A journey through the mind of an artist | Dustin Yellin

975,273 views ・ 2015-09-15

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Ramazan Şen
00:12
I was raised by lesbians in the mountains,
0
12682
2088
Lezbiyenler tarafından dağlarda yetiştirildim
00:14
and I sort of came like a forest gnome to New York City a while back.
1
14794
3574
ve bir süre önce New York şehrine biraz da orman cücesi gibi geldim.
00:18
(Laughter)
2
18392
1134
(Gülüşmeler)
00:19
Really messed with my head, but I'll get into that later.
3
19550
4784
Kafamı çok karıştırdı, ama buna sonra değineceğim.
00:24
I'll start with when I was eight years old.
4
24969
2426
Önce sekiz yaşımdan bahsedeceğim.
00:27
I took a wood box,
5
27739
1916
Colorado'da tahta bir kutu aldım
00:29
and I buried a dollar bill, a pen and a fork inside this box in Colorado.
6
29679
5095
ve bu kutunun içine bir dolar banknotu, bir kalem ve bir çatal koydum.
00:35
And I thought some strange humanoids or aliens in 500 years would find this box
7
35131
5584
500 yıl sonra birtakım insansılar ve uzaylılar bu kutuyu bulup,
00:40
and learn about the way our species exchanged ideas,
8
40739
4526
türümüzün fikirleri nasıl birbirlerine aktardığını öğreneceklerini düşündüm,
00:45
maybe how we ate our spaghetti.
9
45289
2034
belki spagettimizi nasıl yediğimizi.
00:47
I really didn't know.
10
47347
1332
Gerçekten bilmiyordum.
00:49
Anyway, this is kind of funny,
11
49401
1437
Her neyse bu biraz komik,
00:50
because here I am, 30 years later, and I'm still making boxes.
12
50862
4347
çünkü burada, 30 yıl sonra, hâlâ kutular yapıyorum.
00:56
Now, at some point I was in Hawaii --
13
56289
2983
Bir süre Hawaii'deydim --
00:59
I like to hike and surf and do all that weird stuff,
14
59296
2502
yürümeyi, sörf yapmayı ve tüm o garip şeyleri yapmayı severim
01:01
and I was making a collage for my ma.
15
61822
2092
ve annem için bir kolaj yapıyordum.
01:04
And I took a dictionary and I ripped it up,
16
64350
2088
Bir sözlük aldım ve onu parçaladım,
01:06
and I made it into a sort of Agnes Martin grid,
17
66462
2735
bir tür Agnes Martin çizgisi hâline getirdim,
01:09
and I poured resin all over it and a bee got stuck.
18
69221
2571
her tarafına reçine döktüm ve içinde bir arı kaldı.
01:11
Now, she's afraid of bees and she's allergic to them,
19
71816
2718
O arılardan korkar ve onlara alerjiktir,
01:14
so I poured more resin on the canvas, thinking I could hide it or something.
20
74558
4235
bu yüzden belki saklayabilirim diye kanvasın üzerine daha fazla reçine döktüm.
01:18
Instead, the opposite happened:
21
78817
1540
Tam tersi oldu:
01:20
It sort of created a magnification,
22
80381
1682
Daha büyük görünmesini sağladı,
01:22
like a magnifying glass, on the dictionary text.
23
82087
2388
sözlüğün metni üzerinde sanki bir büyüteç varmış gibi.
01:25
So what did I do? I built more boxes.
24
85278
2222
Sonra ne mi yaptım? Daha fazla kutu yaptım.
01:27
This time, I started putting electronics, frogs,
25
87958
3904
Bu sefer, elektronikler, kurbağalar, yolda bulduğum ilginç şişeleri
01:31
strange bottles I'd find in the street -- anything I could find --
26
91886
3547
koymaya başladım -- bulabildiğim her şeyi --
01:35
because I was always finding things my whole life,
27
95457
2349
çünkü tüm yaşamım boyunca hep bir şeyler buluyordum,
01:37
and trying to make relationships and tell stories between these objects.
28
97830
3638
bu objeler arasında ilişkiler kurmaya ve hikâyeler anlatmaya çalışıyordum.
