Jonathan Drori: The beautiful tricks of flowers

Jonathan Drori: Çiçeklerin harika numaraları

77,744 views ・ 2011-07-06

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Serap Çakıl Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:17
Do you know
0
17260
2000
Ne kadar
00:19
how many species of flowering plants there are?
1
19260
3000
çiçek veren bitki türü olduğunu biliyor musunuz?
00:22
There are a quarter of a million -- at least those are the ones we know about --
2
22260
3000
Çeyrek milyon kadar var - en azından bizim bildiğimiz kadarı bunlar -
00:25
a quarter of a million species of flowering plants.
3
25260
3000
çeyrek milyon çiçek veren bitki türü.
00:28
And flowers are a real bugger.
4
28260
2000
Ve çiçekler gerçekten haylazdır.
00:30
They're really difficult for plants to produce.
5
30260
2000
Çiçekler için üremesi gerçekten zordur.
00:32
They take an enormous amount of energy and a lot of resources.
6
32260
3000
İnanılmaz derecede enerji ve bir çok kaynak kullanımı gerekir.
00:35
Why would they go to that bother?
7
35260
2000
Peki neden bu zahmete katlanırlar?
00:37
And the answer of course, like so many things in the world,
8
37260
2000
Ve cevap elbette, dünyadaki bir çok şey gibi,
00:39
is sex.
9
39260
2000
sekstir.
00:41
I know what's on your mind when you're looking at these pictures.
10
41260
3000
Bu resimlere bakarken zihninizden neler geçtiğini biliyorum.
00:45
And the reason that sexual reproduction is so important --
11
45260
3000
Ve üremenin bu kadar önemli olmasının nedeni -
00:48
there are lots of other things that plants can do to reproduce.
12
48260
3000
bitkilerin üreyebilmeleri için yapabilecekleri birçok başka şey var.
00:51
You can take cuttings;
13
51260
2000
Aşılama yapabilirsiniz;
00:53
they can sort of have sex with themselves;
14
53260
2000
bir nevi kendileriyle seks yapabilirler;
00:55
they can pollinate themselves.
15
55260
2000
kendi kendilerini dölleyebilirler.
00:57
But they really need to spread their genes
16
57260
2000
Ancak gerçekte kendi genlerini diğerleriyle
00:59
to mix with other genes
17
59260
2000
karıştırmaya ihtiyaçları vardır,
01:01
so that they can adapt to environmental niches.
18
61260
2000
böylece çevresel ekolojik konumlara uyum sağlayabilirler.
01:03
Evolution works that way.
19
63260
2000
Evrim bu şekilde çalışır.
01:05
Now the way that plants transmit that information
20
65260
2000
Bitkilerin bilgiyi iletme biçimi
01:07
is through pollen.
21
67260
2000
polenler aracılığıyla olur.
01:09
Some of you may have seen some of these pictures before.
22
69260
2000
Bazılarınız bu resimleri daha önce görmüş olabilirsiniz.
01:11
As I say, every home should have a scanning electron microscope
23
71260
2000
Dediğim gibi, bunları görebilmek için her evde bir görüntüleme
01:13
to be able to see these.
24
73260
2000
elektron mikroskobu olmalı.
01:15
And there is as many different kinds of pollen
25
75260
2000
Ve çiçek açan bitkiler olduğu gibi
01:17
as there are flowering plants.
26
77260
2000
bir çok farklı türde polen var.
01:19
And that's actually rather useful for forensics and so on.
27
79260
3000
Ve bu aslında adli tıp ve başkaları için oldukça faydalı.
01:22
Most pollen that causes hay fever for us
28
82260
3000
Bizde bahar nezlesine neden olan polenlerin çoğu
01:25
is from plants that use the wind
29
85260
2000
polen yaymak için rüzgarı kullanan
01:27
to disseminate the pollen,
30
87260
2000
bitkilerden gelir.
01:29
and that's a very inefficient process,
31
89260
3000
Ve bu çok verimsiz bir süreçtir,
01:32
which is why it gets up our noses so much.
32
92260
2000
bu nedenle burunlarımıza bu kadar fazla girer.
01:34
Because you have to chuck out masses and masses of it,
33
94260
2000
Çünkü çok çok miktarda poleni dışarı atmalısınız,
01:36
hoping that your sex cells, your male sex cells,
34
96260
3000
polen içinde yer alan üreme hücrelerinizin,
01:39
which are held within the pollen,
35
99260
2000
erkek üreme hücrelerinizin
01:41
will somehow reach another flower just by chance.
36
101260
2000
bir şekilde, sadece şansla, başka bir çiçeğe ulaşmasını umarak.
