Are we born to run? | Christopher McDougall

Christopher McDougall: Koşmak için mi yaratıldık?

1,976,105 views ・ 2011-02-04

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aykut Türker Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:15
Running: it's basically just right, left, right, left, yeah?
0
15482
3349
Koşmak: Basit. Sağ, sol, sağ, sol -- değil mi?
00:18
I mean, we've been doing it for two million years,
1
18855
2429
Yani, bunu iki milyon yıldır yapıyoruz.
Uzun zaman önce söylenmemiş ya da yapılmamış
00:21
so it's kind of arrogant to assume that I've got something to say
2
21308
3546
birşeyler söyleyeceğimi
00:24
that hasn't been said and performed better a long time ago.
3
24878
3220
varsaymak biraz küstahça görünebilir.
00:28
But the cool thing about running, as I've discovered,
4
28494
2558
Ama keşfettim ki, koşmakla ilgili güzel şey şu;
bu etkinlik sırasında sürekli
00:31
is that something bizarre happens in this activity all the time.
5
31076
3585
acayip birşeyler oluyor.
00:34
Case in point: A couple months ago, if you saw the New York City Marathon,
6
34685
3575
Örnekle anlatayım: Birkaç ay önce, New York City Maratonu'nu gördüyseniz,
garanti ederim ki,
00:38
I guarantee you, you saw something that no one has ever seen before.
7
38284
3588
hiç kimsenin daha önce görmediği birşey gördünüz.
00:42
An Ethiopian woman named Derartu Tulu turns up at the starting line.
8
42487
3837
Derartu Tulu adında Etiyopyalı bir kadın
başlama çizgisinde göründü.
37 yaşındaydı,
00:47
She's 37 years old.
9
47022
1352
00:48
She hasn't won a marathon of any kind in eight years,
10
48398
2686
8 yıl içinde herhangi bir maraton filan kazanmamıştı,
ve daha birkaç ay önce
00:51
and a few months previously,
11
51108
1428
00:52
she had almost died in childbirth.
12
52560
1976
bebek doğururken neredeyse ölüyordu.
00:54
Derartu Tulu was ready to hang it up and retire from the sport,
13
54560
3491
Derartu Tulu sporu bırakıp emekli olmaya hazırdı.
Ama dişini tırnağına takıp
00:58
but she decided she'd go for broke
14
58075
1872
00:59
and try for one last big payday in the marquee event,
15
59971
3788
son bir hesaplaşma için
büyük bir koşuda şansını denemeye karar verdi.
01:03
the New York City Marathon.
16
63783
1615
New York City Maratonu'nda.
01:05
Except -- bad news for Derartu Tulu -- some other people had the same idea,
17
65422
3714
Ancak -- Derartu Tulu için kötü haber -- aynı hedefe sahip başkaları da vardı.
Örneğin, Olimpiyat altın madalyası sahibi
01:09
including the Olympic gold medalist,
18
69160
1854
Paula Radcliffe -- o bir canavardı.
01:11
and Paula Radcliffe, who is a monster,
19
71038
3098
Açık arayla, gelmiş geçmiş en hızlı kadın maratoncu.
01:14
the fastest woman marathoner in history by far.
20
74160
3572
01:17
Only 10 minutes off the men's world record,
21
77756
2277
Erkekler dünya rekorunun sadece 10 dakika gerisinde.
Diyebiliriz ki Paula Radcliffe, geçilemez.
01:20
Paula Radcliffe is essentially unbeatable.
22
80057
2904
Girdiği yarış buydu.
01:23
That's her competition.
23
83603
1533
Tabanca patladığında, kaybetmeye mahkum demeye bile gerek yok.
01:25
The gun goes off, and -- I mean, she's not even an underdog;
24
85160
2948
Mahkumdan daha mahkumdu.
01:28
she's, like, under the underdogs.
25
88132
1815
01:29
But the under-underdog hangs tough,
26
89971
2045
Ama, bizim mahkum-mahkum sıkı çıkar.
26 millik (42 km) yarışın 22. milinde
01:32
and 22 miles into a 26-mile race,
27
92040
2811
01:34
there is Derartu Tulu, up there with the lead pack.
28
94875
2896
Derartu Tulu
lider grup içindedir.
01:38
Now, this is when something really bizarre happens.
29
98564
2691
İşte acayip şey, orada olur.
01:41
Paula Radcliffe, the one person who is sure to snatch the big paycheck
30
101279
3762
Paula Radcliffe, büyük ödül çekini
Derartu Tulu'nun kaybeden ellerinden alıp eve götürmesi kesin olan kişi
01:45
from Derartu Tulu's under-underdog hands,
31
105065
3071
birden bire bacağını tutar ve geride kalmaya başlar.
01:48
suddenly grabs her leg and starts to fall back.
32
108160
2397
01:50
So we all know what to do in this situation, right?
33
110581
2411
Böyle bir durumda yapmamız gerekeni hepimiz biliyoruz, öyle değil mi?
Dirseğinizle çenesine şöyle bir çarpıp
01:53
You give her a quick crack in the teeth with your elbow
34
113016
2686
bitiş çizgisine doğru uçarsınız.
01:55
and blaze for the finish line.
35
115726
1499
01:57
Derartu Tulu ruins the script.
36
117549
2190
Derartu Tulu, bu senaryoyu çöpe attı.
01:59
Instead of taking off,
37
119763
1449
Uçup gitmek yerine,
02:01
she falls back and she grabs Paula Radcliffe,
38
121236
2249
o da geride kalır, Paula Radcliffe'i tutar
02:03
and says, "Come on. Come with us. You can do it."
39
123509
2338
ve der ki, "Haydi. Bizimle gel. Yapabilirsin."
02:05
So Paula Radcliffe, unfortunately, does it.
40
125871
2411
Ve Paula Radcliffe, maalesef, bunu başarır.
Lider grubu yakalar
02:08
She catches up with the lead pack
41
128306
1613
02:09
and is pushing toward the finish line.
42
129943
1863
ve bitiş çizgisine doğru hamle yapar.
02:11
But then she falls back again.
