A hilarious celebration of lifelong female friendship | Jane Fonda and Lily Tomlin

2,082,526 views ・ 2016-01-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Eren Gokce Gözden geçirme: Tuğçe AYAR
00:12
Pat Mitchell: So I was thinking about female friendship a lot,
0
12240
3536
Pat Mitchell: Kadın arkadaşlığı hakkında bayağıdır düşünüyordum
00:15
and by the way, these two women,
1
15800
2256
ve bu arada bu iki kadın,
00:18
I'm very honored to say,
2
18080
1376
bunu söylemekten gurur duyuyorum,
00:19
have been my friends for a very long time, too.
3
19480
2936
uzun zamandır benim arkadaşlarım.
00:22
Jane Fonda: Yes we have.
4
22440
1216
Jane Fonda: Evet öyleyiz.
00:23
PM: And one of the things that I read about female friendship
5
23680
3496
PM: Kadın arkadaşlığı hakkında okuduğum şeylerden biri de,
00:27
is something that Cervantes said.
6
27200
1616
Cervantes'in söyledikleri:
00:28
He said, "You can tell a lot about someone,"
7
28840
3376
"Biri hakkında çok şey söyleyebilirsiniz,"
00:32
in this case a woman,
8
32240
1216
bu durumda bir kadın hakkında,
00:33
"by the company that she keeps."
9
33480
2416
"yanında bulunan kişilere bakarak."
00:35
So let's start with --
10
35920
1216
Haydi şöyle başlayalım --
00:37
(Laughter)
11
37160
2200
(Gülüşmeler)
00:40
JF: We're in big trouble.
12
40320
1616
JF: Başımız büyük belada.
00:41
Lily Tomlin: Hand me one of those waters,
13
41960
1976
Lily Tomlin: Bana şu sulardan birini uzat,
00:43
I'm extremely dry.
14
43960
1216
felaket kurudum.
00:45
(Laughter)
15
45200
1840
(Gülüşmeler)
00:53
JF: You're taking up our time.
16
53000
1720
JF: Zamanımızı alıyorsun.
00:55
We have a very limited --
17
55640
1296
Çok sınırlıyız --
00:56
LT: Just being with her sucks the life out of me.
18
56960
2336
LT: Sadece onunla olmak bile ruhumu öldürüyor.
00:59
(Laughter)
19
59320
2776
(Gülüşmeler)
01:02
JF: You ain't seen nothing yet.
20
62120
1736
JF: Daha hiçbir şey görmedin.
01:03
Anyway -- sorry.
21
63880
1216
Her neyse, pardon.
01:05
PM: So tell me, what do you look for in a friend?
22
65120
4376
PM: Peki bir arkadaşta neler aradığınızı bana söyleyin?
01:09
LT: I look for someone who has a sense of fun,
23
69520
2576
LT: Eğlenme duygusuna sahip,
01:12
who's audacious,
24
72120
2976
cesur olan,
01:15
who's forthcoming, who has politics,
25
75120
3456
canayakın olan, fikirleri olan,
01:18
who has even a small scrap of passion for the planet,
26
78600
4856
gezegen için az da olsa tutkusu olan,
01:23
someone who's decent, has a sense of justice
27
83480
2616
doğru dürüst birini, adalet duygusuna sahip
01:26
and who thinks I'm worthwhile.
28
86120
2096
ve değerli biri olduğumu düşünen birini ararım.
01:28
(Laughter)
29
88240
1976
(Gülüşmeler)
01:30
(Applause)
30
90240
2760
(Alkış)
01:34
JF: You know, I was thinking this morning,
31
94760
2016
JF: Bu sabah kız arkadaşlarım olmadan
01:36
I don't even know what I would do without my women friends.
32
96800
2816
ne yapacağımı dahi bilmediğimi düşünüyordum.
01:39
I mean it's, "I have my friends, therefore I am."
33
99640
3016
Yani, "Arkadaşlarım var, bu yüzden ben de varım."
01:42
LT: (Laughter)
34
102680
1216
LT: (Kahkaha)
01:43
JF: No, it's true.
35
103920
1216
JF: Hayır, bu doğru.
01:45
I exist because I have my women friends. They --
36
105160
2239
Kız arkadaşlarım olduğu için varım. Onlar --
01:48
You're one of them.
37
108320
1216
Sen de onlardan birisin.
01:49
I don't know about you. But anyway --
38
109560
1762
Seni bilmiyorum. Ama her neyse --
01:51
(Laughter)
39
111346
1150
(Gülüşmeler)
01:52
You know, they make me stronger, they make me smarter,
40
112520
2576
Bilirsin, beni daha güçlü, daha akıllı,
01:55
they make me braver.
41
115120
1576
daha cesur yaparlar.
01:56
They tap me on the shoulder when I might be in need of course-correcting.
42
116720
4776
Yola girmeye ihtiyacım olduğunda uyarırlar
02:01
And most of them are a good deal younger than me, too.
43
121520
2696
Çoğu da benden oldukça gençler.
02:04
You know? I mean, it's nice -- LT: Thank you.
44
124240
2656
Bilirsiniz? Yani, bu güzel -- LT: Teşekkürler.