01:41
So I started drawing around the objects,
29
101896
2381
Böylece objelerin çevresini çizmeye başladım
01:44
and I realized: Holy moly, I can draw in space!
30
104301
3312
ve şunu fark ettim: Aman Tanrım, boşlukta çizebiliyorum!
01:47
I can make free-floating lines,
31
107637
1999
Boşlukta yüzen çizgiler yapabiliyorum,
01:49
like the way you would draw around a dead body at a crime scene.
32
109660
3023
bir suç mahalinde ölü birinin çevresini çizdiğiniz gibi.
01:52
So I took the objects out,
33
112707
1276
Böylece objeleri çıkardım
01:54
and I created my own taxonomy of invented specimens.
34
114007
2965
ve icat ettiğim türlerin kendi taksonomilerini yarattım.
01:57
First, botanical -- which you can kind of get a sense of.
35
117460
3314
Öncelikle botanik -- bir şekilde o hissi alabiliyorsunuz.
02:01
Then I made some weird insects and creatures.
36
121520
3140
Sonra garip böcekler ve yaratıklar yaptım.
02:05
It was really fun; I was just drawing on the layers of resin.
37
125992
2874
Gerçekten eğlenceliydi; sadece reçinenin katmanları üzerine çiziyordum.
02:08
And it was cool, because I was actually starting to have shows and stuff,
38
128890
3458
Gerçekten hoştu, çünkü aslına bakarsanız sergilerim olmaya başladı,
02:12
I was making some money, I could take my girlfriend for dinner,
39
132372
2972
biraz para kazanıyordum, kız arkadaşımı akşam yemeğine götürebiliyordum
02:15
and like, go to Sizzler.
40
135368
1255
vesaire, Sizzler'e gidebiliyordum.
02:16
It was some good shit, man.
41
136647
1405
Bayağı müthiş şeylerdi, dostum!
02:18
(Laughter)
42
138076
1628
(Gülüşmeler)
02:19
At some point, I got up to the human form,
43
139728
3906
Bir noktada, insan formuna başladım,
02:23
life-size resin sculptures with drawings of humans inside the layers.
44
143658
4627
katmanların içinde insan çizimleri olan, gerçek boyutta reçine heykeller.
02:28
This was great, except for one thing:
45
148309
2459
Bu harikaydı, bir tek şey haricinde:
02:30
I was going to die.
46
150792
1250
Ölecektim.
02:32
I didn't know what to do, because the resin was going to kill me.
47
152536
3063
Ne yapacağımı bilmiyordum, çünkü reçine beni öldürecekti.
02:35
And I went to bed every night thinking about it.
48
155623
2313
Her gece bunu düşünerek uykuya daldım.
02:37
So I tried using glass.
49
157960
2492
Bu yüzden cam kullanmayı denedim.
02:40
I started drawing on the layers of glass,
50
160476
1989
Cam katmanlarına çizmeye başladım,
02:42
almost like if you drew on a window, then you put another window,
51
162489
3072
sanki bir pencereye çiziyormuşsunuz gibi, sonra başka bir pencere koyuyorsunuz
02:45
and another window, and you had all these windows together
52
165585
2743
ve başka bir pencere, sonra üç boyutlu bir kompozisyon hâline gelen
02:48
that made a three-dimensional composition.
53
168352
2135
bütün bu pencereleri bir araya getiriyorsunuz.
02:50
And this really worked, because I could stop using the resin.
54
170511
2933
Bu gerçekten işe yaradı, çünkü reçine kullanmayı bırakabildim.
02:53
So I did this for years,
55
173937
1381
Bunu yıllarca yaptım,
02:55
which culminated in a very large work, which I call "The Triptych."
56
175342
4435
"The Triptych" (Üç parçalı tablo) adını verdiğim çok büyük bir çalışmayla sonuçlandı.
03:00
"The Triptych" was largely inspired
57
180127
1921
"The Triptych" büyük ölçüde İspanya'daki
03:02
by Hieronymus Bosch's "[The] Garden of Earthly Delights,"
58
182072
2937
Prado Müzesi'nde bulunan Hieronymus Bosch'un tablosu,
03:05
which is a painting in the [Museo del] Prado in Spain.