43
131830
1519
Ama sonra, yeniden geriye düşer.
02:13
The second time, Derartu Tulu grabs her and tries to pull her.
44
133373
2992
İkinci kez, Derartu Tulu onu yakalar ve çekmeye çalışır.
Ve o noktada Paula Radcliffe der ki,
02:16
And Paula Radcliffe, at that point, says, "I'm done. Go."
45
136389
2838
"Ben bittim. Koş."
02:19
So that's a fantastic story, and we all know how it ends.
46
139771
2756
Bu masal gibi bir hikaye, ve sonunu hepimiz biliriz.
02:22
She loses the check,
47
142551
1290
Çeki kaybeder,
02:23
but she goes home with something bigger and more important.
48
143865
2925
ama eve daha büyük ve daha önemli birşeyle döner.
02:26
Except Derartu Tulu ruins the script again.
49
146814
2496
Ancak, Derartu Tulu senaryoyu bir kez daha bozar.
02:29
Instead of losing, she blazes past the lead pack and wins.
50
149334
3500
Kaybetmek yerine, lider grubu da geride bırakır ve kazanır.
02:32
Wins the New York City Marathon,
51
152858
1662
New York City Maratonu'nu kazanır
02:34
goes home with a big fat check.
52
154544
1634
ve eve büyük bir ödül çekiyle döner.
02:36
It's a heartwarming story,
53
156937
1536
Kalbimizi ısıtan bir hikaye bu.
02:38
but if you drill a little bit deeper,
54
158497
1977
Ama biraz daha derine bakarsanız,
02:40
you've got to sort of wonder about what exactly was going on there.
55
160498
3408
orada olan biteni merak edebilirsiniz.
02:43
When you have two outliers in one organism,
56
163930
2135
Bir aykırılık, aynı organizma içinde iki kez tekrar ediyorsa,
bu tesadüf değildir.
02:46
it's not a coincidence.
57
166089
1374
02:47
When you have someone who is more competitive and more compassionate
58
167487
3491
Yarıştaki herkesten daha yarışçı ve daha şefkatli birisi varsa
yine, bu tesadüf değildir.
02:51
than anybody else in the race, again, it's not a coincidence.
59
171002
2977
Bana ayakları perdeli ve solungaçlı bir yaratık gösterirseniz,
02:54
You show me a creature with webbed feet and gills;
60
174003
2443
02:56
somehow water's involved.
61
176470
1648
bir şekilde suyla ilgisi olduğunu bilirim.
02:58
Someone with that kind of heart, there's some kind of connection there.
62
178142
3382
Öyle bir kalbi olan birisi varsa, ortada bir tür bağlantı olmalı.
03:01
And the answer to it, I think, can be found
63
181548
2567
Ve bunun cevabı, bence
Meksika'daki Bakır Kanyonlar'da bulunabilir.
03:04
down in the Copper Canyons of Mexico,
64
184139
2409
03:06
where there's a reclusive tribe, called the Tarahumara Indians.
65
186572
3877
Orada, uzak bir kabile,
Tarahumara yerlileri yaşıyor.
03:10
Now, the Tarahumara are remarkable for three things.
66
190473
3559
Tarahumaralar, üç konuda dikkat çekiciler.
Birincisi,
03:14
Number one is:
67
194056
1475
03:15
they have been living essentially unchanged for the past 400 years.
68
195555
4206
son 400 yıl içinde
temel hiçbir değişim geçirmemişler.
03:19
When the conquistadors arrived in North America you had two choices:
69
199785
3614
İspanyol istilacılar Kuzey Amerika'ya ulaştığında, iki seçenek vardı:
Ya savaşıp karşı koymak, ya da kaçıp uzaklaşmak.
03:23
you either fight back and engage or you could take off.
70
203423
2713
Mayalar ve Aztekler savaştılar.
03:26
The Mayans and Aztecs engaged,
71
206160
1858
Bu nedenle bugün çok az Maya ve Aztek var.
03:28
which is why there are very few Mayans and Aztecs.
72
208042
2446
03:30
The Tarahumara had a different strategy.
73
210512
1985
Tarahumaralar'ın farklı bir stratejisi vardı.
03:32
They took off and hid
74
212521
1864
Kaçtılar ve saklandılar.
03:34
in this labyrinthine, networking, spider-webbing system of canyons
75
214409
4855
Labirent yapıdaki
kanyonlardan oluşan örümcek ağı sisteminde,
Bakır Kanyonlar'da.
03:39
called the Copper Canyons.
76
219288
1401
03:40
And there they've remained since the 1600s,
77
220713
3423
Ve 1600'lerden beri orada kaldılar,
hep oldukları şekilde.
03:44
essentially the same way they've always been.
78
224160
2603
03:47
The second thing remarkable about the Tarahumara is:
79
227581
3157
Tarahumaralar hakkındaki ikinci dikkat çekici şey şu ki,
03:50
deep into old age -- 70 to 80 years old --
80
230762
3128
ilerleyen yaşlarında dahi -- 70-80 yaşlarında --
03:53
these guys aren't running marathons;
81
233914
1977
maratonlar değil
03:55
they're running mega-marathons.
82
235915
1847
mega-maratonlar koşuyorlar.
03:57
They're not doing 26 miles,
83
237786
1645
26 mil (42 km) değil,
03:59
they're doing 100, 150 miles at a time,
84
239455
2622
her seferinde 100-150 mil (160-240 km) koşuyorlar,
04:02
and apparently without injury, without problems.
85
242101
2469
hem de bir sakatlık ya da sorun yaşamadan.
04:05
The last thing that's remarkable about the Tarahumara is:
86
245216
2716
Tarahumaralar hakkındaki son dikkat çekici şey de şu ki,
04:07
all the things we're going to be talking about today,
87
247956
2517
bugün üzerinde konuşacağımız tüm şeylerden,
-- çözmeye çalışmak için
04:10
all the things we're trying to use all of our technology
88
250497
2805
tüm teknolojimiz ve beyin gücümüzle uğraştığımız
04:13
and brain power to solve --
89
253326
1338
04:14
things like heart disease and cholesterol and cancer;
90
254688
2550
kalp hastalığı, kolesterol ve kanser,
suç, savaş, şiddet ve klinik depresyon --
04:17
crime, warfare and violence; clinical depression -- all this stuff --
91
257262
3598
tüm bunlardan Tarahumaralar'ın haberi bile yoktur.
