Jennifer Lin: Improvising on piano, aged 14

Jennifer Lin piyano büyüsünü doğaçlıyor.

Çeviri: Sinan Ünlüsoy Gözden geçirme: Sancak Gülgen

(Music)

(Music ends)

(Applause)

(Alkış)

Thank you!

Teşekkür ederim.

(Applause continues)

Çok teşekkür ederim.

Thank you very much.

Like the speaker before me -- I am a TED virgin, I guess.

Benden önceki konuşmacı gibi, ben de-- sanırım şöyle söylenebilir, TED bakiresiyim--

I'm also the first time here, and ...

Hem burada ilk defa yer alıyorum, hem de ne söyleyeceğimi bilmiyorum.

(Laughter)

I don't know what to say!

(Applause)

(Alkış)

Bay Anderson beni davet ettiği için gerçekten çok mutluyum.

I'm really happy that Mr. Anderson invited me.

I'm really grateful that I get a chance to play for everyone.

Herkes için çalma şansını elde ettiğim için de gerçekten minnettarım.

And the song that I just played was by Josef Hofmann.

Ve az önce çaldığım parça Józef Hofmann'ındı.

It's called "Kaleidoscope."

Adı Kaleydoskop.

And Hofmann is a Polish pianist and composer of the late 19th century,

Hofmann 19. yüzyıl sonlarında yaşamış Polonyalı bir piyanist ve bestekar,

ve geniş çevrelerce tüm zamanların en büyük piyanistlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

and he's widely considered one of the greatest pianists of all time.

I have another piece that I'd like to play for you.

Sizin için çalmak istediğim bir başka parça daha var.

It's called "Abegg Variations," by Robert Schumann,

Robert Schumann'ın ''Abegg Çeşitlemeleri''

a German 19th-century composer.

kendisi 19. yüzyıl Alman bestekarı.

The name "Abegg" is actually A-B-E-G-G,

Abegg adı-- Abegg aslında A-B-E-G-G (la-si-mi-sol-sol),

and that's the main theme in the melody.

ve melodinin ana teması bu.

(Plays the notes A, B, E, G and G)

That comes from the last name of one of Schumann's female friends.

Bu isim Schumann'ın bayan arkadaşlarından birinin soyadından geliyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But he wrote that for his wife.

Fakat bunu karısı için yazdı.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

So actually, if you listen carefully,

Aslında, dikkatli dinlerseniz,

there are supposed to be five variations on this Abegg theme.

Abegg temasında beş çeşitleme olması lazım.

It's written around 1834,

1834 civarında bestelendi, ve eski olmasına rağmen,

so even though it's old, I hope you'll like it.

umarım seversiniz.

(Music)

(Music ends)

(Applause)

(Alkış)

Şimdi nefret ettiğim bölüm geldi.

Now comes the part that I hate.

Evet, Bay Anderson bana bu bölümün adının ''Senkronizasyon ve Akış''

Well, because Mr. Anderson told me

that this session is called "Sync and Flow,"

olduğunu söylediği için merak ediyorum,

I was wondering, "What do I know that these geniuses don't?"

''Bu dahilerin bilmediği neyi biliyorum?''

(Laughter)

Bu yüzden, nereden başlamam gerektiğini bilmesem de

So, I'll talk about musical composition,

even though I don't know where to start.

müzikal kompozisyonlardan bahsedeceğim.

How do I compose?

Nasıl beste yapıyorum?

I think Yamaha does a really good job of teaching us how to compose.

Bence Yamaha bize nasıl beste yapmamız gerektiğini öğreterek çok iyi bir iş yaptı.

What I do first is, I make a lot of little musical ideas

İlk yaptığım, bir çok müzikal fikir buluyorum--

you can just improvise here at the piano --

onları bu piyanoda emprovize edebilirsiniz--

and I choose one of those to become my main theme, my main melody,

ve bunlardan birini, az önce duyduğunuz Abegg gibi,

benim ana temam, ana melodim olarak seçiyorum.

like the Abegg that you just heard.