01:43
So all the grasses, which means all of the cereal crops,
37
103260
3000
Yani tüm çimenler, bu da tüm tahıl ürünleri anlamına geliyor,
01:46
and most of the trees
38
106260
2000
ve ağaçların çoğu,
01:48
have wind-borne pollen.
39
108260
2000
rüzgarla taşınan polenlere sahiptir.
01:50
But most species
40
110260
2000
Ama çoğu tür
01:52
actually use insects to do their bidding,
41
112260
2000
aslında böcekleri kendi amaçları için kullanır.
01:54
and that's more intelligent in a way,
42
114260
3000
Ve bu daha zekicedir bir anlamda,
01:57
because the pollen, they don't need so much of it.
43
117260
3000
çünkü polenin, çok fazlasına ihtiyaçları olmaz bu şekilde.
02:00
The insects
44
120260
2000
Böcekler ve
02:02
and other species
45
122260
3000
diğer türler
02:05
can take the pollen,
46
125260
2000
poleni alabilir,
02:07
transfer it directly to where it's required.
47
127260
2000
ihtiyacı olan yere direk olarak ulaştırabilir.
02:09
So we're aware, obviously, of the relationship
48
129260
3000
Yani, açıkça, böcekler ve bitkiler arasındaki
02:12
between insects and plants.
49
132260
2000
ilişkinin farkındayız.
02:14
There's a symbiotic relationship there,
50
134260
2000
Burada simbiyotik bir ilişki var,
02:16
whether it's flies or birds or bees,
51
136260
3000
kuşların ya da arıların uçuşları olsun,
02:19
they're getting something in return,
52
139260
2000
karşılığında bir şey alırlar,
02:21
and that something in return is generally nectar.
53
141260
3000
ve bu karşılığında aldıkları şey genel olarak nektardır.
02:24
Sometimes that symbiosis
54
144260
2000
Bazen simbiyoz harika
02:26
has led to wonderful adaptations --
55
146260
2000
adaptasyonlara yol açar -
02:28
the hummingbird hawk-moth
56
148260
2000
atmaca ağızlı sinekkuşu güvesinin
02:30
is beautiful in its adaptation.
57
150260
2000
adaptasyonunda çok güzeldir.
02:32
The plant gets something,
58
152260
2000
Bitki bir şey elde eder,
02:34
and the hawk-moth spreads the pollen somewhere else.
59
154260
3000
ve atmaca ağızlı polenleri başka yerlere taşır.
02:38
Plants have evolved
60
158260
2000
Bitkiler şurada burada
02:40
to create little landing strips here and there
61
160260
2000
yollarını kaybedebilecek arılar için
02:42
for bees that might have lost their way.
62
162260
2000
küçük iniş çizgileri yaratmak üzere evrimleşmişlerdir.
02:44
There are markings on many plants
63
164260
2000
Bir çok bitkide, diğer böceklere benzeyen
02:46
that look like other insects.
64
166260
3000
işaretler vardır.
02:49
These are the anthers of a lily,
65
169260
2000
Bunlar bir müge çiçeğinin anterleri,
02:51
cleverly done
66
171260
2000
zekice yapılmış
02:53
so that when the unsuspecting insect
67
173260
2000
böylece kuşkulanmayan böcek
02:55
lands on it,
68
175260
2000
konduğunda,
02:57
the anther flips up and whops it on the back
69
177260
2000
eğilir ve, daha sonra başka bir bitkiye
02:59
with a great load of pollen that it then goes to another plant with.
70
179260
3000
gidecek olan büyük bir miktarda poleni, sırtına yavaşça vurur.
03:02
And there's an orchid
71
182260
3000
Ve burada size çeneleri
03:05
that might look to you as if it's got jaws,
72
185260
2000
varmış gibi görünebilecek olan bir orkide var.
03:07
and in a way, it has; it forces the insect to crawl out,
73
187260
3000
Bir anlamda, vardır; böceği sürünerek çıkmaya zorlar,
03:10
getting covered in pollen that it takes somewhere else.
74
190260
3000
başka bir yere taşıyacağı polene bulanmış bir halde.
03:14
Orchids: there are 20,000, at least,
75
194260
2000
Orkideler: en az 20.000 orkide çeşidi
03:16
species of orchids --
76
196260
2000
vardır - şaşırtıcı,
03:18
amazingly, amazingly diverse.
77
198260
2000
şaşırtıcı derecede çeşitli.
03:20
And they get up to all sorts of tricks.
78
200260
2000
Ve bunlar her türlü numarayı yaparlar.
03:22
They have to try and attract pollinators
79
202260
3000
İsteklerini yaptırabilmek için denemek ve
03:25
to do their bidding.
80
205260
2000
taşıyıcıları çekmek zorundadırlar.