04:20
the Tarahumara don't know what you're talking about.
92
260884
2472
Onlar özgürdür
04:23
They are free from all of these modern ailments.
93
263380
3756
tüm bu 'modern' hastalıklardan.
Peki bağlantısı nedir?
04:27
So what's the connection?
94
267988
1229
Yine, aykırılıklardan bahsediyoruz.
04:29
Again, we're talking about outliers;
95
269241
1738
Burada bir tür neden - sonuç ilişkisi olmalı.
04:31
there's got to be some kind of cause and effect.
96
271003
2291
Bilim insanlarından oluşan takımlar,
04:33
Well, there are teams of scientists at Harvard and the University of Utah
97
273318
3818
Harvard ve Utah üniversitelerinde
beyinlerini sonuna kadar zorlayarak
04:37
that are bending their brains and trying to figure out
98
277160
2580
Tarahumaraların her zaman bilegeldiği şeyi anlamaya çalışıyorlar.
04:39
what the Tarahumara have known forever.
99
279764
1943
04:41
They're trying to solve those same kinds of mysteries.
100
281731
2664
Aynı tür gizemleri çözmeye çalışıyorlar.
04:44
And once again, a mystery wrapped inside of a mystery --
101
284419
3423
Ve bir kez daha, gizem gizem içinde.
04:47
perhaps the key to Derartu Tulu and the Tarahumara
102
287866
3119
Belki de Derartu Tulu ve Tarahumaralar da
üç başka gizem içine sarmalanmış, ve böyle sürüp gidiyor:
04:51
is wrapped in three other mysteries, which go like this:
103
291009
2637
04:53
Three things -- if you have the answer, come up and take the microphone,
104
293670
3409
Üç şey -- eğer yanıtlarını biliyorsanız, gelin ve mikrofonu alın.
Çünkü başka hiç kimse bilmiyor.
04:57
because nobody else knows the answer.
105
297103
1829
Eğer siz biliyorsanız, dünyadaki herkesten daha akıllısınız.
04:58
If you know it, you're smarter than anybody on planet Earth.
106
298956
2885
Birinci gizem şu:
05:01
Mystery number one is this:
107
301865
1423
İki milyon yıl önce, insan beyni boyut olarak bir patlama yaşadı.
05:03
Two million years ago, the human brain exploded in size.
108
303312
2754
Australopithecus'un bezelye boyutlarında minik bir beyni vardı.
05:06
Australopithecus had a tiny little pea brain.
109
306090
2111
Birden insanlar sahneye çıktı -- Homo erectus --
05:08
Suddenly humans show up, Homo erectus, big old melon head.
110
308225
3046
büyük, eski koca kafa.
05:11
To have a brain of that size,
111
311295
1523
O büyüklükte bir beyne sahip olmak için,
05:12
you need to have a source of condensed caloric energy.
112
312842
3603
yoğunlaştırılmış bir enerji kaynağına ihtiyacınız vardır.
05:16
In other words, early humans are eating dead animals --
113
316469
2621
Diğer bir deyişle, ilk insanlar ölü hayvanları yiyiyordu.
Tartışma yok, bu bir gerçek.
05:19
no argument, that's a fact.
114
319114
1332
Tek sorun şu ki,
05:21
The only problem is,
115
321160
1217
05:22
the first edged weapons only appeared about 200,000 years ago.
116
322401
3590
ilk keskin silahlar ancak 200,000 yıl kadar önce ortaya çıktı.
Yani bir şekilde, neredeyse iki milyon yıl boyunca
05:26
So somehow, for nearly two million years,
117
326015
2695
05:28
we are killing animals without any weapons.
118
328734
2671
hayvanları herhangi bir silah kullanmadan öldürdük.
05:31
Now, we're not using our strength,
119
331429
1700
Kullandığımız şey kuvvetimiz de değildi
05:33
because we are the biggest sissies in the jungle.
120
333153
2358
çünkü biz ormandaki en büyük süt çocuklarıydık.
05:35
Every other animal is stronger than we are,
121
335535
2042
Tüm diğer hayvanlar bizden daha güçlüdür.
05:37
they have fangs, they have claws, they have nimbleness, they have speed.
122
337601
3430
Sivri dişleri, pençeleri vardır. Çevik ve hızlıdırlar.
Biz Usain Bolt'un hızlı olduğunu sanırız. Bir sincap bile Usain Bolt'a dersini verebilir.
05:41
We think Usain Bolt is fast.
123
341055
1371
05:42
Usain Bolt can get his ass kicked by a squirrel.
124
342450
2344
Hızlı değiliz.
05:44
We're not fast.
125
344818
1151
05:45
That would be an Olympic event:
126
345993
1491
Şu Olimpik bir oyun olabilirdi: Bir sincabı salıverin,
05:47
turn a squirrel loose, whoever catches it gets a gold medal.
127
347508
2837
kim yakalarsa altın madalya alsın.
05:50
(Laughter)
128
350369
1015
Yani silah yok, hız yok, kuvvet yok, sivri diş yok, pençe yok.
05:51
So no weapons, no speed, no strength, no fangs, no claws.
129
351408
2718
Bu hayvanları nasıl öldürüyorduk? Birinci gizem.
05:54
How were we killing these animals? Mystery number one.
130
354150
2642
05:56
Mystery number two:
131
356816
1441
İkinci gizem:
05:58
Women have been in the Olympics for quite some time now,
132
358281
3053
Kadınlar uzun süredir Olimpiyatlara katılıyorlar.
06:01
but one thing that's remarkable about all women sprinters:
133
361358
2808
Ama tüm kadın kısa mesafe koşucularının dikkat çekici özelliği,
hepsi kötüdür, berbattırlar.
06:04
they all suck; they're terrible.
134
364190
1755
06:05
There's not a fast woman on the planet and there never has been.
