Jay Walker: A library of human imagination

Jay Walker'ın insani hayalgücü kütüphanesi

47,452 views ・ 2008-12-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: osman oguz ahsen Gözden geçirme: Isil Arican
00:18
These rocks have been hitting our earth for about three billion years,
0
18330
4000
Bu kayalar dünyamıza 3 milyar yıldır çarpıyor
00:22
and are responsible for much of what’s gone on on our planet.
1
22330
3000
ve gezenimizde olan bitenin çoğundan sorumludurlar.
00:25
This is an example of a real meteorite,
2
25330
2000
Bu gerçek bir meteor örneği,
00:27
and you can see all the melting of the iron
3
27330
2000
erimiş demiri görebilirsiniz,
00:29
from the speed and the heat when a meteorite hits the earth,
4
29330
4000
meteorun dünyaya şarpa hızı ve ortaya çıkan ısıdan
00:33
and just how much of it survives and melts.
5
33330
2000
na kadarının eridiğini ve ne kadarının geriye kaldığını da.
00:36
From a meteorite from space,
6
36330
2000
Uzaydan gelen meteordan
00:38
we’re over here with an original Sputnik.
7
38330
2000
burada, orjinal bir Sputnik'e geçelim.
00:40
This is one of the seven surviving Sputniks that was not launched into space.
8
40330
3000
Bu gördüğünüz uzaya fırlatılmadan kalan kalan yedi Sputnik'ten biri.
00:43
This is not a copy.
9
43330
1000
Bu bir kopya değil.
00:45
The space age began 50 years ago in October,
10
45330
3000
Uzay çağı 50 yıl önce Ekim ayında başladı,
00:48
and that’s exactly what Sputnik looked like.
11
48330
2000
ve bu tam olarak Sputnik'in aynısı.
00:50
And it wouldn’t be fun to talk about the space age
12
50330
3000
Apollo 11 üzerinde aya taşınan ve geri getirilen
00:53
without seeing a flag that was carried
13
53330
2000
bayrağı görmeksizin uzay çağı hakkında
00:55
to the moon and back, on Apollo 11.
14
55330
3000
konuşmak pek de eğlenceli olmazdı.
00:58
The astronauts each got to carry
15
58330
2000
Her bir astronot, kişisel eşyalarının arasında
01:00
about ten silk flags in their personal kits.
16
60330
3000
yaklaşık on tane ipek bayrak taşıdı.
01:03
They would bring them back and mount them.
17
63330
2000
Amaçları geri gelince onları bir yerlere asmaktı.
01:05
So this has actually been carried to the moon
18
65330
3000
Bu yüzden bu bayrak da aya taşındı ve
01:08
and back.
19
68330
2000
geri getirildi.
01:10
So that’s for fun.
20
70330
2000
Sırf eğlence olsun diye.
01:12
The dawn of books is, of course, important.
21
72330
2000
Kitapların ortaya çıkışı elbette ki, önemlidir.
01:14
And it wouldn’t be interesting to talk about the dawn of books
22
74330
2000
Gutterberg İncil'inin bir kopyasına sahip olmadan
01:16
without having a copy of a Guttenberg Bible.
23
76330
3000
kitaplar hakkında konuşmak çok da ilgi çekici olmaz.
01:20
You can see how portable and handy it was to have your own Guttenberg
24
80330
2000
1455 yılında kendi Guttenberg'inize sahip olmuş olsaydınız,
01:22
in 1455.
25
82330
2000
onun ne kadar hafif ve taşınabilir olduğunu görebilirdiniz.
01:25
But what’s interesting about the Guttenberg Bible, and the dawn of this technology,
26
85330
4000
Fakat Gutteberg İncil'i ve bu teknolojinin doğuşu hakkında ilginç olan,
01:29
is not the book.
27
89330
2000
kitabın kendisi değil.
01:31
You see, the book was not driven by reading.
28
91330
4000
Bakın, kitabın ortaya çıkmasındaki neden okuma değil.
01:35
In 1455, nobody could read.
