Malcolm London: "High School Training Ground"

Malcolm London: Lise eğitim alanı

Translator: Joseph Geni Reviewer: Morton Bast

Çeviri: Okan KILIC Gözden geçirme: Firat S.

At 7:45 a.m., I open the doors to a building

Saat 7:45, inşa etmek için hizmet veren bir binanın

dedicated to building, yet only breaks me down.

kapısını açıyorum, ancak beni sadece yıkıyor.

I march down hallways cleaned up after me every day

Her gün ardımdan sıradan hizmetlilerin temizlediği...

by regular janitors,

koridorlardan aşağı yürüyorum,

but I never have the decency to honor their names.

ancak isimlerini onurlandıracak terbiyem asla olmadı.

Lockers left open like teenage boys' mouths

Dolaplar, genç kızların güvensizliklerini örten ancak...

when teenage girls wear clothes that covers

geri kalan her şeyi sergileyen kıyafetler giydiği...

their insecurities but exposes everything else.

zamanlardaki oğlanların ağzı gibi açık.

Masculinity mimicked by men who grew up with no fathers,

Erkeklik babasız büyüyen erkekler tarafından taklit ediliyor,

camouflage worn by bullies who are dangerously armed

tehlikeli şekilde silahlı ancak kucaklaşmaya ihtiyaç duyan...

but need hugs.

zorbaların kamuflajı olarak.

Teachers paid less than what it costs them to be here.

Öğretmenlere, burada olmalarının kendilerine getirdiği zarardan daha azı ödeniyor.

Oceans of adolescents come here to receive lessons

Bir okyanus dolusu ergen buraya ders almaya geliyor...

but never learn to swim,

ancak asla yüzme öğrenmiyor...

part like the Red Sea when the bell rings.

zil çaldığındaysa Kızıl Deniz gibi ayrılıyorlar.

This is a training ground.

Burası bir eğitim alanı.

My high school is Chicago,

Benim lisem Chicago,

diverse and segregated on purpose.

farklı ve bilerek ayrılmış

Social lines are barbed wire.

Sosyal bağlar dikenli teldir.

Labels like "Regulars" and "Honors" resonate.

"Normaller", "Onurlular" gibi etiketler yankılanır.

Ben onurlulardanım,

I am an Honors but go home with Regular students

ama eve, onlara

who are soldiers in territory that owns them.

sahip olan bölgelerin askerleri olan "Normal" öğrenciler ile gidiyorum.

This is a training ground to sort out the Regulars

Burası bir eğitim alanı, normalleri üstünlerden ayırmak için,

from the Honors, a reoccurring cycle

bu sistemin çöplerini geri dönüştürmek için

built to recycle the trash of this system.

oluşturulmuş tekrarlayan bir çark.

Trained at a young age to capitalize,

Genç yaşta kapitalist olmak öğretiliyor,

letters taught now that capitalism raises you

eğitim bize öğretiyor ki kapitalizm bizi yükseltir,

but you have to step on someone else to get there.

ama yükselmek için başka birinin üzerine basmamız gerekir.

This is a training ground where one group

Burası, bir grubun liderlik etmek...

is taught to lead and the other is made to follow.

diğerininse takip etmeyi öğrendiği bir eğitim alanı.

No wonder so many of my people spit bars,

İnsanlarımın çoğunun bu parmaklıkları tükürdüğüne şaşırmamak gerek,

because the truth is hard to swallow.

çünkü gerçekleri yutmak zordur.

The need for degrees has left so many people frozen.

İyi notlara sahip olma gerekliliği bir çok insanı hareketsiz bıraktı.

Homework is stressful,

Ev ödevleri, stresli,

but when you go home every day and your home is work,

ama hergün eve giderken, eviniz iş ise,

you don't want to pick up any assignments.

herhangi bir ödev almaya gönüllü değilsinizdir.

Reading textbooks is stressful,

Ders kitapları okumak stresli,

but reading does not matter when you feel

ama okumak önemli değil, hikayenizin önceden

your story is already written,

yazıldığını hissediyorsanız.

either dead or getting booked.

ölü veya halen yazılıyor olsa da.

Taking tests is stressful,

Sınavlar stresli,

but bubbling in a Scantron does not stop

ama bir sabun köpüğünde yaşamak

bullets from bursting.

kurşunların ateşlenmesini durdurmayacak.

I hear education systems are failing,

Eğitim sistemlerinin başarısız olduklarını duyuyorum,

but I believe they're succeeding at what they're built to do --

ama inşa edildikleri konuda başarılı olduklarına inanıyorum --

to train you, to keep you on track,

sizi eğitmek için, sizi yolda tutmak için,

to track down an American dream that has failed

başarısız olmuş bir Amerikan rüyasını takip etmek için,

çoğumuz için başarısız

so many of us all.

hepimiz için.

(Applause)

(Alkışlar)