135
365969
3728
Bu gezegene hızlı bir kadın yoktur
ve asla da olmamıştır.
06:09
The fastest woman to ever run a mile did it in 4:15.
136
369721
2977
1 mili (1.6 km) en kısa sürede koşan kadın, 4.15'te koştu.
06:12
I could throw a rock and hit a high-school boy
137
372722
2218
Şuradan hangi liseli genci çevirsem
06:14
who can run faster than 4:15.
138
374964
1496
4.15'ten daha iyi koşar.
06:16
For some reason, you guys are just really slow.
139
376484
2191
Bir nedenle, gerçekten yavaşsınız!
06:18
But --
140
378699
1158
(Gülüşmeler)
06:19
(Laughter)
141
379881
1059
06:20
But, you get to the marathon we were just talking about --
142
380964
2746
Ama az önce bahsettiğimiz maratona geldiğinizde --
06:23
you've only been allowed to run the marathon for 20 years,
143
383734
2778
maraton koşmanıza sadece 20 yıldır izin veriliyor.
Çünkü 1980'lerden önce
06:26
because prior to the 1980s, medical science said
144
386536
2271
tıp bilimi derdi ki, eğer bir kadın 26 mil (42 km) koşmayı denerse --
06:28
if a woman tried to run 26 miles -- does anyone know what would happen
145
388831
3364
26 mil koşmayı denerseniz ne olacaktı, bilen var mı?
06:32
if you tried to run 26 miles?
146
392219
1433
1980'lerden önce maraton koşmanızın neden yasak olduğunu?
06:33
Why you were banned from the marathon before the 1980s?
147
393676
2616
06:36
Audience Member: Her uterus would be torn.
148
396316
2086
(Bir dinleyici: Rahmi yırtılırdı.) Rahmi yırtılırdı.
06:38
Christopher McDougall: Her uterus would be torn, yes.
149
398426
2528
Evet. Üreme organlarınız yırtılırdı.
06:40
Torn reproductive organs.
150
400978
1240
Rahmi vücudundan düşecekti, kelimenin tam anlamıyla.
06:42
The uterus would literally fall out of the body.
151
402242
2259
06:44
(Laughter)
152
404525
1021
Çok sayıda maratonda bulundum,
06:45
Now, I've been to a lot of marathons,
153
405570
1819
ama henüz düşeni görmedim.
06:47
and I've yet to see any ...
154
407413
1641
(Gülüşmeler)
06:49
(Laughter)
155
409078
2909
Sonuçta, sadece 20 yıldır kadınların maraton koşmasına izin veriliyor.
06:52
So it's only been 20 years
156
412011
1367
06:53
that women have been allowed to run the marathon.
157
413402
2379
Bu çok kısa öğrenme eğrisinde,
06:55
In that very short learning curve, you've gone from broken organs
158
415805
4021
sizler yırtılan organlardan kalkıp,
06:59
up to the fact that you're only 10 minutes off the male world record.
159
419850
3801
10 dakika yakınına kadar geldiniz
erkek dünya rekorunun.
07:03
Then you go beyond 26 miles, into the distance
160
423675
2305
Sonra 26 milin ötesine geçersek,
tıp biliminin insanlar için ölümcül olduğunu söylediği mesafelere --
07:06
that medical science also told us would be fatal to humans --
161
426004
2933
07:08
remember Pheidippides died when he ran 26 miles --
162
428961
2366
hatırlayın, Pheidippides 26 mil koştuğunda öldü --
50 ve 100 mile (80-160 km) geldiğinizde,
07:11
you get to 50 and 100 miles, and suddenly, it's a different game.
163
431351
3268
birden oyun değişir.
07:14
You take a runner like Ann Trason or Nikki Kimball or Jenn Shelton,
164
434643
3243
Ann Trason, Nikki Kimball ya da Jenn Shelton gibi bir koşucuyu alıp,
07:17
put them in a race of 50 or 100 miles against anybody in the world,
165
437910
3427
50 ya da 100 millik bir mesafede yarıştırıp, rakip dünyada kim olursa olsun
kimin kazanacağına dair bahse girebilirsiniz.
07:21
and it's a coin toss who's going to win.
166
441361
1977
Size bir örnek vereceğim.
07:23
I'll give you an example.
167
443362
1346
07:24
A couple years ago, Emily Baer signed up for a race
168
444732
2515
Birkaç yıl önce, Emily Baer
Hardrock 100 adlı bir yarışa katıldı. (100 mil=160 km)
07:27
called the Hardrock 100,
169
447271
1690
07:28
which tells you all you need to know about the race.
170
448985
2562
Yarışın adı herşeyi açıklıyor.
07:31
They give you 48 hours to finish this race.
171
451571
2039
Bu yarışı bitirmeniz için size 48 saat veriyorlar.
07:33
Well, Emily Baer -- 500 runners --
172
453634
1905
Emily Baer, 500 koşucu içinde yarışı
07:35
she finishes in eighth place, in the top 10,
173
455563
2347
ilk 10 içinde, sekizinci olarak bitirdi.
07:37
even though she stopped at all the aid stations
174
457934
2254
Hem de her bir yardım noktasında durup
bebeğini emzirdiği hâlde -- yarış sırasında.
07:40
to breastfeed her baby during the race.
175
460212
1895
07:42
(Laughter)
176
462131
1014
Ve buna rağmen, 492 kişiyi geçti.
07:43
And yet, she beat 492 other people.
177
463169
1698
Son gizem: Nasıl oluyor da kadınlar
07:45
The last mystery:
178
465391
1157
07:46
Why is it that women get stronger as distances get longer?
179
466572
2784
mesafe arttıkça güçleniyor?
Üçüncü gizem şu:
07:49
The third mystery is this:
180
469380
1336
07:50
At the University of Utah, they started tracking finishing times
181
470740
3468
Utah Üniversitesi'nde, maraton koşanların
bitiriş zamanlarını izlemeye başladılar.
07:54
for people running the marathon.