02:06
(Laughter)
45
126920
2456
(Gülüşmeler)
02:09
JF: No, I do, I include you in that, because listen, you know --
46
129400
3056
JF: Hayır, gerçekten, seni buna dâhil ediyorum, çünkü dinle, bilirsin --
02:12
it's nice to have somebody still around to play with and learn from
47
132480
3176
sona doğru yaklaşırken hâlâ yanında oynayacak
02:15
when you're getting toward the end.
48
135680
1896
ve öğrenecek biri olması güzel.
02:17
I'm approaching -- I'll be there sooner than you.
49
137600
2296
Yaklaşıyorum -- senden önce orada olacağım.
02:19
LT: No, I'm glad to have you parallel aging alongside me.
50
139920
2696
LT: Hayır, yanımda paralel yaşlandığına memnunum.
02:22
(Laughter)
51
142639
2057
(Gülüşmeler)
02:24
JF: I'm showing you the way.
52
144720
1496
JF: Sana yolu gösteriyorum.
02:26
(Laughter)
53
146240
1216
(Gülüşmeler)
02:27
LT: Well, you are and you have.
54
147480
1896
LT: Evet öyle ve öyleydi.
02:29
PM: Well, as we grow older,
55
149400
1336
PM: Yaşlanırken
02:30
and as we go through different kinds of life's journeys,
56
150760
2856
ve hayatın farklı yollarından geçerken,
02:33
what do you do to keep your friendships vital and alive?
57
153640
3520
arkadaşlığınızı canlı ve hayatta tutmak için neler yapıyorsunuz?
02:38
LT: Well you have to use a lot of --
58
158120
1736
LT: Çok fazla şey kullanmalısınız --
02:39
JF: She doesn't invite me over much, I'll tell you that.
59
159880
2656
JF: Beni çok fazla şeye davet etmiyor, sana bunu söyleyebilirim.
02:42
LT: I have to use a lot of social media --
60
162560
2016
LT: Çok fazla sosyal medya kullanmam gerekiyor --
02:44
You be quiet now. And so --
61
164600
1496
Şimdi sessiz ol. Ve böylece --
02:46
(Laughter)
62
166120
2296
(Gülüşmeler)
02:48
LT: And I look through my emails, I look through my texts
63
168440
3016
LT: Arkadaşlarımı bulmak için e-postalarıma,
02:51
to find my friends,
64
171480
1216
mesajlarıma bakıyorum,
02:52
so I can answer them as quickly as possible,
65
172720
2096
böylece onlara çabucak cevap verebiliyorum,
02:54
because I know they need my counsel.
66
174840
2416
çünkü benim görüşlerime ihtiyaçları olduklarını biliyorum.
02:57
(Laughter)
67
177280
2776
(Gülüşmeler)
03:00
They need my support,
68
180080
1256
Desteğime ihtiyaçları var,
03:01
because most of my friends are writers, or activists, or actors,
69
181360
3096
çünkü bir sürü arkadaşım yazar, aktivist, oyuncu
03:04
and you're all three ...
70
184480
1296
ve sen de üçü birdensin ...
03:05
and a long string of other descriptive phrases,
71
185800
3616
ve diğer uzun tanımlayıcı ifadeler
03:09
and I want to get to you as soon as possible,
72
189440
4296
ve sana en kısa zamanda dönmek istiyorum,
03:13
I want you to know that I'm there for you.
73
193760
2056
senin için orada olduğumu bilmeni istiyorum.
03:15
JF: Do you do emojis?
74
195840
1296
JF: Emoji kullanıyor musun?
03:17
LT: Oh ... JF: No?
75
197160
1896
LT: Ah ... JF: Hayır?
03:19
LT: That's embarrassing. JF: I'm really into emojis.
76
199080
2456
LT: Bu utanç verici. JF: Ben emojilere sahiden bayılıyorum.
03:21
LT: No, I spell out my --
77
201560
1416
LT: Hayır, ben açıklıyorum --
03:23
I spell out my words of happiness and congratulations,
78
203000
4776
Mutluluk, tebrik ve üzüntü
03:27
and sadness.
79
207800
1656
ifadelerimi açıkça söylüyorum.
03:29
JF: You spell it right out --
80
209480
1416
JF: Doğrudan söylüyorsun.
03:30
LT: I spell it, every letter.
81
210920
1381
LT: Her harfini tek tek söylüyorum.
03:32
(Laughter)
82
212325
1571
(Gülüşmeler)
03:33
JF: Such a purist.
83
213920
1176
JF: Tam bir sadelik yanlısı.
03:35
You know, as I've gotten older,
84
215120
1936
Biliyor musun, yaşlandıkça
03:37
I've understood more the importance of friendships,
85
217080
3216
arkadaşlığın önemini daha çok anladım
03:40
and so, I really make an effort
86
220320
1856
ve bu yüzden erişmek ve buluşmak için
03:42
to reach out and make play dates -- not let too much time go by.
87
222200
4616
gerçekten çaba gösteriyorum -- çok fazla zamanın geçmesine müsaade etmiyorum.