29
95330
2000
1455'te kimse okuyamazdı.
01:37
So why did the printing press succeed?
30
97330
2000
Peki o zaman baskı teknolojisi neden başarılı oldu?
01:39
This is an original page of a Guttenberg Bible.
31
99330
4000
Bu Guttenberg İncil'inin orjinal bir sayfası.
01:43
So you’re looking here at one of the first printed books
32
103330
3000
Şu anda, burada 550 yıl önce, insanlık tarihinde
01:46
using movable type in the history of man,
33
106330
2000
ilk defa hareketli harflerle basılan
01:48
550 years ago.
34
108330
3000
kitaplardan birine bakıyorsunuz.
01:51
We are living at the age here at the end of the book,
35
111330
2000
Kitapların son günlerinin yaklaştığı bir çağda yaşıyoruz,
01:53
where electronic paper will undoubtedly replace it.
36
113330
2000
şüphesiz ki elektronik kağıt yakında onların yerini alacak.
01:55
But why is this so interesting? Here’s the quick story.
37
115330
3000
Fakat bu neden bu kadar ilginç? Alın size kısa bir hikaye.
01:59
It turns out that in the 1450s,
38
119330
2000
1450'lerde geçiyor,
02:01
the Catholic Church needed money,
39
121330
2000
Katolik kilisesinin paraya ihtiyacı vardı,
02:03
and so they
40
123330
2000
ve bu yüzden günahlar için bağışlama kağıdı bastılar --
02:05
actually hand-wrote these things called indulgences,
41
125330
2000
bunlar, "bağışlayıcı" olarak isimlendirilen ve bir parça kağıt üzerinde
02:07
which were forgiveness’s on pieces of paper.
42
127330
2000
elleriyle yazdıkları şeylerdi.
02:09
They traveled all around Europe
43
129330
2000
Bütün Avrupa'yı gezdiler ve
02:11
and sold by the hundreds or by the thousands.
44
131330
2000
bunlardan yüzlerce veya binlercesini sattılar.
02:13
They got you out of purgatory faster.
45
133330
2000
Bu bağışlayıcılar insanı Araf'tan daha hızlı kurtarmaya yarıyordu.
02:16
And when the printing press was invented
46
136330
2000
Baskı makinesi keşfedildiğinde ise
02:18
what they found was they could print indulgences,
47
138330
2000
bu bağışlayıcılardan bol bol basabileceklerini fark ettiler,
02:20
which was the equivalent of printing money.
48
140330
2000
onlar için para basmakla aynı şeydi bu.
02:22
And so all of Western Europe started buying printing presses in 1455 --
49
142330
4000
Ve bu yüzden 1455 yılında bütün Batı Avrupa
02:26
to print out thousands,
50
146330
2000
binlerce, hatta yüzbinlerce bağışlayıcı
02:28
and then hundreds of thousands,
51
148330
1000
basabilmek iin baskı makinesi
02:29
and then ultimately millions
52
149330
2000
satın almaya başladı,
02:31
of single, small pieces of paper
53
151330
3000
sizi cehenemin ortasından çıkarıp
02:34
that got you out of middle hell and into heaven.
54
154330
3000
cennete sokmaya yarayacak bağışlayıcıları basmak için.
02:37
That is why the printing press succeeded,
55
157330
3000
Baskı teknolojisinin başarılı olma nedeni bu,
02:40
and that is why Martin Luther
56
160330
2000
bu, aynı zamanda Martin Luther'in 90 tane tezini
02:42
nailed his 90 theses to the door:
57
162330
3000
duvara çivilemesinin de sebebidir:
02:45
because he was complaining that the Catholic Church had gone amok
58
165330
2000
çünkü Katolilk Kilisesi'nin Batı Avrupa'nın her bir köşesindeki
02:48
in printing out indulgences and selling them
59
168330
3000
köy ve kasabalarda bu başılşayıcıları satmak için
02:51
in every town and village and city in all of Western Europe.
60
171330
4000
çılgına dönmesinden oldukça şikayetçi idi.