03:27
This orchid, known as Darwin's orchid,
81
207260
3000
Bu orkide, Darwin orkidesi olarak bilinir,
03:30
because it's one that he studied
82
210260
2000
çünkü bu onun üzerinde çalıştığı
03:32
and made a wonderful prediction when he saw it --
83
212260
2000
ve gördüğünde harika bir tahminde bulunduğu orkide.
03:34
you can see that there's a very long nectar tube
84
214260
3000
Görebileceğiniz gibi çok uzun bir nektar tüpü
03:37
that descends down
85
217260
2000
orkideden aşağıya doğru
03:39
from the orchid.
86
219260
2000
iniyor.
03:41
And basically what the insect has to do --
87
221260
2000
Ve temel olarak böceğin yapmak zorunda olduğu -
03:43
we're in the middle of the flower --
88
223260
2000
çiçeğin ortasındayız-
03:45
it has to stick its little proboscis
89
225260
2000
küçük hortumunu bunun tam ortasına
03:47
right into the middle of that
90
227260
2000
sokmak ve nektara ulaşmak
03:49
and all the way down that nectar tube
91
229260
2000
için nektar tüpünün içine
03:51
to get to the nectar.
92
231260
2000
doğru indirmek.
03:53
And Darwin said, looking at this flower,
93
233260
3000
Ve Darwin, bu çiçeğe bakarak, şöyle dedi,
03:56
"I guess something has coevolved with this."
94
236260
2000
"Bir şeyin bununla birlikte eşevrimleştiğini tahmin ediyorum."
03:58
And sure enough,
95
238260
2000
Ve bekleneceği gibi,
04:00
there's the insect.
96
240260
2000
böyle bir böcek var.
04:02
And I mean, normally it kind of rolls it away,
97
242260
2000
Ve normal olarak bir şekilde yuvarlanıyor,
04:04
but in its erect form,
98
244260
2000
ama dik olduğu durumda,
04:06
that's what it looks like.
99
246260
3000
bu şekilde görünüyor.
04:09
Now you can imagine
100
249260
2000
Şimdi eğer nektar
04:11
that if nectar
101
251260
2000
bitkinin üretmesi için
04:13
is such a valuable thing
102
253260
3000
bu kadar değerli ve pahalı ise
04:16
and expensive for the plant to produce
103
256260
2000
ve bir çok polen taşıyıcısını kendine çekiyorsa,
04:18
and it attracts lots of pollinators,
104
258260
3000
o zaman, tıpkı insan cinselliğinde
04:21
then, just as in human sex,
105
261260
2000
olduğu gibi, insanların kandırmaya
04:23
people might start to deceive.
106
263260
2000
başlayabileceğini tahmin edebilirsiniz.
04:25
They might say, "I've got a bit of nectar. Do you want to come and get it?"
107
265260
3000
Diyebilirler ki, "Biraz nektarım var. Gelip almak ister misin?"
04:28
Now this is a plant.
108
268260
3000
Şimdi, bu bir bitki.
04:31
This is a plant here
109
271260
2000
Buradaki bitki Güney Afrika'daki
04:33
that insects in South Africa just love,
110
273260
4000
bitkilerin bayıldığı bir bitki.
04:37
and they've evolved with a long proboscis
111
277260
3000
Ve dibindeki nektara ulaşmak için
04:40
to get the nectar at the bottom.
112
280260
2000
uzun bir hortumla evrildiler.
04:42
And this is the mimic.
113
282260
2000
Ve bu taklitçi.
04:44
So this is a plant that is mimicking the first plant.
114
284260
3000
Yani bu ilk bitkiyi taklit eden bir bitki.
04:47
And here is the long-probosced fly
115
287260
3000
Ve burada taklitçiden hiç nektar
04:50
that has not gotten any nectar from the mimic,
116
290260
3000
alamayan uzun-hortumlu sinek.
04:53
because the mimic doesn't give it any nectar. It thought it would get some.
117
293260
3000
Çünkü taklitçi hiç nektar vermiyor. O ise biraz alabileceğini düşünüyor.
04:56
So not only has the fly
118
296260
2000
Böylece sadece sinek
04:58
not got the nectar from the mimic plant,
119
298260
2000
taklitçi bitkiden nektar almamakla kalmıyor,
05:00
it's also -- if you look very closely
120
300260
2000
aynı zamanda - eğer tam başının sonuna
05:02
just at the head end, you can see that it's got a bit of pollen
121
302260
3000
yakından bakarsanız, başka bir bitkiye taşınacak olan
05:05
that it would be transmitting to another plant,
122
305260
2000
bir parça polen olduğunu görebilirsiniz,
05:07
if only some botanist hadn't come along
123
307260
2000
eğer bazı bitki bilimciler gelip
05:09
and stuck it to a blue piece of card.