182
474232
1660
07:55
What they found is that if you start running the marathon at age 19,
183
475916
3807
Buldular ki,
eğer maraton koşmaya 19 yaşında başlarsanız,
07:59
you'll get progressively faster, year by year,
184
479747
2253
her yıl gittikçe hızlanırsınız,
27 yaşınızda zirvenize ulaşıncaya kadar.
08:02
until you reach your peak at age 27.
185
482024
1977
Bundan sonra,
08:04
And then after that, you succumb to the rigors of time.
186
484025
3976
zamanla geri düşer
ve yavaşlamaya başlarsınız,
08:08
And you'll get slower and slower,
187
488025
1592
08:09
until eventually you're back to running the same speed you were at age 19.
188
489641
3589
19 yaşınızda koştuğunuz hıza geri gelene kadar.
Yani yaklaşık 7-8 yılda zirvenize ulaşır,
08:13
So about seven, eight years to reach your peak,
189
493254
2241
sonra yavaşça zirveden iner,
08:15
and then gradually you fall off your peak,
190
495519
2076
başladığınız noktaya dönersiniz.
08:17
until you go back to the starting point.
191
497619
2278
08:19
You'd think it might take eight years to go back to the same speed,
192
499921
3220
Bu hıza dönmenizin de yine 8 yıl süreceğini düşünebilirsiniz,
ya da 10 yıl -- hayır, cevap 45 yıldır.
08:23
maybe 10 years -- no, it's 45 years.
193
503165
2732
08:25
64-year-old men and women
194
505921
1977
64 yaşında erkekler ve kadınlar
08:27
are running as fast as they were at age 19.
195
507922
3039
19 yaşlarında koştukları kadar hızlı koşarlar.
08:30
Now, I defy you to come up with any other physical activity --
196
510985
2988
Başka hangi fiziksel etkinlikte
08:33
and please don't say golf -- something that's actually hard --
197
513997
2962
-- lütfen golf demeyin, zor birşey olsun --
08:36
(Laughter)
198
516983
1048
ileri yaştaki yaşlılar
08:38
where geriatrics are performing as well as they did as teenagers.
199
518055
4547
delikanlı performansı sergiler?
08:42
So you have these three mysteries.
200
522626
1800
İşte size üç gizem.
08:44
Is there one piece in the puzzle which might wrap all these things up?
201
524921
3977
Bu bulmacada öyle bir parça olabilir mi ki,
tüm bunları açıklasın?
Ne zaman biri tarih öncesine bakarak
08:49
You've got to be careful anytime someone looks back in prehistory
202
529201
3088
size küresel bir yanıt vermeyi denerse gerçekten dikkatli olmalısınız.
08:52
and tries to give you a global answer because,
203
532313
2306
Çünkü, ne de olsa tarih öncesi olduğundan,
08:54
it being prehistory, you can say whatever the hell you want
204
534643
2787
canınız ne isterse söyleyip sıvışabilirsiniz.
08:57
and get away with it.
205
537454
1159
Ama ben size şunu sunacağım:
08:58
But I'll submit this to you:
206
538637
1366
Bu bulmacanın tam ortasına öyle bir parça koyabilirsiniz ki,
09:00
If you put one piece in the middle of this jigsaw puzzle,
207
540027
2701
birdenbire tutarlı bir resim oluşmaya başlar.
09:02
suddenly it all starts to form a coherent picture.
208
542752
2378
Eğer merak ediyorsanız, Tarahumaralar neden savaşmıyor
09:05
If you're wondering why the Tarahumara don't fight
209
545154
2388
ve kalp hastalığından ölmüyor,
09:07
and don't die of heart disease,
210
547566
1524
neden Derartu Tulu adlı fakir bir Etiyopyalı kadın
09:09
why a poor Ethiopian woman named Derartu Tulu
211
549114
2760
09:11
can be the most compassionate and yet the most competitive,
212
551898
2829
aynı anda hem en şefkatli, hem de en yarışçı kişi olabiliyor,
09:14
and why we somehow were able to find food without weapons,
213
554751
3823
ve nasıl bir şekilde
silahlarımız olmadan yiyecek bulabiliyoruz?
09:18
perhaps it's because humans,
214
558598
1977
Belki bunların nedeni,
09:20
as much as we like to think of ourselves as masters of the universe,
215
560599
3222
biz her ne kadar kendimizi evrenin hâkimleri saysak da,
09:23
actually evolved as nothing more than a pack of hunting dogs.
216
563845
3418
aslında sadece
bir av köpeği sürüsü olmak üzere evrimleşmiş olmamızdır.
09:27
Maybe we evolved as a hunting pack animal.
217
567668
3454
Belki evrimimiz,
bir av sürüsü hayvanı olmaktı.
09:31
Because the one advantage we have in the wilderness --
218
571493
2576
Çünkü vahşi doğada sahip olduğumuz tek avantaj,
-- sivri dişlerimiz, pençelerimiz ya da hızımız değil --
09:34
again, it's not our fangs, our claws or our speed --
219
574093
2456
gerçekten iyi yaptığımız tek şey, terlemektir.
09:36
the only thing we do really well is sweat.
220
576573
2325
09:38
We're really good at being sweaty and smelly.
221
578922
2778
Terli ve kokmuş olmakta gerçekten iyiyiz.
09:41
Better than any other mammal on Earth, we can sweat really well.
222
581724
3238
Dünyadaki tüm diğer memelilerden daha iyi terleriz.
09:44
But the advantage of that little bit of social discomfort
223
584986
3864
Bu durum
sosyal hayatta biraz rahatsızlık yaratsa da,
09:48
is the fact that, when it comes to running under hot heat for long distances,
224
588874
5107
iş koşmaya geldiğinde,
yüksek sıcaklıklarda yapılan uzun mesafelerde
fevkaladeyiz, dünyanın en iyisiyiz.
09:54
we're superb -- the best on the planet.
225
594005
2244
09:56
You take a horse on a hot day,
226
596273
2085
Sıcak bir günde bir atı çıkarın,
09:58
and after about five or six miles, that horse has a choice:
227
598382
2888
5-6 mil sonra, atın önünde bir seçim vardır.