59
185033
2624
Dünyevi Zevkler Bahçesi'nden esinlenilmişti.
03:07
Do you guys know this painting?
60
187681
1699
Bu tabloyu biliyor musunuz?
03:09
Good, it's a cool painting.
61
189404
1293
İyi, çok hoş bir tablo.
03:10
It's kind of ahead of its time, they say.
62
190721
1974
Zamanının ötesinde olduğu söyleniyor.
03:12
So, "The Triptych." I'll walk you through this piece.
63
192719
2491
Evet, "The Triptych". Size bu parçadan bahsedeceğim.
03:15
It weighs 24,000 pounds.
64
195234
2298
11 ton ağırlında.
03:18
It's 18 feet long.
65
198905
1977
5,5 metre uzunluğunda.
03:20
It's double-sided, so it's 36 feet of composition.
66
200906
2751
Çift taraflı, böylece 11 metrelik bir kompozisyon.
03:23
It's kind of weird.
67
203681
1158
Biraz tuhaf.
03:26
Well, that's the blood fountain.
68
206648
2412
Bakın bu kan fıskiyesi.
03:29
(Laughter)
69
209084
2213
(Gülüşmeler)
03:31
To the left, you have Jesus and the locusts.
70
211321
2219
Solda, İsa ve çekirgeler var.
03:34
There's a cave
71
214472
1207
İki dünya arasında
03:35
where all these animal-headed creatures travel between two worlds.
72
215703
3247
seyahat eden bu hayvan kafalı yaratıkların olduğu bir mağara var.
03:38
They go from the representational world,
73
218974
1922
Temsilî dünyadan, saklandıkları,
03:40
to this analog-mesh underworld, where they're hiding.
74
220920
2884
ona benzeyen, bu yeraltı dünyasına gidiyorlar.
03:43
This is where the animal-headed creatures are by the lighthouse,
75
223828
3063
Bu da hayvan kafalı yaratıkların deniz fenerinde oldukları yer
03:46
and they're all about to commit mass suicide into the ocean.
76
226915
2839
ve hepsi okyanusta toplu intihar etmek üzere.
03:49
The ocean is made up of thousands of elements.
77
229778
2968
Okyanus binlerce farklı elementten oluşuyor.
03:52
This is a bird god tied up to a battleship.
78
232770
2299
Bu da savaş gemisine bağlanmış bir kuş tanrısı.
03:55
(Laughter)
79
235093
1038
(Gülüşmeler)
03:56
Billy Graham is in the ocean;
80
236155
1604
Billy Graham okyanusta,
03:57
the Horizon from the oil spill; Waldo; Osama Bin Laden's shelter --
81
237783
4227
Horizon'dan petrol sızıntısı, Waldo, Osama Bin Laden'in saklandığı yer --
04:02
there's all kinds of weird stuff that you can find
82
242034
2343
eğer çok dikkatli bakarsanız, okyanusta her türlü
04:04
if you look really hard, in the ocean.
83
244401
1967
garip şeyi bulabilirsiniz.
04:06
Anyway, this is a lady creature.
84
246741
2419
Her neyse, bu bir kadın yaratık.
04:09
She's coming out of the ocean, and she's spitting oil into one hand
85
249184
3450
Okyanustan geliyor ve bir eline petrol fışkırtıyor,
04:12
and she has clouds coming out of her other hand.
86
252658
2517
diğer elinden ise bulutlar geliyor.
04:15
Her hands are like scales,
87
255199
1607
Elleri bir terazi gibi
04:16
and she has the mythological reference of the Earth and cosmos in balance.
88
256830
4638
ve Dünya ile kozmosun denge içinde olduğuna dair mitolojik ilişkiye sahip.
04:22
So that's one side of "The Triptych."
89
262070
1811
Bu "The Triptych"in bir tarafı.
04:23
It's a little narrative thing.
90
263905
1460
Biraz öyküsel bir şey.
04:25
That's her hand that she's spitting into.
91
265389
2080
Bu üzerine fışkırttığı eli.