124
309260
2000
onu mavi bir karta yapıştırmamış olsalardı.
05:11
(Laughter)
125
311260
5000
(Gülüşmeler)
05:16
Now deceit carries on through the plant kingdom.
126
316260
3000
Şimdi hilekarlık bitki krallığında hüküm sürmeye devam ediyor.
05:19
This flower with its black dots:
127
319260
2000
Siyah noktalarıyla bu çiçek:
05:21
they might look like black dots to us,
128
321260
2000
bize siyah noktacıklar gibi görünebilir,
05:23
but if I tell you, to a male insect of the right species,
129
323260
3000
ama eğer size söylersem ki doğru türün erkek böceklerine,
05:26
that looks like two females
130
326260
2000
bunlar gerçekten, gerçekten
05:28
who are really, really hot to trot.
131
328260
2000
kırıtarak yürüyen iki ateşli dişi gibi görünüyorlar.
05:30
(Laughter)
132
330260
2000
(Gülüşmeler)
05:32
And when the insect gets there and lands on it,
133
332260
3000
Ve böcek buraya gelip üzerine konduğunda,
05:35
dousing itself in pollen, of course, that it's going to take to another plant,
134
335260
3000
kendini polene batırdığında, elbette, başka bir bitkiye taşıyacak,
05:38
if you look at the every-home-should-have-one scanning electron microscope picture,
135
338260
4000
eğer her-evde-bir-elektron-mikroskobu-olmalı fotoğrafına bakarsanız,
05:42
you can see that there are actually some patterning there,
136
342260
2000
burada aslında bir örüntüleme olduğunu görebilirsiniz,
05:44
which is three-dimensional.
137
344260
2000
üç boyutlu bir örüntüleme.
05:46
So it probably even feels good for the insect,
138
346260
3000
Yani muhtemelen böcek çok iyi hissediyor,
05:49
as well as looking good.
139
349260
3000
aynı zamanda güzel görünüyor.
05:52
And these electron microscope pictures --
140
352260
2000
Ve bu elektron mikroskobu resimleri -
05:54
here's one of an orchid mimicking an insect --
141
354260
3000
Burada orkidelerden biri bir böceği taklit ediyor -
05:57
you can see that different parts of the structure
142
357260
3000
yapısının farklı parçalarının sizin gözünüz için
06:00
have different colors and different textures to our eye,
143
360260
3000
farklı renklere ve farklı dokulara sahip olduğunu görebilirsiniz,
06:03
have very, very different textures
144
363260
2000
böceğin görebileceği çok, çok
06:05
to what an insect might perceive.
145
365260
3000
farklı dokulara sahip.
06:08
And this one is evolved to mimic
146
368260
2000
Ve bu ise bazı böceklerin üzerinde
06:10
a glossy metallic surface
147
370260
3000
görebileceğiniz parlak metalik
06:13
you see on some beetles.
148
373260
2000
bir yüzeyi taklit etmeye evirilmiş.
06:15
And under the scanning electron microscope,
149
375260
3000
Ve taramalı elektron mikroskobunun altında,
06:18
you can see the surface there --
150
378260
3000
buradaki yüzeyi görebilirsiniz -
06:21
really quite different from the other surfaces we looked at.
151
381260
4000
baktığımız diğer yüzeylerden gerçekten oldukça farklı.
06:25
Sometimes the whole plant
152
385260
2000
Bazen tüm bitki bir böceği taklit eder,
06:27
mimics an insect, even to us.
153
387260
3000
hatta bize karşı bile.
06:30
I mean, I think that looks like some sort of flying animal or beast.
154
390260
3000
Yani, bu uçan bir tür hayvana ya da yaratığa benziyor sanıyorum.
06:33
It's a wonderful, amazing thing.
155
393260
3000
Harika, şaşırtıcı bir şey.
06:36
This one's clever. It's called obsidian.
156
396260
3000
Buradaki zeki biri. Obsidiyen deniyor.
06:39
I think of it as insidium sometimes.
157
399260
2000
Bunu bazen insidiyum gibi düşünüyorum.
06:41
To the right species of bee,
158
401260
3000
Doğru arı türü için,
06:44
this looks like another very aggressive bee,
159
404260
2000
bu çok agresif diğer bir arı gibi görünebilir,
06:46
and it goes and bonks it on the head lots and lots of times to try and drive it away,
160
406260
3000
ve gidip kafasını defalarca vurarak bir çok defa deneyip başından savmaya çalışıyor
06:49
and, of course, covers itself with pollen.
161
409260
2000
ve elbette kendini polenle kaplıyor.