02:55
So the printing press, ladies and gentlemen,
61
175330
2000
Bu yüzden, matbaa, baylar ve bayanlar,
02:57
was driven entirely by the printing of forgivenesses
62
177330
3000
tamamen affedilme baskısı tarafından ortaya çıkmıştır
03:00
and had nothing to do with reading.
63
180330
2000
ve okuma ile hiç bir ilgisi yoktur.
03:02
More tomorrow. I also have pictures coming of the library
64
182330
2000
Daha fazlası yarın. Resimleri isteyenler için
03:04
for those of you that have asked for pictures.
65
184330
2000
kütüphaneden gelen resimler de var.
03:06
We’re going to have some tomorrow.
66
186330
2000
Yarın devam edeceğiz.
03:08
(Applause)
67
188330
1000
(Alkış)
03:09
Instead of showing an object from the stage
68
189330
2000
Sahneden bir nesne göstermek yerine
03:11
I’m going to do something special for the first time.
69
191330
2000
Bu defa size özel bir şey yapacağım, bu ilk defa oluyor.
03:13
We are going to show, actually, what the library looks like, OK?
70
193330
3000
Kütüphanenin nasıl göründüğünü göstereceğim, tamam mı ?
03:17
So, I am married to the most wonderful woman in the world.
71
197330
3000
Ben, dünyadaki en muhteşem kadınla evliyim.
03:20
You’re going to find out why in a minute,
72
200330
2000
Bir dakika içinde nedenini anlayacaksınız,
03:22
because when I went to see Eileen,
73
202330
2000
çünkü Eileen'e görmeye gittiğim zaman,
03:24
this is what I said I wanted to build.
74
204330
2000
inşa etmek istediğimi söylediğim şeydi bu.
03:26
This is the Library of Human Imagination.
75
206330
3000
Bu insanlığın hayalgücünün kütüphanesi.
03:29
The room itself is three stories tall.
76
209330
3000
Odanın kendisi 3 kat yüksekliğinde.
03:32
In the glass panels are 5,000 years of human imagination
77
212330
3000
Cam panellerde insan hayal gücünün 5.000 yılı mevcut
03:35
that are computer controlled.
78
215330
2000
ve bilgisayar tarafından kontrol ediliyorlar.
03:37
The room is a theatre. It changes colors.
79
217330
2000
Oda bir sahne aynı zamanda, renkleri değişebiliyor.
03:39
And all throughout the library are different objects, different spaces.
80
219330
4000
Kütüphane boyunca etrafta farklı nesneler ve alanlar mevcut.
03:43
It’s designed like an Escher print.
81
223330
2000
Escher baskısı gibi tasarlanmış.
03:45
Here is some of the lower level of the library,
82
225330
2000
Bu gördüğünüz kütüphanenin alt kademesi
03:47
where the exhibits constantly change.
83
227330
2000
burada sergilenenler sürekli değişiyor.
03:49
You can walk through. You can touch.
84
229330
2000
Aralarında yürüyebilirsinizç Dokunabilirsiniz.
03:51
You can see exactly how many of these types of items would fit in a room.
85
231330
3000
Bu tip nesnelerden kaçının bir odaya sığabileceğinii görebilirsiniz.
03:54
There’s my very own Saturn V.
86
234330
2000
Burada bana ait bir Saturn V. var.
03:56
Everybody should have one, OK? (Laughter)
87
236330
2000
Herkes bir tane edinmeli, tamam mı?
03:59
So you can see here in the lower level of the library
88
239330
2000
Kütüphanenin alt seviyesini burada görebilirsiniz
04:01
the books and the objects.
89
241330
2000
kitapları ve nesneleri.
04:03
In the glass panels all along is sort of the history of imagination.
90
243330
3000
Cam paneller boyunca gördükleriniz hayalgücünün bir nevi tarihidir.
04:06
There is a glass bridge that you walk across
91
246330
2000
Boşlukta asılı duran yürüyebileceğini
04:08
that’s suspended in space.
92
248330
2000
cam bir köprü var.
