
3000
Dedi ki: " Ben yaşayan en şanslı kızım,
14:48
because of a goat."
359
888260
2000
bir keçi yüzünden."
14:50
(Laughter)
360
890260
2000
Gülüşmeler.
14:52
And that goat was $120.
361
892260
2000
Ve keçi 120 $'dı.
14:54
So you see how transformative
362
894260
3000
Görüyorsunuz, değişim,
14:57
little bits of help can be.
363
897260
2000
küçük bir yardım neler yapabilir.
14:59
But I want to give you a reality check.
364
899260
2000
Ama size gerçekten kopmamak gerektiğini de söylemek istiyorum.
15:02
Look: U.S. aid, helping people is not easy,
365
902260
3000
Bakın: USAID, insanlara yardım etmek kolay değil.
15:05
and there have been books that have criticized U.S. aid.
366
905260
3000
ve USAID'i eleştiren kitaplar var.
15:08
There's Bill Easterly's book.
367
908260
2000
Bill Easterly'nin kitabı var.
15:10
There's a book called "Dead Aid."
368
910260
2000
İsmi "Ölüm Yardımı"
15:12
You know, the criticism is fair;
369
912260
2000
Bilirsiniz, eleştirmek adilane olmalı,
15:14
it isn't easy.
370
914260
2000
kolay değil tabi.
15:16
You know, people say how
371
916260
2000
İnsanlar nasıl olması gerektiğini söylerler,
15:18
half of all water well projects, a year later, are failed.
372
918260
2000
Su iyileştirme projelerinin yarısı, bir yıl sonra başarısız oldu.
15:20
When I was in Zimbabwe,
373
920260
2000
Zimbabwe'deyken,
15:22
we were touring a place with the village chief --
374
922260
2000
bir köy şefiyle beraber geziyorduk,
15:24
he wanted to raise money for a secondary school --
375
924260
3000
bir ortaokul için para toplamak istiyordu,
15:27
and there was some construction a few yards away,
376
927260
2000
ve biraz uzakta bir inşaat vardı,
15:29
and I said, "What's that?"
377
929260
2000
ben bunun ne olduğunu sordum:
15:31
He sort of mumbled.
378
931260
2000
Biraz geveledi,
15:33
Turns out that it's a failed irrigation project.
379
933260
2000
Başarısız bir sulama projesi olduğundan bahsetti,
15:35
A few yards away was a failed chicken coop.
380
935260
3000
Az ileride yine başarısız bir tavuk kümesi daha vardı.
15:38
One year, all the chickens died, and no one wanted to put the chickens in there.
381
938260
3000
Bir yıl içinde bütün tavuklar ölmüştü ve hiç kimse tavuklarını o kümese koymak istemiyordu.
15:41
It's true, but we think that you don't through the baby out with the bathwater;
382
941260
3000
Evet doğru, ama
15:44
you actually improve.
383
944260
2000
bir yanlışlık var.
15:46
You learn from your mistakes, and you continuously improve.
384
946260
3000
Hatalarınızdan öğrenirsiniz ve devamlı gelişirsiniz.
15:49
We also think that individuals
385
949260
2000
Biz ayrıca bireylerin de
15:51
can make a difference, and they should,
386
951260
3000
fark oluşturabileceğini düşünüyoruz, oluşturmalılar da,
15:54
because individuals, together,
387
954260
2000
çünkü bireyler, beraber
15:56
we can all help create a movement.
388
956260
3000
bir hareketin oluşmasına yardım edebiliriz.
15:59
And a movement of men and women
389
959260
2000
Erkeklerin ve kadınların bir hareketi,
16:01
is what's needed to bring about social change,
390
961260
2000
sosyal değişim için gerekli olan değişim,
16:03
change that will address
391
963260
3000
öyle bir değişim ki sonrasında
16:06
this great moral challenge.
392
966260
2000
büyük ahlaki değişimi getirecek.
16:08
So then, I ask,
393
968260
3000
Şimdi soruyorum,
16:11
what's in it for you?
394
971260
2000
sizin için ne var burada?
16:13
You're probably asking that. Why should you care?
395
973260
3000
Şimdi büyük ihtimalle soruyorsunuz. Sen niye önemsiyorsun?
16:16
I will just leave you with two things.