06:51
The other thing it does
162
411260
2000
Başka yaptığı şey şu,
06:53
is that this plant mimics another orchid
163
413260
3000
bu bitki böcekler için harika bir yiyecek
06:56
that has a wonderful store
164
416260
3000
deposu olan diğer bir orkideyi
06:59
of food for insects.
165
419260
2000
taklit ediyor.
07:01
And this one doesn't have anything for them.
166
421260
2000
Ve bunun onlar için hiçbir şeyi yok.
07:03
So it's deceiving on two levels --
167
423260
2000
Yani iki düzeyde kandırıyor -
07:05
fabulous.
168
425260
2000
müthiş.
07:07
(Laughter)
169
427260
2000
(Gülüşmeler)
07:09
Here we see ylang ylang,
170
429260
2000
Burada, birçok parfümün
07:11
the component of many perfumes.
171
431260
2000
içeriğinde olan ylang ylangı görüyoruz.
07:13
I actually smelt someone with some on earlier.
172
433260
3000
Aslında az önce birisinden biraz kokladım.
07:16
And the flowers don't really have to be that gaudy.
173
436260
2000
Ve çiçekler gerçekten bu kadar aşırı süslü olmak zorunda değil.
07:18
They're sending out a fantastic array of scent
174
438260
3000
Onu alabilecek herhangi bir böceğe bir dizi
07:21
to any insect that'll have it.
175
441260
3000
fantastik koku yolluyorlar.
07:24
This one doesn't smell so good.
176
444260
2000
Bu çok iyi kokmuyor.
07:26
This is a flower
177
446260
2000
Bu gerçekten,
07:28
that really, really smells pretty nasty
178
448260
3000
gerçekten bayağı kötü kokan bir bitki
07:31
and is designed, again, evolved,
179
451260
3000
ve yine leş çiçeği gibi görünmek üzere
07:34
to look like carrion.
180
454260
3000
tasarlanmış, evrilmiş.
07:37
So flies love this.
181
457260
2000
Yani sinekler buna bayılıyor.
07:39
They fly in and they pollinate.
182
459260
3000
Üzerine uçuyor ve polenleri yayıyorlar.
07:42
This, which is helicodiceros,
183
462260
4000
Bu, bu helicodiceros,
07:46
is also known as dead horse arum.
184
466260
3000
ölü at zambağı olarak da bilinir.
07:49
I don't know what a dead horse actually smells like,
185
469260
2000
Ölü bir atın aslında nasıl koktuğunu bilmiyorum,
07:51
but this one probably smells pretty much like it.
186
471260
2000
ama bu muhtemelen ona benzer kokuyor.
07:53
It's really horrible.
187
473260
2000
Gerçekten korkunç.
07:55
And blowflies just can't help themselves.
188
475260
2000
Ve etsinekleri kendilerine engel olamıyorlar.
07:57
They fly into this thing,
189
477260
2000
Bu şeyin içine doğru uçuyorlar,
07:59
and they fly all the way down it.
190
479260
2000
ve ta dibine kadar uçuyorlar.
08:01
They lay their eggs in it,
191
481260
2000
Yumurtalarını içine bırakıyorlar,
08:03
thinking it's a nice bit of carrion,
192
483260
2000
hoş bir parça leş olduğunu düşünerek,
08:05
and not realizing that there's no food for the eggs, that the eggs are going to die,
193
485260
3000
ve yumurtalar için hiç yiyeceğin olmadığını, yumurtaların öleceğini, fark etmeyerek,
08:08
but the plant, meanwhile, has benefited,
194
488260
3000
ama bitki, bu arada, faydalanıyor,
08:11
because the bristles release
195
491260
2000
çünkü kıllar serbest bıraktığında
08:13
and the flies disappear
196
493260
2000
sinekler sonraki çiçeği
08:15
to pollinate the next flower -- fantastic.
197
495260
3000
tozlamak üzere ortadan kayboluyor - fantastik.
08:18
Here's arum, arum maculatum,
198
498260
2000
Buradaki yılanyastığı,
08:20
"lords and ladies," or "cuckoo-pint" in this country.
199
500260
3000
lordlar ve leydiler, ya da bu ülkedeki adıyla dana ayağı.
08:23
I photographed this thing last week in Dorset.
200
503260
2000
Bu şeyi geçen hafta Dorset'te fotoğrafladım.
08:25
This thing heats up
201
505260
2000
Bu şey çevresindeki ısıyı
08:27
by about 15 degrees above ambient temperature --
202
507260
2000
yaklaşık 15 derece artırıyor -
08:29
amazing.
203
509260
2000
inanılmaz.