04:10
So it’s a leap of imagination.
93
250330
1000
Bu da hayal gücünün bir sıçramasıdır.
04:11
How do we create?
94
251330
2000
Peki nasıl yaratıyoruz?
04:13
Part of the question that I have answered is,
95
253330
2000
Sorunun bir parçasını cevapladım aslında
04:15
is we create by surrounding ourselves with stimuli:
96
255330
3000
biz, kendimizi uyaranlarla, insanlığın gösterdiği gelişmelerle,
04:18
with human achievement, with history,
97
258330
2000
insanlık tarihi ile sarıp sarmalayarak
04:20
with the things that drive us and make us human --
98
260330
3000
yaratabiliyoruz.
04:23
the passionate discovery, the bones of dinosaurs long gone,
99
263330
4000
Tutku dolu keşif, üzün süre önce kaybolan dinazorların kemikleri,
04:27
the maps of space that we’ve experienced,
100
267330
3000
deneyimlediğimiz uzay haritası,
04:30
and ultimately the hallways that stimulate our mind and our imagination.
101
270330
4000
ve son olarak aklımızı ve hayal gücümüzü tetikleyen koridorlar.
04:34
So hopefully tomorrow I’ll show
102
274330
2000
Ümit ediyorum ki yarın buradan size
04:36
one or two more objects from the stage,
103
276330
1000
bir veya daha fazla nesne göstereceğim,
04:37
but for today I just wanted to say thank you
104
277330
2000
fakat bu günlük buraya gelen ve onun hakkında konuşan
04:39
for all the people that came and talked to us about it.
105
279330
2000
herkese teşekkür etmek istiyorum
04:41
And Eileen and I are thrilled to open our home
106
281330
2000
Ve Eileen ve ben evimizi TED topluluğuna açtığımız için
04:43
and share it with the TED community.
107
283330
2000
ve paylaştığımız için çok heyecanlıyız.
04:45
(Applause)
108
285330
1000
(Alkış)
04:46
TED is all about patterns in the clouds.
109
286330
3000
TED bulutların içindeki bütün şekillerle ilgili bir şey,
04:49
It’s all about connections.
110
289330
2000
Bağlantılarla ilgili.
04:51
It’s all about seeing things
111
291330
2000
Daha önce herkesin gördüğü
04:53
that everybody else has seen before
112
293330
2000
şeyleri görmek, ama sadece görmekle kalmayıp
04:55
but thinking about them in ways that nobody has thought of them before.
113
295330
5000
bunlar hakkında daha önce kimsenin düşünmediği şekilde düşünmekle ilgili.
05:00
And that’s really what discovery and imagination is all about.
114
300330
4000
Ve keşfin ve hayal gücünün aslında ne olduğu ile ilgilidir.
05:04
For example, we can look
115
304330
2000
Örneğin, burada
05:06
at a DNA molecule model here.
116
306330
3000
bir DNA molekül modeline bakabiliriz.
05:09
None of us really have ever seen one,
117
309330
2000
Daha önce hiçbirimiz gerçeğini görmemiştir,
05:11
but we know it exists because we’ve been taught
118
311330
3000
fakat onun var olduğunu biliyoruz,
05:14
to understand this molecule.
119
314330
2000
çünkü bize bu molükülü anlamamış öğretildi.
05:16
But we can also look at an Enigma machine
120
316330
3000
Fakat aynı zamanda Nazilerin
05:19
from the Nazis in World War II
121
319330
2000
ikinci dünya savaşında şifreleme
05:21
that was a coding and decoding machine.
122
321330
2000
yapmak için kullandıkları Enigma makinasına da bakabiliriz.
05:23
Now, you might say, what does this have to do with this?
123
323330
3000
Şimdi diyebilirsiniz ki bunun bütün bunlarla ilişkisi ne?
05:26
Well, this is the code for life,
124
326330
2000
İşte bu, yaşamın şifresi,
05:28
and this is a code for death.
125
328330
3000
bu da ölümün şifresi.