Ya nefes alacak, ya da serinleyecektir.
10:01
it's either going to breathe or it's going to cool off.
228
601294
2653
10:03
But it ain't doing both. We can.
229
603971
1578
Ancak ikisini birden yapamaz -- biz yapabiliriz.
10:05
So what if we evolved as hunting pack animals?
230
605938
2977
Peki ya bir av sürüsü hayvanı olarak evrimleştiysek?
10:08
What if the only natural advantage we had in the world
231
608939
3625
Bu dünyadaki tek doğal avantajımız,
10:12
was the fact that we could get together as a group,
232
612588
2397
bir grup olarak biraraya gelip
Afrika bozkırlarında bir antilop seçip
10:15
go out there on that African savanna, pick out an antelope,
233
615009
2988
sürü hâlinde onun ölümüne kadar koşmaksa?
10:18
go out as a pack, and run that thing to death?
234
618021
2509
Tüm yapabildiğimiz budur;
10:21
That's all we could do.
235
621276
1456
10:22
We could run really far on a hot day.
236
622756
1977
sıcak bir günde gerçekten uzağa koşabiliriz.
10:24
Well, if that's true, a couple other things had to be true as well.
237
624757
3200
Eğer bu doğruysa, doğru olması gereken birkaç şey daha var.
10:27
The key to being part of a hunting pack is the word "pack."
238
627981
2829
Bir av sürüsünün kilit kavramı "sürüdür"
10:30
If you go out by yourself and try to chase an antelope,
239
630834
2608
Tek başınıza gider de bir antilop kovalamaya kalkarsanız,
Size garanti ederim ki, bozkırda iki ceset olacaktır.
10:33
I guarantee there will be two cadavers out in the savanna.
240
633466
2857
Birlikte çalışmak için bir sürüye ihtiyacınız var.
10:36
You need a pack to pull together.
241
636347
1643
Orada 64-65 yaşındakilere ihtiyacınız var,
10:38
You need to have those 64- and 65-year-olds
242
638014
2228
bu işi uzun süredir yapanlar onlar.
10:40
who have been doing this for a long time
243
640266
1979
Hangi antilobu yakalamaya çalışacağınızı onlar anlar.
10:42
to understand which antelope you're trying to catch.
244
642269
2492
Antiloplar patlayıp dağılır, sonra yeniden toplanır.
10:44
The herd explodes and it gathers back again.
245
644785
2101
10:46
Those expert trackers have to be part of the pack.
246
646910
2368
O uzman izcilerin sürünün bir parçası olması gerekir.
10 mil geride olamazlar.
10:49
They can't be 10 miles behind.
247
649302
1464
10:50
You need the women and the adolescents there,
248
650790
2184
Kadınların ve ergenlerin orada olması gerekir.
10:52
because the two times in your life you most benefit from animal protein
249
652998
3392
Çünkü hayatınızda hayvan proteininden en çok yararlandığınız iki zaman
emziren bir anne ya da gelişen bir ergen olduğunuz zamandır.
10:56
is when you're a nursing mother and a developing adolescent.
250
656414
2871
Antilop orada ölü yatarken,
10:59
It makes no sense to have the antelope over there, dead,
251
659309
2650
onu yemek isteyen insanların 50 mil (80 km) uzakta olması anlamsız.
11:01
and the people who want to eat it 50 miles away.
252
661983
2253
Onların da sürünün parçası olması gerekli.
11:04
They need to be part of the pack.
253
664260
1583
O gücünün zirvesindeki, 27 yaşındaki
11:05
You need those 27-year-old studs at the peak of their powers
254
665867
2837
avı indirmeye hazır gençlere de ihtiyacınız var.
11:08
ready to drop the kill,
255
668728
1156
Ve o yeni yetmelere de ihtiyacınız var,
11:09
and you need those teenagers who are learning the whole thing involved.
256
669908
3431
tüm süreci yaşayarak öğrenmeleri için.
Sürü birarada kalır.
11:13
The pack stays together.
257
673363
1156
11:14
Another thing that has to be true: this pack cannot be materialistic.
258
674543
3356
Doğru olması gereken bir başka şey: bu sürü gerçekten maddeci olamaz.
11:17
You can't be hauling all your crap around, trying to chase the antelope.
259
677923
3429
Antilobu kovalamaya çalışırken, tüm ıvır zıvırınızı peşinizde sürükleyemezsiniz.
Huzursuz bir sürü olamazsınız, kin güdemezsiniz.
11:21
You can't be a pissed-off pack.
260
681376
1486
11:22
You can't be bearing grudges, like, "I'm not chasing that guy's antelope.
261
682886
3439
Mesela "O herifin antilobunu kovalamıyorum.
Beni gıcık etti. Gitsin kendi kovalasın." diyemezsiniz.
11:26
He pissed me off. Let him go chase his own antelope."
262
686349
2522
Sürü, egosunu yutabilmeli,
11:28
The pack has got to be able to swallow its ego,
263
688895
2241
işbirliği içinde çalışabilmeli.
11:31
be cooperative, and pull together.
264
691160
1778
Sonuçta ortaya çıkan, diğer bir deyişle,
11:33
What you end up with, in other words,
265
693279
2628
11:35
is a culture remarkably similar to the Tarahumara,
266
695931
3773
dikkat çekici derecede benzer
Tarahumaralar'a.
11:39
a tribe that has remained unchanged since the Stone Age.
267
699728
3579
Öyle bir kabile ki değişmeden kalmış
taş devrinden beri.
11:43
It's a really compelling argument
268
703944
1627
Gerçekten geçerli bir iddia şu ki,
11:45
that maybe the Tarahumara are doing exactly what all of us had done
269
705595
3648
belki de Tarahumaralar'ın yaptığı,
hepimizin iki milyon yıl boyunca yaptığı şeydir.
11:49
for two million years,
270
709267
1158
11:50
that it's us in modern times who have sort of gone off the path.
271
710449
3044
Modern zamanda yoldan çıkmış olanlar bizleriz.
11:53
You know, we look at running as this kind of alien, foreign thing,
272
713517
3281
Bilirsiniz, koşmaya uzak, yabancı birşey gibi bakarız.