And once I choose my main theme, I have to decide:

Ve ana temamı seçtikten sonra, tüm bu müzik stilleri içinde,

Out of all the styles in music, what kind of style do I want?

hangi stili istediğime karar vermem gerekiyor.

And this year, I composed a Romantic style.

Bu sene romantik stilde beste yaptım.

So for inspiration, I listened to Liszt and Tchaikovsky

İlham almak için Liszt ve Tchaikovsky ve tüm muhteşem

and all the great Romantic composers.

romantik bestekarları dinledim.

Next, I make the structure of the entire piece with my teachers.

Daha sonra, hocalarımla bütün parçanın yapısını kurarım.

They help me plan out the whole piece.

Tüm parçayı planlamada bana yardım ederler,

And then the hard part is filling it in with musical ideas,

ve daha zor kısım ise bunu müzikal fikirlerle doldurmaktır,

because then you have to think.

çünkü bunun için düşünmeniz gerekir.

(Laughter)

And then, when the piece takes somewhat of a solified form --

Daha sonra ise parça biraz daha kalıtı--

solidified, excuse me -- solidified form,

katılaştığında, afedersiniz-- katı bir yapı aldığında,

you're supposed to actually polish the piece, polish the details,

aslında parçayı, detayları parlatmanız gereklidir,

and then polish the overall performance of the composition.

daha sonra kompozisyonun tüm performansını parlatmak gereklidir.

And another thing that I enjoy doing is drawing.

Yapmaktan hoşlandığım bir diğer şey ise çizmek--

Drawing, because I like to draw, you know, Japanese anime art.

çizmek, çünkü çizmeyi seviyorum, bilirsiniz Japon anime sanatı.

I think that's a craze among teens right now.

Sanırım bu şimdilerde gençler arasında bir çılgınlık.

Vaktiyle farkına varmıştım,

And once I realized it,

there's a parallel between creating music and creating art,

müzik yaratmakla sanat eseri yaratmak birbirine paraleldir,

because for your motive, or your little initial idea for your drawing,

çünkü çizim için güdün yada başlangıç fikrin,

karakterindir -- kimi çizmek istediğine yada özgün bir karakter çizip çizmek

it's your character -- you want to decide who you want to draw,

or if you want to draw an original character.

istemediğine karar vermek istersin.

And then you want to decide: How are you going to draw the character?

Daha sonra, bu karakteri nasıl çizmek istediğine karar vermek istersin.

Like, am I going to use one page? Am I going to draw it on the computer?

"Tek bir sayfa mı kullanacağım?",

"Bilgisayarda mı çizeceğim?",

"Ya da görkemli bir etkisi olması için karikatür kitaplarındaki gibi

Am I going to use a two-page spread like a comic book?

For a more grandiose effect, I guess.

iki sayfaya mı yayacağım?" gibi.

And then you have to do the initial sketch of the character,

Ve daha sonra, parçanızın yapısı olan karakterin

which is like your structure of a piece,

ilk çizgisini çizmelisiniz,

and then you add pen and pencil, and whatever details that you need --

ve sonra, dolmakalem, kurşun kalem veya ihtiyacınız ne varsa eklersiniz--

that's polishing the drawing.

bu çizimi parlatmaktır.

And another thing that both of these have in common is your state of mind,

Bunların ortak noktası ise sizin

ruh halinizdir, çünkü ben--

because I know I'm one of those teenagers that are really easily distracted.

Ben dikkati çabucak dağılan şu gençlerden biriyim,

So if I'm trying to do homework and I don't feel like it,

bu yüzden eğer ki ödevimi yapmaya çalışıyorsam,

eğer ödevimi istemesem de yapmaya çalışıyorsam,

I'll try to draw or, you know, waste my time.

sadece çiziktirmeye çalışırım, bilirsiniz, zamanımı harcarım.

And then what happens is, sometimes I absolutely can't draw

Sonuçta olan şey, bazen gerçekten hiç çizemem

or I can't compose at all,

yada hiç besteleyemem, bu da kafamda

and then it's like there's too much on your mind.

çok şey olduğundandır.

Yapmanız gereken şeye odaklanamazsınız.