08:31
And if you look down into it,
204
511260
2000
Ve eğer yukarıdan içine doğru bakarsanız,
08:33
there's this sort of dam past the spadix,
205
513260
3000
spadiksi geçtiğinde bir nevi bir hazne var,
08:36
flies get attracted by the heat --
206
516260
2000
sıcaklık sinekleri çekiyor -
08:38
which is boiling off volatile chemicals, little midges --
207
518260
2000
buharlaşan kimyasallarla kaynayan bir hazne, küçük sinekçikler -
08:40
and they get trapped underneath in this container.
208
520260
3000
ve bu muhafaza içinde kısılıp kalıyorlar.
08:43
They drink this fabulous nectar
209
523260
3000
Bu muhteşem nektarı içiyorlar
08:46
and then they're all a bit sticky.
210
526260
2000
ve sonra hepsi biraz yapış yapış oluyor.
08:48
At night they get covered in pollen,
211
528260
3000
Gece polenle kaplanıyorlar,
08:51
which showers down over them,
212
531260
2000
onların üzerine boca oluyor,
08:53
and then the bristles that we saw above,
213
533260
2000
ve sonra yukarıda gördüğümüz kıllar,
08:55
they sort of wilt and allow all these midges out, covered in pollen --
214
535260
3000
bir nevi iniyorlar ve tüm bu sinekleri salıyorlar, polenle kaplanmış halde -
08:58
fabulous thing.
215
538260
2000
muhteşem bir şey.
09:00
Now if you think that's fabulous, this is one of my great favorites.
216
540260
3000
Şimdi eğer bunun muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, bu benim favorilerimden.
09:03
This is the philodendron selloum.
217
543260
3000
Bu philodendron selloum.
09:06
For anyone here from Brazil, you'll know about this plant.
218
546260
3000
Brezilya’dan gelenler, bu bitkiyi tanıyacaksınız.
09:09
This is the most amazing thing.
219
549260
2000
En şaşırtıcı şeylerden.
09:11
That sort of phallic bit there
220
551260
2000
Buradaki bir nevi fallik parça
09:13
is about a foot long.
221
553260
2000
yaklaşık bir ayak boyunda.
09:15
And it does something
222
555260
2000
Ve bildiğim hiçbir bitkinin
09:17
that no other plant that I know of does,
223
557260
3000
yapmadığı bir şey yapıyor,
09:20
and that is that when it flowers --
224
560260
2000
ve o da şu; çiçek açtığında -
09:22
that's the spadix in the middle there --
225
562260
2000
burada ortadaki spadiks -
09:24
for a period of about two days,
226
564260
3000
yaklaşık iki günlük bir sürede,
09:27
it metabolizes in a way
227
567260
2000
az çok memelilere benzer
09:29
which is rather similar to mammals.
228
569260
2000
bir şekilde metabolize ediyor.
09:31
So instead of having starch,
229
571260
2000
Yani çiçekler için yiyecek demek
09:33
which is the food of plants,
230
573260
2000
olan nişasta üretmek yerine,
09:35
it takes something rather similar to brown fat
231
575260
2000
kahverengi şekere benzer bir şeyi alıp
09:37
and burns it at such a rate
232
577260
2000
öyle bir hızda yakıyor ki,
09:39
that it's burning fat, metabolizing,
233
579260
3000
yağ yakıyor yani, küçük bir kedinin
09:42
about the rate of a small cat.
234
582260
3000
hızında metabolize ediyor.
09:45
And that's twice the energy output, weight for weight,
235
585260
3000
Ve bu bir sinekkuşunun enerjisinin iki katı,
09:48
than a hummingbird --
236
588260
2000
kilo kilo hesaplandığında -
09:50
absolutely astonishing.
237
590260
2000
kesinlikle şaşırtıcı.
09:52
This thing does something else which is unusual.
238
592260
2000
Bu şey alışılmışın dışında bir şey yapıyor.
09:54
Not only will it raise itself to 115 Fahrenheit,
239
594260
3000
Sadece kendisini, iki gün için, 42 ya da 44 santigrat
09:57
43 or 44 degrees Centigrade, for two days,
240
597260
3000
dereceye çıkarmakla kalmıyor
10:00
but it keeps constant temperature.
241
600260
3000
aynı zamanda sabit bir sıcaklıkta da tutuyor.
10:03
There's a thermoregulation mechanism in there
242
603260
2000
Sabit sıcaklığı koruyan bir termoregülasyon
10:05
that keeps constant temperature.
243
605260
2000
mekanizması var burada.
10:07
"Now why does it do this," I hear you ask.
244
607260
2000
Şimdi, neden bunu yapıyor? Sorduğunuzu duyar gibiyim.