05:31
These two molecules
126
331330
2000
Bu iki molekül
05:33
code and decode.
127
333330
2000
şifreliyor ve şifre çözüyor.
05:35
And yet, looking at them, you would see a machine and a molecule.
128
335330
4000
Yine de bunlara bakınca bir makina ve molekül görüyorsunuz.
05:39
But once you’ve seen them in a new way,
129
339330
2000
Fakat bunları farklı bir yönden görünce
05:41
you realize that both of these things really are connected.
130
341330
3000
bu ikisinin aslında bağlantılı olduğunun farkına varıyorsunuz.
05:44
And they’re connected primarily because of this here.
131
344330
4000
Esasen buradaki şey yüzünden bağlantılılar.
05:48
You see, this is a human brain model, OK?
132
348330
4000
Bu gördüğünüz bir insan beyni modeli, değil mi?
05:52
And it’s rare, because we never really get to see a brain.
133
352330
2000
Bu nadir bulunan bir şey çünkü genelde beynin içini göremeyiz.
05:54
We get to see a skull. But there it is.
134
354330
2000
Genelde kafatasını görürüz. Fakat işte burada.
05:56
All of imagination -- everything that we think,
135
356330
2000
Bütün hayal gücümüz, düşündüğümüz,
05:58
we feel, we sense -- comes through the human brain.
136
358330
3000
hissettiğimiz her şey insan beyninden geliyor.
06:01
And once we create new patterns in this brain,
137
361330
2000
Ve eğer beyini kullanarak yeni paternler yaratırsak,
06:03
once we shape the brain in a new way,
138
363330
2000
beyni yeniden biçimlendirirsek
06:05
it never returns to its original shape.
139
365330
4000
beyin ilk haline hiç bir zaman geri dönmüyor.
06:09
And I’ll give you a quick example.
140
369330
2000
Size hızlıca bir örnek vereceğim.
06:11
We think about the Internet;
141
371330
2000
Interneti düşünürüz.
06:13
we think about information that goes across the Internet.
142
373330
2000
Internet sayesinde taşınan bilgileri düşünürüz.
06:15
And we never think about the hidden connection.
143
375330
2000
Fakat hiç bir zaman arkasındaki bağlantıları düşünmeyiz.
06:17
But I brought along here a lump of coal --
144
377330
3000
Burada size bir avuç kömür getirdim --
06:20
right here, one lump of coal.
145
380330
3000
işte burada, bir avuç kömür.
06:23
And what does a lump of coal have to do with the Internet?
146
383330
2000
Peki bir avuç kömürün internetle ilgisi ne?
06:25
You see, it takes the energy in one lump of coal
147
385330
4000
Internette bir megabyte bilgiyi bir yerden bir yere aktarmak
06:29
to move one megabyte of information across the net.
148
389330
4000
için bir avuç kömürdeki enerjiye ihtiyaç var.
06:33
So every time you download a file,
149
393330
2000
Bu yüzden dosya indirdiğiniz her seferde
06:35
each megabyte is a lump of coal.
150
395330
3000
her megabyte aslında bir parça kömürdür.
06:38
What that means is, a 200-megabyte file
151
398330
4000
Yani, 200 megabyte büyüklüğündeki dosya
06:43
looks like this, ladies and gentlemen. OK?
152
403330
2000
bunun gibi birşey baylar ve bayanlar. Tamam mı?
06:46
So the next time you download a gigabyte,
153
406330
2000
Bu yüzden bir dahaki sefer, bir gigabyte veya
06:48
or two gigabytes, it’s not for free, OK?
154
408330
4000
iki gigabyte indirirken anımsayın, bu bedava değil, tamam mı?
06:52
The connection is the energy it takes to run the web ,
155
412330
5000
Bağlantı enerjidir. Web'in çalışmasını sağlayan da
06:57
and to make everything we think possible, possible.
156
417330
3000
herşeyi mümkün hale getiren enerjidir.
07:00
Thanks, Chris.
157
420330
2000
Teşekkürler, Chris.
07:02
(Applause)
158
422330
2000
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7