11:56
this punishment you've got to do because you ate pizza the night before.
273
716822
3469
Önceki gece pizza yediğiniz için yerine getirmeniz gereken bir ceza.
Ama belki de başka birşeydir.
12:00
But maybe it's something different.
274
720315
1692
Belki de sahip olduğumuz bu doğal avantajımızı alıp
12:02
Maybe we're the ones who have taken this natural advantage we had
275
722031
3097
bozan bizleriz.
12:05
and we spoiled it.
276
725152
1328
Nasıl bozuyoruz? Herhangi birşeyi nasıl bozarız?
12:07
How do we spoil it? Well, how do we spoil anything?
277
727064
2544
12:09
We try to cash in on it. Right?
278
729632
1564
Ondan para kazanmaya çalışarak.
12:11
We try to can it and package it and make it "better"
279
731220
2766
Kutulayıp, paketleyip daha iyi hâle getirmeye
ve insanlara satmaya çalışırız.
12:14
and then sell it to people.
280
734010
1389
12:15
And then what happened was, we started creating
281
735423
2494
Olan da budur
12:17
these fancy cushioned things which can make running "better,"
282
737941
3434
bizler o süslü-yastıklı şeyleri yaratmaya başladığımızda.
Koşu ayakkabısı denen, koşmayı daha iyi hâle getirecek şeyleri.
12:21
called running shoes.
283
741399
1416
12:22
The reason I get personally pissed-off about running shoes
284
742839
2932
Koşu ayakkabılarının şahsen beni sinirlendirmesinin nedeni,
12:25
is because I bought a million of them and I kept getting hurt.
285
745795
2977
onlardan bir milyon tane almış ve sakatlanıp durmuş olmamdır.
12:28
And I think if anybody in here runs --
286
748796
1977
Ve sanırım, eğer burada koşan birileri varsa --
12:30
I just had a conversation with Carol.
287
750797
1780
daha az önce Carol ile bir konuşmam oldu;
12:32
We talked for two minutes backstage, and she talked about plantar fasciitis.
288
752601
3631
iki dakika konuştuk ve konu plantar fasciitis'e (taban rahatsızlığı) geldi.
Bir koşucuyla konuşursanız, garanti ederim ki 30 saniyede
12:36
You talk to a runner, I guarantee within 30 seconds,
289
756256
2551
12:38
the conversation turns to injury.
290
758831
1629
konu sakatlığa gelir.
12:40
So if humans evolved as runners, if that's our one natural advantage,
291
760484
3287
Peki eğer insanlar koşucu olarak evrimleştiyse, bu bizim tek doğal avantajımızsa,
12:43
then why are we so bad at it?
292
763795
1473
neden bu kadar kötüyüz? Neden sakatlanıp duruyoruz?
12:45
Why do we keep getting hurt?
293
765292
1611
12:46
A curious thing about running and running injuries
294
766927
2372
Koşu ve koşu sakatlıkları hakkındaki ilginç şey,
koşu sakatlıklarının zamanımıza özgü, yeni oluşudur.
12:49
is that the running injury is new to our time.
295
769323
2488
12:51
If you read folklore and mythology,
296
771835
1824
Eğer halk hikayeleri ve mitoloji okursanız,
12:53
any kind of myths, any kind of tall tales,
297
773683
2001
her tür destanda, uzun hikayede
12:55
running is always associated with freedom and vitality
298
775708
3608
koşmak her zaman
özgürlük, canlılık, gençlik ve sonsuz zindelik ile ilişkilendirilir.
12:59
and youthfulness and eternal vigor.
299
779340
1796
Sadece bizim zamanımızda
13:01
It's only in our lifetime that running has become associated
300
781160
2894
koşmak korku ve acıyla ilişkili olmuştur.
13:04
with fear and pain.
301
784078
1155
Geronimo derdi ki,
13:05
Geronimo used to say, "My only friends are my legs. I only trust my legs."
302
785257
4111
"Tek dostlarım bacaklarımdır. Sadece bacaklarıma güvenirim."
13:09
That's because an Apache triathlon used to be you'd run 50 miles
303
789392
3619
Nedeni şuydu ki, Apaçi triatlonunda
çölde uçtan uca 50 mil (80 km) koşar,
13:13
across the desert,
304
793035
1151
yumruk yumruğa dövüşür, birkaç at çalar
13:14
engage in hand-to-hand combat, steal a bunch of horses,
305
794210
2612
ve silah çekerdiniz eve dönmek için.
13:16
and slap leather for home.
306
796846
1330
Geronimo asla şunu demedi: "Ah, biliyor musun,
13:18
Geronimo was never saying, "You know something, my Achilles -- I'm tapering.
307
798200
3725
şu aşillerim -- Bitiyorum, bu hafta bir ara vermem gerek"
13:21
I've got to take this week off."
308
801949
1560
ya da "Biraz farklı tür çalışmalıyım.
13:23
Or, "I need to cross-train. I didn't do yoga. I'm not ready."
309
803533
3017
Yogamı yapmadım. Hazır hissetmiyorum."
13:26
(Laughter)
310
806574
1403
İnsanlar her zaman koştular, koştular.
13:28
Humans ran and ran all the time.
311
808001
1825
13:29
We are here today. We have our digital technology.
312
809850
2497
Bugün buradayız. Dijital teknolojiye sahibiz.
Tüm bilimimiz,
13:32
All of our science comes from the fact
313
812371
1911
atalarımız
13:34
that our ancestors were able to do something extraordinary every day,
314
814306
3830
her gün olağanüstü birşey yapabildikleri için mümkün oldu.
Bu da, sadece çıplak ayaklarına ve bacaklarına güvenerek
13:38
which was just rely on their naked feet and legs
315
818160
2429
uzun mesafeler koşmalarıydı.
13:40
to run long distances.
316
820613
1446
Peki buna nasıl geri döneceğiz?
13:42
So how do we get back to that again?
317
822083
1799
13:43
Well, I would submit to you the first thing is:
318
823906
2212
Size söyleyeceğim ilk şey,
tüm ambalajdan, satışlardan, pazarlamadan kurtulun.