10:09
Now wouldn't you know it,
245
609260
2000
Acaba bilmez misiniz,
10:11
there's some beetles that just love to make love at that temperature.
246
611260
4000
bazı böcekler bu sıcaklıkta aşk yapmaya bayılır.
10:15
And they get inside, and they get it all on.
247
615260
3000
Ve içeri girerler ve mercimeği fırına verirler.
10:18
(Laughter)
248
618260
2000
(Gülüşmeler)
10:20
And the plant showers them with pollen,
249
620260
2000
Ve bitki onları polenle yıkar,
10:22
and off they go and pollinate.
250
622260
3000
ve onlar da çıkar ve polenleri dağıtır.
10:25
And what a wonderful thing it is.
251
625260
3000
Ne kadar harika bir şeydir bu.
10:28
Now most pollinators
252
628260
3000
Düşünebildiğimiz
10:31
that we think about are insects,
253
631260
2000
polen taşıyıcıların çoğu böceklerdir,
10:33
but actually in the tropics,
254
633260
2000
ama aslında tropiklerde,
10:35
many birds and butterflies pollinate.
255
635260
3000
birçok kuş ve kelebek polen taşır.
10:38
And many of the tropical flowers are red,
256
638260
2000
Ve tropikal çiçeklerin birçoğu kırmızıdır,
10:40
and that's because butterflies and birds
257
640260
2000
bunun nedeni kelebeklerin ve kuşların
10:42
see similarly to us, we think,
258
642260
2000
bize benzer şekilde görmeleridir,
10:44
and can see the color red very well.
259
644260
3000
diye düşünüyoruz, ve kırmızıyı çok iyi görebilirler.
10:47
But if you look at the spectrum,
260
647260
3000
Ama spektruma baktığınızda,
10:50
birds and us, we see red, green and blue
261
650260
3000
kuşlar ve biz, kırmızı, yeşil ve maviyi görebiliyoruz
10:53
and see that spectrum.
262
653260
2000
ve spektrumu görebiliyoruz.
10:55
Insects see green, blue and ultraviolet,
263
655260
2000
Böcekler yeşil, mavi ve ultraviyoleyi görürler
10:57
and they see various shades of ultraviolet.
264
657260
2000
ve ultraviyolenin çeşitli tonlarını görürler.
10:59
So there's something that goes on off the end there.
265
659260
3000
Yani burada sonunda yolundan sapan bir şey var.
11:02
"And wouldn't it be great if we could somehow see what that is," I hear you ask.
266
662260
3000
"Ve bunun ne olduğunu bir şekilde görebilsek ne kadar harika olurdu," dediğinizi duyar gibiyim.
11:05
Well yes we can.
267
665260
2000
Peki, evet, yapabiliriz.
11:07
So what is an insect seeing?
268
667260
3000
Peki, bir böceğin gördüğü nedir?
11:10
Last week I took these pictures of rock rose,
269
670260
2000
Geçen hafta kaya gülünün, helianthemum'un
11:12
helianthemum, in Dorset.
270
672260
2000
bu fotoğraflarını çektim Dorset'te.
11:14
These are little yellow flowers like we all see,
271
674260
3000
Bunlar hepimizin gördüğü sarı küçük çiçekler,
11:17
little yellow flowers all over the place.
272
677260
2000
her yerde sarı küçük çiçekler.
11:19
And this is what it looks like with visible light.
273
679260
3000
Ve bu görülebilir ışıkla nasıl göründükleri.
11:22
This is what it looks like if you take out the red.
274
682260
3000
Bu eğer kırmızıyı çıkarırsanız nasıl görüneceği.
11:25
Most bees don't perceive red.
275
685260
3000
Çoğu arı kırmızıyı algılamaz.
11:28
And then I put some ultraviolet filters on my camera
276
688260
4000
Ve sonra fotoğraf makineme bazı ultraviyole filtreleri koydum
11:32
and took a very, very long exposure
277
692260
3000
ve ultraviyole ışığın belirli frekanslarında
11:35
with the particular frequencies of ultraviolet light
278
695260
3000
çok, çok uzun pozlayarak bunları çektim
11:38
and this is what I got.
279
698260
2000
ve elde ettiğim bu.
11:40
And that's a real fantastic bull's eye.
280
700260
3000
Ve bu gerçekten fantastik bir tepecamı.
11:43
Now we don't know
281
703260
2000
Bir arının ne gördüğünü
11:45
exactly what a bee sees,
282
705260
2000
tam olarak bilemiyoruz,
11:47
any more than you know what I'm seeing
283
707260
2000
benim bunu kırmızı olarak nitelendirdiğimde
11:49
when I call this red.
284
709260
3000
gördüğümü bildiğinizden fazlası değil.