03:46
I read a lot
88
226840
1216
Çok okuyorum,
03:48
so, as Lily knows all too well,
89
228080
1936
Lily'nin çok iyi bildiği gibi,
03:50
my books that I like, I send to my friends.
90
230040
2056
çok sevdiğim kitaplarımı arkadaşlarıma yolluyorum.
03:52
LT: When we knew we would be here today
91
232120
1936
LT: Bugün burada olacağımızı öğrendiğimizde,
03:54
you sent me a lot of books about women, female friendships,
92
234080
2816
bana kadınlar, kadın arkadaşlığı hakkında bir sürü kitap gönderdin
03:56
and I was so surprised to see how many books,
93
236920
3536
ve son zamanlarda kaç kitap olduğuna,
04:00
how much research has been done recently --
94
240480
2336
ne kadar araştırmanın yapıldığına çok şaşırdım --
04:02
JF: And were you grateful? LT: I was grateful.
95
242840
2496
JF: Minnettar mıydın? LT: Minnettardım.
04:05
(Laughter)
96
245360
4280
(Gülüşmeler)
04:10
PM: And --
97
250400
1216
PM: Ve --
04:11
LT: Wait, no, it's really important because this is another example
98
251640
3176
LT: Bekle, hayır, bu gerçekten önemli, çünkü kadınların nasıl hiçe sayıldığına,
04:14
of how women are overlooked, put aside, marginalized.
99
254840
3376
kenarda bırakıldığına, marjinalize edildiğine dair başka bir örnek.
04:18
There's been very little research done on us,
100
258240
2776
Bizimle ilgili çok az araştırma yapıldı,
04:21
even though we volunteered lots of times.
101
261040
1976
pek çok kez buna gönüllü olsak da.
04:23
JF: That's for sure.
102
263040
1256
JF: Bu kesin.
04:24
(Laughter)
103
264320
2616
(Gülüşmeler)
04:26
LT: This is really exciting, and you all will be interested in this.
104
266960
3216
LT: Bu gerçekten heyecan verici ve bu hepinizin ilgisini çekecek.
04:30
The Harvard Medical School study has shown
105
270200
2696
Harvard Tıp Okulu'nda yapılan bir araştırma,
04:32
that women who have close female friendships
106
272920
4216
yakın kız arkadaşları olan kadınların
04:37
are less likely to develop impairments --
107
277160
3616
rahatsızlık geliştirmelerinin daha az muhtemel olduğunu gösterdi --
04:40
physical impairments as they age,
108
280800
2136
yaşlandıkça gelişen fiziksel rahatsızlıklar
04:42
and they are likely to be seen to be living much more vital, exciting --
109
282960
5496
ve daha canlı, heyecanlı yaşıyor görünmeleri muhtemel --
04:48
JF: And longer --
110
288480
1216
JF: Ve daha uzun --
04:49
LT: Joyful lives.
111
289720
1216
LT: Neşeli hayatlar.
04:50
JF: We live five years longer than men.
112
290960
1896
JF: Erkeklerden beş sene fazla yaşıyoruz.
04:52
LT: I think I'd trade the years for joy.
113
292880
2056
LT: Ben yılları neşeyle değiştirebileceğimi düşünüyorum.
04:54
(Laughter)
114
294960
2680
(Gülüşmeler)
04:58
LT: But the most important part is they found --
115
298720
2256
LT: Ama en önemli kısmı, şunu bulmuşlar --
05:01
the results were so exciting and so conclusive --
116
301000
3856
sonuçlar çok heyecan verici ve inandırıcı --
05:04
the researchers found
117
304880
1896
araştırmacılar yakın kız arkadaşların
05:06
that not having close female friends is detrimental to your health,
118
306800
5736
bulunmamasının sağlığa zararlı olduğunu bulmuşlar,
05:12
as much as smoking or being overweight.
119
312560
2976
en az sigara içme veya fazla kilolu olmak kadar.
05:15
JF: And there's something else, too --
120
315560
1856
JF: Ve başka bir şey daha var --
05:17
LT: I've said my part, so ...
121
317440
1416
LT: Ben kendi kısmımı söyledim ...
05:18
(Laughter)
122
318880
1016
(Gülüşmeler)
05:19
JF: OK, well, listen to my part, because there's an additional thing.
123
319920
3656
JF: Tamam, peki benim kısmımı dinle, çünkü ek bir şey daha var.
05:23
Because they only -- for years, decades --
124
323600
2176
Çünkü onlar sadece -- yıllardır, on yıllardır --
05:25
they only researched men when they were trying to understand stress,
125
325800
4256
stresi anlamaya çalışırken sadece erkekleri incelediler,
05:30
only very recently have they researched what happens to women when we're stressed,
126
330080
4496
yalnızca yakın zamanda stresli olduklarında
kadınlara neler olduğunu incelediler
05:34
and it turns out that when we're stressed -- women,
127
334600
4336
ve olay şu ki stresli olduğumuzda -- kadınlar,
05:38
our bodies get flooded by oxytocin.
128
338960
3216
bedenlerimiz oksitosin ile doluyor.
05:42
Which is a feel-good, calming, stress-reducing hormone.
129
342200
3496
Bu iyi hissettiren, sakinleştiren, stres azaltan bir hormon.