04:28
And then, when you go to the other side,
92
268190
1916
Sonra öbür tarafa geçtiğinizde,
04:30
she has like a trunk, like a bird's beak,
93
270130
2109
hortum gibi bir şeyi var, kuş gagası gibi
04:32
and she's spitting clouds out of her trunk.
94
272263
2034
ve hortumundan bulutlar fışkırtıyor.
04:34
Then she has an 18-foot-long serpent's tail that connects "The Triptych."
95
274662
3695
Sonra "The Triptych"i bağlayan 5,5 metre uzunluğunda yılan kuyruğu var.
04:38
Anyway, her tail catches on fire from the back of the volcano.
96
278746
2989
Her neyse, kuyruğu volkanın arkasında alev alıyor.
04:41
(Laughter)
97
281759
1077
(Gülüşmeler)
04:42
I don't know why that happened.
98
282860
1688
Niye öyle olduğunu bilmiyorum.
04:44
(Laughter)
99
284572
1558
(Gülüşmeler)
04:46
That happens, you know.
100
286154
1475
Bu olur, bilirsiniz.
04:48
Her tail terminates in a cycloptic eyeball,
101
288473
3472
Kuyruğu kiklop benzeri göz küresinde son buluyor,
04:51
made out of 1986 terrorist cards.
102
291969
2531
1986 terörist kartlarından yapılmış.
04:54
Have you guys seen those?
103
294524
1205
Onları gördünüz mü?
04:55
They were made in the 1980's, they're like baseball cards of terrorists.
104
295753
3398
1980'lerde üretilmişti, teröristlerin olduğu beyzbol kartları.
04:59
Way ahead of their time.
105
299175
1159
Zamanının çok ötesinde.
05:00
(Laughter)
106
300358
2333
(Gülüşmeler)
05:02
That will bring you to my latest project.
107
302715
1997
Bu da sizi son projeme getiriyor.
05:04
I'm in the middle of two projects:
108
304736
1653
İki proje üzerinde çalışıyorum:
05:06
One's called "Psychogeographies."
109
306413
1620
Birinin adı, "Psychogeographies" (Psikocoğrafyalar).
05:08
It's about a six-year project to make 100 of these humans.
110
308057
3080
Bu insanların 100 tanesinden yapmak üzere 6 yıllık bir proje.
05:11
Each one is an archive of our culture,
111
311161
2370
Her biri kültürümüzün bir arşivi,
05:13
through our ripped-up media and matter,
112
313555
1999
parçalanmış medya ve maddelerimizle,
05:15
whether it's encyclopedias or dictionaries or magazines.
113
315578
3284
ansiklopediler olsun, sözlükler veya dergiler olsun.
05:18
But each one acts as a sort of an archive in the shape of a human,
114
318886
3173
Ancak her biri insan şeklinde bir çeşit arşiv gibi
05:22
and they travel in groups of 20, 4, or 12 at a time.
115
322083
3409
ve bir seferde 20, 4 veya 12'lik gruplar hâlinde yolculuk yapıyorlar.
05:25
They're like cells -- they come together, they divide.
116
325516
2941
Hücreler gibiler -- bir araya geliyorlar, bölünüyorlar.
05:28
And you kind of walk through them. It's taking me years.
117
328826
2636
Bir nevi bunların arasından geçiyorsunuz. Benim için yıllar alıyor.
05:31
Each one is basically a 3,000-pound microscope slide
118
331486
3985
Her biri aslında içinde insan olan,
05:35
with a human stuck inside.
119
335495
1937
1 tonluk mikroskop lamı.
05:38
This one has a little cave in his chest.
120
338208
2035
Bunun göğsünde küçük bir mağara var.
05:40
That's his head; there's the chest, you can kind of see the beginning.
121
340679
3295
Bu başı, işte göğsü, biraz başlangıcını görebiliyorsunuz.
05:43
I'm going to go down the body for you:
122
343998
2031
Sizin için bedenin aşağısına doğru gidiyorum:
05:46
There's a waterfall coming out of his chest,
123
346053
4038
Göğsünden bir şelale çıkıyor,
05:50
covering his penis -- or not-penis, or whatever it is,
124
350115
2604
penisini kapatıyor -- ya da penis değil veya her neyse,
05:52
a kind of androgynous thing.