You can't focus on what you're supposed to do.

And sometimes, if you manage to use your time wisely and work on it,

Bazen de zamanınızı akıllıca kullanır ve üzerinde çalışırsanız,

you'll get something out of it, but it doesn't come naturally.

bir şeyler ortaya çıkar fakat doğal olmaz.

What happens is, if something magical happens,

Olan şey.. Eğer büyülü bir şey olursa,

if something natural happens to you,

eğer doğal bir şey başınıza gelirse,

you're able to produce all this beautiful stuff instantly,

tüm bu güzel şeyleri o anda üretebiliyorsunuz,

ve akış dediğim şey de bu,

and then that's what I consider "flow,"

because that's when everything clicks and you're able to do anything.

çünkü bu herşey uyştuğunda olur ve o zaman herşeyi yapabilirsiniz.

You feel like you're on top of your game and you can do anything you want.

Oyunun en tepesinde gibi hissedersiniz,

ve istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.

I'm not going to play my own composition today because,

Bugün burada kendi bestemi çalmayacağım çünkü,

although I did finish it, it's way too long.

bitirmiş olsam da gerçekten çok uzun oldu.

Onun yerine emprovizasyon denilen bir şeyi denemek isterim.

Instead, I'd like to try something called "improvisation."

I have here seven note cards,

Burada 7 kart var,

one with each note of the musical alphabet.

her birinin üzerinde bir nota yazılı,

And I'd like someone to come up here and choose five --

ve birinin gelip 5 tane kart seçmesini istiyorum.

anyone to come up here and choose five --

Buraya gelip 5 kart seçecek biri var mı?

and then I can make it into some sort of melody,

Böylece bir melodi ortaya çıkarıp emprovize edebilirim.

and I'll improvise it.

Wow. A volunteer, yay!

Vay, bir gönüllü, yaşasın!

(Laughter)

(Alkış)

(Applause)

Jennifer Lin: Nice to meet you.

Tanıştığımıza memnun oldum.

Goldie Hawn: Thank you. Choose five?

Goldie Hawn: Teşekkür ederim. Beş tane mi seçeceğim.

JL: Yes, five cards. Any five cards.

Jennifer Lin: Evet, 5 kart. Herhangi 5 kart.

GH: OK, one. JL: OK.

GH: Tamam. Bir. İki. Üç

GH: Two. JL: Yes.

GH: Three.

Oh, D ve F (re ve fa)-- çok yakınlar.

GH: Oh, D and F -- too familiar.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

JL: One more. GH: OK. "E" for "effort."

JL: Bir tane daha.

GH: Tamam, Efor'un E'si (Mi).

JL: Would you mind reading them out in the order that you chose them?

JL: Kartları seçtiğiniz sırada onları yüksek sesle okur musunuz?

GH: OK -- C, G, B, A and E.

GH: Tamam. C, G, B, A ve E (Do, Sol, Si, La ve Mi)

JL: Thank you very much!

JL: Çok teşekkür ederim.

GH: You're welcome. And what about these?

GH: Rica ederim. Peki ya bu kalanlar?

JL: I won't use them. Thank you!

JL: Onları kullanmayacağım. Teşekkürler.

(Alkış)

(Applause)

Şimdi, Goldie C, G, B, A ve E seçti. (Do, Sol, Si, La ve Mi)

Now, she chose C, G, B, A, E.

I'm going to try to put that in some sort of order.

Bunları düzenlemeye çalışacağım.

(Plays notes)

OK, that's nice.

Tamam, bu güzel.

Şimdi birazcık düşüneceğim,

So, I'm going to have a moment to think,

and I'll try to make something out of it.

ve bunlardan bir şey çıkarmaya çalışacağım.

(Plays the five notes)

(Music)

(Music ends)

(Applause)

(Alkış)

Çalacağım sıradaki parça, yada tekrar,

The next song, or the encore that I'm going to play

is called "Bumble Boogie," by Jack Fina.

Jack Fina'dan "Bumble Boogie".

(Applause)

(Alkış)

(Music)

(Music ends)

(Applause)

(Alkış)