05:45
Which is also increased when we're with our women friends.
130
345720
5056
Kız arkadaşlarımızla beraber olduğumuzda da yükseliyor.
05:50
And I do think that's one reason why we live longer.
131
350800
3376
Bence uzun yaşamamızın nedenlerinden biri de bu.
05:54
And I feel so bad for men because they don't have that.
132
354200
2616
Erkekler için kötü hissediyorum, çünkü buna sahip değiller.
05:56
Testosterone in men diminishes the effects of oxytocin.
133
356840
4216
Erkeklerdeki testosteron oksitosinin etkilerini azaltıyor.
06:01
LT: Well, when you and I and Dolly made "9 to 5" ...
134
361080
3216
LT: Sen, ben ve Dolly "9'dan 5'e"yi yaptığımızda ...
06:04
JF: Oh --
135
364320
1216
JF: Ah --
06:05
LT: We laughed, we did, we laughed so much,
136
365560
2056
LT: Güldük, yaptık, çok güldük,
06:07
we found we had so much in common and we're so different.
137
367640
2696
ne kadar ortak yanımız olduğunu ve ne kadar farklı olduğumuzu keşfettik.
06:10
Here she is, like Hollywood royalty,
138
370360
1715
İşte o, Hollywood asilzadesi gibi,
06:12
I'm like a tough kid from Detroit,
139
372099
2077
ben de Detroit'ten sert çocuk,
06:14
[Dolly's] a Southern kid from a poor town in Tennessee,
140
374200
4696
[Dolly] ise Tennessee'deki yoksul bir kasabadan Güneyli bir çocuk
06:18
and we found we were so in sync as women,
141
378920
3416
ve kadınlar olarak birbirimizle ne kadar uyumlu olduğumuzu gördük
06:22
and we must have --
142
382360
1216
ve bizler --
06:23
we laughed -- we must have added at least a decade onto our lifespans.
143
383600
6136
güldük -- ömrümüze en azından on yıl eklemişizdir.
06:29
JF: I think -- we sure crossed our legs a lot.
144
389760
2776
JF: Bence -- çok bacak bacak üstüne attığımız doğru.
06:32
(Laughter)
145
392560
1976
(Gülüşmeler)
06:34
If you know what I mean.
146
394560
2616
Ne demek istediğimi anladıysanız.
06:37
LT: I think we all know what you mean.
147
397200
2176
LT: Bence hepimiz ne demek istediğini anlıyoruz.
06:39
(Laughter)
148
399400
2016
(Gülüşmeler)
06:41
PM: You're adding decades to our lives right now.
149
401440
2696
PM: Şu an hayatımıza onlarca yıl ekliyorsunuz.
06:44
So among the books that Jane sent us both to read on female friendship
150
404160
4936
Jane'in ikimize de gönderdiği kadın arkadaşlığıyla ilgili kitaplar arasında
06:49
was one by a woman we admire greatly, Sister Joan Chittister,
151
409120
3856
çok hayranlık duyduğumuz Rahibe Joan Chittister adlı bir kadınınki var,
06:53
who said about female friendship
152
413000
2096
kendisi kadın arkadaşlığıyla ilgili olarak,
06:55
that women friends are not just a social act,
153
415120
4256
kız arkadaşların sadece toplumsal bir davranış değil
06:59
they're a spiritual act.
154
419400
1896
ruhsal bir davranış olduğunu da söylemiş.
07:01
Do you think of your friends as spiritual?
155
421320
2216
Arkadaşlarınızı spiritüel olarak görüyor musunuz?
07:03
Do they add something spiritual to your lives?
156
423560
2416
Yaşamlarınıza spiritüel bir şeyler ekliyorlar mı?
07:06
LT: Spiritual -- I absolutely think that.
157
426000
4016
LT: Spiritüel -- kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum.
07:10
Because -- especially people you've known a long time,
158
430040
3056
Çünkü -- özellikle uzun süredir bildiğiniz insanların,
07:13
people you've spent time with --
159
433120
1576
birlikte zaman harcadığınız insanların --
07:14
I can see the spiritual essence inside them,
160
434720
3056
onların içindeki spiritüel varlığı görebiliyorum,
07:17
the tenderness, the vulnerability.
161
437800
2920
duyarlılığı, kırılganlığı.
07:22
There's actually kind of a love, an element of love in the relationship.
162
442440
4176
İlişkide aslında bir tür sevgi, bir sevgi unsuru var.
07:26
I just see deeply into your soul.
163
446640
3656
Yalnızca ruhunun derinliklerini görüyorum.
07:30
PM: Do you think that, Jane --
164
450320
1456
PM: Böyle mi düşünüyorsun, Jane?
07:31
LT: But I have special powers.
165
451800
1560
Çoğu arkadaşlık bu kadar derine gitmek ister mi?
LT: Ama benim özel güçlerim var.
07:34
JF: Well, there's all kinds of friends.
166
454120
1896
JF: Her çeşit arkadaş var.
07:36
There's business friends, and party friends,
167
456040
2536
İş arkadaşları ve parti arkadaşları,
07:38
I've got a lot of those.
168
458600
1416
bunların hepsi var bende.