396
976260
2000
Size iki şey bırakacağım :
16:18
One is that research shows
397
978260
3000
Birincisi, araştırmalar gösteriyor ki,
16:21
that once you have
398
981260
2000
bir kere,
16:23
all of your material needs taken care of --
399
983260
3000
sahip olunan maddi varlıkların ve ihtiyaçların arasında,
16:26
which most of us, all of us, here in this room do --
400
986260
3000
hepimiz için, bu oradaki herkes için,
16:29
research shows that
401
989260
2000
araştırmalar gösteyiror ki,
16:31
there are very few things in life
402
991260
2000
bu hayatta çok az şey var,
16:33
that can actually elevate your level of happiness.
403
993260
3000
mutluluk seviyesini gerçekten arttıran.
16:36
One of those things
404
996260
2000
Bunlardan biri,
16:38
is contributing to a cause larger than yourself.
405
998260
3000
Kendinizden daha büyük bir sebebe bağlanmak.
16:43
And the second thing,
406
1003260
2000
İkinci şey ise,
16:45
it's an anecdote that I'll leave you with.
407
1005260
2000
bir anektod, size armağan edeceğim.
16:47
And that is the story
408
1007260
2000
Bu hikaye,
16:49
of an aid worker in Darfur.
409
1009260
3000
Darfur'daki bir yardım çalışanına ait.
16:52
Here was a woman
410
1012260
2000
Bir kadın vardı,
16:54
who had worked in Darfur,
411
1014260
2000
Darfur'da çalışan,
16:56
seeing things that no human being should see.
412
1016260
3000
hiç bir insanın görmemesi gereken şeyleri görüyordu.
17:00
Throughout her time there,
413
1020260
2000
Oradaki zamanı boyunca,
17:02
she was strong, she was steadfast.
414
1022260
3000
güçlüydü, sabırlıydı.
17:05
She never broke down.
415
1025260
3000
Hiç pes etmedi.
17:08
And then she came back to the United States
416
1028260
2000
Sonra Amerika'ya döndü,
17:10
and was on break, Christmas break.
417
1030260
2000
tatil zamanı, yılbaşı tatilinde.
17:12
She was in her grandmother's backyard,
418
1032260
3000
Büyükannesinin arka bahçesindeydi,
17:15
and she saw something that made her break down in tears.
419
1035260
3000
birşey gördü ve ağlamaya başladı.
17:19
What that was
420
1039260
2000
Gördüğü,
17:21
was a bird feeder.
421
1041260
3000
bir kuş yemliğiydi.
17:24
And she realized that she had the great fortune
422
1044260
3000
Sahip olduğu güzel kaderi gördü,
17:27
to be born in a country
423
1047260
2000
doğduğu ülkenin,
17:29
where we take security for granted,
424
1049260
3000
ayrıcalıklı bir güvenliğe sahip olması,
17:32
where we not only can feed, clothe
425
1052260
2000
sadece beslenip giyinebildiğimiz,
17:34
and house ourselves,
426
1054260
3000
ve evlerimiz olan değil,
17:37
but also provide for wild birds
427
1057260
3000
kuşları bile besleyebildiğimiz
17:40
so they don't go hungry in the winter.
428
1060260
3000
ve böylece kuşların kışa aç girmediği bir ülke.
17:44
And she realized that with that great fortune
429
1064260
3000
Ve bu ayrıcalıklı kader
17:47
comes great responsibility.
430
1067260
3000
büyük bir sorumluluğu da getiriyor.
17:50
And so, like her,
431
1070260
3000
O kadın gibi,
17:53
you, me,
432
1073260
2000
senin ve benim gibi,
17:55
we have all won the lottery of life.
433
1075260
3000
biz, hepimiz hayat piyangosunu kazandık.
17:58
And so the question becomes:
434
1078260
2000
Ve soru geliyor:
18:00
how do we discharge that responsibility?
435
1080260
3000
Bu sorumluluğu nasıl yerine getirebiliyoruz?
18:03
So, here's the cause.
436
1083260
2000
İşte size sebep,
18:05
Join the movement.
437
1085260
2000
Bir harekete katılın.
18:07
Feel happier and help save the world.
438
1087260
3000
Daha mutlu hissedin ve dünyayı kurtarmaya yardım edin.
18:10
Thank you very much.
439
1090260
2000
Çok teşekkür ederim.
18:12
(Applause)
440
1092260
3000
(Alkışlama)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7