125
352743
1482
bir çeşit androjen şey.
05:54
I'll take you quickly through these works,
126
354655
2889
Size bu çalışmaları çabucak anlatacağım,
05:57
because I can't explain them for too long.
127
357568
2857
çünkü onları çok uzun süre açıklayamam.
06:00
There are the layers, you can kind of see it.
128
360449
2403
Katmanlar var, biraz görebiliyorsunuz.
06:03
That's a body getting split in half.
129
363812
2190
Bu yarıya bölünen bir beden.
06:06
This one has two heads,
130
366351
1247
Bunun iki kafası var
06:07
and it's communicating between the two heads.
131
367622
2190
ve iki kafa arasında iletişim kuruyor.
06:10
You can see the pills coming out,
132
370319
1776
Hapların geldiğini görebilirsiniz,
06:12
going into one head from this weird statue.
133
372119
2341
bir kafaya doğru bu garip heykelden gidiyor.
06:14
There's a little forest scene inside the chest cavity.
134
374484
2831
Göğüs boşluğunda küçük bir orman sahnesi var.
06:17
Can you see that?
135
377339
1158
Görebiliyor musunuz?
06:18
Anyway, this talk's all about these boxes,
136
378521
2087
Her neyse, bu konuşma bu kutularla ilgili,
06:20
like the boxes we're in.
137
380632
1518
içinde olduğumuz kutular gibi.
06:22
This box we're in, the solar system is a box.
138
382904
2425
İçinde olduğumuz kutu, güneş sistemi bir kutu.
06:25
This brings you to my latest box.
139
385815
1927
Bu da sizi son kutuma getiriyor.
06:28
It's a brick box. It's called Pioneer Works.
140
388382
2451
Tuğladan bir kutu. Adı Pioneer Works (Öncü Çalışmalar).
06:30
(Cheers)
141
390857
1313
(Alkış)
06:32
Inside of this box is a physicist,
142
392194
4512
Bu kutunun içinde, bir fizikçi,
06:36
a neuroscientist, a painter, a musician,
143
396730
3126
bir nörolog, bir ressam, bir müzisyen,
06:39
a writer, a radio station, a museum, a school,
144
399880
5327
bir yazar, bir radyo istasyonu, bir müze, bir okul,
06:45
a publishing arm to disseminate all the content we make there into the world;
145
405231
5157
orada ürettiğimiz tüm içeriği dünyaya yaymak için bir yayın kolu,
06:50
a garden.
146
410412
1157
bir bahçe var.
06:52
We shake this box up,
147
412132
1397
Bu kutuyu sallıyoruz
06:53
and all these people kind of start hitting each other like particles.
148
413553
3251
ve bütün bu insanlar birbirine bir nevi partikül gibi çarpmaya başlıyor.
06:56
And I think that's the way you change the world.
149
416828
2299
Bence dünyayı değiştirmenin yolu bu.
06:59
You redefine your insides and the box that you're living in.
150
419151
3882
İçeriyi ve yaşadığınız kutuyu tekrar tanımlıyorsunuz.
07:03
And you come together to realize that we're all in this together,
151
423057
3564
Bu işte hepimizin beraber olduğunu, farklılık olduğu sanrısını anlamak
07:06
that this delusion of difference --
152
426645
1746
üzere bir araya geliyorsunuz --
07:08
this idea of countries, of borders, of religion -- doesn't work.
153
428415
5070
bu ülkeler, sınırlar, din fikri -- işe yaramıyor.
07:13
We're all really made up of the same stuff, in the same box.
154
433931
4629
Gerçekten de hepimiz aynı maddeden yapıldık, aynı kutuda.
07:18
And if we don't start exchanging that stuff sweetly and nicely,
155
438584
4024
Eğer bu şeyi tatlı ve nazik biçimde değiş tokuş yapmaya başlamazsak,
07:22
we're all going to die real soon.
156
442632
2119
hepimiz çok yakında öleceğiz.
07:25
Thank you very much.
157
445299
1190
Çok teşekkürler.
07:27
(Applause)
158
447012
3011
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7