07:40
(Laughter)
169
460040
1976
(Gülüşmeler)
07:42
But the oxytocin-producing friendships have ...
170
462040
3880
Ama oksitosin üreten arkadaşlıklar ...
07:47
They feel spiritual because it's a heart opening, right?
171
467320
4496
Bunlar spiritüel hissettirir, çünkü yüreğinizi açar, değil mi?
07:51
You know, we go deep. And --
172
471840
1720
Biliyorsun, biz derine gidiyoruz. Ve --
07:54
I find that I shed tears a lot with my intimate friends.
173
474840
5000
Yakın arkadaşlarımla bir sürü gözyaşı döktüğümü bilirim.
08:01
Not because I'm sad but because I'm so touched and inspired by them.
174
481040
5296
Üzgün olduğum için değil, onların beni çok etkilemesi ve ilham vermesinden.
08:06
LT: And you know one of you is going to go soon.
175
486360
2280
LT: Biliyorsunuz ki birimizden biri yakında gidecek.
08:09
(Laughter)
176
489120
3160
(Gülüşmeler)
08:14
PM: Well, two of us are sitting here, Lily, which one are you talking about?
177
494520
4456
PM: İkimiz burada oturuyoruz Lily, kimden bahsediyorsun?
08:19
(Laughter)
178
499000
1376
(Gülüşmeler)
08:20
And I always think, when women talk about their friendships,
179
500400
2816
Kadınların arkadaşlıklarından bahsettiklerinde,
08:23
that men always look a little mystified.
180
503240
3256
erkeklerin her zaman biraz şaşırdıklarını düşündüm.
08:26
What are the differences, in your opinion,
181
506520
2536
Sizin fikrinize göre, erkek ve kadın arkadaşlıkları
08:29
between men friendships and women friendships?
182
509080
2976
arasındaki fark nedir?
08:32
JF: There's a lot of difference,
183
512080
1976
JF: Pek çok fark var
08:34
and I think we have to have a lot of empathy for men --
184
514080
2936
ve bence erkekler için çokça empatimiz olması lazım --
08:37
(Laughter)
185
517040
1696
(Gülüşmeler)
08:38
that they don't have what we have.
186
518760
3720
bizim sahip olduğumuz şeye sahip değiller.
08:43
Which I think may be why they die sooner.
187
523040
2536
Belki de bu yüzden daha erken ölüyorlar.
08:45
(Laughter)
188
525600
1535
(Gülüşmeler)
08:47
I have a lot of compassion for men,
189
527159
2697
Erkekler için çok fazla merhamet duyuyorum,
08:49
because women, no kidding, we --
190
529880
3616
çünkü kadınlar, şaka değil, biz --
08:53
women's relationships, our friendships are full disclosure, we go deep.
191
533520
5616
kadınların ilişkileri, arkadaşlıklarımız bütünüyle açık, derine iniyoruz.
08:59
They're revelatory.
192
539160
1440
Açığa çıkarıcı.
09:01
We risk vulnerability -- this is something men don't do.
193
541760
4336
Hassasiyetimizi riske ediyoruz -- bunları erkekler yapmıyorlar.
09:06
I mean how many times have I asked you, "Am I doing OK?"
194
546120
3536
Sana kaç kez şunu sordum, "İyi gidiyor muyum?"
09:09
"Did I really screw up there?"
195
549680
2256
"Orada gerçekten berbat ettim mi?"
09:11
PM: You're doing great.
196
551960
1376
PM: Harika gidiyorsun.
09:13
(Laughter)
197
553360
1096
(Gülüşmeler)
09:14
JF: But I mean, we ask questions like that
198
554480
3136
JF: Ama kız arkadaşlarımız hakkında
09:17
of our women friends,
199
557640
1216
böyle sorular sorarız,
09:18
and men don't.
200
558880
2016
erkeklerse yapmaz.
09:20
You know, people describe women's relationships as face-to-face,
201
560920
3896
Bilirsin, insanlar kadınların ilişkilerini yüz yüze,
09:24
whereas men's friendships are more side-by-side.
202
564840
3016
erkeklerin arkadaşlıklarını ise daha çok yan yana diye tanımlar.
09:27
LT: I mean most of the time men don't want to reveal their emotions,
203
567880
3736
LT: Yani erkekler çoğu zaman duygularını belli etmek istemez,
09:31
they want to bury deeper feelings.
204
571640
1696
derindeki duygularını gömmek isterler.
09:33
I mean, that's the general, conventional thought.
205
573360
3016
Yani bu genel, geleneksel düşünce.
09:36
They would rather go off in their man cave and watch a game or hit golf balls,
206
576400
4536
Onlar inlerine gidip maç seyretmeyi veya golf toplarına vurmayı tercih ediyor
09:40
or talk about sports, or hunting, or cars or have sex.
207
580960
4616
veya spor hakkında konuşmayı veya avlanmayı veya arabaları veya seksi.
09:45
I mean, it's just the kind of -- it's a more manly behavior.
208
585600
3256
Yani sadece biraz -- biraz daha erkekçe davranışlar.
09:48
JF: You meant -- LT: They talk about sex.
209
588880
2296
JF: Demek istedin -- LT: Seks hakkında konuşuyorlar.