11:52
We can't know what's going on in -- let alone an insect's --
285
712260
3000
İçeride neler olduğunu bilemeyiz, bırakın bir böceğin,
11:55
another human being's mind.
286
715260
3000
bir insanın zihninde olanları da.
11:58
But the contrast will look something like that,
287
718260
3000
Ama tersi şöyle bir şekilde görünecek.
12:02
so standing out a lot from the background.
288
722260
2000
Arka plandan çok fazla bir şekilde ayrışarak.
12:04
Here's another little flower --
289
724260
2000
Burada başka bir küçük çiçek -
12:06
different range of ultraviolet frequencies,
290
726260
3000
farklı aralıkta ultraviyole frekansları,
12:09
different filters
291
729260
2000
polen taşıyıcılarla
12:11
to match the pollinators.
292
731260
2000
eşleşecek farklı filtreler.
12:13
And that's the sort of thing that it would be seeing.
293
733260
3000
Ve bu görülecek olan şeye benzer bir şey.
12:16
Just in case you think
294
736260
2000
Tüm sarı çiçeklerin
12:18
that all yellow flowers have this property --
295
738260
3000
bu niteliğe sahip olduğunu düşünme ihtimalinize karşı -
12:21
no flower was damaged in the process of this shot;
296
741260
3000
bu çekim sürecinde hiçbir çiçek zarar görmemiştir;
12:24
it was just attached to the tripod,
297
744260
3000
sadece tripoda tutturulmuştur,
12:27
not killed --
298
747260
2000
öldürülmemiştir -
12:29
then under ultraviolet light,
299
749260
2000
sonra ultraviyole ışı altında,
12:31
look at that.
300
751260
2000
şuna bakın.
12:33
And that could be the basis of a sunscreen
301
753260
2000
Ve bu bir güneş kreminin temeli olabilir,
12:35
because sunscreens work by absorbing ultraviolet light.
302
755260
2000
çünkü güneş kremleri ultraviyole ışığını emerek çalışır.
12:37
So maybe the chemical in that would be useful.
303
757260
3000
Yani belki bunun içindeki kimyasalın faydası olabilir.
12:41
Finally, there's one of evening primrose
304
761260
3000
Son olarak, Norveç’ten Bjorn Rorslett'in
12:44
that Bjorn Rorslett from Norway sent me --
305
764260
2000
bana yolladığı bir gecesefası çiçeği var -
12:46
fantastic hidden pattern.
306
766260
2000
fantastik gizli örüntü.
12:48
And I love the idea of something hidden.
307
768260
2000
Ve gizli bir şey fikrini seviyorum.
12:50
I think there's something poetic here,
308
770260
2000
Sanıyorum bunda şiirsel bir şey var.
12:52
that these pictures taken with ultraviolet filter,
309
772260
3000
Bu resimler ultraviyole filtresiyle çekildi,
12:55
the main use of that filter
310
775260
2000
bu filtrenin temel kullanımı
12:57
is for astronomers to take pictures of Venus --
311
777260
3000
Venüs'ün fotoğraflarını çeken astronomlar için -
13:00
actually the clouds of Venus.
312
780260
3000
aslında Venüs'ün bulutlarını.
13:03
That's the main use of that filter.
313
783260
2000
Bu filtrenin ana kullanımı bu.
13:05
Venus, of course, is the god of love and fertility,
314
785260
3000
Venüs, elbette, aşk ve doğurganlık tanrıçası,
13:08
which is the flower story.
315
788260
2000
ki bu da çiçeğin öyküsü.
13:10
And just as flowers spend a lot of effort
316
790260
2000
Ve çiçekler polen taşıyıcılarını
13:12
trying to get pollinators to do their bidding,
317
792260
3000
ikna etmek için çokça efor sarf ettikleri gibi,
13:15
they've also somehow managed to persuade us to plant great fields full of them
318
795260
3000
bir şekilde bizi de onlarla dolu geniş tarlalar oluşturmaya ikna etmeyi başardılar;
13:18
and give them to each other
319
798260
2000
ve birbirimize doğum ve
13:20
at times of birth and death,
320
800260
4000
ölüm anlarında,
13:24
and particularly at marriage,
321
804260
2000
özellikle düğünlerde çiçek vermeye
13:26
which, when you think of it,
322
806260
2000
ikna ettiler, ki düşünürseniz
13:28
is the moment that encapsulates
323
808260
2000
bu anlar genetik malzemenin
13:30
the transfer of genetic material
324
810260
3000
bir organizmadan diğerine geçişini
13:33
from one organism to another.
325
813260
2000
sarmalayan anlardır.
13:35
Thank you very much.
326
815260
2000
Çok teşekkürler.
13:37
(Applause)
327
817260
5000
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7