13:46
get rid of all packaging, all the sales, all the marketing.
319
826142
2825
13:48
Get rid of all the stinking running shoes.
320
828991
2072
Tüm o pis kokulu koşu ayakkabılarından kurtulun.
Şehir maratonlarına odaklanmaktan vazgeçin.
13:51
Stop focusing on urban marathons,
321
831087
1953
Orada 4 saatte koşarsanız berbatsınızdır,
13:53
which, if you do four hours, you suck,
322
833064
2796
13:55
and if you do 3:59:59, you're awesome,
323
835884
1953
3.59.59'da koşarsanız harikasınızdır,
13:57
because you qualified for another race.
324
837861
2179
çünkü bir diğer yarışa girmeye hak kazanmışsınızdır.
O oyun ve keyif hissine geri dönmemiz gerekli.
14:00
We need to get back to that sense of playfulness and joyfulness
325
840160
3000
Ve bence bir de çıplaklığa.
14:03
and, I would say, nakedness,
326
843184
2870
Bu, Tarahumaralar'ı
14:06
that has made the Tarahumara
327
846078
1902
zamanımızın en sağlıklı ve rahat kültürlerinden biri yapmıştır.
14:08
one of the healthiest and serene cultures in our time.
328
848004
2579
Peki ne yararı var? Ne olacak?
14:11
So what's the benefit? So what?
329
851384
1621
Önceki gece yediğiniz dondurmayı yakmanızı mı sağlayacak?
14:13
So you burn off the Häagen-Dazs from the night before.
330
853029
2869
14:15
But maybe there's another benefit there as well.
331
855922
2422
Ama belki burada başka bir yarar daha vardır.
14:18
Without getting too extreme about this,
332
858368
3133
Bunda uç bir noktaya gitmeden,
14:21
imagine a world where everybody could go out the door
333
861525
4611
bir dünya hayal edin ki
herkes kapısından dışarı çıkıp
öyle bir egzersiz yapabilse ki,
14:26
and engage in the kind of exercise
334
866160
1976
bu onları daha dingin, daha rahat,
14:28
that's going to make them more relaxed, more serene,
335
868160
2976
daha sağlıklı yapsa.
14:31
more healthy,
336
871160
1305
14:32
burn off stress --
337
872489
1312
Streslerinizi yaksa,
14:33
where you don't come back into your office a raging maniac anymore,
338
873825
3189
artık ofisinize öfke saçan bir manyak gibi gelmeseniz,
eve üzerinizde yine bir sürü stresle dönmeseniz.
14:37
or go home with a lot of stress on top of you again.
339
877038
2484
Belki bizim bugünkü hâlimizle
14:39
Maybe there's something between what we are today
340
879546
2331
14:41
and what the Tarahumara have always been.
341
881901
2508
Tarahumaralar arasında birşey vardır.
14:44
I don't say let's go back to the Copper Canyons
342
884433
2229
Bakır Kanyon'a geri dönelim
14:46
and live on corn and maize, which is the Tarahumara's preferred diet,
343
886686
3385
ve Tarahumaralar gibi mısır yiyerek yaşayalım demiyorum.
Ama belki arada bir yer vardır.
14:50
but maybe there's somewhere in between.
344
890095
2080
Ve onu bulursak,
14:52
And if we find that thing,
345
892199
1667
14:53
maybe there is a big fat Nobel Prize out there.
346
893890
2580
belki orada büyük, kocaman bir Nobel Ödülü vardır.
14:56
Because if somebody could find a way to restore that natural ability
347
896494
4887
Çünkü eğer birisi
varlığımızın büyük bölümü boyunca keyfini sürdüğümüz
15:01
that we all enjoyed for most of our existence
348
901405
2172
o doğal yeteneği yeniden kurmak için bir yol bulsa,
15:03
up until the 1970s or so,
349
903601
1571
-- 1970'lere kadar tadını çıkardığımız gibi --
15:05
the benefits -- social and physical and political and mental --
350
905196
5391
bunun sosyal ve fiziksel,
ve politik, ve zihinsel
15:10
could be astounding.
351
910611
1273
yararları hayret verici olurdu.
15:11
What I've been seeing today is there is a growing subculture
352
911908
4069
Bugün benim gördüğüm, giderek büyüyen bir alt kültür var.
Çıplak ayaklı koşucular, ayakkabılarından kurtulmuş insanlar.
15:16
of barefoot runners, people who've gotten rid of their shoes.
353
916001
2919
15:18
And what they have found uniformly is,
354
918944
1886
Her birinin bulduğu şey,
15:20
you get rid of the shoes, you get rid of the stress,
355
920854
2527
ayakkabılardan kurtulunca, stresten kurtulursunuz.
15:23
you get rid of the injuries and the ailments.
356
923405
2468
Sakatlıklardan ve hastalıklardan kurtulursunuz.
15:25
And what you find is something the Tarahumara have known
357
925897
2790
Ve bulduğunuz şey,
Tarahumaraların çok uzun süredir bildiği birşey:
15:28
for a very long time:
358
928711
1165
15:29
that this can be a whole lot of fun.
359
929900
1762
Bunun çok eğlenceli olabildiği gerçeği.
15:31
I've experienced it personally myself.
360
931686
1827
Kendim bizzat deneyimledim.
15:33
I was injured all my life; then in my early 40s, I got rid of my shoes
361
933537
3356
Tüm hayatım boyunca sakatlandım, ve sonra kırklarımın başında ayakkabılarımdan kurtuldum
15:36
and my running ailments have gone away, too.
362
936917
2219
ve koşu hastalıklarım da kayboldu.
Umarım ki, bu hepimizin yarar göreceği birşeydir.
15:39
So hopefully it's something we can all benefit from.
363
939160
2558
Ve hikayeyi dinleyen sizlere minnettarım. Çok teşekkürler.
15:41
I appreciate your listening to this story.
364
941742
2042
15:43
Thanks very much.
365
943808
1151
(Alkışlar)
15:44
(Applause)
366
944983
1991
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7