09:51
I meant they might have sex
210
591200
1696
Eğer inlerine birini sokabilirlerse
09:52
if they could get somebody in their man cave to --
211
592920
2376
seks de yapabilirler demek istedim --
09:55
(Laughter)
212
595320
1760
(Gülüşmeler)
09:58
JF: You know something, though, that I find very interesting --
213
598360
3216
JF: Ancak çok ilginç bulduğum bir şey de --
10:01
and again, psychologists didn't know this until relatively recently --
214
601600
4576
ve yineliyorum, psikologlar şimdiye dek bunu pek bilmiyorlardı --
10:06
is that men are born every bit as relational as women are.
215
606200
3736
erkekler de kadınlar kadar ilişkisel doğuyor.
10:09
If you look at films of newborn baby boys and girls,
216
609960
3616
Eğer yeni doğan erkek ve kız çocuklarına bakarsanız,
10:13
you'll see the baby boys just like the girls,
217
613600
2096
erkek bebeklerin aynı kız bebekler gibi olduğunu görürsünüz,
10:15
gazing into their mother's eyes,
218
615720
2336
annelerinin gözlerine bakarlar,
10:18
you know, needing that relational exchange of energy.
219
618080
4176
yani o ilişkisel enerji değişimine ihtiyaç duyarlar.
10:22
When the mother looks away, they could see the dismay on the child,
220
622280
5296
Anne başka tarafa doğru baktığında, çocuktaki korku görülür,
10:27
even the boy would cry.
221
627600
1256
oğlanlar dahi ağlar.
10:28
They need relationship.
222
628880
1856
İlişkiye ihtiyaçları var.
10:30
So the question is why, as they grow older, does that change?
223
630760
3976
Ancak soru, neden büyüdükçe bu olay değişir?
10:34
And the answer is patriarchal culture,
224
634760
2336
Cevap, ilişkiye ihtiyaç duyan, birisiyle arasında
10:37
which says to boys and young men
225
637120
2976
duygusallık olan oğlanların ve delikanlıların
10:40
that to be needing of relationship, to be emotional with someone is girly.
226
640120
5256
kız gibi olduğunu söyleyen ataerkil kültürdür.
10:45
That a real man doesn't ask directions or express a need,
227
645400
5656
Gerçek bir erkek yön sormaz veya ihtiyacını söylemez,
10:51
they don't go to doctors if they feel bad.
228
651080
2296
kötü hissedince doktora gitmez.
10:53
They don't ask for help.
229
653400
1576
Yardım istemez.
10:55
There's a quote that I really like,
230
655000
1696
Gerçekten sevdiğim bir alıntı var,
10:56
"Men fear that becoming 'we' will erase his 'I'."
231
656720
4736
"Erkekler 'biz' olmanın 'ben' olmayı kaldıracağından korkar."
11:01
You know, his sense of self.
232
661480
1696
Yani benlik bilinci.
11:03
Whereas women's sense of self has always been kind of porous.
233
663200
4496
Buna karşılık, kadınların benlik bilinci hep daha geçirgen.
11:07
But our "we" is our saving grace,
234
667720
3816
Ama bizdeki "biz" bizim mazeretimiz,
11:11
it's what makes us strong.
235
671560
2456
bizi güçlü yapan şey.
11:14
It's not that we're better than men,
236
674040
1736
Erkeklerden daha iyi olduğumuz için değil,
11:15
we just don't have our masculinity to prove.
237
675800
2048
sadece ispat etmek için maskülinitemiz yok.
11:18
LT: And, well --
238
678440
1216
LT: Ve peki --
11:19
JF: That's a Gloria Steinem quote.
239
679680
1656
JF: Bu Gloria Steinem'dan bir alıntı.
11:21
So we can express our humanity -- LT: I know who Gloria Steinem is.
240
681360
3376
Böylece insanlığımızı ifade edebiliyoruz --
LT: Gloria Steinem'ın kim olduğunu biliyorum.
11:24
JF: I know you know who she is, but I think it's a --
241
684760
2477
JF: Kim olduğunu bildiğini biliyorum, ama bence o bir --
11:27
(Laughter)
242
687261
2035
(Gülüşmeler)
11:29
No, but it's a great quote, I think.
243
689320
1856
Hayır, ama harika bir alıntı bence.
11:31
We're not better than men, we just don't have our masculinity to prove.
244
691200
4256
Erkeklerden daha iyi değiliz, sadece ispat etmek için maskülinitemiz yok.
11:35
And that's really important.
245
695480
1376
Bence bu gerçekten önemli.
11:36
LT: But men are so inculcated in the culture
246
696880
2576
LT: Ancak erkekler ataerkillik içinde rahat olmak için
11:39
to be comfortable in the patriarchy.
247
699480
3136
kültürü iyice telkin ediyorlar.
11:42
And we've got to make something different happen.
248
702640
2936
Biz de farklı bir şeylerin olmasını sağlamalıyız.
11:45
JF: Women's friendships are like a renewable source of power.
249
705600
4176
JF: Kadınların arkadaşlıkları yenilenebilir güç kaynağı gibi.
11:49
LT: Well, that's what's exciting about this subject.
250
709800
2456
LT: Bu konuyla ilgili ilginç olan şey de bu.
11:52
It's because our friendships --
251
712280
1536
Çünkü arkadaşlığımız --
11:53
female friendships are just a hop to our sisterhood,
252
713840
4616
kız arkadaşlıklar kız kardeşliğimize sadece bir sıçrama
11:58
and sisterhood can be a very powerful force,
253
718480
3416
ve kız kardeşlik dünyaya verecek çok kuvvetli
12:01
to give the world --
254
721920
1416
bir güç olabilir --
12:03
to make it what it should be --
255
723360
1816
olması gerektiği gibi yapmak için --
12:05
the things that humans desperately need.
256
725200
2920
insanların çaresizce ihtiyaç duydukları şeyler.
12:08
PM: It is why we're talking about it,
257
728840
1816
PM: Bu yüzden bunun hakkında konuşuyoruz,
12:10
because women's friendships are,
258
730680
1696
çünkü kız arkadaşlıklar,
12:12
as you said, Jane,
259
732400
1216
dediğin gibi Jane,
12:13
a renewable source of power.
260
733640
1336
yenilenebilir güç kaynağı.
12:15
So how do we use that power?
261
735000
1480
Peki bu gücü nasıl kullanırız?
12:17
JF: Well, women are the fastest growing demographic in the world,
262
737760
3376
JF: Kadınlar dünyadaki en hızlı büyüyen demografi,
12:21
especially older women.
263
741160
1216
özellikle de yaşlı kadınlar.
12:22
And if we harness our power, we can change the world.
264
742400
4056
Eğer gücümüzü kullanırsak, dünyayı değiştirebiliriz.
12:26
And guess what? We need to.
265
746480
1536
Ve tahmin edin? Bunu yapmamız lazım.
12:28
(Applause)
266
748040
2136
(Alkış)
12:30
And we need to do it soon.
267
750200
1296
Ve yakında yapmamız lazım.
12:31
And one of the things that we need to do --
268
751520
2496
Yapmamız gereken bir başka şey --
12:34
and we can do it as women --
269
754040
1536
ve kadın olarak yapabiliriz --
12:35
for one thing, we kind of set the consumer standards.
270
755600
3096
öncelikle tüketici standartlarını belirliyoruz.
12:38
We need to consume less.
271
758720
2416
Daha az tüketmeliyiz.
12:41
We in the Western world need to consume less
272
761160
2976
Biz, Batı dünyasında daha az tüketmeliyiz
12:44
and when we buy things, we need to buy things that are made locally,
273
764160
3216
ve bir şeyler aldığımızda, yerel olarak yapılan şeyleri almalıyız,
12:47
when we buy food, we need to buy food that's grown locally.
274
767400
3096
yiyecek aldığımızda, yerel olarak yetişen gıdaları almalıyız.
12:50
We are the ones that need to get off the grid.
275
770520
3216
Bizler bağımsız olanlar olmalıyız.
12:53
We need to make ourselves independent from fossil fuels.
276
773760
5736
Kendimizi fosil yakıtlardan uzak tutmalıyız.
12:59
And the fossil fuel companies --
277
779520
1976
Ve fosil yakıt şirketleri --
13:01
the Exxons and the Shell Oils and those bad guys --
278
781520
3136
Exxon'lar ve Shell Oil'ler ve o kötü çocuklar --
13:04
cause they are --
279
784680
1216
çünkü öyleler --
13:05
are going to tell us that we can't do it without going back to the Stone Age.
280
785920
3856
bize Taş Devri'ne dönmeden bunu yapamayacağımızı söyleyecekler.
13:09
You know, that the alternatives just aren't quite there yet,
281
789800
2856
Yani alternatiflerin hâlâ tam olarak olmadığını
13:12
and that's not true.
282
792680
1336
ve bu doğru değil.
13:14
There are countries in the world right now
283
794040
2056
Şu an dünyada çoğunlukla yenilenebilir enerjiyle
13:16
that are living mostly on renewable energy and doing just fine.
284
796120
3336
yaşayarak iyi durumda olan ülkeler var.
13:19
And they tell us that if we do wean ourselves from fossil fuel
285
799480
4136
Bize fosil yakıtlardan vazgeçtiğimizde
13:23
that we're going to be back in the Stone Age,
286
803640
2136
Taş Devri'ne döneceğimiz söyleniyor,
13:25
and in fact, if we begin to use renewable energy,
287
805800
4176
aslında eğer yenilenebilir enerji kullanmaya başlarsak
13:30
and not drill in the Arctic, and not drill --
288
810000
2166
ve Kuzey Kutbu'nu delmezsek ve delmezsek --
13:32
LT: Oh, boy.
289
812190
1166
LT: Aman Tanrım!
13:33
JF: And not drill in the Alberta tar sands --
290
813380
2116
JF: Ve Alberta katranlı kumlarını delmezsek --
13:35
Right.
291
815520
1216
Doğru.
13:36
That we will be --
292
816760
1240
Bizler --
13:38
there will be more democracy and more jobs and more well-being,
293
818040
3376
daha fazla demokrasi, daha fazla iş ve daha fazla refah olacak
13:41
and it's women that are going to lead the way.
294
821440
2216
ve yolu gösterenler kadınlar olacak.
13:43
LT: Maybe we have the momentum to start a third-wave feminist movement
295
823680
4376
LT: Belki dünyanın dört bir yanındaki kız kardeşlerimizle
13:48
with our sisterhood around the world,
296
828080
2576
üçüncü dalga feminist hareketi başlatma ivmesine sahibiz,
13:50
with women we don't see, women we may never meet,
297
830680
3176
görmediğimiz kadınlarla, hiç karşılaşmayacağımız kadınlarla,
13:53
but we join together that way,
298
833880
2496
ama bu şekilde birleşiyoruz,
13:56
because --
299
836400
1216
çünkü --
13:57
Aristotle said --
300
837640
1200
Aristo şöyle demiş --
13:59
most people --
301
839920
1216
çoğu insan --
14:01
people would die without male friendships.
302
841160
2896
insanlar erkek arkadaşlığı olmadan ölecek.
14:04
And the operative word here was "male."
303
844080
3256
Buradaki geçerli kelime "erkek".
14:07
Because they thought that friendships should be between equals
304
847360
2936
Çünkü arkadaşlıkların eşitler arasında olması gerektiğini düşündüler
14:10
and women were not considered equal --
305
850320
2216
ve kadınlar eşit olarak düşünülmezdi --
14:12
JF: They didn't think we had souls even, the Greeks.
306
852560
2456
JF: Yunanlar ruhumuz dahi olmadığını düşündüler.
14:15
LT: No, exactly. That shows you just how limited Aristotle was.
307
855040
3856
LT: Hayır, gerçekten. Bu size Aristo'nun ne kadar sınırlı olduğunu gösteriyor.
14:18
(Laughter)
308
858920
1680
(Gülüşmeler)
14:21
And wait, no, here's the best part.
309
861520
1896
Bekle, hayır, işte en iyi bölümü.
14:23
It's like, you know, men do need women now.
310
863440
3616
Bilirsiniz, erkeklerin şimdi kadınlara ihtiyacı var.
14:27
The planet needs women.
311
867080
2136
Gezegenin kadınlara ihtiyacı var.
14:29
The US Constitution needs women.
312
869240
2456
ABD Anayasası'nın kadınlara ihtiyacı var.
14:31
We are not even in the Constitution.
313
871720
2776
Anayasada bile değiliz.
14:34
JF: You're talking about the Equal Rights Amendment.
314
874520
2456
JF: Eşit Haklar Tasarısı'ndan bahsediyorsun.
14:37
LT: Right.
315
877000
1158
LT: Doğru.
14:38
Justice Ginsberg said something like --
316
878182
3898
Justice Ginsberg şöyle bir şey söyledi --
14:43
every constitution that's been written since the end of World War II
317
883920
3576
İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan beri yazılan her anayasa
14:47
included a provision that made women citizens of equal stature,
318
887520
4976
kadın vatandaşları eşit öneme getiren hükümler içeriyor,
14:52
but ours does not.
319
892520
1696
ama bizimki öyle değil.
14:54
So that would be a good place to start.
320
894240
1896
Yani başlamak için güzel bir yer.
14:56
Very, very mild --
321
896160
2056
Çok, çok zayıf.
14:58
JF: Right.
322
898240
1216
JF: Doğru.
14:59
(Applause)
323
899480
1200
(Alkış)
15:02
And gender equality, it's like a tide,
324
902200
2656
Ve cinsiyet eşitliği bir dalga gibi,
15:04
it would lift all boats, not just women.
325
904880
1936
bütün tekneleri kaldıracak, sadece kadınları değil.
15:06
PM: Needing new role models on how to do that.
326
906840
2536
PM: Bunu nasıl yapılacağı ile ilgili yeni rol modellerine ihtiyaç var.
15:09
How to be friends,
327
909400
1416
Nasıl arkadaş olunacağı,
15:10
how to think about our power in different ways,
328
910840
2896
tüketiciler olarak, dünya vatandaşları olarak
15:13
as consumers,
329
913760
1216
gücümüzü farklı şekillerde
15:15
as citizens of the world,
330
915000
1656
nasıl düşüneceğimiz
15:16
and this is what makes Jane and Lily
331
916680
2416
ve Jane ile Lily'yi kadınların nasıl arkadaş
15:19
a role model of how women can be friends --
332
919120
2736
olabileceğine dair rol modelleri yapan şey bu --
15:21
for a very long time,
333
921880
1616
çok uzun bir süre
15:23
and even if they occasionally disagree.
334
923520
2416
ve bazen hemfikir olmasalar da.
15:25
Thank you.
335
925960
1200
Teşekkürler.
15:28
Thank you both.
336
928360
1216
İkinize de teşekkürler.
15:29
(Applause)
337
929600
1216
(Alkış)
15:30
JF: Thanks.
338
930840
1200
JF: Teşekkürler.
15:35
LT: Thank you.
339
935560
1216
LT: Teşekkür ederim.
15:36
JF: Thank you.
340
936800
1200
JF: Teşekkür ederim.
15:38
(Applause)
341
938053
5067
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7